□ывжаы
INTERNA'nONALJOURNAL OF LANGUAGE, LITERATURE AND CULTURE RESEARCHES МЕЖДУНАРОДНЫЙ ЖУРНАЛ JIИ II I ВИСТИЧ EC KU X. ЛИТЕРАТУРОВЕДЧЕСКИХ И КУЛЬТУРОЛОГИЧЕСКИХ ИССЛЕДОВАНИЙ
E-1SSN: 2667-4262
Atif/Citation: Tanir, E. (2024). Arap hiciv §iirinde e§ portreleri. Uluslararasi Dil, Edebiyat ve Kültür Ara§ürmalan Dergisi (UDEKAD), 7 (3), 549570. DOI: https://doi.org/10.37999/udekad.1511891
Emrullah TANIR"
ARAP Hiciv §ür1nde e§ portreleri
ÖZET
Bu gali§ma, Arap edebiyatinda e§ler arasi hiciv temasini ele alan bir §iir segkisini sunmaktadir. Klasik edebiyat kaynaklarindan derlenen §iirler, nitel ara§tirma yöntemi ve doküman analizi teknigi ile tematik ve edebi sanatlar agisindan analiz edilmi§tir. incelenen §iirlerin hicvin bir alt türü olan "mühäcät" kapsamina girdigi ve hiciv üslübunda "ta'riz" yönteminin yogun bir §ekilde kullanildigi belirlenmi§tir. Qali§manin ilk bölümünde, §iirlerde öne gikan temalar incelenmi§tir. Bu temalar arasinda hulki (karakter odakli) ve halki (fiziksel odakli) ele§tiriler, aile igi dinamiklerin ele§tirisi, sosyal statü ve sinif ele§tirileri, toplumsal normlara yönelik ele§tirilerin yer aldigi görülmü§tür. Qali§manin ikinci bölümünde ise ¡jiirlerde yogun olarak kullanildigi tespit edilen mübalaga, tehekküm ve te§bih gibi edebi sanatlar ve bu sanatlarin hicvin etkisini nasil artirdigi üzerinde durulmu§tur. Cali§manin, Arap edebiyatinda e§ler arasi hiciv temasina dair özgün bir baki§ agisi sunmasi ve hiciv temasi etrafinda §ekillenen mevcut literatüre mütevazi bir katkida bulunmasi beklenmektedir.
Anahtar kelimeler: Arap Edebiyati, §iir, Hiciv, E§ Portreleri.
THE PORTRAYAL OF WIVES IN ARABIC SATIRICAL POETRY_
ABSTRACT
This study presents a selection of poems dealing with the theme of satire between wives in Arabic literature. The poems were compiled from classical literature sources and analysed in terms of thematic and literary arts using a qualitative research method and document analysis technique. It has been determined that the analysed poems fall within the scope of "muhacat", a sub-genre of satire, and that the method of "ta'riz" is used intensively in satirical style. In the initial phase of the study, the principal themes present in the poems were analysed. Among these themes, it was observed that there are two distinct types of criticism: character-oriented and physical-oriented). Additionally, the poems included criticism of family dynamics, criticism of social status and class, and criticism of social norms. In the second part of the study, the literary arts of metaphor, tahekkum and simile, which were found to be used extensively in the poems, and how these arts increase the effect of satire, were emphasized. The study aims to provide an original perspective on the theme of satire between wives in Arabic literature and to contribute to the existing literature shaped around the theme of satire.
Keywords: Arabic Literature, Poetry, Satire, Wife Portraits.
* Ögr. Gör. Dr., Amasya Üniversitesi, ilahiyat Fakültesi, Arap Dili ve Belagati Anabilim Dali, Amasya/Türkiye. E-posta: [email protected] / Lecturer, PhD, Amasya University, Faculty of Theology, Department of Arabic Language and Rhetoric, Amasya/Türkiye. E-mail: [email protected]
Makale Bilgisi (Article Info): Arajtirma makalesi / Research Article, Makale Gelij Tanhi (Received): 07.07.2024, Makale Kabul Tarihi (Accepted): 06.09.2024
Giri§
Arap §iiri; gazel, medih, tasvir (vasf), fahr, risa, hikmet ve hiciv gibi ge§itli temalari i§leyen zengin bir edebiyat gelenegine sahiptir.1 Bu temalar arasinda hiciv, Arap edebiyatinda özel bir yere sahip olup medih temasina zit bir konumda yer alir. Arap edebiyati literatüründe "hica" ) terimi ile ifade edilen hiciv, sözlük anlami itibariyle "§iir ile yermek" demektir (Halil b. Ahmed, 1988, s. 4/65). Edebi bir kavram olarak hiciv, bir §ahis, kabile veya grubu, dogru ve düzgün davrani§ bi9imlerine ve ahlaki erdemlere aykiri özelliklerle veya fiziksel kusurlar ile yermektir (Vehbe-el-Mühendis, 1984, ss. 422-423). Bu baglamda hiciv, noksan ile ideali kar§ila§tirma yoluyla ele§tirel bir baki§ a9isi sunar (Baypinar, 1978, s. 32). iki §airin birbirlerini hicvetmesine "mühacat" (»t-?-1-^), (ibn Manzür, 1414, s. 15/353) hiciv i9eren §iire "ühcüvve" veya
"ühciyye" denir (Okay, 1998, s. 447).
Edebiyatin gü9lü ve etkili ara9larindan biri olarak öne 9ikan hiciv sanati, ge§itli anlatim tarzlari ve bazi temalar etrafinda §ekillenen türlere ayrilarak etkisini farkli alanlarda göstermektedir. Arap edebiyatinda hicvin anlatim bi9imleri ve türleri §u §ekilde gruplandirilmi§tir:
A- Anlatim Bi9imleri
• Vaki'i hiciv: Ki§iyi, kendinde bulunan kusurlariyla alay ederek hicvetme.
• Sühn hiciv: Ki§iyi komik bir §ekilde betimleyerek hicvetme.
• Sarih hiciv: Hicvedilen ki§iyi dogrudan belirtme veya ona a9ik9a i§aret etme.
• Ta'rizi hiciv: Ki§iyi ima yoluyla hicvetme.
B- Türler
• Ferdi hiciv: Belirli bir bireyin hedef alindigi hiciv türü.
• Cema'i hiciv: Belirli bir grup insanin hedef alindigi hiciv türü.
• Hulki hiciv: Ahlaki kusurlarin ele§tirildigi hiciv türü.
• Halki hiciv: Fiziksel kusurlarin ele§tirildigi hiciv türü (Muhammed, t.y., ss. 6-7).
Hiciv sanatinin 9e§itli üsluplar ve türlerle icra edilmesi, bu sanatin geni§ bir i§levsel alana sahip oldugunu göstermektedir. Özellikle Cahiliye döneminde hiciv, sadece belirli bir ki§iye ya da gruba yönelik ele§tirilerle sinirli iken sonraki süre9lerde siyasi, ahlaki ve dini konular gibi ya§amin farkli alanlarina yayilan bir ele§tirme sanati haline gelmi§tir (Muhammed, t.y., ss. 8-9). Bu degi§im, hicvin i§levselligini de geni§letmi§; toplumsal ve bireysel kusurlari, adaletsizlikleri, yozla§mayi ve ahlaksizligi mizahi bir dille ele§tiren, okurlari dü§ünmeye ve ele§tirel baki§ a9isi geli§tirmeye te§vik eden 9ok katmanli bir edebi disiplin haline getirmi§tir (Karata§, 2001, s. 182).
Hiciv sanati, Arap edebiyat tarihinde genellikle di§a dönük bir ara9 olarak kullanilmi§, toplumdaki yanli§liklari, siyasi 9arpikliklari, dini ve fikri yakla§imlari, bireylerin kusurlarini ele§tirel bir baki§ a9isiyla mercek altina almi§tir (Muhammed, t.y., ss. 8-9-21-26-27-47-79). Bu ele§tiriler, mizah ve ironi gibi unsurlarla harmanlanarak hem eglendirici hem de dü§ündürücü bir etki yaratmayi ama9lami§tir. Ancak hiciv sanatinin sadece di§a dönük bir ele§tiri araci olmadigini,
1 Arap §iirini konulara göre ilk olarak kategorize eden Ebü Temmam (ö. 231/846)'dan Ebü Hilal el-' Askeri (ö. 400/1009'dan sonra)'ye kadar hiciv temasinin bu konular arasinda yer aldigi görülür. Detayli bilgi i9in bkz.: (Huseyn, 1947, ss. 1-3).
ayni zamanda içe dönük bir özele§tiri araci olarak da kullanilabilecegini göz ardi etmemek gerekir. Nitekim bazi çairlerin zaman zaman kendilerini bile hicvetmekten çekinmemiç olmasi (Muhammed, t.y., s. 12) bunun en bariz örneklerinden biri olarak gösterilebilir.
Hiciv aile içi iliçkilerde de kendine yer bulmuçtur. Eçlerin birbirlerine yönelik fiziksel ve karakter odakli eleçtirilerini içeren Arapça çiirler, aile içi hicvin en belirgin örnekleri arasinda sayilabilir. Hicvin bir alt türü olan "mühäcät" kapsaminda degerlendirebilecegimiz atiçma türündeki bu çiirler, sadece bireysel iliçkilerin ele alinmasinin ötesine geçerek, aile kurumunun yapisal ve içlevsel yönlerine dair derinlemesine bir inceleme sunabilir. Bu baglamda, aile içi hiciv çiirleri evlilik kurumunun i§leyi§i, aile içi iletiçim biçimleri ve cinsiyet rolleri gibi konularda önemli bilgiler barindirabilir. Aile içi hiciv çiirleri tarihsel ve kültürel açidan da önem arz eder. Bu çiirler, farkli dönem ve toplumlardaki aile yaçamina dair bilgiler sunarak, aile kurumunun zaman içindeki degiçimini ve dönü§ümünü anlamamiza yardimci olabilir.
