Научная статья на тему 'KIRK YIL VE BİR ACI HİKÂYE ADLI ESERLERİ ÜZERİNDEN HALİT ZİYA UŞAKLIGİL’İN ÖLÜMLE TEMASI'

KIRK YIL VE BİR ACI HİKÂYE ADLI ESERLERİ ÜZERİNDEN HALİT ZİYA UŞAKLIGİL’İN ÖLÜMLE TEMASI Текст научной статьи по специальности «Языкознание и литературоведение»

CC BY
143
33
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
Ключевые слова
Anı türü / Halit Ziya Uşaklıgil / Ölüm / Kırk Yıl / Bir Acı Hikâye / Memoir / Halit Ziya Uşaklıgil / Death / Forty Years / An Acrimonious Story

Аннотация научной статьи по языкознанию и литературоведению, автор научной работы — Hızarcı Selin

Türk edebiyatının önemli yazarlarından olan Halit Ziya Uşaklıgil, ömrü boyunca pek çok yakınının ölümü ile karşılaşmıştır. Ölüm ile yaşadığı bu birebir tecrübeler ile anı türünde verdiği eserlerinden Kırk Yıl ve Bir Acı Hikâye ile ölümün bir sanatçının gözünden nasıl aktarıldığını görmemizi sağlar. Edebiyat, insanların duygu ve düşüncelerini tanımlayabilmesini, dünyada bu duyguları ve düşünceleri yaşayan tek kişinin kendisi olmadığını anlamasını sağlar. Bu yönüyle insana yalnız olmadığını hissettirir. Sanatçı ise tecrübe ettiği olayları diğer insanlarla paylaşarak bir kalıcılık sağlamak ister ve sanatçının eserleri onun dünyaya bıraktığı izlerdir. Bu yüzden anı türü, sanatkârın ve okurun ilgi gösterdiği bir türdür. Halit Ziya, Kırk Yıl'da annesinin ölümü üzerine girdiği yas sürecinin sonunda Mezardan Sesler adlı mensur şiirlerden oluşan eserini yazdığını belirtir. Yazarın, hayatı sanata çevirişinin en önemli örneği olan bu eser, onun yastan çıkmasını da sağlar. Bu da sanatçının, sanat eserlerinde, gündelik hayatındaki olayların ona hissettirdiklerinden ilham aldığını gösterir. Bu çalışmada yazarın, Kırk Yıl adlı anı kitabında, kaybettiği annesi ile ilgili anılarını ve Bir Acı Hikâye adlı anı kitabında kaybettiği oğlu Vedad ile ilgili anılarını inceleyerek, onun yas sürecini nasıl geçirdiğini ve bu ölümlerin onun hayatında bıraktığı izleri inceledik.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.

Halit Ziya Uşaklıgil's Relation with Death Through His Memories of Kırk Yıl and Bir Acı Hikâye

Hayit Ziya Uşaklıgil, one of the important writers of Turkish literature, witnessed the death of many of his relatives his life. With these one-to-one experiences with death Kırk Yıl and Bir Acı Hikaye, the genre of memoir, are important for us to see how death is perceived through the eyes of an artist. Literature allows people to describe their feelings and thoughts to understand that they are not the only ones in the world who experience these feelings and thoughts. With this side, it makes people feel that they are not alone. The artist, on the other hand, wants to ensure permanence in the world by sharing the events experienced with other people. His works are the traces he leaves on this world. For this reason, the genre Memoir is a genre that both writers and readers are interested in. Halit Ziya states that at the end of the mourning process he went through after the death of his mother in Kırk Yıl, he wrote his work called Mezardan Sesler which consists of prose poems. This work, which is the most important example of the author's transformation of life into art also helps him get out of the mourning process. This also shows that how he was inspired by the events that he lived through in his works of art. In this article, we examined the author's memories of the mother he had lost in his memoir called Kırk Yıl and his memories of the son he had lost titled Bir Acı Hikaye. We examined how he went through the mourning process and the scars of these deaths left in his life.

Текст научной работы на тему «KIRK YIL VE BİR ACI HİKÂYE ADLI ESERLERİ ÜZERİNDEN HALİT ZİYA UŞAKLIGİL’İN ÖLÜMLE TEMASI»

KÜLLtYE

ULUSLARARASI SOSYAL BlLtMLER DERGlSl

INTERNATIONAL JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES

Kirk Yil ve BirAci Hikäye Adli Eserleri Üzerinden Halit Ziya Ugakligil'in Ölümle

Temasi

Selin HIZARCI*

Özet

Türk edebiyatinin önemli yazarlarindan olan Halit Ziya Ugakhgil, ömril boyunca pek 50k yakininin ölümü ile kar§ila§migtir. Ölüm ile yajadigi bu birebir tecrübeler ile ani türünde verdigi eserlerinden Kirk Yil ve Bir Aci Hikäye ile ölümün bir sanat$inin gözünden nasil aktarildigim görmemizi saglar. Edebiyat, insanlann duygu ve düjüncelerini tanimlayabilmesini, dünyada bu duygulan ve düjünceleri yajayan tek kijinin kendisi olmadigim anlamasini saglar. Bu yönüyle insana yalniz olmadigim hissettirir. Sanat?i ise teerübe ettigi olaylari diger insanlarla paylajarak bir kalicilik saglamak ister ve sanatfinin eserleri onun dünyaya biraktigi izlerdir. Bu yüzden ani türü, sanatkärin ve okurun ilgi gösterdigi bir türdür. Halit Ziya, Kirk YiVda annesinin ölümü üzerine girdigi yas sürecinin sonunda Mezardan Sesler adli mensur §iirlerden olu§an eserini yazdigini belirtir. Yazarin, hayati sanata geviriginin en önemli örnegi olan bu eser, onun yastan fikmasini da saglar. Bu da sanatfinin, sanat eserlerinde, gündelik hayatindaki olaylann ona hissettirdiklerinden ilham aldigim gösterir. Bu 5ah§mada yazann, Kirk Yil adli am kitabinda, kaybettigi annesi ile ilgili anilanni ve Bir Act Hikäye adli am kitabinda kaybettigi oglu Vedad ile ilgili anilanni inceleyerek, onun yas sürecini nasil gepirdigini ve bu ölümlerin onun hayatinda biraktigi izleri inceledik.

Anahtar Kelimeler: Am türü, Halit Ziya Ugakligil, Ölüm, Kirk Yil, Bir Aci Hikäye

Halit Ziya U$akligil's Relation with Death Through His Memories of Kirk

Yil and Bir Act Hikäye

Abstract

Hayit Ziya U§akligil, one of the important writers of Turkish literature, witnessed the death of many of his relatives throughout his life. With these one-to-one experiences with death Kirk Yil and Bir Aci Hikaye, the genre of memoir, are important for us to see how death is perceived through the eyes of an artist. Literature allows people to describe their feelings and thoughts to understand that they are not the only ones in the world who experience these feelings and thoughts. With this side, it makes people feel that they are not alone. The artist, on the other hand, wants to ensure permanence in the world by sharing the events experienced with other people. His works are the traces he leaves on this world. For this reason, the genre Memoir is a genre that both writers and readers are interested in. Halit Ziya states that at the end of the mourning process he went through after the death of his mother in Kirk Yil, he wrote his work called Mezardan Sesler which consists of prose poems. This work, which is the most important example of the author's transformation of life into art also helps him get out of the mourning process. This also shows that how he was inspired by the events that he lived through in his works of art. In this article, we examined the author's memories of the mother he had lost in his memoir called Kirk Yil and his memories of the son he had lost titled Bir Aci Hikaye. We examined how he went through the mourning process and the scars of these deaths left in his life.

