□ывжаы
INTERNA'nONALJOURNAL OF LANGUAGE, LITERATURE AND CULTURE RESEARCHES МЕЖДУНАРОДНЫЙ ЖУРНАЛ JIИ II I ВИСТИЧ EC KU X. ЛИТЕРАТУРОВЕДЧЕСКИХ И КУЛЬТУРОЛОГИЧЕСКИХ ИССЛЕДОВАНИЙ
E-1SSN: 2667-4262
Atlf/Citation: Güven, E. B. (2024). Tanrisiz Genglik romaninda kara egitim. Uluslararasi Dil, Edebiyat ve Kültür Araftirmalari Dergisi (UDEKAD), 7 (3), 519-532. DOI: https://doi.org/10.37999/udekad.1508178
Emre Bekir GÜVEN4
TANRISIZ GENÇLIK ROMANINDA KARA EGÍTÍM BLACK (POISONOUS) PEDAGOGY IN THE NOVEL YOUTH WITHOUT GOD
OZET Egitim, tarihsel süreci boyunca insanligin ônem verdigi olgular arasinda yer almiçtir. Uygar cografyalar yakindan incelendiginde, temellerinde gûçlû bir egitimin oldugu gorülebilir. Egitimin bu açidan belirleyici olan içlevine ragmen bazi zaman ve cografyalarda, gûç otoriteleri egitime çeçitli müdahalelerde bulunmaktan geri durmamiçlardir. Bunlara dair bir ôrnek de 1933 ile 1945 arasinda hüküm süren nasyonal sosyalist Alman idaresidir. Nasyonal sosyalist ideoloji dogrultusunda genç bireyler baçta olmak üzere, topluma karçi uygulanan egitim, geleneksel ve genelgeçer anlamindan farkli bir dogrultuda çekillenmiçtir. Belirlenmiç ve arzu edilen insan profiline yonelik nasyonal sosyalist otoritelerin fikri ve fiziki müdahalesi, egitimi "kara" kilmiçtir. Ôzellikle genç bireylerin gerek psikolojik gerekse fiziksel açilardan kara egitime maruz birakilmasi, edebi yapitlara da konu olmuçtur. Bu yapitlara nitelikli bir ornek, Ôdôn von Horvath'in Tanrisiz Gençlik romanidir. Bu çaliçma Horvath'in Tanrisiz Gençlik romaninda kara egitime dair verileri irdelemektedir. Çaliçmanin amaci, Hitler ônderliginde nasyonal sosyalist ideoloji güdümündeki egitimin edebi bir yapita ne çekilde yansidigini gôstermektir. Anahtar kelimeler: Tanrisiz Gençlik, Allahsiz Gençlik, Ôdôn von Horvath, egitim, kara egitim. ABSTRACT Education has been among the phenomena that humanity attaches importance to throughout its historical process. When civilized geographies are examined closely, it can be seen that there is a strong education in their foundations. Despite the decisive function of education in this respect, at some times and in other geographies, power authorities have not refrained from making various interventions in education. An example of these is the national socialist German administration that ruled between 1933 and 1945. In line with the national socialist ideology, education implemented against the society, especially young individuals, has been shaped in a different direction from its traditional and conventional meaning. The intellectual and physical intervention of the national socialist authorities towards the determined and desired human profile has made education "black" or "poisonous". Especially young individuals' exposure to black pedagogy, both psychologically and physically, has also been the subject of literary works. A qualified example of these works is Odon von Horvath's novel Youth Without God. This study examines the data on black pedagogy in Horvath's novel Youth Without God. The aim of the study is to show how education guided by the national socialist ideology under Hitler's leadership is reflected in a literary work. Keywords: Youth Without God, Godless Youth, Odon von Horvath, pedagogy, black (poisonous) pedagogy.
* Dr., Siirt Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Mütercim ve Tercümanlik Bolümü, Siirt/Türkiye. E-posta: [email protected] / PhD., Siirt University, Faculty of Science and Literature, Department of Translation and Interpretation, Siirt/Türkiye. E-mail: [email protected]
Makale Bilgisi (Article Info): Arajtirma makalesi / Research Article, Makale Gelij Tarihi (Received): 01.07.2024, Makale Kabul Tanhi (Accepted): 29.08.2024
Giriç
Egitim, uygarlik yolunda insanligin gereksinim duydugu asli ögeler arasinda yer alir. Egitimin çeçitli boyutlari üzerinden insanlik, uygarlik yolunda etkili adimlar atabilmi§tir. insanin bilebilmesi, dü§ünebilmesi, sorgulayabilmesi, üretebilmesi, in§a edebilmesi gibi birçok yetisini egitim ile ili§kilendirebilmek mümkündür. Antik, arkaik hatta primitif dönem ya da çaglarda dahi egitimin varligindan bahsedilebilmesi (Böhm, 2010, s. 11), bir sûreç olarak egitimi algilayabilme konusunda önemli bir veridir.
Çagdaç dünyada egitim, herhangi bir beceri kazandirmanin oldukça ötesinde alanlari ifade etmektedir. 18. ve 19. yüzyillarin bedensel ve ruhsal egitim ("Bedenî Terbiye", "Ruhî Terbiye") kasitlarinin (Kant, 2005, s. 31-88) da ötesinde bir olguya içaret etmektedir. Egitim günümüzde, özellikle de 19. yüzyildan 20. yüzyila geçi§ süreci ve 20. yüzyilin ilk yarisi ile birlikte, Immanuel Kant'in içaret ettiginden de farkli bir anlam kazanmiçtir. Totaliter gûç otoritelerinin, dünyanin çeçitli cografyalarina hâkim olmasi ile birlikte egitim, farkli bir noktada konumlanmi§tir. Öyle ki, belirli noktalarda egitimin "kitle imha silahi", okulun ise ögrenciye zarar veren bir "silah" olduguna dair görü§ler (Gatto, 2018, s. 163, 165) dahi vardir.
Bir sûreç olarak egitim, 21. yüzyil dünyasinda salt "Belli bir bilim dali veya sanat kolunda yetiçtirme geliçtirme, geliçtirme ve egitme i§i" (Parlatir vd., 1998, s. 677) veya "Çocuklarin ve gençlerin toplum ya§ayi§inda yerlerini almalari için gerekli bilgi, beceri ve anlayiçlari elde etmelerine, kiçiliklerini geliçtirmelerine yardim etme, terbiye" (Parlatir vd., 1998, s. 677) çeklindeki tanimlara içaret etmemektedir. Birçok bati dilinde egitimin etimolojik kaynagi Latince "educatio" sözcügüne dayandigi ve sözcügün de yetiçtirmek, in§a etmek, beslemek gibi anlamlarini taçidigi (Oxford Latin Dictionary, 1968, s. 587) göz önünde alindiginda, ortaya çikan çeliçkili sonuç egitimin felsefesine aykiridir. Bir yüzyili a§kin süredir insanlik, birey ya da kahraman olamayan modernite insaninin egitimin özüne aykiri dogrultularda egitilebildigini görmektedir. Mussolini, Hitler, Franco gibi isimlerin ve Sovyet Rusya, Dogu Almanya, Kuzey Kore gibi cografyalarin idare sistematigi buna örnek olarak gösterilebilir. Dolayisiyla "egitimin kutsal degerleri" (Miller, 1983, s. 82) söyleminin 20. ve 21. yüzyillarda bir ironiyi ifade ettigini söylemek mümkündür.
