УДК: 82(091)=512.19-92
Ali §amil Hüseyinoglu1
E mail: [email protected]
Türk halklarinin istiklal sava§çisi Halid Seid'in iki yönü
Özet: 1888. yilda Özbekistan'in baçkenti Taçkent'in Bostanlig ilçesine bagli Koçkorgon köyünde dogmu§ Halit Sait Hocayev medreseni bitirdikten sonra Istanbul'a gitmiçtir. Önce Darülfünunun Tip, sonra ise Tarih-Edebiyat fakültesinde okumu§tur. 1918. yilda Nu ri Paça'nin em rinde kuruian Kafkas islam Ordusuyla Azerbaycan'a gelmiçtir. §u ordu Azerbaycan'i Rus içgalinden
kurtarip Cumhuriyet kurulmasini gerçekleçtirse de, Sever, Mondros anla§malari Türkistan'in azat edilmesini engellemiçtir. Halit Sait iki yil Azerbaycan'da çaliçmali olmuçtur.
1920. yilda Rus Sovyet Ordulari Azerbaycan'i i§gal edende Halit Sait Özbekistan'a gitmek zorunda kalsa da, 1922. yilda geri dönümü, Bakû'de ve ilçelerde ögretmenlik etmiçtir. 1926. yilda "Osmanli, Özbek, Kazak Lehçelerinin Mukayeseli Sarfi-Nahvi", 1929. yilda "Yeni Elifba Yollarinda Eski Hatira ve Duygularim", 1933. yilda "Muhtasar üslubiyat" ve s. kitaplarini yayimlatmiçtir.
Anahtar kelimeler: Halit Sait Hocayev, Osmanli, Özbek, Kazak Lehçelerinin Mukayeseli Sarfi, Divani luget i-it Türk.
1929 yilda Bakü'de "Yeni elifba yollarinda eski hatira ve duygularim"(Kitabin üzerinde "Yeni elifba yollarinda eski duygu ve hatiralarim" yazilip. Bu maatba hatasidir. Halid Said ba§ka yaz§lar§nda kitabin adini "Yeni elifba yollarinda eski hatira ve duygularim" yaz§yor. - A.§.H.) kitapi yayinlanip. Orada yazilir ki, 1924 yil Eylülin 7'de Bakü'den bir tren yola ?ikar. Trende yolculuk yapanlar konusunda Halid Seid Hocayev §öyle bir bilgi veriyor: "Komisyon a§agidaki ki§ilerden olu§uyordu.
1. Semedaga Agamali oglu, Yeni Alfabe Komitesi ba§kani.
2. Mirze Celil Memmedguluzade, "Molla Nasreddin" dergisi ba§kani ve komisyon üyesi.
3. Veli Huluflu, ara§tirmaci, komisyon üyesi.
4. Halid Seid, i§?i Fakültesi ve Meliorasyon Lisesi yabanci dil ve edebiyat ögretmeni.
Bunlardan ba§ka doktor, vekilhar?, daktilograf da vardi. Bakü Darülfünun müderrislerinden Prof. Mizirlinski de bizimle idi. Heyet i?in bir vagon ayrilmi§ti". (Hocayev, 2006:6).
Dagistan ve Kuzey Kafkasiyadaki Türklerle görü§en ve yeni alfabeye ge?mak konusunda mulakat yapan ekip Kirima dogru yön aliyor. Eylülin 10'de Rostov üstünden Kirima gidi§lerini Halid Seit böyle anlatiyor: "Sabahleyin kalkdigimizda kendimizi Kirim Cumhuriyetinin sinirlari i?erisinde bugday tarlalari arasinda gördük" (Hocayev, 2006:9). Akmescite geli§lerini ise böyle anlatiyor: " §ehir sevimli, binalar güzel, sokaklar düzenliydi. Kaldirimlar güzel aga?larin gölgesi altinda uzanmi§ti. §eherde, Dogunun kendine has eserleri görünmüyordu" (Hocayev, 2006:10).
1 Ali §amil Hüseyinoglu, Azerbaycan Millî Blimler Akademisi Folklor EnSitüsü (Bakü, Azerbaycan).
Tren iskelesinden faytonla Ba§bakanliga giden heyet uyeleri oradan profesor Qobnzade ile geri donuyorlar. profesor Qobnzade ile ilk konu§malarini Halid Seid Hocayev boyle anlatiyor: "Qobanzade ciddile§ti :
- Ha... i§te buna ait size kisa bilgi vereyim, diyerek soze ba§ladi. Alfabe ve imla hususunda Kirim'da u? cereyan vardir: Birincisi, islahat?ilardir. Bunlar Arap alfabesi uzerinde Kazanlilar tarafindan yapilan islah tarzinda bir islahat yapmak istiyorlar. ikinci grup, Latin harfleri savunucularidir. Bunlar hanuz muayyen bir §ekil gostermemi§lerdir. U?Uncu grup, Rus harflerini kabul etmek isteyenlerdir. Bunlar da henuz muayyen bir §ekil gostermemi?lerdir" (Hocayev, 2006:11).
Haman gün resmi bir toplanti olmuyor. istasyona diderek hükumet tarafindan tehsis edilen faytonla Bagfasaraya yola fikirlar. Bahfesaray hakkinda yazir: " A§agida bir §eher göründü. Burasi Bahfesaray'di. §eherin di§ görnü§ü, tam bir Dogu §eheri oldugunu gösteriyordu. Dogudan batiya dogru uzanan bir dere ifinde kurulmu§tu. Binalari fok büyük degildi. Qogu iki katliydi. Sokaklar dar ve egri bügrüydü. Pek fok cami vardi. Her caminin yaninda, göge dogru yükselen bir ve ya iki minare görülüyordu. Bahfasaray bu görüntüsüyle Dogu §eherinden fok, bir Osmanli §eherini hatirladirdi" (Hocayev, 2006:11).
Bahfasarayda Han sarayini, türbeleri gezen heyet köylere de gidir, Dervize adli halk bayramlarina katilir, Sevestolda geceledikden sonra yeniden Bahfasarayda dönüyor, Zincirli medreseni, "Tercuman" gazetesinin yayinlandigi binani ziyaret ediyor, ismail bey Qaspiralinin oglu Pifat beyle konu§uyorlar. Her yerde latin alfabesine kefmeyi teblig eden heyet iki defe resmi toplanti yapiyor. Birinci toplantida Kirim'in resmi yetkilileriyle milli egitim görevlilerinden bir kismi bulunuyor. Bu toplantida Yeni Alfabe Komitesi ba§kani Semedaga Agamali oglu diyor: " Dil itibariyle birbirine yakin olan topluluklari birle§tirmek daha kolaydir. Mademki sizinle bizim dilimiz arasinda o kadar büyük bir fark yok, o halde dil ve edebiyatimizi bir esas üzerine kurmamiz gerekir. Dilin iki yönü vardir: konu§ma ve yazi. Yazinin esasi harftir. Yazimizi birle§tirmek ifin yazinin esas ve kötü olan harflerimizi birle§tirmeliyiz...
Duyduguma göre, sizde Rus alfabesini kabul etmek isteyenler varmi§. Bu görü§, dayaniksiz ve fürüktür. Qünkü Ruslarin kendileri de alfabelerini begenmiyorlar. Ruslarin bile begenmedigi alfabeyi nasil kabul edebiliriz. Bu dü§ünce beyhudedir" (Hocayev, 2006:15).
Toplantida yeni alfabeye kefilmesi tekamülle olmasi fikri seslendikde Semedaga Agamalioglu haykirir: "Yolda§lar! Hayat sizin tekamülünüzü beklemiyor. Bunu yapamazsiniz, siz tekamülünüzle birlikde yok olup gideceksiniz" (Hocayev, 2006:16).
Halid Seid Hocayev yazir ki, haman toplantida Profesör Bekir Qobanzade, Kirim Egitim Bakanliginin iftimai Terbiye Müdürü Teymurcan Odaba§i, egitimci Osman Aqfoqrakli, "Arap
◄ Foto: Soldan ünlü özbek alimi Hadi Zerifi, qucagindaki bala Halid Seidin kizi Behce, Halidin haimi Sitare, Halid Seid. Arkada Hadinin kiz karde§i Hatire, ikincini tanimadim, Hadinin kiz karde§i Cemile.
harflerinin en nüfuzlu tarafdarlarindan olan Hesen Sebri Ayvazof", egitim bakani (yazar onun ad ve soyadini yazmir - A.Ç.H.), Mirze Celil de konu§uyor. Halid Seid Hocayev ise söz alarak fikrini böyle toparlayir: "Biz, yeni tarihimizin ba§langicinda en önemli mesele olarak alfabe meselesini görüyoruz. Bu konuda önümüzde çû yol var: 1. Arap alfabesini oldugu gibi devam etmek, 2. Arap alfabesini islah etmek, 3. Yeni bir alfabe kabul etmek" (Hocayev, 2006:19).
Halid Said Hocayev toplantidaki konu§masinin tümüni dimek olar ki, kitapda verib. Toplantinin sonucu hakkinda yazir: "Mecliste adeta yeni bir hayat ba§lami§ti. Semedaga, nihayetsiz sevinçler içindeydi. ilk zaferini kazanan bir ordu komutani gibi seviniyordu. Bundan böyle Kirim Türkleri, yeni alfabeçiler safina geçmi§ kabul edilebilirdi" (Hocayev, 2006:24).
Ekimin 15' de düzenlenen ikinci toplanti hakkinda Halid Seid Hocayev yazir: " Plana göre, saat sekizde, Kültür Evinde yeni alfabe konusunda genel bir toplanti yapilacakdi. Belirlenen saatte oradaydik. Ögretmenlerden ve diger halkdan iki yüze yakin ki§i toplanmiçti. Önce çeçitli havalar çalindi; Kirim halk oyunlari oynandi. Sonra büyük bir salonda toplantiya geçildi. Toplantiyi Egitim iççileri Birligi bakani yöneltiyordu" (Hocayev, 2006:30).
Toplantida yine Semedaga Agamalioglu, Halid Seid Hocayev, Bekir Çobanzade, Osman Nuri Aqçoqraqli, ve "Yeni dünya" yazarlarindan Cafer Gafarov, ögretmen Ehtem Feyzi, Komsomol teçkilatindan ilyas Tarhan, Yeni Alfabe Komitesinin Kirim vekili Cemalettinov, Ömer ipçi, Veli Hulurfu, Teymurcan Odabaçi konuçuyor.
Osman Aqçokrakli diyor: "Alfabe meselesile en çok ben ilgileniyorum. Çünki hem ögretmen, hem hattatim. Geçen sene yeni alfabenin aleyhine yazmiçtim. Ben yerüzündeki alfabelerin hepsini biliyorum, bu sebeple de meseleye tekniki açidan bakiyorum. Alfabenin iyi olmasi için çabuk okunabilmesi gerektir. Arap alfabeis daha iyi hatirda kalmakla birlikte, birçok zorlugu var. Yazi makinesinde, matbaada engeller çikariyor. Bugün Azerbaycanlilarin kabul ettigi hardier, eski Latin harirferinden daha mükemmeldir. Bu yeni alfabeyi kabul edelim. Ancak, bir müddet eski alfabeyle birlikde kullanalim. Daha sonra eski alfabe açama açama birakilir" (Hocayev, 2006:36).
