С Т А Т Ь И
УДК: 340
BUHARA EMÍRLÍGÍ'NDE EGÍTÍM SÍSTEMÍ
Kog Dinger
istanbul Üniversitesi istanbul, Türkiye [email protected]
Özet. Timurlularin Türkistan häkimiyetinin yikilmasindan sonra XVI yüzyilin ba§larindan itibaren ortaya fikan Buhara Hanligi devrinde mektep-medreseler daha ziyade ilahiyat egitimi veren kurumlar haline dönü§tü. Bu durum bilhassa XVI-XIX. yüzyillarda tabii bilimlerde uzman insan ihtiyacinin kar§ilanmamasi sonucunu ortaya fikararak Buhara Hanliginin birfok alanda gerilemesinin temel sebebini te§kil etti. XVIII. yüzyilin ba§larinda Buhara Hanliginda bilhassa Ebulfeyz Han'in iktidari devrinde vilayetlerin ayrilikfi egilimlerinin artmasi neticesinde merkezi otoritenin ortadan kalkmasiyla ekonomiyle birlikte egitim kurumlari da büyük zarar gördü. Bununla birlikte Nadir §ah'in 1740 yilinda Buhara Hanligini häkimiyeti altina almasindan sonra Mangit Hanedaninin iktidara gelmesi sonucunda Buhara Hanligi yönetiminde Cengiz Han yasalarinin önemi azaldi. Bunun yerine bilhassa §ah Murad'in iktidariyla birlikte egitim dähil birfok alanda tamamen islami yönetim anlayi§i benimsendi. Böylece Buhara Hanligi bir Emirlik idaresi haline dönü§tü. Ne var ki, mektep ve medrese egitimine verilen önem artmakla birlikte egitimin iferigi ve i§leyi§ sistemi a§agida verilen bilgilerden de anla§ilacagi üzere önceki devirlerden farksiz bir §ekilde sürdürülmeye devam etti.
Anahtar Kelimeler: Buhara Emirligi, egitim sistemi, Mektep (ilkokul), Yüksek Ögretim (Medrese), din egitimi.
Alinti ifin: Kof D. Buhara Emirligi'nde egitim sistemi. Tyurkologicheskie issledovaniya =Turkological Studies. 2020;3(1):7-17. (Türkfe)
Merkezi Türkistan'da (Maveraünnehir, Zeref§an Vadisi, Fergana, Harezm) islamiyet'in yayilmasi ve Samanilerin iktidariyla birlikte devlet nizaminin temel dayanagi haline gelmesiyle ayni anda Müslüman egitim kurumlari olan mektep ve medreseler afilmaya ba§ladi. Semerkant ve Buhara gibi kadim Türkistan §ehirlerindeki bu egitim kurumlari bütün Ortafag boyunca islam dünyasinin birfok bölgesinden talep gördü. Dini ve dünyevi bilimlerin ileri seviyede ögretildigi medreselerde egitim gören birfok Müslüman bilim adami ortaya fikti. Bu durum Türkistan egitim kurumlarinin §öhretini arttirdi. Timurlularin Türkistan häkimiyetinin yikilmasindan sonra XVI. yüzyilin ba§larindan itibaren ortaya fikan Buhara Hanligi devrinde mektep-medreseler daha ziyade ilahiyat egitimi veren kurumlar haline dönü§tü. Bu durum bilhassa XVI-XIX. yüzyillarda tabii bilimlerde uzman insan ihtiyacinin kar§ilanmamasi sonucunu ortaya fikararak Buhara Hanliginin birfok alanda gerilemesinin temel sebebini te§kil etti. XVIII yüzyilin ba§larinda Buhara Hanliginda bilhassa Ebulfeyz Han'in iktidari devrinde vilayetlerin ayrilikfi egilimlerinin artmasi neticesinde merkezi otoritenin ortadan kalkmasiyla ekonomiyle birlikte egitim kurumlari da büyük zarar gördü. Bununla birlikte Nadir §ah'in 1740 yilinda
Buhara Hanligini hakimiyeti altina almasindan sonra Mangit Hanedaninin iktidara gelmesi sonucunda Buhara Hanligi yönetiminde Cengiz Han yasalarinin önemi azaldi. Bunun yerine bilhassa §ah Murad'in iktidariyla birlikte egitim dahil birgok alanda tamamen islami yönetim anlayi§i benimsendi. Böylece Buhara Hanligi bir Emirlik idaresi haline dönü§tü. Ne var ki, mektep ve medrese egitimine verilen önem artmakla birlikte egitimin igerigi ve i§leyi§ sistemi a§agida verilen bilgilerden de anla§ilacagi üzere önceki devirlerden farksiz bir §ekilde sürdürülmeye devam etti.
Mektep (ilkokul)
Buhara Emirligi'nde Müslüman egitim kurumlari olarak mektep ve medreseleri ayri olarak ele almakta fayda vardir. Birincilerden gerek ba§kent Buhara'da gerekse de diger §ehirlerde ve köylerde 50k sayida mevcuttu. §ehirlerde neredeyse her sokakta bir mektep bulunuyordu. Emirlik yönetimi mekteplerin in§asina, ihtiyaglarinin kar§ilanmasina ve egitim faaliyetlerinin yürütülmesine higbir para ayirmiyordu. Mektepler ya gayretli bir Müslüman ya da Emir'in buyrugu geregince sokagin sakinleri tarafindan ortakla§a olarak in§a ediliyordu [3, s.210]. 1820 yilinda Buhara'ya gönderilen A. F. Negri'nin ba§kanligindaki Rus elgilik heyetinin azalari arasinda yer alan E. K. Meyendorf'un belirttigi üzere Buhara'da "mektep agilmasi dini i§ olarak kabul ediliyor, fakir ailelerin gocuklarinin okul ihtiyaglarinin kar§ilanmasi da vazife olarak sayiliyordu [10, s.152].1833'te Buhara'da bulunan ve egitim müesseselerini detayli bir §ekilde inceleyen Rus askeri P. i. Demezon mektepleri §öyle karakterize ediyordu: "Mektepler oldukga fazla sayidadir. Onlardan her mescidin yaninda vardir. Mekteplerde gocuklar okuma, yazma, Kur 'an'in ilk kisimlarini ve ibadetlerde sik sik okunan dua ve kisa sureleri §arki söyler gibi* okumayi ögreniyorlar. Bu mektepler ba^langigta tuhaf bir izlenim veriyorlar - onlar bütün sokak alaninin seviyesinden birkag adim yüksekte bulunuyorlar. igeri girdiginde bunun nigin yapildigini anliyorsun. Bütün gocuklar sank derinligi yarim diz boyunda kügük bir gukura yerle^tirilmi^ler. Onlar burada zorlukla hareket edebiliyorlar. Ögretmenlerin ifadesine göre bu 'kurnaz ve akilli icadin' yardimiyla tabanin masanin yerine kullanilmasi saglaniyor ve ayni zamanda gocuklari yerlerinde uslu bir ^ekilde durmaya mecbur ediyor..."[17, s. 45].
