Cilt: 2, Sayi: 2, 2019
Vol: 2, Issue: 2, 2019
Sayfa - Page: 129-141
E-ISSN: 2667-4262
iThenticate*
X. Professional Plagiarism Prevention
MONÎRÛ REVÂNÎPÛR'UN FOLKLORÎK ESERÎ KENÎZÛ ADLI KÎTABININ
TAHLÎLÎ
ANALAYSIS OF KANIZOU BOOK IN FOLKLORIC WORK OF MONIROU RAVANIPOUR
Serpil YILDIRIM*
MAKALE BiLGiSi ÖZET
U Geliy. 15.11.2019 s/Kabul: 23.12.2019 Çagda§ Iran Edebiyati, edebî ustalik ve deha sahibi yazarlarin ortaya çikmasiyla birlikte benzersiz bir degiçim ve olgunlaçma evresi geçirmiçtir. 40/60'h yillari kapsayan bu degiçim evresinde, hikâyeciligin, artik zamani gelen toplumcu, yöresel ve köy edebiyati gibi yeni yönleri konusundaki edebi maslahatlann temelleri atilmiçtir. Artik Tahran'in bütün îran'i tanitmasi mümkün olmadigindan yazarlar, farkh yaçam tarzlarini incelemek iizere Iran'in bilinmedik bölgeleri üzerinde durmu§lardir. I§te Ça|da§ Iran edebiyatinin önemli kadin simalarindan Monîrû Revânîpûr da çehirli halkin ilgisini, ülkenin uzak dûçmûç bölgelerindeki insanlarm yaçam tarzina çekmek için dokuz kisa öyküden oluçan Kenîzû kitabinda, halk inaniçlarina ve Îran'in Güney halkinin bölgesel ve yöresel kültür unsurlarina sikça yer vermiçtir. Yazarin, adi geçen kitabindaki bütün öykülerinde, özellikle kendisinin de dogup büyüdügü Cofre kasabasi halkmin ya da belirli bir toplulugun dilden dile, agizdan agiza ve nesilden nesile ulaçan gelenek ve göreneklerinden, oyunlarindan ve meiguliyetlerinden, efsanelerinden, hikâyelerinden, darbimesellerinden, çe§itli batil inanç ve hurafelerinden, çarkilanndan, §en çakrak türkülerinden ve yaslarindan söz edilmiçtir. Bu çaliçmada, güneyli yazarin hayatina ve eserlerine kisaca de|inildikten sonra halkin günlük sorunlannin ve güney toplumunun yaygin gelenek ve göreneklerinin anlatildigi Kenîzû kitabindaki hikâyeler tahlil edilecek ve tahlil edilen hikâyelerde yazarin çizdigi kadin-erkek karakterleri belirlenecektir.
Anahtar Kelimeler: Monîrû Revânîpûr, Kenîzû, Hikâye Tahlili, Karakter Analizi.
Arapirma Makalesi
ARTICLE INFO ABSTRACT
^ Received: 11.15.2019 s/Accepted: 12.23.2019 Contemporary Iran literature undergone an unexampled change and maturation stage as a result of emerging writers having literary mastery and genius. In this period of change, covering the 40 / 60s, the basis of literary conscience was laid on the new aspects of narrativeism, such as socialist, local and villageist literature. Because of no longer possible for Tehran to introduce all of Iran, the authors focused on the unknown areas of Iran to study their different lifestyles. Monirou Ravanipour, one of the important female figures of contemporary Iranian literature, has frequently included in the Kanizou book, which consists of nine short stories to attract the interest of the urban people to the lifestyle of the people live in the faraway regions of the country, the folklore beliefs and the regional cultural elements of the southern people of Iran. In all the stories of the author, in the book, especially the people of the town of Jofreh, where autor was born and raised, and of the traditions, legends, stories, various superstition, the songs, the jokes are mentioned. In this study, after briefly referring to life and works of southern writer, the stories of Kanizou book, in which described common customs and traditions of southern society and daily problems, will be analyzed and will be determined man-woman characters described in this stories in analyzing book.
Keywords: Monirou Ravanipour, Kanizou, Story Analysis, Character Analysis.
Research Article
* Arg. Gör. Dr., Ankara Yildrrim Beyazit Üniversitesi, însan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Dogu Dilleri ve Edebiyatlari Bölümü, Fars Dili ve Edebiyati Ana Bilim Dali, Ankara / Türkiye, E-mail: [email protected]. ORCID © https://orcid.org/ 0000-0002-9566-7232. Bu makaleyi §u çekilde kaynak gösterebilirsiniz (APA):
Yildmm, Serpil (2019). "Monîrû Revânîpûr'un Folklorik Eseri Kenîzû Adh Kitabinin Tahlili". Uluslararasi Dil, Edebiyat ve Kültür Ara$tirmalari Dergisi (UDEKAD), 2 (2): 129-141.
Extended Abstract
Contemporary Iran literature undergone an unexampled change and maturation stage as a result of emerging writers having literary mastery and genius. In this period of change, covering the 40 / 60s, the basis of literary conscience was laid on the new aspects of narrativeism, such as socialist, local and villageist literature. Because of no longer possible for Tehran to introduce all of Iran, the authors focused on the unknown areas of Iran to study their different lifestyles.
Moniro Ravanipour, one of the important female figures of contemporary Iranian literature, has frequently included in the Kanizou book, which consists of nine short stories to attract the interest of the urban people to the lifestyle of the people live in the faraway regions of the country, the folklore beliefs and the regional cultural elements of the southern people of Iran. In all the stories of the author, in the book, especially the people of the town of Jofreh, where autor was born and raised, and of the traditions, legends, stories, various superstition, the songs, the jokes are mentioned. In this study, after briefly referring to life and works of southern writer, Kanizou book, in which described common customs and traditions of southern society and daily problems, has been analyzed with a critical view. It was examined storytelling of writer and determined man-woman characters described in this stories in the light of stories in analyzing book.
Ravanipour used the words of the southern people in all her stories in the Kanizou book and she discussed their lifestyles. It is possible to say that writer used the native words and sayings successfully in her all stories of Kanizou book in a fluent and simple style. In particular, it was observed that writer used local songs in local weddings and frequently used lamentations burned during the funerals.
Ravanipour with this folklore study researched and compiled many ambiguous and dark points of her region where she was born and successfully demonstrated the moral and value judgments, customs, emotions and thinking styles of the community she belonged to, and the national and spiritual features of that nation and community in general. Considering the importance of the representation of local and national culture, traditions and customs in the culture of a nation it is an admirable situation for the author to reveal works that are the result of such folklore research. Moniro Ravanipour, who is known as a folklore writer, also wrote works revealing the realities of regional life by observing the life in the south.
Considering of stories of Kanizou book it is clearly visible that autor has a special perspective on women and in stories deals with all kinds of problems related to women and femininiy. Women in Kanizou book have social identities and aware of the place and importance they occupy in community life. The main axis of Ravanipour's works are women, social problems specific to women and the stereotypical thoughts of society about them. Story heroes of Kanizou book have been selected from reel life and these heroes have individual and private life. These heroes have credibility and it's possible to encounter them in daily life. However, most of the people in her stories have been chosen among the people who have succumbed to life.