Toplantinin sonunda "müte§ebbüsler adiyla Osman Aqçoqraqlidan(ôgretmen), Kerim Cema-leddinden (ögretmen), Mahmud Nedimden (ögretmen), Çobanzadeden (profesör), ilyas Tarhan (Yeni dünya yayin kurulu üyelerinden), Cefer Gafarofdan (Yeni dünya yayin kurulu üyelerinden)" olu§an bir komisyon te§kil ediliyor (Hocayev, 2006:38).
Türk halklarinin aydinlar büyük sevinç ve çabayla halklarina hayir vermek için yeni alfabe hazirlayirdilar. Ama onlar Sovetler Birliyi yetkililerinin perdearkasinda Rusiyanin assimle(eritme) siyaseti yeritdiklerinden habersi idiler.
Bes Azerbaycandan Dagistana, Kuzey Kafkasiyaya, Kirima, Tataristana, Türküstana giderek yeni alifaya keçmegi teblig eden Haild Seid Hocayev kim idi?
1. Halit Seid Hocayev Kimdir?
Kendilerini vatana ve millete adayan kiçiler yapmaya çaliçtiklarini bazen kendilerine en yakin kimselere, akrabalarina, hatta ailelerine bile anlatmazlar. Bu davrani§ onurlu, gurur duyulacak bir tavir olsa da kurduklari teçkilatin yaçamasi, ayni ideali paylaçtiklari arkadaçlarinin korunmasina hizmet eden gerekli bir tutumdur. Teçkilatin yaçamasi olgusu, kendini güvenceye almak ve mücadeleyi devam ettirmek için önemlidir, ancak bu durum araçtirmacilar tarafindan gerçeklerin ortaya çikarilmasinda büyük zorluklar oluçturuyor.
Kendini vatani ve milletine adayan kiçilerden biri de Halid Seid Hocayev'dir. Araçtirmacilar onu bir bilim adami olarak taniyor. Hatta ingilizce alaninda uzman olan muhterem kizi Behice Hanim Memmedova bile böylesine sessiz, politikadan, sosyal ve siyasi konulardan uzak bir insan olarak tanidigi babasinin Türk halklarinin istiklâl savaççisi olduguna inanamiyor.
Üniversitede ögrenci oldugum yillardan (1968-73) beri, Halid Seid Hocayev imzasina büyük ilgi duymuç ve o zamandan baçlayarak onunla ilgili bilgileri toplamaya çaba göstermi§tim.
Okulda bazenhocalarimizla,bazen dearkadaçlarimizla kafamizatakilan §u sorulari tartiçiyorduk. Neden millî dü§ünceyi yayan gazeteler, dergiler, yazarlar, araçtirmacilar yasaklaniyor da, milleti çiddetle tenkit ederek ona hakaret eden, açagilayan mizahi karakterli yayimlara karçi çikilmiyor
ve yasaklanmiyor? Neden 1937-38 yillarinda gözaltina alinan, kurçuna dizilen, cezaevlerine tikilan, sürgünlere yollanan çahislar için genel af ilan edildigi, itibarlari iade edildigi hâlde onlarin kaleme aldiklari yazilarin çogu yayinlanmiyor ve hatta okunmasina da yasak konuyor?
Halid Seid Hocayev, kendisinin yazdigi son hayat hikâyesinin bitiminde 26 Nisan 1934 tarihini dü§üyor. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birligi Bilimler Akademisi Azerbaycan Çubesi'nde göreve getirildiginde Rusça yazdigi bu ôzgeçmiç AMEA Azerbaycanda Elmi irsin Toplanmasi ve Sistemleçdirilmesi Merkezinin Arçivindeki (bundan sonra qisa olarak AMEA AEiTVSMA yazacagiq - A.Ç.H.) 39 numarali dosya ve 313 numarali listede yer almaktadir.
"Ben 1888 yilinda Taçkend çehrine 25 kilometre uzakliktaki Kö§körgon köyünde dogdum. Köydeki okulu bitirdikten sonra Taçkend'teki medresede okudum. O zamanlar çevremizdekiler Rusça egitim veren okullari "kâfirlerin okulu" olarak kabul ediyorlardi. Medresede 5-6 yil okudum ve 1905 yilinda ihtilal meydana geldi. ihtilaldan sonra oluçan ve bütün Doguyu bürüyen harekâtin bana da etkisi oldu. Hayatima yeniden düzen vermeliyim, diye dü§ünmege baçladim, ancak çevrem çok muhafazakâr oldugundan dolayi, tahsilimi Rusça devam ettirmek neredeyse imkânsizdi. Ben de baçka bir çiki§ yolu aradim.
Etrafimdaki mollalardan ve hacilardan Konstantinopol (istanbul) ile ilgili tatli ve efsanevi sohbetler duymuçtum. Bu §ehri görmeyi çok istiyordum. Babam bana çok cüzí miktarda maddi yardim yapabiliyordu ve yol parasi bulmam imkânsizdi. Kar§ila§tigim bu problemin çözümü tesadüfen bulundu. Yakin köylerin birinde köylüler arasinda topraklarin bölü§ülmesinden kaynaklanan bir sorun meydana geldi. Köylülere, vergilerin miktarina göre toprak vermek gerekiyordu. Hükümet bu için üstesinden gelecek bir komisyon kurmuçtu. Ancak bu komisyonda uzman olanlar çok az idi.
Ben de medresede okurken Arapça kitaplardan topragi ö^me teknigini ögrenmi§tim. Komisyon üyelerine müracaat edince hemen göreve alindim. 5-6 ay orada çaliçtim ve Konstantinopol'a gitmek için gerekecek parayi kazandim.
Çimdi çözmek durumunda oldugum bir problemim daha vardi, gerekli pasaportu almak. O zamanlar genel valiligin emriyle Türkistanlilara diç ülkelere gitmek için pasaport verilmesi yasaklanmiçti. Tanidigim birinin tavsiyesi ile Çin konsoloslugundan takriben 4-5 rubleye bir pasaport temin ettim. Çin konsoloslugundan aldigim pasaportun üzerinde ne tarih vardi, ne de sahibinin adi dogru düzgün okunabiliyordu. Bundan yararlanarak pasaportu rahatlikla kullanip Konstantinopol'a gittim. Oradan da Misir veya Suriye'ye gitme gibi bir dü§üncem vardi.
Konstantinopol'a vardigimda tesadüfen istanbul Üniversitesi'nde iki yillik hazirlik kurslarinin açilacagi ile ilgili bir ilanla karçilaçtim. ilan dü§üncemi tamamen degiçtirdi. Burada kalip kurslara devam etmeye kara verdim. Kurslara 430 kiçi alinacakti ve 1750 kiçi müracaat etmiçti. Onlar arasinda ben de vardim. Yapilan eleme sinavini kazandim ve üniversiteye kayit yaptirdim. 6-7 yil Konstantinopol'da kalarak tahsilimi bitirdim.
1918 yilinda Türkistan'a dönmek gayesiyle Azerbaycan'a geldim. irtibat yollari kapali oldugu için Azerbaycan'da kalmaya mecbur oldum. Gence Lisesi'nde ögretmenlige atandim ve ancak 1920 yilinda Türkistan'a gidebildim. Türkistan'in elveriçsiz iklimi, 1922 yilinda tekrar Azerbaycan'a dönmeme sebep oldu. O zamandan beri de burada, orta ve yüksek okullarda ögretmenlik yapiyorum. (AMEA AEiTVSMA, dosya no. 39, liste 313, 16.)" diye yaziyor.
2. Halid Seid'in Ôzgeçmiçi ile Ters Dü§en Birkaç Nokta
Halit Seid, özgeçmi§inde nerede ve ne zaman çaliçtigini gösterdigi hâlde birkaç yerde nedense susuyor. Mesela, istanbul Üniversitesini ne zaman bitirdigi, bitirdikten sonra nerede çaliçtigi, Azerbaycan'a 1918 yilinin hangi ayinda ve gününde geldigi, Gence'de hangi lisede çaliçtigi, Özbekistan'a 1920 yilinin hangi ayinda ve gününde gittigi, orada hangi lisede çaliçtigi ve ne zaman geri döndügü konusunda net bilgi vermiyor.
Tarihî belge, çeçitli kaynaklar ve hatiralardan, Sovyetler Birligi'nde insanlarin yalnizca 1920-30'lu yillarda degil, 1970-80'li yillarda bile korku atmosferi içinde olduklarindan dolayi Sovyet KGB teçkilatinin takibinden yakalarini kurtarmak için özgeçmi§lerinde birçok çeyi bilerek yanliç
yazdiklarini biliyordum. Özellikle de vatansever ve milliyetçi aydinlarin bu yola baçvurduklari bir gerçekti.
Halid Seidin kizi Behce hanimin hatireleri ise ôzkeçmiçde karanlik kalanlarin bir kismina aydinlik getirir. O, babasinin istanbulla ticari iliçkisi olan, ünlü Özbek araçtiricisi Hadi Zerifin dayisi ile getdigini söyleyir. O hem de Halid Seidin babasi Seyid Ali Hocanin arkada§iymi§. (Turan Azer, 2009:5).
Halid Seid 1906 yilinda Konstantinopola gitdigini, orada 6-7 yila Üniversiteyi bitirdigini yazir. O döneminde istanbul Üniversite'de 6-7 yillik egltim veren fakülte yoktu. 1906 yilildan 1918 yildadek 6-7 yil degil, 12 yil edir. Ôzkeçmiçde iki yil hazirlak kursunda okudugu yazilir. Behce hanim babasinin hatirasina dayanarak Halid Seidin üç yil tip fakültesini okudugunu, tip fakultesini sevmediynden oradan uzaklaçdigini, sonra tarih-edebyat fakültesinde okudugunu söyleyir (Turan Azer, 2009:6).
Halid Seid Hocayev'le ilgili araçtirmalar apardigimi bilen, Taçkend'te yayinlanan "Johan adabiyati" dergisinde makalemin yayinlanmasina yardimçi olan, ara§tirici-§air Tahir Kahhar bana "Sadayi Turküstan" gazetesinin bir kaç sayini skayn edib göndermi§di. Burada Halid Saidin bir kaç makalesi vardi.
1914-15 yilinda Ubeydullah Xocayev ile Münevver Gare Abdureçidovun Taçkendte yayinlatdigi "Sadayi Turküstan" gazetesini 1914 yil saylarinda Halid Seidin "Kim otur, cuvanmerk? Getirme harami" (6 Mayis, sayi 8), "Fasad ahlak kay vakta baçlandi" (11 Mayis, sayi 9, 23 Mayis, sayi 12), "Mende neme gerek" (Haziran, sayi 18), "Hayirlik ümid" (15 Haziran, sayi 27) adli makaleleri vardi. Bagçasarayda ismayli bey Gaspiralinin yayinlatdigi "Tercuman" gezetesinin 1914 yil 23 Çubatda basilan 43.sayinda Halid Saidin "Mektub Taçkendden" makalesi basilmiçdir. ("Tercuman" gezetesi, 1914, 23 Çubat).
