Научная статья на тему 'KıRıM IZLENIMLERI (TEMMUZ 2013)'

KıRıM IZLENIMLERI (TEMMUZ 2013) Текст научной статьи по специальности «Языкознание и литературоведение»

CC BY
64
24
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
Ключевые слова
KıRıM TATARLARı / ISMAIL GASPRINSKI / CENGIZ DAğCı / AKMESCIT (SIMFEROPOL) / BAHçESARAY / GöZLEVE (YEVPOTORIA) / KEFE (FEODOSIA) / CRIMEAN TATARS / AQMESCIT (SIMFEROPOL) / BAKHCHISARAI

Аннотация научной статьи по языкознанию и литературоведению, автор научной работы — Kanlıdere Ahmet

In this article, you will read the travel account of Ahmet Kanlıdere, a Turkish historian of Turkic peoples. While he traveled into the cities of Aqmescit (Simferopol), Bakhchisarai, Gözleve (Yevpotoria), Kefe (Feodosia) and southern coasts of Crimea in July, 2013, he noted his impressions about the present status of Crimean Tatar entity and cultural heritage in these places. Crimean Tatars’ return from the exile is a rare example of struggle in World history. The deportation of 1944 not only cut Crimean Tatars from their roots, but also deprived them of the Tatar books from the libraries in Crimea. Many cultural monuments as well as cemeteries of the Tatars were erased. Those which were survived left without a protector. Since the middle of 1980’s, the Tatars try to resettle to their homeland and struggle to revive the ruins of cultural heritage of their ancestors. Despite the bureaucratic and other obstacles, the Tatars continue to rebuild their homeland and revive the cultural and historical heritage.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.

Текст научной работы на тему «KıRıM IZLENIMLERI (TEMMUZ 2013)»

Литература и Язык

УДК 338.48-44(477.75)

Kirim izlenimleri (Temmuz 2013)

Ahmet Kanlidere

(Marmara Üniversitesi, Türkiye)

Özet: Bu makalede Ahmet Kanlidere Türk halklannin bir Türk tarihgisi seyahat hesabini okuyacaktir. O Akmescit'te (Simferopol), Bahgesaray'da, Gözleve (Yevpotoria), Kefe (Feodosia) ve Kinm'in güney kiyilannda §ehirlere Temmuz, 2013 yilinda seyahat ederken, Kirim Tatar varlik ve bu kültürel mirasin mevcut durumu hakkinda izlenimlerini kaydetti. Sürgünden Kirim Tatarlannin dönü§ Dünya tarihinin mücadele nadir bir örnektir. 1944 tehciri kendi köklerinden Kirim Tatar kesilmi§, ayni zamanda Kirim'da kütüphanelerden Tatar kitaplardan mahrum degil. Birgok kültürel eserlerin yani sira Tatarlarin mezarliklar silinmi§tir. Bu hangi bir koruyucusu olmadan sol kurtulmu§tur. 1980'li yillarin ortalarindan bu yana Tatarlar vatanlarina yerle§mek ve atalarinin kültürel mirasin kalintilarini canlandirmak igin mücadele deneyin. Bürokratik ve diger engellere ragmen, Tatarlar yurtlarini yeniden in§a ve kültürel ve tarihi mirasini canlandirmak devam ediyor.

Anahtar kelimeler: Kirim Tatarlari, Ismail Gasprinski, Cengiz Dagci, Akmescit (Simferopol), Bahgesaray, Gözleve (Yevpotoria), Kefe (Feodosia).

Kirimli Tatar yazari Cengiz Dagci'nin romanlarindan tanidigim Kirim yurdunu 2013 yili Temmuz ayi boyunca gezme firsati buldum. Akmescit, Bahgesaray, Gözleve, Kefe ve güney sahillerini gezerken buralardaki Tatar varligini ve bugüne kadar gelebilmi§ olan kültür

mirasini görmeye ve tespit etmeye fali§tim. Kirim Tatarlarinin sürgünden dönü§ü, dünya tarihinde e§ine az rastlanir bir mücadele örnegidir. Onlar 1980'lerin ortalarindan beri sökülüp atildiklari yurtlarina yeniden yerle§meye, sahipsiz kalan ata yadigärlarini ayaga kaldirmaya fali§iyorlar. A§agidaki satirlarda, Kirim'in Rusya tarafindan ilhakindan 6 ay kadar önceki gözlemlerimi okuyacaksiniz.

