y^K 93/94+929
https://doi.org/10.22378/2410-0765.2024-14-2.75-85
Sadri Maksudi'nin Cali§malarinda Ceditgi Prensipler
Alper Alp
Ankara Haci Bayram Veli Üniversitesi
Ankara, Türkiye
Sadri Maksudi aile büyükleri ve ögrenim süreci baglaminda ceditgi bir gevrede yeti§mi§, ceditgilik hareketinin hizla yükseldigi ve toplumsal taban buldugu siralarda toplumsal bir önde olarak sivrilmeye ba§lami§tir. Medrese tahsili ile ba§ladigi ögrenim a§amalarinda agabeyi Hadi Maksudi'nin refakatinde yakla§ik bir yil ismail Gaspirali'nin yaninda bulunmu§, Kazan'da Rus-Tatar ögretmen okulunda okuduktan sonra, Fransa yolunu tutmu§tur. Geng bir ay din olarak Kazan'a döndügünde ismail Gaspirali gibi mektep medrese sistemini, Rus egitim sistemini ve Fransiz yüksekögretimini bilen bir donanim ve tecrübeye sahiptir. Kisa süre sonra siyasi faaliyetlere dahil olmu§ ve iki dönem Duma'da milletvekili olarak bulunmu§tur. Makalemizde Sadri Maksudi'nin toplumsal meseleleri ele almaya ba§ladigi, elinden geldigince eserleri ile katki vermeye gali§tigi bu ilk yillarini ceditgilik prensipler dogrultusunda degerlendirilmi§tir. Bu degerlendirmelerimize Milli Roman «Mai§et» ve «ingiltereye Seyahat» adli kitaplari ile «Yildiz» gazetesinde halka siyaset kavramlarini ögretmek üzere yazdigi yazilardan bazilari temel te§kil etmi§tir.
Anahtar Kelimeler: Ceditgilik, Rusya Müslümanlari, Müslüman Fraksiyonu, Milli Roman Mai§et
Giri§. Ceditgilik hareketinde öncelik temel egitim seviyesinden ba§layarak modern bir egitim sistemi kurmakti. Bu konuda kamuoyu destegini saglamak igin basinin ve yayin faaliyetlerinin özel bir önemi vardi. Modern bir toplum olma yolunda aydin zümresinin ve kadinlarin konumlarinin özel önemi, toplumsal dayani§ma ve topluma yönelik hedefler ba§lica hassasiyet gösterilen konular olmu§tur. ismail Gaspirali'nin önderliginde bu prensipler etrafinda birle§en bir muhit meydana gelmi§tir. Sadri Maksudi de erken ya§lardan itibaren bu muhit igerinde bulunmu§tur. ilkögrenimine babasmm nezaretinde dogdugu köy olan Ta§su'da ba§lami§tir [1, s. 18]. Kazan'daki medrese tahsilinin ba§langicindan itibaren ise agabeyi Ahmet Hadi Maksudi'nin rehberliginde ceditgi esaslar gergevesinde bir ögrenim hayati gegirmi§tir. 1895/1896 ögretim yilinda Hadi Maksudi ile birlikte Kirim'da bulunmasi önemli dönüm noktalarindan biridir. ismail Gaspirali'nin maiyetinde Hadi Maksudi ögretmenlik yaparken, Sadri Maksudi de ögrenimini sürdürmü§tür. Sadri Maksudi böylelikle hem ceditgi egitim prensipleri ile hem ismail Gaspirali ile tani§mi§tir [2, s.15-19]. Kazan'a döndükten sonra 1897-1901 yillari arasinda
© Alp A., 2024
Tatar-Rus ogretmen okulunda okuyarak modern Rus egitim sistemine de vakif olmu§tur [7, s.236]. Bu donem ayni zamanda ceditfi bir dunya goru§u ile ilk eserlerini vermeye ba§ladigi yillardir. Maksudi, okul arkada§larina nispeten ya§fa biraz daha buyuk olmasi sebebiyle ozellikle 3. Sinifta ciddi felsefi ve bilimsel kitaplar okumaya agirlik verdigini, ozellikle Jean Jack Russo'nun kitaplarini elinde du§urmedigini, Fransizca ogrenme arzusunun da bu eserler sayesinde uyandigini anlatmaktadir. Diger yandan Rusya'daki Musluman aydinlar arasinda; «din ile bilimin uzla§masi mumkun mudur?» konusu hararetle tarti§ildigi ifin fen bilimlerine de ilgi duydugunu aktarmi§tir. Kendisi de din ile bilimin ?ati§madigini Rusfa eserlerden istifade ederek ortaya koymak istemi§ti. Bu du§unce ile daha once duydugu Darwin'in dogal sefilim teorisi hakkinda daha fazla bilgi sahibi olmak istemi§ boylece Timiryazev'in bu konudaki kitabini incelemi§tir. Sadri Maksudi, kitapta islam itikadina aykiri bir husus gormedigini de belirtmektedir [3, s.87-92].