Key Words: Memoir, Halit Ziya U§akligil, Death, Forty Years, An Acrimonious Story

*

Yiiksek Lisans Ogrencisi, Ankara Yildinm Beyazit Universitesi, Sosyal Bilimler Enstitiisii, Turk Dili ve Edebiyati Ana Bilim Data, Ankara / Tiirkiye, e-mail: [email protected] ORCID <B>: https://orcid.org/0000-0003-2349-4413. Bu makaleyi §u §ekilde kaynak gosterebilirsiniz / To cite this article (APA): Hizarci, Selin (2021). "Kirk Yil ve Bir Act Hikaye Adli Eserleri Uzerinden Halit Ziya Ujakligil'in

Ölümle Temasi". Külliye, 2 (2): 129-143. DOI: 10.48139/aybukulliye.972320. Makale Bilgisi / Article Information_

Geliç / Received Kabul / Accepted Tiirii / Type Sayfa / Page

21 Temmuz 2021 26 EylUl 2021 Araçtirma Makalesi 129-143

21 July 2021 26 September 2021 Research Article

(Bu makale, yazar beyanma gore, TR DlZÍN tarafindan óng5rülen "Etik Kurul Onayi" gerektirmemektedir.)

Extended Abstract

Death is defined as the permanent loss of neural activity or brain function and the irreversible cessation of biological functioning. Although these and similar definitions of death are scientific, they are incomprehensible to most people. In the face of death, there are many questions to be answered. It is difficult to comprehend what it is like to live without a loved one when one's family and loved ones pass away. When a person loses a loved one, he becomes sad and goes through the mourning process. For everyone, the grieving process is a unique experience. According to their personality, everyone has a different defence mechanism against death. Some choose to be alone, while others console themselves by socializing.

As a result of these events, the person learns that he is mortal in the face of his relatives' deaths. The death of another person forces us to confront our mortality.

The type of memoir has emerged with the idea of sharing what one has observed and experienced with others. The factors that lead people to create memoirs are the desire to share their memories with everyone, as well as to go over their past and make an evaluation. Individual experiences are told in memoirs. The author can choose any incident from any time. Although such works are important for illuminating the period described, they cannot be accepted as definitive documents. Distort events with author's sentiments and opinions whenever it is published.

In addition to all these, the genre of memoir helps to understand the inner world of the writer, as it is based on psychological and existential demands, such as an internal reckoning of the author, leaving his existence and experiences to the world as evidence. In memories, past events are confronted and a cause-and-effect relation is established. All of these assist a person in obtaining access to essential identity information. For the person to make sense of himself, his evaluations on matters such as where he came from, what he went through, and what kind of consciousness he know.

In ''Kirk YiF\ Halit Ziya U§akligil discusses both the literary, social, and political processes as well as his personal experiences. He writes in detail the effect on his personality of the deaths of people he has known since childhood. The death of his mother, who died when he was in his twenties, is particularly relevant to our understanding of an artist's perspective on death, the meaning he assigned to death, and the grieving process. While reflecting on this tragedy in his twenties with the maturity of the intervening years, the author, who wrote "Kirk YiV in his sixties, reveals that he still carries the feelings of that day within him, as well as the death of his mother as an incurable wound in his soul. After the death of his son Vedad, he penned his book, "Bir Aci Hikaye". The writer, wanting his family to gain from this traumatic experience and keep Vedad's memory alive. He publishes these

memories under the pressure he perceives from his surroundings. He states that his goal is to help other families by sharing his personal experience. Unlike "Kirk Yil", "Bir Aci Hikâye" was written while in mourning. It depicts a father's mental state after losing his beloved son. Most importantly, the recollections help understand Halit Ziya Uçakligil's personal feelings and thoughts, as well as his temperament and works.

While describing the loss of his mother and son, the author, who is effective in psychoanalysis in his works, captures the experience of being in contact with death extremely well. One of its aims is to benefit its readers by transferring their own experiences or observations to their works, allowing them to discover feelings in their souls that they cannot articulate and unknown aspects of existence. Halit Ziya's experiences with death will also provide consolation to his readers who have experienced the same events.

Giri§

Oliim, sinirsel faaliyetlerin ya da beyin fonksiyonlarinin kalici olarak kaybi ve biyolojik içleyiçin geri dônduriilemez çekilde bitiçi olarak tanimlanir (Spellman 2017:15). Ôlmnunbuvebunungibitanimlanhernekadarbilimsel olsa da insanlar, bu tanimlardan bir anlam çikaramamaktadir. Oliim karçisinda cevaplanacak pek çok soru vardir. însamn, ailesinin ve sevdigi insanlann olumu ile kar§ila§masi, sevilen kiçinin yoklugu ile ya§amanin nasil bir §ey oldugunu kavramak için ugraçtigi bir mucadele alamdir. Spellmann "Ôlûmùn sadece iki §ekli bulunur; baçkalarinin olumii ve kendi sonumuz. Bunlardan ilkinin bizim iizerimizde yarattigi etkiler çeçitlidir: Zararli bir ki§ilik ôldugunde rahatlama hatta hoçnutluk dahi duyabiliriz; son nefesini verenler iyi ve duriist insanlar oldugunda ise hiizunleniriz; sevilen biri aramizdan ayrildiginda ise duygularimiz altiist olur ve kederleniriz" der (2017: 272).

Kisaca insanin, kendi olumuyle oldugu kadar sevdiklerinin ôlûmuyle ilgili de yuzleçmesi gereken bazi gerçekler vardir. Ki§i, bir yakinini kaybettiginde kedere buruniir ve yas surecine girer. Bu yas sureci herkes için ki§isel bir tecrubedir. Herkesin kendi karakterine gôre ôlume karçi bir savunma mekanizmasi vardir. Kimi yalmz kalmayi seçerken kimi sosyalle§erek kendini avutur.

Ki§i yakinlanmn oliimii karçismda edindigi bu tecriibelerden, oliimlii oldugu gerçegini fark eder. Baçkasinin ôlumti, bizim için kendi ôlumlulugiimuzle yiizleçme firsati taçimaktadir. Ôltimû bilerek, oliimsuzlugii arzular. Oliimsuzlugun ise çeçitleri vardir. Bunlardan en yaygini dunyada bir iz birakmaktir. Kiçilerin kendi anilarmi kaleme almasi veya otobiyografilerini yazmasinin en ônemli sebebi budur. Bu dilnyadaki varligini anilari sayesinde gelecege ta§iyacaklardir. Onlarin bu dunyada gôriip ôgrendikleri çeyleri gelecek nesillerin de bilmesini, ôlum sonrasi yarim biraktiklari içlerini onlarin devam ettirmesini arzularlar.