Kirim'a gitmeden Kirim'i ve Kirimlilari anlamak mümkün mü? Kirim Tatarlarini ne kadar taniyoruz? Kirimlilan Osmanli tarihfilerinin gözünden görmek yaniltici olabilir. Osmanlilar Kirim Hanligi'na ayri ve diger eyaletlerin üstünde bir statü vermi§ olsalar da, zaman zaman Kirim hanlarinin da hükümdar soyundan geldiklerini akildan fikarmi§lar. Kirim hanlari ise, Osmanli yönetiminin kendilerinin Osmanli pa§alarina denk görülmesine iferlemi§ler. Kirim Hanligi'nin Osmanli merkezi yönetimi ile olan ili§kilerinin niteligini ve zaman zaman ortaya fikan gerginliklerin sebeplerini dogru anlamak lazim [1]. Kirim Tatarlarinin hafizalarinda imparatorluk kurmu§ bir halkin focuklari olma bilincinin oldugunu unutmamak gerekir.

Kirim Tatarlari son iki asir ifinde fok önemli §ahsiyetler yeti§tirdiler. Türkiye'de daha ziyade Gaspirali Ismail Bey'i biliyoruz. Ama onu da ne kadar taniyor ve anliyoruz, tarti^ilir1. Bekir Cobanzade'yi taniyor muyuz? Sadece bir dilci degil o. Yusuf Akfura gibi, o da analiz kabiliyeti fok yüksek bir aydin. Eserlerini bile daha dogru dürüst ortaya koymu§ degiliz. Onun 1920'li yillarda Akmescit'te yayinladigi eserler, Türk halklarinin entelektüel tarihini anlamak ifin son derece önemlidir.

Kirim'da beni en fok §a§irtan, Cengiz Dagci'nin (1919-2011) burada pek fazla bilinmemesi oldu. Sovyet döneminde ondan söz edilmesi mümkün olamazdi. Fakat §u son 23 yilda Cengiz Dagci'nin yeniden kefedilmesi ve Kirimli Tatar genflerinin en fok okudugu yazarlardan biri olmasi beklenirdi. Dagci'nin Kirim'da sakincali bir ki§ilik olarak görülmesinin bunda önemli bir payi olmali. ikinci Dünya Sava§i sirasinda Sovyet ordusu saflarinda sava§irken Almanlara esir dü§tükten sonra onlarin safinda yer almasi (aslinda buna nasil mecbur kaldigi Yurdunu Kaybeden Adam adli hatira romaninda anlatilmaktadir)

1 Ismail Gaspirali hakkinda birkaf eser yazildiysa da, onu en iyi anlatan eser, Kirimli bir aydin olan Cafer Seydahmed tarafindan kaleme alinan Gaspirali Ismail Bey (Istanbul, 1934) adli kitaptir.

Sovyet döneminde onun hain olarak görülmesi için yeterliydi. Sovyetler dagilmiç olsa da, Dagci'ya olan bakiçin pek fazla degiçmedigi ve onun a§m milliyetçiymiç gibi algilandigi anlaçiliyor. Fakat Dagci'nin kitaplari okundugunda onun yurdunu ve kendi halkini sevmekle beraber, bunu hiçbir zaman çovenizme vardirmadigi, diger halklara da saygi ve sempati duygulari içinde oldugu görülür.

Dagci hakkindaki bu önyargilar Kirim Tatarlari için de geçerli. Nitekim yeni yayinlanan Kisa Kirim Tarihi adli kitapta [2] Tatarlari savaç sirasinda Almanlarla içbirligi yapmakla suçlayan ifadeler var. Oradayken bu tartiçmalarin yeniden gündeme geldigini gördüm. Kirim Tatarlari da bunun dogru olmadigini ispat etmek durumunda kaliyorlar.

Bu arada, Kirim Tatarlari arasinda tarihçilerin az oldugunu ögrendim. Zira, Sovyet yönetimi onlarin tarih alaninda yetiçmelerini yasaklamiç. Bu yüzden, Tatar aydinlari tarih araçtirmalarini filoloji kisvesi altinda yapmak zorunda kalmiçlar.

