The Journal of Academic Social Science Studies Yil: 16 - Sayi: 94 , s. 1-24, Bahar 2023
Sosyal Ögrenme Kuramiyla Ögrenmenin ilkokulda Kullanilmasi*
**
Doç. Dr. Hatice Kadioglu Ate§ ORCID ID: https://orcid.org/0000-0001-6916-1257 istanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, Egitim Fakültesi, Temel/Özel Egitim Bölümü, istanbul - TÜRKiYE
Bekir Çaliçkan ORCID ID: https://orcid.org/0000-0005-7589-287X Ögretmen / Milli Egitim Bakanligi, istanbul - TÜRKiYE
Makale Geçmiçi
Geli§: 28.12.2022 Kabul: 24.03.2023 On-line Yayin: 30.03.2023
Anahtar Kelimeler
Sosyal Ögrenme Model Alma ilkokul
Ara§tirma Makalesi
* Bu makale, intihal.net tarafindan taranmigtir. Bu makale, Creative Commons lisansi altindadir. Bu makale için etik kurul onayi gerekmemektedir.
** Bu çaligma, Bekir Çaligkan'in Doç. Dr. Hatice Kadioglu Ateg danigmanliginda Isranbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Egitim Bilimleri Enstitüsünde yaptigi tezsiz yüksek lisans proje çaligmasinin bir bölümünden türetilmigtir.
Sosyal Ögrenme Kuraminayla ögrenme, özellikle günümüz gartlarinda kabul gören bir yaklagim olmugtur. Sosyal ögrenme kuramina "Sosyal Biligsel Kuram" da denir. Sosyal ögrenme kuraminda; bireysel, davranigsal ve gevresel faktörlerin etkisi önemlidir. Bireyler toplumdakii digerlerinin hareketlerini taklit yoluyla ögrenebilirler. Buna model alma denir. Insanlar diger insanlarla sürekli etkilegim halindedir. Birey gevresindeki olaylari gözlemler. Begendigi ve diger insanlar tarafindan takdir edilen davraniglari bellegine kaydeder. Zamani geldiginde de kullanir. Sosyal ögrenme yoluyla ögrenme yagamsal ve deneyimsel bir yöntemdir. Aragtirmada sosyal ögrenme kuraminin tarihsel geligimi, model alma yönteminin dayandigi ilkeler ve kavramlar gerekli literatür taramasiyla agiklanmaya galigilmigtir. ^aligmada alanyazin incelemesi yapilmigtir. Aragtirma bir literatür galigmadiri. Konuyla alakali bilimsel eserler incelenmig ve yeniden yapilandirilmigtir. Ilkokulda Türkge, matematik, din kültürü, okuma yazma, okuma aligkanligi kazanma, müzik, hayat bilgisi, sosyal bilgiler, trafik, fen bilimleri ve insan haklari ve yurttaglik gibi dersler vardir. Bu derslerin hepsinde ilkokul yag grubu ögrencileri igin sosyal ögrenme kurami uygulanabilir. Örnegin; müzik dersinde herhangi bir enstrüman galmayi ögretirken ögretmen ögrencilere rol model olabilir. Insan haklari dersinde ögrencilere adalet ve egitlik kavramlarini anlamalari ve benimsemeleri igin drama yaptirilabilir. Matematik derslerinde sikga iglem ve problem gözdürülür. Bu problemleri gözebilen ögrencilere ödüller verilerek diger ögrencilere dolayli pekigtiregler sunulabilir. Bu sayede matematik dersinde bagarili olan ögrencilerin davraniglarini gözlemleyen diger ögrenciler de ögrenme igin gaba sarfedebilirler. Böylece motivasyonlari arttmlabilir. Ilkokulda sosyal ögrenme kurami kullanilarak istendik davraniglar pekigtirilirken istenmeyen davraniglarin da söndürülmesi gergeklegtirilebilir.
Oz
DOI:
http://dx.doi.org/10.29228/JASSS.67363
Atif Bilgisi / Reference Information
Kadioglu Ateç, H. & Çaliçkan, B. (2023). Sosyal Ogrenme Kuramiyla Ogrenmenin ilkokulda Kullanilmasi. Jass Studies-The Journal of Academic Social Science Studies, 16(94), 1-24.
The Journal of Academic Social Science Studies Year: 16 - Number: 94 , p. 1-24, Spring 2023
Using Learning With Social Learning Theory in Primary School* **
Assoc. Prof. Dr. Hatice Kadioglu Ateg Istanbul Sabahattin Zaim University, Faculty of Education, Department of Special Education, Istanbul-
TURKiYE
Bekir ^aligkan
Teacher / Ministry of National Educaiton, Istanbul - TURKiYE
Artcile Histo
ry
Abstract
Submitted: 28.12.2022 Accepted: 24.03.2023 Published Online: 30.03.2023
Keywords
Social Learning Modeling Primary School
Research Article
* This article was checked by Intihal.net. This article is under the Creative Commons license. Ethics committee approval is not required for this article.
DOI:
http://dx.doi.org/10.29228/JASSS.67363
Learning with Social Learning Theory has become an accepted approach especially in today's conditions. Social learning theory is also called "Social Cognitive Theory". In social learning theory; The influence of individual, behavioral and environmental factors is important. Individuals can learn the actions of others in society through imitation. This is called modeling. People are in constant interaction with other people. The individual observes the events around him. He records the behaviors he likes and appreciated by other people in his memory. He also uses it when the time comes. Learning through social learning is a vital and experiential method. In the research, the historical development of social learning theory, the principles and concepts on which the modeling method is based were tried to be explained with the necessary literature review. In the study, literature review was made. The research is a literature study. Scientific works related to the subject were examined and restructured. In primary school, there are courses such as Turkish, mathematics, religious culture, literacy, reading habits, music, life studies, social studies, traffic, science and human rights and citizenship. Social learning theory can be applied for primary school age group students in all of these courses. For example; The teacher can be a role model to the students while teaching them to play any instrument in the music lesson. In the human rights lesson, drama can be made so that students understand and adopt the concepts of justice and equality. Mathematics lessons are frequently used to solve operations and problems. Indirect reinforcements can be offered to other students by giving rewards to students who can solve these problems. In this way, other students who observe the behavior of students who are successful in the mathematics course can also make an effort to learn. Thus, their motivation can be increased. By using social learning theory in primary school, desired behaviors can be reinforced while undesired behaviors can be extinguished.
GIRI§
Bilim adamlari, yillar boyunca insanlarin ögrenmeyi nasil gergeklegtirdikleri konusunu agiklamaya galigmiglardir. Edimsel ve tepkisel kogullanma kuramlari, insan ve hayvan davraniglarinin degigtigi uyaricilar üzerinde durmuglardir. Bu davraniglarin hangi uyarici ve pekigtireglerle arttigi ya da eksildigini agiklamaya galigmiglardir (Bacanli, 2003:72). Insanlarin göreceli ve bazi karmagik davraniglari, herhangi bir pekigtireg ya da uyarici olmadan direkt kazandiklari fark edilmigtir. Örnegin, ögrenciler Istiklal Margi'ni duyduklarinda saygi duruguna gegmeyi, okul müdürünü kargidan gelince gördüklerinde birbirleriyle kavga etmeyi birakmayi gözlem yaparak sonradan ögrenmiglerdir. Yine, sinif kapisini galarak ögrencilerin igeri girmeleri, ögrencilerin geg kaldiklari igin özür dilemeleri, komutanlarini gören askerlerin ayaga kalkmalari ve annesinin örümcek görmesiyle korktugunu gören gocugun artik örümcek gördügünde korkma davranigi pekigtiregsiz ögrenilen davraniglardandir (Erden ve Akman, 1998:86).
Skinner ve diger bazi davraniggilar, ögrenmenin zihinde gegen süre üzerinde etkisi olmadigini ileri sürmekteyken sosyal ögrenme kuramcilari bu süreyi önemsemektedirler. Bu kurami savunanlar, insanlarin plan yapma, anlama, inanma ve dügünme tarzlarinin ögrenmenin büyük bir kismini olugturdugunu söylemektedirler. Ayrica bu kuramcilar, edimsel ve klasik kogullanmanin karmagik olan insan davraniglarini agiklamada yetersiz kaldigini ileri sürmektedirler. Davraniggi kuramcilari insan davraniglari ile hayvan davraniglarini bir tuttuklari igin elegtirmektedirler. Insanlarin sosyal pekigtireglere ihtiyag duymalari yönüyle hayvanlarin davraniglarindan ayrildigini ileri sürmektedirler (Ergün, 2004:43).
Hayvanlarin dügünme, segme ve gevre tercihi yoktur. Zaten gevreler de hayvanlarin varligi ile degigmemektedir. Insanlarin ise dügünme, segme, bulunduklari gevreyi ve kültürü degigtirme gibi yetenekleri ve üstünlükleri vardir. Bu yönleriyle hayvanlardan farkli ve üstündürler. Toplumda insanlar digerlerini gözlemleyerek ceza ve ödül yoluyla davranig kazanabilirler. Bu sebeple sosyal ögrenme bagka bir deyigle" Bireyleri seyrederek gevreden ögrenme" veya "toplum iginde ve toplum igin ögrenme" dir (Kalkan, 2008:304). Bisiklet sürme, gitar galma, yap boz yapma, resim yapma konusunda yetenekli olan bir ögrencinin yagli boya teknigi ile manzara galigmasi yaparken istedigi rengi bulmak igin farkli renklerdeki boyalari degigik oranlarda karigtirmasi sonucunda aradigi renge ulagmasi, bir gocugun bozulan oyuncaginin pargalarini geligigüzel söküp takarken onarmasi gibi pek gok beceriler deneme-yanilma ile ögrenilir. Bazi beceriler ise bagkalarini seyrederek ögrenilir. Örnegin; zehirli bir mantarin taninmasinda deneme-yanilma yapilamamaktadir (Korkmaz, 2003; Ültanir, 1997:48). Diger taraftan, model alma taklit etme de degildir. Seyrederek ögrenmede bilgi edinme de igin igine girer. Bu kurama göre bireyler toplumu gözlemler, kendileri igin yararli sonuglar gikardiklari davraniglari sergilerler. Gözlem yoluyla ögrenilen davranig bellege depolanir ve saklanir. Gerektigi zaman geri getirilerek hatirlanir. Bu yönüyle model alarak ögrenmenin biligsel yönü de vardir (Erden ve Akman, 1998:92). Sosyal ögrenme kuramiyla ögrenme biligsel, gevresel, davranigsal etmenlerin etkilegimidir. Bu galigmada sosyal ögrenme kuramiyla ögrenme yolu anlatilirken ilgili literatür taramalari yapilmig olup bu baglamda yöntem genel prensipleriyle anlatilmaktadir. Bu galigmada, sosyal ögrenme kuraminin tarihsel geligimi ve bu geligimde gelinen son noktanin ilkokullarda ögrencilerin ögrenme süreglerine yansimasinin faydalari incelenmigtir. Sosyal ögrenme kuraminin ilkeleri ile ilkokullarda kullanilmasi gerekliligi ve sosyal ögrenmenin ilkokul 1-4. siniflar arasinda etkin kullaniminin ögrencilerin ders bagarilarina olumlu katkilari aragtirmanin alt bagliklari arasindadir. Bu galigma literatür incelemesidir. Konuyla alakali yazilmig kitaplar, makaleler, lisansüstü tezler incelenmig ve özgün bir gekilde yeniden derlenmigtir.
3
1.1. Sosyal Ögrenme Kuraminin Tarihi Geli§imi
Insanlarin birbirlerinden ögrendigini ilk olarak dile getiren kigilerden biri John Dewey'dir. Dewey bellek ve bellek olugumunu toplumla ilgili olarak dile getirmigtir. Dewey, okulun toplumla iligkili bir devamlilik olarak görülebilecegini, ögrendlerin bu toplulugun üyesi olarak davranmalari ve diger insanlarla anlagma igerisinde ilgilerini kanalize etmek igin gaba sarf etmeleri gerektigini söylemigtir. Sosyal ögrenme üzerine birgok görüg bildiren bir diger kuramci da Lev Vygotsky'dir. Lev Vygotsky'ye göre biligsel geligim ve hayat boyu ögrenme sosyal ögrenmeye ve geligime baglidir. Vygotsky "potansiyel geligim alani" söylemini kullanarak ögrenmenin sosyal ortamda gergeklegtigin ancak, kiginin ilgisi ve ögreten kigilerin önderliginde olugtugunu söylemektedir. Sosyal ögrenme kurami, ilk olarak 1950'lerin ortalarinda Rotter tarafindan ileri sürülmüg; daha sonra Bandura ve Mischel tarafindan geligtirilmig ve genigletilmigtir. Sosyal ögrenme temelinde davraniggi kuramlarin söylemleri olabilmektedir. Sosyal ögrenme kuramini ilk kez dile getiren Julian Rotter'dir. 1947 senesinde bu kurami ortaya atmigtir. Rotter'e göre, insan, kendi hayatina gekil verebilen, deneyimli, dügünebilen, kabiliyetli ve biling sahibi biridir. Pekigtiriciler ve dig uyaricilar da insanin davramglarmi etkilemektedir. Bireyin kendi ig dünyasiyla sosyal yagami arasindaki aligverig onun kigiligini olugturmaktadir. Insan davranigini kavrayabilmek igin insanin gegmigte yagadigi olaylari, tecrübeleri, ögrendigi davranig ve bilgileri bilmek gerekmektedir. Ayrica insanin tepki verdigi uyaricilari da göz ardi etmemek gerekmektedir. Günümüz gartlarinda Albert Bandura sosyal ögrenme kuramiyla birlikte anilmaktadir. Albert Bandura ögrenmenin temeline sosyal davraniggi kurami oturtmugtur. Albert Bandura, insanlarin ögrenme bigimlerini gevresel kogullardan etkileme olarak betimlemektedir. Bandura bireylerin diger bireylerin davraniglariyla birebir gözlemleyip aynisini yapmada sosyal ögrenme kuraminin eksik yönlerini görmüg ve biligsel ögeleri de kuramin igine almigtir. Bu süregler: dügünme, hafiza, dil, davraniglarin sonuglarini tahmin etme ve degerlendirme süzgecinden gegirme geklindedir. Sosyal ögrenme kurami farkli bakig agilarinin karigimi tarzindadir. Sosyal ögrenme kurami semptomatik gekilde gok bakig agili psikoanalitik ögeler ile deneysel kati ve degigtirilmesi zor davranigsal kuramin bir harmanidir. Sosyal ögrenme kuramina göre bireyler ögrenme süreglerini kendileri belirler, yönetir, gekillendirirler ve ögrenmenin iginde aktif olarak vardirlar (Korkmaz, 2003: 218- 225).
4
1.2. Albert Bandura'nin Biyografisi
Albert Bandura 4 Aralik 1925 'de Kanada'da Kuzey Alberta eyaletinde yer alan Mundera isimli yerlegim yerinde dunyaya gelmigtir. Ilk ve orta ogrenimini yuksek notlarla bagarili bir gekilde bitiren Bandura Liseden sonra Alaska Karayolunda iggi olarak galigmigtir. Yuksek ogrenimini 1949 yilinda British Columbia universitesinde Psikoloji bolumunu bitirerek tamamladi. Daha sonra Lowa Universitesi'ne devam ederek 1952 yilinda Psikoloji doktorasini aldi. Aslinda alani Klinik Psikoloji olmasina ragmen Lowa Universitesi'nde okudugu zamanlarda Kenneth Spence'den onemli oranda etkilenmigtir. Miller ve Dollard'in Sosyal ogrenme ve Taklit adli eserlerinden de esinlenmigtir. Bu kitap, Sosyal ogrenmeyi tamamen davraniggi kaliplar gergevesinde agiklamaktadir (Cuceloglu, 2016:426).
