Cilt: 5, Sayi: 1, 2022
Vol: 5, Issue: 1, 2022
Sayfa - Page: 88-103
E-ISSN: 2667-4262
J iThenticate-
X. Professional Plagiarism Prevention
GERÇEKÇi BiR SÖYLEMiN ANALiZi: BEREKETLi TOPRAKLAR ÛZERÎNDE
ANALYSIS OF A REALISTIC DISCOURSE: BEREKETLÎ TOPRAKLAR ÜZERINDE
Yusuf GÖKKAPLAN*
MAKALE BÎLGÎSÎ ÖZET
|§|Ge% 19.05.2022 >y Kabul: 21.06.2022 Roman bir sanat eseri olmasinin yaninda okuyucuyla bulu^tugu anda ileti^im aracina dönü^ür. Bu baglamda roman, içinde bulundugu toplumun dünya görü^ü, ideolojisi, ya§am biçimi, kültürü, insan iliçkileri açisindan çarpici bilgiler verir. Özellikle siyasi, kültürel, ideolojik ve ekonomik kirilmalarin yaçandigi dönemlerde romanlar içinde bulunduklari dönemlere dair yansimalar içerirler. Roman türünün bu i^levlerini ön plana çikarmak amaciyla kaleme alinan, Türk edebiyatina yön veren ve yazildigi dönemde yankilar uyandiran birçok romanin varligindan söz edilebilir. Bu çaliçmayi döneminde yazilan romanlardan ayiran en önemli özellik ise kurgusunun dayandigi gerçeklik kurgusudur. Bu tür eserlerin eleçtirel bir yakla^imla, disiplinler arasi bir baki§ açisi ile degerlendirilmesi günümüz toplum kurgusunun anlaçilmasinda oldukça önemli bir rol oynamaktadir. Dilbilim çagi olarak adlandirilan 21. yüzyilda, romanlarin dilbilimin farkli disiplinleri ile ele alinmasi onlarin dil, ideoloji ve sosyoloji zenginliginin ortaya çikarilmasina katki saglamaktadir. Birer söylem olarak ele alabilecegimiz romanlarin söylem çözümlemesi gibi güncel yöntem ve teknikler içeren bir disiplinle incelenmesi romanlarin sadece yazinsal bir tür olmadiginin göstergesi olacaktir. Bu çaliçmada, yazildigi dönemde ve sonrasinda büyük yanki uyandiran Bereketli Topraklar Üzerinde adli romanin James Paul Gee'nin söylem kurami ve söylem çözümleme yöntemine göre analizi yapilacaktir. Bu çaliçma ile araçtirmacilara çoklu baki§ açilari, farkli yorumlamalar ve daha fazla yaraticilik imkâni saglanacagi dü^ünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Söylem, Söylem analizi, Orhan Kemal, Bereketli Topraklar Üzerinde.
Araçtirma Makalesi
ARTICLE INFO ABSTRACT
Received: 19.05.2022 \/Accepted: .06.2022 The novel, besides being a work of art, turns into a communication tool as soon as it meets the reader. In this context, the novel provides striking information in terms of the society's worldview, ideology, lifestyle, culture, and human relations.It can be mentioned that there are many novels that have been written to bring these functions of the novel genre to the forefront, that shape Turkish literature and that arouse repercussions at the time they were written. Evaluation of such studies with a critical approach and an interdisciplinary perspective plays a very important role in understanding today's society.In the 21st century the handling of novels with different disciplines of linguistics contributes to revealing their language, ideology, and sociology richness.Examining the novels, which we can consider as a discourse, with a discipline that includes contemporary methods and techniques, such as discourse analysis, will be a sign that novels are not just a literary genre.In this study, the novel titled Bereketli Topraklar Uzerinde, will be analyzed according to James Paul Gee's discourse theory and discourse analysis method.It is thought that this study will provide researchers with multiple perspectives, more creativity opportunities.
Keywords: Discourse, discourse analysis, Orhan Kemal, Bereketli Topraklar Uzerinde.
Research Article
*Dr. Ögr. Üyesi, Kapadokya Üniversitesi, Be^eri Bilimler Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyati Bölümü, Nev^ehir / Türkiye, Email: yusuf.gokkaplan(S)kapadokya.edu.tr. ORCID https://orcid.org/0000-0001-6515-4762.
Bu makaleyi §u §ekilde kaynak gösterebilirsiniz / To cite this article (APA):
Gökkaplan, Y. (2022). Gerjekfi Bir Söylemin Analizi: Bereketli Topraklar Üzerinde. Uluslararasi Dil, Edebiyat ve Kültür Ara^tirmalariDergisi (UDEKAD), 5 (1): 88-103. DOI: https://doi.org/10.37999/udekad.1118609.
Extended Abstract
Recently, it has gained importance to handle a work of art with interdisciplinary approaches, no matter how it is performed. Literary texts can also be considered as a rich source that should be handled in this way. The evaluation of literary texts as a social communication tool is an important point in understanding the message values of these works. The fact that literary works performed orally or in writing are fed from the social environment and context in which they are performed and providing information about these sources lead them to be evaluated as a social communication tool.
Among the literary works, one of the richest areas that can be considered in this respect is the novel. The novel can also be considered as a genre that is formed by shaping the author's perceptions and observations within the framework of a fiction. The handling of this genre, which is expressed in writing, with an interdisciplinary approach is of great importance in understanding the dynamics of the period. In addition to language and literature studies, the novels, which we can deal with in collaboration with fields such as sociology, psychology, and cultural studies, provide important information thanks to their social content.
One of the fields that can be used in the content analysis of novels is discourse analysis. Discourse analysis is the analysis of speech products at a higher level by going beyond the boundaries of sentences (Vardar, 2022, p. 179). Discourse analysis studies originating from speech studies, which are accepted as the opposite of language, show a great variety today. While some researchers examine the signified, that is, the content, others deal with the signs in broad contexts. Especially focusing on the sentences produced by the speaking individuals or the community they are directed to, the word as a product and the word perceived as a production or action are separated from each other. In addition to distributional linguistics and generative-transformational grammar, semantics and semiotics are also widely used in research (Vardar, 2022, p. 180).
In this study, the discourse analysis of the novel Bereketli Topraklar Uzerinde will be made. Since there are differences in the application of discourse analysis, only one theory and method will be used in this study. In the analysis of the novel, the discourse theory and discourse analysis method drawn by James Paul Gee in his book An Introduction to Discourse Analysis: Theory and Method (2005) will be used. In this theory, it has been stated that a discourse should be analyzed within the framework of twenty-seven sub-headings to be analyzed correctly. Since the handling of all these titles in our study will increase the volume of the study, the titles that can be applied to the novel genre have been selected. These titles are Title/Subject, Why did he say so, Actions, Connections, Cohesion, Politics, Discourses, Intertextuality, Words, Indicators, Intonation, Emphasis/Importance, Signs, Social languages and Positional meaning.
In line with these titles, it has been seen that the discourse in the novel is at the center of the "village-urban" conflict, in the discourse analyzes made in the novel Bereketli Topraklar Uzerinde. He thought that the title of his novel Bereketli Topraklar Uzerinde could be evaluated as an elliptical structure and that this subtraction could be filled with negativities that would overshadow the fertility of the soil. Throughout the novel, it is seen that concubines, journeymen, laborers, subcontractors, and landlords make concessions from humanity for their interests. In previous studies on the discourse of the novel, it has been determined that politics or political discourses should be handled at a higher level around the issue of humanity. Because the emphasis that interests are more important than people's lives, bodies and honor is clearly seen in all discourses.
It is thought that this study will present an interdisciplinary approach to the studies on the novel. It is thought that the methods and theories that will be used in the analysis of novel discourses will be an example for future studies.