Halit Ziya Uçakligil Kirk Yil 'da hem edebi / toplumsal / siyasi sûreçten hem de çahsi tecrübelerinden bahseder. Çocuklugundan beri tamdigi kiçilerin ölümlerinin kiçiligi üzerinde biraktigi etkiyi ayrintili bir çekilde yazar. Özellikle, yirmili yaçlarmda kaybettigi annesinin ölümü, bir sanatkânn ölüme olan bakiç açisim, ölüme verdigi manayi ve yas tutma sürecini anlamamiz açisindan önemlidir. Kirk Yil'i altmiçlarinda kaleme alan yazar, yirmili yaçlarmda yaçadigi bu tecrübeye aradan geçen yillann verdigi olgunlukla bakarken, o günkü hisleri hala içinde taçidigini ve annesinin kaybrni hala ruhunda onulmaz bir yara olarak taçidigim belli eder. Bir Aci Hikäye adli am kitabini ise oglu Vedad' in kaybi iizerine yazmiçtir. Ailesinin bu aci tecrübeden faydalanmasim ve Vedad' in hatirasini yaçatmak isteyen yazar, daha sonra çevresinden gördügü baski ile bu anilari yayimlatir. Buradaki amacinin ise kendi tecrübelerinden diger ailelerin de faydalanmasi oldugunu söyler. Bir Act Hikäye, Kirk YiV in aksine yas sürecindeyken yazilmiçtir. Bir babanin çok sevdigi evladim kaybetmesi ile içine girdigi ruhsal durumu yansitir. Fakat her çeyden önemlisi, amlarin Halit Ziya Uçakligil'in çahsi his ve dûçûncelerini anlamak onun mizacim anlamlandirmak ve eserlerini tahlil etmek açisindan yararli olmasidir.

Kendi eserlerinde ruhsal tahlil konusunda baçarili olan yazar, annesi ve oglunun kaybim anlatirken de ölümle temas etmi§ olmanin tecrübesini okura çok iyi yansitir. Amaçlanndan biri, kendi tecrübelerini veya gözlemlediklerini eserlerine aktararak okurlarma fayda saglamak, onlarin ruhlarmda tammlandiramadiklari hisleri ve hayatin bilinmedik yönlerini keçfetmesine yardim etmektir. Halit Ziya'mn ölümle ilgili tecrübeleri de ayni olaylan yaçamiç okurlarma teselli saglayacaktir.

Susan Sontag, Sanatçi, Örnek Bir Çilekeç adli kitabinda, yazarlarin günlük hayatlanmn niçin okurlari tarafindan ilgi gördügü ile ilgili dü§üncelerini anlatir. О bunu günlük türü üzerinden anlatir. Günlük, kiçinin hayatindaki olaylan ve duygu - dü§üncelerini günü güniine, tarihli bir §ekilde yazdigi türdür. Çogunlukla yayimlanma amaci yoktur. Am türünden farki, animn olaylarin üzerinden belirli bir süre geçtikten sonra, bilinçli bir çekilde, dü§ünülüp yazilmasidir, günlükler ise olaylarin gerçekleçtigi gün, samimi bir çekilde, yazan kiçinin kendisiyle olan konuçmasi çeklinde kaleme alimr. Am ve günlük gibi edebi türler, okurun ilgisini çeker, amaç hem yazan daha yakindan tammak hem de Sontag'a göre, insanlann sanatçiyi acilan üstlenen bir aziz gibi görmesindendir:

"Günlükler bize yazarin ruhunun çaliçma odasim gösterir. Peki, yazarin ruhuyla neden böylesine ilgileniriz? Yazar olarak yazarin kendisine

duydugumuz a§iri ilgiden degil.......ben'in keçfini aci çeken ben'in kegfiyle

e§it tutan o Hiristiyan ige Ьакц geleneginin en son ve en güglü mirasi olan ruhbilimle doymak bilmez bir açlikla ugraçmamizdan. Modem bilinç açisindan sanatçi (azizinyerini alarak) örnek bir çilekeç olmuçtur. Sanatçilar

arasinda da y azar, sozcüklerin ustasi, çektigi aciyi en iyi ifade edebilecek ki$i gozüyle baktigimiz insandir" (1998: 76).

Sanatçi, çevresinde olup biten her §eyi en ince ayrintisi ile algilayip, bunlar üzerine tecrübeler elde etmi§, aci çekmiç ve sonucunda ortaya çikan ruhunu sanati için kullanmiçtir. Okuru da onun bu yeteneginin sonuçlanni gôrmek, kelimelere dôkûlmûç halini okumak ister. Bunu da en dürüst haliyle ani ve günlük tarzi

eserlerde bulur:

"Yazar ôrnek bir çilekeçtir, çûnkii hem aci çekmenin en derin katmanlarina inmi§, hem de acisini yiiceltmede (Freudcu anlamda degil, sozcügün düz anlaminda yüceltmede) profesyonel bir yôntem ke§fetmi§tir. Yazar, bir insan olarak aci çeker; yazar olarak da bu acisini sonata donü§türür. Yazar, çektigi aciyi, sanatta elde edecegi kazanç ugruna kullanmayi keçfetmiç kiçidir - tipki azizlerin, ruhlarin selameti için aci çekmeninyararli ve gerekli oldugunu kegfetmeleri gibi" (1998: 76).

Edebiyata, okurlarin gozünden bakmaya baçladigimizda, sevdikleri yazarlara duyduklari hayranlik ile onlarin hayatlanna da ilgi duyan, onlarin kelimelerinde kendilerini bulduklan için, yazdiklan ki§isel satirlarla avuntu bulanlar vardir.

Halit Ziya'mn sevdigi insanlarin kaybi karçisinda ruhsal bir zayiflik gôsterdigini gorürüz. Annesinin hastaligi ile bir türlü yiizleçemez, bu gerçekten kaçmak ister. Annesi ile yaptigi son konuçmada, konuçmanin içeriginden 133

bahsetmekten çok hastalik ile gelen fiziksel degiçimleri betimler. Hasta annesine, -

bir evlat gozüyle degil bir sanatkâr gozüyle bakar. Aradan geçen kirk yila ragmen, anilarim yazarken hala bu ôlûmden kaçma istegi vardir. Annesinin cenaze tôrenini anlatmak istememesi bunu gôsterir. Ve yas sürecinde, insanlara karçi dirayetli dururken, acilarinin getirdigi ilhami edebi bir eserde kullanir

Yirmili ya§lannda kaybettigi annesinden sonra, omrünün son demlerinde, altmiçli ya§larinda iken kaybettigi oglu Vedad' in yasim tutarken neler hissettigini ve nasil davraniçlar sergiledigini, añilan ile ôgreniriz. Vedad' in olümü, Halit Ziya için bir ba§ansizliktir. O, dünyaya gelmiç ve pek çok emek ile yeti§tirilmi§, zeki, baçarili bir gencin kader kurbani oldugunu dü§ünür, Vedad' in olümünü bu yüzden kabullenmesi çok zor olur. Evlatlarini hastaliklardan kaybetmiç bir baba olarak, Vedad'm varligi onun tutundugu bir daldir. Onun yaçamasi, baçarilanm devam ettirmesi, Halit Ziya'nin omrünün son yillarinda, oglu ile gururlanmasi gerekirken, hazin bir olümle ba§ ba§a kalmiçtir. Annesinin olümü, Halit Ziya için sevdigi bir kiçiyi kaybetmesi üzerinden olüme kar§i duygulanni ve tavnm netle§tirme mücadelesiydi. Oglunun olümünde ise kaderle bir kavgaya tutu§ur.