1902-1906 yillari arasinda Fransa'da yuksek tahsilin tamamlayarak Ka-zan'a donmu§tur [14, s.6-7]. Artik ceditfi hareketin sefkin aydinlari arasinda yerini alabilecek bir donanima sahip bir gen? olarak Devlet Dumasina sefilmi§, gorev yaptigi sure boyunca Rusya Muslumanlari adina onemli konularda fali§malar yurutmu§tur.
A) Ders Kitabi Hazirlama Girigimi. Sadri Maksudi nin ceditfi bir gen? olarak ilk mutevazi katkisi jeoloji konusunda hazirladigi ve 1899 yilinda yayinlanan «ilmu'l-arz» ba§ligiyla basilmi§ jeoloji hakkindaki bir kitapfiktir. Bu eser de donemin kulturel ve sosyal degi§im iklimine uygun olarak ortaya fikmi§tir. Hizla yayilan ve sayisi artan ceditfi mektepler ifin onemli bir ihtiyaf olarak yeni ogretim metotlarina uygun, yeni dersler ifin ders kitaplari meselesi ortaya fikmi§ti. Bu ihtiyaf onemli oranda Rusfa ve Osmanli Turkfesinden feviriler yoluyla kar§ilanmi§tir. Her ne kadar Sadri Maksudi belirtmemi§ olsa da kitabin kaynaklarinin Rusfa ve Turkfe ders kitaplari oldugunu varsaymak mumkundur.
Kitabin onsozunde tabiat bilimleri kavramini afikladiktan sonra jeolojinin bu sinifta degerlendirilen yeryuzu tabakalari ve madenleri inceleyen bir bilim dali oldugunu belirtmektedir. Yine onsozde verdigi bilgilere gore 29 sayfalik bir kitapfik degil 150 sayfalik daha buyuk bir ?ali§ma olarak planlanmi§tir. Ancak baski masraflarinin artmasindan endi§e ederek kisa bir ozetini yayinlami§tir. Kitabi kisaltmasindaki ba§ka bir temel sebep Tatarca'nin o donemde bilimsel terimler bakimindan yeterli birikime sahip olmamasidir [5, s.2].
Kitapta kisa ara ba§liklar halinde jeoloji biliminin ortaya koydugu bilgileri aktarmi§tir. Yeryuzu hakkinda gefmi§teki du§unceler ba§ligi altinda dunyanin §ekli, evrendeki konumu ile ilgili en eski goru§leri ve bugunku bilgilerin yolunu afan yakla§imlari ozetlemi§tir. Dunyanin §ekli ve hareketleri, dunyanin buyuklugu, yeryuzu tabakalari, yer kabugu, fosiller, yeryuzunun §imdiki §ekli, volkanlar ve onlarin kuvveti ile meydana gelen degi§iklikler, yukselti ve
çôkeltiler, Su kuvveti ile meydana gelen degiçiklikler, daglar, siradaglar, Su kaynaklan ve irmaklar bu kitapçikta yer alan diger konu baçliklaridir [5, s.35].
B) Ceditçi Bir Eser Olarak Mai§et Romani. Sadri Maksudi'nin kaleme aldigi «MaraMmaT» («Maiçet») adli roman, onun ceditçilik hareketine baçlangiç açamasinda yaptigi mütevazi bir baçka katkidir. Tatar toplumunun geleneksel yapisi içerisinde aksakliklar, toplumun elit kesimin oluçturan varlikli kesim ile ulemanin yanliçlari, eksikleri ortaya konulmakta ve eleçtirilmektedir. Bu gidiçi degiçtirmek ve milletine hizmet etmek isteyen bir iradenin varligi idealist bir genç olan Fatihin karakteri üzerinden, onun dü§ünceleri ve bazi davraniçlari ile örneklendirilerek vurgulanmaktadir. Romanin ideal tipleri genç Fatih ve müstakbel e§i Rabia'dir.
