Научная статья на тему '“ORTA ASYA” MİTİ, ORYANTALİZM VE CENGİZ AYTMATOV'

“ORTA ASYA” MİTİ, ORYANTALİZM VE CENGİZ AYTMATOV Текст научной статьи по специальности «Философия, этика, религиоведение»

CC BY
106
28
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
Ключевые слова
Oryantalizm/ Türk miti/ Batı/ Doğu/ Doğu neresi?/ Orta Asya miti/ Cengiz Aytmatov/ Cengiz Aytmatov’un eserleri. / Orientalism/ Turkish myth/ West/ East/ Where is the East?/ Central Asian myth/ Cengiz Aytmatov/ Works of Cengiz Aytmatov.

Аннотация научной статьи по философии, этике, религиоведению, автор научной работы — Koç, Canan Olpak

Bu çalışmada oryantalist bakışa karşı Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un yaşamı ve eserlerinin tanıklığında nasıl bir duruş sergilediği üzerinde düşünülecek ve konu hakkında değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır. İlk olarak oryantalizm teriminin kavramsal ve kültürel karşılığına değinilerek bu bakış tarzının dünyanın diğer yarısınca tercih edilmesinin sebepleri üzerinde durulup metne başlanacaktır. Bunun bir örneği olarak Jale Parla, Efendilik/Şarkiyatçılık/Kölelik eserinde oryantalizmi Türk Miti etrafında incelemiştir. Bu çalışmada ise farklı bir okuma yapılarak oryantalizm Orta Asya miti üzerinde incelenecektir. Oryantalizm en genel tanımıyla Batı’nın Doğu’ya bakışını karşılayan bir terimdir. Batı ile Doğu arasındaki ezeli rekabet bilgisi insanlığın hafızasında ve tarihinde yer alır. Ancak bu bilgi siyasî emeller için kullanılan, komplo teorilerine kapı aralayan bir döneme girildikten sonra yönünü değiştirir. Edward Said’in gündeme taşıdığı oryantalizmle Doğu’nun keşfiyle büyülendiği zannedilen Batı’nın arzuları daha da görünür olacaktır. Makale çerçevesinde Doğu neresidir, Batının bir başka Doğusu var mıdır? sorularına da Orta Asya miti çerçevesinde cevap aranacaktır. Son olarak Batılı ülkelerce Orta Asya’nın bu görüş alanına yani oryantalist bakışa dâhil edilmesi üzerinde görüş bildirilerek Orta Asya’dan çıkmış bir yazar olan Cengiz Aytmatov’un bu üst dilli bakışa yönelik tavrı anlaşılmaya gayret edilecektir.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.

THE MYTH OF “CENTRAL ASIAN”, ORIENTALISM AND CENGİZ AYTMATOV

In this study, it will be thought about the attitude of the Kyrgyz writer Cengiz Aytmatov against the orientalist view in the testimony of his life and works, and an evaluation will be made on the subject. First of all, the conceptual and cultural meaning of the term orientalism will be mentioned, and the reasons for the preference of this point of view by the other half of the world will be emphasized and the text will be started. As an example of this, Jale Parla examined orientalism around Turkish Myth in her work Mastership/Orientalism/Slavery. In this study, orientalism will be examined on the Central Asian myth by making a different reading. Orientalism, in its most general definition, is a term that corresponds to the West's view of the East. The knowledge of the eternal rivalry between the West and the East takes place in the memory and history of humanity. However, this information changes its direction after entering a period that is used for political purposes and opens the door to conspiracy theories. The desires of the West, which is thought to be fascinated by the discovery of the East and the orientalism brought to the agenda by Edward Said, will become even more visible. What is the East in the framework of the article, is there another East of the West? answers will be sought within the framework of the myth of Central Asia. Finally, an effort will be made to understand the attitude of Cengiz Aytmatov, a writer who came out of Central Asia, towards this meta-linguistic view, by expressing an opinion on the inclusion of Central Asia in this field of view, that is, the orientalist view, by Western countries.

Текст научной работы на тему «“ORTA ASYA” MİTİ, ORYANTALİZM VE CENGİZ AYTMATOV»