Giri§
insanoglu di§ dunya ger9ekligini farkli §ekillerde yorumlamak ve bu ger9ekligin farkina varilmasini saglamak i9in ge§itli turlerde uretimler yapar. Bu uretimler sanat, mimari, muzik ve yazin gibi turlerde ger9ekle§ebilir. Duygu, du§unce ve isteklerin sanatsal bir §ekilde ifade edilmesi bu unsurlari siradanliktan 9ikarmakta ve 9arpici bir hale getirmektedir. Bu dogrultuda
yapilan üretimlerin belki de en sik tercih edildigi alan edebiyat alanidir. Edebiyat alani insanlarin duygu, dü§ünce, ideoloji, dünya görü§ü, serzeni§ ve isteklerini etkin bir biçimde ifade edebilecegi geni§ bir alan olarak degerlendirilebilir. Bu alanin geliçen teknoloji ve büyüyen iletiçim agi ile mevcut sinirlarinin da ötesinde iletiçim ve bildiri§im araci olarak kullanildigi söylenebilir. Dünya savaçlari, sanayi devrimi gibi insanliga yön veren küresel olaylardan haberdar olma, bu konular hakkinda bilgilendirme yapma gibi dü§üncelerin yazin türündeki eserler ile verildigi görülmektedir. Özellikle politika ve sosyoloji, yazarin ve çairin kimliginden ziyade; onlarin eserlerinde de etkisini gösterdigi için, edebiyatla daima iliçkili olagelmi§tir (Solak, 2011, s.2).
Bir milletin sanat ve edebiyat alanindaki dinamiklerinin dogru tespit edilebilmesi, o milletle ilgili sosyolojik, politik ve kültürel kirilmalarin ve degiçimlerin net bir çekilde anlaçilmasina, toplumsal düzenin ve inçanin saglam bir zemine dayandirilmasina katki saglayacaktir. Bu nedenle sanat ve edebiyatin dönemlere ayrilmasi ve bu dönemlerin söz konusu dinamiklere göre ele alinmasi gerekmektedir. insan hayatinda derin izler birakan ve köklü degiçiklikler yapan bu tür olaylarin edebiyat alanina tesiri de kaçinilmazdir. Bu nedenle roman, içerisinde sosyallik barindiran bir tür olarak ele alinmalidir. 1839 Fermani'yla önemli geliçmelerin ve büyük degiçikliklerin yaçandigi dönemde gazete, politika ile edebiyatin bir arada bulundugu bir platform olarak degerlendirilirken; romanin, dü§ünce iklimine katkisi ile edebiyati sosyopolitige yaklaçtiran bir tür olarak degerlendirilmesi bu duruma örnek olarak gösterilebilir (Solak, 2011, s. 1). Romanin günümüzde de popüler bir yazin türü olmasi, içeriklerinin insan hayatina dokunan konu ve durumlardan seçilmesi onlari sadece bir yazin türü olarak degil etkisi geni§ olan bir tür kitle iletiçim araci olarak degerlendirmemize de olanak saglamaktadir.
Bu çaliçmada, daha çok toplumsal konu ve durumlarin ele alindigi, bir fikir veya ideolojinin aktariminda da etkin bir araç olarak kullanilan toplumcu gerçekçi roman örnegi olan Orhan Kemal'in Bereketli Topraklar Üzerinde adli eserinin söylem çözümlemesi yapilacaktir. Eser, kelime ve cümle baglamindan daha çok metne yazar söylemi açisindan bakilarak analiz edilecektir. Yazar söz konusu eserini oluçtururken metin ardinda neler anlatmak istemiçtir, burada verilmek istenen mesaj nedir, bu mesajla hangi söylemi ifade etmek istemiçtir gibi sorulara yanitlar aranacaktir. Çünkü yazinsal bir metin üzerine yapilacak söylem analizi, metni sözdizimi ve semantik gibi sinirlari gramer ile çizilmiç bir alanin ötesinde yapisöküme ugratarak, metni kurgulayanin niyetinin ne oldugunu tespit etme çabasidir.
Amaç
Disiplinler arasi bir çaliçma alani olan söylem çözümlemesi yoluyla Orhan Kemal'in hayat felsefesinin, sosyal ve siyasî olaylara baki§ açisinin, ideolojisinin eserde dil ve söylem araciligi ile nasil estetize edildiginin, bu unsurlarin Bereketli Topraklar Üzerinde de nasil bir söylem ile ifade edilmeye çaliçildiginin incelenmesi çaliçmanin baçlica amacidir.
Kapsam
Bu 9ali§manin kapsami, Orhan Kemal'in tarafindan kaleme alinan Bereketli Topraklar Uzerinde romani ile sinirlandirilmi§tir. £ali§mada Bereketli Topraklar Uzerinde romaninin Everest Yayinlari tarafindan 2018 yilinda yayinlanan 45. baskisi kullanilmi§tir.
Yontem
Soylem 9ozumlemesi ve uygulamalari konusunda bir9ok farkli yakla§im soz konusudur. Bu 9ali§mada James Paul Gee'nin An Introduction to Discourse Analysis: Theory and Method (2005) 9ali§masinda sinirlarini gizdigi soylem kurami ve soylem 9ozumleme yontemi i§letilecektir. Soz konusu kuram Tahir Gur tarafindan hazirlanan doktora tezinde (2011) Turk9eye aktarilmi§tir. Bu 9ali§mada hem soylem uzerine hem de soylem analizi uzerine kuramsal ve kavramsal bilgiler verilmi§ ve Turk9ede soylem analizinin uygulanmasi hususuna pratik bir katki saglanmi§tir.
Soylem ve Soylem Cozumlemesi: Soylem konusunda 9ok 9e§itli tanimlar yapilmi§tir. Hem tanimlari hem de anlamlari konusunda farkliliklar gorulebilecek soylem; baki§ ve baki§ a9isi, retorik tarzi, ki§ilerin ya da toplumlarin karakteristik ozellikler ta§iyan ogretileri, ideoloji, sozlu ya da yazili metinler, uslup, dil, tez ve onermeler olarak tanimlanabilir (Kocaman, 2009, s. 5). Soylemin Guncel Turkge Sozluk'teki kar§iligi ise 1. Soyleyi§, soyleni§, sesletim, telaffuz. 2. Kalipla§mi§, kli§ele§mi§ soz, ifade. 3. Bir veya bir9ok cumleden olu§an, ba§i ve sonu olan bildiri (e-GTS), tez olarak verilmektedir. Soylemi sosyolojik bir unsur olarak ele almak ve soylem araciligi ile aktarilan duygu ve du§unceleri bilgi verici birer 9ikti olarak degerlendirmek gerekmektedir. £unku bir birey soylemleriyle; bir topluluga ya da kapali bir gruba uye olabilir, bu topluluklarla ili§ki i9erisinde olabilir ve yakinlik kurabilir ya da tum bunlara kar§i durabilir ve tum bu §ekillerde kendini bir yere konumlandirabilir (Gee, 2005, s. 32,33).
Soylem 9ozumlemesi; birer toplumsal 9ikti olarak degerlendirilebilecek du§unce ve ideolojilerin uretim sure9leri, devamliligi ve toplum tarafindan nasil algilandigi gibi konularla ilgilenir. Diger bir ifade ile bir9ok nitel ara§tirma yontemi sosyal ger9ekligi tanimlamaya, sinirlarini 9izmeye ve verilerini degerlendirmeye 9ali§irken soylem 9ozumlemesi tum bunlarin nasil ger9ekle§tigini, nasil korundugunu belirlemeye 9ali§ir. (Gur, 2011, s. 20). Soylem 9ozumlemesi disiplinler arasi bir yakla§im alani oldugundan, konulara yuzeysel degil derinlemesine ve yenilik9i bir baki§ a9isi ile yakla§tigindan bir9ok geleneksel inceleme yonteminin onune ge9mi§tir.
Bu 9ali§mada, Gur tarafindan Turk9eye aktarilan James Paul Gee'nin soylem 9ozumlemesi yontemi i§letilecektir. Bu 9ozumlemeye ili§kin detayli bilgiler Tahir Gur tarafindan 2011 yilinda hazirlanan doktora tezinden edinilebilir (Gur, 2011, s. 39). Uslu ise, burada verilen ol9utleri siniflandirmi§ ve Gee'nin soylem analizini Edebi Eserin Soylem Qozumlemesi tablosunda u9 ba§lik altinda toplami§tir (Uslu, 2016, s. 406). £ali§mada i§letilecek olan yonteme ait analiz ba§liklari Tablo-1'de verilmi§tir.