Giri§
Iran cografyasinin insanlari, farkli ekonomik, toplumsal ve kültürel düzeylerde ya§amaktadirlar. Tüketim uygarligimn tezahürleriyle bogu§an §ehirli orta sinif yarnnda köyler ve ücra kö§elerdeki insanlar ba§ka sorunlarla kar§ila§maktadirlar. Bu bölgelerde "hayvancilik" döneminden "derebeylik" ve "sermayedarlik" dönemlerine vanncaya dek ?e§itli tarih dönemlerinin ya§am bi9imleri ve kültürleri göze farpmaktadir. 1346-1350/19671971 arasi yillar böige edebiyatimn filizlendigi yillardir ve bu yillar arasinda, bir?ok yazar, ülkenin ?e§itli noktalarindaki geri kalmi§ligin belirgin yönlerine dikkat Qekmi§lerdir. Genellikle orta srnifa mensup olan bu yazarlar, ülkenin kiyisina yaptiklan yolculuklarda ya da kendi ya§adiklan muhitin sorunlari üzerinde yogunla§tik£a, kendilerini etkileyen, sarsan ve §a§irtan bir ger^egin varligiyla kar§ila§mi§lardir. Filizlenen bu böige edebiyatimn en önemli kazanci, güneyli yazarlarin önemli ?aba ve ugra§lari neticesinde ortaya Qikan edebi ürünler olmu§tur. Bu edebi ürünlerle, §ehirli okura güney halkimn ya§am tarzinin gösterilmesi hedeflenmi§tir (Mir Äbidini 2002: 127-28).
Aryenpür'a göre, böige edebiyatimn üriinü olan folklor ya da halkbilimi, Antropoloji biliminin bir dalidir. O, bir milletin ve bir toplulugun dilden dile, agizdan agiza ve nesilden nesile ula§an gelenek ve göreneklerinden, oyunlarindan ve me§guliyetlerinden, kissalarindan, efsanelerinden, hikäyelerinden, darbimesellerinden, bilmecelerinden, teranelerinden, §arkilanndan, §en §akrak türkülerinden ve yaslarindan ibaret olan bu ilmin, hayatin bir?ok müphem ve karanlik noktalanm titiz bir §ekilde ara§tinp derleyerek ait oldugu milletin ve toplulugun ahlak ve deger yargilanm, adetlerini, duygu ve dü§ünce tarzlarini, genel olarak o milletin ve toplulugun ulusal ve ruhsal özelliklerini ortaya koydugunu belirtir (Aryenpür 1374/1995: 445). Yapilan ilk folklor ilgili olarak ise §unlari söyler:
Dünya tarihinin ba§langicindan miladi on dokuzuncu yüzyila kadar halkin dü§ünce ve haz dünyasina sizan bu gibi eserlere önem verilmiyordu. Bilim insanlari bu tür eserlere kügümseyerek bakiyorlardi. On dokuzuncu yüzyilin ilk yarilarinda ilk olarak Grimm adindaki iki Alman karde§, Kuzey Avrupa ülkelerinin kissalarini derleyerek gocuk efsaneleri ve ev kissalari adiyla bir mecmua yayinladilar. Ondan sonra ba§ka bilim insa.ni ve ara§tirmacilar kendi ülkelerine ait milli eserleri ara§tirip incelemeye ba§ladilar. Kissalar, teraneler, darbimeseller, kurallar, dü§ünceler ve hülasa halk kitlelerinin dü§ünce dünyasinda yer edinen her bir §eyi derleyip incelediler. §imdi folklor, edebiyatin bir ala.ni oldugu iqin kendi fevkalade geni§ alani sayesinde ayri bir dal olarak kabul edilmektedir (Aryenpür 1374/1994: 445).
Boratav'a göre, Avrupa'da bu romantik devir ba§ka bir yönde, daha eski ?aglarda folklorun konusu iken edebiyat eseri haline ge9mi§ eserlerin tetkikini de ele almak suretiyle folklorun sahasini geni§letmi§ olur. Farkli milletlerde Orta-Qag hikäye, masal, fabllar, destanlar ve dini menkibelerin ara§tirilmasi da en hararetli bir §ekilde bu asirda ba§lar. Bundan önce, sadece birer edebi yakla§im olarak var olan bütün bu ürünlerin tetkiki, hem ya§ayan folklor ürünleriyle ili§kileri bakimindan hem de dogu§ ve men§e meselelerinin aydinlatilmasi bakimindan folkloru yakindan ilgilendirmi§tir (Boratav 2016: 15).
Boratav, Avrupa folkloruna büyük hizmetleriyle folklorun tarihinde önemli yer alan Grimm karde§lerden sonra Arnim ve Brentano adli iki mühim §ahsiyetin, bu devrin halk
çarkilanni inceleyen ilk öncü kiçiler oldugunu ifade eder ve 19'uncu asnn romantik zihniyetiyle folklor faaliyetlerinin ilk merkezlerinin Almanya, ískandinav ülkeleri, Ingiltere; daha sonra Finlandiya, Fransa olmak iizere diger Latin ülkelerinin de çok geçmeden bu iilkelerin yeni faaliyetlerine katildiklanni belirtir (Boratav 2016: 15).
îran folkloru ise ilk olarak Avrupali oryantalist ve bilim insanlarinin dikkatini çekmiç ve bu bilim insanlarindan bazilan, îran halkimn dil, kültür ve edebiyatimn farkli yönlerini araçtirip inceleyerek faydali eserler meydana getirmiçlerdir. Comte Gobineau ve A. Chodzko îran taziye mektuplarini toplayip tercüme ederek yayinlayan ve bunu Iran Dramatik Edebiyati olarak Avrupa'ya tanitan öncü kiçilerdir (Âryenpûr 1374/1994: 446). Fakat Âryenpûr, edebiyatin bu alamnin Iran'da taninmadigini ve Halk edebiyati biliminin araçtinlmasi ve derlenmesi çaliçmalarina henüz çok yakin zamanlarda Iranli bilim insanlari tarafmdan baçlandigim ifade eder. Dolayisiyla halk edebiyati biliminin, yeni bir çaliçma alani oldugunu, hususi tarih kitaplannda, Iran kissalannda, eski tip kitaplarinda ya da (kimyacilik, falcilik, cifir, remil vb. gibi ) gizli ilim risaleleri ve gizli ilim kitaplannda zikredilmiç olan birkaç hikâye ve hikmet kitaplan ve bazi inanç, vesvese ve hurafeler diçinda son zamanlara kadar kimsede bunlan derleyip toplama dûçûncesi olmadigini belirtir ve halk gelenek ve görenekleri hakkinda Iran'da yazilan müstakil tek eserin Aga Cemal Horasânî'nin Gülsüm Nene adli kitabinin oldugunu söyler (Âryenpûr 1374/1994: 448).