1944 sürgünü sadece insanlari köklerinden söküp atmakla kalmamiç. Sovyet yönetimi, Kirim kütüphanelerindeki Tatar eserlerini de ayiklayip yok etmi§. Kültür eserleri, mezarliklar yok edilmiç. Kalanlar boynu bükük ve sahipsiz. §imdi vatanlarina dönen Kirimlilar onlari yeniden ayaga kaldirmaya ve korumaya çaliçiyorlar. Ak-mescit'te eski Tatar eserlerini yeniden toparlamaya çaliçan bir kütüphane var: Ismail Bey Gaspirali Kütüphanesi. Sovyetler Birliginin baçka yerlerine dagilan Kirim Tatarlarinin eserlerini yeniden bir araya getirmeye çaliçiyor. §imdi, Kirim'da kaldigim bir ay içinde görebildigim kadariyla, Kirim Tatar kültür mirasindan ve bunlarin son durumundan söz etmek istiyorum.

Akmescit (Simferopol)

Kirim'a gitmeden önce Akmescit (Simferopol) hakkinda rehberlere bakmiçtim. §ehir geni§ bir alana yayilmiç ve oldukça yeçil. Ûç tane büyük parki var. Tatarlar, çehrin sonlarinda iki farkli noktada mahalleler oluçturmuçlar. Sokaklarinin isimleri Kirim Tatar Tmkçesiyle yazilmiç. Hatta bu isimler Latin harfleriyle gösteriliyor haritada.

Havaalanindan §ehre dogru giderken ilk gözüme çarpan, Akmescit'in yeçilligi oldu. Fakat çehirde Sovyetlerin son zamanlarindan kalma terk edilmiçlik ve bakimsizlik hâli devam ediyor. Burasi hâlâ bir Sovyet §ehri görünümünde. Lenin heykeli çehrin merkezinde duruyor. Kaldigimiz evdeki eçyalar hep eski; sanki onlarca yil hiç el degmemiç

gibi. Kirim'in Rus ahalisi Sovyet gelenegine bagliligi sürdürüyor. Komünist Partisi burada oldukça g^lüymü?.

§ehrin eski kisminda bulunan Cami-i Kebir ilk defa 1508'de yapilmiç. Bugüne gelene kadar birkaç defa tahribat ve tamir görmü§. §imdi de avlusunun karçi tarafindaki alçak binada (Kirim Müftülügü) tamirat devam ediyor. §ehir merkezindeki (Puçkin sokagi 17 numaradaki) Simferopol §ehri Tarih Müzesi'nde (Müzey istorii Goroda Simferopolya) çehrin tarihî resimleri ve bazi eserler var. Müzedeki bir Müslüman mezar taçi dikkatimi çekti (bu taçlar çehrin degiçik yerlerine savrulmuç). Müze eski bir banka binasina kurulmuç. Kendisi de tarihçi olan müze müdiresi Akmescit'te sadece bir cami kaldigini, digerlerinin yok oldugunu (muhafaza edilemedigini) söyledi. Resimlerden birinde Yeni Cuma Camisi görülüyor. Fakat §imdi o da yok olmuç. XIX. yüzyila ait resimlerde epeyce cami görülse de,2 §imdi bunlardan sadece biri ayakta. O da 1991'de ayaga kaldirilan Cami-i Kebir. Haritaya bakinca bu caminin etrafindaki muhitin eski Tatar mahallesi oldugu anlaçiliyor.

§ehrin eski (Tatar) mahallesinde Kirim Tatar yazari Cengiz Dagci'nin okudugu Ögretmen Okulu'nu gördüm. Dagci, romanlarinda devamli olarak Kiziltaç köyünü, Gurzuf u, Yalta'yi, Degirmenköy'ü, Akmescit'in eski sokaklarini, Salgir nehrini anlatmaktadir.

Akmescit Ögretmen Okulu'nun karçisindaki tarihî binada (Çarlik yönetiminin yikildigi siralarda) Kirim Tatar Özerk Cumhuriyeti ilan edilmiç. Kirimli Tatar aydini Numan Çelebi Cihan'in baçbakan oldugu bu cumhuriyet, sadece 40 gün yaçayabilmiç. Buradan açagi dogru inince Salgir nehrinin hemen ötesinde bulunan Tatar Meclisi binasi görünüyor. Ukrayna burayi resmen tanimiyormuç. Ama di§ ülkelerden gelen temsilciler, Kirim Parlamentosundan sonra burayi ziyaret ediyorlarmiç. Salgir nehri buyunca biraz gittikten sonra iskitlerden kalma duvar kalintilari uzaniyor. Kalintilar yol boyunca devam ediyor.