Bu çaliçma, Arap edebiyatinda eçler arasi hiciv temasini merkeze alarak klasik edebiyat kaynaklarindan derlenen çiirleri tematik ve edebî sanatlar açisindan incelemeyi amaçlamaktadir. Doküman analizi yöntemiyle incelenen çiirlerde, fiziksel ve karakter odakli eleçtiriler, aile içi dinamikler, sosyal statü ve sinif farkliliklari ile toplumsal normlara yönelik eleçtiriler gibi temalar ön plana çikmiçtir. Bu temalarin yani sira, çiirlerde siklikla kullanilan mübalaga, tehekküm ve teçbih gibi edebî sanatlar ve bu sanatlarin §iirlerin anlam ve üslup özelliklerine etkileri detayli bir çekilde analiz edilmiçtir. Bu analizler sayesinde, eçler arasi hiciv çiirlerinde içlenen temel konular ve bu konulara dair farkli bakiç açilari ortaya çikmiçtir. Ayrica, §iirlerin edebî açidan nasil zenginleçtirildigi ve söz konusu sanatlarin hicvin etkisini nasil artirdigi gösterilmeye çaliçilmiçtir. §iirlerin Türkçeye çevrilme sürecinde, metnin akiciligini ve anlaçilirligini artirmak için serbest bir tercüme yöntemi kullanilmiçtir.
Arap edebiyatina iliçkin akademik çaliçmalarda hiciv temasi çe§itli incelemelere konu olmuçtur.2 Buna karçin, yaptigimiz araçtirmaya göre eçler arasi hiciv özelinde herhangi bir araçtirmaya rastlanmamiçtir. Bu boçlugu doldurmak ve alana mütevazi bir katki saglamak amaciyla hazirlanan çaliçmamizin, yeni bir bakiç açisi sunmasi ve mevcut literatüre katkida bulunmasi hedeflenmektedir.
1. Temalar
Arap çiirinde eçler arasindaki sözlü atiçmalarda belirli konularin öne çiktigi görülmektedir. Eçler, birbirlerine yönelik eleçtirilerde genellikle belirli temalari vurgular. Bu temalar genellikle eçlerin birbirlerinde gördükleri zaaflar ve eksiklikler etrafinda çekillenmektedir. inceledigimiz çiir örneklerinde tespit ettigimiz bazi temalar çunlardir: fiziksel ve karakter özelliklerine yönelik eleçtiriler, aile içi dinamikler baglamindaki göndermeler, sosyal statü ve sinif temelli eleçtiriler ile toplumsal normlar ve ahlak eksenli ele§tiriler.
1.1. Fiziksel ve Karakter Bazli Eleçtiriler
Aile içi hiciv çiirlerinde en çok öne çikan tema, eçlerin birbirlerine yönelik fiziksel (halkî) ve karakter (hulkî) bazli göndermeleridir. Bu tür çiirlerde eçler, karçi tarafin fiziksel görünümünden veya kiçilik özelliklerinden bahsederek onlari hicvederler. ilerleyen bölümlerde ele alacagimiz konularda sunulacak örneklerde de görülecegi gibi, bu çaliçmada incelenen çiir
2 Bu çaliçmalann bir kismi çu çekilde zikredilebilir: (Ayyildiz, 2019; Taçdelen, 2009; Tuna, 2021; Tur, 1997).
orneklerinin çogunda bu tema sikça kar§imiza çikar. Bu nedenle, burada birkaç ornekle yetinmek istiyoruz.
1. Ornek
(Merzubânî, 1995, s. 60)
"Kim benden hilekâr bir koca satin almak ister? O, birbirini aldatan kertenkelelerden bile daha kurnazdir."
Yukarida verilen §iir orneginde bir bedevî, kocasini karakter yonunden sert bir §ekilde hicvetmektedir. "Kim benden hilekâr bir koca satin almak ister?" dizesiyle baçlayan çiir, kocasinin aldatici ve guvenilmez dogasini vurgulayan bir eleçtiriyi barindirir. Kadin, kocasini "hilekâr" olarak nitelendirirken, bu sifatla onun surekli yalan soyleyen, durustlukten uzak bir insan oldugunu ima eder. Kocasinin karakterini daha da eleçtirel bir biçimde betimlemek için "Birbirini aldatan kertenkelelerden bile daha kurnaz" ifadesini kullanir. Bu betimleme, kocasinin kurnazligini açiri bir noktaya taçir ve onu dogadaki en kurnaz varliklardan biri olarak bilinen kertenkele (Câhiz, 1424, s. 6/339) ile kar§ila§tirarak, aldatma ve entrika konusundaki yetkinligini alayci bir çekilde ortaya koyar. Bu hiciv, çairin kocasi uzerindeki derin hayal kirikligini ve ofkesini yansitarak, okuyucuya kocanin karakterindeki ciddi kusurlari etkili bir çekilde iletir. Dolayisiyla bu §iir, kadinin kocasinin olumsuz niteliklerini alayci ve eleçtirel bir uslupla ifade ettigi guçlu bir karakter hicvi ornegidir.
2. Ornek
SX^aJl ^U^aP^l Oj-^j ¿w' lî j» fiij
(Deveci, 1970, s. 45)
"Bu delikanli, kinci, hilekâr ve kertenkele gibi kisa boylu bir kadindan bana bahçedildi."
Yukaridaki çiir, bir bedevînin karisini hem fiziksel ozellikleri hem de karakteri uzerinden alayci bir çekilde eleçtirdigi bir hiciv ornegidir. §air, oglunu kastettigi "delikanli" ifadesini kullanarak karisini "ta'rîz" yontemiyle hicvetmektedir.
§iirde yer alan "kertenkele" benzetmesi, kadinin kisa boylu ve çirkin oldugunu ima ediyor. Bu benzetmenin kullanimi, hiciv unsurunu guçlendirmek ve karisinin fiziksel gorunumunu alaya almak için kasitli olarak yapilmiç gibi gorunuyor. "Kinci" ve "hilekâr" sifatlari ise kadinin karakterine yonelik eleçtiriler içeriyor. Bu sifatlar, kadinin kinci ve aldatici bir kiçilige sahip oldugunu ima ediyor.
Çairin, ogluna yonelik bir hicivde bulunmamasi, dikkat çekici bir ayrintidir. Bu durum, Arap toplumunun erkek çocuklarini sevgi dolu bir çekilde degerlendirirken, eçlerini eleçtiren bir tavir sergiledigini gosterir.
3. Ornek
(jïjj^l IkUl ¡y^f ùjJj
(Sa'leb, t.y., s. 19)
"Erkeksi duruçuyla asaya benzeyen bir kadinla sinandim (ki o,) Kündü§ denilen adamdan daha hirsiz ve kötüdür. Süslendiginde yüzü bir maymunu andirir. Ten rengi, alaca kuçunun yumurtasina benzer."
Sunulan §iir örneginde, bir bedevînin karisindan yana dert yandigi ve onun fiziksel ve karakter özelliklerini ele§tirdigi görülmektedir. §iirde kullanilan te§bihler, kadinin hem di§ görünümünü hem de içsel özelliklerini alayci bir üslupla eleçtirmektedir. Örnegin, "Erkeksi duruçuyla asaya benzeyen bir kadinla sinandim" ifadesinde kadin, fiziksel olarak asaya benzetilmi§tir. Bu benzetmenin, kadinin zarif olmayan ve kati bir yapiya sahip oldugunu ima ederek onun feminin algisini altüst etme amaci taçidigi söylenebilir.
§iirdeki "Kündü§ denilen adamdan daha hirsiz ve kötüdür," ifadesi ise kadinin ahlakî niteliklerine yönelik bir eleçtiri barindirir. Çünkü "Kündü§" kelimesi, genellikle kötü ve hilekâr bir karakteri ifade etmek için kullanilir.3 Bu kar§ila§tirma, kadinin güvenilmez ve ahlakî açidan
zayif bir figür oldugunu belirtir.
"Süslendiginde yüzü bir maymunu andirir" ifadesi ise, kadinin estetik çabalarinin baçarisizligini vurgulamaktadir. Burada yapilan benzetme, kadinin süslenmesine ragmen çirkin göründügünü ve maymun gibi komik veya estetikten yoksun bir görüntü sergiledigini gösterir.
Son olarak, "Ten rengi, alaca kuçunun yumurtasina benzer," ifadesi kadinin ten renginin benekli ve ho§ olmayan bir görünüme sahip oldugunu ifade eder. Bu benzetme, kadinin cilt renginin estetikten uzak ve göze ho§ gelmeyen bir yapida oldugunu ima eder. §airin edebî becerisiyle çekillenen bu teçbihler ve çiirdeki mizahi ton, kadinin olumsuz yönlerini vurgularken ayni zamanda onun portresini zenginleçtirerek okuyucuya derinlemesine bir degerlendirme imkâni sunar.
1.2. Aile içi Dinamiklerin Eleçtirisi
Bedevî hiciv çiirlerinde bazi örneklerde aile içi dinamiklere dikkat çekilmektedir. Bu tür çiirlerde, eçler arasindaki roller ve beklentiler, çocuklarin cinsiyeti, aile içi iletiçim sorunlari, eçler arasindaki duygusal mesafeler ve aile içi çatiçmalar gibi konular hiciv yoluyla içlenmektedir. Çaliçma kapsaminda derledigimiz çiirler arasinda, bu temayi ele alan bazi örnekler sunacak ve ardindan bunlarin bir analizini gerçekleçtirmeye çaliçacagiz.
(Îbn Tayfûr, 1908, s. 99)
"Genç kiz olmayi uman yaçli bir kadin, yanlari yaçliliga yenik dü§mü§, beli bükülmü§. Evde ne varsagizliceparfüm dükkanina taçir, halbuki zamaninyiprattigini kozmetiknasildüzeltsin ki? "
3 Bu kelime sözlükte saksagan kuçu anlamindadir (ibn Manzûr, 1414, s. 2/343). Ancak bazi kaynaklarda ünlü bir hirsizin lakabi oldugu belirtilmektedir (Ebû Ali el-Merzûkî, 2003, s. 1317).