Egitime azimsanamayacak nicelikte bir cografyada yüklenen içlev, ilgi çekici sonuçlar dogurabilmektedir. Bu sonuçlarin bazilarina göre inanilmasi güç bir §ekilde, birbirlerinden oldukça farkli profilden ve cografyadan insanlar, birbirlerinden tamamen zit yönlerde görü§, fikir, inanç gibi olgulara ayni ölçütlerde kendilerini adayabilmektedirler. Ayni an içerisinde bir Alman ile bir Rus'un birbirlerinin tamamen aksi yönde, fakat ayni ö^üde inanmiçliklari buna örnek olarak gösterilebilir. Aygitsalla§tirilmi§ birer aklin sonucu olarak farkli profil ve cografyadan iki figür, ayni zitlikta yol alabilmektedir. Bu nedenle çarpik ve görece sapkin egitimin getirisi olarak 1942 yilinda içinde bulundugu duruma dair herhangi bir Alman ve herhangi bir Rus gencin üretebilecegi muhtemel argümanlar, karçisindakiler ile ciddi ö^üde paralellik gösterecektir. Bu da egitimin farkli aparatlar ugrunda ne denli baçari ile araçsallaçtirildiginin kaniti niteligindedir. Daha somut bakildiginda Hanns Johst, Leni Riefenstahl, Richard Strauss ya da Joseph Goebbels egitimsiz kiçiler degillerdir. Buna ragmen egitimin, bu ve daha nice isimler üzerindeki somut sonuçlari ortadadir. Nitekim "Adolf Hitler tarihteki en iyi egitilmiç nüfusa sahip ülkenin baçina geçti " (Gatto, 2018, s. 82) ifadesi, ne tür bir sorunsalin var oldugunu göstermektedir. "iyi egitilmi§" olmanin her zaman ayni anlami ve sonucu taçimadigini nasyonal sosyalist Almanya örnegi, önemli
ôlçûde göstermektedir. Bu yönüyle egitimi, ki§iyi daha iyiye ulaçtirma ve ki§iyi belirli amaçlara güdümleme olmak üzere, temelde ikiye ayirmak mümkündür.
Temelde "ak" ve "kara" olarak ayirmanin mümkün oldugu egitimin (Miller, 1983, s. 17, 113) önerilmeyen ve zararli görülen boyutu, bu çaliçma kapsaminda seçilmi§ bir edebi yapit örneginde ele alinmaktadir. Çaliçma, metin odakli ilerleyerek bir sonuca ula§ma amaci gütmektedir. Nasyonal sosyalist Almanya örneginde birey olamayan, birey olmasi engellenen ve yaçlari on dört olan kimliksiz çocuklarin kara egitime maruz birakilarak dönü§türüldükleri profiller irdelenmektedir. Türk literatüründe ve genel olarak küresel Alman filolojisinde oldukça kisitli olarak ele alinan kuram, bu çaliçmanin araçtirma nesnesini oluçturan yapit örneginde ise ele alinmami§tir. Çaliçma bu yönüyle, nasyonal sosyalist idare ve güdümünde egitimin edebi bir yapita ne çekilde yansidigini gösterebilmeyi amaçlamaktadir.
Kara Egitim
Egitimin temelde iki farkli yönteme dayanmasi konusunda John Locke'un beyaz bir kâgit veya balmumu parçasi benzetmesi (Locke, 2004, s. 190) oldukça açiklayicidir. Buna göre, egitim nesnesi olarak çocuk, yazi yazilmami§ kâgit, çekillendirilmeye hazir balmumudur. Teoride Albert Einstein olabilecegi gibi, Adolf Hitler de olabilir. Kâgida neyin nasil yazildigi, balmumuna nasil ve ne §ekil verildigi çocugun gelecegi konusunda belirleyicidir. Bu yüzden Katharina Rutschky (1977), egitimin yaninda "kara egitim, kara pedagoji (Schwarze Pädagogik)" kavramini literatüre kazandirmi§tir. Bu sayede, egitimin her zaman geleneksel veya genelgeçer alimlamadaki anlamlari taçimadigi, uygulama yöntem ve amacina göre "kara" olabilecegi ve dolayisiyla da farkli sonuçlar dogurabilecegi tartiçmalari ba§lami§tir.
Rutschky'den sonra Alice Miller kavramin açilimi yapmi§ ve sirasiyla Christiane F., Adolf Hitler ve Jürgen Bartsch üzerinden (Miller, 1983, s. 133-276) kara egitimi irdelemiçtir. Farkli profilden bu figürlerin ilki olan Christiane F., uyuçturucu madde bagimlisidir. ikincisi olan Adolf Hitler'in ikinci Dünya Sava§i ve öncesinde milyonlarca insani etkileyen uygulamalari ortadadir. Üçüncü figür Jürgen Bartsch birden fazla çocugun katilidir. Farkli psikotik, ek olarak derinlerde belki nevrotik kiçiliklerin, ayri ayri kara egitimle baglantilari görülmektedir.
Gerek Rutschky'nin gerekse Miller'in kara egitime dair somut bir tanimdan çok, örnekler üzerinden deginmi§ olmalari (bk.: Rutscky, 1977; Miller, 1983) bu egitimin ne denli kapsamli olabileceginin kaniti olarak görülebilir. Diger taraftan, Rutschky'nin metinler üzerinden (1977, s. 4-602), Miller'in kiçiler üzerinden (1983, 133-276) kara egitimi irdelemi§ olmalari, tanima dair kapsamli bir fikir oluçturmaktadir. Buna göre kara egitimin, esas itibariyla iki boyuttan oluçtugunu söylemek mümkündür: ilk olarak, geleneksel veya genelgeçer alimlamanin aksine bir egitim, kara egitim olarak ele alinabilir. Buna örnek olarak Hitler'in SA (Sturmabteilung) ve SS (Schutzstaffel) birlikleri gösterilebilir. Oldukça büyük bir kismi ciddi egitimlere tabi tutulmu§ bu birlikler, güdümlü ve sorgusuz bir §ekilde öldürebilmektedirler. Bu da söz konusu egitimi kara egitime dönü§türebilmektedir. Kara egitimin ikinci boyutunu ise antidemokratik egitim yöntemleri oluçturmaktadir. Buna örnek olarak nasyonal sosyalist idare ve ardindan da Dogu Almanya gösterilebilir. Bu idare altindaki egitime bakildiginda esas itibariyla ciddi bir bilimsel temellendirmeye sahip oldugu da görülebilir. (bk.: Krieck, 1935, 6-10, 11-13; Stellrecht, 1943, s. 7-227) Ancak her hälükärda baskinin çe§itli ve ileri boyutlariyla yogrulmu§ egitim, egitimin özündeki felsefeye uzak ve kara egitimdir. Bu tezi nasyonal sosyalizme yönelik destekleyen önemli bir veri de "topyekûnSava§ için topyekûn egitim" (Buddrus, 2003) söylemidir. Dolayisiyla
belirli bir yöne güdümlü bir §ekilde baçvurulan egitimin yani sira baski, korku, çiddet, içkence barindiran egitim de kara egitimdir. (Güven, 2018, s. 23)
Egitime oldugu gibi kara egitime de birçok amaç için baçvurulabilir. Genellikle totaliter rejimlerde görülen bu egitime, kuçaklari kontrol altinda tutmak, belirli bir amaca yönelik egitmek için baçvurulmaktadir. Bu sayede toplumun farkli katmanlarindan ciddi sayida insanin, gûç otoritesinin kar§isinda veya aleyhinde bir davrani§ta bulunmalari beklenmez. (bk.: Stellrecht, 1943, s. 149-154) Dolayisiyla kara egitim, baçta totaliter gûç otoriteleri baçta olmak üzere; siyasi, dini ve askeri iktidarlarin, sahip olduklari gûcû koruma yolunda dûrtûsel olarak baçvurduklari bir egitim metodudur. Her ne kadar Rutschky'nin bu kapsamda inceledigi metinlerin en eskisi 1667 yilina (1977, s. 58-59) tarihlenmi§ ve Miller'in araçtirma nesneleri çogunlukla 20. yûzyila (1983, 133-276) ait olsa da kara egitime Sümer tabletlerinde (Güven, 2018, s. 62) dahi rastlamak mûmkûndûr. Bu da yazili kaynaklarin ula§abildigi kadar geçmiçte de kara egitimin varligini göstermekte ve kabaca alti bin yillik bir tarihe içaret etmektedir.