Romanda tasvir edilen Halit Aga, kadimci medreseleri destekleyen geleneksel toplum dokusunun temsilcisi bir tüccar tipidir. Egitim ögretimin bir uzmanlik alani oldugunun farkinda olmayan, verdigi maddi desek sebebiyle medresedeki ögrenci kadrosundan, verilen derslere kadar her hususa müdahil olma hakkini kendisinde gören bir kiçiliktir. Ticaretteki baçarisi ve sahip oldugu zenginlik sebebiyle kendisini her konuya hâkim, her meselede yeterli gören bir insandir. Bu özgüveni sebebiyle ilmi konularda sik sik gülünç duruma da dü§mektedir. Maksudi, Halit agayi tanimlarken Tatarca'da zengin fakat cahil ve görgüsüz kimseler için kullanilan «Baygura» [12, s. 111] kelimesine yer vermektedir. Kendisine daniçmayan, yardim istemeyen gençlerden baçarili olanlari çekemiyor, onlari engellemek için gereken vasitalara baçvuruyordu. Ayrica kadinlara dü§künlügü de dikkatlerden kaçmiyordu. Bütün bu nitelikleri ile toplum hayatina çagin gereklerine göre katki yapma bilgi, beceri ve donanimindan uzak bir kiçiliktir [6, s.2—11].
Halit aganin altmiç yaçini geçmesine ragmen 16-17 yaçinda genç bir kizla evlenme te§ebbüsü hikâyenin ana safhalarindan biridir. Hüseyin aga adli bir tüccarin kizi olan Rabia'nin ailesine çöpçatan göndermesi ile konuya dahil edilmiçlerdir. Bu kisimda Maksudî toplumdaki bazi gelenekleri sert biçimde eleçtirmekten geri durmamiçtir. Kizin kendisi ve annesi böyle bir evlilige karçi olmasina ragmen babasi kendisine kiyasla çok daha büyük servete sahip Halit Aga ile kizini evlendirmeyi içlerini geliçtirmek için bir firsat olarak görmü§ ve kizinin yaçli da olsa varlikli bir insanla evlenmesine izin vermiçtir. Gelenekler dogrultusunda babasi uygun görüp razi olduktan sonra kizin rizasina bakilmamaktadir. Böylesi evlilikler dönemin Tatar toplumunda seyrek görülen bir durum da degildir. Bu sebeple Maksudî, ailenin toplum için önemini vurgulamiç, saglikli bir aile yapisinin genç fertler arasinda yapilacak evliliklerle mümkün olabilecegini savunmuçtur [6, s.12-22].
Bu açamada, romanin esas karakteri Fatih okuyucuya tanitilmaktadir. Fatih idealist bir gençtir. Milletine faydali olmak hayatindaki en önemli amaçtir. Bütün toplumsal meselelere ve faaliyetlere bu bakiç açisiyla yani aslinda ceditçi bir tavirla yaklaçmaktadir. Örnegin Tatar gençlerinden batakhane benzeri eglence yerlerine gidenleri kusurlu buluyor, buralarda vakit kaybetmek yerine
halkina faydali, gerekli i§lere kafa yormak gerektigi kanaatini ortaya koyuyor. Varlikli ailelerin genflerinin harekete gefip yeti§tirme yurtlari kurarak yetim focuklarin iyi beslenip, egitim almalarini saglamayi ve toplumla uyumlu bireyler haline getirilmelerini bir oneri olarak sunmu§tur. Halkinin pek fok meselesi oldugunu bu meselelerden bazilarini anlayacak bilgi ve donanima sahip olmadiklarini, bu sebeple onlarin gorebildikleri eksiklikler uzerine yogunla§mayi dogru buldugunu ifade ediyor.
Fatih fok terbiyeli, yaramaz fikirler ta§imayan bir ki§i olarak tasvir edilmi§tir. Fatih'in boyle guzel ozelliklerle yeti§mesinde onunla en son ilgilenen halfe Kamil Efendi'nin buyuk payi oldugu vurgulanmaktadir. Hikayede Fatih'in ona tesaduf etmemi§ olsa bu kadar sefkin niteliklere sahip olamayacagi soylenirken bu yetersiz egitim sistemi ve kurumlarinin nadir de olsa faydali sonuflar fikarabilen ki§ileri banndirdigi kanaatine gonderme yapilmaktadir. Kamil efendi zeki ve fali§kan bir talebe oldugu ifin islam bilimlerinde iyi derecede malumat sahibi oldugu gibi kendi ilgisi dogrultusunda Osmanli lisani ve Rus edebiyatini anlayacak dereceye gelen boylelikle Rus, Osmanli ve Arapfa Misir gazetelerini takip etme imkanina da sahip oldugu ifin dunya fapinda guncel geli§melerinden haberdar bir halfe olarak tanimlanmaktadir. Fatih'e dini bilim-lerin yani sira cografya, tarih, hesap dersleri vermi§tir ki bunlar o devirde ceditfi bir egitimcinin ta§imasi gereken genel ozelliklerdir [6, s.26-32]. Kamil Efendi'nin Fatih'i kotu ali§kanliklara yonelmesini engellemek ve onu toplum ifin faydali i§ler yapmaya te§vik etmekte de katkisi oldugu anlatilarak egitim sure-cinin ceditfi hareket afisindan iferigin ne olmasi gerektigi afiklanmi§ oluyordu.