Bandura 1960'li yillarin baglarinda taklit yoluyla ogrenme kavramini yetersiz bulup elegtirir ve bu kavrami genigleterek gozlem yoluyla ogrenme kavramini ortaya atar ve geligtirir. Son donemlerde "Sosyal Biligsel Kuram" ismini verdigi kuramda yalniz ogrenme ve model almanin genel ilkelerini degil, Psikoloji dali alanini kapsayan birgok kavram, ilke ve sured de agiklamaya galigmaktadir. Gorev aldigi Kansas Wichita'daki Wichita Guidance Center'da ogrenci Richard Warlters ile kargilagir ve birlikte ilk kitaplari olan Adolescent Agression(Ergenlerde Saldirganlik) kitabini 1959 yilinda yazarlar. Bandura 1973 yilinda APA'nin bagkanlik gorevini yurutmugtur ve 1980 yilinda bu kurum tarafindan "Bilime Segkin Katkilar" odulune layik gorulmugtur. Bandura iki gocuk babasidir ve son donemlerde
Stanford Universitesi'nde gorev yapmigtir. Albert Bandura galigmalarinda Clark L. Hull, Neal E. Miller ve Kenneth Spence gibi isimlerden etkilenmigtir. Albert Bandura 26 Temmuz 2021 tarihinde Kaliforniya'da hayatini kaybetmigtir (Kaya, 2007:423).
1.3. Sosyal Ögrenme Kuraminin Genel Prensipleri
Insanlar hayatlari boyunca her duruma göre uygulayabilecekleri ve kullanabilecekleri tüm davraniglari dogarken beraberinde kazanarak getirmemektedir. Dogarken dogal yollardan gaba sarf etmeden kazandigi davraniglar da vardir tabi ki; ama bu davraniglar gok az olabilmektedir. Insanlar bulunduklari gevresel kogullara ayak uydurmak igin hayatlari boyunca yeni davraniglar ve bilgiler edinmek zorundadirlar (Selguk, 2018:125).
Sadece okuldaki egitim ögretimle ögrenme gergeklegmemektedir. Sosyal gevremizde gözlemledigimiz bilgilerle dogugtan gelen yetenek ve bilgilerimizi birlegtirerek hayatta bir geyleri bagaririz ve birgok sorunun üstesinden geliriz. Ögrenme yagayarak deneyimledigimiz bilgi ve davraniglarin kalici olmasi ve hayatimiz boyunca kullandigimiz ya da kullanma ihtimali olan davranig ve bilgilerimizin bir bütünüdür. Vücudumuzdaki olgunlagmaya bagli gegici olarak edinilen her davranigi ögrenme olarak tanimlayamayiz (Senemoglu, 2013:94).
Bireyler arasindaki etkilegimde konugarak ya da konugmadan kigiler arasi bilgi ve davranig aktarimi yapilabilmektedir. Bu aktarimlarin gogu konugmadan yapilan aktarimlardir. Modelin jest ve mimikleri, ses tonu, kiyafetleri, temas etmesi konugmadan verilen iletim ve aktarimlardir. Model, iletigimde gözleyen agisindan kaynaktir. Bu nedenle modelin güven verici, inandirici, ilgi ve dikkat gekici ve iginin ehli olmasi gerekmektedir (Cüceloglu, 1996:33).
Bandura'ya göre sosyal ögrenme, sadece basit bir kayda alma ve kullanma süreci degildir. Ayni zamanda basit bir taklit süreci de degildir. Sosyal ögrenme kuramiyla ilgili basit deneylerle bu kuramini incelemeye baglayan Bandura, daha sonra kuramin igine bilig faktörünü de eklemigtir. Kuramin adina "Sosyo Biligsel Kuram" demeye baglamigtir. Bunun sebebi insanin basit bir makine olmamasi ve insanlarin duygulari, segme yetileri, karar verme süregleri gibi yeteneklerinin olmasidir. Insan zihni karmagiktir. Bireyin gözlemledigi ve zihnine kaydettigi her davranigi uygulama gibi bir zorunlulugu yoktur günkü basit bir robot degildir. Birey davranigi gözlemler ama taklit etmeyebilir. Bu sebeple davraniggi kuramlardan ayrilir günkü igin igine gözlem ve bilig faktörünü de katmigtir. Gözlemlenen her davranigin sonucunda taklit vardir demek biligi göz ardi etmektir. Birey gözlemledigi davraniglari zihin süzgecinden gegirir ve davranigin sonuglarindaki arti ve eksilere bakarak davranigi taklit edip etmeyecegine karar vermektedir. Örnegin; televizyonda balkondan agagi dogru sarkan bir gocugun dügtügünü gören bir gocuk bu davranigi sergiledigi takdirde zarar görecegini ögrenir fakat bu davranigi tekrar ve taklit etmez. Bir bagka örnek ise; spor yapan insanlarin daha saglikli, fit ve güzel bir vücuda sahip oldugunu gören bir kigi spor yapmanin güzel ve dogru bir davranig oldugunu bilir ama daha ding ve saglikli bir vücuda sahip olmak igin spor yapma egilimi göstermeyebilir. Bu örneklerde de görüldügü üzere güdülenme olsa bile bazen davranig gergeklegmeyebilir. Birey igin spor yapinca daha saglikli olmak ve güzel görünmek güdülenmedir aslinda ama davranig gergeklegmemigtir. Davranigin gergeklegebilmesi igin bireyin duygulari devreye girmelidir. Birey davranigi gergeklegtirmeye istekli ve bu konuda cesaretli olmalidir. Zaten insan davraniglarinin karmagikligi da bütün bu faktörlerin bir araya gelmesiyle alakalidir. Davranigin gergeklegmesi igin bilig, duygular, gevresel etmenler birbirleriyle etkilegim halindedirler. Model alma yöntemiyle ögrenmeye göre, bireyler yagamlarinin yönünü kendileri belirlemekte ve yagaminin her anina müdahale edebilmektedirler. Olaylarin iginde bizzat vardirlar ve ögrenmelerine kendileri bigim verebilmektedirler. Bunu da gözlem yoluyla yapabilirler. Fakat beyin sistemlerini yalniz gözlemlemekle sinirlandirmazlar. Duyugsal, beyin ve motorla ilgili mekanizmalar bireylerin yagamina mana veren hedefleri gergeklegtirmek igin kullandiklari
5
mekanizmalardir. Dügünmenin iglevsel boyutu ile fiziksel boyutu arasinda ince bir gizgi yer almaktadir. Bu noktada hassas bir ayirim yapilmasi gart olmaktadir. Bilig ile ilgili devam eden zamanda beyin, karar verip uygulayarak, sürece yön vererek sadece izleyici rol oynamadigini ortaya koyar ve sürece yön verir. Bireyin beyni yalniz uyaricilara tepki vermez ayni zamanda yaratir, üretir bir nevi kendini ayna gibi yansitir özelliktedir. Insanlar farklilagan olaylara ve durumlara ayak uydurmak igin daha sonraki zamanlardaki davraniglarini düzenler, davraniglarinin ige yarar taraflarini degerlendirme süzgecinden gegirir, yaptiklari tercihleri düzenler ve yapacaklari davraniglarin sonuglarini tahlil ederek kendi davraniglarini kendileri olugturmaktadirlar (Kaya, 2007: 424-428).
1.4. Sosyal Ögrenme Kuraminin Temel Kavramlari
Sosyal ögrenme kuramcilari 3 gegit pekigtiregten söz etmiglerdir. Bu pekigtiregler gevre kaynakli ve ige dönük olmak üzere iki tanedir. Bu pekigtireg gegitleri ise gunlardir:
1.4.1. Dolayli Pekigtireg
Insanlar, diger insanlarin davraniglarinin sonuglarina bakabilir ve eger, davranig ödüllendirilirse, onlar da ayni davranigi sergileyebilirler ama davranig cezalandirilirsa davranigi sergilemekten vazgegebilmektedirler. Dolayli pekigtireg sosyal ögrenme kuramina göre bireyin gevredeki olay ve modelleri gözlemlemesi sonucunda edinilir. Pekigtireg bireye, bireyin direk olarak uyguladigi davranigin olumlu sonucuna göre bizzat kendisine verilmemektedir. Kigi, bir bagkasinin davraniginin sonucunda kazandigi olumlu pekigtireci gözlemler. Bu durumda pekigtireci alan kigi, bireyin gözlemledigi rol modeldir. Birey rol modelin olumlu davranigindan ve sonucundan etkilenir. Sosyal ögrenme kuramina göre, gözlemleyen kiginin aldigi pekigtireg dolayli pekigtiregtir. Bu baglamda gözlem yapan kiginin bizzat kendisinin kendi sergiledigi davranigla pekigtireg almamasi davraniggi kuramla sosyal ögrenme kuramini birbirinden ayirir. Sosyal ögrenme kuramindaki pekigtireg birincil pekigtireg degil dolayli pekigtiregtir. Örnegin; sinavdan yüz alan bir ögrenciye ögretmeninin "aferin'' deyip tebrik etmesi bu davranigi gözleyen diger ögrencilerin de derslerine daha gok galigmak igin gaba sarf etmesine sebep olur. Ögretmenin burada "aferin" demesi diger ögrenciler agisindan dolayli pekigtiregtir. Ama bazi durumlarda bu pekigtireg eksik kalabilir günkü nesnel pekigtireg degildir ler. Dolayli pekigtiregler bizzat bireyin kendisine verilmedigi igin bazi durumlarda etkisini gabuk yitirse de veya birincil pekigtiregler kadar etkin olamasa da sosyal ögrenme kuraminda dolayli pekigtireglerin ige yaradigi ve gözlem yapan kigileri davranigi yapma konusunda harekete gegirdigi ve etkili oldugu söylenebilir (Kaya, 2017:340).
1.4.2. Sosyal Pekigtiregler
Bireylerin davraniglarini meydana getiren sosyal pekigtiregler vardir. Insan karakterini ve davraniglarini olugturabilen bu pekigtiregler oldukga güglü bir etki yaratir. Sevecen bir gekilde gülme, takdir etme, övme, tasdik etme, cesaretlendirmeye daha fazla ilgi gösterme sosyal pekigtireglerdir. Örnegin; bir annenin ya da ögretmenin gocugun yaptigi güzel ve dogru bir davranig kargiliginda gocugu öpmesi, ona sevgiyle sarilmasi bedensel ve maddesel sevecenliktir. Ayni zamanda aile bireylerinin gocukla birlikte parka gitmesi, kitap okumasi, boyama ve resim yapmasi ve lego pargalarini birlegtirmesi gocuk igin sosyal pekigtireglerdir ve gok etkili olabilmektedirler (Yavuz, 2014:29).
1.4.3. Öznel Pekigtiregler
Bu pekigtiregler kiginin igten yönetim ve denetimle kendinin yapmak istemedigi ya da zorlandigi durumlarda o davranigi yapma kargiliginda kendini ödüllendirmesi mantigina dayanmaktadir. Örnegin, kilolu birinin beg kilo verirsem bir tane gikolata yiyebilirim demesi, ders galigmayi sevmeyen birinin girecegi sinavlarda bagarili olursam sinemaya gidebilirim diyerek kendi kendini ödüllendirmesi bu pekigtireglere güzel bir örnektir (Kaya, 2017:340-341).
6
1.5. Sosyal Ögrenme Yöntemiyle Ilgili Bilinmesi Gereken Diger Kavramlar
1.5.1. Anlamsal Genellegtirme
Bu kavramda gözlemlenebilen niceliklerden ziyade gözlemlenemeyen nitelikler ön plandadir. Yaganan olaylardan yola gikilarak yaganmamig benzer olaylara da genelleme yapilabilir, olumlu ve olumsuz hisler kolay bir gekilde genele uyarlanabilir. Örnek verecek olursak; bir rock konserine gidip orada olumsuz olaylar yagamak ve hog olmayan hisler hissetmek daha sonra operaya gitmekle ilgili negatif hisler hissetmemize sebep olabilir (Bayrakgi, 2007:198-210).
1.5.2.Dolayli Ceza
Gözlemlenen bir davranig sonucunda ceza alindigini gören birey bu davranigi yapmak istemez ve vazgeger. Örnegin; okulda kavga eden arkadaglarinin teneffüse gikmadigini gören diger ögrenciler kavga etme egilimi göstermezler. Öte yandan korktuklari igin davranigi gösteremiyorlarsa, korkunun azaldigi ya da yok oldugu gartlarda yine kavga etme egilimi gösterebilir, hatta kavga edebilirler. Örnegin, gocugun annesinin göremeyecegi zamanlarda gikolata yemesi, ögrencilerin ögretmenlerinin göremeyecegi gartlarda sinifta kogmasi ve kavga etmesi gibi. Dolayli ceza sonucunda davranig tamamen de yok olabilir. Örnegin; sinifta ögretmeni ders anlatirken komik gakalar yapip arkadaglarinin dikkatini dagitarak arkadaglarinin arasinda popüler olmaya ve dikkat gekmeye galigan bir ögrencinin ögretmeni tarafindan cezalandirdigini gören ayni gakalari yapan bagka bir ögrenci kendisi bizzat ceza almadigi halde cezayi gözlemleyerek ders esnasinda gaka yapma davranigindan vazgeger ve bir daha yapmaz. Burada dolayli ceza etkili olmug ve davranig sönmügtür (Korkmaz, 2003:228- 232).
1.5.3.Dolayli Duygusallik
Bagka insanlarin yaptigi hareketleri seyreden ve gören bir kigide ayni hisleri hissetmeye kogullanma egilimi olugturabilir. ^ogu duygu ve his diger insanlari gözlem ve seyir etme yöntemiyle olugabilir. Bazi kigiler bizzat kendileri korkuyu, endigeyi yagamasalar da yagayan diger kigilerden etkilenip kendileri de ayni duygulari hissederler. Örnegin; ormanda yürürken kargilarina gikan yilandan korkup giglik atan ve kagan bir arkadagini gözlemleyen birey kendisi de yilandan korkmaya baglar ve ortamda yilan adi gegtiginde bile olumsuz duygular hisseder. ^ünkü yilanin korkulacak bir yaratik oldugu sonucuna ulagmigtir. Yine ayni gekilde örümcekten korkan ablasini gören gocuk örümcekten korkmaya baglar. Bireyler korkularini dogugtan beraberinde getirmemektedirler (Kaya, 2017:340-341).