1. Örnek
jç^I j ùl^l Jij
jJJjJI JLi.il U
Bu çiirde §air, karisinin fiziksel ozelliklerine vurgu yaparak bazi davrani§larini ve evdeki rolunu eleçtirmektedir. "Genç kiz olmayi uman yaçli bir kadin, yanlari yaçliliga yenik du§mu§, beli bukulmuç" ifadesi, kadinin fiziksel olarak yaçlandigini ve gençligini kaybettigini vurgulamaktadir. Bu durum, kadinin genç kalma arzusuyla çeliçen bir gerçegi yansitmaktadir. §air, karisinin ya§lanmi§ olmasina ragmen hala genç gorunme çabalarini eleçtirerek, onun gerçekligi kabul etmemesini ve bu çabanin nafile oldugunu dile getirmektedir. "Evde ne varsa gizlice parfum dukkanina taçir, halbuki zamanin yiprattigini kozmetik nasil duzeltsin ki?" ifadesi ise kadinin evdeki kaynaklari kiçisel bakim urunlerine harcamasini eleçtirmektedir. Bu durum, kadinin aile içindeki sorumluluklarini ve ekonomik kaynaklarin yonetimini ihmal ettigini gostermektedir. §air, karisinin yaçliligini gizlemek için yaptigi harcamalari ve bu harcamalarin aile ekonomisi uzerindeki olumsuz etkisini vurgulayarak, kadinin aile içindeki rolunu ve davraniçlarini hicvetmektedir. Bu baglamda çiir, aile içi dinamiklerdeki gerilimleri ve çatiçmalari ortaya koyan bir hiciv ornegi olarak one çikar.
"Bu delikanli, saçlarina aklar dü§mü§ bir adamdan bana armagandir. O ne bir maçuktur ne de bir a§ik. Eger benden ayrilirsa, ona kucak açacak kimse bulunmaz."
Sunulan §iir örneginde, bir bedevî kocasini eleçtirerek, onun aile içindeki rolünü ve toplumsal konumunu hicvetmektedir. "Bu delikanli, saçlarina aklar dü§mü§ bir adamdan bana bir armagandir" ifadesi, kadinin mevcut kocasinin yaçli ve olgun bir adam oldugunu belirtmektedir. Bu ifade, kocasinin yaçliligini ve fiziksel çekiciligini yitirmiç oldugunu vurgulamaktadir. Kadin, kocasinin genç ve dinamik bir e§ olmadigini ima ederek, yaçliligina ve onun fiziksel zayifliklarina dikkat çekmektedir.
"O ne bir maçuktur ne de bir a§ik" ifadesi, kocasinin romantik veya tutkulu bir iliçki için uygun olmadigini belirtmektedir. Bu durum, kadinin kocasina karçi duygusal bir bag hissetmedigini ve kocasinin da kendisine karçi bir sevgi veya baglilik göstermedigini ima etmektedir. Kadin, kocasinin romantik ve duygusal açidan tatmin edici olmadigini eleçtirerek, onun bu eksikliklerini dile getirmektedir.
"Eger benden ayrilirsa, ona kucak açacak kimse bulunmaz" ifadesi, kocasinin toplumsal ve ailevi baglamda kadindan baçka kimsesi olmadigini ve kadindan ayrilirsa toplumda yalniz kalacagini belirtir. Bu ifade, kocasinin sosyal ve ekonomik bagimliligini ve kadinin bu durumu nasil kendi lehine kullandigini göstermektedir. Kadin, kocasinin kendisine muhtaç oldugunu vurgulayarak, onun çaresizligini ve zayifligini hicvetmektedir. Bu baglamda, §iir aile içi dinamiklerdeki g^ dengesizliklerini, duygusal kopukluklari ve toplumsal bagimliliklari eleçtirerek, kocanin aile içindeki yerini ve rolünü hiciv yoluyla ele almaktadir.
2. Örnek
(ibn Tayfûr, 1908, s. 107)
3. Örnek
bJj ^JJl c~Jl J Jk;
bjUil .i; V oí oí
^ ^jVit ¿¿j
(Câhiz, 2002, s. 1/165)
"Ebu Hamza neden bize ugramiyor, komçuda kaliyor her gece? Erkekevladimiz olmadi diye mi kizgin bize? Yemin ederim ki bu bizim elimizde degil, bize ne verilirse onu aliriz biz; toprak gibiyiz, ne ekilirse o biter üzerimizde."
Yukaridaki çiirde, bir kadin Ebu Hamza mahlasli4 kocasina serzeni§te bulunarak kocasinin aile içindeki tutum ve davraniçlarini eleçtirmektedir. "Ebu Hamza neden bize ugramiyor, komçuda kaliyor her gece?" ifadesi, kocasinin eve gelmek yerine komçuda vakit geçirmeyi tercih ettigini ve aileden uzaklaçtigim vurgulamaktadir. Kadin, kocasinin bu davraniçindan duydugu rahatsizligi dile getirirken, onun eve olan ilgisizligini eleçtirmektedir.
"Erkek evladimiz olmadi diye mi kizgin bize?" ifadesi, kocasinin erkek çocuk sahibi olamama durumundan dolayi kadini suçladigini ima etmektedir. Kocanin, erkek çocuk beklentisinin karçilanmamasi nedeniyle aileye olan ilgisini kaybettigi ve bu yüzden evden uzaklaçtigi anlaçilmaktadir. Bu durum, kocanin toplumsal ve kültürel beklentiler dogrultusunda erkek çocuk arzusunu ve bu arzunun karçilanmamasi durumunda aileye karçi olan olumsuz tutumunu ortaya koymaktadir.
"Yemin ederim ki bu bizim elimizde degil, ne verilirse onu aliriz biz; toprak gibiyiz, ne ekilirse o biter üzerimizde." ifadesi, kadinin bu durumun kendi kontrolünde olmadigini ve biyolojik süreçlerin dogal bir sonucu oldugunu vurgulamaktadir. Kadin, toprak benzetmesi yaparak kadinlarin sadece taçiyici rolü oldugunu ve çocuk cinsiyetinin belirlenmesinde erkeklerin de rolünün oldugunu ima etmektedir. Bu ince ironi, kadinin kocasina yönelttigi eleçtiriyi güçlendirmekte ve onun haksiz suçlamalarini reddetmektedir. Bu baglamda, §iir aile içindeki g^ dengesizliklerini, toplumsal cinsiyet beklentilerini ve iletiçim sorunlarini eleçtirmektedir. Kadin, kocasinin erkek çocuk beklentisi ve bu beklentinin karçilanmamasi durumunda aileye olan ilgisizligi üzerinden aile içindeki gerilimleri ve çatiçmalari hiciv yoluyla dile getirmektedir. §iir, kadinlarin aile içindeki rollerine ve toplumun cinsiyet temelli beklentilerine dair eleçtiriler sunarak, aile dinamiklerindeki eçitsizlikleri ve yanliç algilari gözler önüne sermektedir.
1.3. Sosyal Statü ve Sinif Eleçtirileri
E§ler arasi hiciv çiirlerinde bazen sosyal statü ve sinif konulari üzerinde durulmaktadir. Bu tür §iirlerde, e§ler birbirlerinin statülerini ve sinif farkliliklarini hicivsel bir dille eleçtirirler. Çaliçmamizda inceledigimiz çiirler arasinda, bu temayi içleyen örnekler bulunmaktadir. §imdi, bu örnekler üzerinden sosyal statü ve sinif perspektifinden bir analiz yapmaya çaliçacagiz.
4 Ebû Hamza, "Hamza'nin babasi" anlamina gelmektedir. §iirde sözü edilen kiçi, Hamza adinda bir oglunun olmasini arzu ettigi için ve eçi her hamile kaldiginda bu beklenti içinde oldugu için bu adi kullanmiçtir (Hûrî, 2019, s. 99).
1. Örnek
çljj Yj Jjü- i
fiL; ^ Jiii ¿jpj i:
(íbn Kuteybe, 1997, s. 4/119)
"Yemin olsun ki Îsam bana hiç benzemiyor ne huyu ne de fizigi. Ben uyudum, ama dayisinin irki uyanik kaldi. "
Yukaridaki örnek, ailenin sosyo-ekonomik durumu ve kültürel geçmiçinin çocuklarin kimlik oluçumu üzerindeki etkisini ortaya koyar. §airin, oglunun kendisine benzemedigini fark etmesi ve bunu dayisinin irkina baglamasi, sosyal hiyerarçi ve sinifsal farkliliklara dair önemli ipuçlari barindmr. Bu durum, oglunun kimliginin babanin sosyo-ekonomik statüsünden ve e§inin ailesinin kültürel geçmiçinden nasil etkilendigini gösterir. Ayrica §iir toplumsal beklentileri de yansitarak, babalarin ogullarinin kendilerine benzemesi konusunda bir baski altinda olabilecegini dü§ündürmektedir. §airin, oglunun kendisinden farkli olmasi karçisinda yaçadigi hayal kirikligi, sadece biyolojik bir farkliliktan öte, sosyal statü, sinif, kültür ve toplumsal beklentiler gibi karmaçik faktörlerden kaynaklanmiç olabilir.
2. Örnek
HI
(íbn Tayfûr, 1908, s. 107)
"Bu delikanli, kara kuru ve çirkin bir cariyeden bana armagan edildi."
Yukarida verilen örnekte bir bedevî, e§ini sosyal statü ve sinif baglaminda eleçtirmektedir. "Bu delikanli, kara kuru ve çirkin bir cariyeden bana armagan edildi" ifadesi, e§inin kölelik geçmiçine ve dü§ük sosyal statüsüne dair k^ümseyici bir tasvir sunmaktadir. Bu betimleme, §airin e§ini sadece fiziksel görünümü bakimindan degil, ayni zamanda toplumdaki konumu açisindan da açagiladigini gösterir. Eçinin "cariye" olarak nitelendirilmesi, onun bir köle oldugunu ve bu yüzden de mülk gibi görülen bir konumda oldugunu açikça ortaya koymaktadir.
"Kara kuru ve çirkin" ifadesi, §airin e§inin fiziksel görünümünü olumsuz bir §ekilde tasvir ederek, onu toplumda daha da a§agi bir konuma itmektedir. Bu, toplumdaki güzellik algisina göre eçinin standartlara uymadigini ve bu durumun evliliklerinde sorunlara yol açtigini gösterir. §airin bu eleçtirileri, e§ine kar§i duydugu küçümsemeyi ve toplumdaki yerleçik sosyal sinif farklarina dayali önyargilarini yansitmaktadir. Bu baglamda, §iir sosyal statü ve sinif farkliliklarini eleçtirerek, toplumsal hiyerarçi ve önyargilari gözler önüne sermektedir.