Tablo-1
Bi^im Analizi Anlam Analizi Dil Analizi
1) Ba§lik/Konu 1) Eylemler 1) Kelimeler
2) izlek 2) Sadece söyleme degil yapma 2) Göstergeler
3) Konular zinciri 3) Kimlikler 3) Tonlama
4) Bölümleme 4) Yabancila§ma 4) Vurgu/Önem
5) Birle§tirme 5) Baglantilar 5) i§aretler
6) Baglam ve yansitilirlik 6) Bagda§iklik 6) Doldurma
7) Neden böyle söylemi§ 7) ili§kiler 7) Sosyal diller
8) Qer9eve 8) Politika 8) Konumsal anlam
9) Söylemler
10) Metinlerarasilik
11) Kurmaca dünya
Metnin söylem analizinin tabloda verilen tüm ba§liklar 9er9evesinde ele alinmasi 9ali§manin hacmini fazlasiyla artiracagindan gruplandirilan öl9ütlerin söyleme derinlik katan ba§liklari ele alinacaktir. Bu dogrultuda ele alinan ba§liklar 9ali§manin bulgu kisminda verilmi§tir.
Bulgu
£ali§mamizda elde edilen bulgular, Tablo-1'de gruplandirilan öl9ütler dikkate alinarak incelenecektir. Bulgularin incelenmesi de yine ba§liklar altinda detaylandirilacak ve örneklendirilecektir.
Bi^im Analizi
Ba^lik/Konu: Bereketli Topraklar Üzerinde romani Orhan Kemal tarafindan üretilen bir söylem olarak degerlendirildiginde eserin adi söz konusu söylemin ba§ligi olarak degerlendirilmelidir. Bu söylemi ger9ekle§tiren birinin bu ba§ligi neden se9tigi irdelenmelidir. Söylemi ger9ekle§tiren yazar, bereketli topraklar üzerinde bereketsizliklerin yani olumsuzluklarin ya§andigi bir söylem ifade etmek istemi§tir. Burada, insanlar haklarini, umutlarini, ki§iliklerini, hayallerini, namuslarini ve hatta hayatlarini kaybederler ve o muhte§em topragin bereketine gölge dü§ürürler.
Ba§lik, ilk baki§ta eksiltili bir cümle olarak ele alinabilir. Bereketli Topraklar Üzerinde... gibi de yorumlanabilecek bu ba§lik aslinda söz konusu söylemin konusudur da. Bereketli topraklar üzerinde ya§anan olumsuzluklar, topragin bereketinin olumlu 9agri§imina kar§ilik ironik bir söylemdir. Bereketli topraklar üzerinde ya§ananlar, topragin bereketine gölge dü§üren
ve hatta zaman zaman onun bereketinden istifade edilmesini engelleyen bir söylem ile ifade edilir. Harman'in yakilmasi, topragin kan ile sulanmasi, topraklar üzerinde yalan, riya, haksizliklarin ve ölümlerin ya§anmasi seilen ba§ligin eksiltili kismini dolduran bereketsiz yani olumsuz unsurlar olarak degerlendirilebilir.
Neden böyle söylenmi§: Bu ba§likta yazarin söyleminin olu§turulma süreci ve bu söylemi yapma neden/leri incelenir. Neden ba§ka §ekillerde degil de bu §ekilde söylendigi incelenir. Bu se9imlerin nasil yapildigi tanimlanmaya gali§ilir (Gür, 2011, s. 40). Bu dogrultuda eserdeki söylemin köylü ile §ehirli arasindaki ili§kiyi vurguladigi tespit edilmi§tir.
Eserde "§ehir" sözcügü altmi§ ü9 kez, "§ehirli" sözcügü ise otuz bir kez yinelenmi§tir. Buna kar§ilik "köy" sözcügü yüz kirk kez, "köylü" sözcügü ise otuz bir kez yinelenmi§tir. Bu köy-§ehir, köylü-§ehirli zitliginin net bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Köy ve köylü sözcükleri "tozlu köy yolu", "bozuk köy yolu" di§inda olumsuz bir ifade ile verilmemi§tir. Köy genellikle dönülmesi gereken bir yer olarak ifade edilmi§tir. Köylü ise orada ya§ayan ve §ehre gidenlerin dönü§lerini bekleyen bir topluluk gibi dü§ünülebilir. §ehirli söylemi ise "cin" sözcügü ile vasiflandirilmi§tir. "Cin gözlü §ehirli", "§ehirli bir cin adami 9arpar", "§ehir u§agi cin" gibi söylemler saf bir köylünün kar§isinda §ehirli algisini gösteren bir söylemdir. Trende Yunus'un "§ehir u§aklari ile imtihan oldum ben" (Kemal, 2018, s. 28) söylemini birka9 kez yinelemesi de aslinda köylü ile §ehirli arasindaki ili§kinin ba§ka bir söylemi olarak degerlendirilebilir. Buradan hareketle §ehir x köy, §ehirli x köylü 9ati§masi eserin genelinde bulunan bir söylem olarak görülmektedir.
Anlam Analizi
Eylemler: Bu ba§lik altinda söylemde kullanilan dil ile ne gibi eylemlerin ger9ekle§tirildigi incelenir. Bu baglamda dilin sosyal ger9eklik olu§turmadaki i§levlerinden yararlanilir. Bereketli Topraklar Üzerindenin i9erigindeki 9arpici ger9eklik eseri ön plana 9ikaran önemli özelliklerden biridir. Eserin söylemini, ortaya 9iktigi sosyal 9evrenin ger9eklerini yansitan bir unsur olarak degerlendirmek gerekmektedir. Burada ifade edilen söylem sadece i9erik olarak degil, kim tarafindan, neden, kime söylendi gibi sorular etrafinda sinirlari belirli bir zaman diliminde belirli bir topluluk i9erisinde öne sürülen fikirleri kapsamaktadir (Ulu§ahin 2018, s. 18). Söylem, nesnel bir 9er9eveden uzak öznel bir kavram olarak degerlendirilmelidir. £ünkü söylem bir kimsenin ya§amla ili§kisi sonucunda ortaya 9ikar, her bireyin hem kendisi hem de ya§ami farkli oldugundan bu bireyler tarafindan üretilen söylemler de farklidir. (Ulu§ahin 2018, s. 18). Bu baglamda eserde öne 9ikan söylemler, eserin genel söylemi hakkinda bilgi vermesi a9isindan önem arz ederler. iflahsizin Yusufun emmisinin söylemleri eserdeki §ehir ve §ehirli kurgusunun anla§ilmasinda dikkat 9ekicidir. "Emmim derdi ki, u§aklar derdi, gurbete dü§tünüz mü, siz siz olun, silayi i9inizden atin derdi. Atamadiniz mi yandiniz derdi." (Kemal, 2018, s. 8), "Emmim derdi ki, siz siz olun §ehirliye engin yerinizi vermeyin derdi." (Kemal, 2018, s. 38), "Fukara emmim. §ehirliler bele§ bele§ine yarali parmaga i§emezler derdi..." (Kemal, 2018, s. 39), "Emmim derdi ki, siz siz olun §ehirlinin suyuna göre gidin, §ehirli ak derse siz kara demeyin derdi." (Kemal, 2018, s. 41), "Emmim derdi ki, siz siz olun, §ehirliye yeyimi eksik etmeyin derdi." (Kemal, 2018, s. 43), "Emmim derdi ki, gurbete dü§tünüz mü, i§inizi saglamlayana kadar har9liginiza kördügüm atin derdi.
