□ывжаы
INTERNA'nONALJOURNAL OF LANGUAGE, LITERATURE AND CULTURE RESEARCHES МЕЖДУНАРОДНЫЙ ЖУРНАЛ JIИ II I ВИСТИЧ EC KU X. ЛИТЕРАТУРОВЕДЧЕСКИХ И КУЛЬТУРОЛОГИЧЕСКИХ ИССЛЕДОВАНИЙ
E-1SSN: 2667-4262
Atif/Citation: Dündar, F. (2024). Imgebilimsel bir çocuk romani incelemesi: Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk. Uluslararasi Dil, Edebiyat ve Kultur Arapirmalan Dergisi (UDEKAD), 7 (3), 596-609. DOI: https://doi.org/10.37999/udekad.1517724
Faruk DÜNDAR*
IMGEBILIMSEL BIR ÇOCUK ROMANI iNCELEMESi: KEMAL iLE BURAK - CENNET ÜLKESiNE YOLCULUK**
AN ANALYSIS OF A CHILDREN'S NOVEL ON IMAGOLOGY: KEMAL iLE BURAK - CENNET ÜLKESiNE YOLCULUK (KEMAL AND BURAK -THE TRAVEL TO THE LAND OF EDEN)
ÖZET
Bu gali§mada, Almanya'ya gög etmi§ bir Türk yazar olan Yüksel Pazarkaya'nin gocuklar igin yazdigi Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk romani imgebilim agisindan analiz edilmi§tir. imgebilimde "öteki" imgelerin nasil göründügü, ki§inin kendi algilanyla agiklanmaya gali§ilir. Bu romanda ilk olarak köyünden hig gikmami§ bir gocugun gözünden anlatilan "Almanya" imgesi baskin imge olarak okuyuculara sunulmaktadir. Almanya cennet ülkesidir ve oraya gidenler cennet gibi bir ülkeye gitmektedirler. ikinci imge ise "baba" imgesidir. Romanin ana karakteri Kemal'e göre, ailesi igin Almanya'ya giden Kemal'in babasi iyi bir babadir, fakat bu baba ailesini habersiz ve parasiz birakir. Bu yönden Kemal, babasi hakkinda geli§kiye dü§er. Köyünden Almanya'daki babasini bulma amaciyla ilk kez gikan Kemal igin "yolculuk" bu gali§mada incelenen ügüncü imgedir. Köyünden Almanya'ya ula§mak igin yapilan bu yolculuk, kügük bir gocuk igin oldukga zorludur. Son olarak, köylü Kemal'in kar§isina gikan "§ehirli modern insan" imgesiyle birlikte Kemal'in modernlikle ilgili tozpembe hayalleri yikilir. Bu gali§mada, Kemal'e göre "öteki" konumunda olan bu dört imge incelenmi§tir.
Anahtar kelimeler: imgebilim, Almanya'ya Türk Gôçû, Çocuk Edebiyati, Kemal Bilbaçar, Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk.
ABSTRACT
In this study, the novel Kemal ile Burak - Cennet Ulkesine Yolculuk (Kemal and Burak - The Travel to the Land of Eden) written for children by Yuksel Pazarkaya, a Turkish writer who immigrated to Germany, was analysed based on imagology. It is attempted to explain how "other" images appear through one's own perceptions in imagology. In this novel, the image of Germany, which is first told through the eyes of a child who has never left his village, is presented to the readers as the dominant image. The second image is the image of the father. According to the main character of the novel, Kemal, Kemal's father, who went to Germany for his family, is a good father, but this father leaves his family without a letter and money. In this respect, Kemal becomes conflicted about his father. The travel is the third image examined in this study for Kemal, who leaves his village for the first time to find his father in Germany. This travel from his village to Germany is quite difficult for a little child. Lastly, Kemal's rosy dreams of modernity are shattered by the image of the modern people in the city who confront the peasant Kemal. In this study, these four images, which are "other" according to Kemal, were examined.
Keywords: Imagology, Turkish Immigration to Germany, Children's Literature, Kemal Bilbajar, Kemal ve Burak - Cennet Ulkesine Yolculuk (Kemal and Burak - The Travel to the Land of Eden)
* Dr. Ögr. Üyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Konya/Türkiye. E-posta: [email protected] / Asst. Prof. Dr., Necmettin Erbakan University, Konya/Türkiye. E-mail: [email protected]
** Bu gali§ma Dr. Maureen Farrell ve Prof. Robert Davis dam§manliginda tamamlanan "The Representation of Migrant Youth and Families in Turkish and British Young Adult Novels" ba§likli doktora tezi esas alinarak hazirlanmi§tir (Doktora Tezi, University of Glasgow, Glasgow, Birle§ik Krallik, 2021). / This article is extracted from my doctorate dissertation entitled "The Representation of Migrant Youth and Families in Turkish and British Young Adult Novels", supervised by Dr Maureen Farrell and Prof Robert Davis (PhD Dissertation, University of Glasgow, Glasgow, United Kingdom, 2021).
Makale Bilgisi (Article Info): Arajtirma makalesi / Research Article, Makale Gelij Tarihi (Received): 17.07.2024, Makale Kabul Tarihi (Accepted): 18.09.2024
Giriç
Gôç, günümüzdeki popülerligini ve güncelligini tarihin her döneminde korumuçtur. Gôç edilen ülkeler veya gôçe maruz kalan kiçiler degiçse de gôç olgusu degiçmemektedir. Gôç, gôç veren ve gôç edilen ülke için ônemli bir konudur. Gôçten en fazla etkilenenler ise hiç §üphesiz gôç eden bireylerdir.
1961 yilinda ba§layan Türklerin Almanya'ya gôçû, Türkiye ve Almanya için ônemli bir toplumsal konu olmuçtur. Günümüzde 3 milyon civarinda Türk kôkenli vatandaç Almanya'da yaçamini sürdürmektedir (Gücin, 2024).
Gôç edebiyati veya gôçmen edebiyati, gôç ile ilgili yazilan tüm edebî eserleri, ya da en azindan göçü yansittigi sôylenebilecek eserleri ifade eder (Frank, 2008, s. 2). Gôçmen edebiyati, Türklerin Almanya'ya göçü baglaminda birçok kez adlandirilmi§tir. Baçlangiçta bu edebiyat türüne "Konuk î§çi Edebiyati" denmi§, daha sonra "Gurbetçi Edebiyati", "Azinlik Edebiyati" ve "Öteki Edebiyat" gibi terimler de kullanilmi§tir. Sonuç olarak, bu kavramlar zaman içinde degiçiklik gôstermiçtir (Aktürk, 2008, s. 7). Almanya'daki gôçmen yazarlar, kar§ila§tiklari kültürel, sosyal, siyasi, ekonomik ve dini meseleleri eserlerinde i§lemi§lerdir. Birinci kuçak gôçmen yazarlar, genellikle ana dillerinde çiir ve düz yazi türlerinde eserler kaleme aldiklari için, bu dônem eserleri "Konuk î§çi Edebiyati" olarak adlandirilmi§tir. Bu dôneme ait eserler bazen "Gurbetçi Edebiyati" ve "Azinlik Edebiyati" gibi terimlerle de ifade edilmiçtir. Yazarlarin yabanci ülkelerde kar§ila§tiklari zorluklar ve edindikleri deneyimler, eserlerinin temel konulari arasinda yer alir (Zengin, 2010, s. 334).