"ORTA ASYA" MITI, ORYANTALIZM VE CENGIZ AYTMATOV

d https://doi.org/10.5281/zenodo.6653582 Canan Olpak Ko?1

ÖZET

Bu galigmada oryantalist bakiga kargi Kirgizyazar Cengiz Aytmatov'un yagami ve eserlerinin tanikliginda nasil bir durug sergiledigi üzerinde dügünülecek ve konu hakkinda degerlendirme yapilmaya galigilacaktir. ilk olarak oryantalizm teriminin kavramsal ve kültürel kargiligina deginilerek bu bakig tarzinin dünyanin diger yarisinca tercih edilmesinin sebepleri üzerinde durulup metne baglanacaktir. Bunun bir örnegi olarak Jale Parla, Efendilik/§arkiyatgilik/Kölelik eserinde oryantalizmi Türk Miti etrafinda incelemigtir. Bu galigmada ise farkli bir okuma yapilarak oryantalizm Orta Asya miti üzerinde incelenecektir. Oryantalizm en genel tanimiyla Bati'nin Dogu'ya bakigini kargilayan bir terimdir. Bati ile Dogu arasindaki ezeli rekabet bilgisi insanligin hafizasinda ve tarihinde yer alir. Ancak bu bilgi siyasi emeller igin kullanilan, komplo teorilerine kapi aralayan bir döneme girildikten sonra yönünü degigtirir. Edward Said'in gündeme tagidigi oryantalizmle Dogu'nun kegfiyle büyülendigi zannedilen Bati 'nin arzulari daha da görünür olacaktir. Makale gergevesinde Dogu neresidir, Batinin bir bagka Dogusu var midir? sorularina da Orta Asya miti gergevesinde cevap aranacaktir. Son olarak Batili ülkelerce Orta Asya 'nin bu görüg alanina yani oryantalist bakiga dahil edilmesi üzerinde görüg bildirilerek Orta Asya 'dan gikmig bir yazar olan Cengiz Aytmatov 'un bu üst dilli bakiga yönelik tavri anlagilmaya gayret edilecektir.

Anahtar Kelimeler: Oryantalizm/ Türk miti/ Bati/ Dogu/ Dogu neresi?/ Orta Asya miti/ Cengiz Aytmatov/ Cengiz Aytmatov 'un eserleri.

THE MYTH OF "CENTRAL ASIAN", ORIENTALISM AND CENGlZ

AYTMATOV

ABSTRACT

In this study, it will be thought about the attitude of the Kyrgyz writer Cengiz Aytmatov against the orientalist view in the testimony of his life and works, and an evaluation will be made on the subject. First of all, the conceptual and cultural meaning of the term orientalism will be mentioned, and the reasons for the

1 Dog.Dr. Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyati. colpak@mehmetakif.edu.tr

preference of this point of view by the other half of the world will be emphasized and the text will be started. As an example of this, Jale Parla examined orientalism around Turkish Myth in her work Mastership/Orientalism/Slavery. In this study, orientalism will be examined on the Central Asian myth by making a different reading. Orientalism, in its most general definition, is a term that corresponds to the West's view of the East. The knowledge of the eternal rivalry between the West and the East takes place in the memory and history of humanity. However, this information changes its direction after entering a period that is used for political purposes and opens the door to conspiracy theories. The desires of the West, which is thought to be fascinated by the discovery of the East and the orientalism brought to the agenda by Edward Said, will become even more visible. What is the East in the framework of the article, is there another East of the West? answers will be sought within the framework of the myth of Central Asia. Finally, an effort will be made to understand the attitude of Cengiz Aytmatov, a writer who came out of Central Asia, towards this meta-linguistic view, by expressing an opinion on the inclusion of Central Asia in this field of view, that is, the orientalist view, by Western countries.

Keywords: Orientalism/ Turkish myth/ West/ East/ Where is the East?/ Central Asian myth/ Cengiz Aytmatov/ Works of Cengiz Aytmatov.

_ •_ _ •_• _ _ •_ _ _

ORYANTALIZM, "ORTA ASYA" MITI2 VE CENGIZ AYTMATOV

"Eski fag tarihfileri halki "barbar" olarak gosteriyorsa, bunun da sebebi vardir. Yani onlar asil saldirganlari aklamak veya diger bir tabirle, kendilerini dü§ünenler olarak iyi tarafta gostermek ifin boyle ifadeleri sefmi§lerdir."3

Oryantalizm üzerine yapilan ara§tirmalarda soze Edward Said'le ba§lamak adeta bir gelenek haline geldi. Bunda Said'in konuyu daha onceki yazarlardan farkli bir baki§ afisiyla ele almasinin etkisi foktur. Jale Parla, yazarin "§arkiyatgi soylemle, somürgeci soylemin birbirini tamamlayan ve destekleyen boyutlarini inceledigini"4 soyler. Fakat §urasi da bir gerfek ki Edward Said'in 1978'de yayimladigi "Oryantalizm" adli eseriyle aslinda malum ilam edilmi§ oldu. Oncesinde Bati'nin Dogu'ya baki§ afisi zaten biliniyordu. Eser yayinlandiktan dort yil sonra Türkfeye

2 Jale Parla konuyu Türk miti etrafinda inceler. Bu makalede ise konu Orta Asya miti etrafinda ele alinmaya gali§ilacaktir. Bkz. PARLA Jale (1985). Efendilik, §arkiyatgilik, Kolelik, istanbul: ileti§im Yayinlari.

3 AYTMATOV Cengiz-§AHANOV Muhtar (2002). §afak Sancisi, istanbul: Da Yayincilik, s.305.

4 Jale Parla, Age, s.11

fevrilse de aslinda Cemil Merif'in kompoze olarak anlattiklannin Said'in agzindan yankilanmasiydi. Seksenli yillarin islamcilari ifin sadece bir dü§ünsel katkiydi. Bir Batilinin agzindan kendi iddialari dogrulaniyordu.5 Oysa Türk edebiyat tarihine dönüp bakildiginda Bati'nin Dogu'yla ili§kisi konusunda yazilanlar Tanzimat dönemine kadar uzanir. Özellikle Namik Kemal neredeyse bütün yazilarinda Dogu-Bati kar§ila§tirilmasi yaparken Bati'nin baki§ afisini ele§tirir. Vatan §airi Kemal, "Halbuki biz §imdiye kadar Avrupa lisanlarinda §arka dair bir mütalaaya §ayan kitap göremedik." diyerek Bati'nin Dogu'ya gerfek anlamda ilgisizliginden yakinir. Üstelik Hammer tarihi türü eserleri de cahil rivayetlerinden olu§turulmu§ kesret ve garabet yazmalari olarak ele§tirir.6