Sabredenin koyununu kurt yemezmi§!" (Kemal, 2018, s. 45), "Emmim ne derdi unuttun mu? §ehir yerinde siz siz olun avrat kismina kulak asmayin demez miydi?" (Kemal, 2018, s. 139), "Emmim derdi ki, §ehir yerine vardiniz mi siz siz olun, §ehirlinin ayartmasina kanmayin derdi, §ehir u§agi cin derdi bir cin." (Kemal, 2018, s. 145), "Emmim derdi ki, siz siz olun, §ehirlinin sakalina göre tarak vurun derdi. §ehirlinin meraki, partal atmak. Siz siz olun §ehirliye yeyimi eksile etmeyin, bir. ikincisi de sakalina göre tarak vurun." (Kemal, 2018, s. 367). Bu söylemler bir köylünün, §ehirde kar§isina 9ikacak tehlikeler kar§isindaki tutum, davrani§ ve dü§üncelerini §ekillendirmek ifin kullanilmaktadir. Eserdeki "emmi" tipi §ehir hayatini deneyimleyen, §ehir ve §ehirli gibi iki tehlikeli unsur kar§isinda amacindan sapmayan ve neticesinde köye dönebilen bir karakter olarak da degerlendirilebilir. Buradaki telkin ve dü§üncelerin eyleme dökülmesi emmi tipinin ge?tigi ba§arili yolun tekrar edilmesi, ayni tavir ve dü§üncenin ger9ekle§tirilmesi ile mümkün olmu§tur. Bu süre9teki tek ba§arili ki§i ise iflahsizin Yusuftur. O, tüm telkin, tavsiye ve önerileri dikkate almi§ ve 9ok kisa bir sürede usta olmu§tur.
Sadece söyleme degil yapma: Bu ba§likta söylemdeki dil ile yapilan bildirimin ötesinde, ba§ka eylemlerin nasil ger9ekle§tigi ele alinir. Bu noktada dikkate deger konu Orhan Kemal dü§ünce dünyasidir. Orhan Kemal Türk romanciliginda i§9i sinifinin ilk büyük temsilcilerindendir, roman ve hikayelerinde sinif farkliligi, sinif bilinci, kendi kültürüne yabancila§ma, insanlarin sömürülmesi gibi kavramlari farkli karakterler ve olaylar üzerinden ele§tirmektedir (Bilgin, 2017, s. 236). Bu eserde önemli olan ba§ka bir konu ise sadece Orhan Kemal'in dü§ünceleri degil, bir i§9i olarak da uzun süre 9ali§mi§ ve bu ya§antiyi deneyimlemi§ olmasidir. Bu durum onun olaylarin i9inde ve katilimci bir §ekilde yer almasini, Türkiye'deki i§9ileri ger9ek9i bir §ekilde gözlemlemesini mümkün hale getirmi§tir; hikayelerindeki ve romanlarindaki ger9ek9ilik ve kurgudaki saglamlik köklerini bu deneyim ve gözlemden almi§tir (Bilgin, 2017, s. 236). Bu baglamda Orhan Kemal'in bunlari söylem öncesinde veya sonrasinda ya§adigi, bu dü§üncelerini ezilen taraftan yana da kullandigi ifade edilebilir.
Baglantilar: Bu ba§likta, eserin konusuyla, eserdeki ki§ilerin ve eserde verilen bilgilerin ifadesinde kullanilan dille ne gibi baglantilar kuruldugu ele alinacaktir. Söylemde anilan §eylerin birbiriyle nasil ili§ki lendirildigi ya da hangilerinin göz ardi edildigi incelenir. Bereketli Topraklar Üzerinde i§9i sinifinin sorunlarini ger9ek9i bir bi9imde yansitmayi ba§aran bir eser olarak degerlendirilebilir. Bu baglamda Orhan Kemal, romanlarini emek-sermaye sisteminin düzeni olarak degil de "kir-kent" kar§itligi üzerinden okuma egilimi de yaygindir. Berna Moran da (2006) Bereketli Topraklar Üzerinde'yi bu temelde okuyup yorumlami§tir (Bilgin, 2017, s. 238).
Eserdeki söylemde bu kar§itlik üzerine kurulmu§ken insanlarin bireysel 9abalarinin da bu dogrultuda keskinle§tigi görülür. Moran, koku§mu§ £ukurova dünyasinda kadinin ve erkegin para ve cinsellik pe§inde oldugunu vurgulami§ ve para i9in kadinlarin kendilerini sattiklarini, fakir irgatlarin arkada§ini gammazladiklarini, bir digerinin adam bogdugunu ifade ederek bu durumlari örneklendirmi§tir. Yusuf ile Ali'nin karde§ten de öte arkada§lari hasta Hasan'i ölüme terk etmesi de bunun bir göstergesi olarak yorumlanabilir (Moran, 2006, s. 53). Romanin genelindeki söylem de bu temel üzerinde §ekillenir. Burada göz ardi edilen §ey ise insanliktir. i§9ilerin i§ bulma a§amasindaki rezil ve kötü durumlari i§ bulduktan sonra da devam eder.
Burada söz konusu edilen göz ardi etme durumu sadece i§verenin i§9iyi sömürmesi olarak daraltilamaz. Köse Hasan'in gurbette karde§ olan arkada§lari tarafindan kaderine terk edilmesi ve ölmesi, iflahsizin Yusufun arkada§larini kaybettigini ögrendiginde köye dönerken vicdanini rahatlatmak i9in sözlerini ve degerlerini hi9e saymasi gibi söylemler de burada göz ardi edilen degerlerin vurgulanmasi a9isindan önemlidir.
Bagda^iklik: Bu ba§likta bagda§iklik ögelerinin kullanilma §ekilleri ve bunlarin i§levleri bagda§iklik baglaminda ara§tirilir. Eserde bagda§iklik gösteren en net kurgu insanlarin mücadelesi ve bu mücadelede ya§adigi kayiplardir. iyilerin kaybetmesi, hak edilenlerin ali konulmasi, emeklerin kar§iliginin verilmesi yerine daha ucuza 9ali§an kimselerin tercih edilmesi neredeyse standart bir i§leyi§ gösterir. Söz gelimi, Köse Hasan'in hastaligindan dolayi fabrikada gözden 9ikarilmasi, ustalik yevmiyesinin fazla olmasindan dolayi Kili9 Usta'nin gönderilmesi ve yerine ucuz i§ yapacak olan iflahsizin Yusufun ge9irilmesi, Bilal'in Fatma'ya yakin olabilmek i9in i§ini iyi yapmasina ragmen Pehlivan Ali'yi harmana göndermesi, Kürt Zeynel ve Halo §amdin'e hak veren patoz ustasinin gönderilmesi, haklarini arayan ve i§9ilere de bunu aktarmaya 9ali§an Kürt Zeynel ve Halo §amdin'in i§ten 9ikarilmasi ve onlara oyun oynanmasi, onlarin yerine koltuk9uluk görevine Pehlivan Ali ve Hidayetin oglu Mistik'in daha ucuz ücretle ge9irilmesi.
Bagda§iklik gösteren bir ba§ka unsur da kadinlarin durumudur. Fatma, §oförün karisi Hayriye, Aptal Kizi, genelevde 9ali§an Selvi, iflahsizin Yusufun emmisinin karisi gibi kadinlar eserdeki tüm söylemlerde diger karakterler tarafindan sadece cinsel bir obje gibi algilanirlar. Bu karakterlerin kadinliklari kar§i cinsi cinsel noktada tatmin etmesi ile degerlendirilir.
Diger bir bagda§iklik da i§veren ve i§9i arasindaki kimselerin tutumlaridir. Aslinda Bereketli Topraklar Üzerinde ya§anan bereketsizliklerin müsebbibi olarak bu karakterler degerlendirilebilir. i§9ilerden hara9 alan, onlara esrar verip kumar oynatan, patrona onlarin talep ve §ikayetlerini iletmeyen, tüm her ne varsa yolunda gösteren bu karakterler de eserde bagda§iklik gösterir.
Politika: Bu ba§likta söylemdeki sosyal faydalarin üretilmesi ve dagitilmasi süre9leri ele alinir. Buradaki sosyal faydalarin; söylemdeki ki§ilere, dinleyicilere, okuyuculara ve ü9üncü ki§ilere göre nasil üretildigi ve dagitildigi incelenir. Gee'nin eserlerindeki politika kavrami ile kastedilen anlam, sosyal menfaatlerin nasil dü§ünüldügü, menfaatler ugruna nasil mücadele verildigi ve menfaatlerin nasil payla§ildigidir. Söz konusu sosyal fayda unsurlari toplum i9inde gü9 kaynagi olarak görülen teknoloji, bilgi, akil, güzellik, para, ya§, ahlak gibi kavramlardir (aktaran Gür, 2011, s. 31).