Tüm bunlar bize, Halit Ziya U§akligil'in sanatçi ruhunun §ahsi ya§amini nasil etkiledigini gôsterir.

Ani Türünün Özellikleri ve Türk Edebiyatmdaki Örnekleri

Türk Dil Kurumu ani kelimesini "geçmiçte ущаптц çeçitli olaylardan bellegin saklandigi her türlü iz, hatircT (1988: 618) olarak tammlar. Özdemir, aninin içerigini kiçinin yaçammdan aldigini söyler (2007: 190). Am türü, insanin kendi gözlemledigi ve teerübe ettigi çeyleri baçkalan ile paylaçmasi fikri ile ortaya çikmiçtir. Insanlari am türünde eserler vermeye yönelten etkenler, anilanni herkesle paylaçma istegi duymalannin yani sira kendi geçmiçlerinin üzerinden tekrar geçmek ve bir degerlendirme yapmaktir. Aktaç ve Gündüz: "Am, bilim, sanat, politika alaninda ün уартц kiçilerin, baçlarindan gegen önemli olaylan ya da ya§adiklari dönemin önemli olduklarini dü§ündükleri özelliklerini gözlemlerine ve bilgilerine dayanarak anlattiklari edebi türün adidir" yazar (2002: 315). Anilarda, bireysel tecrübeler anlatilir; yazar istedigi dönemden istedigi olayi seçebilir. Bu türde verilen eserler, anlatilan dönemi aydinliga kavuçturmak için önemli olsa da kesin beige olarak kabul edilemez. Ne zaman yazilmiç olursa olsun, yazan kiçinin kendi hisleri ve dü§ünceleri ile olaylan çarpitma ihtimali vardir.

Bütün bunlann yamnda am türü yazarin bir iç hesaplaçmasi, varligim ve ya§adiklanm dünyaya kamt olarak birakmasi gibi psikolojik ve varoluçtan gelen isteklere de dayandigi için yazan kiçinin iç dünyasinin anlaçilmasma da yardim eder. Anilarda geçmiçte yaçanan olaylarla yüzle§ilir ve sebep - sonuç ili§kisi kurulur. Bütün bunlar ki§inin kimligi ile ilgili önemli bilgilere ula§masina yardim eder. Nereden gelmiçtir, neler ya§ami§tir ve §u an nasil bir bilince sahiptir gibi 134 sorular üzerinden yaptigi çahsi degerlendirmeler kiçinin kendisini anlamlandirmasi hususunda önemlidir.

Türk edebiyatimn ilk yazili am eseri olarak Babür Çah'in BabürnameW gösterilir. Bunun yamnda Bilge Kagan ve Kültigin Yazitlari da döneminin siyasi ba§arilarim anlatma amaciyla kaleme alinmasi yönüyle ani türü içine girer. Klasik Türk Edebiyatinda bazi siyasetçilerin kaleme aldigi eserlerde anilanna yer verdigi görülür. Okay, tezkire, menkibe, vekäyi' ve tarih gibi eski edebiyata ait türlerin, yer yer am türüne girebilecek bölümlere sahip oldugundan bahseder. Yine de eski edebiyatta am türünü tamamen karçilayan bir eser yoktur. Tanzimat edebiyatina geçiç süreeinde kaleme alinan Keçecizâde Izzet Molla'mn Mihnet-i Keçân adli mesnevisi ve Âkif Paça'nin Tebsira'si dönemin siyasi entrikalanni, sosyal yapisini anlatmak bakimmdan önemli hatiratlar olarak kabul edilir (1997: 446).

Mutluay, Servet-i Fünun döneminde, sanatkarlann kendilerini ve hayatlarmi, içinde bulunduklan siyasi ortam geregi sakladiklan için am türünde de bir eser verilmediginden bahseder. 1908 hareketi ile birlikte özgürlüklerinin önü açilan dönemin sanatçilan ani türünde eserler yazmaya ba§lar (1998: 220-221).

Edebiyat-i Cedide dönemi yazarlanndan olan ve roman türünde verdigi eserler ile Türk Edebiyatinda edebi bir devrim yaratan Halit Ziya Uçakligil'in Kirk Yil adli am kitabi edebi hatira türüne örnektir. Edebi hatira, anilanni kaleme alan

yazann aktardigi olaylar hakkinda kendi duygu ve fikirlerini kattigi hatira türüdür. Bu hatira türünde okuru etkileyecek, edebi bir üslup ve felsefi fikirler vardir. Yazar, anilari üzerinden yaptigi çikanmlar ile yillar içerisinde geçirdigi degiçimleri edebi bir dille aktarir.

Halit Ziya Uçakligil'in bir diger am kitabi ise intihar eden oglu Vedad'i anlattigi Bir Aci Hikâye'dir. Uçakligil, oglu ile ilgili anilarini sadece kendisi ve akrabalari için kaleme alsa da çevre baskisi üzerine eseri yayimlar. Eserinin, kendisi gibi acili ailelere yardimci olacagini sôyleyen yazar, kitabinda çok sevdigi oglunu çocuklugundan itibaren anlatir.

Kirk Yil, yazarin, annesi ile ilgili gordügü bir rüya ile baçlar. Yillar geçmesine ragmen, annesinin hasta yatagindaki halini rüyasinda gôren Halit Ziya, bu riiyadan aldigi ilhamla amlanm yazmaya baçlar. Bir Aci Hikaye'de ise oglunun olümünün ardindan onunla ilgili rüyalar gorür. V. Volkan Gidenin Ardindakiler kitabinda bu konuya da deginir:

"Duller, bilinçdiçimiz ile baglanti kurarak arzularimizi yerine getirmemize yardim ederler. Sorunlarimiz iizerinde çaliçirlar ve uyanik yaçamimizda kabul edilemez saydigimiz dü§üncelerimizi dile getirirler. Bu nedenle kederli kriz dônemindeki dûçlerimizin oyküleri, olümü kabullenmemizle ilgili uyanik yaçamdaki çatiçmalarimizi yansitmaktadir" (2010: 32).

Halit Ziya'mn, anilannda bahsettigi bu kiçisel tecrübeleri ile psikanalistlerin yas stireci ile ilgili çaliçmalarinin ôrtûçmesi de olümün her ne kadar kiçisel tecrübeler oluçtursa da aslinda evrensel bir olgu olduguna i§aret eder.