Uzun bir tarihe dayanan kara egitim, edebi yapitlarda da yer bulmaktadir. Dönem yapitlari veya dönemi anlatan yapitlarda egitime dair ögelere yer verilebilmektedir. Robert Musil'in Ögrenci Törless'in Bunalimlari (Die Verwirrungen des Zöglings Törleß), Heinrich Mann'in Profesör Unrat (Professor Unrat) ve Kul (Der Untertan), Franz Werfel'in Mezunlar Günü (Der Abituriententag) romanlari, döneme i§aret eden ögeler içeren romanlar arasinda gösterilebilir. Akademik çaliçma veya irdeleme olarak ise Türk literatüründe kara egitme dair oldukça sinirli sayida çaliçma bulunmaktadir. (bk.: Güven, 2018)
Kara egitimin uzun tarihsel sürecine ve edebi yapitlarda çeçitli ölçülerde yer bulmasina ragmen küresel literatürde dahi ancak Rutschky (1977) ile 20. yüzyilin son çeyreginde ele alinmiç olmasi dikkat çekicidir. Özellikle de edebiyat disiplini çerçevesinde bakildiginda, bazi durumlarda kara egitim, yapitin ana izlegi de olabilmektedir. Özellikle totaliter idarelerin oldugu dönem yapitlari veya dönemi anlatan yapitlarda bu öge ya da izlekler, kara egitimin söz konusu oldugunu gösterebilmektedir. Bu yapitlara bir örnek de Ödön von Horvath'in 1937 yilinda yayimlanan Tanrisiz Gençlik romanidir.
Tanrisiz Gençlik
Almanca edebiyatin (deutschsprachige Literatur) önemli yapitlari arasinda bulunan Tanrisiz Gençlik (Jugend ohne Gott) romani, nasyonal sosyalist idarenin Avusturya'yi ilhakindan (Anschluss) kisa süre önce yayimlanmiçtir. Henüz ikinci Dünya Sava§i resmi olarak ba§lamami§ olmasina ragmen romanda, nasyonal sosyalist idarenin yönetim sistematigine dair g^lü verilere yer verilmiçtir.
Ödön von Horvath'in 1933 yilinin mart ayinda Almanya'yi terk etmi§ olmasi (Bartsch, 2000, s.10), romanda oldugu gibi, gerçek yaçamda da nelerin olabilecegine dair öngörüsünün kanitidir. Nitekim 10 Mayis 1933 günü Münih'te Horvath'in kitaplari yakilir. (Bartsch, 2000, s. 12) Ardindan, Hitler'in birlikleri Avusturya'ya girdikten bir gün sonra, 13 Mart 1938 günü Horvath Viyana'yi terk eder. (Bartsch, 2000, s. 14)
1933 yilinda baçlayan ve ikinci Dünya Savaçi'nin resmi olarak baçlamasinin ardindan kiziçacak olan durumu ve artacak olan nasyonal sosyalizm tehlikesini, Horvath yakindan hissetmi§ hatta ya§ami§tir. Tanrisiz Gençlik romaninda da ayni §ekilde buna, yani artacak olan §iddetin sinyallerine yer vermiçtir. Birçok kiçi veya yönetimin Hitler ve iktidarinin ileriki açamada
yapacaklarini Polonya'nin içgali ile dahi görememi§ olmasi, Horvath'ta söz konusu degildir. Horvath, yaçanacaklari görece uzun zaman önce öngörmü§tür. Yasakli oldugu dönemde Amsterdam'da bir yayinevinde (Exilverlag Allert de Lange) Tanrisiz Gençlik romanini yayimlatan Horvath, yapitinda nasyonal sosyalist idarenin baçvurdugu ve baçvuracagi uygulamalara yer vermiçtir. Yapitta öne çikan en önemli tematik öge, nasyonal sosyalist idarenin yapilanma sürecidir. Bu yapilanma sürecinde büyük yer tutan bir olgu da egitimdir.
Nazilerin, egitim kapsaminda genç bireylere karçi baçvurdugu uygulamalara dair yapitta dikkate deger veriler yer almaktadir. Egitim politikalarinin yani sira günlük yaçamda yer bulan nasyonal sosyalist g^ otoritelerinin uygulamalarindan etkilenen genç bireyler, yapisal olarak bu dogrultuda §ekillenirler. G^ otoritelerinin çok boyutlu sistematik uygulamalari, genç bireylerin arzu edilen yönde zihin yapisi ve karakter oluçturmasini saglar. Fikirsel ve bedensel açilardan nasyonal sosyalist ideolojinin amaçlarina uygun çekilde yetiçtirilen ku§ak, söylem ve icraatta söz konusu ideolojinin temsilcisi haline gelir.
Fa§izm ve militarizmin yaninda ilgili kuçak duygusuzluk, inançsizlik, acimasizlik gibi olgular ile yogrulmu§ ve yogrulmaktadir. Bu kuçaga ait kiçiler, esas itibariyla bagimsiz birer birey olabilmekten uzaktirlar. Kendilerine ait fikir, daha genele bakildiginda kiçilik belirlemek güçtür. Tabi tutulduklari politikalar geregince diger irklari, farkli kökenleri daha a§agi bir seviyede gören, birçok degeri reddeden saldirgan bir tutum içindedirler. Dolayisiyla yapitin gençlerin egitim ve geliçimi üzerine ciddi veriler sundugunu söylemek mümkündür.
Romanin tematik malzemesi, bir ögretmen ve yirmi alti ögrencisi etrafinda §ekillenmektedir. Otuz dört yaçinda, tarih ve cografya dersi veren, isimsiz bir ögretmen romanin anlaticisidir. On dört yaçlarinda yirmi alti ögrenci profili üzerinden olay ilerlemektedir. "N" soyadli bir ögrencinin yazmi§ oldugu metnin içerigi ile baçlayan yaçantilar, babasinin ve okul müdürünün olaya müdahil olmasi ile devam eder. Ancak ögretmen, bir panoptikon sistemiyle kendisini izlemeye devam eden totaliter idarenin farkli ve tahmin edilmesi g^ boyutlariyla kar§ila§ir.
isimsiz ögretmenin Julius Caesar ve rahip gibi çeçitli figürlerle yürüttügü diyaloglar felsefi sorgulamalar niteliginde olabilmektedir. Bunlarin yani sira baski, fiziksel saldiri, yasak ili§ki, hirsizlik, intihar, cinayet gibi somut olaylar ise gençligin sürüklendigi dogrultunun göstergeleri olarak göze çarpmaktadir. Bu yönüyle Tanrisiz Gençlik romani, nasyonal sosyalist idarenin baçvurduklarinin yani sira baçvuracagi uygulamalara gerçekçi bir yaklaçimla yer vermektedir. 1937 yilinda yayimlanan roman, 1939 yili itibariyla nasyonal sosyalist idarenin ba§ta Almanlar olmak üzere, Avrupa'nin yaninda dünyayi da sürükleyecegi somut felaketin sinyallerini taçimaktadir. Horvath'in, ölümü nedeniyle tanik olamadigi tarihsel geliçmeler, bir kuçagin kara egitim üzerinden ne denli manipüle edilebilecegini göstermi§tir.
Tanrisiz Gençlik''te Kara Egitim
Adolf Hitler'in 30 Ocak 1933 günü siyasi iktidari üstlenmesinin ardindan, görece çok öncesinden ba§lami§ olan baski atmosferi karçisinda politikalarini hayata geçirme konusunda g^lük yaçamadigi açiktir. Birinci Dünya Sava§i ve Weimar Cumhuriyeti'nin bu ortama büyük katki sagladigi söylenebilir. Birinci Dünya Savaçi'nin Almanlar üzerindeki agir yaptirimlari, bu konuyla baglantili olarak ekonomik ve sosyolojik yikim bu ortamin §ekillenmesine katki saglayan bazi ögelerdendir. II. Wilhelm'e ek olarak söz konusu dönemin baskici atmosferi, artarak devam eden ve sonuç olarak da 1933'te Hitler'i iktidara getiren nedenler arasinda görülebilir.