3. Örnek
jsVhfl ¡ÜJLLJ iSy, Vj jiA' ^ij^ ^Jji ^
(Íbnü'l-Enbárí, 1987, s. 114)
"Îpekten elbiseler giymez, hükümdarlarin saraylarinda görülmez."
§iir, bir bedevînin kocasini alayci bir üslupla eleçtirdigi bir örnektir. Eleçtiri, adamin giyim kuçami ve toplumdaki itibarsizligi üzerinden, özellikle de sosyal statü ve sinif farklarina odaklanir. Çair, kocasinin "ipekten elbiseler giymedigini" ve "hükümdarlarin saraylarinda görülmedigini"
belirterek, onun lüks ve prestijli bir ya§am sürmedigini açikça ortaya koyar. Bu tasvir, kocanin maddi imkansizliklarini ve dü§ük sosyal statüsünü ima eder.
Eleçtiri sadece maddi durumla sinirli kalmaz, hicvedilen adamin toplumdaki itibarsizligi da vurgulanir. "Saraylarda görülmemesi", onun elit çevrelerden di§lanmi§ ve sayginlik görmeyen biri oldugunu gösterir. Bu durum, kadinin aile olarak toplumda daha yüksek bir statüye sahip olma arzusunu ve kocasinin bu arzusunu karçilayamadigina dair hayal kirikligini yansitir. §iir boyunca §air, kocasini küçük dü§üren ve açagilayan bir dil kullanir. Bu alayci üslup, kadinin kocasina duydugu öfke ve hayal kirikligini açikça gösterir.
1.4. Toplumsal Normlara Yönelik Eleçtiriler
E§ler arasi göndermelerde dikkat çeken bir diger tema ise toplumsal normlar ve ahlak üzerine yapilan eleçtirilerdir. Çaliçmamiza dahil ettigimiz örnekler arasinda bu konuya odaklanan çiirler de mevcuttur. §imdi bu örnekleri, bu baglamda inceleyecek ve bu eleçtirilerin çiirlerde nasil i§lendigini açiklamaya çaliçacagiz.
(íbn Tayfûr, 1908, s. 94)
"Bu kiz çocugu, zayfliktan kemeri belinden sarkan, a§il tendonu neredeyse kopacak gibi olan ve komçu sevdalisi bir kadindan bana bahçedildi."
Yukaridaki çiirde §air, karisini açiri abartili ve mizahi bir çekilde eleçtirirken, onun komçulara sik sik gitmesini ve bu durumu toplumsal normlar ve ahlak açisindan sorgular. §air, karisinin zayif ve kirilgan görünümünü vurgulayarak onun fiziksel özelliklerini alayci bir dille betimler. Bu tasvir karisinin, toplumda idealize edilen güzellik standartlarina uymadigini ve çairin bu durumdan hoçnut olmadigini gösterir.
Ayrica karisinin komçulara olan ziyaretleriyle ilgili ifadesi, onun ev diçinda daha fazla zaman geçirdigini ve belki de baçka iliçkiler içinde oldugunu ima ediyor olabilir. Bu durum, kadinin ev içindeki rolüne iliçkin beklentileri ve evlilikte sadakat ve baglilik gibi ahlakî degerleri sorgulatir. §air, karisinin bu davraniçini eleçtirerek, onun toplumsal normlara uymama egilimini ve ahlakî zaafini vurgular. Bu eleçtiri, Arap toplumundaki ataerkil düzende kadinin konumuna ve evlilik iliçkilerinde ona yüklenen sorumluluklara dair bir baki§ açisi sunar.
(íbn Tayfûr, 1908, s. 107)
"Bu delikanli, kurnaz, yalanci, komçulara koçuçturan, kahkahalar atan, iri yapili ve yaçliliga adim atan bir kadindan bana mirastir. Saçlari agarmiç ve -kirmiziya boyanmiç olmasi sebebiyle (Câhiz, 1424, s. 2/376)- ba§i horoz ibigine benzer."
1. Örnek
Ljilkj jJi ¿
2. Örnek
Yukarida sunulan §iir örnegi, bir bedevÎnin e§ine yönelik sert eleçtirilerini açik bir çekilde yansitmaktadir. §air, eçini "kurnaz, yalanci, komçulara ko§u§turan, kahkahalar atan" gibi niteliklerle betimleyerek, onun ahlakÎ degerlerini ve sosyal davrani§larini olumsuz bir çekilde tasvir etmektedir. Eçinin bu özellikleri, çairin gözünde onun güvenilmez ve toplumsal normlara uymayan biri oldugunu ima eder.
Çairin, eçini "iri yapili ve yaçliliga adim atan" ve "saçlari agarmiç, ba§i horoz ibigine benzer" ifadeleriyle betimlemesi, fiziksel görünümüne yönelik k^ümseyici bir tutumu yansitmaktadir. Bu tasvirler, çairin eçine karçi duydugu hoçnutsuzlugu ve yaçlanmanin getirdigi fiziksel degiçimleri eleçtirel bir baki§ açisiyla degerlendirdigini göstermektedir.
§airin bu tür betimlemelerle eçini eleçtirmesi, yalnizca bireysel hoçnutsuzlugunu degil, ayni zamanda kadinin fiziksel ve ahlakÎ niteliklerine yönelik toplumsal önyargilari da yansitir. §iir, çairin eçinin davraniçlari ve fiziksel özellikleri üzerinden yaptigi bu eleçtirilerle, evlilik iliçkisindeki gerilimleri ve kiçisel hayal kirikliklarini ortaya koymaktadir.
(BedÎ' Yakup, 1996, s. 12/259)
"Bu delikanli, görgüsüz, agzi bozuk ve kurt gibi gelen geçen kafilelere uluyan bir kadindan bana bahçedildi."
Yukaridaki §iirde, §air e§ine yönelik agir eleçtirilerini dile getirerek, Arap toplumunda kadinlardan beklenen geleneksel davrani§ kaliplarina uymayan bir karakter çiziyor. E§ini "görgüsüz, agzi bozuk ve kurt gibi gelen geçen kafilelere uluyan" ifadeleriyle tanimlayarak, onun toplumda kabul görmeyen ve ahlaka aykiri davraniçlarini vurguluyor.
§iirdeki "görgüsüz" ve "agzi bozuk" betimlemeleri, kadinin kibar ve saygili olmasi beklenen geleneksel kadinlik algisina ters dü§tügünü ifade eder. "Kurt gibi uluyan" ifadesi ise kadinin kontrolsüz ve vah§i bir hayvana benzetilerek toplumdaki yerini sorgulatmaktadir. Bu olumsuz nitelemeler ve benzetmeler, kadinin geleneksel ahlakÎ degerlere ve normlara uymadigini ve toplum tarafindan kabul görmeyen bir karaktere sahip oldugunu ima eder.
2. Edebî Motifler
Hicvin "degeri" ve "etkisi" birbiriyle yakindan baglantili ve birbirini tamamlayan unsurlardir. Hicvin etkisi ne kadar g^lü ise degeri ve önemi de o kadar artar. Bir hicvin geni§ bir okuyucu kitlesine ulaçmasi, onlari etkilemesi ve begenilerini kazanmasi, o hicvin baçarili oldugunu gösteren önemli bir ölçüttür (Baypinar, 1978, s. 35).
Hicvin etkisi, edebÎ sanatlarin ustalikla kullanilmasiyla mümkün olur. Zeka ve nükteyle bezenmi§ bir hiciv eseri, okuru hem güldürür hem de dü§ündürür. Zarif çagriçimlar derinlik katarken, mecaz, te§bih, istiare ve mübalaga gibi sanatlar eleçtiriye renk katar ve onu daha vurucu hale getirir (Karata?, 2001, s. 183).
E§ler arasi hiciv çiirleri incelendiginde, çiftlerin birbirlerine yönelik eleçtirilerini daha etkili hale getirmek için çe§itli edebÎ sanatlari kullandiklari görülmektedir. Bu çiirlerde, eçler karçi tarafin fiziksel özellikleri, kiçisel davraniçlari veya sosyal konumlari üzerinden yapilan hicivlerde
3. Örnek
bazi edebÎ sanatlardan yararlanarak ifadelerine derinlik kazandirmaktadirlar. Söz konusu edebÎ sanatlar, hicvin tonunu daha da sertleçtirdigi gibi e§ tasvirlerinin daha çarpici olmasini da saglamaktadir. incelenen örneklerde en çok öne çikan edebÎ unsurlar arasinda mübalaga, tehekküm ve teçbih yer aldigi dikkat çekmektedir. Çaliçmamizin bu bölümünde, bahsedilen edebÎ sanatlarin eçler arasi hiciv çiirlerinde nasil kullanildigi ve eleçtirilerin etkisini nasil artirdigi incelenecektir.
1.2.1. Mübalaga
BedÎ' ilmi sanatlari arasinda yer alan mübalaga, genelde gerçekligin ötesine geçerek imkânsiz veya açiri derecede abartili bir durumu betimleme sanatiyla sözün etkisini artirmayi amaçlar. Bu sanat, dinleyiciyi veya okuyucuyu §a§irtarak dikkatini çekmeyi ve anlatilmak istenen mesaji daha vurgulu hale getirmeyi hedefler. Mübalaga, ^ ana kategoriye ayrilir: teblÎg, igrak ve guluv. Bu kategoriler, mübalaganin içeriginde yer alan tasvir ve tanimlarin gerçekleçme olasiligina göre belirlenir. Eger mübalaga hem aklen hem de âdeten mümkünse teblÎg, aklen mümkün fakat âdeten mümkün degilse igrak; ne aklen ne de âdeten mümkün degilse guluv olarak siniflandirilir (Sübtí, 2003, s. 2/260-263).
imruülkays'in (ö. 540 dolaylari) §u §iiri mübalaga sanatinin "teblÎg" türüne örnek olarak verilebilir:
"(Atim,) vücudu islanacak kadar terlemeden, sürünün erkeklerine ve diçilerine hizlica koçarak yetiçti."
Yukarida verilen ?iirde imruülkays, atinin olaganüstü hizini vurgulamak için mübalaga sanatini kullanmaktadir. Atin hiç terlemeden bu kadar hizli koçabilmesi nadir görülen bir durum olsa da hem aklen hem de âdeten mümkün oldugu için buradaki mübalaga "teblÎg" kategorisine girmektedir (DesûkÎ, t.y., s. 91).