Egitim surecinde ogretmenlerin rolunu Rabia'yi tanitirken bir kez daha vurgularken Maksudi ayni zamanda kadinlarin egitiminin toplum ifin onemini de hatirlatmi§ oluyordu. Rabia diger Tatar kizlari gibi ustadbike adi verilen bir kadinin evinde ogrenim goruyordu. Bu ogretim tarzinin kusuru egitim iferiginin tamamen usadbikenin tahsiline, bilgi birikimine bagli olmasiydi. Bu egitmenler arasinda kendileri dahi okuma yazma bilmeyenler vardi. Ancak Rabia'nin ustadbikesi bir Hattat kizi oldugu ifin okuma yazma becerisi ust seviyede idi. Bu sayede Rabia da okuma yazmayi iyi ogrenmi§tir [6, s.37-38].
Milletini seven, halkina bagli bir genf olarak Fatih kendi halki gibi ya§amak istemektedir. Bu sebeple e§inin de milletinin gelenek ve goreneklerini bilen, halkin okudugu eserleri okuyan bir hanim olmasini istemektedir. Rabia'da bu ozellikleri bulmu§tur. Rabia, ustadbikesi Mahire sayesinde Elifba, Kesikba§, Yarim Elma, Bakirgan, Yusuf ile Zuleyha, Muhammediye gibi kitaplari ders olarak okumu§tur. Tahsile fok hevesli ve fali§kan bir ki§ilik olarak Rabia'nin iyi bir edip veya yazar olabilecekken sinirli ogrenimi sebebiyle bu vasfi kazanamadigi anlatilirken Tatar kizlarinin o donemdeki genel durumu ve ortak kaderine i§aret edilmektedir. Kiz focuklarinin iyi egitim alma imkanina kavu§tuklari takdirde §ahsen fok daha nitelikli hale gelebilecekleri ve topluma bu sayede buyuk katkilar yapabilecekleri du§uncesi i§lenmi§tir. Bununla birlikte geleneklerin esiri olan aileler sebebiyle o siralarda binlerce kiz focugu cuzi bir egitim alma imkani dahi bulamayip cahil kalmakta idi. Bu kizlarin edebiyattan
aldigi hisse o dönemde evlerde okunan «Ûç oglu olan ihtiyar», «Evladi olmayan padiçah» gibi hikâyelerdi [6, s.39-50].
Fatih, meçakkatli bir süreçten ve mücadelelerden sonra Rabia ile evlenme muradina eriçmiçtir. Rabia'nin bilgi ve kültürünü geniçletmeyi vazife edinmiçtir. Dini, itikadî konularda belli bir bilgi düzeyine sahip olsa da Fatih ona islam dininin ortaya çikiç sürecini, Hz. Muhammed'in sireti, Islam tarihindeki önemli çahislarin hayatlarini, islam dinine ve islam ümmetine katkilarini ögretmeye çaliçmiçtir. Gazete okurken Rabia'nin dikkatini çeken konularda yönelttigi sorulari da ayrintili ve özenli cevaplayarak yine onun bilgi ve kültürünü geniçletmeye çaliçiyordu. Yeni çikan kitaplardan eçinin yararlanabilecegi konulari içerenleri seçip almakta idi. Bütün bunlar ceditçilerin egitim alanina ve özellikle kadinlarin egitilmesine verdikleri önemin yansitan davraniçlardir. Rabia'nin da Osmanli edebiyatini anlayacak derecede kendisini geliçtirmesi Osmanli gazete ve kitaplarini takip ederek buradan edindigi bilgileri çevresiyle paylaçmasi ceditçilerin toplumcu bakiç açisini romana yansitan önemli örneklerdir.
Roman, Fatih'in oglu ile ilgili hedefleri ve onun dogumuyla sona ermektedir ki bu son kismi da topluma ceditçi hareketin vermek istedigi mesajlarla donatilmiçtir. Fatih oglunun terbiyeli, islam ruhu ile yetiçmiç, alim, dindar, hamiyetli, milli degerlere bagli bir kiçi olmasini istemektedir. Milletine, dinine; dili, faaliyeti ve mali ile faydali olacak bir adam olmasini Allah'tan dilemektedir. Milletinin terakkisi için çaliçan böylelikle dünyada güzel bir nam birakan bir adam olmasi oglu adina en büyük emelidir [6, s.74-78].