Nasyonal sosyalizmin bir ideolojinin ötesine geçerek, siradan günlük yaçami derinden etkileyen bir boyuta ulaçmasi, sadece Joseph Goebbels'in veya diger nasyonal sosyalist kiçiliklerin bir baçarisi olarak görülemez. Görece uzun zamandir var olan baskici ortam hatta totaliter idare, birtakim uygulamalara kar§i oldukça uygun bir zemin hazirlami§tir. Almanlar, nasyonal sosyalist idarenin ortaya koydugu ve halka kar§i uyguladigi birçok olguya kar§i söz konusu idare açisindan arzu edilen tepkileri göstermi§tir. Normal çartlarda olmasi gereken sorgulama sistematigi adeta devre di§i kalmi§tir. Bu dönem hakkinda söylenen "Egitiminacimasizideolojikkarakteri" (Böhm, 2010, s. 118) nedeniyle, Ödön von Horvath'in söz konusu atmosfer içinde kaleme aldigi ve bu atmosferi konu alan Tanrisiz Gençlik romani, ilgili boyutlara dair nitelikli veriler sunmaktadir.
Romanda geçen "§ehrin her yerinde bayraklar ve afiçler asiliydi." (von Horvath, 2021, s. 94) ve "En büyükplebin dogum günü kutlaniyordu." (von Horvath, 2021, s. 94) ifadeleri, hâkim olan atmosfere dair içaretlerdendir. Romanin genelinde yer alan ironik "pleb" söylemi, bu noktada yüksek olasilikla Adolf Hitler ve oluçturdugu sinifa içaret etmektedir. Hitler temelde, i§çi sinifinin bir temsilcisi olarak "en büyük pleb" olarak göze çarpmaktadir. Bunun bir getirisi olarak da "Böylelikle aptallar ve yalancilar ba§ plebin dogum gününü yad ediyorlar." (von Horvath, 2021, s. 94) ifadelerine yer verilmektedir. Masum olmayan bu dogum günü kutlamasindaki asil sorun ise §u sözlerde yatmaktadir:
Sokaklarda kayip uçagi arayan kizlar, bütün zencilerin ölmesine izin veren oglanlar ve afiçlerde yazili olan yalanlara inanan ebeveynler yürüyordu. Ve bunlara inanmayanlar da birlikte yürüyordu. Aptallar komutasi altinda karaktersizler tümeni. Uygun adim mar§. (von Horvath, 2021, s. 94)
Alintidan da anlaçildigi üzere, hâkim olan atmosferde toplumun geneline yayilan bir sorunlar zinciri söz konusudur. içten içe çürümü§lügün kaniti, sadece belirli bir kesimin degil, farkli katmanlariyla birlikte bir bütün olarak bizzat toplumun, sorunlar zincirini örmü§ olmasidir. Cinsiyetlerinden bagimsiz olarak ögrenciler, anne ve babalar, nasyonal sosyalist uygulamalara inanmayanlar ve g^lü karaktere ya da kendi benligine sahip olmayan daha nice grup hep birlikte ayni dogrultuda ilerlemektedir. Burada esas olan, Horvath'in da romanda "As sen bayragini, ba§ plebe biat et, pisligin önünde yerlere sürün ve söyleyebildigin yalani söyle ..." (2021, s. 94-95) çeklinde ifade ettigi üzere, kabul ve itaat etmektir.
Bir kuçagin, farkli profillerdeki üyelerinden bagimsiz olarak, neredeyse bir bütün halinde tek bir yöne dogru ilerlemesi kara egitimin ne denli baçariyla uygulandiginin ciddi bir göstergesidir. Baski, korku, çiddet, içkence gibi olgularin hüküm sürdügü iklimlerde dahi, uygulamalara karçi çikan hatta baçkaldiran ki§i veya topluluklar saptamak mümkündür. Ancak kara egitimin ciddi bir boyutta hâkim oldugu cografyalarda, ki§i veya topluluklarin bilinçsizce itaat etmeleri hatta destek vermeleri, baçkaldiriyi ortadan kaldirmakta, en iyi olasilikla etkili ö^üde azaltmaktadir. Bu yüzden romanda, üyeleri arasinda ayrim gözetilmeksizin toplumun bir bütün olarak ayni dogrultuda yer almasi tesadüf olarak görülmemelidir. Romanin anlaticisi ve ana figürü olan ögretmenin dahi içini kaybetme çekincesi, etik olmayan bir eyleme baçvurmasi ve bunu gizlemesi, kar§i cinsiyete baki§i (von Horvath, 2021, s. 12, 55-57, 59); üstelik bunlarin bir kismini kendisinin de kabul etmesi (von Horvath, 2021, s. 63, 66) göstermektedir ki, en az olasilik atfedilecek ki§i dahi, g^ otoritesinin arzu ettiginden farkli bir noktada konumlanamamakta ya da konumlanmamaktadir. Üstelik, büyük çogunlugu pleb olarak görülen söz konusu toplum hakkinda okul müdürünün ögretmene verdigi örnek §öyledir:
Eski Roma'yi hatirlayin, isa'nin dogumundan önce 287 senesini. Patriciler ve plebler arasindaki sava§ henüz sonuçlanmamiçken, plebler çoktan önemli devlet pozisyonlarini ele geçirmiçlerdi bile, (von Horvath, 2021, s. 10)
Tarih ve cografya dersi veren ögretmene okul müdürünün bu dersi vermesi dikkat çekici bir öge olarak romanda yer almaktadir. Deneyimini ön plana koyan, emekli maaçini tam alabilmek için çaliçtigini ifade eden, nepotik tutum içinde oldugu okur tarafindan hissedilen (von Horvath, 2021, s. 9-10) okul müdürünün, tarih ögreten bir ki§iye kar§i bu konuda ders vermesi ironiktir. Daha da ironik olan ise okul müdürünün verdigi örnegin, bizzat kendisine atif taçimasidir.
Toplumun bir bütün olarak ayni dogrultuda yer almasina, ögretmenin yani sira diger bir örnek de mahkeme baçkanidir. Totaliterlik ö^üsü a§iri olan cografyalarda dahi, temel güvence olan hukuk sisteminin romana göre saglikli içlemedigi ortadadir. "N" soyadli ögrencinin öldürülmesi üzerine görülen mahkemenin baçkani, N'nin babasina karçi çekingen davranmaktadir. Firinci olan baba, ideolojisi net ifadelerle ögretmene "Bu, vatana karçi bir sabotajdir!" (von Horvath, 2021, s. 8) diyen, siyasi otorite taraftari bir figürdür. Ögretmene ilk andan itibaren önyargili yaklaçiminin nedeni ise, ögretmenin farkli irktan insanlar hakkindaki dü§üncesidir. Bu figürün mahkemede verdigi ifadeye kar§i mahkeme baçkaninin tutumu §öyledir:
Firincinin yüregi el vermedi, benim zencilerle ilgili görü§üme deginmeden edemedi. Benim bu §üpheli tutumuma karçi agir suçlamalarda bulundu, baçkan ona kinayarak bakti ama sözünü kesmeye cesaret edemedi, (von Horvath, 2021, s. 80)
Mahkeme baçkaninin dahi, genelgeçer degerler ö^ütlerinde temelden yanli§ olan bir görü§e kar§i müdahaleden kaçinmasi, toplumun bir bütün olarak ne denli sapmi§ oldugunu veya ideolojinin toplumu ne denli ele geçirdigini gösteren verilerdendir. Bu tutum içinde olan kiçinin, temel güvence olan hukuk sisteminin bir temsilcisi oldugu unutulmamalidir.