Sanatçi, ôlûm temasindan ister romanlarinda veya §iirlerinde, ister anilannda bahsetsin, yaptigi çey insanlann en derin hislerine ula§mak ve onlarin kendilerini ke§fetmesine, tecrübelerini payla§an birinin varligi ile hayata kar§i daha gûçlû durmasina yardimci olmaktir.

Halit Ziya U^akligil'in Ktrk Yil ve Bir Act Hikâye Adli Ani Kitaplarinda Ôlûm

Halit Ziya Uçakligil, Kirk Yil ve Bir Aci Hikâye adli ani kitaplarinda, kaybettigi için derin üzüntü duydugu annesi ve oglu Vedad'm olümünü ve onlarm ardmdan yaçadigi yas sürecini anlatir. Kirk YiV da annesinin hastaligindan, bu hastaligin eve ve kendisine etkilerinden bahseder:

"Bu hakikat yava§ yavaç, burula burula sokulan bir kizgin acisi ile ruhumun içine girdikçe, ben daha onu yataginda serilmiç gôrûrken, mateminin iztirabiyla kivramyor, nefsimi hayatin dagdagalari arasinda yuvarlanmaga saliverirken gogsümün üstünde tazyik eden ve beni nagehan haykirmaga, acimi harice ta$irmaga sevk eyleyen bir agir ta§in eza-yi sikletini duyuyordum "(2017: 211).

Halit Ziya, annesinin iyileçmeyecegini anlayinca neler hissettigini bu çekilde anlatir. Bu hastalik evdeki, herkes ansizin ölecek olan hasta için yas tutmaya ba§lami§tir:

"Etrafimin baña tahayyüt eden, beni görünce giXlmek vesilelerini bertaraf eyleyen bir §efkat havasi ile muhat olduguma dikhxt ettikçe zavallihgimin daha sarih bir ifadesini bulmuq olurdum" (2017: 211).

Insan, baçkasimn yasinda da kendisinden bir çeyler bulur. Halit Ziya'nin akrabalari, onun annesini kaybetme stirecinde öncelikle kendi deneyimlerinden yola çikip, bunun ne kadar büyük bir aci oldugunu hissederek, ona daha dikkatli ve daha hassas yaklaçmaya baçlarlar. Yine de annesinin ölecegini bilmek, onu öncelikle kendi gözünde bir "zavalli" yapar, ama yazar bu ruh hali ile çevresinin kendisini bir "zavalli" olarak gördügünü dü§ünür.. Onlann hassas tutumlarmdan alinir.

Kirk YiV da bu süreci adeta bir roman kahramamymiç gibi anlatir:

"Sabahlari ona veda ederken, akçam avdetimde onu daha iyi bulmak ümidiyle avunmaga çaliçarak çikardim; akçam Karçiyaka vapurundan çikinca birdenbire eve avdet ederek sabahleyin icat olunan ümitlerin bo§a çiktigina §ahit olmamak içinya uzun bir seyran yapar, yahut deniz kenarinda bir kahvede bastonumun ucu ile kumlari eçerek fevka 'l-me 'mul bir hadise zuhurunu beklerdim " (2017: 211).

Halit Ziya'da her çeye ragmen, annesinin iyileçebilecegine dair bir umut da vardir. Fakat bu umudun gerçekleçme ihtimali o kadar zayiftir ki, yazar kendisini kandirdiginin farkindadir. Gerçeklerden kaçmak ister; hasta annesinin ölecek oldugu gerçegiyle yiizleçmekten korktugu için eve gitmek istemez. Bir gece eve sarhoç doner. O gece bir kusur i§ledigini dü§ünür; ancak babasinin çefkatli yaklaçimi kar§isinda ölümle yüzle§ir:

"Bu kifayet etti; baçima temas eden o el, baña §efkat hissi veren o söz o zamana kadar birikmiç acilarimin coçmasina sebep oldu; sedirin üzerine kapandim ve uluya uluya agladim. Annemin asil matemini i§te bu gece burada tutuyordum "

(2017: 211).

Halit Ziya'nin yaçadigi bu ölüm süreci tecrübesinde önemli bir an vardir ki o da annesi ile yaptigi son konu§madir. Hasta annesi, zar zor konuçarak ondan bir çarki söylemesini ister. Bu duygusal anda yazar, annesi ile vedala§mak için bir firsat bulmuçtur. Onunla son kez konu§mu§, elini tutmu§ ve onun istegini gerçekleçtirmiçtir. Halit Ziya, hasta yataginda ölmek tizere olan annesinin görünü§ünü ve davraniçlarini ayrintili olarak yazar:

"Bir akçam onun odasina girdim. O hiç hareket etmiyordu, gözleri kapaliydi, yalniz ince birer kalem halini alan soluk parmaklari çarçafin bir kenarinda bir deruni ahengin mizrabi gibi lamildaniyordu...

...Annemin gôzleri hep ôyle kapali iken sesini, sanki bir rüyanin arasinfan, ortiilii sisli sesini i§ittim...

...O vakit gôzlerinin kenarindan yekdigerini takip eden seri ya§larin donuk, gergin yanaklarinin yeçile donen rengi üzerinde yuvarlandigina dikkat ettim; parmaklarim parmattarimdan çôzerek ruhunun elim iztiraplarina daha ziyade nazir olmakligima miisaade etmek istemeyerek bana i§aret etti:

-Haydi, artikgit!.. demekistedi" (2017: 12).

Aradan geçen yillara ragmen Halit Ziya'mn annesinin olümünden dolayi kaçinmak istedigi bir aci duydugunu gorürüz:

"Bir gece derin bir aci ile uyumuçtum ve daha derin bir aci ile uyandim: Riiyamda annemi ariyordum. içte, ona iltihak etmek için ôniimde kat'olunacakpek az mesafe kalan ben, kirk seneyi çoktan geçmiç bir zaman oluyor ki hep bôyle dertlerle dolu uykulanmin içinde onun arkasindan ko§ar, onu ararim" (2017: 23).

Halit Ziya, riiyasinda Izmir'deki evini, evde hasta yatan annesini arar. Daha sonra ise onu hasta yataginda gôriir. Annesinin olüp ôlmediginden emin olamaz. Hastalik sürecinde her gün o odaya girdiginde annesini olü bulma korkusu ile ya§ami§ olan yazann, bôyle bir riiya gôrmesi, o günleri çôziime kavu§mami§ bir travma olarak ileriki yillarda hatirliyor oluçu normaldir:

"l§te elimde bir mumla dolaçmaya baçlamak kararini bu gece yarisinda, o aci rüyadan sonra aldim. O zayif ziyanin altinda silkinerek muvakkat bir hayat ile tekrar dirilecek çeylerden ôyleleri var ki ben onlari, hala bu yaçta, bu bembeyaz saçlarla, annemin dizi dibinde, tipki kûçiiciik bir çocuk gibi sôylemek isterdim. Hayatin ôyle dakikalari var ki uzun senelerin mihnetleri arasindan insanin çocuk ruhunu ihya eder ve ona yegâne bir tesliyet Kabe 'si gibi annesinin hayalini tavaf ettirir" (2017: 4-25).

