□ывжаы
INTERNA'nONALJOURNAL OF LANGUAGE, LITERATURE AND CULTURE RESEARCHES МЕЖДУНАРОДНЫЙ ЖУРНАЛ JIИ II I ВИСТИЧ EC KU X. ЛИТЕРАТУРОВЕДЧЕСКИХ И КУЛЬТУРОЛОГИЧЕСКИХ ИССЛЕДОВАНИЙ
E-1SSN: 2667-4262
Atif/Citation: Akre§, H. (2024). Arapjadan Türkjeye gejen bazi sözcüklerdeki anlam degi§imi ve kullanim farkliligi. Uluslararasi Dil, Edebiyat ve Kültür Ara^tirmalan Dergisi (UDEKAD), 7 (3), 646-659. DOI: https://doi.org/10.37999/udekad.1522649
Hasan AKRE§*
ARAPfADAN TÜRKCEYE GECEN bazi SÖZCÜKLERDEKi ANLAM DEGi§iMi VE KULLANIM FARKLILIGI_
ÖZET
Bütün diller ya§ayan organizmalardir ve diger organizmalar gibi sürekli degi§irler ve etkile§ime ugrayabilirler. Bu degi§im bazen ses özelliklerinde bazen gramerde bazen de kelimenin kastedilen anlaminda meydana gelir. Bir dilde fonolojik ve semantik degi§ikliklere neden olan temel faktör, yabanci dillerle yapilan kelime ali§veri§idir. Türk dili, diger diller gibi gegmi§te ve günümüzde yabanci toplumlarla ya§adigi ve ya§amaya devam ettigi kültürel etkile§im nedeniyle sürekli bir degi§im halindedir. Dile farkli yabanci dillerden birgok yabanci terim ve kelime girmi§tir. Türkler islamiyet'i kabul ettikten sonra birgok Arapga kelime Türk diline girmeye ba§lami§tir. Türkler bu kelimeleri Arapga anlamlannda kullanmi§lar, ancak zamanla bazilari anlam, bazilari gramer bazilari da ses ve kullanim özellikleri bakimindan degi§ime ugrami§tir. Bu gah§mayi benzer gali§malardan farkli kilabilmek adina, Arapgadan Türkgeye gegtikten sonra §u veya bu §ekilde anlam kaymasina ugrami§, yani anlamlari veya nasil kullanildiklari degi§mi§ kelimeleri, bugün kullanilmayan eski kelimeleri dikkate almadan, bugünkü Türkgeyi ve Arapgayi dikkate alarak incelenmesi ele alinmi§tir. Bu degi§ikliklerini orani ve nasil kullanildigini agiklamak igin her bir kelimenin üzerinde durmaya ve analiz etmeye gali§ilmi§tir. Osmanli döneminde kullanilan ve bugün kullanilmayan eski Arapga kelimelere deginmeden, ödüng alinan bu kelimelerin yeni kullanimlarini ve yeni anlamlarini bilebiliriz. Ayni durum, sözlüklerde bulunan ve §u anda yaygin kullanilmayan eski Arapga kelimeler igin de gegerlidir.
Anahtar kelimeler: Arapga, Türkge, Etki, Ödüng kelimeler, Anlamsal degi§im.
SEMANTIC CHANGE AND DIFFERRENCE IN USAGE IN SOME WORDS PASSING FROM ARABIC TO TURKISH_
ABSTRACT
All languages are living organisms and, they constantly change. This change sometimes occurs in sound or in grammar, or in the intended meaning of the word. The main factor that causes phonological and semantic changes in a language is the exchange of words between foreign languages. The Turkish language, like other languages, is constantly changing due to the cultural interaction it has had and still has with foreign societies. Many foreign terms and words come into it from different foreign languages. After the Turks converted to Islam, many Arabic words began to enter the Turkish language. They used these words in their original meanings, but some of them changed over time in terms of meaning, terms, grammar, and sound. In this article, we tried to study and discuss words that had a shift in meanings, and how they were used changed after they were transferred from Arabic to Turkish, taking into account the Turkish and Arabic language today without looking at the old words. What distinguishes this study from other studies in this field is that it addresses the new uses and new meanings of these borrowed words without addressing the old Arabic words that were used in the Ottoman Empire and are not in use today. The same applies to old Arabic words found in dictionaries that are not commonly used now.
Keywords: Arabic, Turkish, Influence, Loan words, Semantic change.
* Dr. Ögr. Üyesi, Batman Üniversitesi, isalmi ilimler Fakültesi, Arap Dili ve Belagati, Batman/Türkiye. E-posta: [email protected] / Asst. Prof. Dr., Batman University, Faculty of Islamic Sciences, Department of Arabic Language and Rhetoric, Batman/Türkiye, E-mail: [email protected]
Makale Bilgisi (Article Info): Arajtirma makalesi / Research Article, Makale Gelij Tarihi (Received): 26.07.2024, Makale Kabul Tarihi (Accepted): 25.09.2024
Giri§
Türk-Arap ili§kileri köklü bir ge9mi§e dayanmaktadir. Bu ili§kinin kökleri islam'in yükseli§ dönemine kadar uzanmaktadir. Emeviler döneminde Araplarin yaptigi fetihler Türklerin hakimiyeti altindaki yerlere kadar ula§mi§tir (Agäh, 1972, s. 2). Araplar ve Türkler arasindaki ilk bulu§ma, Osman bin Affän'in halifeligi döneminde, Araplar'in iran'in dogusunda bulunan Horasan'in kontrolünü ele ge9irmesiyle ger9ekle§mi§tir. Bu durum Araplar'in Türkler'in ya§adigi Orta Asya bölgelerine yayilmasina (Caferoglu, 1974, s.6), Türk-Arap ili§kilerinin ba§lamasina ve bölgenin kontrolü ifin aralarinda Maveraünnehir sava§inin ger9ekle§mesine yol a9mi§tir (Agäh, 1972, s.2). Taraflar arasinda neredeyse elli yil süren bu sava§ta Türkler'in gösterdigi §iddetli direni§e ragmen Araplar sava§i kazanmayi ve Maveraünnehir bölgesini häkimiyetleri altina almayi ba§armi§lardir. Bunun dogal bir sonucu olarak Türkler'in ana vatani Orta Asya'nin büyük bir kismi Emevi Devletinin sinirlari i9erisine dähil olmu§ ve orada ya§ayan halk da günden güne islam dini ve medeniyetinden etkilenerek islam dinini benimsemi§lerdir. Ebü Nasr Färäbi, Ebü ibrahim ishak el-Färäbi, Ebü Nasr el-Cevheri gibi Türk alim ve filozoflarin kitaplari Arap9aya 9evrilmeye ba§lanmi§tir öte yandan Maveraünnehir'in hakimiyeti i9in Araplarla sava§an Türkler'in bir kismi ise Arap hakimiyeti altindaki dogu bölgelerine yerle§mi§ ve halifenin ordusunda görev almi§lardir.