En kritik görevleri yürüten kiçilerin bu tarz yaklaçimlar sergilemesi, siradan propaganda etkisi veya totaliter idare korkusuyla açiklanamaz. Toplumun farkli profilden üyelerini egiten ve yetiçtiren bir ögretmenin yani sira, toplumun her katmanindan insanin temel hak ve son çare olarak baçvurdugu yargicin da bu "karanlik" içinde yer alabilmesi, nasyonal sosyalist idarenin egitim politikalari konusundaki "baçarisina" kanittir.
Toplumun farkli profilden üyelerinin durumu göz önüne alindiginda, yaçlari henüz on dört olan ve aktif egitim süreçleri devam eden ögrencilerin konulara karçi olumsuz yaklaçimi daha ileri boyuttadir. Ögretmenin vermiß oldugu "Neden Sömürgelerimiz olmali?" (von Horvath, 2021, s. 2) konulu kompozisyon (metin) ödevinden çikan sonuç, ögrencilerin yaklaçimini açik bir çekilde göstermektedir. N'nin, metnine yazmi§ oldugu "Bütün zenciler ûçkâgitçi, korkak ve tembeldir." (von Horvath, 2021, s. 3) cümlesi, çok büyük olasilikla henüz farkli irktan hiç kimseyi tanimami§ bir çocuk için, temeli olmayan veya abartili bir tespittir. Diger taraftan, ilgili otorite tarafindan bu konunun seçilmiç olmasi baçli baçina birçok soruyu yanitlamaktadir. Romanda geçen "Milli egitim müfredatinda kompozisyonlar için öngörülen konu §u: 'Neden sömürgelerimiz olmali?'" (von Horvath, 2021, s. 2) ifadeleri, ödevin ögretmenin kendi kararina dayanarak verilmediginin, egitim otoritesinin bu dogrultuda bir egitim politikasi izlediginin göstergesidir. Buna paralel olarak ögrencinin kullandigi olumsuz ifadeler hakkinda ise romanda §öyle denilmektedir:
Kirmizi mürekkeple sayfanin kenarina "Anlamsiz bir genelleme!" diye tam da not dü§ecekken birden duraksiyorum. Dikkat, zenciler hakkindaki bu cümleyi geçenlerde bir
yerlerde duymami§ miydim? Peki ama nerede? Dogru ya, lokantadaki hoparlorlerden 9inlami§ ve neredeyse i§tahimi ka9irmi§ti. (von Horvath, 2021, s. 3)
N'nin ifadelerine ogretmenin katilmadigi a9iktir. Ancak, ogretmenin de katilmadigi bu ifadeler, esas itibariyla N'nin kendi ifadeleri de degildir. N, bunlari radyodan duymu§tur. Totaliter idare kontrol ve gudumunde radyodan yayilan bu tur goru§ler, sadece egitime dair degil, farkli boyutlariyla bir butun olarak ilgili idarenin yakla§imini gostermektedir. Ogretmenin "Defterdeki yaziyi oylece birakiyorum, gunku radyoda birinin soyledigi bir §eyi, higbir ogretmen okul defterinde gizemez." (von Horvath, 2021, s. 3-4) sozleri, idarenin yakla§imini ve aksi bir durumda ortaya 9ikabilecek olan tehdidi anlatir niteliktedir.
Egitim otoritesinin mufredata, propaganda otoritesinin radyoya kar§i ba§vurdugu mudahaleler, egitimi ve bu egitimin uygulandigi bireyleri fikri olarak bu yone 9ekmi§tir. Diger bir ogrencinin, metninde verdigi yanit daha bilin9li gorunse de yine kara egitimin farkli bir boyutuna i§aret etmektedir. Harf di§inda soyadi tam olarak verilen tek ogrenci olan Bauer'in (adi muhtemelen Franz) verdigi yanit §oyledir:
Somurgelere ihtiyacimiz var ... 9unku 9ok fazla hammaddeye gereksinim duyuyoruz, 9unku hammaddesi olmadan, son derece geli§mi§ endustrimizi tam kapasite 9ali§tiramayiz, bunun yerli i§9ilerin yeniden i§siz kalmasi gibi feci bir sonucu olur. (von Horvath, 2021, s. 3)
Bauer'in verdigi "bilin9li" yanitin dahi ne denli nasyonal sosyalist politika, dolayisiyla da "beyin yikama" barindirdigi ortadadir. Bauer'in "geli§mi§ endustrimiz", "yerli i§9iler", "feci bir sonu9" gibi soylemlerinin yani sira hammaddeye olan vurgusu, buyuk olasilikla Nasyonal Sosyalist Alman i§9i Partisi (NSDAP) sozcusunun ba§vuracagi ifadelerdir.
Ogretmen metinleri degerlendirdikten bir gun sonra, N'nin babasi okula gelir ve ogretmenlere goru§ur. Babanin ogretmene "gok muhim bir mesele igin burada bulunuyorum, hatta vahim sonuglar dogurabilecek bir mesele. Oglum Otto, dun ogleden sonra buyuk bir ofkeyle bana gelip, sizin, Ogretmen Bey, dupeduz girkin bir yorumda bulundugunuzu soyledi" (von Horvath, 2021, s. 7) yonundeki sozleri, ardindan da "Dunku cografya dersinde. Ogrenciler somurgecilik sorunuyla ilgili bir kompozisyon yazmi§lar ve siz de Otto'ma §oyle demi§siniz: Zenciler de insandir. Ne demek istedigimi biliyorsunuzdur herhalde?" (von Horvath, 2021, s. 8) §eklindeki 9iki§masi, N'nin yani sira babanin da yogrulmu§ oldugu ideolojiyi gostermektedir. Dolayisiyla N, sadece egitim ve propaganda otoriteleri tarafindan degil, ayni zamanda baba yonunden de farkli bir egitime maruz birakilmi§tir. Baba, bilin9li ya da bilin9siz bir §ekilde nasyonal sosyalist ideoloji etkisi altindadir. Fakat 9ocuk N, tam anlamiyla ve farkli yonlerden kara egitim ile ba§ ba§adir.
Kara egitimin psikolojik boyutu olarak degerlendirebilecek bu ya§antilar, ilgili ki§ilerin salt inanmi§ligindan ibaret degildir. Tam tersine ilgili ki§ilerin kar§i tarafi inan9tan ote bir sapkinlikla saldirmasini da beraberinde getirmektedir. N'nin babasinin a§agidaki soylemleri ve ortaya 9ikan ironik sonu9, bunu gostermektedir:
Zenciler hakkinda boyle bir ifadenin ne demek oldugunun farkinda degilsiniz herhalde?! Bu, vatana kar§i bir sabotajdir! Ah, beni aptal yerine koyamazsiniz! Hangi gizli yollarla ve al9ak sahtekarliklarla insan sevgisi sa9maliklarim masum 9ocuk ruhlarina i§lemeye 9ali§tiginizi gayet iyi biliyorum! (von Horvath, 2021, s. 8)
N'nin firinci ustasi olan babasinin, bu tespitlerde bulunabilmesi ve bu tespitleri bir ögretmene bu tonda söyleyebilmesi, hâkim olan ideoloji ortaminin boyutuna dair farkli bir kanittir. Üstelik ögretmenin "Kusura bakmayin ama ... bütün insanlarin e§it oldugu Kitabi Mukaddes'te zaten yazili!" (von Horvath, 2021, s. 8) tezine kar§i metaforik çözümleme üretebilecek bir firinci ustasi söz konusudur. Son olarak firinci ustasi, "Tanri'yi arkaniza alarak meseleden siviçamayacaksiniz, bunun için elimden geleni yapacagim!" (von Horvath, 2021, s. 8) §eklinde ögretmeni tehdit edebilecek siyasi nüfuza sahip bir nasyonal sosyalisttir.