Edward Said yukarida adi gefen söz konusu eserde Bati'nin sömürgeci niyetlerine kilif bulmak ifin hayali bir Dogu ürettigini söyler. Buna göre Bati; siyaset, sosyal bilimler, sanat gibi hemen her alana soktugu bu hayali imajla kendini rasyonel dü§ünme yeteneginde ileri gitmi§ akilci bir toplumken, yine ayni Bati akildan ve bir tarihten yoksun Dogu'nun bunlari kendi ba§ina ba§armasina imkan olmadigini dü§ünür. 'Uyu§uk, tembel, fali§ma disiplininden yoksun, günahkar, cinsellik dü§künü, zorba geri kalmi§' kabul edilen Dogu üzerinde Bati'nin vesayet ve tasarruf hakki buradan gelir. 19. yüzyildan itibaren sömürge politikasinin bahanesi budur.7 Bu nedenle bilinfli olarak olu§turulan bir mite i§aret edilir. Jale Parla özellikle romantiklerin zamaninda bir Dogu miti olu§turuldugundan söz eder. Onlara göre degi§mez bir Dogu vardir. Bu Dogu tezatlari ve bunu karakterinde yansitan insanlariyla birfok Batilinin gönlünde yolculuk özlemi uyandirir. Nitekim bu yolculuklarin birfogu yapilmi§tir. Ancak olu§turulan mit ile gerfekler uyu§mami§ olmasina ragmen eserlerde gerfekler degil umulanlar yansimi§tir. Tarafsiz bir baki§in olmadigi metinlerden gerfek Dogu'yu görmek, bilmek elbette mümkün degildir. Ali §ükrü Coruk, Oryantalizm Üzerine Notlar adli fali§masinda Edward Said'in Bati ile ili§kiler noktasinda Osmanli, dolayisiyla Türkiye tecrübesini eserinde ele almadigini, daha fok Orta Dogu ve Hindistan üzerinde durdugunu, bu durumun Said'e yöneltilen ele§tiriler arasinda oldugunu belirttikten sonra Bati 'nin Dogu ile ilgili olu§turdugu imaj yelpazesinde Türkiye 'nin yeri diger ülkelerden farkli degildir tespitini yapar. "Dolayisiyla oryantalizm Türkiye'yi direkt ele almasa da dolayli yoldan ilgilendirmektedir.8

5 FEDAi Celal, (2013). Postkolonyal Ele§tiri: Marksizm'in Yeni Oyalanmalari, Hece Dergisi, S. 196, s.104-105.

6AYDOGDU Nergiz Yilmaz, KARA ismail (2005). Namik Kemal Osmanli Modernle§mesinin Meseleleri Bütün Makaleleri 1, istanbul: Dergah Yayinlari, s.63

7 SAiD Edward (1995). Oryantalizm, Bati'nin §ark Anlayi§lari (Cev. Berna Ünler), istanbul: Metis Yay., s. 22

8 CORUK Ali §ükrü (2007). Oryantalizm Üzerine Notlar, Sosyal Bilimler Dergisi / Cilt:IX , Sayi: 2, s. 194.

98

Olu§turulan imaj yelpazesine Turkiye'nin de dahil oldugu dogrudur fakat buradan yola fikarak Edward Said'e yonelik yapilan ele§tiri bir kez daha du§unmeyi gerektirir. Zira herkesin bir Dogu'su vardir, o da kendi Dogu'sunu dile getirmi§tir. Hatta Attila ilhan'in "Toplumbilimci gibi yazdilar mi, "geri kalmi§ ulke" olan Turkiye, sanatgi gibi yazdilar mi "ileri kapitalist ve emperyalist bir ulke" oluveriyor."9 §eklindeki tespitinde oldugu gibi bizde Dogululuk ya da Batililik zaman zaman aydin kabul edilenlerin art niyetli yakla§imlarindan kaynaklanir. Gerfekte oryantalizm adiyla kavramla§tirilan Bati'nin Dogu'yu algilama bifimi, guflu olanin zayif olana baki§ afisidir; ona anlamlar yukleme, tanimaya ?ali§mak yerine tanimlama art niyetidir.

