Научная статья на тему 'Eli̇ni̇n hamuruyla erkek i̇şi̇ne karişan bi̇r şai̇reni̇n, güllen Akin’in poeti̇kasi'

Eli̇ni̇n hamuruyla erkek i̇şi̇ne karişan bi̇r şai̇reni̇n, güllen Akin’in poeti̇kasi Текст научной статьи по специальности «Языкознание и литературоведение»

CC BY
117
18
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
Ключевые слова
Giilten Akın / Poetika / Kadın / Toplumcu / Ozan / Giilten Akin / Poetika / Woman / Socially Conscious / Poet

Аннотация научной статьи по языкознанию и литературоведению, автор научной работы — Elvan Yildiz

Bu çalışmada Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatımın önde gelen şairlerinden Gülten Akımın poetikası ele alınmıştır. İnceleme için Akımın düzyazılarım ve sohbetlerini topladığı "fim Düzde Kuşatmak” isimli eseri temel alınmıştır. Gülten Akın'm poetikasmı oluşturan unsurların başında şiirini, halk kültürü ve edebiyatından beslemesi gelir. Gülten Akın’m şiiri Pir Sultanların, Yunus Ermelerin, Karacaoğlanlarm izinden gider. AAın, toplumcu bir şair olması sebebiyle, şiiri bir başkaldırı olarak tanımlar. Onun şiiri, bir propaganda şiiri değildir ama kitleleri dönüştürebilecek etkiye sahip bir şiirdir. Sanatını yaşamından besleyen ama yaşamı da salt bir gerçeklik olarak şiire aktarmayan Akm, sanatı gerçeği dönüştüren büyülü bir araç olarak görür ve yaşamı bilgece bir tavırla şiire dönüştürerek devamlı yazar. Akm, Batılılaşma sebebiyle Batılı değerlerle Türk toplumunun değerlerinin kültürel farklar gözetilmeksizin bütünleştirilmesine karşıdır. Akm’a göre Batılı değerler evrenselleşme söylemi adı altında Türk toplumuna dayatılırken yapılan şey kültürel sömürüdür. Kadın şair olarak anılan Akm, şairliği ile ilgili cinsiyet sınırlandırmasına karşı çıkmakla birlikte cinsiyetinin şairliği üzerindeki belirleyici etkisini de yadsımaz. Onun şiirlerinde, toplumun her kesiminden kadının sesi vardır. Kadınca incelikler onun söylemini belirlemiştir. Kadın şair kimliği yerine, dünyadaki bütün ezilmişlere kol kanat geren hümanist şair kimliğini ön plâna çıkarır ve cinsiyetten bağımsız bir şekilde ozan olarak anılmak ister. Akm, kendi kültürel değerlerinin üzerinde yükselerek çağdaş bir şiir formu yakalamaya çalışmıştır.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.

POETICS OF GÜFTEN AKIN, A FEMALE POET WHO TRIED TO DO A MAN'S JOB

In this study, poetics of Gülten Akm who is one of the leading poets of Turkish literature of the Republican Era is discussed. Eler study named “Şiiri EKizde Kuşatmak”, collecting her proses and conversations, is used as the basis for our review. One of the most important elements that constitute Gülten Aıkın’s poetics is the cultivation of her poetry by folk culture and literature. Gülten Arkın’s poetry traces Pir Sultan, Yunus Emre and Karacaoglan. Akm defines poetry as a rebellion since she is a socially conscious poet. Hers is not a propaganda poetry but has power to transform masses. Nourishing her art with her life but refraining from reflecting life into art just as pure reality, Arkın perceives art as a magic tool which transforms reality and expresses life by translating it into poetry. Akm opposes integration of values of the West and Turkish society without paying regard to cultural distinctions as a result of misconceived Westernisation. It is cultural exploitation when Western values are imposed on Turkish society behind the discourse of universalisation. Akm who is referred as a female poet does not deny the decisive influence of her gender on her poetry although she opposes to the gender-based delimitations on her poetry. Voice of the women of every social class exists in her poems. Feminine grace identifies her discourse. Instead of being referred to as a female poet, she emphasizes that her poesy comes before her gender and she features her identity as a humanist poet by favouring all the oppressed. Akm went after contemporary poetry by rising on her own cultural values.

Текст научной работы на тему «Eli̇ni̇n hamuruyla erkek i̇şi̇ne karişan bi̇r şai̇reni̇n, güllen Akin’in poeti̇kasi»