Salgir nehrine dogru yürüdük ve ismail Gaspirali'nin büstünün oldugu anita geldik. Yakin zamanda düzenlenmi§ burasi. Buradan epey bir yürüdükten sonra, Tavrida Üniversitesine vardik. Üniversite

2 Kazanli Fatih Kerimî, Akmescit, Bahçesaray, Sivastopol ve Yalta'yi gezmi§ 1903'te. «Kirim'a Seyahat» kitabinda anlattigina göre, o zaman Akmescit'te 12 cami ve 9 Rus kilisesi varmi§. Kerimî, Karaim kenesasindan ve Ermeni kiliselerinden de bahsediyor. Kitabinda yer yer Kazanlilarla Kirimlilari kar§ila§tiriyor.

bahfesinin kenannda Kirim Tatarlanna ait bir anit var. Onlarin 1944'te sürüldüklerini yerleri (Özbekistan, Rusya, Kirgizistan, Kazakistan ve Tacikistan) gösteriyor.

Sonra üniversitenin botanik bahfesini gezdik. Gayet güzel düzenlenmi§. Prens (Knyaz) Feliks Yusupov'un yaptirdigi binalari gördük. Birinin üzerinde minareyi andiran bir yapi var. Atalari asirlar önce Hiristiyanligi benimsemi§ olsa da, Yusupov geldigi yeri unutmami§; camilere ve diger Müslüman kurumlarina yardimlarda bulunmu§. Yusupovlarin ailevi kökenleri Altin Orda soylularindan (mirzalarindan) birine dayaniyor.

Cengiz Dagci'nin Kizilta$ Köyü

11 Temmuzda Yalta'ya gitmek niyetiyle yola fiktik. Bahfesaray, Akmescit'in sadece 25 kilometre güneyinde. §ehrin kenarindan gefip giderken uzaktan Lenin heykelini gördük. Sonra dag yoluna tirmanmaya ba§ladik. Kivrimli yollardan geferek Ay-Petri tepesine tirmandik. Her taraf yemye§il, hava serin ve temiz. Epeyce bir düzlükte ilerledikten sonra ini§e geftik. A§agi tarafta Karadeniz göründü. Kivrila kivrila dagdan a§agiya indik. Alupka'da denizin kiyisindaki kayaliklar üstünde yükselen eski sarayi gördük.

Buradan doguya dogru giderek me§hur Livadiye Sarayi'na yöneldik. II. Dünya Sava§i sirasinda Cörfil, Ruzvelt ve Stalin üflüsünün yeni dünya düzeni hakkinda önemli kararlar aldiklari saray burasi. Oldukfa güzel görünen ve geni§ bir bahfeye sahip olan bu sarayin giri§ tarafinda bir ?e§me dikkatimi fekti. Üzerinde eski Türkfeyle yazilmi§ 1864 tarihli bir kitabe var. Biraz ileride, üzerinde fok güzel bir Osmanli yazisiyla süslenmi§ äbidevi bir ta§ gördüm. Rehber arkada§im o dönemdeki ^arlik yöneticilerinin müsamahali olduklarindan ve Tatar eserlerini koruduklarindan söz etti.

Livadiye'den fikip Yalta'ya dogru yola koyulduk. "Kirim'in incisi" denilen bu §ehir bir tatil mekäni. Sahile gidenler, gelenler, büyük bir kalabalik ve trafik var. Buradan ayrilip dogu tarafina dogru giderken Cengiz Dagci'nin köyü olan Kizilta§'ta durduk.

Cengiz Dagci'nin adini duyunca fok heyecanlandim. Cengiz Dagci'nin Korkung Yillar ve Yurdunu Kaybeden Adam romanlarini bir firpida okumu§tum. Dagci bu romanlarinda, Kizilta? köyünü, Kirim Tatarlarinin köy hayatini, ikinci Dünya Sava§i yillarinin acilarini anlatiyordu. Akmescit'teki Tohar Camii minaresinin vinfle yikili§ini okurken fok üzülmü§tüm. O Topraklar Bizimdi, Onlarda insandi,

Kolhozda Hayat romanlanni da ayni heyecanla okudum. Cengiz Dagci bana hem kitap okumayi sevdirdi hem de Kirim ve Türkistan Türklerine karçi bende ilgi uyandirdi. Yurdunu kaybetmenin ne demek oldugunu ondan ögrendim. içinde büyük bir hasret birikmiç Dagci'nin. "Yurdunu kaybeden adam için hürriyetin bile manasi kalmadigini çimdi anliyorum. içinde dogdugum, gülüp oynadigim yerlerde benim dilim konuçulmuyor artik. Bir zamanlar o topraklarda dilimi konuçan insanlarin ne olduklarini da bilmiyorum" diyordu. Onun romanlarinin hepsinde bu hasret var. Hepsi de etkileyici, insanî ve duygusal. Hem milli hem evrensel yani var bu romanlarin.