Abbasiler, Emevi döneminde Müslüman ordularinda görev yapan Türk birliklerinden büyük öl9üde yararlanmi§lardir. Türkler, islam devletinin sinirlari boyunca halifeler i9in sava§an ve 9e§itli bölgelerdeki ayaklanmalari bastiran ordularin saflari arasinda yer almi§tir. Türkler'in sayisi artinca Halife el-Muntasir döneminde Türkler'in önemi de artmi§ ve Türkler devlette kritik pozisyonlarda görev almaya ba§lami§lardir. Böylece Sel9uklular ve Osmanli döneminden günümüze kadar Türk-Arap ili§kileri yava§ yava§ geli§mi§, kültürler birbirini etkilemi§ ve Türk9e'ye Arap9a'dan pek 9ok kelime girmi§tir.
Sultan II. Abdülhamid zamaninda Türk9e'deki Arap9a kelimelerin orani %60; Türk9e kelimelerin orani ise %40'ti. Türkler, "^U" kelimesi di§inda Fatiha Suresi'ndeki tüm kelimelerin ne anama geldigini bilmekteydiler (Hamidullah, 1975, s.9). §emseddin Sami'nin 1900 yilinda kaleme aldigi Türk9e Sözlükteki 30 bin kelimenin %39'u Türk9e; yüzde 42'si Arap9a; %14'ü Fars9a ve %5'i diger dillerdeki kelimelerden olu§maktaydi (Agop, 1962, s.18). Türk dili Arap9a'dan en 9ok etkilenen diller listesinde Fars9anin ardindan gelen be§inci dil konumundadir. Türk9e modern sözlüklerde yer alan yakla§ik yüz bin Türk9e kelimenin 6463'ü Arap9a orijinlidir (Dursunoglu, 2014, s.146).
Bu makalede söz konusu kelimeler incelenmi§, Türk9e'de nasil kullanildiklari ve anlam ve kullanim a9isindan kelimelerde meydana gelen degi§iklikler saptanmaya 9ali§ilmi§tir. Türk9e'deki Arap9a orijinli kelimelerdeki degi§imleri inceleyen ara§tirmalar mevcuttur ancak bu 9ali§ma önceki ara§tirmalarda deginilmemi§ modern kelimeleri ele almasi bakimindan diger ara§tirmalardan farklila§maktadir. Demir (2018) "Osmanlicaya Ge9en Sözcüklerin Anlamsal A9idan incelenmesi" adli 9ali§masinda Osmanli döneminde kullanilan eski Arap9a kelimelere deginmi§tir. Bu 9ali§mada ayrica Yener'in (2023) "Türk9e'ye Anlam Kaymasi ile Ge9mi§ Arap9a Kelimelerin Arap9a Ögretimindeki Yeri Üzerine Bir Uygulama Ara§tirmasi" adli 9ali§masinda ele aldigi Arap9a kelimelere yer verilmemi§tir. Bu 9ali§ma önceki 9ali§malarda yer almayan Arap9a kelimeleri incelemektedir. Bu durumun 9ali§mayi özgün bir 9ali§ma haline getirdigi dü§ünülmektedir.
1. Anlamsal ve Kullanimsal Degiçimler
"Sözcügün anlaminda meydana gelen degiçimler demektir. Sözcügün yüklendigi anlam yeni olabildigi gibi kelimenin eski anlamina yakin da olabilmekte bazen de kelimenin orijinalindeki anlami tamamen degiçerek geçebilmektedir. Bu duruma degiçim denmesinin sebebi kelimenin bir durumdan baçka bir duruma geçi§ yapmasidir" (Ferum, 2018, s.60).
Tüm dillerde Kelimelerin anlam ve kullanimlari degiçebilir. Bazi kelimeler zamanla farkli anlamlar kazanabilmekte bazi kelimeler ise orijinal kullanimlarindan farkli olarak kullanilabilmektedir. Söz konusu farkliliklara örnek olarak; Arapça kaynaklarda çogul biçimde kullanilan bazi kelimelerin, TCrkçede tekil olarak degerlendirilmesi, ifade edilebilir.
Dilde anlam degiçimleri sürekli olarak meydana gelmektedir. Anlam degiçimleri genellikle bazen yüzyillar süren uzun sürelerde meydana gelmektedir. Balkan (1967) "Linguistik Metodu" adli çaliçmasinda 1000 yil içerisinde dillerdeki temel kelimelerin %19'unun gerçek anlam ve ifadelerini kaybedecegini belirtmiçtir (Balkan, 1967, s 60). Bugün Türkçe'de kullanilan, gerçek anlamlarini ve kullanimlarini yitirmiç çok sayida Arapça kelimenin karçimiza çikmasini ve bu degiçim ve kayiplarin her geçen gün devam etmesini de bu çekilde degerlendirmek mümkündür. Anlam degiçikligine neden olan en önemli sebeplerin açagidaki gibi oldugu dü§ünülmektedir:
Dilsel nedenler: Dilsel nedenler birkaç gruba ayrilabilir. Daha önce olmayan yeni durumlarin ifade edilmesine ihtiyaç duyulmasi bunlardan biridir. Böyle durumlarda dilciler daha önce kullanilan eski bir kelime seçerek kelimeye tamamen yeni bir anlam yükleyebilmekte ya da kelimenin içerdigi anlama yakin baçka bir anlam yükleyebilmektedirler. Yapraklari dökülmü§ hurma agaci dali anlamina gelen kelimesinin "periyodik gazete" anlaminda kullanilmasi buna bir örnektir. Pe§ pe§e yürüyen deve sürüsü için kullanilan (j^M) kelimesinin tren için kullanilmasi da bu ikinci duruma örnek olarak verilebilir.
Sosyal Nedenler: Sözcügün anlaminda veya kullaniminda meydana gelen degiçimlerde rol oynayan en önemli sebeplerden biri kabul edilir. Sosyal utanç özellikle cinsel iliçkilerde, özel organlarda veya belirli engellerde anlam degiçikligine yol açan en önemli sosyal nedenlerden biridir.
Kültürel Sebepler: Kültür de dil gibi zamanla degiçmektedir. Günlük hayattaki ve kültürdeki degiçimler kelimelerin anlamlarinin degiçmesine ve kelimelere yeni anlamlar yüklenmesine yol açabilmektedir. Eskiden hükümdarlar için kullanilan ve kültürel açidan degerli anlamlar barindiran jlüUl (sultan) kelimesi günümüzde metaforik olarak diktatör anlaminda kullanilmaktadir (Abdul Qader, 2020, s.834).