Sadri Maksudi, ceditçi esasta egitim yapan mektep hayatindan sonra, Ta-tar-Rus ögretmen okulunda edindigi bilgi ve donanim ile ceditçi hareketin güçlenmeye baçladigi bir devrede sosyal konularda yaçanana degiçimleri ele ala romani ve ders kitabi mahiyetindeki çaliçmasini yayinlayarak toplumsal sûreçleri yakindan takip etmiç oldugu gibi bu s^eç^rde aktif rol oyanayacagini çok erken yaçlardan itibaren göstermi§tir.
C) ingiltere Seyahati Notlari baglaminda Ceditçi Degerlendirmeleri. 1909 yilinda ingiltere'ye Devlet Dumasi Temsilcileri heyetinin yaptigi resmi ziyarette Sadri Maksudi de bulunmuçtur [3, s.4]. Bu gezide pek çok resmi ve hususi görü§meler yapmiçtir. Londra gezisinin beçinci gününde ingiltere'nin Eski Misir Genel Temsilcisi Evelyn Baring'in evinde davet üzerine misafir olmuçtur. Bu ziyarette ortaya konulan fikirler ceditçi prensipler açisindan oldukça dikkate degerdir. Baring, Müslümanlarin vakit geçirmeden Avrupa medeniyetini kabul ve tatbik etmeleri gerektigini aksi halde çok agir problemlerle karçi karçiya kalacaklarini, islam dini ile Avrupa medeniyetinin imtizaç edemeyecegini söyleyenlere katilmadigini, islam dünyasinin içinde bulundugu acziyetin cahillikten kaynaklandigini, bu yönü ile ortaçag Avrupasina benzediklerini iler sürmü§tür. Eger, yok olmak ve çürümek istemiyorsa islam dünyasinin tez elden egitime agirlik vermesi ve ilerleme yoluna girmesi gerektigi kanaatini ortaya koymuçtur [3, s.92-94].
Maksudi, ogrencilik yillarinda eserlerin okudugu Dickens'i Londra gezisi sirasinda hatirina getirerek ahlak ve iyilik yonunu geli§tirmek isteyenlerin mutlaka okumasi gereken bir yazar olarak takdim etmi§tir. Jean Jacques Rousseau, Tolstoy ve Victor Hugo'yu da bu tarz birer yazar olarak degerlen-dirmektedir.
Rusya Muslumanlarinin hemen her vilayette kurmaya ba§ladiklari hayir cemiyetlerinin toplumsal hayatta sahip olabilecegi onemli konuma da ingiltere'den ornek vermi§tir. Bu siralarda, Londra'da fakir halkin sayisi azimsanmayacak kadar fok olsa da onlarin hayat ko§ullarini duzeltmek ifin fali§an yakla§ik 2 bin hayir cemiyeti bulunmaktaydi. Du§kunler evi, hastaneler, yeti§tirme yurtlari ve sair alanlarda faaliyet gosteren hayir cemiyetlerinin yillik geliri 5 milyon sterlin idi. Her Pazar gunu kiliselerde hayir cemiyetleri ifin toplanan para 40 bin sterlini bulmaktaydi. Ayrica haftada bir gun hayir cemiyetine uye kadinlar tarafindan yapilan bagi§ toplama faaliyetlerinde yakla§ik 15 bin sterlin toplanmaktaydi [3, s.108-110].
Sadri Maksudi, bulundugu uluslararasi toplantilar ve davetler sonrasinda gozlemledigi uzere Fransizca'nin uluslararasi duzeyde en muteber dil oldugunu belirtmi§ ve genf okurlarina Rusfa di§inda firsat bulduklari takdirde Fransizca ogrenmelerini tavsiye etmi§tir [3, s.143].
D)Duma Milletvekili Olarak Ceditgi Tavri. II. ve III. Duma'da, 19071912 yillari arasinda Kazan Vilayeti temsilcisi olarak bulundugu donemde Musluman Fraksiyonunun en etkili ve onde gelen uyelerinden biri olarak sivrilmi§tir [13, s. 22-36]. «Hongbi3» («Yildiz») gazetesinde me§rutiyet rejimi, parlamento'nun gorev ve yetkileri, fali§ma usulleri, kanun goru§meleri, siyasi partiler ve bunlarin programlari, Musluman fraksiyonunun fali§malari hakkinda geni§ bilgiler vermi§tir. Boylelikle hem Duma etrafinda geli§en siyasi olaylar hakkinda bilgi vermi§ hem de kendi kamuoyun destegini saglamaya fali§mi§tir. Bu baglamda Duma'dan Mektup, Hesapname gibi ba§liklarla yazdigi yazilar dikkate degerdir.
ilk makalelerinden birinde Meclisin olu§umu ve i§leyi§i anlatarak Rusya'daki Musluman halkina temel ve genel bilgiler vermeyi amafladigini gorulebilir.