BATININ BiR BA§KA DOGUSU "ORTA ASYA"

Bati'nin dogusunda yer alan bir ba§ka cografya da Orta Asya'dir. Ligeti, 'Bilinmeyen if Asya' adli fali§masinin "Avrupali beyaz insanin tarihi harikalar dolu bir kahramanlik destanidir." cumlesiyle ba§ladigi on sozunde Bati medeniyetini ovdukten, diger medeniyetlere de degindikten sonra insanligin yenifaginin Asya'nin kefiyle ba§ladigini da soylemekten fekinmez. Bu yenifag Batili insanin gozlerini yava§ yava§ kom§u illere fevirmesiyle ba§lami§, sonra cesareti artan Batililar ilk ulaklarla kitayi ba§tan sona dola§mi§lardir. Gerfi burada verilen ornek oryantalist baki§ oncesine aittir; yani XIII. Yuzyil civarinda Marco Polo'nun sundugu raporlardir fakat Ligeti belki de Macar olmasinin verdigi bir yureklilikle Asya'nin Bati ifin ne anlam ifade ettigini "Bu esrarli, kom§u, yani Asya hakkindaki ilgi bugune kadar azalmadi. Orasini enine boyuna dola§tilar ve buz tutmu§ topragini, ruzgarin savurdugu kumunu yahut azgin tropik bitkilerin orttugu arazisini neresinden e§tilerse her yerinden, unutulmu§ insanlara, olmu§ kulturlere ait sirlar, hayret ve heyecan verici bir bollukla ta§ti."10 §eklinde anlatir. Fark edilen Orta Asya soz konusu oldugunda oryantalist baki§ nasil ele alinmalidir? Bu noktada Rusya'nin Hristiyan Bati saflarinda mi kapitalist Bati kar§isinda mi kabul edilecegi tarti§ilabilir. Celal Fedai, Rusya'nin emperyalist politika noktasinda Bati ile ayni fizgide oldugunu iddia eder: "Rusya, dunyanin her yanindaki Marksistler tarafindan korlemesine korunan bir emperyalistti her zaman. Tipki Turkiye'de donemin sosyalistlerinin, 1944 'te yuz binlerce Kirim Tatarini surgun yollarinda olduren Stalin 'in yaptigina sagir kalmalari gibi tum dunya uzerinde de Rus emperyalizmine Marksist bir koruma kalkani kullanilmi§tir. ... Rusya'nin sosyalizm yalaniyla, en az Amerika'nin kitleler uzerinde kullandigi narkotikler kadar etkili bir narkotigi entelektueller uzerinde kullandigi ve

9 iLHAN, Atilla (1996). Hangi Bati, istanbul: Bilgi Yayinevi, s. 108.

10 LIGETi Louis, (1998). Bilinmeyen if Asya, Ankara: TDK Yay., s. 10

99

bu narkotigin etkisinin komünist Rusya yikilmasina ragmen hala sürdügü gergegi bilmem daha ne kadar gizlenebilecek."11

Emperyalist uygulamalar noktasinda bu iddia hakli olsa da ortak kültür ve Rus aydmlarmm baki§ afisina göre Rusya Dogu'ya daha yakindir. Fikret Türkmen, "Doguyu anlayip i§leyebilen edebiyatgilar, dogal bir kaynak bulmanin avantajini kendi kabiliyetleriyle birle§tirerek ba§arili olmu§lardir."12 tespitine genelde Rus edebiyatindan, özelde Pu§kin'den hareketle ula§ir. Türkmen'in S. V. Soplenko'dan yaptigi alinti Ruslar afisindan Dogu'nun ne anlam ettigini anlamak afisindan önemlidir:

"Bati Avrupa sakinlerinin gogunlugu igin 'dogu' kelimesi, her §eyden önce deniz ötesi koloniler veya müthi§ Osmanli ímparatorlugunu tanimlamaktadir, yani evlerinden yüzlerce ve binlerce kilometre uzaktaki bölgeleri. Rusya'da durum farklidir. Rusya devleti XVI. yüzyildan itibaren bünyesine Asya bölgelerini de almaya ba§lami§, bu yüzden de Dogu, Ruslar igin higbir zaman uzak bir egzotizm olmami§tir..."13 Bunun bir devami olarak söylenebilir ki Avrupa'da yapilan cografi tanimlamalarin neredeyse hepsinde Rusya di§arida kalir. Sezgin Kaya özellikle 18. ve 19. yüzyillar boyunca Rusya'nin, Bati'da hep Dogu'ya has otokritik, muhafazakar ve baskici bir dev olarak sembolize edildigine dikkat feker. Buna ba§lica §u iki faktör sebep gösterir: "Rusya 'nin farkliligina ili§kin tüm görü§lerin temel dayanagi ya bu ülkenin Ortodoksluk tercihi ya da Roma Germen hukuk düzeninin di§inda kalmi§ olugudur."14 Buna göre, Bati'da Hristiyanlik tarihinin geli§iminden farkli olarak Hristiyanligi Bizans'tan alan Rusya Mogol istilasindan etkilenerek Roma hukuk sistemini uygulamakta da gef kalmi§tir. Aslinda Rus toplumu da kendisini Bati'nin di§inda görmü§tür. Bati 'daki 'Rusya 'yi di§arida tutma' egilimi, farkli bir §ekilde olsa bile aslinda Rusya'da da gegerlidir. Özellikle 18. ve 19. yüzyillarda Rusya'nin Bati 'ya baki§inin genelde olumsuz oldugu görülür.15

Rusya'nin Dogulu ya da Batili kabul edili§ini belki de II. Dünya Sava§i öncesi ve sonrasi §eklinde degerlendirmek dogru olabilir. Qarlik yönetiminden sosyalist yönetime gefen Rusya, her ne kadar Batililar tarafindan Dogu'da kabul edilseler ve kültürel anlamda öyle olsalar bile özellikle Stalin'den itibaren uyguladiklari politikalarla emperyalist Bati'yla ayni fizgide bulu§mu§lardir. Bu dönem sonrasinda

11 FEDAi Celal, Age., s.108.

12 TURKMEN Fikret, (2007). "Dogulu Konularin Rus Edebiyatinda i§lenmesi Meselesi", Turkish Studies, Osman Nedim Tuna Armagani, C. 2/2, s. 688-689.