Âryenpûr, meçrutiyetten sonra Üstat Ali Ekber Dihhodâ'mn halk hikâyelerini ve hikmetlerini bir araya getirmede çok zähmet çektigini ve bazi Farsça hikâye ve hikmetleri Emsal ü Hikem ve Lugatnâme adli eserlerinde topladigim belirtir. Dihhodâ'mn "çerend u perend" makalelerinde; Cemalzâde'nin Yekî Bûd Yekî Nebûd hikâyelerinde ve baçka kitaplarinda yer alan ve o zamana kadar yazarlarin onlari kullanmaktan kaçindiklan ve çoktan unutulmuç olduklanndan korktuklari çok sayidaki halk îstilahlarimn ve kelimelerinin yaygin kullammina yer verdiklerinden ve bunlarin baçka yazarlar tarafmdan da kullamlmasina önayak olduklanndan söz eder (Âryenpûr 1374/1994: 448).
Folklor ürünlerinde, a§ina olunmayan hayat tarzlan, bilinmeyen kültürler ve yabanci insanlar, okuyucunun dikkatini çeken baçat etkenlerden sayilabilir. Bir folklor yazari olarak nitelendirilen Monîrû Revânîpûr da güneydeki hayatin giiçlii gözlemini yaparak böige hayatimn içsel gerçeklerini açiga çikaran eserler kaleme almiçtir. Özellikle bu çaliçmamizda incelemeye tabi tuttugumuz Kenîzû adli hikâye kitabinda, yazann da dogup büyüdügü kasabaya özgü bir hayli folklorik unsurlarin varligi göze çarpmaktadir. Dolayisiyla kullanilan folklorik unsurlann ve böige edebiyatimn tezahürlerinin tespit edilip okuyucuya aktanlmasi açisindan yukarida adi geçen kitabin geni§ çapli tahlilinin yapilmasi önem arz etmektedir.
1. Hayati ve Eserleri
Monîrû Revânîpûr, 1333/1954 yilinda Buçehr'e bagli "Cofre" köyünde dogmuçtur. Çocukluk ve ergenlik dönemlerini bu köyde ve Buçehr'de geçirmiçtir. Buçehr'de orta ögretimini tamamladiktan sonra Çiraz'a gitmiç ve psikoloji bölümünde egitim görmeye baçlamiçtir. 1360/1981 yilinda dostlanndan birinin tavsiyesiyle ciddi olarak hikâye yazmaya yônelmiç henüz hikâyelerini yayimlamadan önce edebî mahfillerde bulunmuçtur. Revânîpûr, edebî mahfillerdeki yedi yillik varliginin ardindan 1367/1988 yilinda Kenîzû adindaki ilk
hikâye kitabini, bir yil sonra da Marquez'in buyiilu gerçeklik akiminin etkisinde Ehl-i Gark adini verdigi ilk romanim yayimlamiçtir (Sadikî 2018: 6).
Sadikî, 1369/1990 yilinin yazarin en uretken yili oldugunu zira Revânîpûr'un bu yil içerisinde Iran toplumundaki kadmlann geçim sikintilarina ve duygusal sorunlarina degindigi Senghâ-yi §eytan adindaki hikâye kitabini ile kocasindan dayak yiyen bir kadinin hayati etrafinda geliçen Dil-i FulâcT adindaki ikinci romanim okuyuculanyla buhiçturdugunu ifade eder (Sadikî 2018: 6). Yazarin kaleme aldigi diger eserler hakkinda ise §unlan yazar:
Revânîpûr, dogdugu yere yaptigi yolculuklardan ve uzaklarda kalmiç çoculduk anilarindan esinlenerek 1372/1993. yilinda Sirya Sirya adini verdigi hikâye kitabini, 1373/1994'te ise ûçûncii romani olan Kovlî der Kenâr-i Ateç'i yayimlami§tir. Yazar bu romaninda, kadinlarin duygusal ve bastirilmiç arzularina deginir. Yaçadigi açktan dolayi itilip kakilmadan sonra bagimsiz kimlik arayiçiyla §ehre giden bir kizin hayatini konu eder. Bir sure sessizlige gômulen yazar, bu sessizligini 1380/2001 yilinda Zen-i Furûdgâh-i Frankfurt adindaki hikâye kitabi ile bozmuçtur. Bu renkli eserde, yerel unsurlar yerini giinumuz insanina birakmiç, §ehirdeki teknolojik ve hayat sorunlari kirsal yaçamla yer degiçtirmiçtir. Revânîpûr, gôç eden kadinlarin sosyal ve siyasi sorunlarina dikkat çekmi§tir. Revânîpûr son olarak ise yeniden kadin ve a§k sorunlarina degindigi Nazli (1381/2002) adindaki hikâye kitabini yayimlamiçtir (Sadikî 2018: 6).
2. Kenîzû Kitabinin Tahlili
Revânîpûr gibi yazarlar, kendilerine has belirli tarz ve uslupla duçunce, inaniç, tecrube ve birikimlerini en iyi çekilde muhataplarina aktarirlar. Yazarin eserleri iyice mutalaa edildiginde onun, hikâyelerinde tabiat unsurlarim etkin bir çekilde kullanma ve çogu hikâyelerinde kadin karakterlere yer verme temayuliinde oldugu açikça gôriilebilir. Her ne kadar yazarin dili ve tarzi geçen zaman içerisinde degiçiyor olsa da taçidigi kaygilar aymdir: Hikâye unsurlarindan sayilan, hikâyenin atmosferine hâkim tabiat ve kadinlara biçilen ônemli roller, ilk kitabindan itibaren keleme aldigi diger hikâyelerinde de fazlasiyla gôze çarpar.
Revânîpûr, her ne kadar "Cofre" sahil kasabasinda uzun yillar yaçamasa da oralann gelenek ve gôrenekleri hatta efsaneleri onun zihnindeki canliliklanm korur. Ôzellikle guneyin zengin kiiltur ve tabiatini yansittigi folklorik eseri Kenîzû kitabinda, okuyucuya adeta kultiir mozaigi sunar. Revânîpûr'a, Gûney bôlgesinin toplumsal sorunlarina deginen bir yazar olarak çôhret kazandiran Kenîzû adindaki ilk hikâye kitabinda yer alan "Kenîzû", "Uzun Gece" ve "Maviler" hikâyelerinde deniz, deniz efsaneleri, tilsimlar, denizkizlan, balikçilar gibi sikça tekrar edilen unsurlar fazlasiyla dikkat çeker.
Servistânî, Kenîzû kitabinda yer alan "San Tavus Kuçlari", "Maviler", "Ûzum Baglanndaki Deniz" ve "Meçeng" hikâyelerinin, Revânîpûr'un buyulu gerçeklik akimina ôrnek te§kil eden hikâyelerinden oldugunu belirtir. Ona gôre, yazar, guneye ve Buçehr'e has kelimeleri kullanarak ve yerel sôyleyiçlere yer vererek folklorik unsurlarla kurulan hikâyelerin temelini atmiçtir (Servistânî 1391/2012: 2).