Maksudi: «Her memlekette meclis-i mebusan dort yuz be§ yuz kadar azadan murekkep buyuk bir cemiyettir. Millet meclislerinde azanin daima gok olmasi iki esasa mebnidir. Biri memlekette mevcut butun vilayetlerin, butun milletlerin mecliste kendilerine mahsus bir vekil bulundurmak istemeleridir. ikincisi bir yerde ge§itli menfaatleri birbirine giren adamlar, ne kadar gok bulunursa butun memleket igin bir orta menfaat, vasati hakikat bulunabilecegi fikridir. Qok azali meclisler meseleyi agmak, etraflica izah etmek, orta hakikati ileriye goturmek nokta-yi nazarindan fevkalade faydalidir.
Lakin buyuk meclislerde, dort be§ yuz ki^inin bir yere toplanip ameli gormesi kolay degildir. Bir Meclis-i Mebusan igin butun heyet-i mecmuasiyla bir kanun layihasi tertip etmek yahut verilen layihayi tafsiliyle incelemek
fevkalade gügtür. Binaenaleyh bu gibi ameli i§leri görmek igin meclis-i mebusanlar daima komisyonlar segerler. Komisyon Fransizca bir kelimedir ki; teslim, emanet heyeti diye tercüme edilebilir. Millet meclisi her bir mühim meseleyi derinlemesine ögrenmek igin o mesele hakkinda bir nevi ihtisasi olan ki^ilerden mürekkep bir komisyon seger. Meclis-i mebusanlarda i§in en agir taraflari komisyonda icra edilir. Bu sebeple bu sebeple komisyonlara muvafik kigilerin segilmesi pek mühimdir. Komisyonlar segilip, belirlenmedikge meclis-i mebusan igin i§ görmek mümkün degildir». §eklinde temel i§leyi§ a§amlan hakkinda bilgi verdikten sonra Bakanlik divanini senkten sonra komisyon sefimlerine gefildigini, komisyonlar arasinda en önemlilerinin ise bütfe ve finans komisyonlari oldugunu aktarmaktadir [4, s.2]. Bu üslubu ile siyasi parti tecrübesi hemen hemen hi? olmayan Tatar halkina bu alanda bir ögretmen tavri ile temel prensipleri ögretme gayreti ifinde oldugu söylenebilir.
Hesapname ba§likli makalelerinde ise öncelikle Müslüman milletvekillerinin Duma'da sergileyecekleri fali§ma tarzinin esaslarini ortaya koymu§tur. Buna göre:
«1) Müslüman Fraksiyonu halinde te§kilatlanip, bütün Müslüman Milletvekilinin birlikte i§ görmelerine gali^ilacak
2) Müslümanlarin zararina kanunlar gikmasina kar§i durulacak.
3) Müslümanlar igin zaruri ve matlup iqler, kanunlar Duma vasitasiyla gergekle^tirilmeye gali^ilacak.
4) Yeri geldiginde, frsat giktiginda umumt meselelerde, daha gok Müslümanlarla ilgili meselelerde Duma kürsüsünden konu^malar yapilacaktir» [8, s.2-3].
Müslüman Fraksiyonunun hedeflenen fali§ma tarzini bu §ekilde ortaya koyduktan sonra II. Duma'da yapilan i§leri bu ba§likla devam eden yazi dizisiyle ayrintili bir §ekilde ortaya koymu§tur [9, s.2; 10, s.2-3; 11, s.2]. Maksudi, bu tavrini III. Duma üyeligi sirasinda da devam ettirmi§tir.
Sonug. Sadri Maksudi, toplumsal konularla yakindan ilgilenmi§ cedit?ilik prensiplerini benimseyen bir gen? olarak edebi, pedagojik ve siyasi fali§malarinda bu yönünü afik bifimde ortaya koymu§tur. Milli Roman «Mai§et» ile bir devreyi temsil etmektedir. Bu devre Tatar halkina modern dünyanin gereklerini, kendi toplumlarindaki eksik yönleri, yanli§ giden hususlari göstermeye dönük sosyal konulu ve didaktik edebi eserlerin verildigi bir devredir. Sadri Maksudi bu iferikte bir eser vererek mevcut literatürün geni§lemesine katki vermi§tir. «ilm-i Arz» (Jeoloji) kitabiyla ceditfi okullardaki yeni egitim anlayi§ ve iferigindeki degi§im ve geli§ime dair önemli bir örnek ortaya koymu§tur. Bu fali§masinda Tatar dilinde terminoloji geli§tirme konusunda ihtiyaf oldugunu da göstermi§tir. Kazan vilayeti milletvekili olarak Duma'ya sefildikten sonra Tatar halki ifin yeni bir tecrübe olan siyasi partiler ve parlamento faaliyetlerini bir ögretmen hassasiyeti ile tanitmi§, afiklami§ ve kamuoyu destegini mümkün oldugu kadar üst seviyede ve canli tutmaya
5ali§mi§tir. Butun bu yonleri ile hayatinin bu donemlerinde her a§amada ceditgi prensiplere bagli kalarak faaliyet gostermi§tir.