Kigi dogdugunda korku duygusunu bilmez. Zamanla edindigi yagantilarla ve gözlemlerle korku duygusunu kazanir. Edindigi yagantilarla olaylara vermesi gereken duygusal tepkileri ögrenebilmektedir. Birey, bizzat kendisi bir zarar görmedigi halde bagkalarini gözlemleyerek duyguyu kazanabilir. Lunaparkta gondola ya da ugan salincaga binen kigilerin giglik attigini, korktugunu gören bir kigide lunaparktaki bu oyuncaklara kargi bir korku ve gerginlik olugabilir. Birey bu oyuncaklari deneyimlemeye cesaret bile edemeyebilir. Ya da yüksekten dügen birini gören bir kigide yükseklik korkusu olugabilir. Ilkokulda da okula yeni baglayan minik ögrencilerden aglayanlari gören digerleri okul deneyiminden ve yagantisindan herhangi bir zarar görmemigken, diger arkadaglarindan bazilari agliyor diye onlara bakarak aglamaya baglarlar. Bu aglamaya baglayan ögrenciler dolayli duygusallik sebebiyle aglamakta olup bir süre sonra okul yagantisinin kötü ve aglanilacak bir davranig olmadigini gördüklerinde okula kargi hissettikleri bu duygular zamanla yerini okula kargi olumlu duygulara birakabilir (Korkmaz, 2003:235).
1.6.Sosyal Ögrenme ve Gözlem Yoluyla Ögrenme Süregleri
Yapilan birgok davranig, gevreyi seyir yoluyla elde edilir. Insanlar bagka bireylerin davraniglarina bakarak ayni davraniglari gösterebilir. Örnek verecek olursak; arkadaginin sag kesimini gok begenen biri ayni sag modelini kestirebilir, sevdigi bir sanatginin dansini gok begenen kigi ayni dansi yapmaya galigabilir, ögretmeninin gok kitap okudugunu gören bir ögrenci kitap okumaya
7
baglayabilir veya fiziksel giddet igeren bilgisayar oyunlarini gok oynayan bir gocuk ayni gekilde arkadaglarina bu giddet davraniglarini yapabilir. Saldirganlik dogugtan gelmeyen yagadikga tecrübeler ve gözlem yoluyla ögrenilen bir davranigtir. Bu davranig hig kazanilmayabilecegi gibi kazanilsa da sonradan vazgegilebilir, degigtirilebilir bir davranigtir (Arslan vd., 2010:381).
Bireyin ahlak konusundaki dogru ve yanliglarda model alma yoluyla olugur. Buna göre Bandura'nin modelleri vardir: Sözlü direktiflerdir ki; buna en güzel örnek Türk toplumunda ya da bazi toplumlarda kügük yagtan itibaren kiz ve erkek gocuklarina büyükleri tarafindan kaliplagmig sözlü kurallari dayatmalari verilebilir. Kiz gocuklarinin oturma ve konugma tarzlarina müdahale etmek, erkekler gocuklarina ev igi yapmamalari konusunda uyarilarda bulunmak sözlü direktiflere güzel örneklerdir. Bu örneklerde de oldugu gibi burada canli bir model yoktur. Davraniglar bireye kurallar dahilinde sözlü olarak verilebilir. Birey de davraniglarini bu kurallara ve sözlere göre belirleyebilir. Diger bir model ise Sembolik Modeldir. Örnegin, bir kigi kitaptaki bir kahramandan etkilenir ki buna en güzel örnek olarak Regat Nuri Güntekin 'in ^alikugu romanini okuyup ögretmen olmaya karar veren gocuklar ve gengler verilebilir. Ya da bir sinema filmindeki veya tiyatro dizi gibi alanlardaki karakterleri model alma olabilir. Diger bir model ise Canli Modeldir. Burada da zaten model hayatin igindedir ve bireyin davraniglarini bizzat bireyle etkilegimle gekillendirir. Bandura sosyal ögrenme kuramini sadece taklit yoluyla ögrenme olarak kabul etmez. Bir davranigi sosyal ögrenme yoluyla ögrenebilmek igin bilig de igin igine girer ve beyinde birtakim süregler gergeklegir. Bandura'nin yüzlerce galigmasi arasindan bobodollisimli galigmasi en önemli ve ünlü galigmasidir (Yilmaz, 2014:29 - 41).
Ögrendlerinden biri olan geng bir bayanin bobodoll isimli oyuncagina fiziksel giddet uygularken Bandura geng bayani filme geker. Bobodoll agagi bastirirken altinda geri gelmesini saglayan agirligi olan gigirilebilir yumurtaya benzeyen bir oyuncaktir. Bu oyuncagin günümüzde kullanilan adi Darth Vader'dir. Bayan filmde "sockeroo" geklinde bagirarak oyuncaga fiziksel giddet uygular.O oyuncaga tekmeler atar, üzerine oturur, gekigle ezer ve oyuncaga küfürler eder. Bandura bu filmi bir grup anaokulu ögrendlerine seyrettirir. gocuklar filmi gok severler. Daha sonra gocuklar iginde yeni bir bobodoll ve gekigler bulunan oyun odasina götürülürler. Tahmin edilecegi üzere gocuklar bobodoll'a bayanin yaptigi hareketlerin ve davraniglarin aynisini uygularlar. Bir nevi geng bayani model alarak taklit ederler. Dikkat edilirse bu uygulamada herhangi bir ödül olmadigi halde ögrenciler davraniglarini degigtirmiglerdir. Bu davranig degigikligi davraniggi ögrenme teorisi görügüyle uyugmaz. ^ünkü ortada davraniggi kuramin savundugu ödül ve ceza yoktur. Bandura bu fenomeni sosyal ögrenme teorisi olarak adlandirmigtir. Bandura bu galigmasini daha sonra ödül ve ceza sistemini kullanarak geligtirir. Elegtirmenler tarafindan bobodoll oyuncaginin zaten fiziksel giddet uygulamak amaciyla yapilmig oyuncak oldugu öne sürülmügtür. Bunun üzerine Bandura bobodoll geklinde giyinmig canli bir modelin geng bir bayan tarafindan fiziksel giddet uyguladigi filmi kameraya alir. Bunu yine ögrencilere izlettirir. Fakat sonug degigmez. Ögrenciler bobodoll oyuncaginin canli modeline de fiziksel giddet uygular, ona gekiglerle vururlar; tekme ve yumruklarla saldirirlar (Bilgin, 1995: 260).
1.6.1. Dikkat
Sosyal ögrenmedeki biligsel süregte oldukga önemlidir. Gözlem yoluyla ögrenmenin ilk basamagi modele dikkat etmektir. Ögrenciler model alinan davranigin belirgin özelliklerine dikkat etmedikge ögrenme tam manasiyla olugmaz. Model alinan etkinlikler basit ve yalin, agik ve garpici olursa gözlemcinin dikkatini daha fazla cezbeder. Gizlenmig ve anlagilmasi zor olan etkinlikler daha az dikkat geker. Yine amaca uygunluk ta dikkat gekmede gok önemlidir. Önemli sonuglar doguran etkinlikler de dikkat igin önemli bir yere sahiptir. Model alinan kiginin model alan kigiye fiziki olarak benzemesi ya da karakter olarak benzemesi, maddi anlamda varlik gücüne sahip olmasi, gok güzel ya da yakigikli olmasi model alan kigi igin dikkat gekici olur. Ögrencilerin gegmigte yagadigi olaylar sonucunda aldigi ödül veya cezalar, ögrencinin duyusal yeterliligi veya yetersizligi ile algilama
8
düzeyleri de dikkat üzerindeki önemli faktörlerdendir (Senemoglu, 1997:216- 220).
1.6.2. Akilda Tutma
Bandura'ya göre; bireyler hatirlamazlarsa model alinan davranigi gözlemlemekten etkilenmezler. Ögrencilerin, gözlem vasitasiyla ögrendigi bilgilerden faydalanabilmesi igin model in yani ögretmeni veya arkadaglarinin davraniglarini hatirlamasi gerekir. Özellikle ilkokul yag gruplarinin somut iglemler döneminde oldugunu hesaba katarsak bu yag grubu ögrencilerinin bilgileri aklinda tutabilmesi igin somut gözlem yapmasi gok önemlidir. Gözlemlenen bilgi sembollegtirilerek ve kodlanarak bellekte saklanmaktadir. Model alan kigi model alinan kigiyi aklinda tutup gerektiginde onun davraniglarini yansitabilmelidir. Bunun igin de model alinan kigiyi sürekli görmeli onu gözlemlemeli ve seyretmelidir ki, unutmasin. Görsel ve sözel sembollegtirme gekilleri vardir. Sembollegtirme yetenegi daha iyi olan ögrenciler gözlem yoluyla daha kolay ögrenirler. Bilgiyi zihinsel olarak resmeden ögrenciler görsel sembollegtirme yaparlar. Görsel betimleme daha gok sözel yeteneklerin olugmadigi ilkokul yag dönemlerinde daha önemlidir. Davraniglari düzenleyen birgok biligsel iglem öncelikle sözeldir. Modelden kazanilan görsel bilgi daha sonra sözele dönügtürülmekte ve böylece bilgi daha akilda kalici olmaktadir. Sözel olarak edinilen bilgiler sik sik kullanilmali ve hemen davraniga dönügtürülmelidir ki daha gabuk ve kolay sembollegtirilip biligte uzun süre kullanilip hatirlansin. Ilkokul ögrencilerine model ögretmen tarafindan verilen bilgilerin de sözel olarak ögr etmen tarafindan sürekli tekrar edilmesi gerekir. Ögrenciler tarafindan da bilginin davraniga dönügtürülmesi saglanmalidir ki, bilgi daha kalici olsun. Örnegin; okulda ve sinifta yerlere göp atmama konusunu ögrenen ögrencilere ögretmenleri tarafindan sik sik bu konuda sözel hatirlatma yapilmali ve ögretmenleri tarafindan model olarak yerdeki göplerin göp kutusuna atilmasi gerektiginin ögrencilere model olarak gösteriminin yapilmasi, en son agamada da ögrencilerin de bu davranigi uygulamalari istenmelidir ki; ögrenilen bilginin tam manasiyla ögrenciler tarafindan kazanildigi gözlemlensin (Yegilyaprak, 2012:253).
1.6.3. Yeniden Olu§turma
Bu süregte ise birey, gözlemledigi kigideki begendigi davraniglari yinelemek zorundadir. Bunun igin de model alan kigi model alinan kigideki fiziksel yeterlilige sahip olmalidir. Örnegin; jonklere özenen bir gocugun jonklerin yaptigi hareketleri gösterebilecek geligimsel yeterlilige daha ulagamamig olmasi onun bu durumda sorun yagamasina sebep olur. Ayrica ögrencinin ögrendiklerini davraniga dönügtürmesi igin yeteri kadar istege ve inanca da sahip olmasi gerekir (Agikgöz, 2003: 78).
Davranig uygulanmadan önce davranigi gözlemleyen ögrenciler bu davranigi zihinlerinde yinelerler ve kendi davraniglariyla kiyaslarlar. Bu kiyaslama sonucunda kendi davraniglari ile model aldigi kiginin davranigi arasindaki farkliliklari belirleyip uygulanacak davraniga göre zihinde düzeltmeler yaparlar. Ta ki gözlemlenen davranigi tam anlamiyla bagarana kadar bu süreg devam eder. Ilkokulda okula yeni baglayan ögrenciler ilk bagta sinif düzenine ayak uydurmakta zorlanirlar ve sik sik aglama ve eve gitmek isteme davranigi sergilerler günkü biligsel olarak evde gegirdikleri süreg akillarindadir ve ev ortaminda sergiledikleri davraniglar okul ortamina uymamaktadir. Zamanla ev ortaminda gegirdikleri zamani zihinlerinde yeniden düzenleyerek okul ortamina göre yeniden olugtururlar. ^evrelerini gözlemlerler gevrelerindeki ögrencilerin davraniglarini, ögretmenlerinin koydugu kurallari da hesaba katarak zihinlerindeki gemayi yeniden düzenlerler ve kendilerinin uyabilecegi ve aligabilecegi bir kalip haline getirirler. Örnegin, evde rahatga istedikleri zaman kalkip gezebiliyorlarken okulda bunu yapamama kurali olmasi, evde istedikleri vakitte yemek yiyebiliyorken okulda okul kurallari dahilinde sadece beslenme saatinde ya da teneffüslerde yemek yiyebilmeleri, evde istedikleri zaman oyun oynayabiliyorken okulda bunun igin teneffüsleri beklemek zorunda kalmalari, evde lavaboya gitmek igin annelerinden ya da aile büyüklerinden izin almasi gerekmiyorken okulda bunun igin ögretmenlerinden izin almak zorunda olmalari, evde konugmak igin ailelerinden izin
9
istemeleri gerekmiyorken okulda ögretmenlerinden izin almadan konugamamalari kuralinin olmasi ögrencilerin davraniglarini okula bagladiklarinda yeniden düzenlemeleri ve yeni girdikleri ortama göre yeniden olugturmalari gerekliligini ortaya koymaktadir. Ayrica ögrenci, okul ortaminda yeni ögrenmesi gereken bilgiler oldugunun bilincine zamanla ulagarak kafasinda bir okul gemasi olugturur ve bu gemanin igine ögrenme, ögrendiklerini uygulama, yeni ve olumlu davraniglar kazanma, yeni arkadagliklar kurma gibi olgulari yerlegtirir. Yeniden düzenlemeyi yaparken gevresel faktörleri gözlemler ve gevresindeki kigilerden ve olaylardan etkilenerek bu düzenlemeyi gergeklegtirir. Aile ortaminda daha gok anne, baba, abi, abla gibi kigileri model aliyorken; okula bagladiginda ögretmen, arkadag, diger okul galiganlarini model almaya baglayabilirler (Alpan, 2015:129-132).
1.6.4.Motivasyon
Sosyal ögrenme kuramina göre, ögrenmenin olugmasi igin pekigtireg gart degildir. Kigi yalnizca modelin davraniglarini ya da bagka davraniglari izleyerek de ögrenebilir. Bireyin bir davranigi taklit etmesi igin bir nedeni yoksa davranigi gösterme ihtimali oldukga dügüktür. Bu durumda gunu söyleyebiliriz ki; bireyin bir davranigi göstermesi igin o davraniga motive olmasi gerekir. Bu noktada da devreye dolayli pekigtireg ya da dolayli ceza girmektedir. Birey ya da ögrenci modelin davraniginin sonucuna bakarak davranigi gösterip göstermeme konusunda karar verir. Herhangi bir davranigi pekigtirilen ya da takdir edilen modelin davranigi gözlemci tarafindan kisa sürede taklit edilir. Burada dolayli pekigtireg söz konusudur. Tam tersi durumunda ise herhangi bir davranigi cezalandirilan ya da elegtirilen bir modeli gözlemleyen birey ayni davranigi göstermekten kaginir (^akir, 2009:56).