13 S. V. Soplenko, Doroga v Arzrum, Moskova 2000.s.5. ( Akt.TURKMEN Fikret, Age. s. 680)

14 KAYA Sezgin, (2010). Rus Di§ Politikasinda Bati Kar§itliginin Duijunsel ve Tarihsel Geli§imi, Gazi Akademik Baki§ Dergisi, Cilt 4, S. 4, s. 41.

15 KAYA Sezgin, Age, s.44.

Dogu'yu oryantalist bir baki§ afisiyla tanimlama gayeleri olmasa da i§gal ettikleri veya bünyelerinde bulundurduklari alt kimliklere ili§kin birtakim dayatmaci politikalari olmu§tur. Bu dayatmalarda amaf sosyalizm gösterilse de fogunlukla uygulamanin bir ayri§tirma, empoze etme, özünü unutturma; nihayetinde ekonomik ve kültürel kolonyalizm oldugu gerfektir. Sonuf itibariyle "Tarih boyunca Rusya cografi, ekonomik, politik ve kültürel agidan hem Avrupa hem de Asya arasinda kalmi§tir. Rus siyasi tarihi bu dü§ünceyi dogrular niteliktedir. Rusya özellikle doguyla ilgilenmi§ ve gelecege aitplanlarini buna göre §ekillendirmi§tir."16

Buraya kadar anlatilanlar oryantalizmin, Edward Said'in degerlendirmesinin, Orta Asya'nin fark edili§inin özeti ve devaminda Rusya'nin konumlani§iyla ilgilidir. O zamana kadar maalesef Ligeti gibi Dogu'yu anlamaya ve anlatmaya fali§an Batili yazar sayisi fok az neredeyse hif yoktur. Dolayisiyla fali§manin devaminda yön degi§tirilerek Orta Asyali bir yazarin, Cengiz Aytmatov'un oryantalist baki§ afisina tavrini anlatilmaya fali§ilacaktir.

CENGiZ AYTMATOV VE ORYANTALiST BAKI§A CEVAP

Konuya bir soruyla ba§lamak yerinde olacaktir. Bahfesaray'i i§gal ettiklerinde Gözya§i Qe§mesi'ne §iir yazmi§ Pu§kin'e duyduklari saygi nedeniyle fe§meye dokunmami§ Ruslar acaba bir yazar olan Aytmatov'a ne derece ho§görülü davranmi§lardir? Yani Gözya§i Qe§mesi'ni kurtaran Pu§kin'in §airligi midir, Ruslugu mudur? Ya da Cengiz Aytmatov'un Sovyet yönetim kar§isindaki genel tavri ne olmu§tur?

Asil meslegi veterinerlik olan Cengiz Aytmatov Kirgiz bir yazardir.17 Ya§adigi dönem itibariyle §artlarin ona sundugu tecrübeler yazarin zaman zaman feli§ki zannedilebilecek bir takim duru§larini ortaya koyar. Aytmatov'un babasi halk dü§mani oldugu gerekfesiyle önce tutuklanmi§, sonra idam edilmi§tir. Babasinin idam edildigini bile ancak bin dokuz doksan be§ yilinda toplu bir mezardan fikarilan iskeletin üzerinde bulunan evrak sayesinde ögrenir. Babasi Törekul Aytmatov tutuklanacagini hissettiginde e§i ve focuklarini köyleri §eker'e göndermi§tir. Sonrasinda karde§leri de halk dü§maninin karde§i olduklari bahanesiyle tutuklanacak, sürgünlerde hayatlarini kaybedeceklerdir. §eker halkiysa focuklugu boyunca kimi zaman Cengiz Aytmatov'a halk dü§maninin oglu gözüyle bakar. "Halk dü§mani"nin ailesi olarak memlekete döndügümüzde, birfok insanin bizden uzak durmaya

16 Ligeti, Age., s.172.

17 Onun toplumunda üstlendigi roller ve tecrübeleri bir ba§ka veteriner edebiyatfi Mehmet Akif'le benzer özellikler ta§ir. Her iki isim de ülkelerinin talihsiz dönemlerde ya§arlar. Öte yandan §artlann getirdigi zorluklarla mücadele sanatlarini biler. Sistemin ötekile§tirmesine kadar giden ya§am öykülerinde Mehmet Akif ötekile§tirildigi sistemin di§ina fikmayi yeglerken Aytmatov, sistemin ifinde kalmayi tercih etmi§ ve mücadeleyi oradan sürdürmü§tür.

101

fali§tigini da hissediyorduk." (Aytmatov-§ahanov, 2002; 23) diyerek bu durumu kabullenen Aytmatov'a bir ögretmeni "Oglum birisi babanin ismini söylerse, 'halk dü§maninin focuguyum' diye sakin yere bakma!" (Aytmatov-§ahanov, 2002; 35) ögüdünü verir.