Revânîpûr'un, folklorik eseri Kenîzû kitabinin butun hikâyelerinde gûney halkina mahsus kelime kullanmada ve onlarin yaçam biçimlerini ele almada israrci bir tutum
sergiledigi açikça gôrulur. Yazarin akici ve sade bir uslupla yerli kelimeleri ve sôyleyiçleri hikâyelerinde baçanyla kullandigini sôylemek mumkundur. Ôzellikle, yôresel dugiinlerde sôylenen yerel tiirku ve çarkilara; cenaze tôrenlerinde yakilan agitlara sikça yer verir. "Uzun Gece" hikâyesinde, Emu Ibrahim ile evlenen Guiper'in, dugiin gecesinde sôylenen "ya$a ya§a, damadm bedeni ya§a" (Revânîpûr 1367/1988: 40) tiirkusu o yôreye ait olup hikâyenin folklorik unsurlanndandir (Rezâî 1395/2016: 129). Revânîpûr'un, gûney halkinin evlilik merasimi ve usulûnii ve bu merasimin yapiliç çeklini tiim yônleriyle anlattigi "Uzun Gece" hikâyesinde eserine yerel atmosfer havasi katmiçtir. Dolayisiyla bu merasimde, gelin odasina ve gelinin uzerine iliçtirilen yeçil renkli parça ve yapilan kina yakma ritueli, eserin bir baçka folklorik unsurlanndandir.
Cofre kadinlari dugun merasiminde toplanip gelini sùsliiyor, odasini ye§il parçalarla donatiyorlardi. Kina kâselerinde mum yab.yorla.rdi:
Kôy boçalmiç, kadinlar teker teker suslenip ortaya çikiyorlardi. Dugun vardi. Kadinlarin çarki sesleri uzaldara gidiyordu... Guiper'in, odasinda son oturuçuydu. Guiper'in baçinin arkasina ye§il bir parça iliçtirilmiçti. Kaçlari ince ve uzundu. Dudaklarinm uzerinde yagh bir kirmizilik içildiyordu. Dudaklari kirmizi kirmizi idi... Kina kâselerinde mumlar yamyordu. Kadinlar sabaha kadar ka.ni beklemek için oturdular (Revânîpûr 1367/1988: 40).
Kisa hikâyelerinde, geri kalmiç toplumun insanlik diçi eylem ve davraniçlanm tiim çiplakligi ile gôzler ônune seren Revânîpûr, henuz bulug çagina eriçmeden evlendirildigi için zifaf gecesinde hayatim kaybeden Guiper'in konu edildigi "Uzun Gece" hikâyesinde, sade bir anlatima baçvurarak cahil giiney toplumunun aksayan yônlerine kar§i eleçtirel bir yaklaçim sergiler. Yazar, bu bôlgede, fakirlik ve cehaletin, insanlann yaçam seyrini kolayca degiçtirebildigini, sosyal guvencesi olmayan kadinlarin sonunda yanliç kararlar verip yanliç seçimler yaparak bu siireçte birçok çeyi kaybettiklerini ifade eder:
Sabah sari bir toz vardi. Herkes Guiper'in evine dogru koçuyordu. Barakaya vardiklarinda Guiper 'in annesi onun kanh beyaz gômlegini kokluyor, feryat ediyordu. îki adam siyah çadirin içine sardiklari bir §eyi diçari çikariyordu. Guiper 'in altin rengi saç ôrgiileri çadirdan diçari sarkmiçti. Çadirin alti kan olmuçtu. Kadinlar agliyor ve dovunuyorlardi. Sutanne, baçôrtusiinun kenar uçlarini havada dôndurerek §ôyle bagiriyordu: Eyvah, kuçtikgelin gitti (Revânîpûr 1367/1988: 42).
Zaten yazann bu tutumundan dolayi Fevziye Dervîçzâde bir makalesinde onun bir folklor yazan olarak telakki edilebilecegini ifade eder. Onu bu çekilde nitelemesinin sebebini de Revânîpûr'un kendisinin de bu insanlar arasinda yaçayip onlann inanç ve geleneklerine yakindan açina olmasiyla ve ya§adigi bu gûney bôlgesinin ôzelliklerini kullanarak hikâyelerine ôzgu yerli atmosferler olu§turmadaki vukufiyetiyle açiklar (Dervî§zâde 2016: 176).
Rezâî bir makalesinde, Giiney halkinin inamçi geregi, halkin, belalan ve sebepsiz vuku bulan musibetleri defetmek için her tiirlu giriçimde bulundugunu, Cofre insaninin, belalan savmak için eve tuz serpmek, tilsimdan ve geyik boynuzundan istifade etmek gibi birçok
yönteme ba§vurdugunu ifade eder. Revänipür'un, hikäyelerinde tilsimdan nasil istifade ettigi konusunda ise §unlan söyler:
tran'in güney hattindaki kadinlar da diger böige kadinlari gibi kendi geleneksel inanglarina erkelderden daha gok baglidirlar. Revänipür 'un hikäyelerinde, kadinlar her ne kadar aile düzenlerini ve evliliklerini korumak igin tilsimdan faydalansalar da onlar kendilerini tehlikede gördükleri igin atalarinin örfleri ve geleneksel yöntemlerinden ba§ka bir gareleri yoktur. O halde tilsimin yardimiyla, e§i ile arasindaki sevgi ve muhabbeti arttirmaya ve kocalarindan peri kizlarini uzak tutmaya gali§irlar. Köy kadinlari tilsimi sadece kocalarini korumak igin degil ayni zamanda Revänipür'un hikäyelerindeki halk inani§inda, geng bahkgiya ä§ik olan mavi baliklar, o balikginin serbest kälmasi igin karadaki kadinlardan tilsimi alip onu denizde aydinlatirlar (Rezäi 1395/2016: 124-125).
Yazarin Kenizü kitabinda yer alan "Maviler" hikäyesinde deniz, deniz efsaneleri, tilsimlar ve balikgilar gibi sik$a tekrar edilen unsurlar fazlasiyla dikkat ?eker: "§imdi tilsimi aldigina göre ikindiye kadar balikginin bulunmasi gerekir... §imdi demir kuldalari deniz ateginin altina yerle§tiriyor. Ye§il, altin rengi, kirmizi ve mavi ballklar deniz ate§inde yaniyorlar. Ertesi gün sahil kenari pi§mi§ baliklarla doluyor. Baliklar öldügü zaman balikgi adam eger geri dönmezse o büyükannesiyle yalniz kalacak ve üzülecek" (Revänipür 1367/1988: 54).