Toplumcu ger9ek9i romanlarda genellikle sömürü ele§tirisinin yaninda makinele§meyle ve okulla§mayla köylünün hayatinda meydana gelen degi§imleri, köylerdeki ekonomik, toplumsal ve kültürel yapilardaki geli§meleri ele alinmi§tir (Ünser, 2021, s. 713). Bereketli Topraklar Üzerinde romanindaki politikalar da bu 9er9evede degerlendirilmelidir. Romanin genelindeki fayda unsuru "para"dir. Köyden §ehre 9ali§maya gelen herkesin yegäne amaci para kazanmak ve hayatlarini idame ettirebilmektir. Para kazanmak i9in verilen mücadelenin bedeli bazen can, bazen de beden ile ödenmektedir. Köse Hasan ve Pehlivan Ali hem ki§isel zaaflarindan hem de düzenin yozlugundan ötürü canlarini kaybederler. Güzellik politikasi
altinda ele alinabilecek Fatma ve Selvi ise hayatta kalabilmek, daha iyi çartlarda yaçayabilmek için kadinliklarini kullanirlar. Çarpik düzen birini geneleve digerini ise farkli kollara sürükler. Romandaki akil politikasi ustalar tarafindan yürütülür. Ustalar okumuç kimseler olarak aktarilir. Trende kar§ila§ilan Yunus'un okuma yazma bilmesi, kursu ûçûncûlûkle bitirmesi gibi yönleri topluluktan ayri bir profil ortaya koyar. Romanin son bölümlerinde iflahsizin Yusufun okumayi ögrenme çabasi da bu dü§ünceyi destekler.
Para politikasinda dikkat çeken unsur "agalik sistemi" olarak görülmektedir. Bereketli Topraklar Üzerinde hakkinda yapilan çaliçmalarin genelinde agalik rejiminin insanlari sömürmesi ele alinir. Fakat agalardan ziyade "elci" adi verilen ustabaçi veya irgatbaçilarin bu sömürüyü yürüttügü görülür. Söz gelimi, "Çok haksiz. Para günü oldu mu, agadan irgatin parasini alir, bir de liste çikarir yayar... On be§, yirmi mi hak ettin? iki buçuk, üçünü mutlaka keser." (Kemal, 2018, s. 18), "içini çekti. Yikmiçti kizi diçkinin üstüne ama, aga iyi agaydi. Hiçbir irgatin santimine tenezzül etmez... O etmezdi evet ya, irgatbaçisi?" (Kemal, 2018, s. 31) söylemlerinde agalardan ziyade aga ile i§çi arasinda olan elcilerin bu süreci kendi menfaatlerine uygun §ekilde yürüttükleri anlaçilir. Fabrika veya toprak sahiplerinin büyük çogunlugunun bu durumdan haberi bile olmayabilir. Burada sadece çiftlikteki K^ük Aga'nin sömürücü tavir sergiledigi görülür. Bu da onun hirsli yapisi ile örtü§ür. Eserdeki ilk fabrika sahibinde ise böyle bir durum söz konusu degildir. "Fabrika sahibi güldü. Onlari hemen çevreleyiveren merakli kalabaliga kar§i piyasasinin bozulmasindan korkmasa lafi uzatir, yillardir kendini sika sika konuçtugu çehirceden siyrilir, çunlarla tipki onlarin köycesiyle konuçurdu. Hatta Pehlivan Ali'yle de güre§e tutuçabilirdi. Pek severdi güre§i. Tutuçup da gerçekten degil, §akaciktan bir el ense çeker, ellerini §aplatirdi." (Kemal, 2018, s. 53).
Agalarin veya fabrika sahiplerinin eserdeki konumlari ya§, bilgi ve teknoloji politikalari ile açiklanabilir. imkanlari ve bilgileri dâhilinde Çukurova'nin bereketli topraklarinda dönemin koçullarina uygun üretim yapmak, bu s^eçte makine ve sanayi devriminin olanaklarindan istifade etmek onlarin bilgi ve teknoloji politikasi olarak degerlendirilebilir. Birçogunun hesaba katmadigi §ey makinenin insani degil, insanin insani sömürebilecegi anlayiçinin hâkim olmasidir.
Söylemler: Bu baçlikta, sosyal gerçekligin inçasinda söylemin nasil kullanildigi ele alinacaktir. Burada, oluçturulan sosyal bir kimlikte ya da gerçekleçtirilen sosyal bir eylemde dille beraber dil di§i ögelerin de kullanimiyla ortaya çikarilan söylem süreci ele alinir. Bu baglamda sadece yazarin içinde bulundugu sosyal çevre, egitim durumu gibi faktörler degerlendirilebilir. Bu durumda yazarin içinde bulundugu siyasi çevre dikkate alinabilir.
Ya§ar Kemal, Orhan Kemal ve Kemal Tahir gibi ana akim toplumcu gerçekçi yazarlar için köy, öncelikle siyasi söylemlerini dogrulamak için bir araç, aktarilmak istenen tezi sergileyen bir sahne olarak kullanilmiçtir. Köyü §ematik toplumcu gerçekçi baki§ açisiyla degerlendirmiç olan bu yazarlardan farkli olarak Enstitülü yazarlarin eserlerinde köyün rahatsiz edici gerçekleri gözler önüne serilerek Türk köyünün ve köylüsünün sefalet ve cehaletine dikkat çekilmiç, köy ideolojik araç veya sahne olmaktan çikmiç, ele alinmak istenen olgunun kendisi hâline dönü§mü§tür (Ünser, 2021, s. 719).
Metinlerarasilik: Bu ba§likta söylemdeki metinlerarasilik ögeleri incelenir. Ba§kalarinin yazi ya da sözlerinden yapilan alintilar, onlara gönderimler ve imalar incelenir.
Metinde ba§ka bir metinden alinti sayilabilecek tek kullanim, eserin sonunda da vurgulanan ve Pehlivan Ali'nin siklikla söyledigi türkü dizeleridir:
Enginli yüksekli kayalarimiz
Gaminan yogruldu binalarimiz
Dogurmaz olaydi analarimiz
Türkünün repertuardaki tam adi Enginli Yüksek Kayalarimiz olarak ge9mektedir ve Konya yöresinden derlenen bir gurbet türküsüdür. Aslinda bu türkü ile Pehlivan Ali nezdinde gurbetteki tüm insanlarin durumu anlatilmaktadir.
Metinlerarasilik konusunda dikkat 9eken bir diger önemli unsur da ideolojik söylemlerde görülen benzerlik ve ortakliktir. Söz gelimi, Ya§ar Kemal'in karakterleri genellikle £ukurovali köylüler, a§iret beyleri ve e§raf i9inden se9ilmi§tir. Bu eserlerde köylü sorunlari, köylü-aga 9ati§masi, ekonomik sömürü ve baskilar kar§isinda sessiz kalamayan 9aresiz köylüler anlatilmi§tir. Orhan Kemal'in karakterleri ise ayni yörenin fabrika i§9ileri ve irgatlari arasindan se9ilmi§ ve tarlalarda agir §artlar altinda 9ali§tirilan irgatlarin, fabrikalardaki i§9ilerin, köyden kente gö9 eden insanlarin hikäyeleri anlatilmi§tir (Ünser, 2021, s. 128-129). Burada kalip söylemlerden ziyade bir ideolojinin farkli bir söylemde ifade edilmesi metinlerarasilik olarak yorumlanabilir. Bu bakimdan ayni kültür ve cografyadan beslenen yazarlarin benzer konulari ele almasi ve söyleme dönü§türmesi dikkate degerdir.
Dil incelemesi
Kelimeler: Bu ba§likta söylemde kullanilan kelimeler, kelime sayisi, hangi kelime türlerinin 9ok kullanildigi gibi sayisal bilgiler incelenir. Burada eserdeki tüm sözcüklerin incelenmesi ve sayilarinin 9ikarilmasi 9ali§manin kapsamina dähil olmadigindan toplumcu ger9ek9i bir roman söylemi yaratmada kullanilan "köylü", "§ehirli" ve "i§9i sinifi" gibi daha özel alandaki sözcük kullanimlarina yer verilecektir. Bu baglamda eserde "köy" sözcügü yüz yetmi§ kez kullanilmi§tir. Köy sözcügünden sonra kullanilan "yer" sözcügü ise isim grubu olu§turarak otuz iki kez kullanilmi§tir. Köy yeri eserde §ehirde yapilacak herhangi bir yanli§in 9ok9a konu§ulacagi, orada bu yanli§i yapan veya bu yanli§a kari§ilan kimselerin ele§tirilecegi yer olarak nitelendirilmi§tir. Bununla beraber "köylü" sözcügü ise otuz bir kez yinelenmi§tir.