'Amir b. Eyhem et-TeglibÎ'nin (ö. 100/719) §u ?iiri de "igrak" türüne örnektir:
"Komçumuz yanimizda oldugu sürece ona ikramda bulunuruz. Nereye giderse gitsin, ikramimiz peçinden gider."
Yukaridaki ?iirde §air, komçusuna olan ikramin her yerde devam edecegini iddia etmektedir. Bu ifade aklen mümkün olsa da âdeten mümkün degildir. Bu nedenle buradaki mübalaga "igrak" kapsamina girmektedir (DesûkÎ, t.y., s. 4/92).
Guluv türündeki mübälaga için ise Ebû Nüväs'in (ö. 198/813 [?]) §u §iiri örnek olarak verilebilir:
(imruülkays, 2004, s. 62)
VU ¿-^ lí)>Jl àjt-çù
(DesûkÎ, t.y., s. 4/92)
ßi j jJi ¿iiái
(ibn Kuteybe, 1423, s. 2/790)
4j] J^ JL®' 'á-í-'j
"Sen §irk ehline oyle bir korku saldin ki, onlarin henuz yaratilmami§ olan spermleri bile senden korkuyor."
Yukaridaki §iirde §air, muhatabinin §irk ehli uzerinde yarattigi korkuyu a§iri bir §ekilde abartmaktadir. Henuz yaratilmami§ olan spermlerin korkmasi, aklen ve adeten imkansiz oldugu ifin buradaki mubalaga "guluv" turune girmektedir (ibn Hicce, 2004, s. 2/18).
Arap hiciv §iirlerinde sik9a rastlanan mubalaga (abarti) motifi, e§ler arasi hiciv §iirlerinde de belirgin bir §ekilde gorulmektedir. Bu §iirlerde e§lerin, birbirlerine yonelik ele§tirilerini daha etkileyici ve 9arpici hale getirmek ifin mubalaga sanatina ba§vurduklari gozlemlenmektedir. Mubalaganin e§ler arasi hiciv §iirlerinde temel i§levi, ele§tirilerin etkisini artirmak, okuyucunun dikkatini 9ekmek ve hicivsel mesaji gu9lendirmek oldugu anla§ilmaktadir. Mubalaganin e§ler arasi hiciv §iirlerinde nasil kullanildigini ve ele§tirilerin etkisini nasil artirdigini a§agidaki ornek §iirler uzerinden incelemek faydali olacaktir.
"(Karim) agzini agtiginda sanki cehennemden bir kapi gibi gorunur! §eytan bile yuzunu gorse gece ve gunduz euzu geker."
Yukarida verilen §iir orneginde, bir bedevi mubalaga sanatini ustalikla kullanarak e§inin agzini ve gorunumunu hicveder. ilk dizede, "cehennemden bir kapi gibi gorunur!" benzetmesi kullanilarak kadinin konu§ma tarzi veya agiz yapisi dramatik bir §ekilde tasvir edilir. §airin cehennemin aci ve karanlik imgesini, karisinin sozlerinin ne kadar rahatsiz edici oldugunu okuyucuya aktarmak i9in gu9lu bir sembol olarak kullandigi gorulur.
ikinci dizede ise "§eytan bile yuzunu gorse gece ve gunduz euzu 9eker." ifadesi kadinin gorunumunu mubalagali bir §ekilde niteler. Bu mubalaga, kadinin fiziksel ozelliklerinin §eytani bile korkutacak derecede kotu oldugunu vurgular. Neticede §airin, §iirin hicivsel tonunu gu9lendirmek ve okuyucunun duygusal tepkisini harekete ge9irmek amaciyla bu mubalagali ifadeyi kullandigi gorulmektedir. Birinci dizede kullanilan mubalaganin "guluv" turune, ikinci dizedeki mubalaganin ise "igrak" turune girdigi gorulmektedir. £unku, bir agzin cehennemden bir kapi gibi olmasi hem aklen hem de adeten imkansiz iken, §eytanin bir insanin gorunumunden oturu euzu 9ekmesi adeten mumkun olmasa da aklen mumkundur.
1. Ornek
^ulj jUI bb ij;
,UJI ,V bb
iijJ Uj — ¿JlT H — ^"^J
2. Ornek
y'l^p bir ¿1» jjl^L 4JJS 4^3 J
(ibn Kuteybe, 1997, s. 4/37)
"Gozleri o kadar dar ki, surme surmeyi denese bile goz kenarlarina taçiracak. Kaplan ise sanki bir çuval yun, tira§ edilse uç çuval yun çikar. Memelerine gelince; biri muz gibi, digeri ise bir yolcu kirbasini andiriyor."
Sunulan çiirde §air, mubalaga sanatini kullanarak kansrnm fiziksel ozelliklerini oldukça abartili bir §ekilde tasvir ediyor. §iirdeki ifadeler, kadinin gozleri, kaçlari ve memeleri hakkinda açiriya kaçan betimlemelerle doludur.
§air, kadinin gozlerinin o kadar dar oldugunu iddia eder ki, goz kenarlarina surme surmek imkânsiz hale gelir. Kadinin gozlerinin darligini vurgulamak için kullanilan bu mubalaganin, onun di§ gorunuçunu hicvetme ve okuyucunun dikkatini çekme amaci taçidigi anlaçilmaktadir. Boyle bir fiziksel ozelligin gerçekte olmasi e§ine az rastlanir bir durum olsa da hem aklen hem de âdeten mumkun olabilir. Dolayisiyla buradaki mubalaga "teblig" kategorisine girer.
§air, kadinin kaçlarini bir çuval yune benzetir ve tira§ edilse bile hâlâ çok yogun oldugunu ima eder. Kadinin kaçlarinin çok yogun ve goze çarpan bir ozellikte oldugunu abartili bir §ekilde ifade eden bu durum, aklen mumkun gozukse de âdeten mumkun degildir. Bu nedenle burada "igrak" vardir.
§iirin son dizesinde ise kadinin memeleri betimlenir ve biri "muz gibi", digeri ise "bir yolcu kirbasini andiriyor" çeklinde tarif edilir. Bu abartili betimleme, kadinin meme §eklini ve buyuklugunu a§iri bir §ekilde vurgular. Aklen mumkun gorunen bu durumun -nadiren de olsa-âdeten de mumkun oldugu duçunulebilir. Dolayasiyla bu abartili ifade "teblîg" olarak nitelenebilir.
"Çirkin ve hafif kalçali kadindan Allah 'a siginirim. Elbiseleri sanki kuru bir odunparçasina asilmiç gibi durur. "
§iirde, bedevî §air mubalaga sanatini ustalikla kullanarak kadinin fiziksel ozelliklerini a§iri derecede abartili bir çekilde betimlemiçtir. §iirin ilk dizesindeki "Çirkin ve hafif kalçali kadindan Allah'a siginirim" ifadesi, kadinin fiziksel çekiciliginden yoksun oldugunu ve hatta rahatsiz edici derecede çirkin oldugunu vurgular. §air, bu abartili ifadeyle kadinin gorunumunu eleçtirirken ayni zamanda kadinin çekicilikten uzak oldugunu vurgular.
ikinci dizede ise, "Elbiseleri sanki kuru bir odun parçasina asilmiç gibi durur" benzetmesi kullanilir. Bu benzetme, kadinin vucut yapisinin ince, biçimsiz ve estetikten uzak oldugunu ima eder. Kadinin elbiselerinin vucuduna uygun olmadigi, adeta cansiz ve biçimsiz bir §ekilde durdugu betimlenir. Kuru bir odun parçasi gibi olmasi, kadinin fiziksel yapisinin sert, çekilsiz ve estetik açidan eksik oldugunu vurgular. Bu durum hem aklen hem de âdeten imkansizdir. Bu nedenle buradaki mubalaganin "guluv" turune girdigi anlaçilmaktadir.
Sonuç olarak; §airin, mubalaga sanatini kullanarak kadinin fiziksel gorunumunu sert bir eleçtiri ile sundugu ve okuyucunun zihninde guçlu ve çarpici imgeler oluçturarak çiirin etkisini artirmak için bu abartili ifadelerden yararlandigi gorulmektedir.
3. Ornek
(ibn Kuteybe, 1997, s. 4/34)
4. Örnek
cJ^jlialt ¿л C.J.Pj oJJb. ¿л jM
(Çrnrâb, 2007, s. 2/150).
"Saf pekten dokunan elbise, Ravh yüzünden agladi, onun tenini reddetti ve elbiseleri, onun cüzzamli (bedeni) nedeniyle feryat etti."
§iirde §air, mübalaga sanatini kullanilarak kocasini alayci bir §ekilde hicvetmektedir. "Saf ipekten dokunan elbise, Ravh yüzünden agladi" ifadesi, kadinin kocasi Ravh'in teninin cüzzamli olmasi nedeniyle elbiselerinin dahi onu reddettigini ima eder. Bu ifade, Ravh'in teninin saf ipekten dokunan bir elbisenin bile kabul edemeyecegi kadar igrenç ve reddedilmi§ bir durumda olarak tasvir eder.
Çair, mübalaga sanatindan yararlanarak kocasinin fiziksel kusurunu ve onunla olan iliçkisinin ne kadar zor oldugunu abartili bir §ekilde anlatmaktadir. Elbisenin dahi kocasinin cüzzamli oldugunu kabul etmedigi ve onunla temas etmek istemedigi dü§üncesi, kadinin kocasinin durumundan duydugu tiksinme ve uzaklaçma duygusunu vurgular. Guluv türündeki bu mübalagali ifadeler, kadinin kocasinin fiziksel kusurlarini abartarak onunla olan iliçkisini nasil zorlayici ve çekilmez buldugunu belirtir. §iir, bu yönüyle, kadinin yaçadigi içsel çatiçmayi ve kocasina karçi duydugu olumsuz hisleri güçlü bir çekilde ifade eder.