1.1. Arapça'da Çogul Olan ama Tûrkçe'de Tekil Olarak Kullanilan Kelimeler
Bu kategorideki kelimeler kullanim degiçimine ugramiçtir. Arapça'da çogul olmasina ragmen TCrkçe'de tekil olarak kullanilmakta hatta birçogunun tekil formlari Türkçe'de kullanilmamaktadir. Baçka bir deyiçle Arapça'dan Türkçe'ye geçi§ esnasinda bu kelimeler tekille§mi§tir. Örnegin:
1.1.1. JlJ^i (Abdal)
Arapça'daki " J'^" veya " cfej" kelimesinin çoguldur. Birbirlerinin yerine geçen ilmiyle amel eden âlimler veya salih amel içleyen kullara denir. Bir alim vefat ettiginde vekili onun yerine geçmekte, bir abid vefat ettiginde halefi onun yerine geçmektedir. Onlara Jl'jVl (Abdallar)
denmektedir (íbn Sufyen,1981, 2/445.). TCrkçe'deki meçhur "abdal bir §eyi olmadan önce bilir" anlaminda kullanilan "abdala malum olur" deyiçinde kelime Arapça'daki "abid, alim, salih kul" anlamlariyla aynidir. Kelime TCrkçe'de tekil formda kullanilmaktadir. Dilenen fakir kimse (TDK, 2009, s.2.) veya nasil davranacagini bilmeyen aptal anlaminda da kullanilmaktadir (Anil, 2002, s. 9). TCrkçe'deki "aptal" kelimesi de bu kelimeden gelmektedir. Kelimenin TCrkçe'de yüklendigi "fakir, aptal" Arapça'da bulunmamaktadir.
1.1.2. ^ (Ahbap)
Arapça'daki (мЗ^-) kelimesinin çogulu olan bu kelime Türkçe'de tekil formda kullanilmaktadir. "Baksana ahbap!" kullaniminda oldugu gibi yakin ve sevilen kiçilere hitap etmek için kullanilir. "Ahbap kusuruna bakan ahbapsiz kalir atasözü" kelimenin tekil formda kullanilmasina örnek olarak verilebilir (TDK, 2009, s.2).
1.1.3. (Acayip)
Arapça'daki (мЗ?^ ) ve ) kelimelerinin çoguludur. Nadir ve tuhaf çeyler için kullanilir. TCrkçe'de de ayni anlamda kullanilmakta fakat çogul formu kullanilmaktadir. Trn-kçe'deki kullanimina "Bu acayip bir §ey!" (TDK, 2009, s.5) cümlesi örnek olarak verilebilir. Türkçe'de ayrica tekil formu /acip) da kullanilmaktadir. Öte yandan bu kelime Arapçada isim oldugu halde TCrkçede sifat olarak kullanilmaktadir.
1.1.4. fbjí (Akraba)
Baba veya anne tarafindan yakinlik sahibi kiçiler için kullanilan (ML/) kelimesinin çoguludur. TCrkçe'ye çogul formuyla geçmiç fakat tekil anlamda kullanilmaktadir. "Bu benim akrabamdir" cümlesi kelimenin kullanimina örnek olarak verilebilir. Çogul yapmak için "akraba" kelimesine, TCrkçe'deki çogul eki "ler-lar" eklenir. Bu kelimedeki ikinci önemli bir husus da Arapça'daki versiyonunda kelimedeki (j) harfi kesrali okunurken TCrkçe'ye fethali olarak geçmesidir (Anil, 2002, s. 12).
1.1.5. (Elbise)
Giyilen, bedeni örten ve insani soguk veya sicaktan koruyan §ey anlamina gelen (о>У) kelimesinin çoguludur. Sözcük Türkçe'de de ayni anlama gelmekte fakat tekil anlamda kullanilmaktadir. Çogul olarak kullanilmak istendiginde sonuna TCrkçe çogul eki getirilir. Kelimenin Arapça'daki tekil formu (libas) da TCrkçe'de eskiden kullanilmaktaydi. Kelime TCrkçe sözlüklerde yer alsa da günümüzde yaygin bir kullanimi oldugunu söylemek zordur.
1.1.6. (Amele)
Arapça'daki (d^) kelimesinin çogul formudur. Kelimenin ) ve (jjM^) gibi ba§ka çogul formlari da vardir. Kelimenin (Äkb) formu TCrkçe'de kullanilmaktadir. Arapça çogul Türkçe'de tekil olan bu kelimeyi TCrkçe'de çogul yapmak için sonuna çokluk eki "ler-lar" getirilmektedir. Sözcük Türkçe'de gerçek anlaminda yani ücret karçiligi bir i§i yapan kiçiye denir. Kelime bazen, "Gördün mü ameleyi" cümlesinde oldugu gibi Arapça'daki anlamindan farkli olarak bir ki§iyi küçümsemek veya birine hakaret etmek için de kullanilir (Anil, 2002, s. 13).
1.1.7. fb^í (Eçya)
Arapça'daki kelimesinin çoguldur. ínsan ve Allah diçindaki somut olsun soyut olsun her §eye verilen isimdir. TCrkçe'de de ayni anlamlara gelmekte fakat tekil olarak kullanilmaktadir.
£ogul olarak kullanilmasi i9in sonuna 9okluk eki getirilerek "e§yalar" §eklinde kullanilir. "Buraya tek bir e§ya ile geldim" cümlesi kelimenin Türk9e'de tekil anlama geldigine örnek olarak verilebilir.
1.1.8. (Talebe)
Arap9a'da ögrenci anlamina gelen (m?-^) kelimesinin 9ogul formu (-M-^) ve (4^) §eklindedir. ilim, para, mevki gibi herhangi bir §ey isteyen ki§iler i9in kullanilmakla birlikte genelde üniversite veya enstitü ögrencileri i9in kullanilir. Arap9a'da 9ogul olan (■¿Lll) kelimesi Türk9e'de (talebe) olarak tekil anlamda kullanilmaktadir. Kelime Arap9a'da i9erdigi para, mevki vs. isteyen ki§i anlamlari Türk9e'ye ge9memi§ sadece ilim talep eden yani ögrenci anlami Türk9e'ye ge9mi§tir. Kelime Arap9a'da 9ogul ama Türk9e'de tekil anlaminda kullanilmaktadir ve 9ogul yapilmasi i9in sonuna "ler-lar" 9okluk eki getirilmektedir (Devellioglu, 1970, s. 1240).
1.1.9. J43 (Tüccar)
Tekil formu (j?-^) kelimesidir. Alim, satim gibi ticari faaliyetlerde uzman olan ve ticaretle ilgilenmek i9in belgesi bulunan ki§ilere denir (Mustafa vd.,1400, 1/172). Sözcük Türk9e'de ger9ek anlamiyla kullanilmakla beraber tekil anlamda kullanilmaktadir. £ogul yapmak i9in sonuna "ler-lar" 9okluk eki getirilir. "Bugün tüccarlarla buraya geldik." cümlesi bu duruma örnek olarak verilebilir.