Özbek araçtiricisi Ziyo Said "Özbek vaqtli matbuoti tarixiqa materiallar" eserinde "Sadoi Turkiston" gazetesinden söz açarken deyir: "Bu gazeta kendi çevresine çok kiçini celb etdi. Onin daimi yaziçilari Munavvarkori, Abdulla Avloniy (indamas), Tölaqan Höcamyorov (Tavallo), Saidnosir Mircalilov, Hamza Hakimzoda, Halid Said, Abdulhamid Sulaymon ^ölpon), Mömincon Muhammadconov, Abdulla Ergoziev, Nö§iravon Yovuçev, Siddigiy, Lutfulla Olimiy, Saidahmad Vasliy, Fuzayl Conbev, Muhammadcon Mudarris, Badriddin Alam, Hoci Muin, Çukur Rahimiy ve boçqalar idi." (Said Ziyo, 2009:54).
Çu belgeler Halid Seidin 1913 yilin sonlari ve 1914 yilin önlerinde vatana döndügünü, orada bir ara yaçadigini, egitimle ilgili makaleler yazdögini sonradan yene istanbulda gitdigini tesdikleyir.
Halid Seid'in 1918 yilinin Mart-Nisan aylarindan sonra Azerbaycan'a geldigi anlaçiliyor. O zaman yeni kurulan Azerbaycan Halk Cumhuriyeti'nin ricasiyla Osmanli Devleti'nin askerî birlikleri Gence'ye gelmi§ ve Kafkas islam Ordusu'nu kurmuçtu. Bu ordunun kumandani Nuri Paça'nin siyasi içlerden sorumlu mü§aviri, Kafkasya kökenli ve bölgeyi iyi bilen Ahmet Agaoglu (Agayev) idi. Hazar ötesinde, Türkistan'da, Tataristan'da esarette olan Türk ve Müslümanlara yardima gidecek bu orduya Ahmet Agaoglu gibi mü§avirler gerekiyordu. Bu konuda bölgeyi iyi bilen ve Türkistan kökenli Halid Seid Hocayev'in de görevlendirildigini dü§ünüyordum.
Böyle olmasa, Halid Seid, iran üzerinden veya Kafkas islam Ordusu'nun 15 Eylül 1918 tarihinde Azerbaycan Halk Cumhuriyeti'nin baçkenti Bakü'yü Rus-Ermeni askerî birliklerinden kurtarmasindan sonra Türkistan'a dönebilirdi. 1937 yilinda gözaltina alinan Halid Seid KGB tarafindan yargilandiginda hâkimin; "Türk Ordusunun Azerbaycan'dan çekilmesinden sonra, sizin Türkiye'nin istihbarat birimleriyle iliçkinizin oldugu konusunda yeteri kadar bilgimiz vardir" (AMTNA, dosya 12493, Bünyadov, 1993: 167) sözlerini söylemesi de bu savi onaylami§ oluyor. Cevap ise ilgincdir. Onu Abdurreçid ibrahimovun te§ebbüsü ile Nuru Paçanin askeri birliginde Genceye gönderdiklerini ve Osmanli ordusunun istikbaratina rehberlik eden, geleceyin yazari Rü§en A§ref ile baglantisi oldugunu söyleyir.
Halid Seid, Eylül 1920 tarihinden itibaren Taçkend 'te Yüksek Pedagoji okulunda ögretim üyesi, sonra müdür olarak çaliçtigini yaziyor. Bu da Azerbaycan'in Bolçevik Rusya tarafindan 28 Nisan 1920 tarihde içgalinden ve 28 Mayis 1920 tarihte Genceden baçlayan ve Azerbaycanin bir çok
bölgesini kaplayan isyandan sonraya tesadüf ediyor. Onun Bakü'ye tekrar dönü§ü ise 1922 yilinin Ekim ayina tesadüf ediyor. Bu da Enver Paça'nin Türkistan'da saldiriya maruz kalarak çehit edilmesinden (04.08.1922) sonradir. O zaman Bakü'de çaliçan Muhittin Birgen çunlari yaziyor: "Bakü'de bulundugum sirada bir müddet Enver Paça'nin ordusunda bulunmuç olan bir Taçkend'li ile konuçtum. Bu çahis, Enver Paça'nin son günlerinde yaninda bulunanlar arasinda oldugunu ve bir yolunu bularak kaçip kurtuldugunu söylüyor" (Birgen, 2006:773). Mühittin Birgen'in Enver Paça'nin çehit oluçunu yazarken birkaç defa "bir Taçkendli", "Taçkendli Türk", "bu Taçkendli" diye saygiyla hatirladigi çahsin Halid Seid oldugu kanaatindeyiz.
3. Bu kanaatimiz nereden kaynaklanmaktadir?
Enver ve Nuri paçalarin kardeç olmasi, ayrica Enver Paça'nin, Azerbaycan'a Osmanli askerî birliklerinin yollanmasina önem vermesine dikkat edilirse Halid Seid'le Enver Paça'nin birbirlerini dogrudan tanidiklari ihtimali de ortaya çikiyor. Enver Paça, Halid Seid'le istanbul'dan taniçmasa bile Türkistan'a giderken kardeçi Nuri Paça'nin inandigi, güvendigi kimselerin adresini ona vermesi dogaldi.
1926 yilda Baküye I Türkoloji Kurultaya gelmiç Mehmed Fuad Kökürlüzade ile görü§erken Mehmed Fuad beyin Halid Seidi 9li bey Hüseyinzadeye "eski dostlarimizdan Halid Seid" deye tanitmasi ve Halid Seidin de " Fuad beyle birinci defe taniç olmuyordum" yazmasi ve b. nedenler onun istanbulda olurken milletci kesimle six bagli oldugunu isbatlayir. (Turan Azer, 2009:34)
4. Halid Seid'in Azerbaycan'a ikinci Geliçi
Halid Seid Bakü'ye dönü§ sebebini, Taçkend'in havasinin sagligina dokundugu çeklinde gösteriyor. Onun Sovyet makamlarina yazdigi bilgiler elimizdedir ve böyle bir sebebi ileri sürmesi bizce normal karçilanmalidir. Halid Seid, kendini kurtarmak için bu çekilde yazmak zorunda idi, ancak araçtirmacilar, onun Taçkend'ten Bakü'ye dönü§ünün gerçek sebebini mutlaka bulmalidir. Bu konu henüz yeterince araçtirilamamiç bir çekilde karçimizda durmaktadir. Özbekistan'daki KGB ve özel birimlere ait arçivlerin araçtirmacilarin kullanimina açilmamasi, bu konuda yeterli bilginin alinamamasi da dogal olarak gerçeklerin ortaya çikarilamamasina sebep olmaktadir. Tahminimize göre Halid Seid, takipten kurtulmak için veya yeni bir Türklük merkezi oluçturmak için Bakü'ye dönmü§tür (Çamil Ali, 2003).
Bakü'nün Balahani kasabasinda, iççiler için açilan iççi Fakültesi'nde ögretim üyesi olarak görev yapman, Azerbaycan'in en uç noktasinda bulunan Kusar ilçesine giderek burada oluçturulan pedagoji kurslarinda çaliçman (16. 5. 1923) Halid Seidin Bakiya geliçi, Aliheydar Garayevin akrabalarindan Çabanovlarla ile ahbablik itmesi oldukca karanlik bir konudur. Çabanovlar onu Azerbaycanin en ünlü ailelerinden olan, yeni, Rusya ordusunun generali, 1918 yildan Azerbaycanin Savunma Bakani olmuç Semedaga Mehmandarovun bacisi Meryem hanimla Mir Rza xan Taliçinskinin izdivacindan olan Sitare hanimla evlendirmelerinin arkasinda da hansisa planlarin oldugu yok deyil. Sitare hanimin kardeçleri Aga xan (Ebülfet), Abbas han, Rüstem han Üniversite bitirmiç, baçilari-kiz kardeçlerinin eçleri ise aydinlar idi (Turan Azer, 2009:57). Böyle bir ailenin kimsesi olmayan, kimsenin tanimadigi birisine kiz vermesinin arkasinda bizim bu günedek meyyenleçdire bilmediyimiz nese olmamiç deyil.
1920 yilda Azerbaycani boI§evikIэr içgal etdikden sonra onlara uçaklik eden, Azerbaycan Müvekketi inkilap Komitesinin üyesi, Bakü inkilap Komitesinin reisi, Halk Herbi Deniz Komissari, Halk Emek Komissari, Kafkaz Kizil Ordusu Herbi inkilap Çurasinin üyesi, 1923 yildan Azerbaycan Kömünist Partisi sekretari, Bolçeviklerin ideoloji silahi olan "Kommunist" gazetesinin baç yazari veb. görevlerde çaliçmiç, milletcilere divan tutan, fanatik Bolçevik gibi taninan Aliheyder Garayevle (ASE, 1979:60, III cild.) Halid Seidin iliçkisi siradan bir iliçki ola bilmezdi. Hatta Behce hanim ^ükken Aliheyder Garayevin evine gitdigini, onun kizi Zemfira ile oynadigini hatirlayir (Turan Azer, 2009:68).
Halid Seid 1924 yilinin Ekim ayinda yeniden Bakü'ye döner. Bütün baskilara ragmen Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Egitim Bakanligi'nin emriyle Azerbaycan'a gönderilen
ögrencilerin velisi olur. Onun müdir oldugu ögrenci yurdu Özbek aydinlarinin Azerbaycandaki nümayendeligine çevilir. Gelecegin ünlü araçtiricisi, folklorçu alim, Özbekistan Bilimler Akademisi Til ve Edebiyat Enstitu ba§kan§ Hadi Zeripov (Hadi Zerip), Özbekistan Halk Artisti Helime Nesirova, Devlet Dram Teatrinin artisti Nezire Aliyeva veb. bu gencler arasinda vardir (Turan Azer, 2009:8). O, Azerbaycan Yüksek Pedagoji Enstitüsü'nde, Samet Agamalioglu Toprak Bilimleri Teknik Lisesi'nde, Azerbaycan Devlet Üniversitesi'nde, Azerbaycan Hidromeliorasyon Teknik Lisesi'nde faaliyetlerini yürütmü§ ve ögrencilere millî bilinci açilamak gayesiyle Tür^ülük propagandasi yapmiçtir (Hüseyinoglu A.Ç., 2008:113).