Türklerin Almanya'ya göçünü konu edinen çok sayida yetiçkinler için yazilmiç edebî eser olsa da çocuk edebiyati bakimindan bu konudaki eser sayisinin çok oldugu sôylenemez. Yüksel Pazarkaya, Türklerin Almanya'ya göçünü hem yetiçkinler için yazdigi eserlerinde hem de çocuklar için kaleme aldigi eserlerinde konu edinen ve Almanya'ya gôçm^ Türk yazarlardan biridir.
Yüksel Pazarkaya, 1940 yilinda izmir'de dogmuç, 1958 yilinda kimya ôgrenimi gôrmek üzere Almanya'ya gitmiçtir. Kimya bölümünden mezun olduktan sonra Almanya'da ikinci lisans egitimini Edebiyat ve Felsefe üzerine almiçtir. Hayatinin büyük bir kismini Almanya'da geçiren Pazarkaya, yetiçkinler için pek çok roman, §iir ve oyun, çocuklar için de romanlar yazmiçtir. Almancadan TCrkçeye, Türkçeden Almancaya birçok kitap çevirisi bulunmaktadir.
Çocuklar için yazdigi Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk romani, 1993 yilinda Almanya'da Almanca "Kemal und sein Widder" (Kemal ve Koçu) adiyla, 1998 yilinda Türkiye'de TCrkçe olarak yayimlanmiçtir. Türk bir yazar tarafindan ônce Almanca yazilmasi, sonra Türkçeye çevrilmesiyle ayirt edici bir ôzellige sahip olan roman, Türk halkinin Almanya'ya iliçkin olumlu dü§üncelerini yansitmaktadir.
Yüksel Pazarkaya ile ilgili alanyazina bakildiginda, Yüksel Pazarkaya'nin edebî kiçiligini ve eserlerini konu edinen pekçok yüksek lisans ve doktora tezi gôze çarpmaktadir (Ate§, 1993; Kaval, 2000; Gülel, 2000; Özmut, 2002; Öztürk, 2006; Bayrakdar, 2008; Özcan, 2008; Koç, 2012; Akdemir Kaplan, 2015; K^ük, 2016; Küçükler Özdemir, 2019; Ögünmez 2019, Fazlioglu, 2023). Bunun yaninda Pazarkaya ve eserleriyle ilgili birçok çaliçma da sôz konusudur (Kocadoru, 2004; Boyaci, 2010; Demir, 2011; Er, 2013; Ta§, 2017; Tilbe & Civelek, 2018; Yilmaz & Alaca, 2019; Koca & Asutay, 2020; Fazlioglu & Kilinç, 2023; Güngör, 2023). Bu çaliçmalar, Yüksel Pazarkaya'nin gôçmen edebiyati için önemini göstermektedir.
Kaval (2000), Türk çocuk edebiyatinda Almanya imgesini inceledigi yüksek lisans tezinde Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk romanini da ele almaktadir. Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk romanini diger çocuk romanlariyla birlikte konu edinen bir baçka çaliçmada ise içyar (2020) romanlardaki baba figürlerini ve onlarin çocuklariyla iliçkilerini irdelemiçtir. Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk romanini tek baçina ele alan bir çaliçma bulunmamaktadir.
Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk romaninda Kemal'in babasi ibrahim, köyündeki yoksulluk nedeniyle Almanya'ya göç eder. Köylülere göre ibrahim çok çanslidir, çünkü cennet ülkesine göç etme çansina sahip olmuçtur. Köydeki herkes Almanya'yi zenginlik ve refah ülkesi olarak hayal etmektedir. Onlara göre Almanya cennet gibi bir ülkedir. ibrahim Almanya'ya gitmeden önce oglu Kemal'e bir koç hediye eder. Koçun adi Burak'tir. Almanya'ya gitmesinden sonra uzun bir süre babasindan haber alamayan Kemal, babasini Almanya'da bulup köyüne geri getirmeye karar verir. Kemal, babasini geri getirmek için en yakin arkadaçi olan koçuyla yola çikar. Kemal köyünden diçari çikmamiç bir çocuktur, bu yolculuk sirasinda daha önce görmedigi çeylerle karçilaçir. Kemal köyden uzaklaçtikça köyünden farkli yerler görür. Baçlangiçta köyden bir kasabaya yürüyerek gider. Daha sonra otobüsle bir çehre gider. Daha sonra büyük§ehir olan istanbul'a varir. Son olarak "cennet ülkesi" Almanya'ya uçmayi planlar.
Kemal bu yolculugu sirasinda köydeki insanlarla çehirdeki insanlarin farkli oldugunu görür. Köyde herkes birbirine yardim ederken, çehirdeki insanlar küçük bir çocuga bile yardim etmez. Kemal bazi insanlara istanbul'a nasil gidebilecegini sorar ama insanlar onu görmezden gelir. Bazilari onunla dalga geçer. §ehirde yaçayanlar, yaçinin çok küçük olmasi ve istanbul'un bu seyahat için çok uzak olmasi nedeniyle Kemal'in istanbul'a gidemeyecegini dü§ünürler. Bazilari Kemal'in sorularina cevap vermeden önce para ister. Bu nedenle Kemal, köydeki insanlar için hayirseverligin, çehirdeki insanlar için ise paranin önemli oldugunu dü§ünür. Kemal'e göre insanlara yardim etmek köyündeki insanlar için en önemli degerdir. Kemal uzun bir çaba sonunda kendisine yardim edecek insanlarla taniçir ve otobüsle istanbul'a gelir. Kemal, istanbul'a vardiginda bir demirciyle taniçir ve onun yardimiyla kaçak olarak bir uçaga binmeyi baçarir. Demirci, geceleri güvenligin zayif olmasi nedeniyle Kemal'in havaalanina gece girmesini önerir. Ayrica uçaga gizlice girmesi gerektigi için koçla uçaga giremeyecegini de söyler. Kemal demirciye güvenir ve koçunu ona emanet eder. Demircinin tavsiyelerine uyan Kemal, uçagin bagaj bölümüne girmeyi baçarir. Ancak bagaj iççileri onu fark eder ve polis tarafindan gözaltina alinir. Kemal'in uçaga nasil girdigini ögrenen komiser çok olur ve basini arar, çünkü bu küçük çocuk, havaalaninda büyük bir güvenlik açigi bulmuçtur. Gazetelerin mançeti bu olay ve Kemal'dir. O sirada Kemal'in babasinin uçagi o havaalanina iner. Uzun bir aradan sonra ailesini ziyaret etmek istedigi için istanbul'a gelen ibrahim, havaalaninda gazetelerde oglunu görür ve Kemal'in onu bulmak için Almanya'ya gelmeye çaliçtigini ögrenir. Romanin sonunda babasina kavuçan Kemal, babasinin para kazanmak ve biriktirmek amaciyla bir süre sonra tekrar Almanya'ya dönecegini ögrenir.