1.2. Anlam Daralmasi
Kelimelerin zamanla bazi anlamlarini kaybederek daha sinirli anlamlara gelmesine anlam daralmasi denmektedir. Ba§ka bir deyi§le kelimenin daha önce i9erdigi anlamlardan bazilarini kaybederek daha spesifik bir anlama gelmesine denir. Türk9e'de anlam daralmasina ugrayan pek 9ok sözcük vardir. Bunlardan bazilari a§agidaki gibidir:
1.2.1. ^Ijjc (Avrat)
Arap9a'daki («jje-) kelimesinin 9ogul formudur. Arap9a'da haya edilen her §ey i9in kullanilmaktadir. Erkeklerde göbekle diz kapagi arasinda kalan bölgeye, kadinlarda ise yüz, el ve bilek di§inda kalan tüm bölgelere verilen addir (ibn Manzür,1405, 4/617). Ayrica "bir §eydeki bozulma ve kusur anlamina da gelmektedir. Her bölgede veya evde dü§manin girmesinden korkulan kusurlu bir yer vardir. insanin örttügü her §ey utanma veya 9ekimserliktendir" (Mustafa vd., 1400, 2/636) denmektedir. Türk9e'de ise bu sözcük sadece e§ (kadin) anlaminda kullanilmaktadir (TDK, 2009, s.149). Belirtilmesi gereken diger husus ise kelimesinin
Arap9a'da 9ogul olmasi, Türk9e'de ise tek kadin (tekil) anlaminda kullanilmasidir.
1.2.2. (Macera)
Kelime Arap9a'da ge9mi§te olan biten her §ey i9in kullanilmaktadir. Kelime ismi mevsul olan ve fiil olan ve "akmak, ge9mek, olmak, cereyan etmek" gibi anlamlar i9eren (^j^) kelimelerinden olu§maktadir. A§agidaki cümleler kelimenin yukaridaki kullanimlarina örnek olarak verilebilir:
■ ¿ai&l Oja.: Güne§ ge9ti.
■ ^JjfLJI : Gemi ge9ti.
■ (SLaVI «JA J U uajij ¿a! V: kimse bu mekanlarda neler cereyan ettigini bilmiyor.
Türk9e'de ise kelime sadece serüven anlaminda kullanilmaktadir (TDK, 2009, s.1320).
1.2.3. J^S f j« (Suikast)
"fj^ j: Kötü Adam ve Jj^ l^j: Bu kötü bir i§tir" (ez-Zebidi,1996, s.176) örneklerinde oldugu gibi kötü ve a§agilik §eyler ifin kullanilan bir niteleme olan (*j^) kelimesi ile yol, istikamet, güven, yönelme gibi anlamlara gelen ("^3) kelimelerinden olu§an bir birle§ik kelimedir. Arap9a'da kötü i§, kötü niyet, yanli§ yola sapma gibi anlamlarda kullanilmasina ragmen Türk9e'ye sadece birini öldürmek (TDK, 2009, s.1816) anlamiyla ge9erek anlam daralmasina ugrami§tir.
1.2.4. fLä^i (E^kiya)
Arap9a'daki ¿32 kelimesinin 9oguludur. "¿32 ^Li; "Onlardan mutsuz olanlar ve mutlu olanlar vardir" (Hud 11/105) ayetinde oldugu gibi derbeder, mutsuz anlamlarina gelmektedir. Bu anlamlarinin yani sira "^äil jijlll ¿lilc. Uljjl U; Kuran'i sana sikinti 9ekesin diye indirmedik." (Taha 20/2) ayetinde oldugu gibi sikinti 9ekmek, yorgunluk gibi anlamlara da gelmektedir. Ayrica yolunu §a§irmi§, hidayete erememi§, §anssiz gibi pek 9ok anlamlara gelmektedir. (Sjl32ll) kelimesi, sikintili ya§am, 9ileli bir ya§am sürmek gibi anlamlara gelmektedir. Bu tarz hayatlar ya§ayanlara da ¿32 (§äki) denir (Ebü Hayyän, 2001, 5/252). Bu ki§iler genellikle saldirgan olur ve ba§kalarina sorun 9ikarir. Bu yüzden ba§kalarina saldiran ve yol kesenlere fb32i: E§kiya denmektedir. Kelime Türk9e'ye de ge9mi§tir fakat Arap9a'daki kullanimindan iki cihetle farklila§mi§tir.
Birincisi: Türk9e'de sadece bahsi ge9en son anlamiyla yani yol kesen ve ba§kalarina zarar veren ki§i anlamiyla ge9mi§tir (TDK, 2009, s.658).
ikincisi: "Sen e§kiya misin?" örneginde görüldügü üzere Türk9e'ye tekil olarak ge9mi§tir.
1.2.5. Jljjl (Evrak)
Üzerine yazi yazilan veya baski yapilan kägit anlamlarina gelen, Arap9a'daki (jjj) ve (^SjJ) kelimelerinin 9oguludur. Türk9e'de Arap9a'dakinden daha farkli bir kullanimi vardir.
Birincisi kelime Arap9a'da aga9, dergi, kitap vb. §eylerin yapraklari i9in kullanilmaktadir. Türk9e'de ise her ne kadar TDK'de kitap yapraklari anlamina geldigi söylense de bu kullanimi yaygin degildir. Genellikle sadece belge anlaminda kullanilmaktadir (TDK, 2009, s.1816).
ikinci olarak da kelime Arap9a'da 9ogul formda olmasina ragmen Türk9e'de tekil anlamda kullanilmaktadir.
1.2.6. flja. (Ceza)
Kelime Arap9a'da kar§ilik, telafi, yerine getirme gibi anlamlara gelmektedir (et-Taberi, 2000, 2/27) (^ipj Ajjj^): Borcunu ödedim. Veya (1j2 j^ ^ ^j-?-) : Allah sana yaptiginin daha iyisini versin. A§agidaki ayette de ge9tigi gibi kelime Arap9a'da cezalandirma anlaminda da kullanilmaktadir.
<_jij*]| 32S Jl jj^jj fjjj l^l ^ ''Sizden öyle
davrananlarin cezasi dünya hayatinda ancak rüsvaylik; kiyamet gününde ise en §iddetli azaba itilmektir." (Bakara 1/85) Kelimenin a§agidaki ayette görüldügü üzere ayrica mükafat ve kar§ilik
® i o'i O - £ V» o 'I.
anlamlari da vardir. JM jjJli. jl^VI U^j j? ^ jl-J ¿^j j? ° J*-? "l^te
onlarin mükäfati, Rableri tarafindan bagi§lanma ve altlarindan irmaklar akan, iginde ebedi kalacaklari cennetlerdir. Böyle amel edenlerin mükäfati ne güzeldir!" (Ali imran 3/136).