5. Halid Seid'in Ortak Türk Dili ve Alfabesi Ugrundaki Gayretleri
Avrupa'nin hizla ilerlemesi ve buna Türklerin ayak uyduramamasi aydinlari kara kara dü§ündürmekteydi. Bu durumu, bazilari devlet sisteminde, bazilari ekonomide, bazilari dinde, bazilari da Arap alfabesini ögrenmenin zorlugunda görüyordu. 19. yüzyilin ikinci yarisindan baçlayarak Mirza Fethali Ahuntzade (1812-1878) Arap alfabesini islah etmek gayesiyle bir proje hazirladi. Arzusunu gerçekleçtirmek için iran'a ve Osmanli Devleti'ne yöneldi. Mehemmed Aga Çahtahtli (1846-1931) da, Mirze Fethali Ahuntzade'nin baçlattigi bu i§i devam ettirdi. Hatta Azerbaycan Cumhuriyetinin (28.05.1918 - 28.04.1920) parlamentosu da alfabe islahati yapmak, yani Arap alfabesinin Latin alfabesiyle degiçtirilmesi için çaba harcadi. Bolçevik içgali onlarin yapmak istedigi için yarida kalmasina sebep olsa da, bu dü§ünce 1920'li yillarda gerçekleçti.
1922 yilinda Bakü'de Türk Halklari Aydinlarinin Konferansi oldu. Konferansta yeni alfabe komitesi oluçturuldu. Komite Bakü'de oluçturulsa da, amaç eski Sovyetler Birligi'nde yaçayan, Arap alfabesini kullanan halklarin hepsinin Latin alfabesi dogrultusunda hazirlanan tek bir alfabeye geçiçini saglamakti.
Hald Seid Hocayevin 1929. yilda Bakü'de yayinlanan "Yeni elifba yollarinda eski hatira ve duygularim" kitabinda yeni alfabeni teblig etmeye giden kiçilerin yol boyunca Kirimda, Tataristan'da, Orenburg'da ve diger çehirlerde yaptigi çaliçmalarini geniç bir çekilde tasvir ediyor. Özbekistan'da hükümet adamlari Moskova'ya gittiklerinden dolayi onlarla görü§me imkâni bulamiyorlar. Taçkend'in eski semtindeki Desterhanci Medresesi'ne gidiyorlar. Çehirde ilk Usul-i Cedit (çagdaç egitim veren okul) Mektebini açan, "1906 yilindan inkilaba kadar ilerici gençlere yardim eden" Münevver Kari ile taniçirlar. Akçam Münevver Kari ile Yusuf Aliyev onlarin vagonuna gelir ve birlikte sohbet eder, aydinlarla ögretmenlerin görü§lerini fiiliyata dökeceklerine dair söz verirler. Sonradan Çahabeddin Efendi'nin konugu olurlar (Seid Halid, 1929:67).
Halid Seid Hocayevin "Yeni Elifba Yollarinda Eski Hatira ve duygularim" eserin baçliginin hemen altinda, "Bakü-Kirim-Türkistan, Bakü-Türkmenistan-Özbekistan. Birleçik yeni Türk elifbasi ile Azerbaycan lehçesinde birinci olarak bu eser tab edilir" kaydi vardir. Kitap 148 sayfadan ibarettir ve esere, Bakü Üniversitesi Çarkiyat Fakültesi ögretim üyesi olan Kazanli Aziz Öveydullin (yazarin adi kaynaklarda Gaziz Salihoviç Gubaydullin çeklinde geçiyor) kisa ve anlamli bir önsöz yazmiçtir (Seid Halid, 1929).
Bu, bir Türk aydininin Kirim'a, Tataristan'a ve Türkistan'a yaptigi seferi anlatan bir seyahatnamedir. Kitabin alinip okunmasi 1937 yilindan itibaren yasaklanmiçtir. 1960'li yillarda okunmasina tekrar izin verilmiçtir.
6. Birinci Türkoloji Kurultayda
Latin alfabesine keçmek için böyük çabalar gösteren Halid Seid "Bakida toplanacaq olan türkoloqlar kurultayi karçisinda "Osmanli, Özbek, Kazak Lehçelerinin Mukayeseli Sarfi" (Kocaoglu Timur, 1985, Kocaoglu Timur, 1986) adli kitabini Arap alfabesiyle yayinlatiyor. isim, sifat, zamir, fiil ve edat bölümlerinden oluçan 110 sayfalik kitabin ilk sayfasinda çu cümleler yer aliyor: "Tür^enin çeçitli çiveleri arasindan seçerek Türk uluslarinin hepsinin anlayabilecegi ortak bir dil oluçturabilir miyiz?" (Seid Halid, 1926:1).
Araçtirici Esger Guliyev bu eseri "Türkolojide Mirze Kazim beyin eserinden sonra en deyerli muqaiseli gramer" adlandirir (Guliyev Esger, 1988: 23 Temmuz).
ilmÎ ve pedagojik(egitimçilik) çaliçmalar yaninda sosyal yönü de gü^ü olan Halid Seid, Azerbaycan'in baçkenti Bakü'de 1926 yilinda toplanan Birinci Türkoloji Kurultayi'nin düzenlenmesinde faal olarak çaliçmiçtir. Kurultaya özel olarak davet edilen araçtirmaci, kurultayin gündeminde olan konularla ilgili tartiçmalara katiliyor, 28 Çubat tarihinde yapilan dördüncü toplantida "Altay Dillerinin Akrabalik Meselesinin TarihÎ ve Çagdaç Durumu" adli bir bildiri sunuyor. Toplantilar esnasinda aktif çaliçan ve tartiçmalara katilan Halid Seid'in bildirisini ne yazik ki, stenografçi kayda almamiçtir. Konuyla ilgili belgede bir tek cümle, "Halid Seid Özbek Dilinde" konuçtu çeklinde yazilmiçtir (Nerimanoglu K.V. ve Agakiçiyev E. 2006:129). Stenograftaki görevliler Rus dilindeki konuçmalari kaydettikleri halde, yalnizca Halid Seid'in degil, genel olarak TOrkçe sunulan bildirileri kayda almamiçtir.
Halid Seid taniyanlar ise hatirlayirlar ki, o neinki toplantilarda, evde bele Özbek lehcesinde konuçmazdi (Turan Azer, 2009:66). O, ismail bey Qaspirali, Hüseyin Cavid, Ali bey Hüseyinzad, Mehemmed Hadi, Abdulla Çaik, Ahmed Cavad veb. aydinlar gibi konuçurmuç. Bu türlü konuçma ise ister Osmanlida, ister Azerbaycanda, ister Kirimda yaçayan aydinlar için anlaçlkli idi.
Günümüze kadar da Halid Seid'in bu kurultayda sundugu bildiri bulunamasa da onun "Osmanli, Özbek, Qazax dillerinin mükaiseli serfi" ve "Yeni alfabe yollarinda eski hatire ve duygularim" kitaplarindan hanki konuda çixiç etdiyi anlaçilir.
Ali bey Hüseyinzade Birinci Türkoloji Kurultaydan notlarçnda yazir: "Özbek Halid Seid fasih Türkce nitkini verdi. Ona göre konuçma ferklerinin hüdudunu teyin itmek çetindir, lehcelerin cografiya bakimindan bir-birine kariçmalari, Türklerin bir-birini anlamalari için ümumi bir edebi dil zeruridir" (Turan Azer, 2009:21).
Halid Seide göre günün en önemli konulardan biri Türk uruglari arasinda standart dil yaratmakdir. Bes bu dil nasil olmalidir sorusunu cevaplayan Halid Seid mümkün ola bilecek bütün variantlari karçilaçdirarak yaziyor ki, meydana çikarilacak standart dil ayri-ayri Türk uruglari-soylari tarafinden anlaçilmayacaksa, o zaman böyle bir çeye giriçmek faydasizdir ve menasizdir. Çünki böyle oldugu tekdirde hazirda mövcur olan dillerden birin oxur, öyreniriz (Turan Azer, 2009:22).
Kurultaya katilanlari Halid Seid'in kendi evinde misafir etmesini akrabasi olan Kamer Salamzade §öyle anlatiyor: "Türkoloji kurultayina Türkiye'den de temsilci heyeti gelmiçti. Bu heyette Türkiyeli Köprülüzade Muhammed Fuat ile birlikte, aslen Azerbaycanli olan meçhur yazar ve gazeteci
Hüseyinzade Ali Bey de vardi. Yeni alfabe komitesinin üyelerinden Halid Hocayev bey Özbek idi___
Halid efendi Türkiye'den gelen misafirleri evine davet etmiçti_ Misafirler arasinda Hüseyinzade Ali Bey, Fuat Köprülüzade, Mirze Celil Memmedkuluzade, Rizakulu Necefzade, Hüseyin Cavid, Halid efendinin komçusu, Türkiye'de Üniversiteyi bitiren doktor Orhanbeyli de vardi" (Salamzade Gemer, 1990:15).
Sitare hanimin kiz kardeçinin eçi olan Rzakulu Necefzade o dönem Gürcüstanda Yeni Türk Alfabesi Komitesinin sediri içleyirdi.
7. Halid Seid'in ilmî, Pedagoji Faaliyetleri
Türkoloji'nin bugünkü durumuna baktigimizda Halid Seid'in yaptigi hizmetler pek fazla büyük görünmeyebilir; ancak 1920'li yillardaki durum göz önüne alindiginda ne kadar büyük ve önemli bir iç yaptigi daha iyi anlaçilir. Ülkenin asil ideolojisinin proleter enternasyonalizm oldugu, Tür^ülükle ugraçanlara pantürkist damgasi vurularak baski yapildigi ve zindanlara tikildigi bir zamanda Halid Seid, "Türk Dillerinin TarihÎ Grameri", "Türkistan Tarihinin Kisa Özeti", "Türk Edebiyati Nazariyesi", "Çagatay Edebiyatindan Tetkikler^", "Karçilaçtirmali Gramer^" vb. eserleri yazar. Bu çaliçmalar son derece büyük önem taçimaktadir. Diger taraftan Orhun yazitlarini çagdaç dilimize çevirerek ona çeçitli açiklamalar getirmesi de dikkat çekicidir (Çamil Ali, 2003).
Halid Seid'in Abdulla Tagizade ile birlikte yazdigi "Muhtasar Üslubiyat" adli eserin birkaç baskisi yapilmiçtir. 1933 yilinda Latin alfabesiyle basilmiç kitap ortaokul ve liselerde cümle bilgisi (sentaks, sözdizimi) ve üslup konusunda ders vermek için hazirlanmiçtir. Dört bölümden ibaret olan kitapta üslup konusu §öyle anlatiliyor: "Üslup, konuçmalarimizda ve yazilarimizda ifadeyi
çeçitli gayelerle ve noktasi noktasina uygun olarak anlatan, usul ve kurallari ögreten ilimdir". Bu kitabin editörlügünü de ünlü Türkolog Bekir Çobanzade yapmiçti (Hocayev Halid Seid, 1934:5).