Revänipür, hikäyelerinin atmosferini güzelle§tirmek i9in birgok edebi giri§imlerde bulunur. Qogu hikäyelerinde göze Qarpan edebi dekorasyonlar onun bu edebi giri§imlerinden sayilabilir. Hikäye sahnelerinin anlatiminda özellikle istiare sanatina ba§vuran yazarin "Gri Cuma" hikäyesindeki §u dizeler istiare sanatina örnek gösterilebilir:
Kadin ku$un kanatlarini öptü ve banyoya gitti. Banyodan gikinca üzerinde turuncu renkte uzun bir gömlek vardi. Sagini aynanin önünde düzeltti ve gözlerine sürmesini gekti. Güzel kokular süründü. Aynaya bakti. Gengle§mi§ti, yüzündeki kirigikliklar kaybolmu§tu. Gülümsedi ve ku§un yanina gitti. Bir saniye kaldi, ku§ toplanmi§ti. Ba§i bir avug kadar su käsesine girmi§, boynu kurumu§tu. Öne gitti, kendi tuhaf sesini i§itti: Buraya ölmek igin mi gelmi§tin?
Dermansiz ayaklariyla minderin kenarina oturdu, yüzünü elleriyle kapatti ve dü§ündü. Yani... sen... sen öldün mü? (Revänipür 1367/1988: 145).
Zira "Gri Cuma" hikäyesindeki ku§un ölümü, ölen kadimn yalnizligi i9in bir istiare olu§turur. Kadinin üzerine giydigi turuncu elbise, aynanin önünde düzelttigi sa9i, gözlerine fektigi sürmesi, süründügü güzel kokular ve temiz hava almak i?in pencereyi a?ma fabasi hepsi zihnindeki atmosferin yenilenmesine i§arettir. Yazar, kitabinin ilk hikäyesi olan "Kenizü"da, basmakalip §eylere feda edilen masumiyeti ifade etmek i?in ceylam kullanmi§tir. "Kegiler §i$mi§ kaburga kemikleri ve zayif ayaklariyla gamagir ipinin üzerindeki kiyafetleri gigniyorlardi. Anne ayilip da onlari kovalayincaya kadar gignemeye devam ettiler. Büyükannenin ceylam masum ve sessizce bir kö§ede dikilip anneyi izliyordu" (Revänipür 1367/1988: 8).
"Uziim Baglanndaki Deniz" hikayesinde ise kanepenin iizerindeki su damlalan, kisa dalgalarin lslattigi kitaplik ve suyun iizerinde gidip gelen saksi, kadinin hastalikli korkusunu gosterir. Yazarin tasvirleri o kadar canlidir ki kitabin bir sayfasini bile okumak, okuyucuya deniz kenarmdaymiij veya Bu§ehr kasabasindaymi§ hissi verebilir, ona Cofre'nin ya da denizin kokusunu hissettirebilir. Okuyucu, kendini bir an kiifiik ya§ta evlendirilen zavalli Gtilper'in dugiinunde bulabilir, damadin gogsiindeki uzun dilli ve keskin ba§li ejderhalann korkusu ile titredigini hissedebilir. Dolayisiyla kitaptaki tiim hikayelerde yerel ozelliklere has betimlemeler fazlasiyla goze Qarpar.
Yazar, ulkenin giineyindeki yerli halkin adet, gelenek, tore ve inanglanni bir arada vererek okuyucuya o yerli halkin kultur dunyasinin kapilanm aralar. Nitekim "Maviler" hikayesinde gorulen bolge kadinlarinin saflarimn toplani§ §ekli, yabancilarla kurduklan diyaloglar ve benimsenen her tiirlii inani§lar, guneyin folklorunu en iyi §ekilde gozler online serer (Dervi§zade 2016: 170). Zira yazar, balikfilarin denize a$ilmadan once, sahile getirilen biiyuk bir kazanin, deniz suyu ile doldurularak ifine kina bo§altildigini ve biitun koy kadinlarinin hazirlanan bu kinayi ellerine yaktiklanm ifade ederek ulkenin giineyinde yerle§mi§ gelenek ve koklii inan^lann varligindan okuyucuyu haberdar eder, halk ya§antisini okuyucuya aktarir.
Bugiin koyiin biitiin kadinlari kina yaktilar. Mansur 'un annesi herkesten kina aldi ve sonra kinalari, yiXz adamin sahile getirmi§ oldugu buyuk bir kazanin igine bo§altti. Herkesi teker teker bir kase deniz suyunu kazana dokmeye zorladi. Buyiikannem zilgit gekti, kadinlar ba§drtiilerinin uglarini havada salladilar. Ben ve Giilper de dans ettik. Erkekler sopa oyunu oynadilar. Mansur, bir kdse kuru kinayi denize bo§altti. Kadinlar zilgit gekti (Revanipur 1367/1988: 45-46).
Rezai'ye gore, giyim, ku§am ve ge5im kaynagi, her bolgenin kultur ve geleneklerinin bir par9asidir. O, her koyiin, o bolgenin cografi ve iklim §artlarimn etkisi altinda, kendisine has bir geQim kaynagi ve giyim §ekli oldugunu belirtir. Cofre kadinlarinin "§elite" (fistan) diye bir elbiseleri oldugunu ve ba§larina da "minar" dedikleri bir ba§ortiisu aldiklanm, erkeklerin de "longute" adinda yoresel bir §al bagladiklanm ifade eder (Rezal 1395/2016: 127). Giiney bolgesine a§ina olan Revanipur'un, "Maviler" hikayesinde, gerek yoresel kadin ve erkek kiyafetlerini zikrederek gerekse de Cofre halkinin ge5im kaynagi olan balik9ilik ve inci avi mticadelesini anlatarak bolgenin ya§ayan kiiltiiriine dikkat fekme temaytilii a§ikardir. "Yuzumu buyiikannemin fistaninin arasina sakliyorum" (Revanipur 1367/1988: 51). "Gidip yanina oturuyorum. Ba§drtusunu (minar) gikariyorum ve saglarini opiiyorum. Biiyukannemin yiiz tane orgusu var. Orguleri uzun ve kmalidir" (Revanipur 1367/1988: 55).
"Koyiin erkekleri denize agildilar. Erkekle dolu birkag gemi uzakla§irken el salliyor ve selam gonderiyorlardi. O kadar uzakla$tilar ki artik sesleri gelmez gemileri de goriinmez oldu" (Revanipur 1367/1988: 46).
Hidayet, bolgede kullanilan dilin ve o dile ait soyleyi§lerin, folklor ara§tirmalarmdaki onemine istinaden halkin gtinltik hayatta kullandigi kiiftir ve beddua iferikli ciimlelerinde yerli dil ve soyleyi§ ozelliklerinin a9ik9a goriilebilecegini ifade eder (1324/1945: 15-16). Revanipur'un, "Kenizu" hikayesinde, Kenizu adindaki kizi, halk diliyle inletip beddua
ettirdigi §u dizeler "Cofre" halkina ait bölgesel dilin söyleyi§ özelliklerini ortaya koymasi bakimindan önem arz eder: "Gengliginizin hayrini görmeyin... kara topraUara dü§ün... bogazinizda kalsin... bogulun... pa.rala.rimi verin... aman... öldüm" (Revänipür 1367/1988:
28).