TCrkçe'de ise kelime sadece kötü bir eylemde bulunan kiçiye verilen karçilik yani ceza anlaminda kullanilmaktadir. Buradan hareketle kelime TCrkçe'de anlam daralmasina ugramiçtir denebilir.
1.2.7. SJlÜl <XÂ (Harikulade)
Arapça'da insanin kabiliyetini, yaratilmiçlarin dogasini ve doga yasalarini a§an her §ey için kullanilir (el-Bâkillânî, 1986, s. 201). Daha önce görülmemi§ veya duyulmamiç iyi veya kötü her durum için kullanilmaktadir. TCrkçe'de ise kelime "Elimde büyük bir çairin harikulade bir kitabi var." örneginde oldugu gibi sadece iyi durumlar için kullanilmakta ve pozitif bir anlam taçimaktadir (TDK, 2009, s.850).
1.2.8. Vj^» (Medrese)
Arapça'da kelimenin egitim, ders yeri, ögrenci ve egitim personellerini barindiran, sinif laboratuvar ve oyun alanlari içeren yapilar gibi birçok anlami vardir. Bunun yani sira açagidaki örnekte oldugu gibi mezhep, filozof, dilbilimci toplulugu ve ekol anlamina da gelmektedir: ( A^jiaîl jW^lj АЫ^Ь AUj^l): (Basra ekolü, Kufe ekolü, Hicaz ekolü). TCrkçe'de ise kelime sadece Arapça, nahiv, sarf ve diger dinî ilimleri ögreten okullar (medreseler) için kullanilmaktadir (TDK, 2009, s.1361).
1.3. y^ji jî ^âi (Anlam Geniçlemesi)
Bu tür sözcüklerin Arapça orijinal anlamlarina ek olarak farkli anlamlari da vardir. Ba§ka bir deyiçle kelimenin Türkçe'deki kullanim alani önceki orijinal versiyonundan daha geniçtir (Muhtar, 1992, s.244). Arapça'daki orijinallerine nazaran TCrkçe'deki kullanimi daha geni§ olan pek çok kelime vardir.
1.3.1. jLükj (ihtiyar)
ihtiyar (jbjà.VI) kelimesi Arapça'da seçmek, ayirmak, ayiklamak vb. iki ve daha fazla §ey arasinda seçim yapmak anlamlarina gelen (j^l) fiilinin mastaridir (ibn Mâlik,1991, s.55). Bu anlamlara ek olarak kelime TCrkçe'de ya§li anlaminda da kullanilmaktadir. Kelimenin bu kullanimi bazi Arapça lehçelere de geçmiçtir. Örnegin Suriye lehçesinde (j^) kelimesi ya§li insanlar için kullanilmaktadir (Güne§, 2014, s.756).
1.3.2. (Sinif)
Sinif kelimesi her tür kategori anlamina gelmektedir. Her §ey bir sinifa dahildir. Arapça'da Äili=Jl ise bir elbise parçasi veya bir kabile toplulugu demektir. Unill (Siniflandirma) ise bir §eyleri kategorilere ayirmak demektir (el-Ferâhîdî,1988, 7/132). Baçka bir deyiçle kelimenin tür, cinsiyet, bölüm, kategori gibi anlamlari vardir. Kelime TCrkçe'de cins tür anlamlarina ek olarak Arapça orijinalinde olmayan, okullardaki egitim ögretimin yapildigi mekân (sinif) anlaminda da kullanilmaktadir (TDK, 2009, s.1754).
1.3.3. (Darbe)
Kelime (vj^3) fiilinin mastaridir. Arapça'da biri mecazi biri gerçek olmak üzere iki kullanimi vardir. Gerçek anlamina örnek olarak boksta da karçimiza çikan darbe indirmek, futbolda oyuncunun topa vurmasi veya trafik kazasinda araba çarpmasi gibi kullanimlar verilebilir. Mecaz kullanimina ise ^ial ajj^ (güne§ çarpmasi) örnek olarak verilebilir.
TCrkçe'de ise kelime daha çok arabalar ve trafik kazalari ile ilgili olaylarda kullanilmaktadir. Arapça'da olmayan ba§ka bir kullanimi ise askerin hükümeti devirmesi anlamina gelen (darbe) kullanimidir (TDK, 2009, s.474).
1.2.4. 43 (Velet)
Arapça'daki 43 kelimesi di§i olsun erkek olsun dünyaya gelen herkes için kullanilir. Tekil olarak da çogul olarak da, büyük, k^ük herkes için kullanilir (el-isfahânî, 2009, s.883). Ebû el-Hasan "Velet hem kiz hem erkek çocuguna denir." demiçtir. Kuran-i kerimde "^3 ^ ù^i ^ / eger çocugu yoksa) (Nisa 4/11) ayetinde geçmektedir. "l"îj »H^ jl" / veya onu evlat ediniriz) gibi evlat edinilenler için de kullanilmaktadir (Kasas 28/9). Kelime TCrkçe'de de kullanilmaktadir. Fakat kelime Kamus-i Türkfnin yazarina göre genel olarak erkek çocuk anlamina gelmektedir (Sami, 1989, s.1498). Ayrica kelime, gayri meçru iliçkiden dogan çocuk (veled-i zina) (Sami, 1989, s.1498)örneginde oldugu gibi küfür olarak da "Velede bak yaa bizimle dalga geçiyor." örneginde oldugu gibi hakaret ve k^ümseme amaçli da kullanilmaktadir. Kelimenin bu kullanimi Arapça'da bulunmamaktadir (Anil, 2002, s. 119).
1.3.5. Л-i (Mal)
Arapça'da (J-*îl) kelimesinin pek çok tanimi vardir. En bilinen tanimini ez-Zuceylî', el-Fikhu'l-islâmî ve Edilletuhu kitabinda yapmi§ ve kullanimi yayginla§mi§tir. Bu tanima göre kelime "kazanilabilen, edinilebilen ve düzenli (Zuhaylî,1989, 4/40) olarak yararlanilabilen §eydir." Bir e§ya, gayrimenkul, para, hayvan veya cansiz bir §ey olabilir. Kelimenin söz konusu anlamlari TCrkçe'de de bulunmaktadir. Türkçe'de bu anlamlara ek olarak "Onun ne mal oldugunu bilirim" cümlesinde kullanildigi gibi Arapça orijinalinde bulunmayan hakaret ve sövme anlamlari da bulunmaktadir (TDK, 2009, s.1334).
1.3.6. (Bazen)
Arapça'daki kelimesinden türemi§tir. Bir bütünün parçasi, bir kismi demektir. Çogulu kelimesidir. Türkçe'de kelime "bazi insanlar" örneginde oldugu gibi bu anlamlarda kullanilmaktadir (TDK, 2009, s.229). "Bazen bir kelime sevdigimiz insanin kalbini kirar." örneginde de oldugu gibi kelimenin zaman zarfi olarak "ara sira" anlami da bulunmaktadir. Bu kullanimi Arapça'da yoktur. Kelime anlam geniçlemesine ugramiçtir.