Halid Seid'in çahsi dosyasinin 16. sayfasinda Profesör Bekir Çobanzade'nin bir notu göze çarpmaktadir. Çobanzade, 2.12.1935 tarihinde dü§tügü notunda çunlari dile getirmektedir: "Seid Hocayev'in 14 ilmî eseri vardir. Bunlarin içinde Türk dilinin sentaksi ile ilgili sonuncu esere özellikle dikkat etmek gerekir. Hocayev bu eserde, Dogu ve Rus dilciliginin sentaks teorisi sahasindaki dü§üncelerin tamamindan faydalanmiç ve TOrkçe'nin sentaksi ile ilgili zengin belgeler toplamiçtir".
Bekir Çobanzade, herhangi bir tez yazip savunmadan Halid Seid'e dilcilik alaninda doktor unvani ile doçentlik ilmî derecesinin verilmesini teklif ediyor (AMEA AEiTVSM, fond 39, siyahi 313, sah. 16).
Azerbaycan yazari Gilman ilkin "Maçum 37. yilin aci hatiralari"nda yazir: "Bizim Enstitutuda (Azerbaycan Devlet Egitim Enstitusunda - H.A.Ç) Halid Seid Hocayev adli bir müellimimiz vardi. Kendisi özbekdi, ancak istanbulda egitim almçidi. Bize üslubiyatdan ders dese de Fizuliyi onun gibi bilen ikinci bir kiçi yokdu. Hatda Fizuliye aid soruyla Çobanzadeye müraciet etdikde, o, bizi Hocayevin yanina gönderirdi. O, Füzulininbazan en sade görünün misralarinda ete derin manalar açardi, agzimiz açila qalardi.
8. Halid Seidin Edebî Faaliyetleri
Edebiyyata çiirle gelen, Azerbaycanda ilk çiirini "Dördlük" adiyla "Maarif ve medeniyyet" dergisinin 1923 yil 3 sayinda (Seid Halid, 1923:39, sayi 3) yayinladan Halid Seid, ilmî çaliçmalarla birlikte kesintisiz olarak çeviriler de yapmiçtir. Rusçadan tercümelerle birlikte eski TOrkçeden ve çagdaç Özbek TOrkçesinden, Türkiye Türkcesinden Azerbaycan Türkçesine aktarmalar da yapmiçtir (Çamil Ali, 2003).
Onun Özbeki yazari Abdulla Kadiri Çolkanbay'in "Öten Günler"(Özbek hayatindan tarihi bir roman) romanina yazdigi ön söz günümüzün editorlarina örnek ola bilir. Halid Seid yazir: "müellif keçmiç günler dedikde, her çeyden önce tarihi adamlarla hadiseleri bazen vagenevisler gibi tesvir itmek isteyir. Bununla da daha çok hirdabazliga kapilir. Bazen de mükemmel tesvir etdigi sehneleri yeniden baçkasinin dili ile hülase üzre tikrar etmekden gurtula bilmir. Bununla da okucunu yormuç ve incitmiç olur. Azerbaycan Türkcesinde böyle parçalar mümkün oldukca kisaldilmiç, eserinn mahir kelemden yazilmiç bir roman çekline salinmaga çaliçilmiçdir" (Turan Azer, 2009:40) Halid Seid Reçat Nuri Güntekinin "Çali kuçu" (kisaldilmiç) romanini da aktarmiçdir. Romanina o dönemin genc ve ünlü bilim adami Henefi Zeynalli "Çali kuçu hakkinda bir kaç söz" adli önsöz dэ yazmiçtir (Tahmazov Raçid, 2012:546). Büyük ilgi ile karçilanan her iki roman sonralar da Azerbaycanda yayinlanmiçdir. Ne yazik ki, sonraki neçirlerde romanlari ilk aktaran Halid Seidin adi hatirlanmamiçdir.
Behce xanim deyir: "1935-ci ^э Aga xan (Abülfet) Taliçinskinin travmatoloji cerrahiyeye hakkinda bir kitabi basildi. Bilyormusunuz ...bu kitab haman dalda Azerbaycan Türkcesinde ilk kitab idi. Mesele burasindaydi ki, dayim(annemin kardeçi) kitabini Rus dilinde yazmiçdi. Tercümesini ise babam etmiçdi. Amma bu barede kitabda heç bir kayt yok idi" (Turan Azer, 2009:58).
9. Halid Seid'in "Divani Lügatit-Türk'ün Tercümesindeki Hizmetleri
AMEA AEiTVSA Halid Seid'in çahsi dosyanin ilk sayfasi, Kabartay-Balkar Vilayet Komitesi'ne-Kumukov'a - 1937 yilinin 1 Haziran günü yazdigi mektupla baçliyor: "Sizin 4.3.1937 tarihli mektubunuzu aldim ve büyük bir merakla okudum. Sorulariniza geç cevap verdigim için özür dilerim.
1. Kaçgarli Mahmud'un eserinin tek nüshasi istanbul'dadir ve eser orada çogaltilmiçtir.
2. Ben eserin tercümesine 1 Eylül 1935 tarihinde baçladim ve içinde bulundugumuz yilin Nisan ayinda bitirdim. Eseri yayima hazirliyorum ve düzenlenmesi için Temmuz ayinin 1'ine kadar editörlere, Akademik ignati Kraçovski (16.03.1883 - 24.01.1954) ve Profesör Sergey Malov'a (16.01.1880 - 06.09.1957) takdim etmek üzere Leningrad'da götürecegim" (AMEA AEiTVSA, fon 39, liste 313, s. 1).
Mektubun üzerine (9 Haziran 1937 tarihinde) §öyle bir not dü§ülmü§: "Hocayev gözaltina alindigi (hapsedildigi) için mektup yollanmasin ve §ahsi dosyasina ilave edilsin". Halid Seid Hocayev'in dosyasinin 2-7. sayfalarinda devlet hizmetinde çali§tigi yillarin fotokopisi ve i§e girebilmesi ile ilgili olarak kaleme aldigi 26 Nisan 1934 tarihli dilekçesi ve anket sonuçlari yer almaktadir. 10-15 sayfalarda Halid Seid tarafindan yazilan eserlerin adlari ve her eserin konusu hakkinda iki ûç cümlelik bilgi notu vardir. Buradan da Halid Seid'in 13 eserinin tahminen 125 forma tuttugu, tercüme ederek yayima hazirladigi Divani Lügat it-Türk'ün de 70-80 forma oldugu anla§iliyor.
Halid Seid, Rus dilinde yayimlanmi§, «Divani lugat i tyurk» (Mahmuda Ka§karskogo) makalesinde (Trudu Azerbaydjanskogo, 1936:105-112) tercümenin özelligi, uygulanacak yeni kurallar vb. hakkinda etrafli bilgi vererek §unlari yaziyor: "Divan'da Türk sözleri Arapça açiklandigi ve sözlerin diziliçi gerekli olan kelimeyi kolay bulmaya imkan vermedigi için günümüz insani ondan yararlanmakta zorluk çekmektedir. Bunun için de çeviri yeni kurallarla basima hazirlanacaktir. Uygulanacak yeni kurallar §unlardir:
1. "Divan'in ûç cildine yayilmi§ gramer bilgileri bir yerde toplanacak ve Ka§garli Mahmud'un kitaba yazdigi ön sözden sonra verilecektir.
2. Meçhul (belirsiz) fiil §ekli ve geni§ zaman (belirsiz gelecek zaman) §ekli açiklanmiyor, yeni kuralla açiklanacaktir.
3. "Divan"'daki sözlerin hepsi çagdaç alfabe sirasina göre verilecektir.
4. "Divan'daki sözlerin hepsi Arap alfabesi ve Azerbaycan Tûrkçesi için hazirlanan Latin karakterli alfabe ile verilecektir.
Halid Seid'in metodik makalesi 4 bölümden ibarettir. Birinci bölümde "Divan" hakkinda genel bilgi veriliyor, ikinci bölümde yeni kurallar açiklaniyor, ûçûncû bölümde tercüme esnasinda kar§ila§ilan zorluluklardan söz açiliyor, dördüncü bölümde ise "Divan"dan örnekler veriliyor (Hocayev H.S. 1936).
Besim Atalay §öyle yaziyor: "Divan-ü Lügäti't-Türk" Türkiye diçindaki Türklerin de ilgisini çekmiçtir. Sovyet (Bilimler - A.Ç.H.) Akademisinin Azerbaycan Çubesi 6 yil önce bir komisyon kurarak baçkanligina Halit Sait adinda birisini getirerek i§e ba§lami§tir. Bu komisyon bir program yapmi§, bir de rapor hazirlayarak bastirmiçtir.
Komisyon, hazirladigi raporda Divan'dan bir takim örnekler de sunmuçtur. Latin harfleriyle yazilan bu örneklerde birtakim hatalar yapilmiçti. Kelimelerin Hakaniye Türkçesiyle, yani eski Ka§gar üslubuyla yazilmasi gerekirken, bugün Türkistan'daki çehirlerde yaçayan halkin söyleyi§ tarzina göre yazilmiçtir.
Dile getirilen ve Azerbaycan'da da basilan rapordan sonra bu çaliçmanin nasil bir §ey oldugu ve neler yapildigi konusunda herhangi bir bilgi ögrenemedik. Bu rapor, "SSBC Bilimler Akademisi'nin Azerbaycan'daki Çubesi Çaliçmalari" adli derginin 31. sayisinda çikmiçtir" (Atalay Besim, 1943: XXXI, I cilt).
Besim Atalay'in dü§tügü kayittan da, onun "Divan"in Azerbaycan'da basima hazirlanmasi ve Halid Seid'in makalesi konusunda herhangi net bir bilgiye sahip olmadigi anlaçiliyor. Aslinda bu makale, Türk dünyasinda "Divani Lügat-it Türk"ün çevrilmesi ile ilgili ilk çaliçmalardandir.
10. KGB Ar§ivlennde Halid Seid'le ilgili Yazilanlar
Azerbaycan Devlet Tehlikesizlik (KGB) Bakani Novruz Rizayev, Azerbaycan Komünist Partisi Merkezi Komitesi sekreterligine 15 Mayis 1929 tarihinde yazdigi gizli mektubunda milliyetçi ögretim üyelerini ve ögretmenleri okullardan temizlemek, yani içten atmak için bir komisyon kurulmasini ve bu komisyona gizli olarak KGB elemanlarinin tayin edilmesini tavsiye ediyor. Tavsiyede §unlar yer almiçtir: "Özellikle Türk edebiyati, cografya ve sosyoloji konularinda ders veren ögretim üyelerine ve ögretmenlere karçi yapilan bu temizleme faaliyetinin toplu memnuniyetsizlik oluçturmamasi için çeçitli zamanlarda ve ayri ayri okullarda hayata geçirilsin" (Genç Azer, 1993:39).
Belgeden çu anlaçiliyor; milliyetçilik daha çok egitim birimlerinde, aydinlar, ortaokul ve yüksek okul ögrencileri arasinda yaygindir. Milliyetçiligin yayilmasinda aktif rol alanlar ise, Sovyet aleyhtari düçünceye sahip aydinladir (Genç Azer, 1993:39).