Mir Äbidini, güneyi anlatan öykü ve romanda denizin daimi bir yeri oldugunu söyler. Mir Abidini'ye göre, güneyli yazar, denizi kimi zaman sadece bölgesel betimleme i^in kullamr. Deniz, hikäyenin atmosferi ifin bir kli§e görevini üstlenir. Deniz, bu durumda sadece bir süsleme aracidir ve olaylara ortam hazirlamasi mümkün degildir. Fakat yaratici öykülerde deniz, ava gitme, gemilerle kar§ila§ma ya da deniz yolculugu ve firtinaya yakalanma gibi insan hayatimn devamliligi i?in bir mücadele alanidir. Bu durumda deniz sadece öyküye ortam hazirlayici degil, öykünün devinimini de belirleyicidir. Kimi zaman da deniz siyasi bir feki§me alanidir (Mir Äbidini 2002: 135-136).
Revänipür'un öykülerinin atmosferini olu§turan deniz, öykünün devinimini de belirlemektedir. Zira "Üzüm Baglarindaki Deniz" hikäyesinde denizin, karakterin psikolojisine ve onun olaylara yakla§im tarzina egemen oldugu görülür. Bu hikäyede deniz, kadimn kari§ik zihnini ve «jalkantili dü§ünce dünyasini yansitir. Yalnizlik, deniz, suda bogulma ya da ölüm korkusu görünümünde kadimn pe§ini birakmaz. Kadin, denizi iginde ölümü barindiran bir yer olarak tasvir eder: "Oturdu. Duvara qarpan dalgalar ve denizde kaybolan balikqi ve denizcilerin hayhuyu... Rüzgär ile gögüs gögse mücadele eden ku§lar ve görünmeyen sahil. Birisi boguluyordu. Birileri boguluyordu. El ve kollarim girpiyorlardi. Kadin oturmu§ bakiyordu. Ona bakiyordu. Deniz tuzunun kokusu, baliklarin kokusu havamn iginde dola§iyor, dola§iyordu... " (Revänipür 1367/1988: 93).
Deniz, "Maviler" hikäyesinde de denize a9ilan ve firtinaya yakalanan balikfilarin hayat ve gefim mücadelesi verdikleri yerdir. Güney halkinin gelenek ve göreneklerine gösterilen ilginin, bu kitapta yer alan kimi öykülerin atmosferine ve karakterlerine bir tür yöresel renk ve kimlik kazandirdigi söylenebilir. Zira yazar o bölgenin tuhafliklarina yönelmek yerine hayatin somut konularini ara§tirarak güneyin sorunlan ve orada kabul görmü§ gelenek, adet, inan9 ve istilahlan hakkinda yazmi§tir. Böylece güneydeki yöreye özgü tezahürleri ortaya koyarak öykülerinin atmosferine yerellik katmi§tir.
Revänipür'un hikäyelerinde kullanilan kelimeler ekseriyetle ülkenin güney bölgesine özgüdür. Bu afidan eserin filolojik önemi de haiz oldugu söylenebilir. Bir dilin tarihfesinde yerli dillerin kayit altina alinmasi önem arz etmektedir. "Maviler" hikäyesinde yazarin dil ve söyleyi§i, güneyin yerel mütedavil nesri ile 15 i9e ge9mi§ olup güneye özgü istilahlar fazlasiyla kullanilmaktadir. "Uzun Gece" hikäyesinde de yerli ve güneye ait kelimelerin yaygin kullammi dikkat 9ekicidir.
ifinde ya§adigi toplumun aksayan yönlerini tüm 9iplakligiyla gözler önüne seren Monirü Revänipür, "Meneng" adli hikäyesinde, §ehir hastanesindeki saglik sistemine sosyolojik bir ele§tiri getirir: "Hastane özeldi ve o, doktora her gece ilaglara saldiran hamamböcekleriyle saatlerce zitla§mak zorunda kaldigini söylemedi. Uzun ve kahverengi duyargalarini onun igin sallayan hamamböcekleri onun nefesini gögsünde hapsediyordu" (Revänipür 1367/1988: 119).
2.1. Kenizü Kitabinin Karakter Tipolojisi
Özdemir'e göre karakter 9izmede ve olu§turmada degi§ik yollara ba§vurulur. Bu yollann bir bölümü dogrudan bir özellik ta§ir: Ki§ilerin görünü§lerini, kilik kiyafetlerini betimleme, onlann i? dünyalarmi sergileme gibi. Bir bölümü de dolayli bir nitelik ta§ir: Eylem ifinde yansitma, konu§turma gibi. Yazar, ki§ileri anlatirken ya anlatma ya da gösterme yoluna ba§vurur (Özdemir 2018: 132). Revänipür, karakterini olu§tururken ki§ilerin kilik kiyafetlerini betimleyerek ve if dünyalarmi yansitarak anlatma yoluna, kimi zaman da ki§iyi eylem ifinde yansitip gerek kendisi gerekse de muhataplan ile konu§turarak gösterme yoluna ba§vurur. Ayrica "ki§inin bilinfaltim de§me, dogal ve toplumsal 9evresiyle olan 9ati§malanni yansitma, ba§kalanmn onun hakkindaki dü§üncelerini gösterme, ki§inin olaylari algilayi§ ve yorumlayi§ini, olaylar kar§isinda sergiledigi tutumu verme" gibi 90k degi§ik yollara ba§vurdugu görülür.
Monirü Revänipür'un, Kenizü kitabindaki hikäye ki§ileri, ger9ek ya§amdaki ki§iler arasindan se9ilmi§ olup bireysel ve özel bir ya§ama sahiptirler. Bu ki§ilerin bir inandiriciliklan vardir ve bunlar ile günlük hayatta da kar§ila§mak mümkündür. Ancak 9ogu hikayelerindeki ki§iler, hayat kar§isinda yenik dü§en insanlar arasindan se9ilir.
Kenizü kitabindaki hikäyeler göz önünde bulunduruldugunda yazarin kadinlara kar§i özel bir baki§ a9isimn oldugu, kadina ve kadinliga dair her türlü sorunu hikäyelerinde ele aldigi a9ik9a görülür. Revänipür'un yazilanndaki kadinlann, toplumsal kimlikleri olup, toplum hayatinda i§gal ettikleri yerin ve önemin farkindadirlar. Revänipür'un eserlerinin ana ekseni, kadinlar, kadinlara özgü toplumsal sorunlar ve toplumun onlarla ilgili kalipla§mi§ dü§üncelerdir.
Khonakdar Tarsi'ye göre Revänipür, Kenizü hikäye kitabinda, toplumsal bir baki§la kadinlann kahramanligina ve onlann sikinti ve acilardan kurtulu§larma i§aret eder. Onun hikäyelerinde, §ehirli kadinlann kaygilan ve kinlmalan köylü kadinlara nazaran daha geleneksel baki§ a9ilidir. O, hikäyelerinde, toplumsal yaralara etraflica dikkat 9ekip kadinlarm toplumda kar§ila§tiklan sorunlann analizini ortaya koymaya 9ali§ir. Hikayelerindeki kimi kadinlar, a§kta öncü olup mücadelesinde yorulmak nedir bilmeyen ki§ilerdir. Onlar kendi haklanni arayan, birey olma mücadelesinde her sikintiya gögüs gerebilen gü9lü kadinlardir (Khonakdar Tarsi 2018: 142).