imgebilim; imgeleri, imgelerin ortaya çikiçini ve anlamlarinin zamana, olaylara ve kültürlere göre degiçimini, ötekilik odakli olarak inceleyen bir edebiyat alt dalidir (Atalay, 2019, s. 100). Bir imge, toplumdaki ideolojiler, sosyal ve tarihi olaylar ve inançlar tarafindan yaratilir. imgeler yazarin algilaridir. imgebilim, imgelerin doguç nedenini, oluçum biçimlerini, zaman içindeki degiçimini, degiçimin neden ve nasil oluçtugunu araçtirir (Millas, 2000, s. 2-3). Akademisyenler imgebilime iki farkli açidan yaklaçmaktadir. Birincisi, imgeler her zaman görmeye ve
gözlemlemeye dayalidir, dolayisiyla imgelerin edebî eserlerdeki yansimasi yazarlarin diç dünyayi algilamalarina ve gördüklerini anlamlandirmalarina baglidir. ikincisi ise imgebilim, edebî eserlerdeki imgelerin karmaçik ve gizli anlamlarini ortaya çikarmak ve analiz etmektir. (Ulagli, 2G1S, s. 31-29). imgebilim çaliçmalarinda esas olan "ötekini" tanimlamaktir. imgebilim çaliçmalari, edebiyat eserleriyle toplumun kendisine ve "öteki"ne bakiçini inceler (Burçoglu, 2005, s. 105). Disiplinler ve kültürlerarasi bir araçtirma alani olarak imgebilimde ötekinin yorumlanmasi ve "ben" ya da "biz" ile "öteki" arasindaki iliçkinin ifade edilmesi önemlidir (O'Sullivan, 2011, s. 193). "Yazarin öteki diye tanimladigi, aslinda kendisinden baçkasi degildir. Yazar, bir baçkasini anlatirken kendinden yola çikarak ürettigi çeçitli çikarimlar ile karçidakini açiklar." (Ulagli, 2G1S, s. 94)
Görüldügü üzere, imgebilimde bir eserdeki anlatici veya karakter, kendisine göre "öteki" konumundaki bilinmeyen hakkinda kendi gör^ ve d^üncelerine göre oluçturdugu imgeleri yorumlar. Bu baglamda, bu çaliçmanin konusu, Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk romaninda, romanin baçkahramani Kemal'in bilmedigi, onun yabanci oldugu imgeler olarak belirlenmiçtir.
Bu çaliçmada, Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk romani imgebilimsel olarak analiz edilecektir. Romanda, Kemal için "öteki" konumundaki "Almanya", "yolculuk", "baba" ve "çehirli modern insan" imgeleri öne çikmaktadir.
imgeler
1. Almanya
Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk romanindaki olumlu Almanya imgesi romandaki en baskin imgedir. Okuyucular Almanya'yi, ana karakterin gözünden cennet gibi bir yer olarak görmektedir. Romanda anlatici, ana karakterin köyünden çikip "cennet ülkesine" dogru yaptigi yolculuk boyunca yaçadigi maceralari anlatir. Bu bölümde romandaki Almanya imgesi incelenecektir.
Romanda Kemal mutlulugu babasini bulup ona kavuçmakta aramaktadir. Kemal dördüncü sinifa giden ve 12 yaçinda bir çocuktur. Kemal'in babasi ibrahim Almanya'ya çaliçmaya gitmiçtir ve uzun süredir kendisinden haber alinamamaktadir. Bu nedenle Kemal, koçu Burak'la birlikte babasini bulmak ister. Romanin baçinda Kemal, babasinin Almanya'ya göç ettigi günü hatirlamaktadir. Kemal'in babasi Almanya'ya göç etmeden önce, köydeki herkes babasini ugurlamak için Kemal ve ailesinin evine gelir. Çevre köylerden bile gelenler olur. Onlara göre köyün en çansli adami ibrahim'dir. Herkes mutlu gibi görünse de Kemal'in annesi ve büyükannesi üzgündür. Köydeki insanlar onlarin üzgün olmalarina çaçirmaktadirlar. Onlara göre Almanya'ya gitmek ibrahim için bir nimettir. Bu firsatla dünyanin en büyük ikramiyesini kazanmiç gibi görünmektedir. Bütün insanlarin hayallerine giren cennet ülkesine dogru yola çikma firsatina kavuçmuçtur. Pek çok kiçi bu cennet ülkede çaliçmak için Ankara'daki büyüke^ilige baçvurmakta ancak çok az kiçi olumlu yanit almaktadir. Almanya'ya gitme çansina sahip olan kiçiler, ailelerine baçka hiç kimsenin sahip olmadigi yüklü miktarda para ve hediye göndermektedirler (Pazarkaya, 1998, s. 6-8).
Yazar romaninda olumlu bir Almanya imgesi kullanmaktadir. Yazar, romaninda Almanya'nin öneminden dolayi Türk köylülerinin burayi "cennet ülkesi" olarak adlandirdiklarini göstermektedir. ibrahim'in Almanya'ya gidiçi, diger komçular için dügün töreni gibi olmasina
Cilt I Volume: 7, / Issue: 3, 2024
ragmen Îbrahim'in ailesi için cenaze töreni gibidir. Ailesi üzgün olsa da halk onun adina sevinmektedir. Köylüler Îbrahim'in Almanya'ya gitmesiyle ilgili olarak birbirleriyle §u §ekilde konu§maktadirlar: "O, gerçek cennete gitti." "Gerçekten yeryüzü cennetine!" "Ba§ina cennet ku§u kondu." (Pazarkaya, 1998, s. 9).
Burada, yazarin Türk halkinin Almanya hakkindaki olumlu dü§üncelerini yansittigi görülmektedir. Köylüler, Almanya ile ilgili sadece olumlu §eyler dü§ünmektedirler. Yabanci bir ülkede göçmen olmanin zorluklarindan habersizlerdir. Almanya ile ilgili herhangi bir olumsuz dü§ünceleri bulunmamaktadir. Bu nedenle Almanya'yi "cennet ülkesi" olarak nitelendirmektedirler.
Anlatici, Îbrahim'in Almanya'ya göçüne çocuklarin baki§ açisindan bakmaktadir. Tüm hikâyeyi Kemal'in gözünden göstermektedir. Köyün diger çocuklari, Kemal ve kiz kardeçi Ay§e'nin köyün en §ansli çocuklari olduklarini dü§ünmektedirler, çünkü babalari Almanya'ya giden çocuklara, çok geçmeden harika oyuncaklar gelir: Yürüyen, konuçan, aglayan oyuncak bebekler, uzaktan kumandali oyuncaklar, dijital kol saatleri, oyuncak arabalar vb. Bu nedenle, diger çocuklar da babalarinin Almanya'ya gitmesini çok istemektedirler (Pazarkaya, 1998, s. 9).
Kitabin yayinlandigi dönemde, köydeki çocuklarin oyuncak görmemi§ olmalari, bu tür oyuncaklarin tüm çocuklarin ilgisini çekmesine neden olur. Yazar, bu çocuklar nezdinde o dönemdeki çocuklarin Almanya hakkindaki dü§üncelerini aktarmaktadir.
Anlatici, romanda Türk iççilerinin Almanya'dan beklentilerini anlatmaktadir. Türkiye'de kötü koçullar altinda yaçayan iççiler, Almanya'dan kazanacaklari parayla Türkiye'deki ya§am standartlarini yükseltmeyi hedeflemektedirler.
Roman, köylülerin Almanya ile ilgili hayallerinin gerçege dönü§tügünü de göstermektedir. Kemal'in babasi îbrahim, Almanya'ya göç ettikten iki yil sonra arabayla köyüne gelir. Arabanin bagaji çuval, çanta, valiz ve hediye paketleriyle doludur. îbrahim köydeki herkese bir hediye getirir. Bu hediyeler, Türkiye'de çehirde bile olmayan cinstendir: Renkli gömlekler, ipek ba§örtüler, porselen tabaklar, pilli bebekler ve çocuklar için oyuncaklar. En güzel oyuncaklar ise Kemal ve kiz kardeçi Ayçe'nindir (Pazarkaya, 1998, s. 14-15).