Firinci ustasiyla yaçananlardan iki gün sonra ögretmen, okul müdürü tarafindan çagirilir. Okul müdürü "5679 u/33 sayili gizli genelgeyi unutuyorsunuz!" (von Horvath, 2021, s. 9) sözleriyle, ögretmene henüz çocuk olan ögrencilerin egitim dogrultu ve yöntemine dair hatirlatma yapar. Bu genelgeye göre, çocuklar savaça hazir hale getirilmektedir. Bu yapilirken, egitime dair müdahaleler elbette kaçinilmazdir. Roman ya da kurmaca diçinda bakildiginda, gerçek katmanda da uygulama farkli bir dogrultuda degildir. (bk.: Stellrecht, 1943, s. 82-190) Romanin ikinci Dünya Savaçi'nin kisa süre öncesini anlattigi varsayildiginda, sava§a dair egitim veya sava§a hazirlama egitimi siyasi otorite açisindan önemli bir konudur. Okur müdürü, ögretmene açik ifadelere baçvurarak konuyu özetler:
Gençleri, gelecekteki askeri yeteneklerini herhangi bir §ekilde etkileyebilecek unsurlardan uzak tutmaliyiz ... Bu §u demek oluyor: Onlari ahlaki olarak sava§a hazirlayarak egitmeliyiz. Nokta! (von Horvath, 2021, s. 9)
Okul müdürünün gizli genelge üzerinden uygulanan kara egitimi açik ifadelerle anlatmasi, roman kapsaminda oldukça dikkate deger bir veridir. Egitim ve okul gibi deger ve olgularin ideolojik amaçlar ugrunda aygitsallaçtirildigi görülmektedir. Okul müdürünün baçvurdugu retorik de bu dogrultuda bir profile veya en azindan siyasi otoritenin aleyhinde hareket etmeyecek yapiya sahip oldugunu göstermektedir. Fakat okul müdürünün ileriki acamada baçvurdugu ifadelere bakildiginda (bk.: von Horvath, 2021, s. 9-10), sade bir pragmatist ya da oportünist oldugu da ortaya atilabilir. Okul müdürü, çaliçtigi dönemin g^ otoritesi ve onun ideolojisi ile herhangi bir sorun yaçamak istemeyen bir profil de sunmaktadir. Zira romanda "Devlet, dogal gerekliliktir, yani Tanri iradesidir, ona itaat de vicdani bir görevdir." (von Horvath, 2021, s. 36) ve "Devlet düzeni degil, devletin kendisi dogal gerekliliktir, yani Tanri iradesidir." (von Horvath, 2021, s. 37) gibi ifadeler, ironik bir §ekilde otoriteyle sorun yaçanabileceginin sinyallerini aktarmaktadir. Nasyonal sosyalist olmayan herhangi bir kurumu tespit etmenin g^ oldugu, devletin varliginin sorgulanabilecegi, varsa dahi devletin çoktan fazlasiyla parti devleti oldugu bir ortamda okul müdürünün bu yaklaçimi benimsemiç olmasi olasidir. Fakat ögretmen ve mahkeme baçkani gibi okul müdürünün de bu çekinceli yaklaçimi hakli bulunabilecek bir profil degildir.
Nasyonal sosyalist ideoloji ve idarenin, korkutarak mi, yoksa inandirarak mi kiçileri kontrol altinda tuttuguna dair çeçitli tezler üretilebilir. Fakat tartiçmasiz olan gerçek, dönemin son teknolojisi radyoyu etkin bir propaganda ve egitim araci olarak kullanmi§ olduklaridir. Radyo araciligiyla topluma saldiklari bir baçka mesaj, açagidaki alintida görülebilir:
'Hak, kendi soyuna iyi gelendir,' diyor radyo. Bize iyi gelmeyen, haksizliktir. Öyleyse her §eye izin var; cinayet, soygun, kundaklama, yalanci çahitlik... evet bunlara sadece müsaade edilmemiçtir, kendi soyunun çikarlari için yapiliyorsa eger ortada yanli§ hareket bile yoktur! (von Horvath, 2021, s. 13)
Nasyonal sosyalist idarenin, bu dogrultuda verdigi mesajlar toplumu bir bütün olarak, fakat özellikle genç bireyleri inançsizliga sürüklemi§tir. Sistematik bir egitim ve propaganda sonucunda, romanin adinin da i§aret ettigi üzere her anlamda inançsiz bir ku§ak olu§mu§tur. Bu "tanrisiz gençlik", temeli olmayan nasyonal (milli) amaçlara inanmiçlik ve adanmiçlik diçinda herhangi bir degere yönelik inanç sunmaz. "Korkunç bir çete!" (von Horvath, 2021, s. 13) olarak tanimlanan bu kuçak hakkinda ögretmenin dü§ünceleri birçok konuyu aydinlatmaktadir:
§u oglanlarin benim için kutsal olan her §eyi reddetmeleri aslinda o kadar da kötü degildi. Daha kötü olan ise nasil reddettikleri, §öyle ki: Tanimadan. Ama en kötüsü de hiç tanimak istemeyiçleri!
Dü§üncenin her türlüsünden nefret ediyorlar.
insanlar umurlarinda degil! Makine olmak istiyorlar; vidalar, çarklar, pistonlar, kemerler... ama makineden de çok cephane olmak isterlerdi: Bombalar, çarapneller, el bombalari. Herhangi bir sava§ alaninda geberip gitmeyi ne çok isterlerdi! Bir sava§ anitinin üstündeki isimleri onlarin tek ergenlik hayali. (von Horvath, 2021, s. 13)
Gençlerin, içinde bulundugu bu durum ögretmen için üzücü olsa da totaliter bir g^ otoritesi söz konusudur. Ek olarak ögretmenin gizli oportünist yapisi, güçlü adimlar atmasini engellemektedir. Buna ragmen ögretmenin içten içe ortaya koydugu tespitler gençligin, maruz birakildigi çogunlugu psikolojik ve görece uzun vadeli uygulamalar sonucunda ulaçtigi boyutu anlatmaktadir.
Ögretmenin tespitlerine paralel olarak egitim otoritesi, ögrencilerin askeri egitime tabi tutulmalarina yönelik talimat verir. Ba§ka bir perspektife göre, ögretmenin tespitlerinin bir dayanagi da bu talimat olabilir. Söz konusu talimata göre ögrenciler askeri kampa alinir. Bu uygulama romanda §öyle aktarilmaktadir:
Milli egitim ^ yil önce bir talimatname çikardi, bununla geleneksel paskalya tatilini bir biçimde ortadan kaldiriyordu. Bütün ortaögretimdekilerin paskalya bayraminin ardindan çadir kamplarina yerleçme talimati geldi. 'Çadir kampi' altinda askeri ön egitim anlaçiliyordu. Ögrenciler sinifça, on gün boyunca sinif ögretmeninin gözetimi altinda, sözde açik havada askerler gibi kamp yapacaklardi. Emekli çavuçlar tarafindan egitilen çocuklar talim, uygun adim yürümek ve on dört yaçindan itibaren de silahla ate§ etmek zorundaydilar. (von Horvath, 2021, s. 23)
Askeri egitim için özellikle paskalya bayraminin seçilmiç olmasi dikkat çekicidir. Dinsel inancin yerini duygu kaldirmayan uygulamalarin almasi, romana özellikle yerle§tirilmi§ olabilecek bir ögedir. On dört yaçinda çocuklarin silah kullanmaya baçlamalari ise ayrica dikkate degerdir. Bu egitimin sadece erkek çocuklari kapsadigi dü§ünülebilir. Fakat gerçek durum, bu beklentinin aksi yönündedir. Kiz ögrenciler de ayni §ekilde kampa alinirlar. Bu ögrencilerin görevi ise romanda §u sözlerle anlatilmaktadir:
Hayir, 'kayip-uçagi-arama' genç hanimlar için sadece yeni bir savunma oyunu. Büyük, beyaz bir karton kutu çaliliklarda gizlenir, sonra kizlar avci hattinda bitki örtüsünün dibine ü§ü§üp saklanan kutuyu ararlar. 'Sava§ ihtimali için dü§ünülmü§,' diye açikliyor, 'bir uçak dü§erse hemen devreye girebilmemiz için. Tabii ki iç bölgede, çünkü ne yazik ki kadinlar cepheye gidemiyor.' Ne yazik ki! (von Horvath, 2021, s. 28)
Kiz ögrencilerin de kendilerine uygun bir dogrultuda egitilmeleri, toplumun tüm bireylerinin herhangi bir ayrim yapilmaksizin ve bir muafiyete tabi tutulmaksizin askeri egitime alinmalari salt ihtiyacin ötesinde bir amaç güdüldügünü göstermektedir. Kati patriyarkal idarenin, erkeklerin yani sira kadinlari da bedenen g^lü görmek, bu yönde yetiçtirilmelerini saglamak gibi yönelimleri söz konusu olabilir. "Topyekûn Sava§ (Totaler Krieg)" (von Horvath, 2021, s. 23; bk.: Buddrus, 2003) baçligi da bu tezi destekleyen bir veridir. Üstelik kizlarin "Ne yazik ki!" (von Horvath, 2021, s. 28) cepheye gidemiyor olmalari, ise ironinin açik ve net göstergesidir. Bu çekilde yetiçtirilen bir kuçak için normal çartlarda beklenen sonucu, romanda sorulan sorular ortaya koymaktadir: "Bu nasil bir nesil? Sert ve g^lü mü, yoksa sadece kaba kuvvetten mi ibaret?" (von Horvath, 2021, s. 6) ilgili kuçagin çiddete olan egilimi, roman kapsaminda birden fazla örnekte yansitilmaktadir.