Hikäyelerin asil kahramam olan kadinlann her biri, kendi ger9ek karakterini yansitma 9abasindadir. Toplumun beliriedigi §£irtl£ira kurban giden ya da haklanni koruma ugrunda heder olan yine bu kadinlardir. "Gri Cuma" hikäyesindeki kadm gibi defalarca kaybolup tekrar ortaya 9iktiktan sonra kendini bulan, kendi hemcinsleri tarafindan baskiya maruz birakilan hatta kendi kiz karde§leri ile sorun ya§ayan kadinlar da yine yazarin hikäyelerinin 9atisini olu§turan kadin kahramanlardandir. Buradan hareketle, Kenizü kitabimn kisa hikäyelerinde, kadin karakterlerin yogun varliklan oldugu ve yazarin, bu kadinlann güneyin kisitli alaninda kar§ila§tiklan sorun ve gü9lükleri gün yüzüne 9ikarma 9abasinda oldugu söylenebilir.
Kenizü kitabindaki kadin karakterler ne tam iyi ne de tarn kötü olarak nitelenirler. Bunlar, ev hanimi ya da sokak kadini olabilirler. Bireylerin huy ve davrani§lari, ifinde bulunduklari özel §artlara göre §ekillenir. Qok renkli ki§ilikte olduklari söylenebilir. Revänipür'un, bu kadinlarin ya§amlarinda ve hatta ölümlerinde bir hayli katkisi olan ataerkil yapiya dikkat ?ekme Qabasi dikkate degerdir. Revänipür'un Qogu kisa hikäyelerinde oldugu gibi romanlannda da hikäyenin ana karakteri kadindir. O, eserlerinde toplumsal bir baki§la kadim ve kadin sorunlanm ele alir. Yazann, Kenizü kitabindaki kadin karakterlerini köylü ve §ehirli diye iki grupta inceleyebiliriz:
1- Köylü Kadinlar: Bunlann kimisi kendi ifgüdü ve isteklerine göre kendi ayaklari üstünde durabilen kadinlardir. "Maviler" hikäyesindeki, baliga 9ikan e§lerinin yoklugunda evin ge?iin sorumlulugunu üstlenen ve sorunlarla yüz yüze kaldiklarinda ya§adiklari korku ve acilarin, onlari birer büyük kahramana dönü§türdügü güglii kadinlar gibi. Kimisi de erkek hegemonyasinda ya§am mücadelesi veren, onlarin kararlarina boyun egen ve özellikle de köy agasinin verdigi hükme tabi olan köylü kadinlardir. Yazann geri kalmi§ gelenekgi toplumda kadinlara hayati zehir eden kati kurallarin varligina dikkat ?ektigi "Sari Tavus Ku§lari" hikäyesinde bu tür kadinlarin sayisi bir hayli fazladir. Kendi ba§larina karar alamayan bu kadinlarin tercih ve se9im haklan yoktur. Kararlar, kadinlar adina erkekler tarafindan alimr.
"Kenizü" hikäyesindeki toplumsal normlarla ya§ayan anne ve "Uzun Gece" hikäyesindeki a§in hirsli ve tamahkär anne de yazarin rol bigtigi diger köylü kadin
karakterlerdendir.
2- §ehirli Kadinlar: Bunlar §ehirde ya§arlar. Bunlann dü§ünce dünyalari köylü kadinlarinkine nazaran daha karma§ik ve kaygilan daha derindir. Bunlar, toplumun dayattigini degil de kendi istedigini sefen kültürlü kadinlardir. Khonakdar Tarsi'ye göre, Revänipür'un hikäyelerindeki okuryazar kadinlarin geneli donammli, bagimsiz, kendilerine yetebilen ve mücadeleci kadinlardir (Khonakdar Tarsi 2018: 142). "Meneng" hikäyesindeki hasta kadin, sürekli okuyup ara§tiran ve bu yüzden de tipik geleneksel kadinlar gibi kendisine dayatilan hayata razi olup ev geQimi, ?ocuk bakimi gibi i§lere heves etmedigi i?in kiz karde§leri ve onlann nüfuzlu kocalan tarafindan di§lanan hatta a§agilanan ve bir ba§ma ölmeyi sesen, dertli §ehir kadimdir.
Kendisi de biliyordu ki kocalarinin yaninda kiz karde§lerinin onurunu zedelemi§ti. Yirmi yil okul okumu§, ba§im higbir yere gevirmemi§ti. Herkesi sinir eden tebessümünden ba$ka higbir §eyi yoktu. Ilmi ya da ilmi olmayan yüzlerce sebeple, onunla higbir ilgisi olmamasina ragmen onu sorunlara yakla§tiran kabiliyetsiz bir tebessüm. O lanet tebessümle higbir yerde kök salamiyordu, ev hayati ve ya§am derdi pe§inde degildi. Dünyanin tum kadinlari gibi hayata bei baglamiyordu... tum bunlari biliyordu. E§inin yani ba§inda duran, kendinden gegmi§ kiz karde§ini gördü. Onunla konu§muyordu, bütün kagitve kitaplarini yakmi§ti (Revänipür 1367/1988: 127-128).
Bazen bu kadinlar, yalnizliktan sikilan, ruhsal ve psikolojik sorunlar ya§ayip kendilerini tavus ku§u gibi süsleyen bo§anmi§ kadinlardir. "Gri Cuma" hikäyesindeki e§inden bo§andiktan sonra yalniz ya§amaya ba§layan kadin, bunun en bariz örnegidir.
Revänipür'un hikäyelerindeki §ehir kadinlarinin, onca farkliliklara ragmen ortak özellikleri de mevcuttur. Onlarin birfogu asi, gü?lü ve bagimsizdirlar. A§kta öncüdürler. A§klanna kavu§mak i?in her §eyden feragat etmeye hazirdirlar. "Per§eng" hikäyesinin kadin kahramani olan Per§eng, hastaligini güglü a§k duygusuyla yenmi§ ve a§ki sayesinde hayata tutunmu§tur. Yazar, bu hikäyesiyle §ehirli kadimn a§k i?in her §eyi yapabilecegine ve a§ki ugruna herkesi kar§isina alabilecegine dikkat Qekmektedir.
Onun hikäyelerindeki anne ise, pek sevilmez ve ele§tirilir. Yazar, hikäyelerinde anneyi iyi zikretmez. "Uzun Gece" hikäyesindeki anneyi a§in hirsli, tamahkär ve kara cahil sifatlariyla betimler. Anneyi kizimn ölümüne sebep oldugu i9in ele§tirir. Yazar, "Kenizü" hikäyesindeki anneye de §efkatsiz bir rol biger. Zira ailesiyle birlikte köyden §ehre ta§inan anne, hem kocasina hem de kizi Meryem'e kar§i a§iri öfkelidir: "Bütün gün Meryem 'in annesi ona bagiriyordu. Kapinin e§iginde duruyor ve elinde süpürge: "Neden herkes sokaktan gegiyor? Burada ne ariyorlar?" Anne feryat ederek babanin yakasini tutuyordu: "Burayi hangi pezevenk sana kakaladi? Söyle, söyle ki ona gününü göstereyimn (Revänipür 1367/1988: 9).