Türkistan'da mektepte egitim veren ögretmenlere molla deniliyordu. Ögrenciler mollaya egitimli insan manasinda taksir diye de hitap edebilirlerdi. Mollalar genellikle mescitlerde görev yapan imam ve müezzinlerin arasindan cemaat tarafindan segilirdi [13, s. 28; 5, s. 216]. Mollalar verdikleri egitim kar§iliginda ailelerden belirli bir ücret alirlardi. N. V. Hanikov'un tespitlerine göre Buhara'da bu ücret genellikle yilda 1 ile 3 tilla arasinda degi§iyordu. Ayrica egitime ba§larken ögrenci ögretmene hediye olarak kaftan, gömlek, gizme ve ku§ak getiriyordu. Bunlara ilave olarak kuru meyvelerle dolu bir tepsi, bir miktar gay ve on ekmekle birlikte her ögrenci Per§embe günleri evden ögretmenine bir ekmek getirmek zorundaydi. Ögrenci velileri gocuklari Kur'an'i okumaya ba§ladiginda ögretmene hediye olarak gene bir kaftan veriyorlardi. Eger veliler zenginler ise gocuklarinin ögrendigi Kur'an'in her bir suresi igin ögretmene kaftan vermeyi kabul ediyorlardi [3, s. 211].
Cogunlukla 5 ya§indan itibaren mektebe kaydolan gocuklarin egitim süreleri 7 yili buluyordu. Böylece 12 ya§ina kadar tahsil görüyorlardi [3, s. 211]. N. V. Hanikov'un tespitine göre dersler her gün sabah §afagindan ak§am 5'e kadar
* Kiraatle
devam ediyordu. Bu süre i^erisinde ögrenciler devamli olarak mektepte kaliyorlardi. Sadece yemek i?in bir kez eve gidebiliyorlardi. Bunun haricinde mektepten ayrilmalarina müsaade edilmiyordu. Yalnizca Cuma günleri tatildi. Ba§arili ögrencilere herhangi bir ödül veya te§vik uygulamasi söz konusu degildi. Ebeveynler öldürmesi ve sakat birakmasi haricinde Molla'nin ?ocuga dayak atmasina müsaade ediyorlardi [3, s. 212]. Böylece Molla yanindaki degneklerle kurallara uymayan ögrencileri cezalandirmak i?in gerektiginde onlari dövüyordu.
Buhara mekteplerinde egitimin i?erigi belirlenmi§ ve ögrenme hedefleri tespit edilmi§ti. N. V. Hanikov'un belirttigine göre mekteplerdeki egitim kursu 8 kitabin okunmasindan ibaretti: 1)Alfabe, 2) Kur'an, 3) Farzegayn, 4) £ar Kitap, 5) Dozbi, 6) Hoca Hafiz, 7) Masla-kul-el-Muttakin, 8) Bedil... Ögrenciler bu kitaplardan Farzegayn haricindekileri tek kelimesini anlamadan okuyorlardi [3, s. 211]. Mektebe yeni ba§layan ?ocuklar ilk önce Arap alfabesini ögreniyorlardi. Ögrenciler ilk okuma yazma becerilerini elde ettikten sonra Heft-i Yek (Kur'an'in 1/7'lik kismi) kitabini okumaya ba§liyorlardi ve 2 yil boyunca bu kitaptaki Kur'an surelerini ezberlemeye 5ali§iyorlardi [2, s. 210]. Sonra Fars^a yazilmi§ £ar Kitap (dört kitap)'i okumaya ba§liyorlardi. Bu kitap ahali arasinda Kur'an'dan sonra en popüler olaniydi. Adindan da anla§ilacagi üzere dört tane birbirinden bagimsiz kitaptan olu§maktaydi. Her bir kitabin kendi yazari ve ismi vardi. Kitaplarin ü?ü §iir ve biri nesir §eklinde yazilmi§ti. Bunlar §erafeddin Buhari'nin Nam-i Hak, Kadi Azmiddin'in Be-dan, Celaleldin Kuhiy'in Mühimma 'tul Müslimin (Müslümanligin Mühim Meseleleri), Muhammed ibn Ibrahim Ferididdün Attar'in Pendname-i Attar (Attar'in nasihati) adli kitaplariydi [13, s. 33]. Bu eglenceli ve ibret verici kitaplar bütün Orta^ag boyunca Türkistan ahalisi arasinda büyük popülerlikle kullanilmi§ti. Kitaplarda dini ibadetlerin yapilmasindan evvel gusül ve abdestin alinmasinin kurallari, ibadetleri yerine getirirken yapilmasi arzu edilen ve yasaklanan davrani§lar, Müslümanin on iki mükellefiyeti, namaz yükümlülügü, namazin kurallari ve gereklilikleri, kutsal ay Ramazan'da tutulmasi gereken orucun kurallari, zekat ve hac yükümlülükleri vb. dini hususlardan bahsediliyordu [2, s. 211]. Ögrenciler bunlara ek olarak yazmayi da ögreniyorlardi. Eger mektep Özbeklerin Taciklerden daha fazla oldugu bir yerde kurulmu§sa o zaman yukarda sayilanlara 5 Türk?e kitap daha ekleniyordu: 1) Kitabi Fuzuli, 2) Lisan-üt-Türk, 3) Divani emiri-Nevayi, 4) Huayda, 5) Kissa-i Divanen Me§reb [3, s. 211].
Türkistan'da ögrenciler mekteplerden, mollanin onlarin aldigi egitimi yeterli gördügünde ayrilabiliyorlardi. Onlara herhangi bir mezuniyet belgesi verilmiyordu [13, s. 37].