"§ehir" sözcügü ise doksan dört kez yinelenmi§tir. §ehir sözcügü "yer" sözcügü ile alti kez bir isim grubu olu§turarak kullanilmi§tir. Bu kullanimlar iflahsizin Yusufun emmisi tarafindan verilen telkin cümlelerinde görülür. Yani "köy" veya "§ehir" sözcüklerini "yer" sözcügü ile kullananlar genellikle köylülerdir. "§ehirli" sözcügü de "köylü" sözcügü gibi otuz bir kez yinelenmi§tir. "§ehirli" kavrami §ehirde dogsun veya dogmasin §ehirde ya§ayan kimseler i9in kullanilmi§tir. Bu kavram "§ehirli olmak" kavramini da 9agri§tirmaktadir.
Bereketli Topraklar Üzerindede "haftalik" bir nevi bir insanin emeginin nasil algilandiginin göstergesidir. Haftaliklarda ya kesintiler olur ya da 9ok dü§üktür. Buradaki söylem "haftalik" sözcügünün kullanimina da paraleldir. Bu sözcük tüm eserde on yedi kez
kullanilmi§tir. Buna kar§ilik "para" sözcügü yüz seksen be§ kez yinelenmi§tir. "Para" kazanmasi 9ok zor ama kaybetmesi, yemesi 9ok kolay olan bir kavram alani ile verilmi§tir. Eserde bunu ba§arabilen belki de tek karakter iflahsizin Yusuftur.
Roman genelinde "hak, adalet, özgürlük, e§itlik" gibi propaganda söylemleri 9ok sik kullanilmami§tir. Bu söylemlerin seyrekligi sözcüklere de yansimi§tir. "Hak" sözcügü otuz iki kez, "adalet" sözcügü ü9 kez kullanilmi§, "e§itlik" ve "özgürlük" ise sözcükleri hi9 kullanilmami§tir.
Sosyal statü göstergesi olarak kullanilan sinif sözcüklerinin kullanimi da dikkate degerdir. "i§9i" sözcügü otuz be§, "irgat" sözcügü yüz elli yedi kez kullanilmi§tir. Bu iki sözcük arasindaki i§leklik farki irgatlarin birer i§9i statüsünde görülmediginin net bir göstergesidir. Roman genelinde tüm olay ve durumlarin ba§ kahramani olan "irgatba§i" sözcügü ü9 yüz seksen bir kez kullanilmi§tir. Bununla beraber en 9ok kullanilan ba§ka bir sözcük ise "aga" sözcügüdür. "Aga" sözcügü romanda ü9 yüz seksen sekiz kez yinelenmi§tir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken bir husus "aga" sözcügünün kim i9in kullanildigidir. Roman genelinde Kü9ük Aga haricinde hi9bir aga ön planda degildir. "Kü9ük Aga" roman genelinde altmi§ bir kez kullanilmi§tir. Bunun di§inda kullanilan ü9 yüz yirmi yedi "aga" sözcügü de yine irgatba§ilara, bakkala, katiplere hitap etmek i9in kullanilmi§tir. Aga ve irgatba§i sözcügüne paralel bir kullanimda "ta§eron" sözcügünde görülür. Bu sözcük seksen bir kez kullanilmi§tir. Usta sözcügü iki yüz yetmi§ bir kez, katip sözcügü ise otuz kez kullanilmi§tir.
Bu kullanimlar, romanda i§9iler ile onlari i§e alan irgatba§i, ta§eron, aga gibi iki sosyal grubun ili§kilerinin ger9ek9i bir bi9imde anlatildiginin bir ba§ka göstergesidir. Ele§tirilen agalik rejimi sadece kü9ük aganin davrani§larinda görülebilir. Bu da zengin, §imarik bir üniversite ögrencisinin bencil tavirlarindan öteye ge9meyecek bir ifadenin söylemidir. Agadan 9ok aga olanlar ise eserde 9ok9a zikredilmi§tir.
Bir ba§ka sik kullanim da "gazocagi" sözcügünde görülür. Gazocagi romanin genelinde kirk bir kez kullanilmi§tir. Gaz ocagi, sinif atlamak i9in bir basamak gibi algiladigindan gösterge degeri ta§ir. Bu sözcük, aga, irgatba§i ve irgat sözcükleri ile gösterge ba§ligi altinda da ele alinacaktir.
Göstergeler: Bu ba§likta, dil ve dilsel ara9larin kullaniminda, kullanicilarin ve baglamin belirtildigi özel i§aretler ya da yapilarin kullanilip kullanilmadigi ara§tirilir. Burada ifade edilen özel i§aretler, farkli dillerden giren kelimeler, jargon ya da argo kullanimlaridir. Roman genelinde farkli gösterge degerlerine hitap eden bir9ok kullanim görülmektedir. Bu 9ali§mada bu kullanimlarin hepsini örneklendirmek mümkün olmadigi i9in 9oklukla kullanilan göstergeler incelenecektir.
Romandaki en önemli iki gösterge i§9i ve aga/irgatba§i olarak ele alinabilir. i§9i göstergesi, aslinda sanayi devriminin insanlari nasil yozla§tirdiginin di§a vurumu olarak degerlendirilebilir. i§9i, Anadolu insanin saf ve temiz olu§unun bir göstergesidir. Bu gösterge degeri, §ehir ve §ehirli kar§isinda en 9ok zarar gören ve 9abuk yok olabilen bir deger olarak verilir. Zarar gören ve bozulan bu gösterge degeri aga/irgatba§inda net bir §ekilde
görülmektedir. Onlar, ayni toprakta yeti§tikleri insanlarin haklarini yiyerek, onlara eziyet ederek, onlari kullanarak yozla§mi§ bir insan göstergesidirler.
Eserde, i§9iler arasinda sik9a kullanilan bazi sözcükler de gösterge degeri ta§ir. Bunlardan ilki eserin ba§indan sonuna kadar gösterge degeri olan "gazocagi"dir. "Gazocagi", eserin ba§inda elde edilmesi zor; fakat elde edildiginde ise bir tür §ehirli olma göstergesi ta§ir. Ona "yilan sedasi vermesi" gibi bir özellik yüklenir. "Gazocagi" ayni zamanda köye dönen veya dönebilen biri i9in de ba§ari göstergesi olarak ele alinabilir. Gazocagini bilmek cehaleti gideren bir göstergedir: "O zaman amma da cahildi ha! Ne otomobili biliyordu ne gazocagini ne de biri ölünce nereye atilacagini..." (Kemal, 2018, s. 199). Buradaki söylemden hareketle ayni durumun "otomobil" sözcügü i9in de ge9erli oldugu dü§ünülebilir. "...Bilmez öyleyse. Otomobilin bujisi var, direksiyonu var. Martina bastin mi, kendi kendine i§ler. Bir i§ler ki, kancik ayi gibi!" (Kemal, 2018, s. 19). Burada otomobil bir §ehir, §ehirli ve statü göstergesidir. Köse Hasan, iflahsizin Yusuf ve Pehlivan Ali, fabrika sahibini siyah bir arabanin i9inde ilk gördüklerinde onu vali zannetmeleri de bu algidan ötürüdür. "Siyah otomobil hizla geldi, yava§ladi, fabrika kapisindan agir agir girerken, kapici yerlere kadar egilerek agasini selamladi. Ü9 arkada§, top agacin altinda ayaga kalkmi§, kasketlerini 9ikarmi§lardi. Otomobil i9eri girip gözden kaybolduktan sonra, Yusuf, "Valiydi!" dedi. Pehlivan Ali aval aval bakti: 'Vali ne ki?' Yusuf da bilmiyordu ne oldugunu, duymu§tu. Gene de 'Sen bilmezsin.' dedi." (Kemal, 2018, s. 45). Bu söylemde otomobil ayni zamanda belirli statüye ait bir gösterge olarak da yorumlanabilir. Otomobil par9alarinin ne i§e yaradiginin bilinmesi de bilgili olma göstergesi olarak ifade edilebilir.