1.4 Jffij! (Anlam Kaymasi)
1.4.1. (JULaJ (Esnaf)
Arapça'da "tür, cins, kisim, familya" anlamlarina gelen (Ull) kelimesinin çoguludur. Arapça'da kan grubu (^ ULl) için de ayni kelime kullanilmaktadir. Bu kelimenin tekil formuna anlam geniçlemesine ugrayan kelimeler baçliginda da deginilmiçti. Bu baçlikta ise çogul formu olan ve TCrkçe'de i§, meslek sahibi insanlar, tüccarlar anlamlarina gelen (^ULi) kelimesi kastedilmektedir (TDK, 2009, s.1334). Bu anlamlar Arapça orijinalinde bulunmamaktadir. Kelime çogul formuyla TCrkçe'ye geçmiç fakat tekil anlamda kullanilmaktadir. Çogul yapmak için kelimenin sonuna çokluk eki -ler, lar- getirilir.
1.4.2. jL-^ (Kibar)
Arapça'da yüce Allah'in isimlerinden olan "ulu, yüce, gururlu" gibi anlamlara gelen (j^f) kelimesinin çoguludur. Mecaz olarak akli, dü§üncesi, davraniçlari ve ya§i vb. büyük ki§i anlaminda
kullanilmaktadir. Ger9ek anlamda ise "hacmen büyük olan §ey yani kü9ügün zitti" anlamlarinda kullanilmaktadir. Kelime Türk9e'ye ge9mi§ fakat Arap9a aslindan iki yönden farklila§mi§tir.
Birincisi: Kelime Türk9e'de Arap9a'daki anlamlari arasinda bulunmayan "ho§, nazik" gibi anlamlarda kullanilmaktadir (Devellioglu, 1970, s.621).
ikincisi: Kelime Arap9a'da 9ogul formda olmasina ragmen Türk9e'ye tekil olarak ge9mi§tir. Cogul yapmak i9in kelimenin sonuna 9okluk eki -ler, lar- getirilir (Anil, 2002, s.27).
1.4.3. ^ (Adi)
iyi karakterli insanlarin nezdinde makbul olan §ey anlamina gelir. sit kelimesinden gelmektedir. Ebü Sineh kelimeyi "Vicdanlarin mutmain oldugu, yapilmasindan ho§lanilan ve toplumdaki iyi zevk sahibi ki§iler tarafindan reddedilmeyen §ey" §eklinde a9iklami§tir. Kelimenin Arap9a'daki anlamina Türk9e'deki "normal" kelimesi kar§ilik gelmektedir (Ebü Sunne, 1947, s.8). Ancak (^lt) kelimesi Türk9e'de bu anlamda degil "al9ak, önemsiz, degersiz" anlaminda kullanilmaktadir (i§ler & Özay, 2008, s.13).
1.4.4. Jt^ (Misafir)
Arap9a'daki (jil^) fiilinin ism-i failidir. Bir ülkeden ba§ka bir ülkeye giden ki§i anlamina gelir. Dogada sürekli dola§tigi i9in yaban öküzüne de bu isim verilmi§tir. Kelime Türk9e'de de kullanilmaktadir. Eski dildeki anlami Arap9a'daki gibi "bir yerden bir yere gitmek" anlamiyla aynidir. Günümüzdeki yaygin kullanimi ise "misafir" anlamindadir. Gözün §effaf tabakasinda olu§an beyaz noktalari belirtmek i9in tibbi bir terim olarak da kullanilmaktadir (i§ler & Özay, 2008, s.809). Arap9a ile Türk9e'de kelimenin anlamindaki ortak ili§ki seyahattir. Misafir ayni zamanda seyahatten gelen ki§idir. Bir bakima o da bir yerden ba§ka bir yere giden ki§idir.
1.4.5. (Hala)
Arap9a'da annenin kiz karde§i demektir. Kelime Kurän-i Kerimde ^jj (jj^lÄ ^pül ''seninle beraber hicret eden, amcanin kizlarini, halalarinin kizlarini, dayinin kizlarini ve teyzelerinin kizlarini" (Ahzab 33/50) ayetinde ge9mektedir. Kelime Türk9e'de annenin kiz karde§i degil babanin kiz karde§i anlamina gelmektedir (TDK, 2009, s.833).
1.4.6. SjeUi (Müsaade)
Arap9a'daki fillinin mastaridir. "Yardim etmek, destek olmak" anlamlarina
gelmektedir. "eljSaii S^tl^? (Hükümet fakirlere maddi yardimda bulundu.)",
ÄliL ^Ijtl^? ¿UmnJl (Hastaneler tibbi yardim sagladi.)" örneklerinde oldugu gibi bu yardim maddi, ticari vb. herhangi bir yardim türü olabilir. Kelime Türk9e'de orijinal anlamindan farkli bir §ekilde, sik9a kullanilan "Müsaade eder misin ge9mek istiyorum." cümlesinde oldugu gibi "izin verme" anlaminda kullanilmaktadir (Abdul Qader, 2020, s.849).
1.4.7. fl^a (Fena)
Arap9a'da bu kelime "bir §eyin azalmasi, yok olmasi" anlamlarina gelmektedir. Kurän-i Kerimde "e'jSyij J^ll jli U^t j? ¿JS (Yer üzerinde bulunan her canli yok
olacaktir. Ancakazamet ve ikram sahibiRabbinin zäti bäki kalacaktir.)" (Rahman 55/26) ayetinde ge9mektedir. Kelime Türk9e'de de mevcuttur. Fakat Arap9a'daki anlamlarindan daha farkli anlamlara sahiptir:
■ Kötü: Sinavda kopya 9ekmek fena bir §ey ^i ¿j*il).
■ Yürek burkan: "Bu sava§ yillari bize o kadar fena ve agir felaketleri ögretti ki!
■ istendik seviyede olmayan, yaramaz: "Fena bir ögrenci ^yl btl^ bllW)
jl^all ^jh nalL
■ Ahlaksiz: "Siz fena adamsiniz, odaniza geldigime bin kere pi§man oldum. (pSa>l ^jjä ¿^ iJ^iVl ^ «^1) (TDK, 2009, s.688).
1.4.8. Jri^ (Taciz)
Bir §eyi yapmaya gü9 yetirememek anlamina gelen fiilinin mastaridir. Hadisi §erifte "<J^llj -34*Jl <3? ^ ^Jft! ^jj (Allah'im tembellikten ve acizlikten sana siginirim)" (Nevevi, 2007, s.109) §eklinde ge9mektedir."Bir problemi 9özmekten aciz" dendiginde "Problemi 9özmeye gü9 yetiremiyor" anla§ilmaktadir. Arap9a'da i§lerini halledemedikleri i9in ya§lilar i9in bu fiil kökünden türeyen (jj4*ll) kelimesi kullanilmaktadir. Türk9e'de ise kelime Arap9a orijinalinde olmayan "cinsel saldiri, sarkintilik etme" anlamlarinda kullanilmaktadir.