Kiziltaç köyü içinden geçen yolun hemen altinda Cengiz Dagci'nin evini bulduk. Ev sahibinden izin alarak evin di§ tarafini, üst katini gezdik. Denize yukardan bakan, müthi§ bir manzarasi var. Daha sonra yolun üst tarafindaki Kiziltaç köyünün yokuçuna tirmandik. Yemyeçil ve çok güzel bir yer burasi. Açagi taraf Karadeniz. C. Dagci buralarda bir yere defnedilmiç geçen yil. Köye adini veren büyük ve kirmizi kayayi gördük. Köyün bati tarafinda, deniz kenarindaki Gurzuf kasabasi görünüyor.

Kiziltaç'tan ayrilip Aluçta'ya yöneldik. Sahil ve tatil mekâni olan bu kasabada fazla oyalanmadik. Doguya dogru giderken yolda bir camiye rastladik. Münir Bey o taraftaki evleri gösterdi:

- Bunlar Tatar gecekondulari.

- Pek gecekonduya benzemiyorlar, düzenli yapilmiçlar.

- Bizim Tatarlar düzgün yaparlar; sokaklari cetvel gibi ölçüp biçerek yerleçirler.

Gerçekten de çok düzenli bir yerleçim olmuç. Burayi birkaç kilometre geçtikten sonra yol kenarinda yigilmiç tuglalar dikkatimi çekti. Bunlar yeni yapilacak cami için yigilmiç buraya. Fakat cami inçasi için izin almak oldukça macerali ve bürokratik zorluklarla dolu bir çabayi gerektiriyormuç.

Bahçesaray

Kirim'da özellikle Bahçesaray çok ilginç. Akmescit ve Kirim'in diger çehirlerinden Çarlik ve Sovyet Rüzgari epey çeyleri alip götürmü§se de, Bahçesaray bu rüzgära direnç gôstermiç (hâlâ da gösteriyor). Bu çehir, tarihî ve mistik güzellikleriyle insani geçmiç asirlarin derinligine ve kültür zenginligine götürüyor. Kirim hanlarinin gücünün ve ihtiçaminin merkezi, Gaspirali ismail Bey'in Türk fikir hayatinda çigir açtigi muhit burasi.

Bahçesaray'a giden tren Ukrayna içlerinden geliyor. Tatil mekâni olan Simferopol'a turist getiriyor. 16 Temmuz sabahi Simferopol tren istasyonundan yola çiktik. 40 dakika kadar sonra Bahçesaray'a vardik. Tren garinin duvarina konulan açiklamada 1944 yilinda Kirim Tatarlarinin bu istasyondan sürgüne gönderildigi anlatiliyordu. Daha sonra Greklerin ve Bulgarlarin da sürgün edildigi yazilmiç.

Tren gari yakinda bir Tatar hanimdan ekmek (nan) aldiktan sonra Han Sarayi'na vardik. Burasini resimlerde görmü§tüm ama bu kadar büyük ve güzel bir yer oldugunu bilmiyordum. Topkapi Sarayina çok benziyor. Han Sarayi çok güzel bir yerde konuçlandinlmiç. Etrafi tepelik ve havasi temiz. Yazin bu sicak gününe ragmen hava serin.

Han Sarayinin bahçesindeki Büyük caminin yanindaki türbeleri ve mezarlari ziyaret ettik. Mezar taçlarinin çogu kinlmiç vaziyette. Burasi önemli kiçilerin gömüldügü bir yer. Tamamen bir Osmanli kabristani gibi. Taçlardan bir kismi daha bir özenle yazilmiç. Üzerinde kiliç, Davut yildizi §ekilleri dikkatimi çekti. Sonra, Büyük Han Camii'nin arka tarafindaki XVI. yüzyildan kalma hamami gezdik.

Rusya'nin Kirim'i istila yönündeki ilk giriçimi 1736'da olmuç. Kirim'in kuzeyindeki Or Kapisi berzahindan giren Ruslar bu tarihte Bahçesaray'i yagmalayip Han Sarayi'yla çehirdeki evlerin çogunu yakmiçlar. Fakat hastalik ve ia§e sikintisi yüzünden burada fazla kalamamiçlar. II. Mengli Giray (1737-40) ve II. Selamet Giray (174043), tahrip olan ülkeyi ve Bahçesaray'daki Han Sarayi'ni yeniden in§a etmiçler.