V. Volkan, bitmemiç yas sürecinin rüyalar araciligiyla kaybedilen kiçiyi sik sik hatirlattigim sôyler. Bu rüyalar ki§inin ya§ami boyunca devam eder. Halit Ziya, Kirk YiV i yazdiginda altmiç yaçmdadir ve halâ annesin olümü ile ilgili onu rahatsiz eden rüyalar gorür. Halit Ziya'nm gordügü rüyalar, Volkan'm ûçiincû tür olarak belirttigi rüyalann içine girer. Burada yitirilen kiçi tehlikededir ve yitiren ki§i rüyasinda ona ulaçmak, onu kurtarmak ister. Fakat baçaramaz (2010: 95).

Halit Ziya, geçmiçine dônmeyi, amlarini hatirlayip yazmayi annesine bir donü§ olarak kabul eder. Bôylelikle Servet-i Fünun edebiyatinin da ônemli kaynaklanndan biri olan bu ani kitabi, bir annenin olümünden duyulan matem ile yazilir.

Kirk YiVm elli be§inci bolümünde Halit Ziya, Mezardan Sesler adli mensur §iir kitabini hangi ilhamla yazdigindan bahseder. Mezardan Sesler'in yaziliçinda

annesinin ölümü etkili olmuçtur. V. Volkan, yas sürecinin bir sanatçinin yaraticiligini beslediginden bahseder:

"Sanatçilar bilinçdiçlari ile çaliçirlar. Bu nedenle, yitimin yaraticiligi beslemesi çaçirtici degildir. Yas ile yaraticilik arasindaki baglantilar, sanat ve edebiyat eleçtirmenleri kadarpsikanalistleri de etkilemiçtir...

... Bir ele§tirmen için bir sanat eserindeki en önemli §ey, eserin estetik degeridir. Yas konusunu ögrenen ögrenciler için yasin sanatçinin yitim ile ilgili devam etmekte olan çatiçmasini, yaratici bir baglanti nesnesini, kederi tamir etme ya da onu yenme giriçimini gözlemlemek oldukça ilginçtir " (2010: 168).

Yazar, her gittigi yerde ölümün onu takip ettigini dü§ünür. Girdigi odalar kararmaktadir. însanlar ona bir kayip ya§ami§ olmasi dolayisiyla aciyarak bakarlar. Bu hislerinden kurtulmasi ve yas sürecini tamamlamasi ise Mezardan Sesler'm bitiçi ile olur:

"Ölümün beni istila eden nefesinden dogan bu kitap nihayet bitirilince benden azim, derin bir inçirah nefesi çikti; adeta matemden beni siyiran bir nefes-i teslimiyet... " (2017: 220).

Halit Ziya Uçakligil'i derinden etkileyen baçka bir olay ise oglu Vedad'in ölümü olmuçtur. Bir Aci Hikâye, Halit Ziya'nin, intihar eden oglu Vedad'in dogumundan ölümüne dek ya§adiklarim ve ölümünün kendisi ve ailesi tizerindeki 138 kederini anlatmak için yazdigi bir ani kitabidir. Halit Ziya, oglunun acisini onun anilarma siginarak yaçamak istemiçtir. Bu amlarin yayimlanma amaci ile yazilmadigini belirten yazar, daha sonra çevresinden gelen isteklere boyun egerek, evlat kaybini yaçamiç veya yaçayacak olan tüm anne ve babalann aci hususunda eç oldugunu ve yazdigi bu anilann onlann ortak mail oldugunu belirterek yayimlamaya karar verir. Halit Ziya, bu eserin yayimlam§indan ûç yil sonra ölür. îlk gençlik yillannda annesini kaybeden yazar, ömrünün son yillanm da çok sevdigi oglunun yasi ile geçirir.

Yas sürecinin zor geçtigi zamanlarda, insanin kederini ba§kalan ile paylaçmasi, konuçmasi onainsana iyi gelir. Bu baglamda Halit Ziya'mn ogluyla ilgili amlarim yazarak okurlari ile bulu§turma karan almasi, acisinin payla§ilmasini saglamiçtir:

"Bunlari niçin yazdim? Sadece bir nedenle: Onu dogdugu günden topraga gömüldügü saate kadar yaçatmak, onun hayaliyle, günlerin yillarinin birbirini izlemesiyle ardindan giderek, elden geldigince kendisiyle birlikte olmak için... "

(2018: 13).

Bir Aci Hikâye, yazarin yegeni Ali Ekrem U§akligil'e yazdigi bir mektup ile baçlar. Yegenine eserinin muhtevasindan; sadece talihsiz bir babanin, zulümlere

ugramiç bir oglu için ta cigerlerinin derinliklerinden kopan sessiz, ama derin bir ayrilikacisinin ahidir, diye bahseder (2018: 9).

Devaminda ise yazar, yegenine ve turn ebeveynlere bir tavsiyede bulunur. Bu tavsiye, kimsenin çocuklanna çok baglanmamasi ve onlan çok sevmemesidir. Daha sonra bu tavsiyesini açiklamaya baçlar ve anne babalarin evlatlari ile çok ugraçmamasim, onlari uzaktan seyretmelerini ve kendi kendilerine büyümelerine izin vermeleri gerektigini yazar. Oglu Sadun ve Kizi Güliz'i kaybeden ve onlann yerini oglu Vedad ile dolduran Halit Ziya, evladi için çok emek vermiç, onu korumu§ kollami§ ve yetiçmesi ile bizzat alakadar olmuçtur. Yaçadigi kaybin acisi ile içinde hissettigi bu büyük kederin sebebini de bu ilgi ve alakasina baglar.

Dr. Vamik D. Volkan, Gidenin Ardindan adli eserinde, kendi hikâyesinden bahseder. Dogumundan alti yil once kaybolan ve daha sonra ôlûm haberi gelen dayisi Vamik'in yerini doldurmasi için ailesinde seçilmiç kiçi oldugunu sôyler. Bu gôrevin üzerindeki baskisim fark etmesinin psikanaliz egitimi almasiyla ilgili oldugunu da ekler. O zamana kadar annesi ve anneannesi ile arasmda sessiz bir anlaçma vardir. Ne kendisi dayisinin boçlugunu doldurdugunu fark eder, ne annesi ile anneannesi. Ama Volkan'dan beklentileri, Vamik dayisinm ulaçacagini vaat ettigi baçarilara ulaçabilmesi ve onun hissettirecegi turn gurur duygusunu onlara vermesi olmuçtur (2010: 10).

Halit Ziya'mn, Vedad'a yükledigi anlam da bu ôrnekle eçdegerdir. O kaybettigi evlatlanna veremedigi sevgisini, ilgisini Vedad'a vermiçtir. Bunun yam sira Vedad, çok sik hasta oían, narin bir çocuktur. Kûçûkltigûnden beri babasinin ilgisini çeken, zeki ve güzel konuçan biridir. Halit Ziya, oglunun kendi korumasi altinda, titizlikle büyümesi için elinden geleni yapmiçtir. Tüm bu etkenler birle§ince, Vedad'm kaybinin onda yarattigi boçluk hissi doldurulamaz bir haldedir.

Vedad'm intihar etmi§ olmasi da Halit Ziya'mn, olüm kar§isindaki kederinin bu denli büyük olmasinda etkilidir.