Yüksek Ögretim (Medrese)
Tarih?i Ahmed Doni§'in belirttigine göre Buhara'da i§ ba§ina gelen ilk Mangit hükümdarlarinin (Muhammed Rahim Atalik ve Danyal Biy Atalik) dönemde medrese egitimi acinacak haldeydi. Danyal Biy devrinde (1758-1884) medrese ve mescitlerin bir?ogunda dersler ve namaz kilinmasi durmu§tu. Medrese hücreleri e§ekler i?in ahir bölmesi ve bakkallarin tahil ambarlari halini almi§ti [1, s. s.27-28]1. Ne var ki, Emir
1 Bu ele§tirel ifadelerine ragmen Danyal Biy Atalik'in hakimiyeti devrinde Buhara'da egitimin durumunu aydinlatmasi bakimindan esir bir Rus askeri olarak on yil süresince Buhara'da kalan F. Efremov'un izlenimleri ehemmiyet arz etmektedir. F. Efremov Buhara'daki egitim sistemi ve kurumlari hakkinda §u degerli bilgileri vermektedir: "Buhara'da gok iyi okullar vardir. Bütün Buhara ülkesinden, Hive'den, diger farkli memleketlerden ve kismen de bizim Tatarlardan oraya akip geliyorlar. Bu okullar da mescidlerin yanlarinda bulunurlar ve
§ah Murad ve Emir Haydar devirlerinde mektep ve medrese egitimi oldukça geliçti. §ah Murad medrese ögrencilerini vergi gelirlerinden tahsis ettigi burslarla destekledi [9, s. 349]2. Böylece onun devrinde medreselerde egitim alanlarin sayisi, bazi ver-ilere göre 30 Bin kiçiye ulaçti [5, s. 101-108].
§ah Murad ve Emir Haydar Buhara'da egitimin destekleyicileri sifatiyla ayni zamanda müderris olarak medreselerde ders vermiçlerdi. §ah Murad Hanefilerin standart eserlerinden olan Burhaneddin Merginanî'nin (öl. ii9l) hukuk ilmine göre Hidaya, Pezdevi'nin Kitab-i Usûli'd-Din ve meçhur Kur'an uzmani Endülüslü E§-§atibi'nin (ö. ii94) tefsiri ve onun yorumculari hakkinda dersler veriyordu [9, s. 350]. Emir Haydar Buhara'da saray mescidinin yaninda bir medrese in§a ettirdi ve kendisi burada egitim verdi. "Tahkikat-i Arak-i Buhara" adli eserin müellifi Seyid Muhammed Nasir b. Muzaffer'in ifade ettigi üzere Emir Haydar "ögleden sonra genellikle Hanakah'in önünde yirmi ögrenciyle sohbet ediyor ve kendi degerli hayatini boçuna geçirmiyordu". Onun tarafindan Semerkant'ta inçasi baçlatilan Ali Medresesi Emir Nasrullah döneminde i833'te tamamlandi [2, s. 2i2]. Ahmed Doniç'in abartili sözlerle ifade ettigine göre Emir Haydar'in hâkimiyeti devrinde "her taraftan ve dünyanin meskûn her kismindan insanlar Buhara'da egitim görmeye geliyorlardi. Bilimler ve çeriatin kaideleri o kadar inkiçaf etmiçti ki, islam tarihinde (eski) padiçahlardan hiç biri devrinde böyle bir baçari ilim adamlarinin (payina) dü§memi§tf' [i, s. 31]. Selefleri kadar medrese egitimine dü§kün olmasa da Emir Nasrullah uzun iktidari devrinde Buhara medreselerini desteklemeye devam etti. Bu amaçla zekât olarak toplanan paralarin bir kismini medreselere bagiçladi [3, s. 88]. Onun döneminde artik Semerkant medreseleri önemini yitirmiçti. Bu yüzden Semerkant ve Buhara Emirligi'nin diger bölgeleri ile Hive, Hokand ve birçok Tatar bölgelerinden Müslüman ögrenciler yüksek egitim almak için Buhara'ya geliyorlardi [il, s. 45].
medreseler olarak adlandirilirlar. Medrese binalari epey büyük, ta§tan ve iki katlidir. Böylesi medreselerden bu ba§kentte dikkate §ayan olanlar sekiz tanedir. Onlardan be§i büyük, ikisi veya щ tanesi daha k^ük ve tek katlidir. Her birinde otuz dört hücre bulunur; bir hücrede iki veya щ ögrenci, bir de щ ögretmenin yani sira molla vardir ve zenginlerden ücret alinir. Fakirlerden ise hiçbir §ey alinmaz, ayrica onlarin ia§esi saglanir, o yüzden medreselere miras birakiyorlar (ancak, az). Köylerden veya daha dogrusu topraklardan onlarin i§lenmesi kar§iliginda saglanan kazançlarin yarisini alarak gelir elde ediyorlar. Mollalarin kendi ev-leri vardir. Ögrencilerin (onlardan birçogu bazen 45 hatta 50 ya§inda oluyor) büyük bir kismi evlidir. Onlar gündüz medreselerde egitim alirlar, geceleri ise evlerine e§lerinin yanina giderler. Bu medreselerdeki ögrencilerin sayisi bazen ¡000 ki§iyi a§ar, çogunlukla da daha az olur. Ramazan Bayrami'nin ba§langicinda onlarin hepsi ögretmenleriyle geceleyin saat on birde Saray'a Han'in huzuruna çikarlar, Han onlara lapa ikram eder, ögretmenler ve ögrencilere ne ögrettiklerini ve ögrendiklerini sorar, sonunculari sinar ve ba§arisina göre ögrencilerden her birine para ihsan eder" [1, s. il6-ill].
2 §ah Murad devrinde il95 kiçinda Buhara'da bulunan Rus maden mühendisi T. S. Burnaçev'in Buhara'daki egitim sistemi hakkindaki izlenimi §öyleydi: "Birçok mesc-itlerin yaninda her yantan insanlarin okuma yazma ögrendigi ve islam egitimi aldigi ufak daireler in§a edilmi§tir. Buralarda 60 yaçinda ögrenciler vardir. Yeteri kadar insan bu okullarda kendi geçimini saglayarak egitim görüyor, fakir ögrenciler ise hazine tarafindan destekleniyor. Onlar çaliçkanliklarina ve ba§arilarina göre maa§ aliyorlar. Ögretmenler de bir tanesi dahi istisnasiz, maa§li oluyorlar ve bunun haricinde her sene kendi aileleri için yeterli miktarda bugday aliyorlar" [i3, s. i59].