Saraydan çikip yukari dogru uzanan yola koyulduk. Yukari dogru, sol tarafimizda büyük ve yüksek kayaliklar uzaniyor yol boyunca. Bir yerde k^ük bir çelale akiyor. Alt taraf mezarlikmiç eskiden. Fakat §imdi pek bir §ey kalmamiç. Sadece bir tane Müslüman mezar taçina rastladik. Yolun biraz daha ilerisinde XVIII. yüzyildan kalma bir cami var: Tahta Cami denilen bu yer bakimsiz kalmiç. Yolun sag tarafinda gördügümüz evler Tatarlardan kalma olmali. Sürgün öncesinden kalma.

Biraz daha yürüdükten sonra Ismail Gaspirali Müzesi'ni bulduk. iki katli, ta§ bir bina bu. Yeni restore edildigi anlaçiliyor. Burasi Gaspi-rali'nin matbaasiymiç aslinda. Alt katta matbaa, üstte çaliçma odasi varmiç. Matbaadan pek bir §ey kalmamiç. Çaliçma odasinda Gaspirali'nin eserlerinden bazilari ve resimleri sergileniyor. Müzede hâlâ

düzenlemeler devam ediyor. Matbaanin hemen yan tarafinda Gaspi-rali'nin evi var. Fakat bu ev, eski resimlerde gördügümüz ev degil.

Müzeden ayrilip yokuçu tirmanmaya devam ettik. Sol tarafimizda yol boyunca yüksek kayalar uzaniyor. Epey gittikten sonra, birçok turistin oldugu bir meydana vardik. Turistler, Tatar eserlerine degil, buradaki Hiristiyan (Uspenski) Manastirina ve Cufut Kale'ye dogru gidiyorlar. Biz, Tatar eserlerinin oldugu tarafa, Salacik denilen yerdeki Zincirli Medrese'ye yöneldik. Medrese son zaman-larda ayaga kaldirilmiç. Yan tarafinda ise bir hamam kalintisi görülüyor. Onun tam karçisinda ise eski bir Tatar okulu var. XX. yüzyil baçinda rûçtiye mektebi olan bu bina çimdi müze hâline getirilmiç. Biraz ileride, minaresiz bir cami var. Onun biraz ötesinde ilk Tatar hanlarindan birinin türbesi görülüyor.

Biraz daha gidince Gaspirali ismail Bey'in mezarini gördük. Sürgünden sonra mezar tahrip edilmiç. Sonradan, yaçli kimselerin ifadelerine ve eski resimlere dayanilarak mezar yeniden yapilmiç. Mezarin üstündeki kitabenin sonradan yazildigi anlaçiliyor. "Mustafa oglu ismail Gasprinski'nin ruhuna el-fatiha" yazisi biraz acemice yazilmiç. Bu mezarin hemen yaninda 1950'lerde vefat eden Ahmet Ôzenbaçli'nin, onun hemen yaninda ise Edige Kirimal'in mezarlari görülüyor.

Zincirli Medrese, Osmanli medreseleri tarzinda yapilmiç. Kapisinda ve iç mekânda birer kitabe var. içeride, ortada toplanmiç kalintilar arasinda yatan bir kitabe çok güzel bir yaziyla yazilmiç ve büyük bir ihtimalle baçka bir yerde bulunup buraya getirilmiç. Sonra, ikinci müzeye yöneldik. Burasi XX. yüzyil baçinda rûçtiye mektebiymiç. Orada taniçtigim Neriman Bey üniversite hocasi. Kendisi edebiyatçi, fakat tarih bilgisi de çok iyi. Onun anlattigina göre, medrese, hamam ve türbenin oldugu bu mekân, han sarayindan da önceye aitmiç. ilk Tatar hanlari burayi seçmiçler taht merkezi olarak. Gerçekten de burasi stratejik bir noktada. Etrafi kayalik tepelerle çevrili, yüksekçe bir yer burasi.

Neriman Bey'den içittigime göre, Yavuz Sultan Selim çehzade iken Kefe'ye geldiginde buraya da ugramiç. Tatar hani ile aralarinda ilginç bir sohbet olmu§. Tatar hani, Yavuz'a her türlü destegi verecegini söyledikten sonra, padiçah oldugunda Tatar topraklarini Tatar hanligina verip vermeyecegini sormuç. O da dürüst davranmiç: "Her §eyi isteyin ama benden toprak istemeyin; bir padiçah toprak veremez" diye cevap

vermiç. Bu sözlere son derece kizip Yavuz'un üzerine yürüyen Tatar çehzadeyi babasi güçlükle tutmuç. Durumun gerginleçtigini gören Yavuz, kisa zamanda, baçina bir iç gelmeden buradan ayrilmiç.