Halid Seid'in faaliyeti, Sovyetler Birligi'nin istihbarat elemanlarinin gözünden kaçmamiçtir. 3 Haziran 1937 tarihinde gözaltina alinirken kendisiyle birlikte 35 yaçindaki eçi Sara, da tutuklanmiçtir. 12 yaçindaki kizi Behice, 30 yaçindaki kardeçi Sultan ve 28 yaçindaki kiz kardeçi Ruhsara baski altina alinmiçtir.
Devlet Tehlikesizlik Komitesi (KGB) elemanlari evden 27 adet çeçitli kitap, Türkiye'de yayimlanan «Cumhuriyet» gazetesinin 1933 yilina ait nüshasi, 1927 yilinda yayimlanan beç dergi, «Alfabe» kitabi vb. belgeler de almiçlardir (AMTNA, iç 12493/72).
Gözaltina alindiginda sorgu hâkimi ile arasinda geçen diyalog belgelerde çu çekilde yer almiçtir:
Sorgu hâkimi: Antibolçevik, pantürkist teçkilata ne zaman girdiniz?
Halid Seid: 1925 yilinda taninmiç pantürkist Aziz Salihoviç Gubaydillin'in Bakü'ye gelmesinden sonra.
Sorgu hâkimi: Pantürkist teçkilattaki faaliyetleriniz hangi dogrultuda idi?
Halid Seid: Ben ögrenciler arasinda pantürkist propagandasi yaparak Sovyet hâkimiyetine karçi olan milliyetçi kadrolar yetiçtiriyordum" (AMTNA, dosye 12493/72, Bünyadov, 1993:166).
Uzun yillar Azerbaycan Millî Güvenlik Bakanligi'nin arçivlerinde çaliçarak elde ettigi belgeler dogrultusunda ondan fazla eser meydana getiren Prof. Dr. Celal Kasimov "Repressiyadan Deportasiyaya Dogru" adli eserinde çunlara içaret etmektedir; "Sovyet döneminde baski ve zulme maruz kalan bazi ilim adamlari ve aydinlarla ilgili olarak herhangi bir çahis hakkinda makale veya inceleme yazisi yazarken sik sik "güya antisovyet propagandasi yapmiç", "güya Sovyet hükümetini sevmemiç", "güya pantürkist olmuç", "güya milliyetçi olmuç", "güya..." gibi ifadeler kullanir ve bununla da "suçsuz hükümlü" portresi oluçturmaya çaliçiyorlar. Aslinda bu suçsuz hükümlülerin büyük çogunlugu Sovyet rejiminin kanunlarina göre suç içlemiçtir. Bu suçlar, bugünkü nesle örnek oluçturabilecek, iftihar kaynagi olacak, gurur duyulacak suçlardir. Onlarin suçsuz olduklarini ileri sürmek tarihi tahrif etmekten baçka hiçbir çeye hizmet etmez. Bu tür ifadelerin kullanilmasi Sovyet döneminde olumlu kabul edilse de bugün çok çaçirtici gelmektedir. Bizler baski ve zulüm siyasetine maruz kalanlarin tamamini fark gözetmeden bagimsiz Azerbaycan ugrunda mücadele eden çahislar olarak takdim etmek istemeyiz.
Bolçevikler tarafindan "Karçi ihtilalci milliyetçi teçkilat"in üyeleri olarak suçlananlar, onlarin yürüttügü siyasete karçi çikanlardi. "Karçi ihtilalci milliyetçi teçkilat" derken Sovyet hükümeti, Müsavatçllarl, ittihatçilari, Turancilari, kisaca millî kurtuluç yolunda yürütülen mücadeleye katilanlari göz önünde bulunduruyordu. Arçiv materyalleri, adlarini bugün de "güya." ibaresiyle kullandigimiz teçkilatlarin gerçek mevcudiyetlerini ortaya koymaktadir. Ayni zamanda muhacerette yaçayan Azerbaycanli fikir ve siyaset adamlari da Bolçeviklere karçi yürüttükleri gizli teçkilatlarin çaliçmalarini inkâr etmiyorlar" (Gasimov, Celal, 1998:71-72).
KGB'nin sorgu hâkiminin Halid Seid'in yüzüne karçi söyledigi: "Azerbaycan'dan Türk Ordusunun çekilmesinden sonra sizin Türkiye istihbarat birimleri ile iliçkinizin oldugu konusunda yeteri kadar bilgimiz vardir". (Bünyadov, 1993:167) sözleri de, onun neden 1918 yilinda Özbekistan'a gitmeyip Azerbaycan'da kaldigina ve özgeçmiçinde bu yillar hakkinda neden net bilgi vermedigi konusuna da içik tutuyor.
1956 yilinda Sovyetler Birligi Komünist Partisinin 20. Kurultayi'nda Stalin suçlu ilan edildi. Bundan sonra 1930'lu yillarda gözaltina alinan, sürgün edilen ve kurçuna dizilenlere itibarlarini iade etmek için komisyonlar kurduruldu. KGB'de oluçturulan bu komisyonun istegine binaen, Halid Seid'le ilgili olarak baçvurulan bilim adamlari kendi düçüncelerini çekinmeden kaydetmiçlerdir.
Prof. Ali Sultanli:
"O, çimdi bile önemini kaybetmeyen, Türk dillerinin mukayeseli grameri eserini yazmiçtir. Bu kitap akraba dillerin mukayeseli grameri alaninda çok kiymetli bir eserdir. Onun üsluba dair eseri, ortaokul ögretmenleri ve üniversite ögrencilerinin uzun zaman yegâne ders kitabi olmuçtur. Son
yillarda Azerbaycan TOrkçesinin tarihi konusunu içlemek gayesiyle Arap kaynaklarini dilimize çeviriyordu. Onun kendi gücünü ve enerjisini Azerbaycan dilciliginin geliçimi konusuna harcadigini yazdigi eserleri açikça gösteriyor.
Halid Seid, alçakgönüllü, az konuçan, kendi i§ini büyük bir sorumluluk duygusuyla yapan bir çahsiyetti".
Akademik Feyzulla Kasimzade onunla ilgili olarak çunlari yazmiçtir: "Halid Seid'in ögretmen ve ögrenciler arasinda büyük nüfuzu vardi. Ögrenciler onu çok seviyordu. Ahlakli, vicdanli bir Sovyet ögretmeni idi".
Akademisyen Memmedaga Çireliyev'in yazdiklari: "Ben Halid Seid'i 1933 yilindan taniyorum. Gözaltina alinana dek eski metinlerin okunmasi üzerinde çaliçiyorduk. Derslerde oldugu gibi teneffüslerde de antisovyet propagandalarin yapilmasina hep karçi çikmi§ti... Ben Halid Seid'i vicdanli, namuslu bir Sovyet vatandaçi olarak taniyorum".
Prof. Mikayil Refili ise §u notlari dü§mü§tür: "Abdülriza Salamzade, Seyid Hüseyin Sadikzade, Halid Seid Hocayev, Veli Huluflu, Hanefi Zeynalli, Ali Kerimov gibi çahislar konusunda her zaman olumlu fikirler taçimiçim" (AMTNA, dosye 12493/72).
1956 yili Mayis ayinda Halid Seid'le ilgili bilgiler toplayan KGB elemanina böylesine olumlu sözler yazan ve onun üzerindeki mahkûmiyet kararinin kaldirilmasina çaliçan çahislarin nedense gündelik basinda çikan bir tek satirlik yazilarina bile rast gelmedim.
11. Halid Seid'in Kizinin Söyledikleri
1973 yilinda üniversiteyi bitirdigimde beni Nahçivandaki "Çark Kapisi" gazetesinde çaliçmak için yolladilar. Bu çekilde merkezden uzaklaçmam, arçivlerde ve zengin kitaplara sahip kütüp-hanelerde çaliçmama engel oldu. Mezuniyet döneminde belirli araliklarla Bakü'ye gelerek, 1920-1930'lu yillarda Sovyet temizlik hareketinin kurbani olmu§ aydinlar hakkinda elde edebildigim bilgileri topluyordum. 1979 yilinda AMEA Azerbaycanda Elmi irsin Toplanmasi ve Sistemleçdirilmesi Merkezi Arçivinde çaliçan bir hanim, Halid Seid'le ilgili dosyayi bana verdigi zaman çunlari söyledi: "25 yildir arçivde çaliçiyorum, bu zaman zarfinda Halid Seid'le ilgilenen ikinci çahis sizsiniz".
Benden önce bu dosya ile ilgilenen kiçinin dilci, dil tarihi uzmani veya Azerbaycan-Özbekistan edebî iliçkileri üzerinde çaliçan araçtirmacilardan biri oldugunu dü§ünüyordum. Basini dikkatle izliyordum, ancak Halid Seid hakkinda hiç bir yaziya rast gelmiyordum. "Halid Seid'in hayati ve faaliyetleri konusunda bilgi sahibi olan bir araçtirmaci asla susamaz! Bu belgeleri okuyup inceleyen çahis niçin susuyor?" diye dü§ünüp duruyordum. Bir sonraki yil arçivde çaliçirken Halid Seid'in dosyasi ile ilgilenen kiçinin kimligini ögrenmek istedim. Arçivde çaliçan çahis günün sonuna dek beklememi ve ancak o zaman sorumu cevaplandirabilecegini söyledi. Günün sonunda bana verdigi ^ücük notta çu satirlar yazilmiçti: "Memedova Behce Halid Seidovna. Yabanci Diller bölümünde ögretmen. Adresi: Baki Hosrov Ruzbeh ^çesi (sokak) 44/46, blok 2, menzil (ev no) 31".
Verilen notu okur okumaz Halid Seid'le ilgili dosyayi okuyan çahsin bir araçtirmaci degil, Halid Seid'in kizi oldugunu anladim. Tanrim, onu ne kadar aramiçtim! Halid Seid'in dosyasinda bulunan, Kasim ismailov caddesindeki 12 numarali eve defalarca gitmiç, ancak bir sonuç elde edememiçtim! Orada degerli bir belge bulamayacagimi iyi biliyordum. Sovyetler Birligi'nin baski ve yok etme siyasetinin kurbani olanlarin aile üyelerinin ekseriyeti gibi, beni de gözya§larina, kedere bogacaklardi. Dogrusunu söylemek gerekirse bu acilarin buruk da olsa güzel bir yani vardi. Gerçeklerin yillar yili tozlu raflarda beklemesi ve birilerinin onlara yaklaçarak hakikati ortaya çikarmasina engel olunmasi ne kadar sürebilirdi ki!? Güne§ balçikla sivanamadigi gibi, bu tür baskilar bir gün gelip ortadan kalkacak ve gerçekler daha fazla karanlikta kalamayacakti, bu da beni mutlu edecekti. Keçke aile üyelerinden, onu taniyanlardan birini bulabilseydim diye yanip tutuçuyordum, ama ne yazik ki, hiç kimseyi bulamiyordum. Hatta onlarin komçulari bile degiçmiçti. Tam ümidimi yitirmek üzere iken, birdenbire bu millî çehidimizin kizinin adresini avuçlarimin içinde bulmuçtum.