Emir Nasrullah devrinde de medrese egitim sistemi herhangi bir degigiklige ugramadi: Buna göre Buhara Emirligi'nde mektep egitimini tamamladiktan sonra yüksekögrenim görmeyi arzu edenler medreselere kaydoluyorlardi. Medreseler ders verme hakkina sahip bir veya 50k nadiren iki ilim adaminin nezaretinde molla denilen ögrencilerin ilim tahsil ettigi yüksek egitim kurumlariydi [3, s. 212]. Medreselerde egitim igleri müderrisler tarafindan yürütülüyordu. Büyük gehirlerde müderrislerin atamasi igi bizzat Han tarafindan yapiliyordu. Kü^ük yerlerde ise bu igten yerel yöneticiler sorumluydu [2, s. 212]. Buhara Emirligi'nde medrese inga edilmesi ve igletmesi, devletin sorumluluklari arasinda olmamakla birlikte, devlet adamlari tarafindan tegvik ediliyordu. Zira medrese inga etmek ve ona gelir saglamak i^in vakif kurmak hayirli iglerdendi. Bu ^er^evede hayirseverlerin kurdugu medreseler gelirleri tahsis edilen vakiflar araciligiyla maddi olarak destekleniyordu. Medreselerin mali iglerinden sorumlu yöneticisine mütevelli deniliyordu. Mütevelli vakiflardan gelen gelirlerle medreselerin her türlü ihtiya^larini, müderrislerin maaglarini ve ögrencilere verilen burslari kargiliyordu [13, s. 42-44; 5, s. 216; 4, s. 560-562]. Bu hususta 1832 yilinda Buhara'da bulunan ingiliz Subayi A. Burnes göyle diyordu: "Ögrencilere ve profesörlerin* her birine sabit bir ödenek verilirdi; medreselere bagi^ta da bulunulurdu" [8, s. 40]. A. Burnes'ten az bir süre sonra istihbarat toplamak amaciyla Buhara'da bulunan Rus Subayi P. i. Demezon'un tespitleri de ayni istikamettedir: "Her medresenin Han tarafindan görevlendirilen kendi mustakofisi (mütevellisi) vardir. Bu idareci medresenin alacagi olan vergileri veyahut ta vakif gelirlerini toplamak ve parayi müderrisler ile ögrencileri arasinda dagitmaktan sorumludur... " [17, s. 45].
Buhara medreselerinde ^aligan müderrislere tahsis edilen maag ve egitim gören ögrencilere verilen burslarin miktariyla ilgili en detayli bilgiler Rus garkiyat^i N. V. Hanikov tarafindan verilmektedir. Onun verdigi bilgilere göre sayilari 103'ü bulan Buhara medreselerinden bazilarinda müderrislere ödenen maag ve ögrencilerin aldigi burs miktarlari göyleydi: "150 odali Medrese-i Kukaltafta bir müderris 360 tilla maa§ aliyor. Bu medresenin ögrencileri de üg kategoriye ayriliyorlar past kadam yani Sarf'dan Tezib'e kadar derslerden ibaret olan kursta okuyanlar senede 3 tilla aliyorlar, Tezib'den Molla Celal'a kadar ilimlerin gegtigi mianä kursunda ögrenciler 3,5 tilla aliyorlar, Molla Celal'dan kursun sonuna kadar süren pi§ kadam'da herkes senede 5 tilla aliyor; 110 odali Medrese Mir Arab'in ögrencileri 5 tilla aliyorlar; 80 odali Mirza Ulugbeg Medresesi ögrencileri 3,5 tilla aliyorlar; 93 odali Zariyaran Medresesi'nin ögrencileri 5,5 tilla aliyorlar; 94 odali Tursun Can Medresesi ögrencileri 5 tilla aliyorlar, bazen de daha fazla; 92 odali Muhammed §erif Savdagär Medresesi ögrencileri senede 3,5 tilla aliyorlar, müderrisleri ise senede 199 tilla maa§ aliyor; Ku§ Medrese-i Abdullah Han digerlerinden daha kügük degil, fakat oda sayisi tam olarak bilinmiyor, her bir ögrencisi 3,5 tilla aliyor; 93 odasi olan Hiaban Medresesi müderrisleri 180 tilla, ögrencileri de senede 4,5 tilla aliyor;. Hanaka-i Mir Akan Medresesi ögrencileri 3,5 tilla aliyorlar... imparatorige Ekaterina tarafindan in^a ettirilen irnazar Medresesi'nin 60 'tan fazla odasi yoktur, ögrencileri de 2,5 tilla aliyorlar;. Dargül §ifa Medresesi'nin 2 müderrisi var, onlardan her birinin aldigi ücreti 700 tilladan az degildir, oda sayisi da 40'i gegmez; Hoca Cuybari Kelan'daki bir müderrisin maa^i 500 tilladir, ögrencileri ise senede 20'§er tilla alirlar; Cuybari Hurd Medresesi'nde müderris
* Müderrisler
100 tilla alir;... 28) Gauku§an Medresesi'nde müderris 700 tilla aliyor, ögrenciler ise senede 8, 9 tilla aliyorlar; ... 28, 30 odasi olan AliMedresesi ögrencileri 12 tilla aliyorlar;... Cafer Hoca Medresesi ögrencileri 8 tilla aliyorlar; Emir-i í§an Murad Allami Medresesi ögrencileri 5'er tilla aliyorlar..." [3, s. 85-88].
Genellikle dikdörtgen veya kare çeklinde olan ve di§i kerpiç duvarlarla çevrili medrese binalarinin iç kisminda üzerinde abdesthane ve hamam bulunan bir avlu ve hücre denilen avluya bakan odalar mevcuttu. Dershane denilen büyük hücrelerde egitim yapiliyor, kûçûk hücrelerde ise ögrenciler kaliyorlardi. iki katli olan medreselerde mescid olarak kullanilan kubbeli bir salon daha bulunuyordu [13, s. 257]3. Medresede egitime baçlayan ve burada kalmak isteyen ögrenciler bir nevi ögrenci yurdu mantigiyla yapildigi anlaçilan bu hücreleri çogunlukla kendileri de ögrenci olan sahiplerinden satin almak zorundaydi. N. V. Hanikov'un tespitine göre bu hücrelerin her birinin fiyati ögrencinin aldigi ücrete göre 2,5 ile 35 tilla arasinda degiçiyordu. Hücreler arasinda nispeten büyük ve dö§eli olanlarin fiyatlari bazen 70 tillayi buluyordu. Onlardan satin alan bir kimse bekâr olmak kaydiyla isterse hayati boyunca orada kalabilme hakkina sahipti. Evli olanlarin eçleriyle birlikte hücrelerde kalmalari ise yasakti [3, s. 40-41]. 1834-1835 yillarinda istihbarat toplamak amaciyla Buhara'da bulunan Rus askeri görevlisi i. V. Vitkeviç'in raporunda Buhara'daki medreselerin düzenine iliçkin §u ilgi çekici tespitler yapilmiçtir: "Medreseler veya okullar 70 kadar vardir; yapilari bakimindan kervansaraylara benzerler, tekfarklari tavanlari veya damlarinin düz ve kemer üzerinde olmasidir. Ögrenciler hücrelerde mollalarla ortak ya§iyorlar ve onlarin talimatlarina uyuyorlar. Her hücrede bir molla yaçiyor. Molla bu medreseye tahsis edilen hamam, tarla veya kervansaraylardan elde edilen gelirlerden kendi payini aliyor. Bir molla birkaç ögrenciye bakiyor. Ögrenciler ayni zamanda onun uçakligini yapiyorlar ve ondan ne verirse o kadar aliyorlar. Molla medreseden ayrilirken kendiyerini baqka bir arkadaçina satiyor... " [17, s. 103].