1.2.2. Tehekküm
Bedî' sanatlari arasinda yer alan tehekküm, sözde ters bir anlam kullanarak dinleyiciyi §a§irtmayi ve etkilemeyi amaçlayan bir sanattir. Bu sanat türünde, birini ihtar edilmesi gereken yerde müjdelemek, tehdit edilmesi gereken yerde vaatte bulunmak veya alay edilmesi gereken yerde övmek gibi zit anlamli kelimeler kullanilir (ibn Ebi'l-Isba', 1963, s. 568). Tehakküm, istihzâ5 ve suhriyye ile e§ anlamlidir ve kaynaklarda bu terimler genelde birlikte kullanilir (isämüddin el-isferâyînî, t.y., s. 2/173). Bu kavramin Türk edebiyatindaki karçiligi ironidir.6
Tehekküm, çairlerin eleçtirilerini ve toplumsal yargilarini ifade etmek için sikça baçvurduklari bir hiciv yöntemidir. Bu yöntem, hedef alinan kiçiyi küçümseyen ve onun eksiklerini alayci bir üslupla dile getiren bir anlatim tarzina dayanir. Tehakküm dili, okuyucu veya dinleyici üzerinde g^lü bir etki birakarak eleçtirilen kiçi hakkinda olumsuz bir izlenim oluçturmayi amaçlar. Ayni zamanda, toplumsal normlari ve bireysel davraniçlari eleçtirirken mizahi bir yaklaçim sunar (ibn Hicce, 2004, s. 1/215-217). Bu motifin, eçler arasi hiciv çiirlerinde de yaygin olarak kullanildigi görülmektedir. Tehekküm motifinin bu çiirlerde nasil kullanildigini bazi örnekler üzerinden incelemek, onun edebî içlevini ve toplumsal yansimalarini daha iyi anlamamiza yardimci olacaktir.
1. Örnek
J Jjtj ¿л Jaillit ¿-Л AÂAAJ
(Bedî' Yakup, 1996, s. 9/174)
5 isithzâ sanati hakkinda detayli bilgi için bkz.: (Çagrici, 2001, s. 23/347-348).
6 Detayli bilgi için bkz.: (Karataç, 2001, s. 218).
"Bu delikanli, birçok kiz çocugumun ardindan en güzel hediyelerden biri olan bir kadindan bana bahçedildi."
§iirde tehekküm (istihzâ) sanatinin kullanimi belirgin bir ?ekilde göze çarpmaktadir. "Bu delikanli, birçok kiz çocugumun ardindan en güzel hediyelerden biri olan bir kadindan bana miras kaldi" cümlesi, yüzeyde olumlu ve övgü dolu bir ifade gibi görünebilir. ilk baki?ta, ?airin kadina deger verdigi ve onu önemli bir varlik olarak tanimladigi dü?ünülebilir. Ancak, ?iirin tamami ve baglami dikkate alindiginda, bu ifadelerin ironik bir anlam ta?idigi ortaya çikar. §air, birçok kiz çocugundan sonra bir erkek çocuk sahibi olmanin sevincini dile getirdiginde, "en güzel hediye" benzetmesi, kadinin ve kiz çocuklarinin degerini küçümseyen bir alt metin ta?ir. Dolayisiyla bu ifadenin, aslinda kadina yönelik bir övgü degil, kiz çocuklarinin degersizligi üzerinden kadina yapilan bir ironi oldugu anla?iliyor.
2. Örnek
Л e, e , í i«, e
L.*' ^jJJij jjjj cJ J¿ l.-*' ^jji-"-?
(Râgib el-IsfahânÎ, 1420, s. 1/397)
"Kizim, benim mis kokulu çiçegimdir. Onu koklarim, ona feda olayim; annesi de bana feda olsun."
Yukaridaki beyitte ?air, tehekküm (istihzâ) sanatini ustaca kullanarak kizina duydugu sevgiyi ve onun degerini ifade ederken aslinda alayci bir ele?tiri sunmaktadir. Kizini "mis kokulu çiçek" olarak tanimlayan ?air, bu övgü dolu ifadeyi a?iriya kaçan bir dille kullanarak kizinin ne kadar degerli oldugunu vurgular. Ancak, ardindan gelen "ona feda olayim; annesi de bana feda olsun" ifadesi, bu övgünün yüzeyde kaldigini ve asil niyetin alay oldugunu gösterir. §airin "ona feda olayim" ifadesi, kizina olan sevgisinin ne kadar büyük oldugunu vurgularken, "annesi de bana feda olsun" diyerek annesini ikinci plana atar ve kizinin annesinden daha üstün oldugunu ima eder.
Sonuç olarak, ?air tehekküm sanatini kullanarak e?ine ince bir gönderme yapmi?tir. Tehekküm sanatinin kullanimi, ?iirdeki hicvi daha keskin ve etkili hale getirmi?tir. Bu durum, bahse konu sanatin hicvin gücünü ve etkisini artiran, okuyucunun dikkatini çeken ironik bir strateji oldugunu gösterir.
3. Örnek
7OUj> ¡J? A-i—^-j A-íl^,..? óIAJL? j-^i
(BedÎ' Yakup, 1996, s. 3/563)
"Sanki biyiklari ve sakallari, çôplerde yetiçen pis kokulu ve parlak bitkilerin arasinda biten, bukalemun gibi birinin kö§küne (gidiyorum)..."
Yukaridaki ?iirde, bedevÎ bir ?air, tehekküm (istihzâ) sanatini ustalikla kullanarak kocasini abartili ve ironik bir dille tasvir etmektedir. §iirde geçen "Sanki biyiklari ve sakallari, çöplerde yeti?en pis kokulu ve parlak bitkilerin arasinda biten" ifadesi, kadinin kocasinin yüzündeki sakal ve biyiklari alayci bir üslupla betimlemektedir. Bu betimleme, kocanin bakimsizligini ve di? görünü?ündeki estetik kaygilari ihmal ettigini ima etmekte ve bu durumu çarpici bir ?ekilde
7 óujji kelimesi, çöplük ve atik bölgelerinde yeti?en pis kokulu bir bitkidir (EzherÎ, 2001, s. 8/248).
vurgulamaktadir. Sakal ve biyiklarinin pis kokulu bitkilere benzetilmesi, kocanin kiçisel bakimina yeterince özen göstermedigini ve bu yüzden eleçtirildigini açikça ortaya koymaktadir.
Ayrica "bukalemun gibi birinin kö§küne" benzetmesiyle §air, kocasinin karakterini alayci bir §ekilde ele§tirmektedir. Bukalemun benzetmesi, kocanin karakterinin degiçken ve çeli§kili oldugunu, bu nedenle güvenilmez ve karmaçik bir kiçilik oldugunu öne sürmektedir. Bu benzetme, kocanin tutarsizliklarini ve degiçken tavirlarini vurgulayarak, onun kiçiligindeki belirsizlikleri içaret etmektedir.
1.2.3. Teçbih
Beyan ilminin temel unsurlarindan olan teçbih, iki farkli varlik veya kavramin, aralarindaki ortak bir özellik veya nitelik üzerinden kar§ila§tirilmasi ve benzetilmesi yoluyla oluçturulan bir retorik sanatidir ('Atîk, 1982, ss. 61-64). Bu benzetme, okuyucu veya dinleyicinin zihninde benzetilen (mü§ebbeh bih) ile benzeyen (mü§ebbeh) arasindaki ili§kiyi canlandirarak daha somut bir kavrayiç saglamayi amaçlar.8
Bazi temel ögelerden oluçan teçbih, benzetme içleminin niteligine bagli olarak çeçitli türlere ayrilmaktadir. Söz konusu ögeleri ve türleri §u çekilde siniflandirmak mümkündür:
A- Teçbihin Temel Ögeleri:
• Mü§ebbeh: Benzeyen.
• Mü§ebbeh bih: Benzetilen.
• Vechü'§-§ebeh: Benzetmenin dayandigi ortak özellik veya nitelik.
• Teçbih edati: Benzetme ilgeci (^'li ,ùîs' / "gibi", "misali", "sanki" vb.).
B- Te§bih Türleri:
• Te§bih-i mürsel: Benzetme ilgecinin açikça belirtildigi teçbih türüdür.
• Te§bih-i müekked: Benzetme ilgecinin kullanilmadigi teçbih türüdür.
• Te§bih-i mufassal: Benzetme yönü açikça belirtilen teçbih türüdür.
• Te§bih-i mücmel: Benzetme yönünün açikça belirtilmedigi teçbih türüdür.
• Te§bih-i belîg: Benzetme yönünün belirtilmedigi ve benzetme ilgecinin kullanilmadigi teçbih türüdür.9
Teçbih, Arap çiirinde yaygin bir biçimde kullanilan bir sanattir. §airler, teçbih araciligiyla kiçileri, nesneleri veya durumlari baçka çeylere benzeterek etkileyici ve akilda kalici imgeler oluçtururlar. Bu sanat motifinin, eçler arasindaki hiciv çiirlerinde sikça yer aldigi gözlemlenir. §airlerin, eleçtirilerini daha keskin bir çekilde ifade etmek ve hicvin mizahi tonunu pekiçtirmek amaciyla teçbihe sikça baçvurdugu görülür.
8 Detay için bkz.: (Hasan Habenneke el-Meydânî, 1416, s. 2/168-171).
9 Teçbih sanatinin burada belirtilen türlerinin yani sira, baçka açilardan da farkli türleri bulunmaktadir. Bu konuda daha fazla bilgi için bkz.: (Hâçimî, t.y., ss. 219-248).
Özellikle e?lerin fiziksel özellikleri, karakterleri veya davrani?lari üzerine odaklanan bu benzetmelerin, hiciv ?iirlerinin keskin ve mizahi tonunu g^lendirdigi dikkat çekmektedir. §imdi, bu türe giren bazi örneklerin detayli olarak incelenmeye çali?ilacaktir.
1. Örnek
^..i Yj JjJiJi-jj d-^aJl ¿j\P ^JU llîp Jlij ¿л Ai^-üj
(Deveci, 1970, s. 42)
"Bu delikanli, hilekâr bakiçlari kertenkele gözlerini andiran, sümüklü ve sahtekâr bir adamdan bana armagan edildi. Ne ben ona açigim ne de sevgi besliyor kalbi bana karçi."
Yukarida verilen ?iirde ?air, te?bih sanatini kullanarak e?inin fiziksel ve karakter özelliklerini hicvetmektedir. §iirde kullanilan "hilekâr baki?lari kertenkele gözlerini andiran" ifadesi, te?bih-i mürsel sanatini barindirmaktadir. Kadin, kocasinin gözlerini kertenkele gözlerine benzeterek onun hilekâr ve güvenilmez oldugunu vurgulamaktadir. Kertenkele, Arap kültüründe hilekârlikla ili?kilendirilen bir hayvan olarak bilinir (Câhiz, 2003, s. 6/339) ve bu benzetme, adamin karakterine dair olumsuz bir imaj olu?turur. §iirdeki "sümüklü ve sahtekâr" sifatlari da adamin negatif özelliklerini vurgulamak için kullanilmi?tir.