28 Temmuzda Bahçesaray'a üçüncü defa gittim. Bu defa hedefimiz Cufut Kale'yi gezmekti. Gerçekten de mutlaka gezilmesi gereken bir yer imiç. Han Sarayi'ni ve Gaspirali Müzesi'ni geçip Uspenski Manastiri'na dogru tirmandik. Manastir yokuçun sag tarafinda, kayalarin içine yerleçmiç. Kirim Hanligi zamanindan beri varmiç bu manastir. Ama çimdi için rengi degiçmiç; manastir yayildikça yayiliyor.

Burayi geçip yolumuza devam ettik. Yol boyunca saticilar var. Cufutkale'ye dogru giderken yolda bir tabela dikkatimi çekti. Yeni konulmuç olan bu tabelada Gazi Mansur adli Müslüman mezarligi oldugu yazili. XV-XIX. yüzyillar arasi olarak tarihlenmiç. Yukariya dogru çikarken merdivenlerin çok eski zamanlardan kalma oldugu hemen fark ediliyor. Ama öyle bir bakimsizlik var ki. Tepeye çikinca birkaç mezar taçi gördüm. Bazilari hâlâ ayakta, bazilari yatik ve kirik. Biraz daha yürüyünce baçka mezarlar da gördüm. Biraz ileride bir çukur fark ettim. Tam tepede bir türbe var ama üzerinde hiçbir yazi yok. Öylece terk edilmiç, sahipsiz kalmiç bir mezarlik burasi. Buraya defnedilenler Kirim Tatarlarinin önemli kiçileri olmali.

Mezarliktan açagi inip eski bir yolda ilerliyoruz. Yokuç epeyce dikleçti. Yüzyillar öncesinden kalma taç bir yol bu. Açindikça açinmiç. Nihayet yukarida Cufutkale'nin giriçine geldik. Buradan, daha da yukari tirmanirken kayalara oyulmuç evler gördük. Eski medeniyetlerin izleri açikça görülüyor. Orta Kapi denilen kapinin üzerinde VI-XV. yüzyillar arasi çeklinde bir tarihleme var. Kalenin içinde Karaimlere ait mezarlar ve bir de kenesa gördük.

Kalenin bir ucunda Altin Orda dönemine ait Canike Hanim Türbesi'ne vardik. Canike Hanim, Toktamiç Han'in kizi imiç. 1420'lerde buraya defnedilmiç. Türbenin ötesinde güzel bir manzara var. Açagida bütün Bahçesaray vadisi uzaniyor. Buradan Büyük Kapi'ya, yani surlann son noktasina kadar gittik. Yürüdügümüz eski taç yol hep açinmiç. Yolun her iki yani büyük bir ihtimamla taçla dö§enmi§.

Gözleve (Yevpatoriya)

21 Temmuz günü Gözleve'ye yaptigimiz yolculuk 1 saat kadar sürdü. Bakimsizlik burada da kendini gösteriyor. Garajda indikten sonra dogruca Mimar Sinan'in 1552'de yaptigi meçhur Cuma

Camii'ne gittik. §ehirde ayakta kalan tek cami bu imi§. Giriç kapisinin üstünde §öyle bir yazi var: «Giray Han'in Gözlev Camii çerifidir». Caminin hemen önünde birkaç Osmanli mezari görülüyor.

Osmanlilardan kalma surlarin oldugu yere Odun Pazari deniliyor. Surlarin tek kalintisi burada kalmiç. O da daha yakinlarda restore edilmiç. Buranin biraz ötesinde bir tekke görülüyor. Harap durumdaki bu yer müzeye dönü§türülmü§. içeride cami, tekke ve bir de Kirim Tatar müzesi var. Caminin duvarinda kirik mezar taçlari siralanmiç. Müzede buranin Tatar kimligini hatirlatan resimler ve eçyalar var. Cami kubbesinin alemi de müzede sergileniyor.

Tekrar geriye dönüp yeniden Odun Pazarina vardik. Buradan baçlanarak çehrin en eski kisimlari müze §ehre dönü§türülmü§; turistik bir mekân olmuç. Çok sayida turist burada dönüp dolaçiyorlar. Odun Pazarinda Tatarlarin içlettigi bir kafe var. istanbul'daki eski Osmanli kahvehanelerini andiriyor. Burada çaliçan gençler geleneksel Tatar kiyafetleri giymiçler.