Ögretmen okula gittigi günlerden birinde E, G, H, R ve T'nin bir ögrenciye çiddet uyguladiklarini görür. Be§ akrani tarafindan fiziksel çiddete maruz birakilan F, esas itibariyla bu sonuçla kar§ila§acagi hiçbir §ey yapmamiçtir. Aksine, fiziksel çiddeti uygulayan be§ ögrenci, F'ye karçi suçlu konumdadirlar. Diger bir ifadeyle, fiziksel çiddet uygulanmasi §ayet §art ise, F'nin E, G, H, R ve T'ye uygulamasi gerekir. Ögretmen, olayin geliçimini §öyle aktarmaktadir: "Be§i, elindeki yagli ekmegi çalmiç, hem de yemek için degil, sirf onu ekmeginden mahrum etmek için. Ekmegi pencereden avluya firlatmiçlar." (von Horvath, 2021, s. 5) Alintilanan ifadeler göstermektedir ki, be§ ögrencinin fiziksel çiddet uygulamak için hakli veya haksiz hiçbir nedeni bulunmamaktadir. Üstelik F'nin ekmegini elde etmek veya bu ekmege ihtiyaç duyduklari için de çiddet uygulamamiçlardir. Salt kötülük, zarar verme amaciyla akranlari F'ye saldiran E, G, H, R ve T özelinde roman anlaticisi ögretmen §u sözlere baçvurur:
'Peki bunu neden yaptiniz?' Kendileri de bilmiyor. Önümde durmu§ mahcup bir halde siritiyorlar. Evet, insan gerçekten kötü olmali, bu Kitabi Mukaddes'te de yaziyor zaten. Yagmur dinip tufanin sulari geri çekilince Tanri konuçtu: 'insanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyecegim. Çünkü insanin yüregindeki egilimler çocuklugundan itibaren kötüdür. (von Horvath, 2021, s. 5)
Ögretmen kutsal metinlere atifta bulunarak insanin içinde var olan, kimi zaman karanlik bir noktada sakli duran ancak her an ortaya çikabilecek ilkel tarafindan bahseder. "Çocuklugundan itibaren kötü" oldugu söylenen insanin varoluçunu, varligini sorunsallaçtirir. Gerçekten de bu çocuklar özlerinde sakli bir kötülük oldugu için mi, yoksa sonradan maruz kaldiklari uygulamalar sonucu mu böyle davranirlar? Okur farkinda olmadan anlatici ögretmene hak verse de bir açamadan sonra bu soruyu yanitlamaya çali§ir. "§u çocukmilleti amma dagaddar!" (von Horvath, 2021, s. 31) gibi ironik ifadeler ise okurun eksiksiz bir sonuca varmasini engeller.
"însanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyecegim." (von Horvath, 2021, s. 5) ifadesiyle insanin nedensiz salt kötücül tarafinin yani sira herhangi bir nedene dayanan §iddet de romanda yer alan ögelerdendir. N ve Z'nin fiziksel kavgasi buna örnek olarak gösterilebilir. Romanda bu olaya dair geçen somut ifade "Z ve N boguçuyorlar, onlari ayirmak neredeyse imkânsiz. N kirmizi, agzindan kan geliyor." (von Horvath, 2021, s. 56) çeklindedir. Çavuçun aktardigina göre sebep §udur: "N, Z'nin kutusunu kirip açmiç!" (von Horvath, 2021, s. 56) Dolayisiyla bu örnekteki fiziksel §iddet, bir nedene dayandirilmaktadir.
Romanda yer alan fiziksel §iddet ögeleri, kara egitimin ilk ortaya çikan somut sonuçlari arasindadir. N'nin daha önce bahsi geçen egitim, propaganda ve baba gibi etkenlerinin yaninda Z'nin fiziksel §iddete olan meyli ilk bakiçta herhangi bir somut nedene dayanmamaktadir. Babasi
"üniversite profesörü" (von Horvath, 2021, s. 69) olan Z için çiddete dair herhangi bir neden saptamak g^tür. Ancak, mahrem bilgi olarak günlügüne yazdigi "Çûnkû ben çok ölü gördüm, onlar çok farkli görünüyor. Yedi yaçimdayken bir ölü polis ve dört ölü i§çi gördüm, çûnkû grev vardi." (von Horvath, 2021, s. 52) ifadeleri, §iddete dair örtük bir veri olarak ele alinabilir. Yapilan bir grev sirasinda polis ve iççilerin ölebiliyor olmasi ve bu ölülerin bir çocuk tarafindan görülebilmesi, ölmenin ve öldürmenin siradanlaçmasi anlamini taçir. Bu §ekilde bir travmalar zincirinin yani sira askeri kampa alinmasi, gizli genelgeyle birtakim uygulamalara maruz birakilmasi, Z'nin fiziksel §iddetinin sebepleri olarak siralanabilir.
Gerek psikolojik gerekse fiziksel müdahaleler üzerinden egitimin farkli bir dogrultuda çekillenmesinin yaninda, çocuklarin her birinin farkli yaçantilara maruz kalmasi, bir kuçagin ciddi ö^üde kara egitimle ba§ ba§a kaldigini göstermektedir. Bu yönüyle nasyonal sosyalist Almanya'nin en az bir ku§agi, büyük ölçüde zarar görmü§ ve yüzyillarin birikimi olan Alman bilim ve egitimi 20. yüzyilin ortasindan itibaren, önceki dönemlerin aksine somut bir ba§ari ortaya koyamamiçtir ya da geçmiçe göre sinirli bir ba§ari üretebilmi§tir. Romanda geçen "Bu bir veba, Dosta dü§mana, hepimize bula§mi§. Ruhlarimiz siyah yumrularla dolu, yakinda ölecekler. Sonra yaçamaya devam edecegiz ama yine de ölü olacagiz." (von Horvath, 2021, s. 14) çeklindeki açik ifadeler, ortaya çikan sonucu net bir §ekilde aktarmaktadir.
Sonuç
Egitimin insanlik açisindan önemi ortadadir. Tarihsel süreci boyunca insanlik, bu konuya ayri bir önem vermiß olsa da ortaya çikan çe§itli siyasi, dini ve askeri otoriteler, egitimi farkli bir olgu olarak ele almiçlardir. G^ otoritesinin arzu ettigi yönde kuçaklar yetiçtirmek üzere egitim, felsefesinden uzakla§tirilmi§ ve farkli bir konuma yerle§tirilmi§tir.