KAYNAKLAR
1. Абдуллин Я.Г. Ижат h9M керэш баскычлары // Садри Максуди. Казан, 1996. Б.18-28.
2. Ayda A. Sadri Maksudi Arsal. Ankara, 1991. 290 s.
3. Максуди С. Англиягэ сэяхэт. Ka38H, 1914.
4. Максуди С. Думaдан xaT // Йолдыз. 1907. 1 мяй.
5. Максуди С. ilm-i tabakatu'l-arz (Ильм-и Табакатуль-арз. Перевод главы книги с турецкого языка на татарский язык). Казан, 1895.
6. Максуди С. Мэгыйшэт. Kaзaн, 1900.
7. Казанская татарская учительская школа 1876-1917 гг.: сборник документов и материалов / отв. сост. Л.В. Горохова; сост. Н.С. Горицкая, Н.А. Ша-рангина; под общ. ред. Д.И. Ибрагимова; отв. ред. Д.Р. Шарафутдинов. Казань: Гасыр, 2005. 236 с.
8. Садри эфэнде Максудиньщ Казан губерниясы меселман сайлаучыларына хисапнамэсе // Йолдыз. 1907. 15 июль.
9. Садри эфэнде Максудиныц Казан губерниясы меселман сайлаучыларына хисапнамэсе // Йолдыз. 1907. 18 июль.
10. Садри эфэнде Максудиныц Казан губерниясы меселман сайлаучыларына хисапнамэсе // Йолдыз. 1907. 20 июль.
11. Садри эфэнде Максудиныц Казан губерниясы меселман сайлаучыларына хисапнамэсе // Йолдыз. 1907. 25 июль.
12.Татар теленец ацлатмалы сYЗлеге: еч томда. Т.1. А-Й / редкол.: Р. А. Зи-ляева, Г.Г. Абдрахманова. Казан: Татар. кит. нэшр., 1977. 475 б.
13. Усманова Д.М. Депутаты от Казанской губернии в Государственной думе России. 1906-1917. Казань: Татар. кн. изд-во, 2006. 494 с.
14Хэсэнов М.Х. Садри Максуди - татар hэм терек Яцарышыныц эшлеклесе // Садри Максуди: тарих hэм хэзерге заман. Казан: «Мастер Лайн» нэшрияты, 1999. Б.5-14.
Yazar hakkinda:
Alper Alp - Ph.D., Dog.Dr., Edebiyat Fakultesi Tarih Bolumu, Ankara Haci Bayram Veli Universitesi (Ankara, Turkiye); ORCID: 0009-0008-8109-0576; e-mail: alper.alp@hbv.edu.tr
Принципы джадидизма в исследованиях Садри Максуди
Альпер Альп
Университет Анкары Хаджи Байрам Вели
Анкара, Турция
Садри Максуди сформировался как личность в джадидской среде, когда уже начались перемены в образовательном процессе у тюрко-мусульман Российской империи. Во время быстрых темпов развития джадидского движения он начал выделяться как социальный лидер. После получения начального образования, юный Садри вместе со своим старшим братом Хади Максуди провел около года с Исмаилом Гаспринским в Крыму и учился в местном медресе. Вернувшись в Казань, он окончил Татарскую учительскую школу и после уехал на учебу во Францию. Вернулся он в Россию уже молодым интеллектуалом, у которого были знания и опыт, необходимые для развития системы образования. Вскоре Максуди занялся политической деятельностью и на два срока был избран депутатом Государственной думы Российской империи. В нашей статье представлены ранние годы деятельности Садри Максуди, когда он только начал заниматься социальными вопросами и старался внести свой вклад в развитие национального образования в соответствии с принципами джадидизма. Эти оценки легли в основу его произведения «Мэгыйшэт» («Магыйшат») и красной нитью проходили в книге «Англиягэ сэяхэт» («Путешествие по Англии»). Данные идеи были представлены в некоторых его статьях в газете «Йолдыз», где он также знакомил татаро-мусульманскую общественность со своими политическими взглядами, идеями, которые содержали пути решения политических проблем и общественных вопросов.