Halit Ziya, Vedad'in ba§ina gelen aksilikleri, talihinin ters bir aki§ izlemesine baglar. Anilanm okurken, Vedad'in karakteri veya beceriksizligi nedeniyle baçarisizliga ugradigina dair bir sôyleme rastlanmaz. Yazara gôre oglu iyi yetiçtirilmiç, vicdanli, çaliçkan ve kotü talihine yenilmiç biridir:

"Bilinen bir gerçek vardi: O kadar emeklerle, cenkleçmelerle yeti§tirilmi§, otuz be§ ya§ina kadar bir gün bile kendisinin üzerine titrenilmekten uzak kalinmamiç, degerli, sevgili, bizce dünyada her ¡¡eyden çok daha yüce ve sevgili yavrumuza kiyilmiç olmasiydi" (2018: 48).

iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.

Vedad'm intiharinin müsebbibi, onun onüne geçenler, terfisini geciktirenler ve onunla ugra§an insanlardir. Halit Ziya'mn yardim isteklerine cevap veren, ellerinden geleni yapacagini sôyleyen ama yapmayan insanlardir. Vedad'i bu

çekilde, gözünde büyüten ve intiharinda onu suçsuz bulan bir baba için bu ölümü kabullenmek zordur. Vedad'in ölüm haberini almasimn üzerine §öyle yazar:

"§imdi yamnda ne babasi, ne anasi, orada Arnavutluk'un bir kö§esinde zavalli, kimsesiz yatiyordu. Gerçek yalnizca ve yalmzca bu idi. Içte, çurada, sedirin kögesine yigilarak bagirmadan, yana yöreye haykirmadan, ba§im duvardan duvara çarpmadan, ellerini kollarini kivirarak hiçkiriklar içinde gögsü kabarip inerek, inleyerek anacigi; i§te §uradan buradan sanki bir medet, ateçine su dökecek bir el ariyorcasina evin içinde odadan odaya sersem, регцап, bozguna ugrami§ halde, o resminden bu resmine koçarak, sonu gelmeyen gôzyaçlariyla onlari sulayarak dolaban talihsiz baba... Bu iki zavallininyapacaklari baçka ne vardi?.. " (2018: 48).

O bu haldeyken, onu teselli etmeye gelenler ne diyebilirdi? Bunu sorgular. Buradan da kaderi sorgular. Alinyazisina razi olmak gerekir der ama acisi bu sözde teselli bulamayacak kadar büyüktür:

"Her aciyi azaltacak bir felsefeye benzeyen, sanki her derde deva gücüyle gelip yaslarin karçisina dikilen bu söz, korkunç bir yanginla alevlerini savuran cigerlere serin bir nefes üfleyebilir miydi? " (2018: 248).

Bir Aci Hikâye, Vedad'in ölümü üzerine elçinin Halit Ziya'ya yazdigi mektuplan, gazetelerde çikan taziye haberlerini de içerir. Yazar, oglunun ölümü ile ilgili bütün aynntilari yazmiçtir. Onun intihanm nasil gerçekleçtirdigi, tedavi 140

sûreçlerini, kûçtik oglu Bülent'in abisinin cenazesini almak için Tiran'a gidiçini, -

cenaze törenini ayrintisi ile anlatir. Atatürk de Vedad'in ölümünden dolayi taziyede bulunmuç ve cenaze masraflarinin karçilanmasi için bir miktar para gönderilmesini emretmiçtir. Halit Ziya, Atatürk'ün bu davraniçinda da bir teselli bulur. Eger bu para olmasaydi belki de Vedad'in maaçi kesildigi için, cenazesinin sefalet içerisinde gelecegini söyler.

Oglunun ölümüyle ilgili titm ayrintilan ögrenmeye çaliçan yazar, onun davram§larimn tahlilini de yapar:

"О geceyi yataginda nasil geçirdi; bunu bilmek mümkün degildir. O geceden kalan tek andaçlar onun, uyku artik bütün yetïlerini kaplamaya çaliçtigi dakikalarda biraktigi be§ on satirla, sabahleyin bu aci olay ortaya çikinca yüzünü kaplamuç huzur ve rahata кахщтщЫк anlaminda baçka bir ¡¡ey degildir" (2018: 66).

Halit Ziya, elçiligin bakanliga gönderdigi mektupta yazilan titm ayrintilan aktanr. Vedad'in yataginda hafif yan yatmi§ bir halde bulundugu bilgisi bile onun için önemlidir. Onun ardinda biraktigi intihar mektubunda yazdigi satirlar üzerinde, mektuptaki el yazisinda dahi ölüm amndaki psikolojisiyle ilgili ipuçlan toplar:

"Ama kurçun kalemiyle yazilmiç bulunan bu ûç be§ satirin darmadaginik anlatimi, bozuk yazisi gösteriyor ki bilinçte, büsbütün кауЪо1тщ olmamakla

birlikte, dü§ünce gücü ve saglamligi, parmaMarda da yeterli giiç kalmami^tir''' (2018: 68).

Vedad'in ardinda biraktigi intihar mektubu ise çôyledir:

"Uykudan ba§ka bir §ey duymuyorum. Ne rahat!.. Hayatta çok talihsizdim. Bu bir çôziimleme çaresi oldu. Ôlûm ne kolayl.. Uykum çok, bütün sevdiklerim Allah 'a emanet... " (2018: 268).

Cenaze tôreninde de herkesin oglunun ugradigi haksizligi sezinledigini hisseder. Halit Ziya, oglunun intihanni, onun kendi seçimi olarak kabul edemedigi için bu olümden dolayi duydugu kederi fazlasiyla derin ya§ar. Yas sürecinin saglikli geçmesi için en ônemli koçul kabullenmektir. Vedad, intihari seçme sürecinde her ne kadar di§ etkilerin de tesirinde kalmiç olsa da hayatina son vermeyi kendisi seçmiçtir. Saglikli ruh haline sahip biri için yaçadigi haksizliklar ve meslegini kaybetmesi intihar için yeterli sebep degildir.

Ayrica V. Volkan, "kaybeden ve kaybedilen arasindaki bitmemi§ meselelefm. de yas sürecini etkilediginden bahseder. Kiçiler arasindaki iliçki ne kadar mutlu ve olgunsa, geçirilen zaman ne kadar kaliteliyse, ôlûm karçismdaki kabulleniç ve kaybedilen ile vedalaçma daha kolay olmaktadir. Eger kaybedilen kiçiye karçi bir bagimlilik geli§tirilmi§se ve onun oldugu kiçi ile karakter olarak bir ôzde§ime girilmiç ise vedalaçma uzun sürebilir. Bunun sebebi kaybeden kiçinin, kaybedilen ki§i ile varligina bir anlam katma arayi§idir. Onun gidi§i ile bu anlam 141

yitirilir (2010: 74). Halit Ziya, oglu Vedad ile kurdugu evlat- baba iliçkisinde, -

ogluna karçi bir bagimlilik geliçtirmiçtir. Yaçarken ne kadar oglunu destekleyip, onun iyi yônlerini gôrmûçse, olümünde de oglunu suçsuz çikarmak için ugra§mi§tir. Onun iyi yônlerinden bahsetmiçtir.