Burada da yine dolayli ceza faktörü söz konusudur. Model alan kigi model alinan kiginin davraniglarini gösterme konusunda meyilli ve hevesli olmalidir. Bu ögeler herkeste ayni etkiyi göstermeyebilir. ^ünkü her kigi ayni degildir. Sosyal ögrenme kuramcilari davraniggi kuramcilardan farkli olarak davranig kazanilsa bile birey bu davranigi hemen sergilemeyebilir ve daha sonra isterse jq davranigi gösterebilirler. Bu yönüyle sosyal ögrenme kurami davraniggi kuramcilardan ayrilir. Davraniggi kuramcilar ögrenilen davranigin aninda gergeklegecegini iddia ederler. Sosyal ögrenme kuramcilarina göre ise davranigi hemen göstermeyebilir. Gözlemledigi davranigi bilincine kodlayarak herhangi bir olaydan olumlu yönde etkilendiginde davranigi gösterebilir. Örnegin, gocukken izledigi bir karate filmindeki karakterden gok etkilenen kügük yagtaki bir gocuk, hemen bu karakterin davranigini göstermeyip ergenlik dönemine girdigine bu davranigi gösterebilir. Ilkokul dönemindeki gocuklar igin bu durumu örnekleyecek olursak; okula yeni baglayan ögrencilere ögretmenleri sinav yapacagini söylediginde ögrenciler korkarak paniklerler. Aslinda daha önce böyle bir deneyim yagamayan okula yeni baglayan ve bu konuda herhangi bir zarar görmemig ögrencilerin sinavdan korkmalari tamamen gevresindeki modelleri izleyerek onlarin sinavdan korktugunu, gekindigini ve sinav sonucunda üzülen, aglayan kigileri gözlemlemeleri sonucunda olugan bir durumdur. Yine bagka bir örnek verecek olursak; ilkokulda harfleri ögrenmeye galigan ve zorlanan bir ögrenci gevresinde harfleri ögrenen ögrencilerin yavag yavag okumaya bagladigini gördügünde güdülenir. Buna dolayli motivasyon denir. Kendinin de okuyabilecegine olan inanci artar. Okumaya gegen ögrencilerin ögretmeni ve arkadaglari tarafindan ödüllendirildigini gören ögrencinin de en kisa zamanda okumaya gegmeye galigmasina ve bunu bagarmasina dolayli pekigtirme denir. Ögrenci hem kendi hem de bagkalarinin davraniglarinin sonuglarini gözlemleyerek bilgilenir ve bu bilgiyi gelecekte pekigtireg elde etmek igin ya da cezadan kaginmak igin kullanir. Gözlemlenen beceri ya da davranigin olugabilmesi igin motivasyon ve güdülenme ögrenciyi harekete gegirme konusunda oldukga önemlidir. Örnegin; sinif arkadaginin sözlü degerlendirme sonucu iyi not alip karne notuna olumlu etki ettigini ya da ögretmeninin gözünde o ögrencinin olumlu bir yeri oldugunu gözlemleyen ögrenciler de sözlü sinav igin daha iyi hazirlanma gabasi igine girerler. Bu örnek ögrenci agisindan bakildiginda dolayli güdülenmedir. Güdülenen ögrencinin de sözlü sinava iyi bir gekilde hazirlanip model aldigi arkadagi
11
gibi iyi not almasi dolayli pekigtirme örnegi olmaktadir (Varol, 2014: 306).
1.7. Model Alma Yönteminin Temel ilkeleri
1.7.1. Kargilikli Belirleyicilik
Bu yönteme göre gevre, birey ve davranig arasinda degigken ve etkili bir gegig söz konusudur. Bu olgular birbirini ayni oranda etkilemese de aralarinda bir etkilegimin oldugu kesindir. Bazen bireyin davraniglari ve kigilik yönü daha güglü ve etkenken, bazen gevre faktörü daha etken olabilir. Bu durum kiginin kendisine ya da davranigin olugtugu sosyo-ekonomik durumlara veya davranigin özelliklerine göre farklilik gösterebilir (Kaya, 2007: 423- 427).
Bireyin davranigi gösterme durumu onun sosyo ekonomik durumuna, inanglarina, hedeflerine, fiziksel ve karakteristiksel özelliklerine göre degigebilir. Edinilen davranig, sonraki zamanlarda bireyin ig dünyasina gekil verir. Kiginin karakterinin olugumunda gevre nasil etkiliyse, bireyin olugan kigiliginin de gevreden etkilenme orani da bireyin karekteristlik özelligine baglidir. Kiginin istekleri, zeka düzeyi, inanglari gevresel faktörlere göre olugur ve düzenlenir. Örnegin; agresif bir gevrede büyüyen bir gocugun karakteri de agresif ve sinirli olabilir. Gösterilen davranig ile yetigtirilen gevre arasinda da siki bir bag vardir. Bireyler gösterdikleri davraniglarla yagadiklari gevreyi etkilerken gevre de o kigilerin davraniglarini etkiler. Insanlarin gevreyi etkilemesine en güzel örnek dini inanglaridir. Kuvvetli birinin dindar bir gevre olugturmasi ya da uysal, insanlara yardim etmeyi seven birinin hümanist bir gevre olugturmasi gibi. ^evre de insana etki eder. Örnegin; kültürel düzeyi yüksek bir gevrede yetigen bir gocugun mesleki ve kigisel anlamda iyi yerlere gelmesi ve güzel özellikler göstermesi gibi. Ilkokul gaginda olan ve okula yeni baglayan ögrencilerde de kargilikli belirleyicilik vardir. Egitim aile ile baglar ve okulla devam edip yagam boyu sürer. Okula baglayana kadar ailesinde iyi egitim görmüg olan bir gocuk gayet saygili ve terbiyeli davraniglar sergilerken; gevresel anlamda saygisiz, terbiyesiz ve saldirgan ögrencilerin bulundugu bir okula baglayan ve kötü bir gevrede yetigen gocuk zamanla diger ögrencilerin gösterdigi olumsuz davraniglari göstermeye baglayacak ve saygisiz, terbiyesiz bir gocuk olacaktir. Ya da ailesinde iyi bir egitim almamig bir ögrencinin segkin ve elit ögrencilerin bulundugu bir okula gitmesiyle zaman igerisinde o ögrencinin davraniglarinda olumlu anlamda düzelmelerin olmasi da kargilikli belirleyicilige güzel bir örnek tegkil edebilir. Bireyin davraniglari gevreyi etkilerken, gevre de bireyin davraniglarini etkiler buna kargilikli belirleyicilik denir. Kargilikli belirleyicilik sosyal ögrenme kurami igin oldukga önemlidir günkü bu kuram oldukga karigik ve birgok unsurun birbirini etkiledigi bir kuramdir (Ulusoy, 2003:185).
1.7.2. Sembollegtirme Kapasitesi
"Bandura insanlarin, dünyanin kendisinden gok biligsel temsilcileriyle etkilegimde bulunduklarini; biligsel temsilciler yoluyla dünyayi sembolik olarak gördüklerini savunmaktadir" (Senemoglu, 2013:228).
Bandura bu sözüyle bireylerin zihnini adeta bilgisayara benzetmigtir. Bireyler gegmigte yagadiklari olaylarla ilgili terimleri kafalarinda sembollegtirerek gelecekte de ayni olayla kargilagtiginda zihnindeki bu sembolleri kullanir ve gegmig yagantilarinin kayitlarindan edindigi sembollerle benzer yagamlarindaki olasi problemlerin üstesinden gelebilir. Ilkokula yeni baglayan ve okul kültürüne uyum konusunda birgok problem yagayan ögrenciler de sembollegtirme kapasitesi ve yeteneginden faydalanabilirler. Örnegin; ilkokula yeni baglayan bir ögrenci okulda tek bagina yagama, tek bagina bir geyleri ögrenme ve bagarma ya da okulda kargilagtigi problemler ile ilgili bir fikri olmamasina ragmen gegmigteki yagantilarina ait zihnindeki kayitlara göz attiginda bu yagantilariyla ilgili birgok sembolle kargilagir. Gerektigi yerde biligindeki depolama alanindaki sembolleri kullanarak okuldaki yeni deneyimlerini bagarili bir gekilde yagayabilir ve gerekli sembolleri kullanarak okuldaki problemlerinin üstesinden gelebilir. Örnegin; ilkokula yeni baglayan bir ögrenci su gigesi kapagini agamadiginda ya da lavaboya gittikten sonra pantolonunun dügmesini ilikleyemediginde sembollegtirme kapasitesini
kullanabilir. Ögrencinin zihninde bir video kaydi oldugunu dügünürsek; bu video kayitlarinin depolandigi yer ögrencinin biligidir. Ögrenci bu biligsel süregte anne sembolünü ögretmen sembolüyle eglegtirir ve evde bagina gelen benzer durumlari okulda da yagadiginda anne sembolünü ögretmen sembolü yerine koyarak annesinden evde istedigi yardimlari okulda ögretmen sembolünden isteyebilir. Bu ilkeye göre yine edinilen davraniglarin sembole dönügtürülerek zihinde depolanmasi ve saklanmasi vardir (girak, 2009:78).
Örnegin, izledigi filmdeki karakterin saginin rengini, modelini ve makyajini gok begenen bir kiz gocugunun onun yüzünün resmini bellege depolamasi ve büyüyünce aynisini yaptirmasi gibi. Ya da faaliyetlerini gok begendigi bir dernegin logosunu belleginde tutup yillar sonra o dernege üye olan birey gibi.
1.7.3.Dolayli Ögrenme Kapasitesi
Dolayli ögrenme davraniglari bagkalarinin davraniglarini gözlemleme yoluyla ögrenmedir ve birebir etkilegim gerektirmez. Bu özelligi ile zaman yönünden ekonomik, yer yönünden genig bir alan ve mekana sahiptir ve bireylere genig imkanlar saglar. izlenerek ögrenildigi igin deneme yanilma gerektirmez. Örnegin, Türkiye 'de yagayan bir insan sosyal medyanin etkisi ve imkanlariyla farkli ülkelerde yagayan insanlarin kültürlerinden ve davraniglarindan etkilenip o insanlari model alabilir. Sosyo ekonomik anlamda imkanlari genigletilebilen bir ilke olmakla birlikte kullanilan zaman ve mekan konusunda da oldukga esnek firsatlar verebilir. Dolayli ögrenmenin sosyal ögrenmedeki rolünün büyük oldugu dügünüldügünde Ilkokulda da dolayli ögrenme oldukga etkilidir (Demir ve ark, 2014:172).
Örnegin; ögretmeninin arkadagina kizdigini gören ögrenci arkadaginin hatali davranigini sergilemez. Ya da ögretmeninin arkadagini ödüllendirdigini gören ögrenci ayni davranigi uygular. Ögrenci davranigi kendisi yapmasa bile gevresindekilerin davraniglarini inceleyerek sonuglarina göre ^ davranigi ögrenebilir. Örnegin ögretmenin sinifta ''Ayge'nin yazisinin güzel oldugunu'' söylemesi diger — ögrenciler agisindan dolayli pekigtireg görevi görür. Öte yandan her gün derse geg kalan ögrencinin ögretmeni tarafindan uyarilmasi dolayli uyari görevi görmektedir. Bandura dolayli ögrenmenin etkisini ölgmek igin bir deney uygulamigtir. Üg deney grubuna üg farkli film izletilmigtir. Filmin ilkinde giddet uygulayan birey cezalandirilmig, ikincisinde ödüllendirilmig, ügüncü filmde ise tepkisiz kalinmigtir. Filmi ögrencilere izlettirdikten hemen sonra gocuklardan oyuncaklariyla oynamalari istenmigtir. Gözlemlenen gocuklarin oyunlarindan gikan sonuca göre; ilk filmi izleyen gocuklarin neredeyse hig giddet uygulamadigi, diger filmleri izleyen gocuklarin ise daha gok fiziksel giddet uyguladigi gözlemlenmigtir (Senemoglu, 2005:223).
1.7.4. Kendi Davram§ ve Duygularini Düzenleme Kapasitesi
Sosyal ögrenme kuramina göre bireyler davraniglarini sadece digsal pekigtireg ya da cezalarla kontrol etmezler ve igsel pekigtireg ve davraniglari da kullanirlar. Birey kendine ulagilabilir düzeyde davranig belirlerse kendini daha degerli görür ve mutlu olur. Bunun tam aksinde ise mutsuzluk kaginilmazdir. Bu sebeple kiginin hedef davranigi ulagilabilir tutmasi kendi agisindan olumlu duygular geligtirmesi agisindan önemlidir. Bu ilke gevredeki modelleri gözlemleyerek hedef davranig konusunda bireyin davraniglarini, dügüncelerini ve duygularini kendine göre düzenlemesidir. Bu ilkeye göre bireyler yagam tarzlarini, eglence tarzlarini, galigma düzenlerini ve beslenme aligkanliklarini diger bireylere göre degil kendilerine göre düzenleyebilirler (Topses, 2009:167).
1.7.5. igsel Yeterlilik Düzeyi
Bu ilke bir nevi igten denetimdir. insanlarin gergeklegtirmeyi hedefledigi davranig seviyesiyle bagarabildigi seviyeyi kargilagtirip davraniglarini yeniden düzenlemesidir. Genel anlamda ifade dersek; kiginin bir davranig hedefine ulagabilmesi igin kullandigi motivasyon, biligsel etkenler, davranig modelini düzenleme kapasitesine olan inanglaridir. Kendi becerilerinin farkinda olma, bireyde var olan kapasitenin,
13
yaptigi iglerin üstesinden gelme gücünün ve bagari dürtülerinin bir bütünüdür. Birey bu dürtüleri sayesinde davraniga devam edip etmeyecegine karar verebilir (Kuzgun, 2000: 104).
Birey yagami boyunca hayatindaki davraniglarini gözlemler ve gevresindeki davraniglarin kendi standartlarina ve amaglarina uygunluguna karar verir. Eger gözlemlenen davranig bireyin kendi kriterlerine uygunsa birey kendi kendini pekigtirir. Birey bu baglamda igsel yargilama süreci de yagayabilir. Amaglari dogrultusunda kendi davraniglarini degerlendirir ve geleneksel standartlarla performansini kiyaslar. Örnegin; ilkokulda ilk kez beslenme dersinde tüm sinifla birlikte ailesi olmadan yemek yiyen bir ögrenci sofradaki görgü kurallarina uymadan yemek yediginde diger arkadaglari tarafindan yargilanir ve ayiplanirsa evde ailesiyle sofrada sergiledigi davraniglarin yanlig oldugunu dügünür ve sofra kurallarini tekrar düzenlemesi gerektigini dügünerek bu davranigini düzeltir. Yine bagka bir örnek; evinde argo konugup kardegi ya da kardegleriyle sürekli kavga eden ögrenci, okula bagladiginda sinif arkadaglarina da ayni hareketleri sergilediginde diger arkadaglari tarafindan elegtirildigini ve ögretmeninden ceza aldigini gördügünde yaptigi davraniglarindan pigman olup davraniglarini tekrar olumlu yönde düzenler. Hatta ögrencinin bu süregler sonunda kendi kendini cezalandirma süreci de igsel yargilama sürecine dahildir. Örnegin; yaptigi davraniglar iyi sonug almamigsa en sevdigi diziyi o gün izlememek ya da en sevdigi oyunu o günlük oynamamak gibi. Tabi bunun tam tersi de mümkündür. Evde ailesiyle birlikte bog zamanlarinda kitap okuma aligkanligi olan ögrencinin teneffüslerde de kitap okudugunu gören ögretmeninden aferin almasi sonucu ögrencinin kendini ödüllendirerek kendine en sevdigi dondurmayi ismarlamasi gibi. Bandura'ya göre bireyin kendini degerlendirmesi sonucunda kendisini igsel olarak ödüllendirmesi ya da cezalandirmasi mümkündür. igsel pekigtirme ya da cezalandirmalar digsal olanlardan daha etkilidir. Birey yagami boyunca standartlarina yaklagmig ya da ulagmigsa ve kendini sürekli övgü ve övünmelerle pekigtirmigse yüksek benlik algisina ulagir. Fakat standartlarindan uzak yagiyorsa ya da standartlarina hig ulagamamigsa kendini sürekli elegtirip cezalandirirsa dügük benlik algisina sahip olur. Bandura'ya göre kendini agiri gekilde cezalandirmanin Teselli, hareketsizlik, kagig gibi sonuglari vardir. Teselli sonucu üstünlük kompleksi, hareketsizlik sonucu depresyon, kagig sonucunda uyugturucu, alkol, televizyon bagimliligi hatta intihar görülebilir. Dügük benlik sendromu igin üg kendini denetleme segenegi vardir. Bunlar: Kendi kendine gözlem degerlendirmesi, standartlari degerlendirme ve öz yaniti degerlendirmedir. Birey bu süregte ilk etapta kendini tanir, standartlarini daha ulagilabilir tutar. Ceza yerine ödülü seger, bagarisini kutlar, bagarisizligini görmezden gelir. Kigisel yeterlilik düzeyi insanlarin duygularini ve motivasyonlarini hatta davranig bigimlerini bile etkiler. Bu süregte 4 temel faktör vardir. Bunlar: Motivasyon ve odaklanma, biligsel zihinsel süreg, davraniggi süreg ve segim sürecidir. insanlarin kendine olan inanci ve güveni hayat kalitesini artirir. Zorluklar kargisinda kagmak yerine mücadele etmeyi segerler. Hayatlariyla ilgili dogru kararlar verirler. Bireyler kendine olan yüksek güveniyle motivasyonlarini birlegtirince hedeflerine daha gok istekle yönelirler. Bunun igin gok gabalarlar. Sonug bagarisiz bile olsa telafi etmeleri oldukga hizli olur ve strese girmeleri zordur. Aksi taktirde bunun tam tersini yapmalari kaginilmazdir (Senemoglu, 2015: 234).