3 Buhara medreselerinin mimari durumuyla alakali olarak E. K. Meyendorf §u tespitleri yapmi§tir: "Medreselerin biri digerinden az farkla ayriliyor. Genellikle bu iki katli binalar paralel kenarlidir: yapilar avlunun etrafina yayilmi§tir; enine iki odayla bölünmü§lerdir, odalarin birinde cam ve kapi avluya bakar, digerinde sokaga. Ana kapinin üst kismi genellikle bezeklerle ve renkli fayanslarla dö§enmi§tir ve duvarin üzerine gikarak binanin geri kalan her yerinden daha yüksege uzanir. lg avluda her kanadin ortasi genellikle benzer süs-lemeye sahiptir. 1702 yilinda Buhara'da vefat eden Subhankuli Han'in medresesi renga-renk fayanslariyla digerlerinden daha güzel ve zengin görünümlüdür. Mir Arab, Ebulgazi ve 1650 yilinda Buhara Hani olan Abdulmümin'in medreselerini de belirtmek mümkündür. Bu medresede kaide, Semerkand'dan su yoluyla getirilmi§ ve beyaz oymali mermerden yapilmi§tir" [13, s. 99-100]. L. i. Rempel'e göre Buhara medreseleri mimari bakimdan üg tipe ayrilmaktadir: 1) Tek katli medreseler: Bunlar etrafi hücreler ve giri§in sag veya solunda yer alan dershaneyle gevrili bir ig avlunun bulundugu yapilardi. Ayrica giri§in üzerinde kütü-phane bulunuyordu. 2) iki katli medreseler: Giri§in ötesinde miyonsaray yer aliyor, ondan sagda ve solda biri dershane digeri de mescid olarak kullanilan kubbeli salonlar bulunuyor. Miyonsaray'in üzerinde kütüphane bulunuyor. Avlunun her tarafinda igen dogru bakan, ana kapiyi gevrelemi§ muazzam sütunlann yarim kemerleri yükseliyor, onlarin arasinda sivri kemerleriyle avluya bakan uzun balkonlu iki katta hücreler yer aliyor. Ulugbey Medresesi (1417), Miri Arab Medresesi (1535/6, Madarihan Medresesi (1566), Abdulaziz Han Medresesi (1652) vb. yapilar buna örnektir. 3) Ügüncü tip ise yan cepheden sokaga agilan uzun üst balkonlariyla dikkat gekmektedir. Kukalda§ Medresesi (1578), Hiyobon Medresesi (1655) ve benzerleri buna örnektir, [12, s. 140].
Medreselerde egitim yili Ekim ayinda ba§liyordu. O sirada bütün bir ki§ ifin yag, pirinf, tuz, fay, gazyagi, mum, sabun, odun ve kömür satin aliniyordu ve bunlarin hepsi her bir hücrede ayri olarak muhafaza ediliyordu. Eti teslimat ile aliyorlar ve her hücreye ufak parfalarla dagitiyorlardi [12, s. 141]. Dersler özel kitaplara göre yapiliyordu. Her bir kitabin ögrenilme süresi tespit edilmemi§ti. Egitim günü sabah namazindan sonra ba§liyordu. Ögrenciler dershanelere dagiliyorlar, müderrisin etrafinda yarim halka düzeninde oturuyorlar ve kitap okumaya koyuluyorlardi. Müderris ise yorum yapiyordu. Ögrencinin gününün düzeni §öyleydi: sabah 4'te ba§layan dersler 9'a kadar sürüyordu, öglen 12'de ibadet, öglen yemegi, sonra da ezber ve münazara yapiliyordu. Ögleden sonra saat 4'ten 6'ya kadar ara veriliyordu. Ak§am yemeginden sonra yine geceye kadar ezber yapiliyordu. Her dershanenin kendi ögretmeni ve kendi mümessili vardi [12, s. 141]. Cuma günleri haricinde Per§embe günleri (Emir Haydar devrinde £ar§amba günleri de) ders yapilmasi yasaklanmi§ti. Ramazan süresince ve üf yaz ayinda tatil oluyordu [3, s. 214]. Ögrencilerin uzun yaz tatilinde tarlalarda fali§malari ingiliz Subayi A. Burnes'in oldukfa garibine gitmi§tir: "Medreseler Hükümdarin emri ile ögrencilerin tarlalarda gali§arak ek bir gelir elde etmelerini saglamak igin, yilin yarisinda kapatilirdi. Oxford ve Cambridge üyeleri orak ile bugday bigtiginde ne düqwnürdün?''" [8, s. 40].
Medreselerde ba§lica olarak Arapfa, Mantik, ilahiyat, Fikih, Tefsir ve Hadis dersleri yapiliyordu. Kitaplar üf sinifa ayrilmi§ti: tek ba§ina bilim iferikli metinler; metinlerin afiklama ve ele§tirisini iferen §erhler ve her ikisinin de afiklama ve ele§tirisini kapsayan ha§iyelerden ibaretti [16, s. 259]. Tam egitim yirmi yildan az olmuyordu. Egitim-ögretim dü§ük, orta ve yüksek seviyede olmak üzere üf kurstan ibaretti. Medrese talebeleri her etapta belirlenen ders kitaplarini ve materyallerini ögrenmek zorundaydi. Onlarin özümsenmesinde her bir ögrencinin yetenek ve gayretine bagli olarak e§it olmayan bir süre gerekliydi. Zira medresenin üf merhalesi siniflara göre ayrilmami§ti, bunun yerine ögretimde konulara göre kurs sistemi benimsenmi§ti [2, s. 213]. E. K. Meyendorf'un malumatlarina göre medresede 10, 20 hatta 30 yil süresince Kur'an'in fok sayida yorumlari ögretiliyordu, skolastik ilahiyat Buhara'da ilmin ba§ina koyulmu§tu ve bilginin konusu sirf oydu [10, s. 150].