Di§lanma bununla kalmaz. Dönemin Rus devleti tarafindan da di§lanmi§ bir babanin ogludur ve bu durum her firsatta hükümet üyelerince hissettirilir. Örnegin üniversiteyi bitirip yüksek lisansi kazandigi sirada "Halk dü§mani"nin ogluna Stalin bursunu nasil verirsiniz diye hakkinda dilekfe verilmesi, bursun kesilmesi, yüksek lisans yapmasinin yasaklanmasi18 hükümetin ona tavrini göstermesi bakimindan önemlidir. Ayni yillarda Rusya da, komünist yönetiminden dolayi, Amerika ba§ta olmak üzere Batililarca ön yargilarin hedefinde olmu§tur. Yani Aytmatov ötekile§tirilen Rusya'nin ötekile§tirilmi§ focugudur. Yine de bireysel acilarindan dolayi Bati'nin yaninda yer almaz ve ya§antisinda ve eserlerinde fogunlukla kar§it bir tavir sergiler.

Cengiz Aytmatov, 1958'de yayinladigi Cemile'de II. Dünya Sava§i yillarinda cepheye gitmi§ kocasini terk edip bir ba§kasiyla evlenmi§ bir kadindan söz eder. Kadinin davrani§i Kirgiz geleneklerine aykiri olmasi yaninda sosyalizme ve sosyal gerfekfilik ilkelerine uymadigi gerekfesiyle yazar ele§tiriler alir. Bunun di§inda yazarin 1962'de yayinladigi Elveda Gülsari romaniyla birlikte eserlerini Rusfa yazmasi da, kendi toplumu tarafindan ele§tiri almasinda etkili olmu§tur.19 Oysa yazarin Sovyet yönetiminin edebiyat politikasina uygun hareket etmesi kalemini biraz daha rahat hareket ettirmesini saglar. Sosyal gerfekfi akimin edebiyati bir politika araci görme anlayi§i dogrultusunda Komünist Parti bir anlamda kimlerin yazar olacagini belirlemi§tir. Bu politikaya uyan yazarlar, sosyalist degerleri benimseyen kahramanlari olumlu, degerlere kar§i gelenleri olumsuz kahramanlar olarak kurmacaya katar. Zaten bu dogrultuda hareket etmeyen yazarlar zamanla kar§i devrimci suflamasiyla tasfiye edilecektir. Öte yandan yönetim, azinliklarin edebiyat ürünlerinin iferiklerinin sosyalist olmasi §artiyla milli bifimde olmasina ses fikarmaz. Hatta bunu dünya kamuoyunda propaganda araci yapmak ifin te§vik eder.20

Aytmatov 1957'de Sovyet Yazarlar Birligine kabul edilir, 1963'te "Ilk Ögretmen, Deve Gözü, Cemile, Selvi Boylum Al Yazmalim" adli hikayelerinin toplandigi kitabiyla Sovyetler Birliginin en itibarli ödülü olan "Lenin Edebiyat

18 Aytmatov-§ahanov, Age, s. 29

19 BA§ARAN Selman, (2011). Cengiz Aytmatov Hakkinda Kirgizistan ve Türkiye'de Yapilan Ara§tirmalar Üzerine Bir Degerlendirme, Kirgizistan Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkoloji Ana Bilim Dali Yayinlanmami§ Yüksek Lisans Tezi, Bi§kek. s.14.

20 KARA Halim, (2011) "Sömürgeciyi" Tahayyül Etmek: Cengiz Aytmatov'un Kurmacasinda Ruslarin Edebi Temsili, Türk Dili ve Edebiyati Dergisi, Cilt 45, Sayi 45, s.114.

Odulu" kendisine verilir, 1968'de ise "Buyuk Sovyet Edebiyat Odulu"nu kazanan21 Cengiz Aytmatov'un genel anlamda Sovyet politikasiyla uyumlu oldugu soylenebilir. Elbette bunda mecburiyetin tesiri buyuktur. Tasfiye edilmenin sadece otekile§tirmekten ibaret kalmadigini oz babasi ve amcalarinin akibetlerini fok iyi bilen yazar, bir anlamda hayatta kalabilmek ifin sisteme dahil olmak zorunda kalmi§tir. Buna ragmen, Gun Uzar Yuzyil Olur'dan itibaren bir sistem ele§tirisi kendini gostermeye ba§lar.

"Rejimin di§tan mudahalesi, ki§ilerin uyguladigi baskici otorite ve modernizmin getirdigi teknolojiyle duzenin yabancila§masi, sonunda insani tabii gevresine, evrene, mensup oldugu kolektif bilince, insana, Tanri 'ya ve kendisine yabancila§tirarak otekile§tirir. Cengiz Aytmatov 'un Gun Uzar Yuzyil Olur romani ayni zamanda bu yabancila§manin ve otekile§menin iginde donu§ izleklerini de bunyesinde ta§ir." Romanda kullanilan mankurt efsanesi Kirgiz toplumuna bir ogut, hatirlatma oldugu kadar Sovyet yonetimine de bir ele§tiridir. Fakat sistemin dayattigi bazi zorlamalar yuzunden bu ele§tiri alegorile§tirilir. Romandaki ele§tiriye ragmen gerek sistemin ifinde olu§u gerekse hikaye ve romanlarindaki tavriyla Aytmatov'da, Sovyet yonetime kar§i dogrudan bir tavir gorulmez. Yonetimin olumsuz tavirlari kadar olumlu yonlerine de deginir. §afak Sancisi'nda yapilan konu§malardan elde edilen sonuf §u §ekilde degerlendirilebilir:

1-Bireysel insan trajedisi noktasinda Aytmatov, Komunist Parti'nin uygulamalarinin kar§isindadir. Babasinin sufsuz yere idam edilmesi ve bu gerfegi aradan 53 sene geftikten sonra ogrenebilmesi yonetimin sufudur. Daha focukluk yillarindan itibaren fali§mak zorunda kali§i, birfok zorlugu evin en buyuk focugu olarak sirtlamasi parti hatalarinin tezahurudur. Nerede oldugu mefhul baba gerfegi onda oyle yer birakmi§tir ki belki de Beyaz Gemi'de babasina kavu§mak ifin kendini dereye birakacak focuk kendisidir.

2-Milli kimlik yonuyle Sovyet yonetimin uygulamalarindan rahatsiz degildir. 1952 yilinda Manas Destani'nin kara listeye alinip alinmayacagiyla ilgili bir toplantida Komunist Parti uyelerinin, destanin Kirgizlara ait olmasiyla degil iferigiyle ilgili ele§tiriler getirmeleri bunun bir gostergesidir. Destanda zenginlerin ve ust siniflarin ovulmesi nedeniyle parti ideolojisine aykiri oldugu savunulmu§tur. Ne var ki M. Avezov'un Kirgiz halkinin hayatindan 'manas'i uzakla§tirmanin, bu

21 BA§ARAN Selman, Age, s.14.

22 GARiPER Cafer, (2006). Cengiz Aytmatov'un Gun Uzar Yuz Yil Olur Romaninda Duzenin Yabancila§masi ve insanin Kendisi Olmasi Problemi, I. Turkiyat Ara§tirmalan Sempozyumu 25-26 Mayis, Hacettepe Universitesi Turkiyat Araijtirma Enstitusu Yayinlari, s. 108.

milletin dilini kökten kesmek oldugu yönündeki savunmasiyla Manas Destani kara listeye alinmaktan kurtulacaktir.23

3-Totaliter rejimin ideolojik dayatmalari kar§isinda meseleye öz ele§tirel bakar. "Totaliter sistem bütün topluma, onun iginde bana da, sana da, hepimizin zihnine de, dü§üncelerimize de ideolojik bir gegirmi§ti. Bu, bir rejime baglamak, bir merkezden idare etmek gayesiyle yapildi."24

4-Sanat faaliyetlerinin desteklenmesi hususunda Sovyet yönetimini över. Bu biraz da Sovyetlerin dagilmasiyla bagimsizlik elde eden devletlerde matbaanin özel giri§imlerin eline dü§mesi, dolayisiyla sanatin ekonomik farkin bir parfasi olmasiyla ilgilidir. Yazar bu konudaki görü§lerini §u §ekilde afiklar:

"Sovyetler zamaninda sanat tamamen Komünist Partinin propogandasini yapiyordu." desek de herhalde sanatin geni§ kapsamli bir geli§me gösterdigini söylemeliyiz. Oldukga sert bir sansüre tabi olan sosyalist gergekgilik gergevesinde gali§an devlet matbaalari ve süreli yayinlar durmak bilmiyordu.

Siyasi dayanagi gekilince devlet, basin-yayini eskisi gibi bütge hesabiyla finanse etmeyi durdurdu. Piyasa ekonomisi kanunun zorlugu da burada. Kendi kendine sahip gikamazsan ticaret kiskacinda kivranmaya mahkumsun."25

5- "Sovyet Birligi zamaninda halkimiz görü§lerin gaki§tigi zor bir dönem gegirdi. insan hayatindan dinin gikarilmasinin toplumu büyük bir zarara ugrattigini anladim."26 ifadesinden de anla§ilacagi üzere din konusunda yasaklardan rahatsizdir.

6-Sovyet yönetimin teknolojiyi Kirgiz bozkirlarina getirmi§ olmasiysa Aytmatov'un takdir ettigi bir husustur.

Görülecegi gibi Aytmatov'un Sovyet Rusya'sina ili§kin yargilarinda genel olarak bir denge vardir. Her §eye ragmen o, Kirgiz kimliginden taviz vermeden devletfi tavrini korumaya fali§ir. Nitekim Gorbafov'un özgürle§tirme politikasina önceleri katilmadigini dile getirmi§tir.

Aytmatov'un; Kassandra Damgasi, Ebedi Gelin romanlarinda da toplumsal bir ele§tiri vardir. Bu romanlarda insanin tabiattan kopmasi, teknolojinin eline mahküm olmasi, bireyselligin bu denli yüceltilmesi ayni insanligi bekleyen tehlikelere yol afar ve yazar buna dikkat feker. Her iki romanda da ele§tirinin yönü Bati'ya dogru olsa bile bunu bütünüyle Batili toplumlar yahut devletler olarak degerlendirmek yanli§ olacaktir. O aslinda dogrudan kapitalist dünya düzenine kar§idir. Ya§adigi dönemde kapitalist zihniyeti Bati'nin temsil etmesi mecburen ele§tirin yönünü o tarafa

23 Aytmatov-§ahanov, Age, s. 71-72.

24 Aytmatov-§ahanov, Age, s. 163.

25 Aytmatov-§ahanov, Age, s. 178.

26 Aytmatov-§ahanov, Age, s. 233.

fekmi§tir. Ba§ka bir zamanda ayni zihniyeti ba§ka toplum ve devletlerin uygulamasi ele§tiriye zafiyet getirmeyecektir.