1.7.6. Önceden GörüKapasitesi
Bu ilke tamamen olaylari önceden görme ve sonuglarini tahmin etmeyle ilgilidir ve igin iginde daha önceki yagantilardan yola gikilarak bir davranigin sonucuyla ilgili tahmin etme vardir. Bir nevi o davranig igin beklenti igine girmektir. Bu süreg davranigin tekrar sikligini belirler. Gelecege bakarak insanlar kendilerine hedef segerler, davraniglarin olasi sonuglari üzerinde tahminde bulunurlar, eger sonug istedikleri ve öngördükleri gibiyse davranigi uygular ve tekrar ederler, degilse davranigi istemezler. Bir nevi sembol sürecidir. Yani birey olaylar olmasa da hayalinde oluyormug gibi dügünür ve süreg bu gekilde ilerler. Örnek verecek olursak; gok hizli araba kullanan bireyin daha önce kaza gegirmesi sonucunda bir daha hizli araba kullanirken zihninde tekrardan kaza gegirdigi ani ve sonuglarini hatirlayip frene basmasi gibi. Önceden görü kapasitesi bireyin önceki deneyimlerini hatirlayip kullanmasiyla dogru orantilidir. ilkokul ögrencilerinin zil galinca bahgeye merdivenlerden kogarak inmemesi davranigini göstermesi öngörü kapasitesiyle iligkilidir. Daha önce zili duydugunda merdivenden kogarak inen ögrencilerin dügüp yaralandigini gören ya da bu
durumu bizzat yagayan ögrencilerin zil çaldiginda tam kogarken merdivene geldiginde yuvarlanip dügebilecegini dügünüp yavaglamasi bu duruma güzel bir örnek olugturur. Önceden görü kapasitesinde dikkat ve hatirlama oldukça önemlidir. Birey yaptigi her davraniga ve çevresinde gözlemledigi davraniglara dikkat etmeli ve o davranigi daha sonra hatirlamak için aklinda tutmalidir (Kaya, 2007: 426).
1.8.Sosyal Ögrenme Kuraminin Ilkokul Egitim Uygulamalari
Sosyal Ögrenme kuraminda bagariya ulagma sebebi çok önemlidir. Ögretici ögrenenin bagariya ulagma sebebini bilirse ona bu konuyla ilgili strateji ve yöntem bulup uygulatabilir (Ergün, 2004:29). Ögrenciler bagarilarinin diger ögrenciler tarafindan, ögretmen tarafindan görülüp alkiglanmasini, takdir edilmesini isterler. Bu durumda ögrenmeye kargi çok daha istekli ve azimli olurlar. Ögrenme sosyal çevrede takdirle gerçeklegir ve güçlenir. Kimsenin görmedigi ve takdir etmedigi bir bagari güdülenmemig bir bagari olur (Ültanir, 1997:48). Grup içerisinde etkilegim, iletigim bireye özgü kigilik geligtirme unsuru önemlidir. Örnegin, bir ögrencinin sinifta, zor olan bir soruyu cevaplamasi ya da kimsenin çozemedigi bir problemi çozmesi durumunda arkadaglarinin ona kargi bakig açilarmin olumlu oldugunu gördükçe yaptigi problemler ve verdigi cevaplar kendince anlam kazanabilir.
Sosyal ögrenme grup derslerinde oldukça etkilidir. Ögretmen ögrenciyle daha çok etkilegime girebilir. Daha az kiginin oldugu gruplarda ögrenci daha özgür ve rahat hareket eder ve faaliyetlere daha iyi katki saglar. Ögretmen, sosyal ögrenme davranigi için önemli bir modeldir. Ögrencinin hangi davranig ve kazanimlarini onlara kazandirmayi istiyorsa bu davranigi olugturacak model kalibina bürünebilir (Korkmaz, 2003:228- 232). Örnegin, ögrencinin düzgün bir diksiyonla ve dilbilgisi kurallarina uygun konugmalarini isteyen bir ögretmen, kendisi de bu kurallara dikkat ederek konugarak ögrencilerine uygun bir model olabilir. Ya da ögrencilerine kurallara uyma, temiz ve düzenli olma ve görgü kurallarina dikkat etme konusunda da model olabilir. Ögretmenin ögrenciler açisindan kitap okuma aligkanligi kazanmalari konusunda onlar kitap okurken kitap okumasi da çok etkili bir model olma yagantisidir. Ögrencileriyle iletigimi iyi olan bir ögretmen model alinma konusunda daha etkilidir. Aksi taktirde ögrenciler kendilerine sinif diginda bir model bulmaya çaligirlar (Demirbag ve Yagbasan; 2006:331-371). Egitimin en büyük amaci ögrencilerin hayatlari boyunca bu kigilik özelliklerini geligtirebilecekleri donanimlari ve unsurlari onlara kazandirabilmektir. Günümüz gartlarinda sürekli degigen hayat gartlari (teknoloji, bilimsel degigimler) gerekli olan ihtiyaçlar bireyin egitim sürecinde kazandigi donanim ve araç gereçleri kullanarak kendini degigen yagam gartlarina kargin sürekli geligtirmesini zorunlu kilar. Birey kendi özündeki donanimlara inanciyla ve kendine olan güveniyle bunu bagarabileceginden ögrenciler egitim sürecinde tam olarak desteklenmeli ve konsantrasyonlari hep yüksek seviyede tutulmalidir (Demirel, 2009: 145-152).
1.8.1. Sosyal Ögrenme Kuraminda Model Alma Yönteminin ilkokul Dördüncü Sinif Ögrencilerinin Okuma Alifkanligina Etkisi
Okuma yetenegi ögrenilerek kazanilan bir beceri ve yetenektir. Özellikle ilkokul 1. sinifta okuma yazma egitimi alan ögrenciler bu egitimi almaya bagladiklarindan itibaren okumaya kargi ilgi ve istekleri olugmaya baglar. Bu dönemde ögrenciler çevrelerinde okuma aligkanligi kazanmalarina yönelik modeller fark ederler. ilkokul döneminde ögrencilerin çevrelerinde gördükleri okuyan model sayisi ne kadar çok olursa ögrencilerin okumaya meraki da genel anlamda dogru orantili bir gekilde artma egilimindedir. Yine bu dönemde ögrencilerin edindigi okuma aligkanligi yetisi daha sonraki ögrenim yillarinda bu ögrencileri diger ögrencilerden pek çok geligim agamasinda üstün kilabilir. ilkokul yillarinda ögrencilerin çevrelerindeki okuma aligkanligi kazanma yönündeki modelleri ögretmenleri, aile bireyleri, arkadaglari olabilir. Ögrenci kendine model aldigi kiginin olumlu ve olumsuz yönlerini inceler ve okuma aligkanligi kazanma sürecinin pozitif ya da negatif yönlerden hangisine dogru gitmesi gerektigine karar verir. Okuma-yazma kazanma süreci ilkokulun 1 ve 2. Sinifi bünyesinde degerlendirilebilir. Okuma aligkanligi yetisi kazanma süreci ise okuma yazma becerisi kazandiktan sonra baglar. Bu aligkanlik içsellegtirilerek bir yagam tarzi olabilir. Ögrenci çegitli okuma kitaplariyla okuma eylemine motive edilirse ögrenciler okuma aligkanligini daha rahat kazanabilirler. Bu baglamda ögrenciler çegitli kütüphanelere götürülüp ögrencilerin farkli ortamda farkli kitaplarla tanigmasi saglanabilir, okuyan ögrenciler ögretmenleri ve ailesi tarafindan ödüllendirilebilir, aileler
15
ve ögretmenler ögrencileriyle birlikte okuyarak ögrencilere olumlu rol model olabilirler (Ülger, 2015: 18-43).
^evresinde sürekli okuyan kigileri gören ögrenciler okumanin sadece onlardan teoride istenen bir davranig olmadigini bagkalarinin da uyguladigini görerek güdülenebilirler. Özellikle ilkokul yillarinda ögrencilere okuma aligkanligi kazandirmada ögretmenlere büyük sorumluluk dügmektedir. Ögrencilerin okuma davraniglarinin geligtirilmesi amaciyla ögretmenler oyun geklinde okuma ödevleri verebilirler. Böylelikle ögrenciler sikilmadan kitap okuyabilir ve okumayi sikici ödev olarak görmeyebilirler. Ayrica aileler, ögretmenler tarafindan okuma aligkanligi kazanma konusunda bilinglendirilebilirler. Ögretmenlerin ilkokul ögrencilerinin gözünde gok önemli bir yeri oldugunu dügünülürse ögretmenlerin ögrencilere okuma konusunda özendirici ve tegvik edici olmalari, önem arz etmektedir. Ögrencilerle birlikte ögretmenlerin okuma dersleri yapmalari, okuma anlama oyunlari oynamalari, okuma konusunda ögrencilere olumlu birincil ve ikincil pekigtiregler sunmalari oldukga önemlidir. Okumanin dügünme yetenegini geligtirdigi, kendini, gevresini hatta Dünya'yi kegfettigi, igsel dünyamizi zenginlegtirdigi, empati duygusu kazandirdigi, estetik yargilari geligtirdigi ve sosyallegmemizi sagladigi dügünüldügünde ögrencilerde özellikle ilkokulda okuma aligkanligi temelleri atmanin önemi garpici bir gekilde gözler önüne serilmektedir (Ülger, 2015:18-43).
1.8.2.Sosyal Ögrenme Kuraminin ilkokulda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinde gocuklarin Ahlaki Gelifiminin §ekillenmesinde Kullanimi
Sosyal ögrenme kurami bilindigi üzere kigilerin birbirlerini ve gevresindeki olaylari gözlemleyerek ögrenmesini temel alan bir kuramdir. Ögrenme bu kurama göre birey, davranig ve gevrenin kargilikli etkilegimi sonucunda gergeklegmektedir. insanlar en eski gaglardan beri kigilerin kargilikli etkilegim ile birbirlerinden bir geyler ögrendigini savunmugtur. Platon, Aristo, John Dewey ve Vygotsky bunlarin baginda gelmektedir. Yakin dönemde ise Albert Bandura'nin Sosyal ögrenme kuramiyla ilgili gegitli ve güzel galigmalari bulunmaktadir. Bandura sosyal ögrenmenin yanina bilig sürecini ekledigi gibi sosyal davranigsal ögrenmeyi de ortaya atmig ve insanlarin ahlaki davraniglari ögrenmesinde sosyal biligsel kuramin yani sira sosyal davranigsal kuramin da etkili oldugunu söylemigtir. Bandura'ya göre ögrencilerin ahlaki deger ve davraniglarinin gekillenmesinde gevresindeki olaylari ve modelleri gözlemlemesi, bu gözlemleri sonucunda sosyal pekigtireg almasi ya da sosyal ceza almasi ögrencilerin ahlaki edinimlerini etkilemektedir. Bandura bu amagla ilkokul gagindaki ögrencileri de kapsayan 5 ile 11 yag arasindaki ögrencilerin ahlaki degerlerinin olugmasinda modellerin gözlemlenmesi ve sosyal pekigtireglerin yararlarini sinamak amaciyla birgok aragtirma ve deney yapmigtir. Bu aragtirmaya göre Bandura ögrencileri 3 gruba ayirmigtir. Birinci gruptaki ögrencilerin ahlaki degerleri yansitan rol modeller gözlemlemeleri saglanmig ve bu degerlerin olumlu sonuglarinin gocuklar tarafindan takdir edilmesi ve benzer durumlarda gocuklar tarafindan da uygulanmasi tegvik edilmigtir (Kaya, 2017: 340- 347). ikinci gruba rol modeller izletilmig gocuklarin olaylari ve modelleri gözlemlemesi saglanmig fakat gocuklarin da rol modelle ayni olay kargisinda ayni ahlaki degerleri barindiran davraniglari sergilemeleri konusunda ögrenciler tegvik edilmemigtir. Ügüncü grupta ise ögrencilere modeller izlettirilmemig sadece benzer olaylarla kargilagirlarsa hangi ahlaki deger yargilarina uygun davraniglar sergilemeleri konusunda ögrenciler sözlü olarak bilgilendirilmiglerdir. Ügüncü gruptaki ögrencilere herhangi bir gözlem yapma firsati sunulmamigtir. Bandura bu aragtirmasini üg ortamda gergeklegtirmigtir. ilk ortamda modele daha önceden okunan hikayeler gocuklara da okunmug fakat bu hikayelerin tersi yönünde modelin sergiledigi davraniglar aragtirmayi yapan kigi tarafindan sosyal pekigtireglerle modele ''aferin'', ''gok iyi'' geklinde pekigtirilmig ve gözlem yapan gocuklarin bunu izlemesi saglanmig modelle ayni davraniglari sergileyen gocuklarin da model tarafindan ayni gekilde pekigtirilmesi saglanmigtir. ikinci ortamda ise model sosyal pekigtireglerle aragtirmayi yapan kigi tarafindan pekigtirilmig ama gözlem yapan gocuklarin modele benzeyen ahlaki davraniglari pekigtirilmemigtir. Ügüncü ortamda ise gocuklara sadece ahlaki deger yargilari tagiyan hikayeler okunmug herhangi bir modeli gözlemlemeleri saglanmamig hikayelerdeki deger yargilarinin tam tersi davraniglar ve tepkiler sergilediklerinde sosyal pekigtireglerle davraniglari ve tepkileri pekigtirilmigtir. Deney 2 hafta sonunda tamamlanmigtir. Deneydeki degigkenler kontrol altina alinarak deneyin gegerliligi ve güvenilirligi saglanmig olup deneyin gu agamasinda göyle bir sonuca varilabilir: Gözlemlenen modelin ahlaki deger tagiyan davraniglari bagkalari tarafindan ödüllendirilirse deger yargilari
olumlu ya da olumsuz olsun fark etmez gözlem yapan çocuklar tarafindan ayni deger yargilarini tagiyan davraniglarin sergilenmesi ihtimali çok yüksektir. Deneyin uygulama sonrasinda ise çocuklara içinde yine deger yargilari içeren farkli hikayeler okunmaya devam edilmig olup çocuklarin bu hikayelere bagli olarak verdikleri tepkiler aninda pekigtirilmeye devam edilmigtir. Böylece deneyin sonucunun daha geçerli ve güvenilir olmasi saglanmigtir. Aragtirmani sonucunda görülmügtür ki; ilkokul yag dönemindeki çocuklarin ahlaki deger yargilarinin olugmasi bakimindan bu dönem kritik dönem kabul edilebilir (Kaya, 2007: 429).