XIX. yüzyilin ilk yarisinda Buhara medreselerinde egitimin iferigiyle ilgili olarak ilk detayli bilgileri veren Rus kaynagi olarak P. i. Demezon'un raporu dikkat fekmektedir. Onun raporunda Buhara medreselerinde uygulanan egitimin iferigiyle alakali olarak §u bilgiler verilmektedir: "Mollalar uzun yillar boyunca medresede bulunurken i§te §u konulari ögreniyorlar: Arapga okuma ve yazma, Kur 'an'in ge§itli yorumlari (onlar Kadi Beyzavi'nin yorumlarini tercih ediyorlar), Hitabet üzerine bazi eserler. Ömer Katibi'nin eseri ve onun Allama Taftazani yorumlamasi astronomi konusunda en kiymetli gali§malardir. Katibi'nin eserinin ba§ligi "Hikmet'ül-Ayn" (hikmetli baki§) 'tir. "Ayn" kelimesi Arapga "kaynak" anlamina da geliyor. Bu yüzden mollalar size heyecanla "Hikmet'ül-Ayn - Ayn'ül-Hikmet" yani "hikmetli baki§ bilgeligin kaynagidir" demeyerek bu eser hakkinda sizinle asla konu§mayacaklardir.
Dini menkibeler ve onlarin yorumlari da ögretiliyor. Egitim dini yasa bilimi hususunda kügük bir kursla tamamlaniyor. Bu "furani fek" (yasa biliminin ba§langici), Taci §aria oglu Ubeydullah tarafindan olu§turulmu§tur. Bazi mollalar tarih hususunda da iki üg eser biliyorlar. Mesela "Habib-i Siyer" ve "Ravzatü 's-Sefa" gibi. Onlar memnuniyetle Rumi, Mirza Bedil, Hafiz, Saadi, ismet, Kasim ve Nevai'den §iirler ile makamlar okuyorlar. Teoloji hususunda yedi sekiz eseri ezberlemek igin hayatlarinin yirmi, gogu zamanda otuz yilini adayan gok sayida
mollalari görmek hakikaten yaziktir. Dini gelenekler ve hayat §artlari yüzünden onlarin tarih ve astronomi bilgileri bulaniktir ve kismen yanli§tir. Ben artik higbir telakkilerinin olmadigi cografya hakkinda konu^muyorum" [17, s. 45].
N. V. Hanikov tarafindan medresede egitim sistemi ve özellikle okutulan dersler hakkinda gok daha detayli bir §ekilde bilgiler verilmi§tir. Onun belirttigine göre Buhara medreselerinde temel olarak ilahiyat (§eriat), Dil (Arapga) ve dünyevi ilimleri ifade eden Hikmiye veya Hikmet olmak üzere üg kategoride egitim veriliyordu. ilahiyat alaninda ögrenciler Kadi Beyzavi'nin yorumlarindan ba§ka Kur'an'in manasiyla yani Tefsir ilmiyle alakali olarak §eyh-i Zade, Allame el-Taftazani, Hüsameddin ve Abdulhakim Laruhi'nin §erhlerini ögreniyorlardi. Hadis hususunda Mirkat-i §erif adli esere göre yapilan §erhleri (1. Ali ibn Sultan el-Kari'nin Mirkat, 2. Abdullah Han, -bu Fars dilinde yazilan yegane kitap, digerlerinin tamami Arapga-, 3. Mirseyid el-§erif, 4. Tibi) okuyorlardi. Kur'an, Hadis, icma ve Kiyas'a dayanan Fikih ilmi hususunda ise Kur'an ve Hadis'ten ba§ka en gok icma'dan (icma-i Sahabe, icma-i Tabiin ve icma-i Müctehiddin) faydalaniyorlardi [3, s. 214-215]. Fikih hususunda Ubeydullah Sadri§eria'nin Muhtasarü'l-Vikaye ve Abdulmümin Semerkandi'nin Hidaye adli eserleri önemli ba§vuru kaynaklariydi. iki bölümden olu§an (1. Mahmud Tac'ül §eria'nin Vikayetü'l-Rivayet, 2. Ubeydullah Sadri§eria'nin §erh-i Vikayetü'l-Rivayet ve Tavzihi'l-Usül, Abdul Ali el-Burcandi'nin Cami el-Rumus, Allame el-Taftazani'nin Telvih, £elebi'nin Ha§iye, Abdulhakim Laruhi'nin §erhi, Abdulmekarim'in §erhi-§erh, Aliü'l Kari, Molla Fahreddin el-Buhari vb'nin §erhleri) §erh'ül-Vikaye de Buhara medreselerinde gok okutulan Fikih eserlerindendi. Kelam'da imam-i Azam Ebu Hanife'nin Asl-i Tevhid ve Ömer Nesefi'nin Akaidu'n-Nesefi adli eserleri okutuluyordu. Kiraat'ta ise Muhammedü'l-Cezeri'nin ve §atibi'nin §erhlerinden faydalaniliyordu [3, s. 216-218].
Medreselerde temel ilim dallarindan Arapga egitiminde ilk sirada yer alan ilm-i Lugat'ta faydalanilan ba§lica eserler Kamus, Sihahu'l-Cevheri, Tacu'l-Masadiru'l-Beyhaki, Sureh ve Fi'l-Lugat idi. Arapga egitiminde Allame el-Taftazani'nin Mukaddime adli §erhi ve ibn-i Hacib'in §afiya adli eseriyle birlikte ilm-i Hatti Arabi ögretiliyordu. Arapga kelimelerin sonunun dogru telaffuzu igin ilm-i Nahv ögretiliyordu. Ayrica pek gok ders kitabindan faydalanilan ilm-i Aruz, ilm-i Kafiye, Fenn-i Beyan, ilm-i Bedig ve ilm-i Tevarih de Arapga egitimine dahildi. Tarih hususunda Tarih-i iskenderiye, Tarih-i ibn Hallegan ve Tarihi Cihangü§a gibi eserler okutuluyordu [3, s. 218-220].