Ключевые слова: джадидизм, мусульмане России, Мусульманская фракция, роман «Магыйшат»
Для цитирования: Alp А. Sadri Maksudi'nin gali§malannda ceditgi prensipler // Из истории и культуры народов Среднего Поволжья. 2024. Т.14, №2. С.75-85. https://doi.org/10.22378/2410-0765.2024-14-2.75-85
Информация об авторе:
Альпер Альп - Ph.D., доцент отделения истории факультета литературы, Университет Анкары Хаджи Байрам Вели (Анкара, Турция); ORCID: 0009-00088109-0576; e-mail: alper.alp@hbv.edu.tr
Поступила 22.03.2024 Принята к публикации 30.04.2024
Jadidism Principles in the studies of Sadri Maksudi
Alper Alp
Ankara Haci Bayram Veli University
Ankara, Turkey
Sadri Maksudi was formed as a personality in the Jadid environment, when changes in the educational process of the Turkic-Muslims of the Russian Empire had already begun. During the rapid development of the Jadid movement, he began to stand out as a social leader. During the rapid development of the Jadid movement, he began to stand out as a social leader. After receiving his primary education, young Sadri, together with his older brother Hadi Maksudi, spent about a year with Ismail Gasprinsky in Crimea and studied at a local madrasah. Returning to Kazan, he graduated from the Tatar teachers' school and then went to study in France. He returned to Russia as a young intellectual who had the knowledge and experience necessary to develop the education system. Soon Maksudi became involved in political activities and was elected to the State Duma of the Russian Empire for two terms. Our article presents the early years of Sadri Maqsudi's activity, when he just began to engage in social issues and tried to contribute to the development of national education in accordance with the principles of Jadidism. These assessments formed the basis of his work "Magyishat" and were a common thread in the book "Travel to England". These ideas were presented in some of his articles in the "Yoldyz" newspaper, where he also introduced the Tatar-Muslim public to his political views, ideas that contained ways to solve political problems and social issues.
Keywords: jadidism, russian muslims, Muslim Fraction, novel "Magyishat"
For citation: Alp A. Jadidism Principles in the studies of Sadri Maksudi. From History and Culture of Peoples of the Middle Volga Region. 2024, vol.14, no.2, pp. 7585. https://doi.org/10.22378/2410-0765.2024-14-2.75-85 (In Turkish)
REFERENCES
1. Abdullin Ya.G. Creativity and stages of struggle. Sadri Maksudi. Kazan, 1996. Pp.18-28. (In Tatar)
2. Ayda A. Sadri Maksudi Arsal. Ankara, 1991. 290 p. (In Turkish)
3. Maksudi S. Travel to England. Kazan, 1914. (In Tatar)
4. Maksudi S. Letter from the Duma. Yoldyz. 1907, May 1. (In Tatar)
5. Maksudi S. Il'm-i Tabakatul'-arz (Translation of a book chapter from Turkish into Tatar). Kazan, 1895. (In Tatar)
6. Maksudi S. Magyishat. Kazan, 1900. (In Tatar)
7. Kazan Tatar teacher's school 1876-1917: collection of documents and materials. Ed. by D.I. Ibragimov, D.R. Sharafutdinov; Compiled by L.V. Gorokhova, N.S. Goritskaya, N.A. Sharangina. Kazan: Gasyr, 2005. 236 p. (In Russian)
8. Sadri Maksudi's report to Muslim voters in the Kazan province. Yoldyz. 1907, June 15. (In Tatar)
9. Sadri Maksudi's report to Muslim voters in the Kazan province. Yoldyz. 1907, June 18. (In Tatar)
10. Sadri Maksudi's report to Muslim voters in the Kazan province. Yoldyz. 1907, June 20. (In Tatar)
11. Sadri Maksudi's report to Muslim voters in the Kazan province. Yoldyz. 1907, June 25. (In Tatar)
12. Explanatory dictionary of the Tatar language: in three volumes. Ed. by R.A. Zilyaeva, G.G. Abdrakhmanova. Vol.1. Kazan: Tatar book Publ., 1977. 475 p. (In Tatar)
13. Usmanova D.M. Deputies from the Kazan province in the State Duma of Russia. 1906-1917. Kazan: Tatar book Publ., 2006. 494 p. (In Russian)
14. Khasanov M.Kh. Sadri Maksudi - figure of the Tatar and Turkish Renaissance. Sadri Maksudi: heritage and modernity. Kazan: Master Layn Publ., 1999. Pp.514. (In Tatar)
About the author:
Alper Alp - Ph.D., Associate Professor of the Department of History of the Faculty of Literature, Ankara Haci Bayram Veli University (Ankara, Turkey); ORCID: 0009-0008-8109-0576; e-mail: alper.alp@hbv.edu.tr
Received March 22, 2024 Accepted for publication April 30, 2024