Yapilan deneyde göze çarpan birtakim noktalar vardir. ilkokul yag dönemindeki ögrencilerin çevrelerindeki modellerin yaptigi davraniglardan kolayca etkilendigidir. Özellikle ahlaki deger tagiyan davraniglarin takdir edilmesi ve begenilmesi bu yag grubundaki ögrencileri ayni davraniglari sergilemeleri konusunda daha çok güdüleyebilir. Aragtirmanin sonucunda, kiz ögrencilerin bazi durumlarda erkek ögrencilerdense modellerden daha çabuk etkilendikleri de gözlemlenmigtir. Bu durumda ilkokul yag grubu ögrencilerinin ahlaki deger yargilarinin olugumunda cinsiyet faktörünün de etkili oldugunu gözler önüne sermektedir. Kü^k yag grubundaki çocuklar daha çok nesnel deger yargilari geligtirirken; yaglari daha büyük olanlar öznel deger yargilari geligtirmiglerdir. Yine de buna ragmen kü^k yagtaki çocuklar da modelin davraniglarindan etkilenerek ayni davraniglari sergileme egiliminde bulunmuglardir. Sosyal pekigtireçlerin ilkokul yag grubu ögrencileri açisindan büyük önem tagidigi açikça söylenebilir. Hele ki gözlem ve pekigtireç ayni anda uygulanirsa gözlem yapan ögrencinin modelle ayni ahlaki yargilari içeren davraniglari yapmasi oldukça yüksek olasiliktadir denilebilir. Sosyal pekigtireçler, sosyal ögrenme için oldukça önemlidir. Biligsel anlamda ögrencilere soyut bilgileri ögretirken nasil ki somutlagtirarak ögretiyorsak, ahlaki deger yargilari kazanmalari açisindan kritik dönemde olduklari bu dönemde de ögrencilere soyut ahlaki deger yargilari kazanimlari içeren sözlü uyarilar yapmak yerine bu ögrencilere bagta aileleri daha sonra ögretmenleri ve arkadaglarinin da ahlaki yargilari kazanmalari konusunda somut örnek olmalari gereklidir. Arkada§ çevresinin çok önemli oldugu muhakkaktir. Ailelerin ve ögretmenlerin çocuklarin arkadag çevrelerine dikkat etmeleri, olumsuz ahlaki yargilar tagiyan ve olumsuz davraniglar sergileyen çocuklardan ögrencileri olabildigince uzak tutmaya çaligmalari gerekmektedir. Aksi takdirde olumsuz davraniglar sergileyen arkadaglarini gören ögrencilerin de ayni davraniglari sergilemeye ve ayni deger yargilarini benimsemeye bagladiklarini görürler. Olumsuz davraniglar sergileyen bir ögrencinin diger ögrenciler tarafindan bu olumsuz davraniglarinin pekigtirildigini gören diger ögrenciler de olumsuz davraniglar sergilemeye baglayabilirler. Buna en güzel örnek akran zorbaligi verilebilir. Arkadaglarina akran zorbaligi uygulayan ve bazi arkada§larinin da o arkadaginin çok güçlü oldugunu dügünüp o ögrenciye grup lideri gibi davranip, takdir ettigini gözlemleyen bir ögrenci de diger arkadaglarina akran zorbaligi uygulayabilir. Hatta bu davranigini ömür boyu da sürdürebilir.
Ögrencilere sürekli evde de okulda da olmak üzere olumlu ahlaki deger yargilari içeren hikayeler okunarak onlarin ahlaki degerler kazanmalarina destek olunabilir. Günümüzde özellikle sosyal paylagim sitelerinin, internet oyunlarinin önemli oldugu ve ögrenciler tarafindan sik sik kullanildigi muhakkaktir. Ebeveynlerin ögrencilerin girdikleri sitelere, oynadiklari oyunlara çok dikkat etmeleri gerekir. Ögrenciler izledikleri bir video veya oynadiklari bir oyundan giddet egilimi edinebilir. Ya da izledikleri videolardan küfür bazli cümleler ezberleyip söyleyebilir. Ya da hayvanlara kötü davranma egilimi veya büyüklerine saygisizlik gibi kötü ahlaki deger yargilari ögrenip bunlari davraniga dönügtürebilir. internet üzerinden veya arkadag çevresinden farkli dini tarikatlarin deger yargilarini benimseyebilir ve bu inançla olumsuz davraniglar sergileyebilir. Bu gibi olumsuz durumlarin yaganmamasi için bagta aileler olmak üzere ögretmenler de ayni gekilde ilkokul ögrencilerinin olumlu ahlaki deger yargilari kazanmalari için çok dikkatli olmalidirlar ve ögrencileri sürekli kontrol altinda tutmalidirlar. ilkokul yag grubundaki ögrenciler bagta yakin çevresi olmak üzere çevrelerindeki olaylardan ve modellerden çok çabuk etkilenebilmektedirler. Bu yüzden bu yag grubundaki ögrencilerin ahlaki deger yargilarina olumlu katki saglamak amaciyla ögretmenlerin de ögrencilere her konuda özellikle ahlaki deger yargilari edinmeleri konusunda ögrencilere dig görünügleri ve davraniglariyla olumlu birer rol model olmalari gerekmektedir (Korkmaz, 2003: 233).
ilkokul ögrencilerinin çogunun ögretmenlerine hayranlik duydugunu bildigimize göre ögretmenlere
16
ögrencilere ahlaki deger kazandirma anlaminda büyük sorumluluk dügmektedir. Ögretmenlerin ögrencilere akilli tahtadan sik sik olumlu ahlaki degerler igeren hikayeler, videolar ve dialar agmasi ögrenciler agisindan faydali olabilecegi gibi sinif kitapligini olugtururken de ögrencilere olumlu deger yargilari kazandirabilecek hikaye kitaplarini segmesi de faydali olacaktir.
1.9. Ilkokuldaki Derslerde Sosyal Ögrenme Kurami I^in Kullanilabilecek Materyaller ilkokulda birinci sinifta okuma yazma egitimi agirlikli baglayan dersler, ikinci dönemde Türkge, Matematik, Hayat Bilgisi, Müzik, Beden Egitimi, Görsel Sanatlar gibi derslerin de eklenmesiyle devam etmektedir. Ögrenciler 2. sinifa bagladiklarinda bu derslere ingilizce eklenmekte olup, 3. Sinifta Fen Bilimleri ve dördüncü sinifta Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, insan Haklari, Sosyal Bilgiler gibi derslerin de eklenmesiyle ögrenciler agisindan yogun bir galigma geklinde devam etmektedir. Bu derslerin hepsinin ögretiminde sosyal ögrenme temeline dayanan gözlem ve model alma teknikleri kullanilabilir. ilkokul ögrencilerinin geligim dönemlerine baktigimizda somut iglemler döneminde olduklarini görürüz. Bu sebeple bu yag grubu ögrencileri agisindan gözlem, yaparak yagayarak ve dokunarak ögrenme oldukga önemlidir. Birinci sinifta ögrencilerin okuma yazma yeterliligi kazanmasi agisindan sinifin gegitli yerlerine sürekli gözlemleyebilecekleri harf ve metin posterleri asmak ögrenciler igin oldukga yararli olacaktir. Yine okuma yazma ögretiminde ögrencilere kalem tutma, yazma davraniglari kazandirilirken ögretmenin ögrencilere model olarak davranigi göstererek ve daha sonra onlardan da ayni davranigi hemen yapmalarini isteyerek gösterip yaptirma yöntemi araciligiyla ögretmen ögrencilere bu davranigi daha kolay kazandirabilir. Güzel yazi yazma davranigini kazandirirken de güzel yazi yazan ögrencilere "aferin'' diyerek sözlü pekigtireg veren bir ögretmen diger ögrencileri de dolayli olarak pekigtireceginden yazisi güzel olmayan ögrencilerin de güzel yazi yazan ögrencileri model almasini ve güzel yazi yazan ögrencileri taklit igin gaba sarf etmelerini saglayabilir. Okuma yazma yeterliligini ilk dönem kazanan ögrenciler iginse birinci sinifin ikinci döneminde ögretmen ögrencilerine okuma aligkanligi kazandirmak igin sinif kitapligi olugturarak sistemli bir gekilde ^ "Okuma Dersi" adi altinda onlarla birlikte onlarin gözü önünde kitap okuyarak ögrencilere olumlu model
_ olabilir. Ayrica bog zamanlarinda ve teneffüslerde de kitap okuyan ögretmen zamanla kendisini model alip
ayni davraniglari sergileyen ögrencilerini ödüllendirerek ögrencilere hedef davranigi kazandirabilir. ilkokul Türkge derslerinde dilbilgisi kazanimlari igin de ögretmen ögrencilerine videolar izlettirebilir. Akilli tahtadan ögrencilerin ilgisini gekecek videolar Türkge, Matematik, Fen Bilgisi gibi anlagilmasi zor olan derslerde ögrencilerin gözlem yapabilmesi ve videolardaki modelleri gözlemleyerek onlari taklit ederek ya da onlari model alarak ögrenmesi saglanabilir. Hayat Bilgisi, Sosyal Bilgiler, ingilizce, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi gibi hayatin iginden konulari igeren derslerin ögretiminde ise ögrencilerin ilgisini gekecek filmler izlettirilebilir. Böylece ögrenciler bu derslerdeki konulari gözlem yaparak ve ilgilerini gekecek modelleri filmlerden izleyerek hedef davranigi ve bilgileri daha kalici bir gekilde ögrenebilirler. Matematik gibi sayisal zeka gerektiren konularda ise üg boyutlu materyallerden ve video oyunlarindan faydalanilabilir. Örnegin; üg boyutlu cisimler konusunu ya da hacimler konusunu igleyen ögretmen, önce sinifta ögrencilerin kargisinda onlara model olarak üg boyutlu cisimleri kartondan yapabilir ve ögrencilerden de yapmalarini isteyebilir. Ya da matematik dersinde dört iglem, uzunluk ölgüleri, sivi ölgüleri, agirlik ölgüleri konusunu anlatmaya galigan bir ögretmen, video oyunlarindan faydalanabilir. Ögrenci bu video oyunlarini oynarken farkinda olmadan gözlem yaparak ve eglenerek ögrenmig olur. Ögrencilerden derslerdeki konularla ilgili dia hazirlamalari istenebilir. Ögrencilerin hazirladiklari dialar diger ögrencilere izlettirilerek sosyal medyadan da yararlanilarak ögrencilerin zevkli ve eglenceli bir gekilde galigmalarina olanak saglanabilir. Beden Egitimi ve Müzik ya da Görsel Sanatlar gibi derslerde de modelden gösterip yaptirma, film izlettirme gibi sosyal ögrenmeye uygun yöntemler kullanilabilir. Ayrica sinifa ögretilecek konuya uygun model getirilip sinifta kügük bir drama yaptirilarak ögrencilerin gözlem ve taklit yoluyla ögrenmesi saglanabilir. Örnegin; meslekler konusunu tanitirken sinifa bu mesleklere sahip gergek modeller getirilerek sinifta ögrencilerle birlikte kügük bir drama yapilabilir. Böylece ögrenciler bu modelleri gözlemleyerek empati kurabilir ve gelecekte segmek istedikleri mesleklerle ilgili de fikir sahibi olmug olurlar. Ayrica ögretmenin her konuyla ilgili ögrencilerine anekdot anlatmasi da ögrencilerin ögrenmelerine katki saglar. Fen bilimleri derslerinde ise
sinifa deney malzemeleri getirerek ögrencilerin gözünün önünde deneyler yapan bir ögretmen ögrencilerin gözlem yaparak ve kendilerini izlemelerini saglayarak bu dersteki konulari daha iyi ögrenmelerine katkida bulunabilir. Din kültürü dersleriyle ilgili de film, video, dia izlettirilebilir ve izlettirilen materyallerdeki kiçilerin davraniglarinin ögrencilere gözlem yoluyla kazandirilmasi saglanabilir. ingilizce gibi dil becerisi kazanmaya yönelik dersin ögretiminde de yine video, bilgisayar oyunlari, filmler, kitaplar, oyun kartlari, dia ve posterler kullanilabilir ve böylece ögrencilere yeni bir dil ögrenirlerken sosyal ögrenme kuramiyla destek olunabilir. Görsel Sanatlar dersinde sinifa canli modeller getirilerek ya da cansiz modellere bakarak resim yapmalari istenebilir. Bu gekilde ögrenciler modeli gözlemleyerek ve inceleyerek resim yeteneklerini geligtirebilirler. Derslerden hariç ilkokul ögrencilerinin ahlaki ve görgü kurallariyla ilgili davraniglari kazanmalari için ögretmen yaptigi davraniglarla olumlu rol model olurken ögrencilere bu olumlu davraniglari kazanmalarini saglayacak filmler izletip, kitaplar okuyabilir. ilkokulda ögretmenini rol model alarak ögretmen olmak isteyen ya da doktora gittiginde ondan etkilenip doktor olan örneklerde oldugu gibi ögretmenin ilkokulda ögrencilerin davraniglarinin gekillendigi kendi duygularini kegfettikleri bir dönemde ögrencilere doga sevgisi, hayvan sevgisi, insan sevgisi ve saygisi gibi olumlu duygular ve davraniglar kazanmalarini saglayacak rol modelleri içeren filmleri izlettirip bu konulari içeren kitaplar okumalari ögrenciler açisindan oldukça faydali olacaktir. Özellikle kamera, ögrencilerin bu kuramda rahatlikla kullanabilecekleri fonksiyonel bir materyaldir. Akilli telefonlarindan çekecekleri gerçek hayatin içindeki ders konulariyla ilgili filmleri de sinif ortaminda arkadaglarina izlettirebilirler. Örnegin; ailesiyle birlikte piknige giden bir ögrenci piknikte sergiledikleri olumlu davraniglari içeren videoyu sinifta arkadaglarina izlettirebilir. Ya da bayramda aileleriyle birlikte bayramlagtiklari görüntüleri videoya kaydedip aile büyüklerine saygi konusuyla ilgili olumlu davranig modellerini içeren videoyu yine sinif ortaminda arkadaglari ve ögretmenleriyle birlikte izleyebilirler. Bunun gibi birçok kazandirilmasi gereken ve istenen olumlu davraniglarda kamera kullanimina da bagvurulabilir (Fidan, 2008:48-61).