Bir demet çiçek almayi ve kendime çeki düzen vermeyi de unutarak, taksiye bindigim gibi elimdeki adrese dogru yöneldim ve on dakika sonra gösterilen adreste kapinin zilini çaldim. Düçündügüm gibi de oldu. Kendimi tanitip içeri kabul edildigimde ve neyi aradigimi söyler söylemez Behice hanim gözyaçlarlna boguldu. Aglamasi konuçmasina engel oluyordu. Babasinin hapsedilmesinin üzerinden 40 yil geçse de, olay dün olmuç gibi idi, hem anlatiyor, hem de hiçkira hiçkira agliyordu. Aglamasi konuçmasina engel oluyordu. Sakinleçtigi anlarda firsattan istifade ederek konuyu istedigim tarafa yönlendiriyor, belgelerde rastladigim çeylerin dogrulugunu teyit etmek gayesiyle peç peçe sorular soruyordum. Behice hanim ise sorularima cevap vermiyor, o vakitler baçlarindan geçenleri birer birer hatirliyor. "Küçük degildim, hayir, hayir! 12 yaçindaydim. O dehçetli geceyi unutmak mümkün mü? Çimdi de rüyama girdiginde dehçete kapilarak uyaniyorum. 1937 yilinin 3 Haziran günü babami götürdüler. Kendisiyle birlikte üç bavula da yazdiklarini doldurdular. Babam yazdiklarinin yalnizca bir tanesini onlara çaktirmadan anama verdi. Bunu saklayabilirseniz bir gün gelir geçiminizi saglar, dedi.
- Anama verdigi kitabi son günlerde tamamlamiçti. Anamin gözaltina alinmasiyla onu da kaybettik. Anami gözaltina almaya geldiklerinde kulagima çunlari fisildadi: "Koç teyzenlere". O yillarda babalari, anneleri gözaltina alinanlari zorla çocuk islah evlerine, yatili okullara yolluyorlardi. Babasini ve annesini kurçuna dizdikleri, Sibirya'nin buzlu cehennemine yolladiklari kimselerin çocuklarini, beyinlerini yikayarak Sovyet vatanseverligi duygusu ile yetiçtirmek gayesini güdüyorlardi. Akrabalarinin himayesinde yetiçen çocuklarin Sovyet Hükümetine nefret duygusuyla dopdolu büyümesinden korkuyorlardi.
- Hiç Taçkend'e gidip babanizin dogum yerini, amcanizi, halanizi, ninenizi ziyaret ettiniz mi?
- Neslimizle ilgili birçok bilgiyi hafizama kaydetmiçtim. Dedemler o bölgenin taninmiç Hocalar soyundandir. Adi Seid Ali'dir. Soyadimiz "Hocayev" de oradan gelmedir. Babamgiller beç kardeç imiç. Büyügünün adini hatirlayamiyorum. ikinci kardeçinin adi Sal Hoca, üçüncüsü Hal Hoca, dördüncüsü Ahmet Hoca, beçincisi Sultan Hoca'dir. Hal Hoca, babamin adidir. Sonradan hocalara hem de seid dediklerinden dolayi bu ifade sonralar Seid Halid'e dönmüçtür. Dedemgilin köyü ^ç^rgon, Bostanlik ilçesindedir, Çirçik'in yanindadir. Benim adim dokümanlarda Bayca yazilsa da, babam ve evdekiler Behice diye çagiriyorlardi. Babam sonuncu kez Koçkurgana 1936 yilinda gitmiçdi.
1957 yillarda eçim Ziya Memmedov içiyle ilgili olarak Taçkend'e giderken beni de götürdü. Birlikte babamin köyünü ziyaret ettik.Orada babamin kardeçi oglu, matemetik ögretmeni olan Feyzulla yaçiyordu. Müsafiri olduk.
Behice hanim konuçtukça, "genetik hafizamiz" ifadesi gelip kafamda canlaniyor. Babasinin vatanindan binlerce kilometre uzaklarda dünyaya gelen, teyzesinin himayesinde büyüyen, Azerbaycan'da üniversiteyi bitiren ve yillarca burada çaliçan Behice hanim öylesine duyarak, içten konuçuyordu ki, sanki ^ç^rgon köyünden üç beç gün önce gelmiçti (Çamil Ali, 2003:38).
Behice hanim 10 yildan fazladir kizi Efruzla birge Kanadada torunu Togrulun yaninda yaçayir.
12. Halid Seid Hakkinda Yazilanlar
Halid Seid'in kurçuna dizilmesinden 80 yil, itibarinin iade edilmesinden 60 yil, Azerbaycan ve Özbekistan'in bagimsizligindan 26 yil geçmiç olsa da, onun, bagimsizligimizin ideolojik temelini oluçturan eserleri henüz yayimlanmamiç ve bu konuya kendini adayanlarin hizmetleri gerektigi çekilde anlaçilamamiçtir.
Ölümünden 35 yil sonra "Sovetskaya Turkologiya" dergisi "Divani Lügatit Türk"ten söz açarken Halid Seid'in de adini anmiçtir.
Arif Rehimov, 1985 yilinda hazirladigi doktora tezinde çunlari yazmiçtir: "1930'lu yillarin ikinci yarisinda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birligi Blimler Akademisi'nin Azerbaycan Çubesi'nin filoloji bölümünün emriyle Kaçgarli Mahmud'un "Divan"ini Azerbaycan TOrkçesine aktarmak için Halid Seid Hocayev'in baçkanliginda Prof. P. K. Juze, E. Elesgerzade, F. ismihanov ve E. Demirçizade'den oluçan bir grup oluçturuldu" (Rehimov Arif, 1985:12).
Sovyetler Birliginde Gorbaçov döneminden sonra Halid Seid Hocayev'le ilgili olarak Asker Guliyev (Guliyev Asker, 1988 sayi 11, Guliyev Asker 1991), Adalet Tahirzade (Tahirzade
Adalet,1988:76-97), Ziya Bünyadov (Bünyadov Ziya, 1993), Adil Babayev (Babayev Adil, 2003), Azer Turan(Azer Turan, 2009), Ali Çamil Hüseyinoglu (Hüseyinoglu Ali Çamil, 2002, Hüseyinoglu Ali Çamil, 2008) veb. araçtirmalari yayinlandi.
Dr. Asker Guliyev araçtirmasinda çu notlari dü§mü§tür: "Bu eserler (H.S.Hocayev'in "Sentaks" ve "Üslup Nazariyesi" adli eserleri kastediliyor - A.Ç.H.) Halid Seid'in ortaya çikarilmayan araçtirmalari degildir. Onun bunlardan baçka 12 forma hacminde "Türk Dillerinin Tarihi Grameri" adli eseri de vardir. Sovyetler Birliyi Blimler Akademisi'nin Azerbaycan Çubesi'nin sipariçi ile yazdigi tarihî genel Türk grameri konusunu içleyen bu eser, Kaçgarli Mahmud'un "Divan'inin kaynaklari esas alinarak kaleme alinmiçtir. Halid Seid gözaltina alindiginda bu eseri de kaybolmuçtur.
"Verilen bir bilgiye göre "Divan"in tam tercümesi 1939 yilinda tamamlanmiç ve ayni yil S. Malov ve A. Kononov tarafindan düzenlenmiç, yayinlanmasi için takdim edilmiçtir... Lakin 1960'li yillarda tercüme tekrar ele alinmiç ve üzerinde yeniden (E. Demirçizade, E. Ceferov, C. Efendiyev) çaliçilmiçtir (Tahirzade Adalet, 1973: 4, sayi 1.).
O zamandan beri "Divan"in tercümesi saygin komisyonlar tarafindan incelenmiç, bazi düzenlemeler yapilmiç, tercümecilerin listesine yeni-yeni soyadlar ilave olunmaya devam etmiçtir... Halid Seidin adi bu listede hala durmaktadir (Guliyev Asger, 1988:23 Temmuz)".
Asger Guliyev'in, Halid Seid'le ilgili olarak kaleme aldigi "Iki Halkin Oglu" adli makalesi, Osman Goçgar tarafindan Özbekistan TOrkçesine aktarilmiç ve "Gülistan" dergisinde yayinlamiçtir (Ceferov,1988: 17 Aralik).
Besim Atalay, "Divani Lügat-it Türk"ün tercümesinin birinci cildinde (1985) H. S. Hocayev'le ilgili bilgi veriyor. Timur Kocaoglu, "Türkistanli Dilci Halid Seid'in Türk Lehçelerinin Karçilaçtirmali Grameri" adli makalesini "Türk Kültürü" dergisinde (1985), "Azeri Bilgini Halid Seid'in Türk Lehçelerinin Karçilaçtirmali Grameri" makalesini ise "Tarih incelemeleri" dergisinde (1986) yayinlatmiçtir. Bunlarin her ikisinden de Sovyetler Birligi'nin demir perdeleri darmadagin edildikten sonra haberim oldu.
F. Açnin de 1980 yillardan Halid Seid Hocayevle ilgili araçtirmalara baçlamiç, Behce hanima mektuplar yazmiç, ne yazik ki, çok degerli ve kaynaklara dayanan makalesini 2002 yilda yayinlada bilmiçdir (Açinin F., Alpatov V., Nasilov D., 2002:110)
1996 yilinda Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyati Anabilim Dali'nda "Halid Seid'in "Osmanli, Özbek, Kazak Dillerinin Mukayeseli Sarfi" adli eseri ve bugünkü Türkiye, Özbek, Kazak Tür^elerinin karçilaçtirmali grameri konusunda, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Çipan'in daniçmanliginda yüksek lisans tezi hazirlayan Mustafa Toker, Türk Dünyasi Dil ve Edebiyat Dergisinin 2. sayisinda "Halid Said Hocayev ve Yeni Elifba Yollarinda Eski Hatira ve Duygularim Adli Eseri" makalesini de yayinlatmiçtir. On yil sonra ise Mustafa Toker, Ufuk Deniz Aççi ile birlikte Hocayev Halid Seid'in "Yeni Elifba Yollarinda Eski Duygu ve Hatiralarim" kitabini Ankara'da Türk Dil Kurumu Yayinlari arasinda yayinlatiyor (Toker Mustafa, Aççi Ufuk Deniz, 2007). Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyati Bölümü Araçtirma Görevlisi Fatih Erbay, bu konuda Turkish Studies / Türkoloji Araçtirmalari Volume 2/3 Summer
2007 sayisinda geniç bilgi veriyor.
Özbekistan'da ise Halid Seid Hocayev hakkinda 4 makale yayinlanmiçtir. Onlardan ikisi, Asker Guliyev'in makalesi ("Gülüstan" dergisinin 1988 yil 11. sayi) ve benim ("Jahan edebiyoti" dergisinin
2008 yil 1. sayi) Azerbaycan'da yayinlanan makalelerimizin çevirisidir.