1.4.9. ^^ (Te§ebbüs)
Arap9a'da (¿¿ill) kelimesi "yapi§mak, vazge9memek" anlamlarina gelmektedir. Örnegin 04-jll ¿¿j" cümlesi "adam fikrinden vazge9medi" (es-sämerräi, 2000, s.284) anlamina gelmektedir. Türk9e'de ise "adam intihara te§ebbüs etti" cümlesinde de görüldügü gibi kelime "giri§mek, uygulamak" anlamlarina gelmektedir.
1.4.10 ^b (Dahiliye)
Arap9a'da bu kelimenin pek 9ok kullanimi vardir. Örnegin: " ÄSl^l ^Ij^^I" (i9 sava§), " »jljj ÄjkWl" (l9i§leri Bakanligi), "ÄlklSll ¿ü^ll" (i9 9ama§ir) gibi kullanimlar bunlardan bazilaridir. Türk9e'de ise kelimenin Arap9a kullanimlari arasinda bulunmayan "dahiliye bölümü" (^^IjSI ¿^l) §eklinde bir kullanimi vardir.
1.4.11. (Tecavüz)
Kök harfleri be§ olan (humasi) bir fiildir. Pek 9ok anlami vardir. Bunlar: A§mak: "^l ^j^. ^i^J": (Ülkenin sinirlarini a§ti.) Affetmek: "Aii^ jj^J" (Onun kötülüklerini affetti.)
Abartmak, sinirini ge9mek: "^Ij^ll ^ jjUJ" (§aka sinirini a§ti) (Nevevi, 2007, s.109).
Kelime Türk9e'de bu anlamlarinin yani sira "birinin irzina ge9mek, tecavüz" anlaminda da kullanilmaktadir.
1.4.12. (Taviz)
Arap9a'daki (o^) fillinin mastaridir. söcügü bir kimsenin parasina ve malina
verilen zarari gidermek amaciyla "tazminat, kar§ilik, bedel"e verilen bir isimdir (es-Sanhuri, 2000, s.669). Ancak (Taviz) kelimesi Türk9e'de bu anlamda degil "ödün" anlaminda kullanilmaktadir.
1.4.13. (Mühimmat)
Arap9a'daki (Ä^i) isminin 9oguludur. Arap9a'da görev anlamina gelen bu sözcük 9ogulu (fW*) §eklinde de kullanilmaktadir.Kelime Türk9e'de orijinal anlamindan farkli bir §ekilde ve
Ärap9a orijinalinde olmayan, (sava§ gere9leri) anlaminda kullanilmaktadir. Örnegin:
■ Askeri mühimmat : ^jj^-
■ ger9ek mühimmat :
■ mühimmat deposu :
1.4.14. Ii-* (Cidden)
Bu sözcük Ärap9a'da (ger9ek ve hakikat) anlamina gelen (^) kelimesinden türemi§tir.
kelimesi Ärap9a'da (90k) anlaminda kullanirken Türk9e'de ise (ger9ekten) anlaminda kullanilmaktadir.
Arap9a'da örnegi:
■ y (mi
: Bu ögrenci 90k 9ali§kandir.
Türk9e'da örnegi:
■ Bu ögrenci cidden 9ali§kandir : liL-k y^i 44-^1 li-A
Sonu?
Hi9 kimse, dillerin kar§ila§tiklarinda dogrudan veya dolayli olarak kari§tigini ve birle§tigini inkar edemez. Dünyadaki her dil, diger dilleri etkiledigi gibi, kendisi de etkilenir. Bir dilin ba§ka dillerin etkisinden tamamen korunmasi neredeyse imkansizdir. Fandres "Fransiz Dil Dernegi Ba§kani", bir dilin di§ etkilerden bagimsiz bir §ekilde geli§mesinin hi9bir dil i9in ger9ekle§meyecek ideal bir durum oldugunu dü§ünmektedir. Aksine, her kom§u dilin diger kom§u dil üzerindeki etkisi, dilsel geli§imde önemli bir rol oynar. Bunun nedeni, dillerin temasinin tarihsel bir zorunluluk olmasi ve bu temasin ka9inilmaz olarak dillerin birbirine kari§masina yol a9masidir.
Ärap9anin yabanci dillerle temasi, ka9inilmaz baglantilar yaratmi§tir. Özellikle islam döneminde bu temas yogun bir §ekilde geni§lemi§tir; toplum, bireysel ve toplu gö9lere tanik olmu§tur. Bu nedenle Arap9a diger dilleri etkilemi§ ve onlardan da etkilenmi§tir. Arap9anin diger dillere olan etkisi özellikle Abbasiler döneminde Araplarin egemenligi, cografi olarak batida ispanya ve Portekiz'e doguda £in sinirlarina, kuzeyde Anadolu'nun eteklerine güneyde Orta Afrika'ya kadar uzanmi§tir.
Türk dili, 9aglar boyunca Arap dilinden etkilenen dillerden biri olmu§tur ve bu etki, Arap dilinin sözcük dagarciginin anlamsal geli§imine kismen katki saglami§tir. Bazen 9ogul olarak kullanilan Arap9a kelimelerin Türk9ede tekil olarak, bazen ger9ek anlami di§inda, bazen anlam daralmasina veya geni§lemesine ugrayarak bazen de anlamindan tamamen uzakla§arak kullanildigi görülmektedir. Bu makalede, bu kelimelerin tümüne, her kelime i9in delil ve örnekler vererek deginmeye 9ali§tik böylece okullarda Arap9a dilini ögretirken veya akademik 9eviri yolunu gösterirken Türk9ede bulunan Arap9a kelimelerin nasil kullanilmasi ve a9iklanmasi gerektigi konusunda dogru yönledirmelere dikkat 9ektik.
Extended Abstract
All languages are living organisms and are constantly changing, like other organisms, and this change occurs in the characteristics of sound, sometimes in grammar, and sometimes in the meanings of the word. The main factor that causes phonological and semantic changes in a language is the exchange of words with foreign languages. No language can remain static, as all languages are subject to change. The writer Ozcan Balkan stated in his book (Linguistik Metodu)
that "within 1000 years, the basic words in the language will lose 19% of their true meaning and pronunciation." Therefore, we see today this huge amount of Arabic words found in other languages that have lost a percentage of their true meanings and uses, and this change and loss continues day after day.