1.10. Sosyal Ögrenme Yoluyla Ilkokulda Kazanilan Ürünler
Bandura'nin kurami gözlem ve taklit temeline dayanir. Özellikle ilkokul ögrencilerinin algilarinin daha açik ve model alma egilimine daha yatkin oldugu söylenebilir. Biligin bir gema oldugunu dügündügümüzde, ilkokul yag grubundaki ögrencilerin bilig gemalarinin yetigkinlere nazaran çok daha bog oldugu söylenebilir. Bunun sebebi bu yag grubu ögrencilerinin yagantisal deneyimlerinin yetigkinlerden çok daha az olmasidir. igte tam da bu yüzden gemalarina yeni bilgiler ve davraniglar yüklerken yakin çevrelerindeki olaylari ve modelleri gözlerler. Bu model ögrenci açisindan ögretmen, anne, baba veya bir akrabasi olabilir. Bu sebeple ögretmenler ve aile bireyleri iyi birer model olmak zorundadirlar. Ögrenciler açisindan sinif ortami ve ögretmen çok önemlidir (Bayrakçi, 2007:198-210).
Sinif ortaminda bu kurami uygulayan ögretmenin sosyal ögrenme sürecinde bazi ilkelere dikkat etmesi gerekir. ilkokul ögrencilerinin dikkatlerinin çabuk dagildigini dügünecek olursak ögretmenin ögrencilere kazandirmak istedigi bilgi ya da davranigi dikkat çekici bir hale getirmesi gerekir. Örnegin; "saglik çaliganlari'' konusunu anlatacak bir ögretmen sinifa boynuna taktigi bir steteskopla, beyaz bir önlükle ya da elinde giringayla sus igareti yaparak girebilir. Ögretmenler, ögrencilere model olabilmek için onlarin dikkatini sürpriz etkinliklerle ve konugmalarla çekebilir. Anlatacagi konunun sinavda çikabilecegini de söyleyerek ögrencilerde güdülenme saglayarak amacina ulagabilir. Ayrica bir davranigin ya da faaliyetin enteresan ve dikkat çekici olmasi için ögrencinin seviyesine uygun olmasi gerekir. ilkokul seviyesindeki bir ögrenciye matematikten ''logaritma'' konusunu anlatmaniz mümkün degildir. Ayrica anlagilir olmak zorundadir karmagik bilgiler ilkokul dönemindeki çocuklarin olugturdugu biligsel gemayi tamamen bozabilir (Aydin, 2005:125).
Gözlemleyen için önemli sonuçlar dogurmasi da çok önemlidir. Ögrencilerin kazanacaklari ve ögrenecekleri bilgilerin onlarin yagamlari boyunca onlarin igine yarayacagini bilmeleri gerekir. Örnegin; matematik dersindeki dört iglem konusunun ögrencilerin hayatlari boyunca aligverig yaparken kullanabilecekleri bir konu oldugunu söylersek, bu konu ögrenciler açisindan daha önemli bir hal alir ve ögrenme konusunda daha istekli ve dikkatli olurlar. Markete gittiklerinde ebeveynlerinin de bu konuyu
18
kullandiklarini gözlemlediklerinde bu konuya daha hassas yaklagirlar. Sinif ortaminda model aldiklari ögretmen sembolü markette yerini ebeveynlere ve market mügterilerine birakmig olur. Ögrenci gerektigi yerlerde gerekli model sembollerini kullanarak ve gözlemleyerek ögrenmeye devam eder. Bir diger dikkat edilmesi gereken faktör ise bilginin veya davranigin fonksiyonel olmasidir. Yani ige yarar ve kullanilabilir yönünün agir basmasi gerekir. Eger bilgi veya davranig fonksiyonel degilse ögrenci o bilgiyi veya davranigi gözlemlemek ve ögrenmek istemez. Örnegin; Fen Bilgisi dersindeki "Trafik Kurallari" konusu oldukga fonksiyonel bir konudur. Ögretmen sinifta drama teknigini kullanarak ögrencilerine bu konuyla ilgili olumlu rol model oldugunda ögrenciler de sinif ortami digindaki hayatlarinda ister yaya olarak ister bisiklet sürücüsü hatta büyüdüklerinde arag sürücüsü olsun hig fark etmez hayatlari boyunca trafik kurallarina uyma konusunu fonksiyonel bir gekilde kullanirlar. Sinif ortami diginda ebeveynleriyle ya da arkadaglariyla bir yerden bagka bir yere giderlerken kurallara uyan yetigkinleri de model almaya devam ederler. Gözlemleme ve model alma davranigi ömür boyu süren bir davranigtir ve tekrarlandikga pekigir. Ögretmen sinif ortaminda farkli model ve teknikler kullanmalidir. Bu teknikler alti gapkali dügünme teknigi, soru cevap teknigi, drama teknigi, öykü tabanli ögrenme teknigi, gizgi film ya da dia izletme teknigi, canlandirma teknigi ve benzeri teknikler olabilir. Ögrencilerin gözlem yapabilecekleri drama, canlandirma ya da gizgi film izlettirme teknikleri ögrenciler igin oldukga faydali teknikler olabilir (gelen, 1999:171).
Bu süregte zihinde tutma da oldukga önemlidir. Ögretmen bir davranigi gösterir ve hemen ardindan ayni davranigi yapmasini ögrenciden ister. Buradaki amag davranigin akilda kalmasini ve zihinde tutulmasini kolaylagtirmaktir. Örnegin; ögretmen matematik dersinde kare, dikdörtgen, üggen gekillerini gizer ve hemen ardindan ögrencilerin de defterlerine bu gekilleri gizmesini ister. Ögrenci ögretmeninin gizdigi modelleri gözlemler ve ögretmeninin bekledigi davranig modelini sunmak igin ögretmeninin tahtaya gizdigi gekillerin aynisini ögretmenini taklit ederek gizer. Bu yöntem diger derslerin gegitli konularinda da kullanilabilir. Geometri, müzikte nota bilgisi, harf ögretimi, resim, beden egitimi, din kültürü ve ahlak bilgisi ve benzeri derslerde kullanilabilecegi gibi kazandirilmasi gereken olumlu davranig ve sinif kurallarinda da kullanilabilir. Sinifta yerlere göp atilmamasini isteyen ögretmen yerdeki göpleri alip göp kutusuna attiktan sonra ögrencilerden de hemen ayni davranigi uygulamalarini isteyebilir. Ögrenci ögretmenini ve arkadaglarini gözleyerek yeni biligsel beceriler ve psikomotor beceriler ögrenir. Örnegin; ilkokul matematik dersinde üg boyutlu cisimler konusunu ögrenirken ögretmeninin gösterdigi modellere bakarak aynisini yapar ve bu konuyu yaparak yagayarak ögrenir. Diger bir örnek ise ilkokul müzik dersinde flüt galmayi ögrenirken ögretmeninin flüt galarken yaptigi el hareketleriyle dogru notalara basmasini gözlemleyerek ögrenciler de flüt galarken gözledikleri davranigin aynisini uygularlar. Ögrenci ögretmeninden ve gevresindeki kigilerden gevrenin ve egyalarin nasil kullanilacagini ögrenir. Ögretmen okul ve sinif igerisinde okul ve sinif arag gereglerini dikkatli, temiz ve özenli kullanarak ögrencilerine olumlu model olabilir (Ergün, 2004:68).
Ögrenci ögretmeninin duygularini agiklama bigimini gözleyerek kendisi de duygularini ayni gekilde agiklayabilir. Örnegin; ögrencisinin bagarisini ödüllendirmek isteyen ögretmeni ona gülümseyerek, kügük hediyeler sunarak, sözlü pekigtiregler kullanarak olumlu duygularini ögrenciye yansitarak ona olumlu model olur. Ögrenci de daha sonra ögretmeninden gözlemledigi bu olumlu davraniglarin aynisini ögretmenine ve arkadaglarina yeri ve zamani geldiginde aynen uygular (Ari, 2006:169).
Ögrenciler ögrenmig oldugu yasaklari ya güglendirip daha sik bir gekilde kullanir, ya da yasaklar zayiflayarak sönmeye ugrar. Örnegin; sinif ortaminda parmak kaldirmadan konugan arkadaginin ceza almasi gerektigini dügünen ögrenci arkadaginin ceza aldigini görürse kendisi de sik sik parmak kaldirarak söz alma davranigi uygularken; parmak kaldirmadan konugan ögrencinin ceza almadigini gören ögrenci de parmak kaldirmadan söz hakki almaya baglar. Sinifta kopya gekerken yakalanan ögrencinin kopya gekmeye devam etmesi ya da bir daha asla kopya gekmemesi o ögrencinin cezalandirilmasina ya da görmezden gelinmesine baglidir. Kopya gekerken ciddi gekilde cezalandirilan ögrenci ve bu olayi izleyen diger ögrenciler kopya gekme davranigindan vazgegip bir daha bu davraniga tegebbüs etmezken, kopya gekme davranigi görmezden gelinen ögrenci bu davranigi sik sik tekrar edebilir. Bu durumda kopya gekme davranigi sergileyen ve yüksek
not alan ögrenciyi gören diger ögrencilerin de kopya çekmeye tegebbüs etmesi bu ögrenciler açisindan bakildiginda görmezden gelme gözlem yapan ögrenciler açisindan dolayli ödül olarak adlandirilmaktadir. Bagka bir örnek verecek olursak; bir grup sinif arkadaginin sosyal kollardaki topluma hizmet çaligmalarina yönelik gönüllü çaligmalarini gören bir ögrencinin de topluma hizmet uygulamalari kapsaminda benzer çaligmalar yapma yoluna gitmesi de sosyal ögrenme kuraminin bir ürünüdür. Ögrenci, bu çaligmalari gözlemler ve bu davraniglarin toplum tarafindan takdir edildigini görür yine ögrencilerin de diger insanlari mutlu ettigindeki mutlulugunu izler bundan etkilenerek kendisi de ayni davraniglari ve çaligmalari yapmaya gönüllü olur. Türk toplumunda da sosyal ögrenme kurami çok eski çaglardan bu yana farkinda olunmasa da benimsenmigtir. Çok eski zamanlardan beri günümüze anonim bir gekilde nesilden nesile agizdan agza söylenerek yayginlagmig ve kaliplagmig atasözlerimiz vardir. Toplum olarak kullandigimiz bazi atasözlerimizin temeli sosyal ögrenme kuramina dayanmaktadir. ilkokul Türkge dersinde de ögrencilere ögretilen atasözlerinin bazilarinin temelinde sosyal ögrenme kurami yatmaktadir. "Körle yatan gagi kalkar'', "Üzüm üzüme baka baka kararir.'', "Agaca çikan keçinin daga bakan oglagi olur'', "Kir atin yaninda duran ya huyundan ya suyundan.'' Gibi atasözleri bu kurami destekler niteliktedir. Bu atasözlerinin hepsi bireylerin bulunduklari ortamdan, kigilerden, olaylardan yagantisal olarak belli bir süreg dahilinde gözlem yapma yoluyla etkilendikleri ve davraniglarini model aldiklari kigi vasitasiyla degigtirip yeniden olugturduklarini söylemektedir. Bu açidan bakildiginda ilkokul Türkçe derslerinde farkinda olmadan ögrencilere atasözleri vasitasiyla sosyal ögrenme kuraminin yagamin her alaninda kullanildigi iletimi yapilmaktadir. Ögrencilere bu konu anlatilirken bu atasözleriyle hayatlari boyunca gözlem yoluyla ve model alma yoluyla ögrenebilecekleri belirtilmektedir.
SONUÇ VE TARTIÇMA
Sosyal ögrenme kurami, bireylerin kültürlerine, bilgi düzeylerine, kendilerince mutlu olma ve analiz yapma hislerinin önemine dikkat çekmektedir. Bu kuram ve yöntem bireylerin yalniz kazandigi beceri ve yeterlilikle degil sahip olduklari kültürleri, degerleri ve dügünceleri bagkalarina yaymakla da ilgilenmektedir. Bu konuda farkli bakig açilariyla görme imkâni saglamaktadir (Korkmaz, 2003:229).
Geligen ve degigen hayatimizda giderek daha çok yer tutmaya baglayan teknoloji ve sosyal medya ortami yüzünden giderek azalan insanlarin birbirleriyle etkilegimi sosyal ögrenme kuraminin model alma yöntemini daha da önemli kilmigtir. Çünkü insanlar birbirlerini gözlemleyerek farkli degerler, tutumlar, kültürler, fikirler ve becerilere sahip olurlar. Model alma yolunda etkilegim ve birebir gözlem çok önemlidir. Özellikle gerçek hayatta canli modellerle etkilegim davranigi kazanma açisindan daha etkili ve kalici olmaktadir. Davranigçi yaklagimin eksik yönlerini dile getiren ve çevresel ve biligsel unsurlari da ögrenme sürecine dahil eden bu yöntem günümüz gartlarinda psikoloji ve egitim alanlarindaki bilim insanlarinca büyük takdir ve kabul görmektedir (Bilgin, 1995:46).
Model alma yöntemini egitimde kullanirken bazi noktalara özellikle dikkat etmek gerekir. Ögrencilerin bilimsel bakig açilarinin geligtirilmesinde, gerçek hayat modelleriyle etkilegimde bulunmak ögrencilerin dikkatini çeken görsel unsurlar kullanmak gereklidir. Model alma yönteminde gözlem çok önemli oldugu için egitim sürecinde sahip olunmak istenen kazanimlarin ve edinilecek davraniglarin daha etkili ve kalici olmasi için model alan bireyin, model alinan bireyle birebir etkilegim halinde olmasi önemlidir (Çakir, 2009:108).
Gözlem yoluyla ögrenmeyi egitimde kullanirken bu yöntemin en önemli agamasi dikkattir. Bu yüzden ögrencilere dikkat çekici ögeler ve gerçek hayat modelleri sunulmasi gerekmektedir. Sosyal ögrenme kuraminda dikkat kadar önemli olan bir diger unsur ise güdülenme ve dolayli pekigtireçtir. Birey gözlemledigi davranigin hayatta ne ige yarayacagini bilir ve bu davranigi gösteren insanlarin ne gibi ödüller aldigini görürse davranigi daha iyi gözlemler ve bilig sürecinden geçirerek taklit eder. Fakat sosyal ögrenme kurami salt basit bir taklit kurami da degildir. igin içine ögrencinin biligi de girer. Sosyal ögrenme kurami ilkokullarda etkin bir gekilde kullanilmasi gereken bir kuramdir. Çünkü bu yag grubu ögrenciler görerek ve yaparak yagayarak ögrenirler. Zaten sosyal ögrenme kuraminin da temelinde izlemek yani gözlem yapmak
2G
oldugu du§unulurse ilkokul ya§ grubu ogrenciler igin sosyal ogrenme kurami oldukga onemlidir. Ogretmenler ba§ta olmak uzere aileler de ogrencilerin ya§ gruplarini goz onunde bulundurarak bu kurami sikga kullanmali ama kullanirken de gok dikkatli olmalidir. Gunku sosyal ogrenme kurami iki ucu keskin bigak gibidir. Ogrenciler ilkokulda gozlemleyerek ogrendikleri deger ve davrani§lari hayatlari boyunca unutmayip uygulayabilir ve davrani§lar kalici olabilir. Bu yuzden ogretmenler ve ebeveynler ogrencilere her zaman olumlu rol model olmali ve yaptiklari her davrani§a dikkat etmelidirler (Topses, 2009:156).