Abdusolik Kulboev'in "Kommunizm uçun" gazetesinin 1989 yilinin 22 Nisan sayinda yayinlanmiç "Kuçkurgonlik olim" (Kulboev Abdusolik, 1989) ve Anvar Jabborov'un "Kommunizm uçun" gazetesinin 1990 yili 5 Temmuz sayisinda yayinlanan "Holid Said Hujaev" (Jabborov Anvar, 1990) makaleleri, merhum araçtirmacimizi tanitmak bakimindan dikkati çekse de onlar Asker Guliyev'in "Golustan" dergisinin 1988-ci il, 11. sayinda yayinlanmiç "ikki halk farzandi" yazdiklarinin tikrarindan ibarettir.
Halid Seid Hocayev ile ilgili olarak edinebildigimiz belgeler, 49 yil ömür sürmüç, ömrünün 30 yilini Türk halklarinin istiklali ideali ugruna adayan bu büyük insanin, gençliginde askerî birlikler ve örgütlerde yer aldigini gösteriyor. O, 1922 yilindan sonra Türk halklarinin birligi için ortak dil, ortak kültür ve ortak alfabe oluçturma yolunda büyük çaba göstermiçtir.
1925 yilindan itibaren ise Birleçik Türk-Tatar Devleti kurmak gayesiyle bir teçkilat oluçturmuçtur. Bu teçkilata Rusya'da esaret altinda olan Türklerin aydinlari, bilim adamlari, devlet kademesinde yüksek makamlari içgal edenler, ordu mensuplari vb. alinmiçtir. Onlarin istekleri o zamanlar gerçekleçme imkâni bulamadi ve Sovyet ceza makinesi bu kiymetli çahsiyetleri 1937 yilinda sudan bahanelerle ve uyduruk mahkemelerin sahte kararlariyla, birçogunu da yargisiz infazla çehit etti. Anca onlarin istek ve ülküleri yaçayarak geç de olsa hayata geçti. Aslinda bir ideolojinin gerçekleçmesi için 50 veya 100 yil pek o kadar da fazla uzun bir zaman dilimi degildir.
Ali Shamil Huseyn oglu
Halit Sait who dedicated his life to joint Turkish culture
Abstract: Halit Sait Hojayev was born in 1888 in Koshkuran-nearby village Tashkent, capital of Ozbekistan. After leaving school Halit Sait Hojayev left for Istanbul where he studied in the faculty of history-literature in Darulfun. In 1918 he came to Azerbaijan together with Caucasus Islam Army formed under Nuri Pasha's leadership. Though the army was able to free Azerbaijan from Russian occupation by conducting the realization of Republic, the treatments Sever and Mondros prevented the liberation of Turkistan. Halit Sait had to work in Azerbaijan for two years.
The occupation of Azerbaijan by Russian Soviet Army in 1920 urged Halit Sait to leave for Ozbekistan. In 1922 he came back to Azerbaijan and worked as a teacher in Baku and in other regions. He published his books such as "Osmanli, Özbek, Kazak Lehçelerinin Mukayeseli Sarfi-Nahvi" (Comparative Grammar of Ottoman, Ozbek, Kazak Accents-1926), "Yeni elifba yollarinda eski hatira ve duygularim"(My old memories and feelings on the way to new alphabet-1929), "Muhtasar üslubiyat" (Concise Style-1934) and others.
Halit Sait Hojayev's activities are remarkable for their role in helping Ozbek students to get the chance of studying in the universities and gymnaziums in Baku and translating Mahmoud Kashgarli's "Divani luget i-it Türk" (The Dictionary of Turkish Language) from Arabian into Turkish and preparing it to be published in 1930.
He was accused of forming secret organization together with bureaucrats and intellectuals for the freedom of the nations who suffered from Russian oppression and for the establishment of Joint Turk-Tatar state and was executed by shooting together with his companions in September 12, 1937
Keywords: Halit Sait Hojayev, Comparative Grammar of Ottoman, Ozbek, Kazak Accents, The Dictionary of Turkish Language.
Kaynaklar:
1. Azerbaycan Milli BilimlerAkedimisiAzerbaycanda Elmi irsin Toplanmasi ve Sistemle§dirilmesi Merkezi Arçivi (AMEA AEiTVSMA), fon 39, liste 313, Hocayev Halid Seid'in dosyasi.
2. A§inin F., Alpatov V., Nasilov D. (2002). Repressirovannaya tyurkologiya, Moskva.
3. Atalay Besim. (1943). "Divan-ü Lugati-it Türk" tercümesi, I cilt. s. XXXI
4. Azerbaycan Millî Tehlikesizlik Nazirligi'nin (istihbarat Bakanligi) Ar§ivi (AMTNA), Hocayev Halid Seid'in dosyasi 12493/72
5. Azerbaycan Sovyet Anskilopedisi (ASE). (1979) 3. cild, Bakü.
6. Babayev Adil. (2003) Elimizin ve ilmimizin Soykirimi, 1. kitap, Baki Üniversitesi neçriyati, Baki.
7. Birgen Muhittin. (2006). ittihat ve Terakki'de On Sene (ittihat ve Terakki'nin sonu). Hazirlayan ve Notlayan Zeki Arikan, ikinci cilt, Kitapyayinevi, istanbul.
8. Bünyadov Ziya.(1993), Kirmizi Terör. "Azerbaycan Dövlet Neçriyati". Baki. (Kitaba alinan makalelerin ekseriyeti Z. Bünyadov tarafindan 1988 yilindan baçlayarak «Elm» gazetesinin çeçitli sayilarinda ve baçka gazetelerde yayimlatilmiçtir.
9. Butan Ahmed. (2011). Kurçunlanan türkoloji, Gözden keçirilmiç 3. Baski, "Akçag" neçriyyati, Ankara.
10. Ceferov E. (1988) Halid Seid Ana Yurdunda. "Elm" gazetesi, 17 Dekabr (Aralik), sayi, 48
(174).
11. Genç Azer. (1993). (istintak Materiallari Üzre) Senetleri çapa hazirlayan (Belgeleri yayima hazirlayan): B. C. Refiyev. «Azerneçr», Baki.
12. Gasimov Celal. (1998). Repressiyadan deportasiyaya dogru, "Mütercim" neçriyyati, Bakü.
13. Guliyev Asker. (1988), iki Halkin Oglu. "Elm" gazetesi, 23 iyul (Temmuz), sayi, 29 (127).
14. Guliyev Asker. (1988). ikki halk farzandi, " Golustan" dergisi, sayi 11.
15. Guliyev Esger. (1991). Halid Seid, "Ana sözü" gazetesi, Baki.
16. Hocayev, Halid Said (2006); Yeni Elifba Yollarinda Eski Duygu ve Hatiralarim, (Haz. Mustafa TOKER-Ufuk Deniz Asçi), Ankara: Türk Dil Kurumu Yayinlari.
17. Hodjayev H.S. (1936) Divani lugati tyurk (Mahmuda Kaçkarskoqo), Trudi Azerbay-djanskoqo Filiala. Linqvistiçeskaya serya. XXXI, Baku
18. Hüseyinoglu, Ali Çamil. (2002). Türk Edebiyati Araçtirmacisi Emin Abid. "Türk Dünyasi" (Dil ve Edebiyat dergisi)(Ankara), Güz, sayi 14.
19. Hüseyinoglu Ali Çamil. (2008) Katagon Kurboni. "Jahon Adabiyoti" dergisi (Taçkend ), sayi, 1(128) Ocak.
20. Jabborov Anvar. (1990). Holid Said Hujaev, "Kommunizm uçun" gazetesi 5 Temmuz.
21. Kocaoglu Timur. (1985), "Türkolojide Eserler II: Türkistanli Dilci Halid Said'in Türk Lehçelerinin Karsilastirmali Grameri", Türk Kültürü, 266: 28-38.
22. Kocaoglu Timur. (1986), "Azeri Bilgini Halid Said'in Türk Lehçelerinin Karçilaçtirmali Grameri", Tarih incelemeleri Dergisi, 2: 349-359.
23. Kulboev Abdusolik. (1989). Kuçkurgonlik olim, "Kommunizm uçun" gazetesi, 22 Nisan.
24. Nerimanoglu Kamil Veli, Atakiçiyev Aliheyder. (2006). 1926-ci il I Baki Türkoloji kurultayi (Stenokram materiallari, biblografiya ve foto-senetler. Rusça'dan tercüme, ön söz ve çerhlerin müellifi: Prof. Kamil Veli Narimanoglu, elmi iççi Alihaydar Agakiçiyev), "Çinar-Çap" neçriyati, Baki.
25. Rehimov Arif. (1985). Mahmud Kaçkarinin "Divani Lüget-it Türk" Eseri ve Azerbaycan Dilçiliginin Leksikasi, (Filologiya Elmleri namizedi alimlik derecesi almak için takdim edilmiç dissertasiya), Azerbaycan Elmler Akademiyasi Esas Kütüphanesi, Baki.
26. Sadayi Turküstan gazetesi, 1914, 6, 11, 23 Mayis, 15 Haziran.
27. Salamzade Gemer. (1990). "Küçük Pencereden Görünen Dünya", Azerbaycan Devlet Neçriyati, Baki.
28. Seid Halid. (1914). Mektub Taçkendden, "Tercuman" gezetesi, 23 Çubat, sayi 43.
29. Seid Halid. (1923). Dördlük, "Maarif ve medeniyyet" dergisi, sayi 3
30. Seid Halid. (1926). Osmanli, Özbek, Kazak Dillerinin Mukayeseli Sarfi. Azerbaycan Tetkik ve Tetebbö Cemiyetinin Neçriyati, Baki.
31. Seid Halid. (1929). Yeni Alfabe Yollarinda Eski Hatira ve Duygularim, "Yeni alfabe Komitesi" neçriyyati, Baki.
32. Said Ziyo. (2009). Özbek vaqtli matbuoti tarixiqa materiallar, Taçkend.
33. Çamil Ali. (2003). Halid Seid. «Filologiya Araçdirmalar» Toplusu, sayi 19.
34. Tagizade A., Hocayev H.S. (1934). Muhtasar Üslubiyat, «Azerneçr», Baki.
35. Тагирзаде Adalet. (1988). Наследие. Хал^ Саид Ходжаев. Советская Тюркология, номер 3, ст. 76-97.
36. Tahmazov Raçid.(2012). "Çali kuçu"nda janr husisiyyetleri, Çark filologiyasi meseleleri (Makaleler toplusu), altinci baski, "Çan evi" neçriyyati, seh. 544-553.
37. Tercuman gezetesi, 1914, 23 Çubat.
38. Toker, Mustafa. (1996), «Halid Said Hocayev ve Yeni Elifba Yollarinda Eski Hatira ve Duygularim Adli Eseri», Türk Dünyasi Dil ve Edebiyat Dergisi, 2: 409-418.
39. Turan Azer. (2009). Haild Seid Hocayev, Bakü.
40. Ziyo Said. (2009).Özbek vaqtli matbuоti tarixiqa materiallar, Toçkent.