Yazar, bu sevimsiz anneyi kimi zaman da kizina kar§i o kadar 50k acimasiz ve gaddar resmeder ki anne adeta tüm öfkesini kizindan alircasina onu dövmekten fekinmez: "Annesi kizin üzerine saldirmi§, süpürgeyle vurarak onun tum vücudunu karartmigti" (Revänipür
1367/1988: 11).
Yazann, hikäyelerinde 9izdigi erkek karakterler ise iki grupta incelenebilir:
1- Babalar: Bu grupta, baba olarak görevini ifa eden erkekler yer alir. Revänipür, hikäyelerinde annenin aksine babaya sevilen bir 9ehre kazandinr. Babaya has 90k merhametli ve §efkatli bir rol bi9er. "Uzun Gece" hikäyesinde, korkan kÜ9Ük kizm, babasi tarafindan sakinle§tirilmesi, yazarin babalara bi9tigi §efkat yüklü ve sevgi dolu rolün tezahürüdür.
2- Diger Erkekler: Kisa hikäyelerin 90gunda erkeklerin bir adi yoktur. Bütün ev i§leri kadinlarin omuzlanndadir. Yazar, hikäyelerinde erkeklerin öteki yüzünü gösterir. Erkeklere 9ift, ma§uk ve koca olarak müspet roller bigilmeyip, genellikle diktatör, kadinlann hayatini cehenneme geviren ve kendi arzu ve isteklerinin pe§inde ko§an ki§iler olarak nitelenirler. Kabalik, zorbalik ve anlayi§ kitligi bunlann karakterlerine siner. Zira ataerkil toplumun erkege sundugu sinirsiz gÜ9 ve onun dogu§tan sahip oldugunu dü§ündügü cinsiyet üstünlügü, erkegin baskin karakterli olu§undaki bireysel ve toplumsal nitelikli etkenlerdir.
Revänipür'un hikäyelerindeki karakterler sabit olmayip ge9en zamanla birlikte, müspet ya da menfi yönde degi§im gösterirler. Özdemir, karakterin bir bütün oldugunu, öykünün ba§inda erdemli olan bir ki§inin birka? sayfa sonra bir Ü9kagit9i olarak kar§imiza 9ikamayacagini, Qikarsa inandmciliktan yoksun olacagini belirtir. Elbette karakterlerin davrani§larinda degi§me olabilecegini kabul eder ancak bu degi§imi olu§turan etkenlerin ve güdülerin belirtilmesi gerektigini ifade eder (Özdemir 2018: 133). Revänipür da hikäyelerinde 9izdigi karakterlerin davram§larmda zaman zaman gözlemlenen degi§imi, etkenleri ve güdüleri ile belirterek ki§ilerin bir inandinciliklari oldugunu gösterir.
Sonu£
Bu fali§mada £agda§ Iran edebiyatinin önemli kadin simalarmdan Monirü Revänipür'un güneye özgü folklorik unsurlarla kurulan dokuz kisa öyküden olu§an Kenizü kitabimn tahlili yapilmi§tir. Yazarm, tahlili yapilan bu kitabin bütün öykülerinde, kendisinin de dogup büyüdügü güney bölgesindeki Cofre halkinin ya da belirli bir toplulugun dilden dile, agizdan agiza ve nesilden nesile ula§an gelenek ve göreneklerinden, oyunlanndan ve me§guliyetlerinden, efsanelerinden, hikäyelerinden, darbimesellerinden, ?e§itli batil inan? ve hurafelerinden, §arkilarindan, §en §akrak türkülerinden ve yaslarindan sikfa söz ettigi tespit edilmi§tir.
Revänipür yapmi§ oldugu bu folklor 9ali§masiyla i9inde ya§adigi hayatin bir9ok miiphem ve karanlik noktalanm titiz bir §ekilde ara§tinp derleyerek mensubu oldugu toplulugun ahlak ve deger yargilanm, adetlerini, duygu ve dü§ünce tarzlarini, genel olarak o milletin ve toplulugun ulusal ve ruhsal özelliklerini ba§anyla ortaya koymu§tur. Yerli ve milli kültürün, gelenek ve göreneklerin gösteriminin bir milletin kültüründe arz ettigi önem göz önünde bulunduruldugunda bu tür folklor ara§tirmasinin sonucu olan böyle bir eserin her yönüyle tahlil edilmesi, ülkenin güneyindeki yerli halkin adet, gelenek, tore ve inan9lanmn bir arada verilerek okuyucuya o yerli halkin kültür dünyasmin kapilanmn aralanmasi a9isindan önem arz etmektedir.
Kaynak^a
Äryenpür, Yahya (2016). Ez Nima Ta Ruzgar-i Ma. (3 Cilt). Tahran: Inti§ärät-i zewär. Boratav, Pertev Naili (2016). Halk Edebiyati Dersleri. Ankara: BilgeSu Yayincilik.
Dervi§zade, Fevziye (2016). "Nekd ve Berresi-yi Kenizü Eser-i Monirü Revänipür". Iran: Human
Sciences Research Journal, 3 (11): 167-180.
Hidäyet, Sadik (1324/1945). "Folklor ya Ferheng-i Tudeh". Mecelle-i Sohen, 2 (3-6): 1-44.
Khonakdar Tarsi, Masoumeh (2018). "Modern Edebiyatta Feminist Baki§larin Ortaya Qikmasinda Iranli Kadin §air ve Yazarlann Rolü." Qagdafj Iran Edebiyatinda Kadin. Ankara: Hece Yayinlan. 129-154.
Mir Äbidini, Hasan (2002). Iran Öykü ve Romaninin Yüz Ydi II. 9ev. Hicabi Kirlangi9. Ankara: Nüsha Yayinlan.
Özdemir, Emin (2018). Ele§tirel Okuma. Ankara: Bilgi Yayinevi.
Revänipür, Monirü (1367/1988). Kenizü. Tahran: Inti§ärät-i Nilufer.
Rezäi, Seydeh Nergis (1395/2016). "Ber-resi ve Tehlil-i Huzür-i Enäsir-i Folklorik der Dastänhä-yi Monirü Revänipür (ehl-i gark, sirya sirya, senghä-yi §eytän ve kenizü)". Faslname Umi-Pejuhe§i «Pejuhe§-i Zeban u Edebiyyat-i Farsi», 40: 105-135.
Sadiki, Mitra (2018). "Zenän-i Dastannivis Pes ez Inkiläb-i Islämi". Mahnäme Ferhengi lctimai-i Zen, Haneväde ve Sebk-i Zindegi, (158): 1-11.
Servistani, Marziye Kemali (1391/2012). "§ehsiyyet-perdäzi-yi Zenän ve Merdän der Dästanhä-yi Revänipür". http://nasour.net/1391.02.20/738.html [20.11. 2019].