Ogrencilere din egitimi ve ahlaki degerler kazandirilirken de sosyal ogrenmenin rolu buyuktur. ilkokulda ahlaki deger yargilari kazandirilirken ogrencilerin gevresinde olumlu rol modeller olmali ve ogrencilere olumlu olaylar gozlemlendirilmelidir. Ogrenciler olumlu ahlaki deger yargilari igeren davrani§lari gosterince peki§tirilmeli ve mutlaka bu peki§tirme i§lemi diger ogrencilerin gozunun onunde yapilmalidir. Ogretmen kendisi de olumlu ahlaki deger yargilari igeren cumleler kurmali, olaylar anlatmali, hal ve hareketlerine sozlerine gok dikkat etmelidir. ilkokul ya§ grubu ogrencileri igin en onemli rol model ogretmendir. Ogrenci bu donemde en gok ogretmeninin hal ve hareketlerine, sozlerine ve davrani§larma dikkat eder ve kendisine en gok ogretmenini rol model alabilmektedir (Bilgin, 1995:48).
ilkokulda Turkge, matematik, din kulturu, okuma yazma, okuma ali§kanligi kazanma, muzik, hayat bilgisi, sosyal bilgiler, trafik, fen bilimleri ve insan haklari ve yurtta§lik gibi dersler vardir. Bu derslerin hepsinde ilkokul ya§ grubu ogrencileri igin sosyal ogrenme kurami uygulanabilir. Ornegin; muzik dersinde herhangi bir enstruman galmayi ogretirken ogretmen ogrencilere rol model olabilir ya da insan haklari dersinde ogrencilere adalet ve e§itlik kavramlarini anlamalari igin drama yaptirilabilir. Matematik derslerinde sikga i§lem ve problem gozdurulerek bu gozumlerin sonucunda gozebilen ogrencilere oduller verilerek diger ogrencilere dolayli peki§tiregler sunulabilir. Bu sayede matematik dersinde ba§arili olan ogrencilerin davrani§larmi gozlemleyen diger ogrenciler de model aldiklari ve gudulendikleri arkada§larmin davrani§larmin aynisini sergileyebilir ve matematik dersinde ba§arili olabilirler. Hayatin iginden konulari barindiran hayat bilgisi, din kulturu, sosyal bilgiler, insan haklari ve yurtta§lik gibi derslerde de ogretmenler
_ siniftaki davrani§lariyla, soyledigi sozlerle ogrencilere olumlu rol model olabilecegi gibi akilli tahtadan
izlettirecegi bu derslerle ilgili video, film ve dialarla da ogrencilere olumlu davrani§lar kazandirabilir. ilkokulda ogrencilere okuma ali§kanligi kazandirma konusu oldukga onemli bir konudur. Bu ya§ grubunda bu ali§kanligi kazanma ogrenciler agisindan kritik donemdir. Ogrenci ilkokulda okuma ali§kanligmi kazanirsa hayati boyunca bu ali§kanligini devam ettirirken; okuma ali§kanligi kazanamayan ogrenciler daha sonra bu ali§kanligi ya gok zor kazanir ya da hig kazanamayabilir
Okuma ali§kanligi kazanma konusu bu kadar onemli olunca dogal olarak bu ali§kanligi ilkokulda kazandirma konusunda sosyal ogrenme kurami da onemli olmaktadir. Ogretmenler ve aileler bu konuda ogrencilere olumlu rol model olmalidirlar. Ogrenciye sadece kitap okumanin onemli oldugunu sozle soylemek bir anlamda suya yazi yazmak gibidir. Ogrenciye bu sozu soyledikten sonra ona rol model olmak ve davrani§i ve ali§kanligi kazanmasi konusunda ogrenciyi desteklemek gerekmektedir. Sinifta okuma saatinde ogrenciler kitap okurken telefonuyla ilgilenen bir ogretmenin ogrencileri de ogretmenlerini gozlemler ve kitap okumanin yararli ve guzel bir davrani§ olmasi gerektigi konusunu inandirici bulmaz ve onemsemez. Sinifta ogrencileriyle birlikte kitap okuyan ogretmense soyledigi sozu kendisi de somut ve olumlu bir rol model olarak destekler ve ogrencilerine okuma ali§kanligi kazanma konusunda inandirici ve destekleyici olmaktadir.
ilkokul doneminde ogrencinin arkada§ gevresinden de gok etkilendigi soylenebilir. Ogrencinin ogretmeni ve ebeveynleri soz konusu ogrencinin arkada§ gevresine de gok dikkat etmelidir. ''Bana arkada§ini soyle sana kim oldugunu soyleyeyim.'' Atasozu sosyal ogrenme kuramina atifta bulunan bir atasozudur. Bu atasozu ogrencilerin edindikleri arkada§larindan etkilendiklerini agikga olmasa da dolayli olarak soylemek istemektedir. Yine ogrencilerin ilkokul doneminde sosyal medyadan izledikleri videolara ve oynadiklari oyunlara da gok dikkat edilmesi gerekmektedir. Zira ilkokul doneminde ogrencilerin saldirgan davrani§lar ve olumsuz sozler gibi ahlaki deger yargilarini edinme sureglerini olumsuz etkileyecek etmenlerden uzak tutulmasi gerekmektedir. ilkokul donemi ogrencilerin aile ortamindan gikarak yeni bir sosyal gevreye ilk
defa girdikleri bir dönemdir. Bu yag grubu ögrencileri için okuldaki ögretmeni ve arkadaglari yeni rol model arasinda yer alabilmektedirler (Kalkan, 2008:135-148).
Ögrencinin sosyal ögrenme kuraminda ayna oldugunu kabul edersek ve ögrencinin çevresindeki rol modelleri de aynanin yakinindaki nesnelere benzetecek olursak ayna nasil yakinindaki nesneleri yansitiyorsa ögrenci de yakinindaki modellerin söz ve davraniglarini yansitabilmektedir. ilkokulda ögrencilere ahlaki ve olumlu deger yargilari bagta olmak üzere derslerdeki konu ve kazanimlar da dahil aligkanlik ve bilgi kazandirilirken onlara ister film, video ve dia izlettirmek olsun ister canli modelleri gözlemlettirmek olsun sosyal ögrenme kuramindan faydalanmak ögretmen açisindan ve ögrenci açisindan olumlu ve kalici sonuçlar ortaya çikarabilir. Ögretmen, kazanimlari ve davraniglari kazandirirken sosyal ögrenme kuraminin gücünden yararlanarak egitim ögretim sürecinde daha verimli olurken ögrenci de kazanim ve davraniglari daha etkili ve kalici bir gekilde kazanarak bu süreçten kazançli ve verimli çikmig olabilmektedir. Sosyal ögrenme süreci sadece gözlem süreci degildir bu srneçte mutlaka sosyal pekigtireçler de kullanilmalidir. Böylece ögrenilen davranig pekigerek daha kalici olabilmektedir. Sosyal ögrenme kurami sadece basit bir taklit süreci olmamakla beraber bu srneçte bilig de igin içine girmektedir. Gözlemlenen davranigin akilda kalici olmasi için gerekenler yapilmali ve dikkat, güdülenme, hatirda tutma gibi biligsel unsurlar da devreye sokulmalidir (Senemoglu, 2009:218-226).
"COPE-Dergi Editörleri için Davramç Kurallari ve En iyi Uygulama ilkeleri" beyanlari:
Etik Kurul Belgesi: Bu çaligma için etik kurul onayi gerekmemektedir.
Çikar Çatismasi Beyani: Bu makalenin aragtirmasi, yazarligi veya yayinlanmasiyla ilgili olarak yazarin potansiyel bir çikar çatigmasi yoktur.
Finansal Destek: Bu çaligmanin aragtirma ve yazim agamasinda herhangi kigi/kurum veya kuruluglar tarafindan finansal destek alinmadigi bildirilmigtir.
Katki Orani Beyani: 1. yazar: %50 - 2. yazar: %50
Destek ve Te§ekkür Beyani: -
Sorumlu Yazar: Doç. Dr. Hatice Kadioglu Ateg
Çifte Kör Hakem Degerlendirmesi: Dig-bagimsiz
Bu makale, Creative Commons Atif-GayriTicari 4.0 Uluslararasi Lisansi ile lisanslanmi§tir.
The following statements are made in the framework of "COPE-Code of Conduct and Best Practices
Guidelines for Journal Editors":
Ethics Committee Approval: Ethics committee approval is not required for this article.
Declaration of Conflicting Interests: No conflicts of interest were reported for this article.
Financial Support: It has been reported that this study did not receive financial support from any person/institution or organization during the research and writing phase.
Author Contributions: 1st : %50- 2st : %50
Statement of Support and Acknowledgment: -
Corresponding Author: Assoc. Prof. Dr. Hatice Kadioglu Ate§
Double-Blind Peer Review: External-independent
22
This article is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International
License.
KAYNAK^A
Agikgöz, Ün, K. (2003). Etkili Ögrenme ve Ögretme. izmir: Egitim Dünyasi.
Alpan, G. B. (2015). Davraniggi ve Bilimsel Ögrenme Kuramlar. Ankara: Pegem Akademi.
Ari, R. (2006).Geli§im ve Ögrenme. Ankara: Nobel Yayin Dagitim.
Arslan, C., Hamarta, E., Arslan, E. & Saygin, Y. (2010). Ergenlerde Saldirganlik ve Kigilerarasi Problem ^özmenin incelenmesi. ilkögretim Online, 9(1), 379-388.
Aydin, A. (2008). Egitim Psikolojisi-Geli§im Ögrenme Ögretim. Ankara: Pegem Akademi.
Aydin, B. (2005). Geli§im ve Ögrenme. Ankara: Nobel Yayin Dagitim.
Bacanli, H. (2003). Geli§im ve Ögrenme. Ankara: Nobel Yayin Dagitim.
Bayrakgi, M. (2007). Sosyal Ögrenme Kurami ve Egitimde Uygulanmasi. Sakarya Üniversitesi Egitim Fakültesi Dergisi, 0(14), 198-210.
Bilgin, N. (1995). Sosyal Psikolojiye Giri§, (3. Basim). izmir: izmir Kitapligi Yayinlari.
Büyüköztürk, §., Akgün, Ö. E., Karadeniz, §., Demirel, F. & Kilig, E. (2010). Bilimsel Aragtirma Yöntemleri, (5. Baski). Ankara: Pegem Akademi Yayincilik.
Cüceloglu, D. (1996). Yeniden insan insana. istanbul: Remzi Kitabevi.
Cüceloglu, D. (2016). insan ve Davrani§i. Psikolojinin Temel Kavramlari, (28. Basim). istanbul: Remzi Kitapevi.
^akir, M. A. (2009). Sosyal Bilimsel Ögrenme Kurami. Kaya, A. (Ed.). Egitim Psikolojisi. Ankara: Pegem 23 Akademi.
— ^elen, N. (1999). Ögrenme Psikolojisi. Ankara: imge Kitabevi.
Qrak, Y. (2009). Ögrenmenin Dogasi ve Temel Kavramlari. Kaya, A. (Ed.). Egitim Psikolojisi. Ankara: Pegem Akademi.
Demirbag, M. ve Yagbasan, R. (2006). Sosyal Ögrenme Teorisi ile Kazandirilan Bilimsel Tutum Davraniglarinin, Akademik Bagari, Cinsiyet ve Sosyoekonomik Düzey Tarafindan Yordanmasina iligkin Bir Aragtirma. Kuram ve Uygulamada Egitim Bilimleri, 6 (2): 331-371.
Demir, M., Celasun, K., Kagkar, Z., Üzümcü, E., §ahin, B. (^ev.) (2014). Ögrenme Teorileri, Schkunk, D. H., §ahin M. (Ed.), Ankara: Nobel Akademik Yayincilik.
Demirci, B. (1993). ^agdag Fen Bilimleri Egitimi ve Egitimcileri. H. Ü. Egitim Fakültesi Dergisi, 9: 155-160.
Demirel, Ö. (1999). Ögretme Sanati. Ankara: Pegem A.
Erden, M. ve Akman, Y. (1998). Geli§im-Ögrenme-Ögretme Egitim Psikolojisi. Ankara: Arkadag Yayinevi.
Ergün, M. (2004). Sinifta Motivasyon. Karip, E. (Ed.). Sinif Yönetimi. Ankara: Pegema Yayincilik.
Fidan, N. K. (2008). ilkögretimde Arag Gereg Kullanimina iligkin Ögretmen Görügleri. Kuramsal Egitimbilim Dergisi, 1(1): 48-61.
Kalkan, M. (2008). Sosyal Ögrenme Kurami, Egitim Psikolojisi. Ankara: Pegem Akademi Yayinlari.
Kaya, A. (2007). Egitim Psikolojisi. Ankara: Pegem A Yayincilik.
Kaya, A. (2017). Egitim psikolojisi. Ankara: Pegem Yayincilik.
Korkmaz, i. (2003). Sosyal Ögrenme Kurami. Yegilyaprak, B. (Ed.). Geli§im ve Ögrenme Psikolojisi. Ankara: PegemA Yayincilik.
Kuzgun, Y. (2000). Meslek Dani§manligi: Kuramlar, Uygulamalar. Ankara: Nobel Yayin Dagitim.
Selguk, Z. (2018). Egitim Psikolojisi. Ankara: Nobel Akademik Yayincilik.
Senemoglu, N. (1997). Geli§im Ögrenme ve Ögretim Kuramdan Uygulamaya. Ankara: Ertem.
Senemoglu,N.(2005).Geli§im Ögrenme ve Ögretim Kuramdan Uygulamaya. Ankara: Gazi.
Senemoglu,N.(2009). Geli§im Ögrenme ve Ögretim: Kuramdan Uygulamaya. Ankara: Pegem Akademi.
Senemoglu,N. (2013). Geli§im, Ögrenme ve Ögretim Kuramdan Uygulamaya. Ankara: Yargi.
Senemoglu, N. (2015). Geli§im, Ögrenme ve Ögretim Kuramdan Uygulamaya. Ankara: Yargi.
Çimgek, H. Ve Yildirim, A. (2016). Sosyal Bilimlerde Nitel Ara§tirma Yöntemleri. Ankara: Seçkin.
Topses, G. (2009), Geli§im ve Ögrenme Psikolojisi. 3 Baski. Ankara: Nobel Yayin.
Ulusoy, A. (2003). Geli§im ve Ögrenme. Ankara: Ani Yayincilik.
Ülger, K. (2015). Motivasyon ve Model Alma Kavramlarinin ilkokul Dördüncü Sinif Ögrencilerinin Okuma Aligkanligina Etkisi: Ankara Örnegi. Akademia Sosyal Bilimler Dergisi, 1(1): 18-43.
Ültanir, Y. G. (1997). Ögrenme Kuramlari. Ankara: Hatiboglu.
Varol, S. F. (2014). Medyada Yer Alan Temsillerin Kimlik Edinme Sürecindeki Rolü. Akademik Sosyal Bilimler Ara§tirma Dergisi, (26), 301-313.
Yavuz, S. (2014). §iddetin sosyo-kültürel kaynaklari ve medya metinleri araciligiyla sunumu: "Güne§i Beklerken" dizi filmdeki §iddet olgusunun içerik analizi yöntemi ile belirlenmesi. Yayimlanmamig Yüksek Lisans Tezi, istanbul Arel Üniversitesi.
Yegilyaprak, B. (2012). Egitim Psikolojisi-Geli§im Ögrenme Ögretim. Ankara:Pegem Akademi Yayinlari.
Yilmaz, G. (2014). Medya Çiddetinin Çocuklar Üzerine Etkileri Çocuk ve Çiddet: Toplumsal Çiddetin Cenderesinde Çocuklar, 5. Uluslararasi Risk Altinda ve Korunmasi Gereken Çocuklar Sempozyumu Seçilmig Bildirileri, (3), 29-41.
24