§iirde ayni zamanda bir mizahi ton da bulunmaktadir. Zira "Ne ben ona a?igim ne de sevgi besliyor kalbi bana kar?i" ifadesi, ili?kideki duygusal soguklugu ve eksikligi açikça ifade etmenin yani sira, ironik bir yönü de bulunmaktadir. Kadin, kocasinin olumsuz özelliklerini açikça dile getirirken, bu durumun onu ne kadar etkiledigini ya da umursadigini belirtmemesi, metne hafif bir mizahi hava katmaktadir.
2. Örnek
l^Sli JL, llc-L^ l^SlLj ^J, ¿.л АЛ-í—j
(ibn Kuteybe, 1949, s. 1/485)
"Bu delikanli, zayfliktan kemeri gevçek, bacaklari sanki karga bacagi, eçarbi ve zülüfleri uçuçan bir kadindan bana bahçedildi."
Yukarida verilen ?iir örnegi, bir bedevÎnin e?inin fiziksel ve karakter özelliklerine yönelik hicvini içermektedir. §air, te?bih-i mücmel sanatini kullanarak e?inin bacaklarini karga bacagina benzetip onun estetik açidan ho? olmayan bir görünüm sergiledigini ima etmektedir. Ayrica "e?arbi ve zülüfleri uçu?an" ifadesi, kadinin sürekli kötülükle me?gul olmasi nedeniyle e?arbinin ve zülüflerinin sürekli hareket halinde oldugunu ve sallandigini belirtir (Ebû 'Ubeyd el-BekrÎ, t.y., s. 1/317). Bu betimleme, kadinin fiziksel zayifligina ilaveten, içinde bulundugu sürekli belirsizlik ve karma?a halini yansitir.
§iirdeki benzetme ve imgelerin, kadinin hem di? görünümünü hem de iç dünyasini ele?tirel bir dille yansitarak ?iire derinlik kattigi ve bu sayede ?airin, kadinin fiziksel özelliklerini ve karakterini büyük bir ustalikla öne çikardigi görülmektedir.
3. Örnek
(ibn Ebî 'Avn, t.y., s. 29)
"Gülümsedigimde, yüzümdeki buruçukluklar, sicak Havram bölgesimim bukalemumlarmm kivrimlarimi amdirir."
Sunulan çiirde, bir bedevî karisinin gülümsediginde yüzünde oluçan buruçukluklari betimlemektedir. §air, bu buruçukluklari teçbih sanatiyla mizahi bir dille ele alarak, kadinin yaçini ve fiziksel özelliklerini hicvetmektedir. Öncelikle, "Gülümsediginde, yüzündeki buruçukluklar, sicak Havran bölgesinin bukalemunlarinin kivrimlarini andirir" ifadesi, te§bih-i mürsel sanatina güzel bir örnektir. Burada benzetme yönü açikça belirtilmeden benzetme edati kullanilmiçtir.
Kocasi, e§inin yüzündeki buruçukluklari, sicak Havran bölgesinde10 yaçayan bukalemunlarin deri kivrimlariyla kar§ila§tirarak, bu buruçukluklarin belirginligini ve yayginligini vurgulamaktadir. Bukalemunlarin derileri, buruçuk ve pürüzlü bir yapiya sahiptir ve bu benzetme, kadinin yaçinin ilerledigini ve yüzündeki kiriçikliklarin derinleçtigini ima etmektedir. Ayrica "sicak Havran bölgesinin bukalemunlari" ifadesinin, belirli bir cografi ve dogal baglam sunarak benzetmeyi daha somut ve etkileyici hale getirdigi görülmektedir. Havran bölgesinin sicak iklimi ve burada yaçayan bukalemunlarin özellikleri, okuyucunun zihninde net bir imge oluçturur ve kadinin yüzündeki buruçukluklari daha canli bir çekilde anlatir. Dolayisiyla §air, te§bih sanatini kullanarak kadinin fiziksel görünümünü hicvetmenin yani sira, doganin ve cografyanin imgelerini de kullanarak çiire derinlik katmiçtir. §iir, görsel imgeler ve mizahi bir üslupla kadinin yaçlanma sürecini ve bu s^eçte yaçanan fiziksel degiçiklikleri etkili bir hicivle aktarmaktadir.
4. örnek
L^J?/ (3 öL-b <—'ó_r JJ^^^ -LÄ^J c-^Vt
' e e в ö
(ibn Ebî 'Avn, t.y., s. 29)
"Kalçalari haff kemarlari bagli gibi. Köprücük kemigimde samki koyum yemligi var. Gögüsleri uyluklarimim üzerime sarkmiç, içi bo§almi§ bir kirba gibi duruyor."
Yukaridaki çiirde §air, eçini abartili ve açagilayici bir dille tasvir etmek için teçbih sanatini ustaca kullandigi görülmektedir. §air, eçinin kalçalarini "hafif ve kenarlari bagli bir nesne" ye benzetirken, köprücük kemigini de bir "koyun yemligi" ne benzetmiçtir. Bu benzetmeler, e§in zayif ve çirkin oldugu imasini taçimaktadir. Ayni §ekilde, gögüsleri "uyluklarinin üzerine sarkmi§ ve içi bo§almi§ bir kirba" ya benzetilmiçtir, bu da kadinin yaçliligini ve çekiciligini kaybettigini ima etmektedir.
§iirdeki teçbihler, hicvedilen kadinin kusurlarini daha da belirgin hale getirmekte ve onu hayvanlar ve cansiz nesnelere benzetilerek açagilama amaci taçimaktadir. Bu benzetmelerin
10 Havran, Suriye'nin güneyinde geniç arazilere ve çok sayida köye sahip bir bölgedir. Klasik Arap çiirlerinde sikça bahsedilen bir yerdir (Hamevî, 1995, s. 2/317).
kullanimi, hicvin etkisini g^lendirmekte ve ironik bir ton olu?turmaktadir. Te?bih sanatinin ustaca kullanimi, ?airin hicvi etkili bir ?ekilde iletebilmesine yardimci olmu?tur. Dolayisiyla ?air, te?bih sanati araciligiyla e?inin fiziksel özelliklerini abartarak ve a?agilayici bir dille tasvir ederek hicvin etkisini artirmi?tir.
Sonuç
Bu çali?ma, e?ler arasi hiciv ?iirlerini tematik ve edebÎ sanatlar baglaminda detayli bir ?ekilde inceleyerek, bu ?iirlerin Arap toplumunda kadin-erkek ili?kileri, aile dinamikleri ve toplumsal normlar hakkinda sundugu bilgileri ve edebÎ yönünü ortaya koymayi amaçlami?tir. Bulgular i?iginda, e?ler arasi hiciv ?iirlerinin sadece edebÎ bir türden öte, önemli bir sosyo-kültürel belge oldugu ve ?u açilardan önem ta?idigi anla?ilmi?tir:
1. Kadinlarin Sesi: Bu ?iirler, Arap toplumunda kadinlarin sadece edilgen varliklar olmadigini, aksine aktif bir ?ekilde toplumda yer alan ve kendi seslerini duyuran bireyler oldugunu göstermektedir. Hiciv yoluyla, kadinlar aile içi sorunlari, toplumsal adaletsizlikleri ve ataerkil yapiyi ele?tirmi? ve kendi baki? açilarini dile getirmi?lerdir.
2. Aile içi Dinamikler: Bu ?iirler, Arap ailelerinde ya?anan sorunlari ve çati?malari, e?ler arasindaki anla?mazliklari, ileti?im problemlerini ve maddi sikintilari hiciv yoluyla ele almaktadir. Bu sayede, Arap toplumunda idealize edilen aile modeli ve kadin-erkek rolleri hakkinda da bilgi edinilebilmektedir.
3. Toplumsal Ele?tiri: Bu ?iirler, geleneksel aile anlayi?i, e?itsizlik, ataerkil yapi ve aile içi ?iddet gibi konulari hiciv yoluyla ele?tirmektedir. Bu sayede, Arap toplumundaki degi?imi te?vik eden ve daha adil bir toplum düzeni için savunan bir araç olarak da görülebilirler.
4. EdebÎ Sanatlar: Bu ?iirler, hicvin bir alt türü olan "mühâcât" ve "ta'riz" yönteminin yogun bir ?ekilde kullanildigi örnekler sunmaktadir. Ayrica mübalaga, tehekküm (istihzâ) ve te?bih gibi edebÎ sanatlarin da kullanimi ile hiciv üslúbu güçlendirilmi? ve ?iirlerin estetik degeri zenginle?tirilmi?tir.
E?ler arasi hiciv ?iirleri, Arap kültürü ve edebiyati hakkinda önemli bir ara?tirma alanidir. Bu ?iirlerin incelenmesi, Arap toplumunda kadin-erkek ili?kileri, aile dinamikleri ve toplumsal normlar hakkinda daha derin bir anlayi? geli?tirmemize yardimci olabilir. Gelecekteki ara?tirmalar, çe?itli Arap kabileleri veya bölgeleri arasinda hiciv ?iirlerindeki temalar ve üsluplar açisindan herhangi bir farklilik olup olmadigini inceleyebilir. Ayrica e?ler arasi hiciv ?iirlerinin günümüzdeki aile içi ili?kiler ve toplumsal normlar hakkindaki tarti?malarla nasil baglantili olabilecegi ara?tirilabilir.
Bu çali?manin, e?ler arasi hiciv ?iirleri hakkinda mevcut bilgilere önemli bir katkida bulunacagina inaniyoruz. Gelecekteki ara?tirmalarin, bu ?iirlerin performans ve temsil gibi diger yönlerini de incelemesini ve hiciv ?iirlerinin modern Arap edebiyati ve kültürü üzerindeki etkisini ara?tirmasini öneriyoruz. Bu çali?manin, Arap kültürü ve edebiyati ile ilgilenen ara?tirmacilar ve akademisyenler için faydali bir kaynak olmasini temenni ediyoruz.