Dünyanin farkli zaman ve cografyalarinda egitime kar§i yapilan müdahaleler, uzun vadede bizzat söz konusu ulus ya da topluluga zarar vermiçtir. Kisa vadede g^ otoritesine yarar sagladigi izlenimi olu§mu§, ancak uzun vadede g^ otoritesinin de içinden çiktigi toplulugu egitim ve bununla baglantili alanlarda adeta imha etmiçtir. Nasyonal sosyalist Almanya, bunun önemli örneklerinden biridir.
1933 ile 1945 arasinda nasyonal sosyalist Alman idaresi, egitime çok boyutlu müdahalelerde bulunmu§ ve arzu ettigi dogrultuda bir kuçak yetiçtirmeyi amaçlamiçtir. Kismi ölçüde baçariya ulaçan bu amaç, edebiyatta da yerini almiçtir. Almanca edebiyatin (deutschsprachige Literatur) önemli isimlerinden Ödön von Horvath, bu amaç ve bu amacin uygulanmasina Tanrisiz Gençlik (Jugend ohne Gott) romaninda yer vermiçtir.
Romanin kara egitim açisindan analizinde varilan sonuca göre, adi açik bir §ekilde verilmeyen ancak dönem ve veriler üzerinden i§aret edilen nasyonal sosyalist idare, egitime somut müdahalelerde bulunmuçtur. Gönderilen gizli genelge ve talimatlar üzerinden egitim otoritesi, egitim felsefesine aykiri bir §ekilde egitimi çekillendirmeye çali§mi§tir. Propaganda aygiti üzerinden toplumu, bir bütün olarak etki altina alan idare, egitimi §ekillendirme eylemini bununla desteklemi§ ve büyük ölçüde baçariya ula§mi§tir.
Henüz çocuk olan ögrencilerin fikri ve fiziki olarak kara egitimi somut bir §ekilde yansitmalari romanda dikkat çeken ögeler olarak yer almaktadirlar. Öte yandan çocuklarin, kimliksiz bir §ekilde romanda yer almalari ve birer harf ya da rakamdan ibaret olmalari, bagimsiz birey olamamanin yani sira fikir ortaya koyamamanin da göstergesi olarak romanda göze
9arpmaktadir. Kimi 9ocuklarin aileye dayanan nedenlerle, kimilerinin ise gu9 otoritesinin mudahaleleriyle inan9larini kaybederek hissizlejmeleri, saldirganlajmalari ve sonu9 olarak insani degerlerden uzaklajmalari yapitta somut yer bulmaktadir. Bu sayede gen9lik bajta olmak uzere, toplumun farkli kesimleri, savajin ejiginde ve totaliter idarenin yonetiminde 9ejitli su9lara bulajmaktan geri duramaz.
Sonu9 olarak, Horvath'in Tanrisiz Genglik romani, bir kujagin egitimine dair bajarisiz uygulamalara dair veriler aktarmakta, hatta bu konuyu bir izlek olarak yapitin merkezine oturtmaktadir. II. Wilhelm donemi, Birinci Dunya Savaji, Weimar Cumhuriyeti gibi sure9lerin ardindan ikinci Dunya Savaji'na hazirlanilan bir donemin egitim atmosferini Horvath, yapitinda nitelikli bir jekilde aktarmaktadir.
Extended Abstract
One of the most remarkable practices between societies that have reached a certain level of civilization and societies that are located further behind is education. The difference between a correct and compatible with educational philosophy or a wrong and philosophically distant education is often decisive in terms of the difference between communities. Apart from education, a very small number and quality of facts constitute a chain of reasons for the current situation and future of society. In this respect, education or pedagogy is the determining factor of society in many dimensions.
It is possible to find theses that education is not always education and that it can be "black (schwarz)" or "poisonous" in English through certain interventions. The works of Katharina Rutschky and Alice Miller point to this phenomenon. Carrying out education with non-recommended methods under the guidance of a certain ideology causes it to evolve into another education, namely black education. This education, which is especially encountered in dictatorial and totalitarian regimes, is also the case in Germany, where the national socialist administration prevails.
The national socialist ideology, which held power in many dimensions under the leadership of Adolf Hitler between 1933 and 1945, did not refrain from interventions in education. The national socialist administration has shown how a highly educated nation can be directed in a completely different direction. The period before the start of the Second World War (1933-1939) was an indicator of the short and medium-term consequences that would emerge in the future. This atmosphere regarding education has also found a place in literary works.
Odon von Horvath's novel Youth Without God is a work that successfully reflects the educational atmosphere of the 1930s. The main problem presented by the novel is that a generation raised in a self-directed manner develops different orientations, both psychologically and physically. In this respect, the novel clearly shows the methods used by the national socialist power authority. Instrumentalization of education, especially training soldiers rather than students through secret circulars sent, gives negative results. Concrete events such as oppression, physical attack, forbidden relationships, theft, suicide, and murder turn into ordinary events faced by people with an average age of fourteen. When these people, who cannot be individuals and do not have the ability and right to be individuals, are seen as a generation, it shows how successfully the national socialist power authority transformed education into black education.
Essentially dealing with the atmosphere before the Second World War, the novel successfully reflects the signs of a process that would escalate after 1939 and lead many communities to intellectual and physical destruction. Although Horvath did not witness what would happen due to his death, much more than the events mentioned in the novel took place.
This study examines Horvath's novel Youth Without God, published during the Nazi rule, when it was banned, from the perspective of black education. It questions to what extent and on what data Horvath, as a figure who was personally affected by the Nazi government, included black education in his work. Being able to reveal the way education was shaped through a literary work before the Second World War and in an atmosphere where the national socialist power authority made strong preparations for the doctrines it had produced in the past will achieve the purpose of the study.
Kaynak^a
Bartsch, K. (2000). Ödön von Horvath. Metzler.
Böhm, W. (2010). Geschichte der Pädagogik. Verlag C.H. Beck.
Buddrus, M. (2003). Totale Erziehung für den totalen Krieg. K. G. Saur Verlag.
Gatto, J. T. (2018). Egitim: Bir Kitle Imha Silahi. (Mehmet Ali Özkan, 9ev.). EDAM.
Güven, E. B. (2018). Kara Egitim - Kara Pedagoji. Cinius Yayinlari.
Kant, I. (2005). Pedagoji Üzerine. (M. Rahmi, 9ev.). Yeni Zamanlar Yayinlari.
Krieck, E. (1935). Grundlagen, Aufbau und Wirtschaftsordnung des nationalsozialistischen Staates. Industrieverlag Spaeth & Linde.
Locke, J. (2004). Egitim Üzerine. (Aylin Ugur, 9ev.). Yeryüzü Yayinevi.
Miller, A. (1983). Am Anfang war Erziehung. Suhrkamp Verlag.
Oxford Latin Dictionary. (1968). Clarendon Press.
Parlatir, i. vd. (1998). Türkge Sözlük 1. Türk Tarih Kurumu Basim Evi.
Rutschky, K. (1977). Schwarze Pädagogik. Verlag Ullstein.
Stellrecht, H. (1943). Neue Erziehung. Wilhelm Limpert-Verlag.
von Horvath, Ö. (2021). Tanrisiz Genglik. (Gülperi Zeytinoglu, 9ev.). Türkiye i§ Bankasi Kültür Yayinlari.
Etik Beyan/Ethical Statement: Bu 9ali§manin hazirlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyuldugu ve yararlanilan tüm 9ali§malann kaynak9ada belirtildigi beyan olunur. / It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited.
Cati^ma Beyani/Declaration of Conflict: Cali§mada ki§i ya da kurumlar arasi 9ikar 9ati§masinin olmadigi beyan olunur. / It is declared that there is no conflict of interest between individuals or institutions in the study.
Telif Hakki&Lisans/Copyright&License: Yazarlar dergide yayinlanan 9ali§malannin telif hakkina sahiptirler ve 9ali§malan CC BY-NC 4.0 lisansi altinda yayimlanmaktadir. / Authors publishing with the journal retain the copyright to their work licensed under the CC BY-NC 4.0