Hikmet alaninda ögrenciler ba§lica olarak Mantik egitimi aliyorlardi. Mantik igin ilk olarak (Aristoteles'in eseri) issa Guca'yi Nu'man ve Molla Sadik'in §erhleriyle okuyorlardi. Ömer el-Katib'in §emsiye adli eserine §erh-i §emsiye ve Ha§iye-i Mir Seyid-i §erif'ten §erhler getiriliyordu. Ayrica Ha§iye-i Abdulhakim-i Laruhi, Molla Ahmed ve Hüsameddin'e de göz atiyorlardi. Allame el-Taftazani'nin Te'zib adli eserini Muhammed ibn Assad-Davani, Hoca Cemal, Ahund Yusuf Karabagi, Kadi Mübarek, Hani Molla ve Hani Ulüm'ün yorumlariyla inceliyorlardi. Sullamu'l-Ulüm'ü Kadi Mübarek, Firuz-§ahi, Mir Sadreddin gibilerin §erhleriyle okuyorlardi. Dogal bilimleri ifade eden Tabiiye, metafizik anlaminda ilahiye ve gergekte olmayan ancak akilda bulunan dü§ünceyi ele alan Riyaziye gibi ilim alanlarindan sadece Tabiiye'ye dahil olan ilm-i Hesab yani Aritmetik ve ilm-i Münazara oldukga kisa bir §ekilde okutuluyordu. ilm-i Münazara'da Ömer el-Katib'in Hikmetü'l-Ayn adli eserinden ve ge§itli müelliflerin §erhlerinden istifade ediliyordu [3, s. 220-222].
Sonu? olarak medreselerde genel ogrenim disiplinlerinden mantik, astronomi, geometri, tip, kimya, tarih, cografya, edebiyat, aruz, temel mimari, yazi, muzik, ahlak ve hitabet sanati egitimi veriliyordu. Medrese ogrencilerinden imam Buhari, Ebu Mansur Maturidi, Burhaneddin Merginani'nin eserleri dahil toplam olarak 137 eseri ve ders kitabini bilmeleri talep ediliyordu [3, s. 222]. Medreselerde ogrencilerden ogrenmeleri talep edilen bu uzun ilmi eser listesinden egitimin daha ?ok din adami yeti§tirmeye yonelik olarak programlandigi anla§ilmaktadir. Bu hususta ingiliz Subayi A. Burnes Buhara'daki medreseleri degerlendirirken §u tespit ve ele§tirileri yapmi§tir: "Ogrenim doneminde siniflar gun dogumundan gun batimina kadar agikti; Profesorler surekli olarak derse katilirlardi; bilim adamlari munazaralara rehberlik ediyor iken, teoloji konularin onlarin huzurunda tarti§ilmasindan nefret ederlerdi. Bir ki§i ''Tanrinin oldugunu kanitla!'' dedi ve diger maddeler ile birlikte be§ yuz kanit ileri surdu. Ogrenciler tamamiyla diger butun konularin yerine, teoloji ile me§gul olurdu: onlar ulkelerinin tarihi konusunda bile oldukga cahillerdi. Onlar, buyuk bir gosteri§ ve fiyaka yaparak namaz kilanlarin haricinde, insanlarin mezhebine bakmadan herkese saygi gosterirlerdi" [8, s. 41]. A. Vambery ise Buhara medreselerinde verilen egitimin i^eriginde dini bilimlerin agirligi, buna mukabil tabii disiplinlerin yetersizligiyle alakali olarak §u kritigi yapmi§tir: "Olaya yuzeysel bakanlar, bu hayir kurumlarinin kurucularininyuksekamag ve gabalarina hayran kalirlar. Oysa, gergekte bu kurumlarin sirf taassup du§uncesiyle var olmu§ §eyler oldugunu, Orta Qag'da bizde oldugu gibi, bu medreselerde de ufak-tefek birkag mantik ve felsefe kitabi di§ta tutulursa, genelde okutulan §eylerin dinsel bilimler ve konulardan olu§tugunu bilemezler. Belki ko§ede bucakta §iir, nesir ve tarihle ugra§maya heveslenen birkag istekli bulunabilirdi. Ama bu sanatlar, halk arasinda gereksiz sayildigindan ve ilgilenenler hakarete ugradigindan, bunlari okumak isteyenler, kimseye haber vermeden, amaglarini gizlice gergekle§tirebilirlerdi' [14, s. 175].
Buhara medreselerinde dersler belirli bir program usulunce icra ediliyordu. Nitekim N. V. Hanikov medreselerde derslerin verilmesi duzenine ili§kin §unlari yazmaktadir: "ilk once Sarf, sonra ilm-i Nahv konularini ogretiyorlar, onun sunulmasi esnasinda Kafiye kitabina kadar ilerliyorlar, o zaman fikih ilimlerinden ve Arap Dili hususundaki ilimden Muhtaser 'i okuyorlar, ilm-i Aruz ve hikmiye ilmi munazarayi ogretiyorlar. Ondan sonra mantik yorumlamalarina giri§iyorlar, onunla alakali ilk iki kitabi tamamladiktan sonra ilm-i Kelamla alakali ilk iki kitabi okumaya gegiyorlar, onlari bitirip geri kalan iki mantik kitabini onlardan ilkiyle yani Tezib ile birlikte agikliyorlar. Sonra ikinci fikih kitabini okuyorlar. Bunun ardindan Hikmet ul-Ayn'i ele aliyorlar, daha sonra ilm-i Kelam'in uguncu kitabini ve onunla ayni zamanda Fenni Mean, Fenni Beyan ve ilm-i Bedig ve ayni §ekilde uguncu fikih kitabinin ba§langig kismini goruyorlar. Sonra usulu fikih ve uguncu fikih kitabinin devamini ogretiyorlar, ondan sonra birinci Hadis kitabi ve onunla birlikte ilm-i Ferraiz ve ilm-i Kiraat ve ayni §ekilde ilm-i Hesab konularini i§liyorlar. Kurs Kadi el-Beyzavi'nin Tefsiri'nin okunmasiyla sona eriyor" [3, s. 222].
Medrese egitimini tamamlayanlar genellikle kadi veya kadi yardimcisi gorevlerine ataniyorlardi. Onlardan bazilari da mescitlerde imam olarak gorevlendiriliyorlardi. Mezunlardan kimileri ise medreselerde kalarak muderris oluyorlardi [5, s. 217].