Halit Ziya, Vedad' in cenaze gününde bir rüya gôriir. Kirk YiV da annesi ile ilgili riiyasindan bahsettigimiz yazar, burada hem kaybettigi annesini hem de kaybettigi oglunu bir arada gôriir. Onlar kavuçmuçtur ve Vedad rüyada, Halit Ziya'mn aklinda kaldigi hali iledir; çakaci, zeki ve magrur. Büyükannesi, niçin yaiiina geldigini sordugunda Vedad çôyle cevap verir:

"Büyükannecigim, sen on be§ yildan beri burada, bu bo§ mezar taçlarimn yalnizliginda kendi kendine uyuyup duruyorsun. Seni uyandirmaya, o kadar sevdigin Vedadciginin komçulugu ileyalnizligindan kurtarmaya geldim...

...Diinyanin dort bucagindan emellerimi, umutlarimi, sonra onlari birer birer bogup ôldilren dertlerimi, içkencelerimi dolaçtirdiktan sonra artik ne uyanikken ne uyurken (bir tïtrliX) mümkün olmayan istirahati bulmak için i§te bur aya, seninyanina geldim" (2018: 317).

Devaminda ise Vedad, Tiran'da cenazesinin Türkiye'ye gelirken bozulmamasi için yapilan içlemleri anlatir. Olümü için aglanmasina gerek olmadigini, artik huzura

kavuçtugunu ve ardinda kalanlann ona sevinmesi gerektigini ekler. Büyükannesi ile buluçan Vedad, anne ve babasimn da vakti gelince yanlarina gelecegini belirtir:

"Bakiniz onlarin da yer 1er i hazir, sagimda ve solumda... Bir kez onlari da bôyle ikiyanima alinea biz §imdilik dort ki§i olacagiz...

...birbirimizin sicakligi ve sevgisiyle isinarak mutlu, yüreklerimiz rahat uyuyacagiz." (2018: 319)

Vedad'in sôzleri bôyle biter. Halit Ziya, riiyasinda, oglunun huzurlu ve büyükannesi ile birlikte oldugunu gôriir. Bu uyanik oldugu zamanlarda da onun için istedigi çeydir. Ve gôriilmektedir ki kendisi de oldügü zaman onlarla buluçacagma inanmaktadir. Bu rüyadan Halit Ziya'mn, olüm ile ilgili iyimser dü§üncelerde oldugunu górürüz. Ôlenler kendi evrenlerinde birlikte ve huzurludur. Bu, annesinin ve oglunun yasim tutan bir adamin iyimser bir hayalidir.

Sonuç

Halit Ziya Uçakligil, am türünde de eserler vermiç baçarili bir yazardir. Onun, Kirk Yil ve Bir Aci Hikâye adli ani kitaplannda, bir sanatkânn olüm karçisinda nasil tepkiler verdigini, kaybettigi kiçilerin ardindan nasil yas tuttugunu górürüz. Herkesin yas süreci kiçiseldir ve süresi kiçinin olüm dü§üncesiyle ve kayipla ya§amak konusunda nasil bir tavir gôsterdigi gibi etkenlere gôre degiçir. Bu makalede, eserleri ile Türk edebiyatinda yeni bir devir açan bir sanatkânn evrensel bir olgu oían olüm kar§isindaki gerçek hisleri incelenmi§tir. Mizacinin onemli 142 ôzelliklerini keçfettigimiz sanatkâr, sevdiklerinin kaybi karçisinda hissettiklerini aktarma konusunda da romanlannda oldugu gibi kendine has bir üslup baçarisi gôsterir. Kirk Yil adli am kitabi incelendiginde, yazarin annesinin kaybi karçisinda girdigi yas sürecine yakmdan §ahit oluruz. O, yas süresinde hissettigi acidan Mezardan Sesler adli mensur §iir kitabim yazmak için ilham almiçtir. Bôylelikle sanatkâr olarak var oldugu bir alan olan edebiyatta, siradan bir insan olarak yaçadigi hayatin etkilerini gorürüz. Hayati ile sanati arasinda kurdugu bu bagin temelinde yer alan olüm, Halit Ziya 'da yaraticilik güeü olarak ortaya çikar. Kirk YiVda geçmiçini hatirlayan ve onlari edebi bir üslup ile aktaran bir yazar olarak goriilür. Bir Aci Hikâye 'de ise sadece yas tutan bir baba olarak var olur. Amaci, yaçadigi tecrübeyi çevresine aktarmaktir. Edebi eserler verirken kullandigi üslup burada gôriilmez. Kaybettigi oglu Vedad'in cenaze i§lemleri esnasinda gôzlemledigi bazi hususlara dikkat çeker. ïnsanlann onu nasil teselli ettiginden, cenaze tôreninden ve oglunun yoklugu karçisinda duydugu hislerden bahseder. Bôylelikle Halit Ziya'yi yazar kimliginden uzakta, siradan bir insan olarak taniriz.

Bu iki ani kitabina baktigimizda, sanatkânn iki kimligi ile kar§ila§inz; olüm unsuru ile sanatim besleyen bir Halit Ziya ve olüm unsuru kar§isinda çaresizlige kapilmiç bir baba olan Halit Ziya. Bôylelikle olümün de iki yüzünü górürüz; Kirk YiV da olüm ile karçilaçma ve yas sürecinin atlatilmasi, Bir Aci Hikâye 'de ise olüm

ile kar§ila§ildiginda yaçanan hisler. Bu baglamda Halit Ziya UçakligiPin anilari ölümün hissettirdiklerini çok yönlü bir biçimde ele almamiza olanak saglamiçtir.

Kaynakça

Akta§, §erif-Gündüz, Osman (2013). Yazili ve Sözlü Anlatim. Ankara: Akçag Yayinlari.

Mutluay, Rauf (1970). 100 Soruda Türk Edebiyati. Istanbul: Gerçek Yayinlari.

Mutluay, Rauf (1998). 100 Soruda Tanzimat ve Serveti Fünun Edebiyati (19. Yy Edebiyati). Istanbul: Gerçek Yayinlari.

Okay, Mehmet Orhan (1997). "Hatirat". DÍA. Istanbul: TDV Yayinlari, C: XVI: 445-449.

Özdemir, Erdogan (2007). Yazinsal Türler. Ankara: Bilgi Yayinlari.

Uçakligil, Halit Ziya (2017). Kirk Yil. Istanbul: YKY.

Uçakligil, Halit Ziya (2018). Bir Aci Hikâye. Istanbul: Inkilap Yayinlari.

Spellman, William (2017). Ölümün Kisa Bir Tarihi. Istanbul: Can Yayinlari.

Sontag, Susan (1998). Sanatçi: Örnek Bir Çilekeç Susan Sontag'tan seçme yazilar. Istanbul: Metis Yayinlari.

Tûrkçe Sözlük I (1998). Ankara: TDK.

Volkan, Vamik-Zintl, Elizabeth (2010). Gidenin Ardindan. Istanbul: Oa Yayinlari. -

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.