Tonlama: Bu ba§lik ile söylemin genel tonlamasi bulunmaya 9ali§ilir. Yazarin hangi bilgi ve ifadeleri vurgulayarak aktardigi incelenir. Bu baglamda metnin duygusal tonlamasi ile hangi bilgiler ya da noktalar daha 9ok vurgulanmi§ ve hangileri daha az vurgulanmi§ tespit edilmeye 9ali§ilir. Bu dogrultuda önemli bir tonlama "Siz siz olun!" tembihidir. Bu tembih roman genelinde on bir kez yinelenmi§tir. Buradaki tonlamanin sebebi, Anadolu insaninin §ehirdeki tehlikelere kar§i dikkatli olmalarini vurgulamaktir.
Diger bir tonlama da "ibne!" sözcügünde görülür. Sözcük romanin bu baskisinin genelinde sansürlenerek "i...ne!" olarak kullanilmi§tir. Aslinda bu tonlama roman genelinde silik karakterleri ifade etmek i9in kullanilmaktadir. Sözlükte "ünlem, kaba konu§mada hakaret yollu; kizginlikla söylenen bir söz." (e-GTS 2022) anlami ile verilen bu sözcügün eserdeki tonlamasi da ayni dogrultudadir. Sadece i§9i veya irgatlara hitaben söylenmesi ise söz konusu tonlamanin belirli sinifa ait oldugunu göstermektedir. Eserdeki genel tonlama irgatin ezilmesi ve a§agilanmasindaki söylemlerde görülür. Irgatin üzerinde statü sahibi olan kimselerin tavirlari ve ezici bir üslup kullanmalari da bu durumu desteklemektedir.
Vurgu/Önem: Bu ba§lik altinda söylemde nelere önem verildigi, nelerin öneminin azaltildigi ya da artirildigi incelenir ve bu degerlendirmelerin sebepleri ara§tirilir. Orhan Kemal roman genelinde bereketli topraklarin üzerinde ya§anan olumsuzluklara deginmi§tir. Romanda topragin üzerinde bereketin elde edilmesine araci olanlarin önemsenmedigine vurgu yapilir. Bu vurgu; "£ukurova'nin bereketli topraklarinda §ehre karincalar gibi 9ekilen irgatlar, oraya, Ta§köprü'nün oradaki irgat pazarina birikmek i9in canlarini di§lerine takmi§lardi." (Kemal,
2018, s. 278), "'Arabasi pislenir diye herifi arabasina almiyor!' Terli, yorgun irgatlarda bir homurtu, bir derlenip toplanma oldu: 'Neee??? Almiyor mu?' 'Arabasi pislenir diye mi?' 'Ulan kimin i§inde oldu bu?' Kaim, gür bir ses emretti adeta: 'Par9alayin kerhanecinin malini!'" (Kemal, 2018, s. 357). Söylemlerinde net bir §ekilde görülmektedir. Bereketli Topraklar Üzerinde erkegin bedeni i§ gücü, kadinin bedeni ise cinsel bir meta olarak vurgulanir. Bu insanlarin varligi ge9ici oldugundan ve yerine yeni biri irgatin bulunabilmesi kolay oldugundan insan olarak önemsiz görülürler. Asil önemli olan ve vurgulanan topragin bereketinin her ne ko§ulda olursa olsun ortaya 9ikarilmasidir.
i^aretler: Bu ba§likta söylemdeki dilin ta§idigi özelliklerden hareketle dinleyici ya da okuyucunun neleri bildigi, bu bilgilerle ve baglamla nasil ili§kiler kuruldugu ara§tirilir. i§aret sifatlari, zamirler, edatlar vb. sözcük türleri bu konuda yararlanilabilecek dilsel ögelerdir. Roman genelinde bir9ok sözcük türü kullanilmi§tir. Bu 9ali§mada bu tür sözcüklerin tamaminin incelenmesi mümkün olmadigindan sadece belirli sözcük türleri ele alinacaktir. Burada i§aret sifatlarinin kullanimi degerlendirilebilir, "bu" i§aret sifati iki yüz doksan be§, "§u" i§aret sifati yetmi§ dört kez kullanilmi§tir. Bu i§aret sifatlari genellikle köylülerin kü9ük görüldügü durumlarda kü9ümseme ifadesi ile kullanilmi§tir. "Bu millete, bu itoglu it millete iyilik yaramaz! (Kemal, 2018, s. 222), "Sonra, bu Zeynel gibi bir i..e girdi i9lerine, ü9 günde ba§tan 9ikardi herifleri..." (Kemal, 2018, s. 239), "Kafasina fena takilmi§ti §u kerhane kizlari. Fatma'dan nasil güzel olabilirlerdi?" (Kemal, 2018, s. 302).
Sosyal diller: Bu ba§likta eserdeki bir baglamin etkisiyle ortaya 9ikan sosyal diller ve bu sosyal dillerin birbiriyle olan ili§kisi ve aralarindaki ge9i§ler incelenir. Romanda ortaya 9ikan sosyal diller "irgat dili" olarak degerlendirilebilir. Fakat bu dil Anadolu insaninin kullandigi bir dildir. Yazar genellikle söyleyi§ ve aksana bagli kalarak söylemleri oldugu gibi vermeye 9ali§mi§tir. Bu da aslinda Anadolu insanin yalin dil kullaniminin bir özelligidir. "Ne bu'su arkada§? Beni ne gösteriyorsun? A9ikla da ne dedigini belliyek!" (Kemal, 2018, s. 229), "Agamiz gibi yok. Mavi tomofiline de yazik agamizin..." (Kemal, 2018, s. 305) gibi söylemlerde yalin dil kullanimi görülmektedir. Yabanci sözcüklerin kullaniminda Anadolu insaninin agiz özellikleri görülmektedir.
Konumsal anlam: Bu ba§likta söylemde baglamla beraber degi§en anlamlar, kelimeler ya da diger dilsel ögeler ara§tirilir. Burada ele alinacak dikkat 9ekici bir söylem "fort atmak" kullanimidir. "Fort atmak" Anadolu'da Tunceli Hozat bölgesinde palavra atmak, yalan atmak anlamlarinda kullanilan bir deyimdir. Bu söylem romanda yalan ve palavra anlaminda degil de "hava atmak, böbürlenmek" manalarinda kullanilmi§tir. "'Yarin köy yerine vardi mi, dinle gayri. Usta oldum diye fort atar gezer!' Birden sinirlendi: 'Fort atsin da bak!' 'Ne yaparsin?' 'Ne fort atiyon lan, derim. Benimle güre§ebilir misin? Marifet usta olmak degil, güre§mekte.'" (Kemal, 2018, s. 317), "Duvar ustasi oldum diye fort atsin da bak... Ben de koltuk9u oldum. Usta sayilirim. Gazocagi da alacagim ..." (Kemal, 2018, s. 337) söylemlerinde de Anadolu agizlarindaki anlaminin di§inda kullanildigi görülecektir.
Sonu?
Bereketli Topraklar Üzerinde di§ dünya ger9ekliginin kurgusal bir evrende ger9ek9i bir söylemle ifade edildigi bir roman olarak degerlendirilebilir. Bir Anadolu köyünden para
kazanma ümidi ile Çukurova'nin bereketli topraklarina gelen ûç arkadaçin ortak çizgilerinin yol ayrimlari, çarpici ifadeler ve olaylar zinciri ile sürükleyici bir söylem geliçtirilir. Bu söylemde önemli olan unsur, bu çarpici olay örgüsünün toplumsal gerçeklik ile kurdugu bagdir.