The Arabic language has been influenced throughout history by many languages due to the relationship of the Arabs with the peoples of the regions close to them. The relationship between the Turks and the Arabs is not new today, but rather dates back to the period of the emergence of Islam. The conquests carried out by the Arabs reached the places that were controlled by the Turks in the Umayyad era. The first meeting that occurred between the Arabs and the Turks was during the caliphate of Uthman ibn Affan, when the Arabs took control of Khorasan, which is located east of Iran. This led to their spread in the regions of Central Asia, which are the regions inhabited by the Turks, and the relationship between them began, and these relations developed little by little through the ages until the present day and blended. Cultures and Arabic words entered the Turkish language. During the time of Sultan Abdul Hamid II, the percentage of Arabic words in the Turkish language reached 60% and Turkish words 40%. The Turkish language is considered the fifth language after the Persian language among the languages that were influenced by Arabic.
In modern Turkish dictionaries, the number of Arabic words found in the Turkish language and its dialects is approximately 6,463 words out of a total of approximately 100,000 Turkish words. In this article, we tried to study and discuss the concept of semantic development in language in general and the factors that lead to the development of the meaning of words: (linguistic - social - cultural). We mentioned that the social factor is one of the most important factors in this. There is a mutual relationship between words and society, and since society is always subject to change, words must also change in order to survive. After that, we divided the article into several sections, one section contains words that are in the plural form in the Arabic language but are used in the singular form in the Turkish language, and the second section is the words in which there was a semantic connotation, meaning that the word in the Arabic language is used more widely and in the Turkish language more narrowly, In the third section, words that witnessed an expansion in meaning were studied, unlike the third section, and in the fourth section, words that were used with different meanings other than their original meaning were studied, and we arrived at a number of important matters about the meanings of these words and how they are used in the Arabic language and the Turkish language so that we can use the Word correctly while teaching students the Arabic language and while translating between the two languages.
Kaynak^a
Abdul Qader, M. (2020). Silsiletu'l-Lisän Kitabinda Ge9en Arap9a Kelimelerde Anlam
Degi§mesi. Hitit Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, 19 (2), 823-848. https://doi.org/10.14395/hititilahiyat.741499.
Agäh Sun, L. (1972). TürkDilinde geli§me ve södele§me Evreleri. Dil Dernegi Kitaplari.
Anil, Z. A. (2002). Asli Arapga Olup Türkge 'ye Anlam Kaymasina Ugrayarak Gegmi§ Kelimeler (Yayimlanmami§ Yüksek Lisan tezi). Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Balkan, Ö. (1967). LengüistikMetodu. £aglayan Kitabevi.
Caferoglu, A. (1974). Turk Dili Tarihi. Alfa yayinlari.
Devellioglu, F. (1970). Osmanlica-Türkge AnsiklopedikLugat. Aydin Kitapevi. Dila9ar, A. (1962). Devlet Dili Olarak Türkge. Ankara üniversitesi.
Dursunoglu, H. (2014). Türkiye Türk9esi'ndeki Arap9a Sözcükler ve Bu Sözcüklerdeki Ses Olaylari. Turkish Studies, 9 (9),145-155.
Ebü Sunne, A. F. (1947). el-Urf ve 'l-Ade fi Re 'yi'l-Fukaha. Matbaatu'l-Ezher.
el- Fesevi, Y. (1981). §erhu'l-akideti'l-vasitiyye. Müessesetü'r-Risale.
el-Bäkilläni, T. (1986). Temhidü'l-eväil ve telhisü'd-deläil, Müessesetü'l-Kütübi's-Sekafiyye.
el-Endelüsi, H. (2001). el-Bahrü'l-muhit, n§r. Mähir Habbü§ vd. Darü'l-Kütübi'l-ilmiyye.
el-Ferähidi, H. A. (1988). Kitäbü'l- Ayn. n§r. Mehdi el-Mahzümi & ibrähim es-Sämerräi.
el-Yesüi, L. M. (2000). El-Müncid fi'l-lugati'l-Arabiyye. Därü'l-Me§rik.
en-Nevevi, Z. Y. (2007). Riyäzü's-sälihin, n§r. Mhir Yasin. Dar'u ibn Kesir.
er-Rägib, i. (2009). el-Müfredätfi Garibü'l-Kur'än, n§r. Safvän Adnän Dävüdi. Dar'ül Kalem.
es-Sämerräi, F. (2000). Meäni'n-Nahvi. Darü'l-Fikr.
es-Sanhuri, A. (2000). el-Vasitfi §arh'il-Kanun'il-Cedid. Men§urat el-Halabi.
et-Taberi, C. (2000). Cämiu'l-BeyänAn Te'viliAyi'l-Kur'än. thk. Ahmed §akir, Müessesetü'r-Risale.
ez-Zebidi, M. (1996). Täcu'l-'Arus min Cevähiri'l-Kämus. Komisyon (ed). Däru'l-fikr.
Ferum, H. (2018). Zahirat'u-Tatavvur'id-Dilali fi-Lugat'i-Larabiyye. el-Adab Dergisi, 18 (1), 5970.
Güne§, K. (2014). Arapga - Türkge Sözlük. Mektep Yayinlari.
Hamidullah, M. (1975). islämMüesseseleri Tarihi. Atatürk üniversitesi.
ibn Mälik, A. (1991). el-Elfäzü'l-muhtelife fi 'l-me äni'l-mü telife, Muhammed Hasan Avväd (ed). Därü'l-cil.
ibn Manzür, M. (1405). Lisänü 'l- Arab. Edeb'ul-Havze.
i§ler, E. & Özay, i. (2008). Türkge Arapga Kapsamli Sözlük. Fecr Yayinlari.
Muhtar, A. (1992). ilmu'd-Delale. Alemü'l-Kütüb.
Mustafa, i. vd. (1400). el-Mucemü'l-vasit. Mektebetu'§-§urüki'd-Duveliyye.
Sami, §. (1989). Kamus-i Türki. Enderun yayinlari.
Türk Dili Kurumu (2009). Türkge Sözlük. TDK.
Zuhayli, V. (1989), el-Fikhü'l-islämi ve edilletuhu, Däru'l-Fikr.
Etik Beyan/Ethical Statement: Bu çaliçmanin hazirlanma surecinde bilimsel ve etik ilkelere uyuldugu ve yararlanilan tum çaliçmalann kaynakçada belirtildigi beyan olunur. / It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited.
Çatiçma Beyani/Declaration of Conflict: Çaliçmada kiçi ya da kurumlar arasi çikar çatiçmasinin olmadigi beyan olunur. / It is declared that there is no conflict of interest between individuals or institutions in the study.
Telif Hakki&Lisans/Copyright&License: Yazarlar dergide yayinlanan çaliçmalannin telif hakkina sahiptirler ve çaliçmalan CC BY-NC 4.0 lisansi altinda yayimlanmaktadir. / Authors publishing with the journal retain the copyright to their work licensed under the CC BY-NC 4.0