Extended Abstract
The Arabic literary tradition is characterized by a rich and diverse body of work that encompasses a wide range of themes, including ghazal, praise, description, honour, wisdom, and satire. Among these themes, satire occupies a particular significance as a genre that employs irony and ridicule to critique individuals, events, or ideas within society. In contrast to the function of praise, which is based on praise, satire serves the opposite function. This literary genre, referred to as 'satire' in Arabic, literally translates as 'to criticise with poetry' and is regarded as one of the earliest and most significant genres of Arabic literature. The art of satire has been shaped by a multitude of styles and themes, resulting in a rich and diverse repertoire. This diversity demonstrates that satire is not merely a vehicle for external critique; it can also serve as a conduit for introspective reflection and personal growth. Throughout history, Arabic poets have employed satire for a variety of purposes, including the exposure of social issues, the critique of political authorities, and the articulation of personal shortcomings. Satire was employed as an efficacious mode of communication not only in the realms of social and political discourse but also in the sphere of personal relations. In particular, within the corpus of Arabic literature, a genre designated as 'majajat' is replete with satirical poems that focus on the discordances between spouses, as well as the physical and distinctive attributes of individuals. These poems not only reflect individual experiences but also offer an in-depth examination of broader social issues, including the social structure of the institution of marriage, the dynamics of communication within the family, and gender roles. This study aims to analyse the satirical poetry between spouses in Arabic literature thematically and stylistically on a dataset compiled from classical sources. Using document analysis, the study analyses in detail how themes such as physical appearance, character traits, family relationships, social class differences, and social norms are addressed through satire. Furthermore, the effects of literary arts such as hyperbole, taheqqum and metaphor on the world of meaning and stylistic features of the poems are also considered. A detailed analysis of satirical poems between spouses in Arabic literature demonstrates that these poems are both a literary text and an invaluable socio-cultural document. The findings demonstrate that these poems serve an instrumental function in amplifying women's voices, reflecting the intricate dynamics within the familial structure and directing social critique. By employing satire, the poets articulated their personal experiences and expectations through the critique of domestic issues, social inequities, and the patriarchal structure. Furthermore, these poems provide insight into the intricate dynamics of Arab families, elucidating the complexities of relationships, communication challenges, and the nuances of social norms. Satire was employed in these poems as both a vehicle for criticism and as a catalyst for social transformation. From the perspective of literary arts, the utilisation of techniques such as exaggeration, tehhekkum, and metaphor has imbued the poems with a heightened degree of depth, thereby amplifying the impact of satire. In conclusion, this study demonstrates that satirical poems between spouses in Arabic literature constitute an invaluable source for the articulation of women's voices, the comprehension of familial dynamics, and the observation of social change. Further studies could provide a more comprehensive understanding of Arabic culture by focusing on examining the manifestations of these poems in different regions and their impact today. While the theme of satire has been frequently analysed in research on Arabic literature, no study has yet been found that deals with satire between spouses. This study aims to fill this gap in the existing literature, provide a new perspective on satire between spouses, and make a unique contribution to the field.
Kaynakça
'AtÎk, A. (1982). ílmü'l-beyán. Dâru'n-Nahda.
Ayyildiz, E. (2019). Klasik Arap çiirinde emevî dönemine kadar hiciv. Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Baypinar, Y. (1978). Hiciv kavrami üzerine bir inceleme. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Cografya Fakültesi Dergisi, 29 (1-4), 31-37. https://doi.org/10.1501/dtcfder_0000000694
BedÎ' Yakup, i. (1996). el-Mu'cemü'l-mufassalfîçevâhidi'l-'Arabiyye. Dârü'l-Kütübi'l-'ilmiyye.
Câhiz, E. O. (1424). Kitâbû'l-hayevân (C. 7). Darü'l-Kütübi'l-'ilmiyye.
Câhiz, E. O. (2002). el-Beyân ve 't-tebyîn (C. 3). Dâru ve Mektebeto'l-Hilâl.
Çagrici, M. (2001). istihza. TDVîslâm Ansiklopedisi (C. 23). TDV islam Ara?tirmalari Merkezi.
DesûkÎ, §. (t.y.). Hâçiyetû'd-Desûkî 'alaMuhtasari'l-me'ânî (C. 4). el-Mektebetü'l-'Asriyye.
Deveci, S. (1970). Eç'ârû't-terkîs 'inde'l-'Arab. Matba'tü'l-Cumhüriyye.
Ebû Ali el-MerzûkÎ, A. (2003). §erhu dîvân'l-hamâse. Dâru'l-Kütübi'l-'ilmiyye.
Ebû 'Ubeyd el-BekrÎ, A. (t.y.). Semtû'l-le âlî fi §erhi emâli'l-Kâlî (C. 2). Dâm^-Otobrl-'ilmiyye.
EzherÎ, E. M. (2001). Tehzîbû'l-luga (C. 8). Dâru ihyâi't-Türâsi'l-'Arabî. HalÎl b. Ahmed, E. A. (1988). Kitâbû'l- Ayn (C. 8). Mektebeto'l-Hilâl. Hamevî, E. A. Y. (1995). Mu'cemü'l-büldán. Dâru Sâdir.
Hasan Habenneke el-Meydânî, A. (1416). el-Belâgatû'l- 'Arabiyye. Dâru'l-kalem. Hâ?imî, A. (t.y.). Cevâhirû'l-belâga. el-Mektebetü'l-'Asriyye. Hûrî, R. (2019). Me 'a'l-'Arab fi 't-târîh ve 'l-ûstûra. Hindâvî.
Huseyn, M. M. (1947). el-Hicâ' ve'l-heccâûn fi'l-câhiliyye. Mektebeto'l-Âdâb bi'l-Cemâmîz. ibn Abdürabbih, E. A. (1983). el-lkdû'l-ferîd(C. 8). Dâru'l-Kütübi'l-<ilmiyye. ibn Ebî 'Avn, E. i. (t.y.). et-Te§bîhât. y.y.
ibn Ebi'l-Isba', E. M. Z. (1963). Tahrîrû't-tahbîr fi sinâ'ti'§-§i'r ve'n-nesr ve beyâni i'câzi'l-Kur'ân. el-Meclis^l-A^ li'?-§üûni'l-islâmiyye.
ibn Hicce, T. (2004). Hizânetû'l-edeb ve gâyetû'l-erab. Dâru Mektebeti'l-Hilâl - Dâru'l-Bihâr.
ibn Kuteybe, E. M. A. (1423). E§-§i'r ve '§-§u'arâ. Dâru'l-Hadîs.
ibn Kuteybe, E. M. A. (1997). 'Uyûnû 'l-ahbâr. Däru'l-Kütübi'l-'ilmiyye.
ibn Kuteybe, E. M. A. (1949). el-Me ânî'l-kebîr fi ebyâti'l-me ânî (C. 3). Dâirato'l-Me'ârifi'l-'Usmâniyye.
ibn Manzûr, C. (1414). Lisânû'l-'Arab. Dâru Sâdir. ibn Tayfûr, E. A. (1908). Belâgâtû'n-nisâ . y.y.
Îbnû'l-Enbârî, E. B. (1987). el-Ezdâd. el-Mektebetü'l-'Asriyye. imruülkays, i. H. (2004). Dîvânû imrii'l-Kays. y.y.
isâmûddin isferâyînî, i. (t.y.). el-Etvel §erhu Telhîsi Miftâhi'l- Ulûm (C. 2). Däru'l-Kütübi'l-'ilmiyye.
Karata§, T. (2001). AnsiklopedikEdebiyat Terimleri Sözlügü. Yedi Gece Kitaplari. Merzubânî, E. 'U. M. (1995). E§âru'n-nisâ. y.y.
Muhammed, S. (t.y.). el-Hicâ'fi'ç-çi'ri'l-'Arabî. Dâru'r-Râtib el-Câmi'iyye.
Okay, M. O. (1998). Hiciv (Yeni Türk Edebiyati). TDVislâm Ansiklopedisi (C. 17). TDV islam Ara§tirmalari Merkezi.
Râgib el-Isfahânî, E. (1420). Mûhâdarâtû'l-ûdebâ ve mûhâverâtû'§-§uarâ ve'l-bûlegâ (C. 2). §irketu Dâri'l-Erkam b. Ebî'l-Erkam.
Sa'leb, E. A. (t.y.). Mecâlisû Saleb. y.y.
Sûbkî, §. (2003). Arûsû'l-efrâhfîçerhi telhîsi'l-Miftâh. el-Mektebetü'l-'Asriyye.
§ûrrâb, M. M. H. (2007). §erhu'§-§evâhidi'§-§i'riyye fî ümmehäti'l-kütübi'n-nahviyye (C. 3). Müessesetü'r-Risäle.
Taçdelen, H. (2009). islâm'in ilk dönemine ait bir hiciv örnegi: Hassân b. Sâbit'in hemziyye'si. Uludag Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, 18(1), 299 - 318.
Tuna, S. (2021). Tarafe'nin §iirlerinde hiciv. ODÜSosyalBilimler Araqtirmalari Dergisi, 11 (3), 893-928. https://doi.org/10.48146/odusobiad.987341
Tur, S. (1997). Ahtal, Ferezdak ve Cerîr 'in çiirlerinde medih ve hiciv. Yüksek Lisans Tezi, Harran Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Vehbe-el-Mühendis, M.-K. (1984). Mu'cemü'l-müstalahäti'l-'Arabiyye fi'l-luga ve'l-edeb. Mektebetü Lübnan Sâhata Riyâd es-Sulh.
Etik Beyan/Ethical Statement: Bu çaliçmanin hazirlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyuldugu ve yararlanilan tüm çaliçmalann kaynakçada belirtildigi beyan olunur. / It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited.
Çatiçma Beyani/Declaration of Conflict: Çaliçmada kiçi ya da kurumlar arasi çikar çatiçmasinin olmadigi beyan olunur. / It is declared that there is no conflict of interest between individuals or institutions in the study.
Telif Hakki&Lisans/Copyright&License: Yazarlar dergide yayinlanan çaliçmalannin telif hakkina sahiptirler ve çaliçmalari CC BY-NC 4.0 lisansi altinda yayimlanmaktadir. / Authors publishing with the journal retain the copyright to their work licensed under the CC BY-NC 4.0