Anlatici ayrica Almanya'dan Türkiye'ye gelen iççilerin gösteri§ meraklarini da vurgulamaktadir. îbrahim köye saç kurutma makinesi ve elektrikli radyoyu getirir fakat köyde elektrik yoktur. Köylüler bu eçyalari merak etse de kullanamazlar. Fakat elektronik malzemeler köylüleri etkiler. Herkes îbrahim'in cennet bir ülkeden geldigine inanir (Pazarkaya, 1998, s. 15)
îbrahim bu hediyelerle yeni kefettigi zenginligi göstermek ister ve anlatici, bu ögeler üzerinde durarak köylülerin Almanya ile ilgili olumlu dü§üncelerine katkida bulunur. Yazar, Türk köylülerinin zihnindeki Almanya'ya dair olumlu imgeleri göstermektedir. Roman boyunca îbrahim'in Almanya'da yaçadigi zorluklardan söz edilmez. Almanya tozpembe bir ülke olarak anlatilmaktadir. Bu baglamda, anlatici îbrahim'in neden Almanya'ya göç ettigini ve orada kalmak istedigini vurgulamaktadir. îbrahim'in köyü ziyareti biter ve îbrahim'in Almanya'ya dönme vakti gelir. Babasi, üzülmesin diye Kemal'e bir koç verir (Pazarkaya, 1998, s.17). Burak adindaki koç romanin baçkarakteri olmasa da Kemal ve koç romanin baçindan sonuna kadar birliktedirler. Koç, Kemal için çok önemlidir, çünkü babasindan kendisine hediyedir. Bu nedenle Kemal koçu çok sever ve onu en yakin arkadaçi olarak görür. Babasindan kalan bir hediye oldugu için Kemal'e babasini hatirlatmaktadir. Dolayisiyla roman boyunca birliktedirler.
Romanda, Almanya'nin bir ailenin parçalanmasina neden oldugu görülmektedir. ibrahim, parlak bir gelecege sahip olma hayali nedeniyle çocuklarindan ve eçinden ayrilir. Köylüler Almanya'yi cennet gibi bir ülke olarak hayal etse de Almanya, Kemal ve ailesi için mutsuzluk sebebidir. Bu nedenle diger köy çocuklari, Kemal'i çansli ve mutlu bir çocuk olarak görseler de aslinda babasindan ayrildigi için Kemal mutlu degildir.
ibrahim köyü ilk ziyaretinden iki yil sonra ailesine Almanya'dan bir mektup gönderir. Mektupta çöyle yazmaktadir: "izin yapmak için köyüme, sizin yaniniza gelmeyi ne kadar çok istiyorum. Ama yüregim yansa da, bu mümkün degil. En kisa zamanda temelli sizin yaniniza dönebilmek için, çok çaliçmam ve tasarruf etmem gerek. Gelecek yila kadar yeterince tasarruf etmeyi umuyorum. O zaman dönecegim ve bir daha sizden hiç ayrilmayacagim" (Pazarkaya, 1998, s. 23).
ibrahim'in Almanya'da ailesi için çaliçtigi görülmektedir. En azindan ibrahim, gelecekleri için para biriktirmeyi planlamaktadir ve bunu dillendirmektedir. Ancak ailesini köyde birakir ve uzun süre aileye ne mektup ne de para göndermez. Onlari unutmuç gibidir. Bu bir çeliçki olarak gösterilmektedir. Burada baçarisiz bir babanin resmi de çizilmektedir.
Sonuç olarak, yazar Almanya'ya dair olumlu imgeler kullanmakta, köylülerin gözünden Almanya'yi olumlu bir çekilde betimlemektedir. Dini literatürde "cennet", istenilen her çeyin elde edildigi ebedî mutluluk diyari olarak tanimlanmaktadir (§ahin, 2016, s. 208). ibrahim'in köyü ziyaretinden de anlaçilacagi gibi, Almanya'da her istenilenin elde edilebildigi bir yerdir. Bu nedenle köylüler Almanya'yi cennet ülkesi olarak nitelendirmektedir. Türk köylüleri Almanya'nin cennet bir ülke oldugunu d^ünseler de bu durum Kemal'in ailesine mutluluk getirmez. Kemal'in babasi ailesine daha iyi bir yaçam saglamak için aileden ayrilir. Almanya, Kemal ve ailesine mutluluk yerine üzüntü verir.
2. Baba
Göçün kaçinilmaz sonuçlarindan biri de parçalanmiç aileler olarak öne çikmaktadir. Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk romaninda da parçalanmiç bir aile tablosu vurgulanmaktadir.
Almanya'da çaliçan Türk iççilerin çogu evli ve çocuk sahibidir. ilk nesil Türk iççiler eçleri ve çocuklari olmadan Almanya'ya göç etmiçtir. Yalniz yaçamanin yani sira, eç ve çocuklarini özlemenin zorlugu Türk iççilerin hayatini daha da zorlaçtirmiçtir. Bunun üzerine, eçlerin ve çocuklarin da Almanya'ya gelmek istemeleri, iççileri kararsizliga düçürmüçtür. Bu duygusal gerginlikler sonucunda, çaliçan babalar bir süre sonra aile bireylerini Almanya'ya getirmek zorunda kalmiçtir (Abadan-Unat, 2006). Babalar, böylece aileleriyle birlikte olurlarsa kendileri için Almanya'da yaçamanin zorluklarinin azalacagini d^ünüyorlardi. Bir müddet sonra belki eçleri de çaliçmaya baçlayacagi için daha çok para kazanacaklardi.
Romanda baçarisiz bir babanin resmi çizilmektedir. Romanin baçinda Kemal'in babasi ibrahim, ailesine daha iyi yaçam koçullari saglamak amaciyla Almanya'ya göç eder. Bu nedenle aile babasiz yaçamanin zorluklarina katlanir. Fakat baba, ailesinin kendisine olan özlemini anlamaz. Onlari görmezden gelir ve bir süre sonra babasi ailesine mektup ve para göndermez. Kemal de aile birlikteligini kurtarmak için büyük çaba harcar.
Yolculuk boyunca Kemal babasini d^ünür. Babasinin onu neden terk etmiç olabilecegi ve kendisinin onu neden unutmuç olabilecegi üzerinde durur. Ancak cevaplari bulamaz. iyi bir babanin kesinlikle ailesini birakip yabanci ülkelere tek baçina gitmeyecegini, çünkü bir ailenin her
zaman bir babaya ihtiyaci oldugunu dü§ünür. lyi bir baba ogluna ve akrabalarina bakar. Ancak Kemal, babasinin ailesi için Almanya'ya gitmesinin, onun iyi bir baba oldugunu gösterdigini dü§ünmektedir. Ancak Kemal'e göre Îbrahim Almanya'ya gitmeseydi daha iyi bir baba olurdu (Pazarkaya, 1998, s.46).
Kemal'in, babasinin davraniçlari konusunda kafasinin kariçtigi açiktir. Bir yandan onlari köyde biraktigi için babasini suçlarken, öte yandan ailesine daha iyi bir gelecek sunmak için babasinin Almanya'ya gitmesi nedeniyle babasini masum görmektedir. Bu nedenle aile diçindan biri, aileyi terk ettigi için babasini suçlayinca Kemal babasini savunur: Kemal çehirde yaçli bir adama babasini aradigini söyler. Yaçli adam, Kemal'e eger bir çocuk babasini aramak zorunda kalirsa, o babanin kötü bir baba oldugunu söyler. Kemal sinirlenir ve para kazanmak amaciyla Almanya'ya gittigi için babasinin dünyanin en iyi babasi oldugunu söyler (Pazarkaya, 1998, s. 9293).