Sonug
XIX. yuzyilin unlu Rus §arkiyat?isi N. V. Hanikov'un eseri ba§ta olmak uzere Buhara Emirligi'nin egitim sisteminden bahseden tarih kaynaklarindan,
ögretimin sinif sistemi yerme gerek mekteplerde gerekse de medreselerde birgogu islami bilimlerle alakali olan belirli kitaplarin esas alinmasi suretiyle kurs usulünün benimsenerek yapildigini tespit etmek mümkündür. Mektep egitiminin temel fonksiyonunun bir Müslümanin bilmesi dinen zorunlu olan hususlarin ögrenilmesi olarak gergevelendigi anla§ilmaktadir. Bununla birlikte mektep egitiminden ba§layarak uzun yillar devam eden medrese egitiminin sonuna kadar belirlenen kitaplarin ezberlenmesi ve bilhassa medreselerde bunlar üzerine yorumlar yapilmasi usulünün uygulandigini da belirtmek gerekir. Din egitimi merkezli medreselerdeki derslerin agirliginda tabii bilimlerin eksik kaldigi da a§ikardir. Bu cihetle Buhara egitim sisteminin temelini daha gok din uzmani yeti§tirmek olu§turmu§tur. Nitekim medreselerden mezun olanlarin daha gok kadi, imam ve müderris mesleklerinde istihdam edilmeleri bu görü§ü desteklemektedir. Medreselerin tek tip egitim sistemini benimseyerek ayri disiplinler üzerinde uzmanla§mamasinin en önemli sonucu, özellikle mühendislik, askerlik ve tip gibi toplum igin zorunlu alanlarda ihtiyag duyulan personel ihtiyacinin kar§ilanmamasina ve böylece Buhara Emirligi'nin birgok alanda geri kalmasina sebep olmasidir.
Kaynakga
1.Ahmed Doni§. istoriya Mangitskoy Dinastii. Perevod, predislovie, primeganiya i. i. Nadjafovoy. Du§anbe: izdatelstvo Doni§, 1967.
2. Habibulloevig, Djurabayev, Djam§ed. Sistema Musulmanskogo Obrazovaniya v Buharskom Hanstve v Kontse XVIII-Nagale XIX vv. (po Materialam Russkih istognikov). Vestnik Tadjikskogo Gosudarstvennogo Universiteta Prava, Biznesa i Politiki, Seriya Gumanitarnih Nauk, No:3/8, 2013. s. 209-216.
3. Hanikov N. Opisanie Buharskago Hanstva. Sankt-Peterburg, 1843.
4. istoriya Uzbekistana (XVI - Pervaya Polovina XIX Veka), izdatelstvo Fan, Ta§kent, 2012.
5. ivanov P. P. Ogerki po istorii Sredney Azii (XVI - Seredina XIXv.). Moskva: izdatelstvo Vostognoy Literaturi, 1958.
6. Kog Dinger. Bir Rus Mühendisinin (T. S. Burna§ev) Gözüyle §ah Murad Devrinde Buhara Emirligi. Türk Dünyasi Ara§tirmalari. Sayi: 237. istanbul, 2018, s. 139-170.
7. Kog Dinger. Bir Rus Esirinin Gözüyle Danyal Biy Atalik Devrinde Buhara Hanligi ve Kom§ulari. Türk Dünyasi Ara§tirmalari. Sayi:234, istanbul, 2018. s.143-190.
8. Köse Kür§ad. ingiliz Seyyah Alexander Burnes'e Göre XIX. Yüzyilin ilk Yarisinda Buhara Hanligi. istanbul Üniversitesi Sos. Bil. Ens.Yayinlanmami§ Yüksek Lisans Tezi, istanbul, 2017.
9. Kügelgen Anke von. Die Legitimierung Der Mittelasiatischen Mangitendynastie in den Werken ihrer Historiker (18-19 Jahrhundert), istanbul, 2002.
10. Meyendorf E. K. Pute^estvie iz Orenburga v Buharu, Predisl. N. A. Halfina. Moskva: Glavnaya Redaktsiya Vostognoy Literaturi izdatelsva "Nauka", 1975.
11. Obroz Russkih Pute^estviy i Ekspeditsiy v Srednyuyu Aziyu MAteriali k istorii izugeniya Sredney Azii Qast 1 1715-1856. Ta§kent: izd. Sagu, 1955.
12. Rempel L. i. Dalekoe -Stranitsi Jizni, Bita, Stroitelnogo Dela, Remesla i iskusstva Staroy Buhari- i Blizkoe, izd. Literaturi i iskusstva imeni Gafura Gulama. Ta§kent, 1981.
13. Somuncuoglu B. Tümen, Türkistan'da Egitim (1865-1917) ve Qarlik Rusya 'sinin Sosyo-PolitikAgidan Egitime Yaklagimi, Gazi Üniversitesi Sos. Bil. Ens. Yayinlanmami§ Doktora Tezi. Ankara, 2006.
14. Vambery Arminius. Bir Sahte Dervi§in Orta Asya Gezisi, £ev.Abdurrahman Samipa§azade Abdülhalim, Kitabevi Yay., istanbul, 2011.
15. Veselovskiy M. N. V. Hanikov. Biografigeskiy Slovar, T. XXXVII, S. Peterburg, 1903. s. 56-57.
16. Vurgun Seda Yilmaz. XIX. Yüzyilda Seyahatnamelerin I^igi Altinda Buhara Emirligi (Hanligi), Sakarya Üniversitesi Sos. Bil. Ens. Basilmami§ Doktora Tezi, Sakarya, 2013.
17. Zapiski o Buharskom Hanstve (Otgeti P. i. Demezona i i. V. Vitkeviga). Glavnaya Redaktsiya Vosto^noy Literaturi izdatelstva "Nauka", 1983.
Yazar hakkinda bilgi: Ko? Din?er, do?ent, istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bolümü Ogretim Üyesi, e-mail: [email protected]
Malzeme alma süresi: 22.02.2020 Baski ifin kabul edilir: 02.10.2020
СИСТЕМА ОБРАЗОВАНИЯ В БУХАРСКОМ ЭМИРАТЕ
Коч Динчер
Стамбульский Университет Стамбул, Турция [email protected]
Резюме. Статья посвящена системе образования Бухарского эмирата. После падения власти Тимуридов, местные мектебы и медресе давали по большей части богословское образование, что, отчасти стало причиной упадка Бухарского государства во многих сферах общественной жизни. Большой удар по деятельности учебных заведений Бухарского ханства был нанесен во время правления Абульфейз-хана, когда происходит усиление сепаратистских тенденций и ослабление центральной власти. И в последующее время система и содержание образования в Бухарском ханстве не претерпели особых изменений.
Ключевые слова: Бухарский эмират, система образования, мектеп, медресе, религиозное образование.
Для цитирования: Ko? D. Buhara Emirligi'nde egitim sistemi. Тюркологические исследования. 2020;3(1):7—17. (на турецком языке)
Сведения об авторе: Динчер Коч, доцент кафедры истории, факультета литературы Стамбульского университета, e-mail: [email protected]
Дата поступления материала 22.02.2020 Принят к публикации 02.10.2020