Romanlari di§inda özel olarak Bati'yi bir aydin tavriyla degerlendirir. Bati'ya kar§i da Sovyet yönetimine gösterdigi tavra yakin bir duru§ sergiler. Elbette burada ele§tirilerin bifimi degi§mi§tir fakat takip ettigi algi ayni mantik dengesi üzerine kuruludur. Kültürel unsurlar ve dayatmaci uygulamalarin kar§isindadir. Sosyal devletin gerekliligi noktasindaysa Bati'nin durumunu begenir. Yine §afak Sancisi'ndaki dü§üncelerinden hareketle Bati'ya yakla§imi §u §ekilde degerlendirilebilir:

1-Issik Gölü Formu'nu bu gayeyle düzenleyen Aytmatov'un Dogu ile Bati'yi bütünle§tirmek hayali vardir. 1986 yilinda düzenlenen bu formda dünyanin her yerinden birfok aydinin bir araya gelmesi saglanir.

2-Demokrasinin uygulanmasi, adalet anlayi§i, bireysel hak ve özgürlükler, tabiata gösterilen saygi gibi hususlarda Avrupa'yi takdir eder. §afak Sancisi'nda büyükelfilik vazifesiyle daha yakindan tanidigi Bati'nin bu yüzünü gösteren örnekleri anlatir.

3-Bati'nin kültür anlayi§ini ele§tirir. 1993'te Berlin'de düzenlenen Uluslar arasi film festivali sirasinda e§cinselligi konu edinen bir filmin takdirle kar§ilanmasi kar§isinda ortaya koydugu ele§tiri bunun bir örnegidir. insanin hür oldugu, bu nedenle hürriyete saygi duyulmasi yönündeki itiraza da kar§i fikar. "E§cinsellik higbir zaman hürriyetin sembolü olamaz."27 diyerek özgürlügün de bir siniri olacagini ifade eder.

4-Bati'nin Dogu'yu etiketlemesinden rahatsizdir. §ahanov'un "Romalilar bütün Bati Avrupa 'yi acimasizca hükmetmi§. Yoksa onlarin bu yaptiklariyla barbarlik farkli §ey mi? " sorusu üzerine §u cevabi verir:

"Eski gag tarihgileri halki "barbar" olarak gösteriyorsa, bunun da sebebi vardir. Yani onlar asil saldirganlari aklamak veya diger bir tabirle, kendilerini dü§ünenler olarak iyi tarafta göstermek igin böyle ifadeleri segmi§lerdir."28

Aslinda Aytmatov'un eski fag tarihfileri ifin getirdigi bu yorum evrensel algilama bifimini temsil eder. Bati Dogu'yu, yani güflü güfsüzü; kendini temize fikarip iyi görünmek ifin tanimlar. Ve Aytmatov bütün ele§tirel ama dengeleyici tavrina kar§ilik bunun farkindadir.

27 Aytmatov-§ahanov, Age, s. 185-186.

28 Aytmatov-§ahanov, Age, s. 305.

SONUC

Oryantalizm, Bati'nin Dogu hakkinda kurdugu bir mittir. Mit, reel olanin zamanla toplumsal duygu etrafinda §ekillenmesidir. Milli kahramanlarin mukemmelle§tirildigi, du§man olanin her yonden acimasizca kotulendigi bu baki§ afisi, henuz bir edebi akim olarak ortaya fikmadigi donemlerde de romantizde varligini gosterir. Nitekim oryantalizm miti, Bati'nin Dogu'yu romantik bir anlayi§la etiketlemesidir. Oryantalizm kavrami ferfevesinden bakildiginda goruldugu gibi Cengiz Aytmatov ne keskin bir tavirla Bati'nin kar§isindadir ne de Sovyet yonetimine sert ele§tiriler yoneltir. Elbette bu tespitlerden hareketle Aytmatov'un tepkisiz bir yazar oldugu soylenemez. Aksine oryantalizm gucun gufsuze yonelik sergiledigi olumsuz tavir kabul edilirse Aytmatov, §artlara gore degi§kenlik gosterecek siyasi duru§ yerine her ko§ulda hakliligini surdurecek ba§ka bir soylu amacin pe§indedir: Guflu insanin tabiata yonelik acimasiz yikimi... Doganin bir parfasi olmak, onun hukumleri dogrultusunda hareket etmek yerine onu degi§tiren, tahrip eden, dengesini bozan; bu yuzden yeryuzunde ya§ami tehlikeye sokan eylemleri hemen butun hikaye ve romanlarinda ayni soylu amaf dogrultusunda ele§tirir. Onun ifin oryantalizm bu yonleriyle gorulmeli ve bir kez daha Orta Asya miti etrafinda degerlendirilmelidir.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.