Anlatici, Kemal'in babasi hakkinda kafa kariçikligini okuyuculara göstermektedir. Babasi hakkinda olumsuz dü§ünmek istemez. Fakat uzun süredir babadan haber gelmemesi bir sorundur ve bu sorunu çözebilmesi için Kemal'in babasini bulmasi gerekmektedir. Romanin sonunda, Kemal babasiyla bir araya gelir ama Kemal babasina onlari neden ihmal ettigini sormaz. Bu Kemal'in babasina güvendigini göstermektedir. Anlatici, îbrahim'in Almanya'da ne yaptigina ve ailesini neden ihmal ettigine dair hiçbir §ey söylemez.
Sonuçta, romanda baçarisiz bir baba imgesi çizilmektedir. îbrahim, ilk ziyaretinde Kemal'i ve eçini mutlu edecek hediyeler getirmiç ve tüm köylüleri kendisine imrendirmiçtir. Fakat sonrasinda ailesini ihmal ederek onlari zor duruma dü§ürmü§tür. Romanda îbrahim'in ailesini önemsemeyip, ailesine para ve mektup göndermemesinin altinda yatan nedenin açiklanmamasi okuyucularin merak duygusunu zinde tutmasi bakimindan önemlidir. Tüm yaptiklarina ragmen Kemal'in babasi hakkinda olumlu dü§üncelerinin, okuyucular tarafindan kolay kabul edilecek bir durum olmadigi da yadsinamaz. Kemal, çevresinin babasi hakkinda söylediklerine karçilik babasini savunmayi, babasini koruma içgüdüsüyle yapmi§ olsa da kendisinin de babasi hakkinda kararsiz oldugu görülmektedir.
3. Yolculuk
Romanda, Kemal ve Burak'in yolculugunun oldukça uzun ve zor oldugu görülmektedir. Kemal'in çok az parasi vardir ve köyünden Almanya'ya ulaçmasi için birçok farkli ulaçim aracini kullanmasi gerekmektedir. Almanya'ya ula§ip babasini bulmak romandaki ana karakterin nihai amacidir. Kemal babasini bulacak ve bu durum Kemal'in ailesine mutluluk getirecektir. Kemal, kendisine mutluluk getirecek babasini, cennet ülkesi olarak gördügü Almanya'da bulacagina inandigi için yolculuk sirasinda kar§ila§tigi zorluklara katlanir.
Romanda Kemal, kasabada kar§ila§tigi insanlara Almanya'ya nasil gidebilecegini sorar. Kasabalilar, Almanya'nin kasabaya çok uzak oldugunu, bu nedenle bunun mümkün olmadigini söylerler. Onlara göre, Kemal'in Almanya'ya ulaçmasi için en az bir yil yürümesi gerekmektedir ve bütün yolu k^ük bir çocuk bu yolu yürüyemez. Bu nedenle Kemal'e söyledikleri §u §ekildedir: Önce otobüsle §ehre gitmeli, sonra îstanbul'a giden ba§ka bir otobüse binmeli, son olarak da Almanya'ya giden uçaga binmelidir (Pazarkaya, 1998, s. 66). Roman boyunca Kemal bu önerileri birer birer takip eder. Uçagin bagaj bölümüne girmeyi baçarir ancak uçaktaki iççilerin onu yakalamasi nedeniyle Almanya'ya ulaçamaz.
Açlik, Kemal için yolculugun yol açtigi baçka bir acimasiz deneyimdir ve okuyucular için gûçlû bir olumsuz imge olarak sunulmaktadir. Romanda Kemal çok açtir ve et yemekleri satan bir restoran görür. Garsona aç oldugunu ama parasi olmadigini söyler. Kemal, garsonla pazarlik yapmaya çaliçir: Eger garson Kemal'in bir çeyler yemesine izin verirse Kemal, babasini bulunca ücreti ödeyecektir. Ancak garson onu restorandan diçari atar (Pazarkaya, 1998, s. 107). Aç kaldiginda camilerin tuvaletlerinden içtigi suyla midesini doldurmaya çaliçir (Pazarkaya, 1998, s. 62). Böylece Kemal, çehirli modern insanla karçilaçmanin olumsuzluguyla karçilaçir.
Romanda köyünden hiç çikmamiç Kemal için yabanci bir imge olan yolculuk imgesi resmedilmektedir. Kûçûk bir çocugun, köyüne çok uzak olan Almanya'ya ulaçmak istemesi, bu ugurda koçuyla uzun bir yolculuk yapmasi ve bu yolculuk sirasinda karçilaçtigi zorluklar Kemal için kiçi sel geliçim, olgunlaçma ve kendini keçfetme metaforu olarak gösterilmektedir. Kemal bu yolculukla, göçün yol açtigi fiziksel zorluklarla birlikte sosyal ve psikolojik zorluklari da deneyimlemektedir. Karni aç olan k^ük bir çocuga çehirde kimsenin yardim etmemesi, çehirli modern insanin vurdumduymazligini ve acimasizligini göstermektedir.
4. Çehirli Modern Insaii
Kemal çehirde modern insanlarla taniçir. Köyünde birbirine yardim için koçan insanlarin yerine çehirlerde kimsenin kimseye selam bile vermedigi modern insanlar bulunmaktadir. .Modernite "zamanin belirli bir noktasinda baçlayan bir dönemdir" (Harrington, 2005, s. 26). Kabul edilen genel gômçe göre, modernite 17. yüzyilin sonlarinda baçlamiç ve Avrupa'daki Sanayi Devrimi ve Fransiz Devrimi'nin siyasi fikirlerinin yayilmasiyla somut bir örnek haline gelmiçtir (Önder Erol, 2016, s. 51). Modernleçme, bir toplumda ortaya çikan ekonomik ve teknolojik degiçim süreçlerini tanimlamaktadir. Bu da sanayileçme ve modernleçmenin getirdigi parasal zenginlikle sonuçlanir. Modernleçme sonucunda toplumda meydana gelen maddi degiçiklikler, geleneksel toplumun köklü kurumlarini ve uygulamalarini etkilemekte, geniç kapsamli sosyal ve kültürel degiçimi de beraberinde getirmektedir. Dolayisiyla geleneksel kültür ve modernite etkileçime girerek, içinde yaçanilan toplumu yeniden çekillendirmektedir (Önder Erol, 2016, s. 64).
Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk romaninda modernleçmenin getirdigi zenginligi ve degiçimi benimseyip uygulayarak kendi kimligini ve öznelligini yeniden inça eden Türk insani gösterilmektedir. Romanda, Türk çehirlerinde yaçayan insanlar daha kozmopolit ve daha modern olarak betimlenmektedir. Kemal'in kirsal bir köyden gelmesi nedeniyle sahip oldugu kültürel degerler ile çehirdeki insanlarin kültürel degerleri arasinda farkliliklar bulunmaktadir. §ehir halkinin paraya çok önem verdigi görülmektedir. Kemal'in babasi köylü olmasina ragmen paranin önemine boyun egmektedir. Çünkü ailesinin gelecegi için para gereklidir. Kemal babasi yüzünden zorlu bir seyahate baçlar; babasi yüzünden aç kalir. Ancak babasi ailesini terk eder ve onlari önemsemedigi için onlara para ve mektup göndermez. Buna ragmen Kemal babasini bulmaya kararlidir. Çünkü Kemal için ailenin birlikte olmasi paradan daha degerlidir.