Kefe (Feodosiya)

24 Temmuz sabahi Kirim'in dogu tarafina, Kefe'ye dogru yola çiktik. Yol üzerinde Eski Kirim kasabasindan geçtik. Haritada çehir gibi gözükse de yoldan geçerken pek çehre benzer bir §ey göremedim. Yol boyunca siralanmiç evler var. Haritada sokaklar filan gösterilmi§ olsa da, daginik evlerin siralandigi ba§i-sonu belirsiz bir yer. Burada Altin Orda hanlarindan Özbek Han'in yaptirdigi cami ile Sultan Baybars Camii'nin oldugunu biliyorum.

Kefe'nin giriçi çok bakimsiz görünüyor. §ehrin ayakta kalmiç tek camisi olan Müftü Meçit'e gittik. Caminin iç avlusunda kimsecikler yok. Yan tarafta imamin evi oldugu anlaçilan bir bina var, fakat orada da bir hareket yok. Caminin hemen diçinda kirik-dökük birkaç mezar ta§i var.

Kefe sokaklari çok tenha. Eski eserlerin oldugu sahil tarafina yöneldik. Meçhur ressam Ayvazovski'nin mezarinin oldugu yeri geçtikten sonra Ayvazovski çeçmesine vardik. Bundan sonra müthi§ bir kalabalik baçladi. Sahil boyunca demiryolu uzaniyor. Yol boyunca saticilar siralanmiç. §ehir müzesindeki Ceneviz eserlerini hizla gezdim. Müze bahçesindeki Osmanli mezar taçlari ilgimi çekti. Acaba bunlar okundu mu? Vaktiyle Kefe önemli bir merkezdi. Rusya ile Osmanli Devleti arasindaki müzakereler genellikle Kefe'de yapilirdi.

Res. 1. Bahçesaray'da Gazi Mansur adli Müslüman mezarligi. Cufutkale yolu üzerinde bulunan bu mezarliga, XV.-XIX. yüzyillarda Kirimli Tatar ileri gelenlerinin gömüldügü anlaçilmaktadir. §imdi çok harap bir durumdadir.

Res. 2. Kirim'in Bahçesaray çehrindeki ismail Gaspirali Müzesi. Tercüman gazetesinin basildigi matbaa olan bu bina, Sovyet döneminde dispanser olarak kullanildiktan sonra, çimdi müzeye dönüjtürülmüij. Binanin sag tarafinda Gaspirali'nin evi bulunmaktaydi.

Res. 3. Gozleve'de Dervi§ler Tekkesi adiyla bilinen yerdeki cami.

REFERENCES

1. inalcik Halil. Kirim Hanligi. Türkiye Diyanet Vakfi. islam Ansiklo-pedisi.

2. Kratkaya istoriya Krima. Simferopol, 2013

Yazar hakkinda: Ahmet Kanlidere - Prof. Dr., Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bolümü (34722, Goztepe Kampüsü, Kadikoy, istanbul, Türkiye); [email protected]

Impressions of Crimea (July 2013)

Ahmet Kanlidere

(Marmara University, Turkey)

Abstract: In this article, you will read the travel account of Ahmet Kanlidere, a Turkish historian of Turkic peoples. While he traveled into the cities of Aqmescit (Simferopol), Bakhchisarai, Gozleve (Yevpotoria), Kefe

(Feodosia) and southern coasts of Crimea in July, 2013, he noted his impressions about the present status of Crimean Tatar entity and cultural heritage in these places. Crimean Tatars' return from the exile is a rare example of struggle in World history. The deportation of 1944 not only cut Crimean Tatars from their roots, but also deprived them of the Tatar books from the libraries in Crimea. Many cultural monuments as well as cemeteries of the Tatars were erased. Those which were survived left without a protector. Since the middle of 1980's, the Tatars try to resettle to their homeland and struggle to revive the ruins of cultural heritage of their ancestors. Despite the bureaucratic and other obstacles, the Tatars continue to rebuild their homeland and revive the cultural and historical heritage.

Keywords: Crimean Tatars, Ismail Gasprinski, Cengiz Dagci, Aq-mescit (Simferopol), Bakhchisarai, Gozleve (Yevpotoria), Kefe (Feodosia).

About the author: Ahmet Kanlidere - Prof. Dr., Marmara University, Faculty of Arts and Sciences, Department of History (34722, Goztepe Campus, Kadikoy, Istanbul, Turkey); [email protected]

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.