Romanda i§ bulup para kazanma ümidi ile Çukurova'nin bereketli topraklarina gelen insanlarin serüveni Bereketli Topraklar Üzerinde olarak adlandirilir. Bereketli topraklar üzerinde yaçanan olumsuzluklar da topragin bereketine paralel bir §ekilde bereketlidir. Gerçekçi bir kurgu ve söylem olarak ele alinabilecek eserin söylem analizine genel olarak bakildiginda:
- Romanin adi Bereketli Topraklar Üzerinde eksiltili bir yapi olarak degerlendirilebilir. Bu baglamda eksiltili yapi, roman okuyucusunun zihninde roman kurgusu oluçtuktan sonra canlanabilecektir. Çûnkû romanda kurgulanan dünya bereketli topraklar üzerinde yaçanan olumsuzluklari içermektedir. Yazar, bu baçlikla eserde verilen mesaji okurun tamamlamasini ister gibidir.
- Bu nedenle eserin biçimsel söylem analizi baçlik merkezli degerlendirilmelidir. Bereketli topraklara yolculuk, bereketli topraklara vari§, bereketli topraklar üzerinde yaçananlar ve bereketli topraklardan dönü§ gibi bir izlek oluçturulmasi mümkündür.
- Biçimsel analizdeki olay örgüsü ve kurgusu da baçlik paralelinde degerlendirilebilir.
- Eserin söylemindeki anlam analizine bakildiginda sosyalist veya komünist bir söylemin görülmedigi ifade edilebilir. Toplumcu gerçekçi roman anlayiçi ile yazilan romanda harman yerinde Kürt Zeynel ve Halo Çamdin'in haklarini aramasi ve eçitlik istemesi söylemleri bu romani komünist veya sosyalist bir roman yapmaya yetmeyecektir.
- Romanda aga nitelikleri taçiyan ^ tip vardir. Bunlar çirçir fabrikasini sahibi, çiftligin sahibi ve inçaatin sahibidir. Fakat çirçir fabrikasi ve çiftlik sahibinin kisa diyaloglarina yer verilir. Înçaat sahibi ise hiç görünmez. Küçük Aga ve Taçeron ise olumsuz birer tipoloji olarak dikkat çeker. Aslinda bu ikisinin irgatbaçilardan çok da farki yoktur. Dolayisiyla bu iki ara insan veya ara sinifin tavir ve davraniçlari konusunda bir genelleme yapmak dogru olmayabilir.
- ïççilerin haftalik almak için dü§tükleri yol tasviri, her fabrika, inçaat ve çiftlikte benzer olaylarin yaçandigini içeren bir söylem olarak degerlendirilebilir.
- Eserin anlam analizinde toplumsal yozlaçmanin siniflar arasindaki haksizlik, rekabet ve sömürü merkezinde geliçtigi görülür. Bu baglamda i§çi sinifinin baçka bir ara sinif tarafindan kullanildigi ve sömürüldügü net olarak görülmektedir.
- Romanin anlam kurgusunun bir baçka çarpici özelligi ise köy ve §ehir karçitligidir. Ögüt, telkin ve tembihlerle de vurgulanan bu kurgu, romanin baçindan sonuna dek devam eder. §ehir veya çehirli bir cin olarak tasvir edilir.
- Romanin, okuyucuya trajik gelen en çarpici taraflari çehrin acimasizligi, insanlarin riyakârligi, §ehir insanin duyarsiz ve menfaatçi oldugu anlardir.
- Romanin söylemini oluçturan dil analizine bakildiginda, Anadolu agzinin söyleyi§lerinin mümkün mertebe esere yansitilmaya çaliçildigi görülmü§tür. Bu tasarrufun da köy-§ehir karçitliginin bir yansimasi ve gerçeklik dokusunu kuvvetlendirme istegi oldugu ifade edilebilir.
- Köyden gelen insanlarin üslup ve tavirlari çogu zaman §ehirdeki insanlarin hi§mi ve kizginligi ile sonuçlanmaktadir. Buna benzer baçka bir durum da soyadi kullaniminin henüz köy yerinde yaygin olmamasindan dolayi soyadini bilmeyen bir irgata hakaretler edilmesinde görülür.
- Sözcük seçimi, vurgu, tonlama irgat ile onu sömüren veya kullanan kimselere arasindaki negatif iliçkinin net bir söylemi olarak degerlendirilmelidir.
- Romanda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise bir sinifin varliginin ba§ka bir sinifin oluçumunun önünde engel oluçudur. Irgatbaçi, kapici, patoz ustasi, taçeron, duvar ustasi gibi i§çi siniflarinin "irgat" sinifindan üstün olmasi, Anadolu'dan çaliçip para kazanma ümidi ile gelen kimselerin asla "i§çi" olarak degerlendirilemeyeceginin de açik bir söylemidir. Bu romanda ezilen i§çi sinifinin da kendi arasinda fraksiyonlara ayrildigi ve Çukurova'nin bereketli topraklarinda irgatlarin i§çi sinifinda degil, kendisini i§çi sinifina konumlandiran kimselerin kölesi olarak kullanildiginin açik bir göstergesidir.
Bu baglamda roman genelinde sorgulanmasi gereken asil sorunun "insanlik" meselesi olmasi gerekmektedir. Bir babanin kizlarinin genelevde çaliçmasina duyarsizligi, insanlarin çaliçma koçullarini sorgulamasinin önüne esrar ve kumar ile geçilmek istenmesi, kadinin toplumda sadece beden arzulari için kullanilmasi, i§çi bile olamayacak olan irgatlarin insandan daha açagi bir surette görülmesi ve "insan kiliginda hayvan" yakiçtirmasi ile anilmasi sadece ideoloji ile açiklanmamalidir. Bu durum, insanlarin birbirine, baçka insanlara baki§ açisi ile yani insanlik kavrami ile açiklanabilir.
Kaynakça
Bilgin, O. (2017). Bereketli Topraklar Üzerinde i§çi sinifinin oluçum sorunlari ve Orhan Kemal. Ûçûncû Sektör Sosyal Ekonomi, 52(1), 231-247. http://dx.doi.org/10.15659/3.sektor-sosyal-ekonomi.17.05.686
Gee, J. P. (2005). An introduction to discourse analysis: Theory and method (2nd Ed.). Routledge.
Güncel Tûrkçe Sözlük, Türk dil kurumu sözlükleri. 28 Nisan 2022 tarihinde https://sozluk.gov.tr/. adresinden edinilmi§tir.
Gür, T. (2011). Tûrkçe ögretmeni adaylarinin dil tutumlari ve dil kullanimlarinin söylem çôzûmlemesi yöntemi ile betimlenmesi. [Yayimlanmami§ doktora tezi]. Atatürk Üniversitesi.
Kemal, O. (2018). Bereketli topraklar üzerinde. Everest Yayincilik.
Kocaman, A. (2009). Söylem üzerine. ODTÜ Yayincilik.
Moran, B. (2006). Türk romanina eleçtirel bir baki§ 2. Îletiçim Yayinlari.
Solak, Ö. (2011). Kûçûk Aga romaninin eleçtirel söylem analizi. Akademik Baki§ Dergisi, 26, 1-14.
Ulu§ahin, E. (2018). Orhan Kemal'in bereketli topraklar üzerinde, müfetti§ler müfetti§i, ü9kagit9i adli yapitlarinda kültürel unsurlarin 9evirisi üzerine kar§ila§tirmali bir inceleme. Humanitas, 6(11), 11-31. https://doi.org/10.20304/humanitas.297616
Uslu, A. (2016). Cahit Zarifoglu'nun "Sava§ Ritimleri" Romaninin Söylem £özümlemesi Metoduyla inceleme Denemesi. International Journal of Social Science. 49, 403-417. http://dx.doi .org/10.9761/JASSS3629
Ünser, H. i. (2021). Enstitü 9iki§li yazarlarin köy ger9egine yakla§imlari (1950-1960). Türk Dili ve Edebiyati Dergisi, 61(2), 709-722. https://doi.org/10.26650/TUDED2021-913548
Ünser, H. i. (2021). Toplumcu ger9ek9i Türk romaninda komünist propaganda (1950-1960). Yeni Türk Edebiyati Ara§tirmalari, 13(25), 117-142. https://doi.org/10.26517/ytea.468
Cati^ma beyani: Makalenin yazari, bu 9ali§ma ile ilgili taraf olabilecek herhangi bir ki§i ya da finansal ili§kileri bulunmadigini, dolayisiyla herhangi bir 9ikar 9ati§masinin olmadigini beyan eder.