Romanda, Kemal'in köyüyle ilgili anilari olumlu imgeler olarak betimlenmektedir. Yolculugu boyunca Kemal, kasabada, çehirde ve büyü^ehirde modern insanlarla taniçirken, modern çehir insanini kendi köylüleriyle karçilaçtirir. Köydeki insanlar dost canlisi ve yardimseverdir. Yiyeceklerini yabancilarla paylaçmaktadirlar. insanlarin davraniçlari çehirde yaçadikça degiçiyor gibi görünmektedir. Çünkü k^ük bir çocuga bile yardim etmezler (Pazarkaya, 1998, s. 79). Bir baçka bölümde ise Kemal, otobüsten indiginde çehirde nereye gidecegini
bilmemektedir. Etrafindaki insanlar telaçli bir §ekilde ko§u§turmaktadirlar. Kemal ve Burak etraflarina bakinirken birine çarparlar ve adam onlara kötü sözler söyler: "Dikkat etsene, bacaksiz, gözlerin havada ne ariyor?" "Bu Allah 'in belasi kirolar, kenti bir de davarlariyla kirletiyorlar! " (Pazarkaya, 1998, s. 80) Kemal köydeki insanlarin sakinligini, huzurunu ve nezaketini özlemektedir.
Kemal köyünü ve köyündeki insanlari övmektedir. Kemal §öyle dü§ünmektedir: "Peynirimiz, havamiz, suyumuz çok iyi. insanlarimiz da iyi orda" (Pazarkaya, 1998, s. 151).
Kemal modern insanlarla kar§ila§inca onlardan hoçlanmaz. §ehirdeki bazi insanlar yardima ihtiyaci olan bir çocugu görmezden gelmektedir. Kemal, bu sayede modern yerlerde yaçamin mükemmel olmadigini deneyimlemektedir. Modernligin ve §ehir yaçaminin insanlarin davraniçlarini nasil degiçtirdigine tanik olmaktadir. Romanda görüldügü üzere, Kemal'in köyünde elektrik bile bulunmamaktadir. Ayrica köydeki insanlar k^ük bir topluluk halinde yaçadiklari için birbirlerini çok iyi tanimaktadirlar. Bu nedenle birbirlerine güvenirler ve ihtiyaç duyduklarinda birbirlerine yardim ederler. §ehirlerde nüfusun kalabalik olmasi, §ehir sakinlerinin birbirlerine bile yabanci olmalari nedeniyle insanlar birbirlerine güvenmemektedirler. Bu nedenle Kemal gibi §ehirden olmayan insanlara daha da §üpheci yaklaçmaktadirlar. Sonuç olarak, Kemal modern yaçamin zorlu yanini görür ve onun hayal ettigi gibi olmadigini deneyimler.
Ayrica Kemal'in köydeki yaçamini övmesine ragmen babasinin daha iyi yaçam koçullari arayiçiyla Almanya'ya göç etmesi de bir çeliçkidir. Bununla birlikte romanda, köylülerin köydeki çartlardan hoçlanmadigi, bu nedenle herkesin Almanya'da ya§ama hayali kurdugu da görülmektedir. Kemal'in Almanya ve modern yaçam hakkinda çok az bilgisi vardir. Almanya'daki olanaklarla ilgili bilgisi bulunmamaktadir. K^ük bir çocuk olarak gelecegiyle ilgili hiçbir endiçesi yoktur. Bu nedenle köy ya§ami ve modern ya§am hakkinda basit bir §ekilde dü§ünmektedir.
Görüldügü üzere, modern ya§am aslinda köylülerin ve Kemal'in hayal ettigi gibi degildir. Geli§mi§ bir ülkede yaçamak isteyen köylüler modern çehirli insani ve modern ya§ami tanimamaktadirlar. Bu anlamda romanda yer alan "§ehirli modern insan" imgesinin okuyucularda olumsuz dü§üncelere yol açabilecegi söylenebilir. Köyden gelmi§ küçük bir çocuga yardim etmeyen, onu azarlayan bir modern insan imgesi elbette ki modernlik hakkinda §üpheye yol açacaktir. Bu §üphe; köy yaçaminin övülmesi, §ehir yaçaminin eleçtirilmesiyle okuyucular için olumsuz bir imgeye dönü§mektedir.
Sonuç
Bu çaliçmada, Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk romanindaki imgeler analiz edilmiçtir. Kemal'in bilgi sahibi olmadigi ve Kemal için "öteki" konumundaki Almanya, baçarisiz baba, yolculuk, çehirli modern insan imgeleri ele alinmiçtir.
Bu çaliçmada, incelenen imgeler, sembolik anlamlar taçiyan ve çocuk okurlar üzerinde derin etkiler yaratabilecek ögeler olarak degerlendirilmiçtir. Bu imgelerin, neden imge olarak tespit edildigini anlamak için yazarin yaklaçimi, dönemin koçullari, sosyolojik, ekonomik, kültürel ve egitsel unsurlar gibi çe§itli faktörler göz önünde bulundurulmalidir. Bu imgeler, çocuk okurlara belirli mesajlari iletmek ve onlari dü§ünmeye sevk etmek amaciyla kullanilmaktadir.
Romanda baskin çekilde yer alan Almanya'nin "cennet" ya da "ütopik" bir ülke olarak tasviri, dönemin ekonomik gerçekleri ve Türkiye'den Almanya'ya i§çi göçü olgusu ile yakindan
iliçkilidir. 20. yüzyilin ortalarinda, Almanya'ya iççi olarak gitmek birçok Türk ailesi için refah ve daha iyi bir yaçam umudu anlamina gelmekteydi. Bu baglamda Almanya, birçok insan için bir hayal ülkesi olarak idealize edilmiçtir. Yazar, bu imgeyi Almanya'nin Kemal'e mutluluk getirmemesi gibi bir ironiyle sunarak çocuk okurlarin, idealize edilen bu imgelerin ardindaki gerçekleri sorgulamalarini hedeflemektedir.
Çocuk okurlar nezdinde Almanya'nin "cennet ülke" olarak gösterilmesi, hayallerin ve gerçeklerin çeliçki içinde olabilecegini anlamalari için bir araç olarak kullanilabilir. Almanya'nin idealize edilmesi, çocuklara büyük hayallerin peçinden gitmenin önemini gösterirken, bu hayallerin her zaman gerçege dön^meyebilecegini de anlatir. Ayrica, bu imge çocuk okurlari farkli kültürler ve ülkeler hakkinda d^ünmeye teçvik edebilir.
Modern çehir insaninin olumsuz bir imge olarak sunulmasi, çehirleçme ve modernleçme süreçlerine eleçtirel bir bakiçi temsil eder. Bu imge, çehirlerde yaçayan insanlarin bencillik ve yabancilaçma gibi sorunlarla karçi karçiya kalabilecegini gösterir. Yazar, bu imgeyle çocuk okurlari modern dünyanin zorluklari hakkinda düçünmeye yönlendirir. Çocuk okurlar için bu imge, toplumsal degiçimlerin ve modernleçmenin insanlar arasindaki iliçkileri nasil etkiledigini anlamalarina yardimci olabilir. Ayni zamanda, köy yaçaminin ve geleneksel degerlerin önemi vurgulanarak, çocuklarin toplumdaki farkli yaçam biçimlerine ve bu yaçam biçimlerinin insan davraniçlari üzerindeki etkilerine dair farkindalik kazanmalari saglanabilir.
Kemal'in babasini bulma arayiçi, çocuk okurlar için g^lü bir kimlik ve aidiyet arayiçini temsil eder. Baba figürü, çocuklar için güven, rehberlik ve otorite anlamina gelirken, Kemal'in babasina ulaçma çabasi bir kimlik arayiçini ve bu srn"eçte karçilaçilan zorluklari simgeler.
Yolculuk imgesi ise, çocuk okurlar için büyüme, olgunlaçma ve kendini keçfetme sürecini ifade eder. Bu imge, bir yandan çocuklarin kendi yaçam yolculuklarinda karçilaçabilecekleri zorluklari ve bu zorluklarin üstesinden gelme yollarini düçündürürken, diger yandan da bireysel mücadelelerin ve azmin önemini vurgular. Baba figürüyle birleçen bu imge, çocuk okurlara aile baglarinin ve aidiyetin önemini anlatir.
Bu imgeler, çocuk okurlara toplumsal, kültürel ve ekonomik konular hakkinda derinlemesine d^ünme firsati sunar. Almanya'nin cennet olarak tasviri, çocuklarin hayaller ve gerçeklik arasindaki farki anlamalarina yardimci olabilir. Modern çehir insani ve köylüler arasindaki karçitlik, çocuklara farkli yaçam biçimlerinin insan davraniçlari üzerindeki etkilerini kavramalarini saglar. Baba ve yolculuk imgeleri ise, çocuklarin kimlik arayiçi ve aile baglari gibi evrensel temalarla özdeçleçmelerini kolaylaçtirir.
Sonuç olarak, bu imgeler çocuk okurlar üzerinde g^lü bir etki yaratabilecek, onlari d^ünmeye sevk edebilecek ve onlarin toplumsal ve bireysel deneyimlerine katkida bulunabilecek nitelikte sembolik anlatimlardir. Yazarin bu imgeleri kullanma biçimi, çocuk okurlarin dünyayi daha geniç bir perspektiften görmelerine ve kendilerini bu dünyada nasil konumlandiracaklarini anlamalarina yardimci olabilir.
Extended Abstract
This study offers a detailed analysis of Kemal ve Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk (Kemal and Burak - The Travel to the Land of Eden) by Yüksel Pazarkaya, focusing on how the novel constructs and perceives "other" images through the experiences of Kemal, the main character.
Utilizing an imagological approach, the study examines four key images in the novel that represent the "other" for Kemal: Germany, the father, the travel, and modern people in the city.
The first and most dominant image is Germany, depicted as an idealized "paradise" through the eyes of Kemal, a young boy from a village who has never ventured beyond his immediate surroundings. For Kemal, Germany symbolizes immense opportunity and prosperity, a belief shared by the villagers who celebrate Kemal's father, Ibrahim's, migration to Germany as if it were a joyous event, akin to a wedding. This idealization is reinforced by the gifts Ibrahim sends back— colourful shirts, dolls, and electric radios—further entrenching the image of Germany as a land of wealth and happiness. However, the novel critiques this idealization by highlighting the negative consequences of migration. Ibrahim's absence creates significant problems for Kemal and his mother, as Ibrahim neglects his family, failing to send letters or money, leaving them effectively fatherless. The novel exposes the harsh realities of migration, contrasting the villagers' dreams with the difficulties and disillusionment that follow, thus helping young readers understand the gap between idealized expectations and actual experiences.
The second important image is that of the father. The novel explores the theme of fractured families as an inevitable consequence of migration. Ibrahim's departure to Germany leaves his family without a father figure, creating a negative situation for them. Although Ibrahim initially migrated with the hope of improving his family's circumstances, his inability to support them turns him into a failed father in the eyes of his son, Kemal. Kemal's mixed feelings towards his father— ranging from blame to a desire to protect him—reflect a complex search for identity and belonging. This ambiguity invites readers to contemplate both the sacrifices involved in migration and the consequences of parental abandonment, offering a nuanced perspective on the broader impact of migration on family dynamics.
The third image analysed in this study is that of travel. The travel of Kemal and his ram, Burak from their village to Germany is portrayed as a difficult and challenging process, symbolizing a quest for happiness and family reunion. The hardships they face during the travel— poverty, hunger, and transportation barriers—serve as metaphors for personal growth, maturation, and self-discovery. The novel emphasizes the importance of pursuing one's dreams, while also acknowledging the obstacles that often accompany such pursuits. The depiction of hunger and the unhelpfulness of city dwellers highlights the harsh realities of city life, presenting a critical view of the challenges faced by migrants and underscoring the need for resilience in the face of adversity.
The final key image is that of modern people in the city, who are contrasted with the more positive portrayal of rural life. Modern city dwellers are depicted as selfish, distant, and unhelpful, in stark contrast to the friendly and cooperative nature of village residents. This contrast serves as a critique of modernization and urbanization, highlighting the alienation and lack of empathy experienced by migrants in the city. The novel suggests that urban modernity disrupts social bonds, offering young readers insight into the complexities and challenges of different lifestyles.
In conclusion, this study examines the images of Germany, the father, the travel, and modern people in the city within the framework of imagology in Kemal ve Burak - Cennet Ulkesine Yolculuk (Kemal and Burak - The Travel to the Land of Eden). The novel contrasts the idealized image of Germany with the negative realities of migration, revealing the discrepancy between
dreams and reality. The image of the father sheds light on the complexities of family dynamics and the impact of migration on familial relationships. The travel symbolizes personal growth and the challenges of pursuing dreams, while the portrayal of modern people in the city critiques the social effects of modernization. Through these images, the novel encourages young readers to reflect on social, cultural, and economic issues, facilitating a broader perspective on the world and their place within it. The analysis demonstrates how these images contribute to the emotional and intellectual growth of young readers, fostering a deeper understanding of social changes and individual struggles.
Kaynak^a
Abadan-Unat, N. (2006). Bitmeyen Gög: Konuk i§gilikten Ulus-Ötesi Yurtta§liga. Bilgi Üniversitesi Yayinlari.
Akdemir Kaplan, N. (2015). Widerspiegelungen von Migrationshüntergründen im Literarischen Schaffen Türkeistämmiger Autoren. Erörterungen am Beispiel der Autoren Yüksel Pazarkaya und Feridun Zaimoglu (Yayimlanmami§ Yüksek Lisans Tezi) Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Aktürk, A. (2008). Interkulturelles Lernen am Beispiel von Türkischer Migrantenliteratur im Deutschunterricht. Diplom.de
Atalay, i. (2019). Kar§ila§tirmali Edebiyat. Hiperlink.
Ate§, §. (1993). Heimat Lund Gastland im Spiegel der Migrantenliteratur-Anhand der Susgewaehlten Autor-Inn-En- (Yayimlanmami§ Doktora Tezi) Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Bayrakdar, F. (2008). Kültür Aktariminda Qeviri Stratejileri: Yüksel Pazarkaya'nin Türkge-Almanca Qeviri Örneginde Bir Ara§tirma (Yayimlanmami§ Yüksek Lisans Tezi). £anakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Boyaci, i. (2010). Yüksel Pazarkaya Örneginde Gögmen Türk Aydininda Kimlik Problemi ve ^özümü. Turkish Studies, 5(2), 878-896. http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.1278
Burgoglu, N. K. (2005). Disiplinlerarasi Bir Bilimdali Olarak imgebilim. Edebiyat ve Ele§tiri, 81, 105-107.
Demir, A. (2011). Sosyo-Ekonomik Yönüyle Almanya'ya Gögün Yüksel Pazarkaya'nin 'Oturma izni' Adli Öykü Kitabina Yansimalari. Turkish Studies, 6(3), 675-689. http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.2263
Er, M. (2013). Yüksel Pazarkaya'nin 'Mediha' Adli Eserinde Türk Kadini imgesi. Diyalog Interkulturelle Zeitschrift Für Germanistik, 1(1), 24-31.
Fazlioglu, D. H. (2023). Yüksel Pazarkaya'nin "Oturma izni" ile Feridun Zaimoglu'nun "Siebentürmeviertel" Adli Eserlerinin Türk Kültür Ögeleri Bakimindan Kar§ila§tirilmasi (Yayimlanmami§ Yüksek Lisans Tezi). Firat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Fazlioglu, D. H., & Kilinc, A. (2023). Feridun Zaimoglu'nun Siebentürmeviertel Adli Eseri ile Yüksel Pazarkaya'nin Oturma izni Eserlerinin Türk Kültür Ögeleri Bakimindan
Karçilaçtirilarak incelenmesi. Siirt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11(1), 4060. https://doi.org/10.53586/susbid.1293832
Frank, S. (2008). Migration and Literature: Günter Grass, Milan Kundera, Salman Rushdie, and Jan Kjœrstad. Palgrave Macmillan.
Gücin, B. N. (2024). Çifte Vatandaçlik: Almanya'da Kaç Türk Var? Kaç Türk Alman Vatandaçi Olacak? Perspektif. https://perspektif.eu/2024/06/05/cifte-vatandaslik-almanyada-kac-turk-var-kac-turk-alman-vatandasi-olacak/
Gülel, M. (2000). Zugehörigkeitsproblematik der Türkischen Minderheitsliteratur in der Deutschen Sprache (Yayimlanmamiç Yüksek Lisans Tezi). Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Güngör, H. (2023). Yüksel Pazarkaya'nin Ben Araniyor Adli Romaninda Kimlik (Benlik) Arayiçi. RumeliDE Dil ve Edebiyat Araçtirmalari Dergisi, (Ö12), 460-471. https://doi.org/10.29000/rumelide.1330525
Harrington, A. (2005). Classical Social Theory I: Contexts And Beginnings. Oxford University Press.
içyar, N. (2020). Sosyal içerikli Türk Çocuk Romanlarinda Karçilaçilan Baba Figürleri ve Çocuklariyla iliçkileri. International Journal of Social Inquiry, 13(1), 269-300. https://doi .org/10.37093/ijsi.746481
Kaval, N. (2000). Türk Çocuk Edebiyatinda Almanya imgesi (Yayimlanmamiç Yüksek Lisans Tezi). istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Koca, F., & Asutay, H. (2020). Yüksel Pazarkaya'nin "Yeçeriyor" Adli Öyküsünün Göstergebilimsel Çözümlemesi. HUMANITAS-Uluslararasi Sosyal Bilimler Dergisi, 8(15), 81-94. https://doi.org/10.20304/humanitas.673343
Kocadoru, Y. (2004). Yüksel Pazarkaya ve Nevfel Cumart'in §iirlerindeki Almanya imgelerinin Karçilaçtirilmasi. Eskiçehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 5(1), 67-74.
Koç, O. (2012). §iir Çevirilerinde Kültürel Ardalan Problemleri: Çevirmen Yüksel Pazarkaya'nin Tûrkçeden Almancaya Çevirdigi §iirler Örneginde Bir inceleme (Yayimlanmamiç Yüksek Lisans Tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
K^ük, S. (2016). Modern Türk Tiyatrosunda Mitoloji (Yayimlanmamiç Doktora Tezi). Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
K^ükler Özdemir, M. (2019). Yüksel Pazarkaya'nin "Balinanin Bebegi" Çeviri mi Yeni Bir Eser mi? Bir Çeviribilim Çaliçmasi (Yayimlanmamiç Yüksek Lisans Tezi). Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Millas, H. (2000). Türk Romani ve "Öteki". Sabanci Üniversitesi Yayinlari.
O'Sullivan, E. (2011). Comparative Children's Literature. Pmla/ Publications of the Modern Language Association of America, 126(1), 189-196.
Ögünmez, M. (2019). Die Selbstübersetzung im interkulturellen Raum am Beispiel Yüksel Pazarkayas Werk „Ben Araniyor' und Dessen Übersetzung „Ich und Die Rose' (Yayimlanmamiç Doktora Tezi). Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Önder Erol, P. (2016). Modernite Projesinin Kökenleri, Dinamikleri ve Sonu. Sosyoloji Dergisi, (33), 49-66.
Özcan, J. (2008). Erziehungsprobleme in den Werken von Yüksel Pazarkaya: Ein Beitrag Zur interkulturellen Erziehung mit Hilfe der Literatur (Yayimlanmami§ Yüksek Lisans Tezi). £anakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Özmut, O. (2002). Zum Vergleich der Konkreten Poesie in der Deutschsprachigen und Türkischen Literatur und zu Ihrer Anwendung im Daf-Unterricht (Yayimlanmami§ Doktora Tezi). Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Öztürk, M. (2006). Deutsche Verhaltensmuster in den Werken von §inasi Dikmen, Osman Engin und Yüksel Pazarkaya (Yayimlanmami§ Doktora Tezi). Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Pazarkaya, Y. (1998). Kemal ile Burak - Cennet Ülkesine Yolculuk. Türkiye i§ Bankasi Kültür Yayinlari.
§ahin, A. (2016). Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinde (7. Sinif) Sunu§ Yoluyla Ögretim Stratejisi Araciligiyla "Cennet" Kavraminin Ögretimi. Kahramanmara§ Sütgü imam Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, (28), 193-222.
Ta§, S. (2017). Gög(er) Edebiyati Yazari Yüksel Pazarkaya ile Söyle§i. Gög Dergisi, 4(2), 247252.
Tilbe, A., & Civelek, K. (2018). £ati§ma ve Gög Kültürü Modeli Baglaminda Gög Romani Okumasi: Yüksel Pazarkaya'nin Savrulanlar'i. Gög Dergisi, 5(1), 77-106. https://doi.org/10.33182/gd.v5i1.590
Ulagli, S. (2018). "Öteki"nin Bilimine Giri§-imgebilim. Motto Yayinlari.
Yilmaz, E., ve Alaca, S. (2019). Yüksel Pazarkaya'nin "Oturma izni" Adli Öykü Kitabinda Gög Meselesi. Journal of Human and Social Sciences, 2(2), 317-330.
Zengin, E. (2010). Türk-Alman Edebiyatina Tarihsel Bir Baki§ ve Bu Edebiyata ili§kin Kavramlar. Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Ara§tirmalari (HÜTAD), 12 (12), 329-349.
Etik Beyan/Ethical Statement: Bu gali§manin hazirlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyuldugu ve yararlanilan tüm gali§malarin kaynakgada belirtildigi beyan olunur. / It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited.
Cati^ma Beyani/Declaration of Conflict: Cali§mada ki§i ya da kurumlar arasi gikar gati§masinin olmadigi beyan olunur. / It is declared that there is no conflict of interest between individuals or institutions in the study.
Telif Hakki&Lisans/Copyright&License: Yazarlar dergide yayinlanan gali§malarinin telif hakkina sahiptirler ve gah§malari CC BY-NC 4.0 lisansi altinda yayimlanmaktadir. / Authors publishing with the journal retain the copyright to their work licensed under the CC BY-NC 4.0