ULUSLARARASI DIL, EDEBIYAT VE KULTUR ARASTLRMAIARI DERGISI

SHBHiaa

INTERNATIONAL JOURNAL OF LANGUAGE, LITERATURE AND CULTURE RESEARCHES

МЕЖДУНАРОДНЫЙ ЖУРНАЛ ЛИНГВИСТИЧЕСКИХ, ЛИТЕРАТУРОВЕДЧЕСКИХ И КУЛЬТУРОЛОГИЧЕСКИХ ИССЛЕДОВАНИЙ

Gilt: 1, Sayi: 1, 2018

Vol: 1, Issue: 1, 2018 Say fa - Page: 38-50

iThenticate-

JE» Professional Plagiarism Prevention

KLIN IN HAMURUYLA ERKEK I§INE KARI§AN BIR §AIRENIN,

GULTEN AKIN'IN POETIKASI

POETICS OF GULTEN AKIN, A FEMALE POET WHO TRIED TO DO A MAN'S JOB

Elvan YILDIZ*

MAKALE BILGiSi ÖZET

08.10.2018 s/ Kabul: 06.12.2018 Bu Qali§mada Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyati'nm önde gelen §airlerinden Gülten Akm'in poetikasi ele ahnmi§tir. Inceleme ifin Akin'm düzyazilanm ve sohbetlerini topladigi "Jim Düzde Kugatmak" isimli eseri temel ahnmi§tir. Gülten Akm'in poetikasmi olu§turan unsurlarm ba§mda §iirini, halk kültürü ve edebiyatmdan beslemesi gelir. Gülten Akm'in §iiri Pir Sultanlarm, Yunus Emrelerin, Karacaoglanlarm izinden gider. Акт, toplumcu bir §air olmasi sebebiyle, §iiri bir ba§kaldiri olarak tanimlar. Onun §iiri, bir propaganda §iiri degildir ama kitleleri dönü§türebilecek etkiye sahip bir §iirdir. Sanatmi ya§ammdan besleyen ama ya§ami da Salt bir ger9eklik olarak §iire aktarmayan Акт, sanati gerfegi dönü§türen büyülü bir araf olarak görür ve ya§ami bilgece bir tavirla §iire dönü^türerek devamli yazar. Акт, Batilila§ma sebebiyle Batiii degerlerle Türk toplumunun degerlerinin kültürel farklar gözetilmeksizin bütünle§tirilmesine kar§idir. Акт'a göre Batiii degerler evrenselle§me söylemi adi altinda Türk toplumuna dayatilirken yapilan §ey kültürel sömürüdür. Kadm §air olarak anilan Акт, §airligi ile ilgili cinsiyet sinirlandirmasma kar§i Qikmakla birlikte cinsiyetinin §airligi üzerindeki belirleyici etkisini de yadsimaz. Onun §iirlerinde, toplumun her kesiminden kadmin sesi vardir. Kadmca incelikler onun söylemini belirlemi§tir. Kadm §air kimligi yerine, dünyadaki bütün ezilmi§lere kol kanat geren hümanist §air kimligini ön plana ijikanr ve cinsiyetten bagimsiz bir §ekilde ozan olarak anilmak ister. Акт, kendi kültürel degerlerinin üzerinde yükselerek fagda§ bir §iir formu yakalamaya fah^mi^tir.

Anahtar Kelimeler: Gülten Akin, Poetika, Kadin, Toplumcu, Ozan.

ARTICLE INFO ABSTRACT

Received: 10.08.2018 s/ Accepted: 12.06.2018 In this study, poetics of Gülten Акт who is one of the leading poets of Turkish literature of the Republican Era is discussed. Her study named "§iiri Düzde Ku§atmak", collecting her proses and conversations, is used as the basis for our review. One of the most important elements that constitute Gülten Akin's poetics is the cultivation of her poetry by folk culture and literature. Gülten Akin's poetry traces Pir Sultan, Yunus Emre and Karacaoglan. Акт defines poetry as a rebellion since she is a socially conscious poet. Hers is not a propaganda poetry but has power to transform masses. Nourishing her art with her life but refraining from reflecting life into art just as pure reality, Акт perceives art as a magic tool which transforms reality and expresses life by translating it into poetry. Акт opposes integration of values of the West and Turkish society without paying regard to cultural distinctions as a result of misconceived Westernisation. It is cultural exploitation when Western values are imposed on Turkish society behind the discourse of universalisation. Акт who is referred as a female poet does not deny the decisive influence of her gender on her poetry although she opposes to the gender-based delimitations on her poetry. Voice of the women of every social class exists in her poems. Feminine grace identifies her discourse. Instead of being referred to as a female poet, she emphasizes that her poesy comes before her gender and she features her identity as a humanist poet by favouring all the oppressed. Акт went after contemporary poetry by rising on her own cultural values.

Keywords: Giilten Akin, Poetika, Woman, Socially Conscious, Poet.

* Doktora Ögrencisi, Ankara Yildinm ßeyazit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsti. Türk Dili ve Edebiyati Bölümü, Ankara/TÜRKtYE, E-mail: elvanedebiyat@gmail.com ORCID https://orcid.org/0000-0002-5145-1894

Extended Abstract

In this study, poetics of Giilten Akin who is one of the leading poets of Turkish literature of the Republican Era is discussed. The focus of this study is to investigate the poetic universe of Akin, who denotes that speaking on poetry is as important as writing poetry. Her work named "Siiri Diizde Ku§atmak", includes Akin's previously published writings on poetry, art and literature collected from various magazines and newspapers, is used as the basis for our review. On the other hand, her book named "Siir Ûzerine Notlar" composed of her poetry reviews reflecting on the poetic universe of poets she selected and having traces of her own poetic perspective.

As a result of the examinations, four major topics of assessment were found suitable for Giilten Akin's poetics; her opinions on art, on poetry, on her emphasis of woman in her poetry, and on Westernisation impact in art and social life. Akin thinks that art is a raison d'être and perceives art as a magic tool which presents reality after transforming it. She concludes that the main force that brings art into existence is the form. She opposes being bounded by the local m the name of nationalistic concerns as well as imitating the West m the name of progressivism.

Akin who perceives poerty mandatory for herself, seeks after the poetry in continuous reformation and considers poetry as a tool that formats societies. Akin, conceives poetry as the most challenging branch of literature and defines it as a work of passion, reflects that the passion in poetry is shaped through language and continuous expansion of the borders of language. Akin nourishes her art with folk culture and literature traces Pir Sultan, Yunus Emre and Karacaoglan. Akin prefers to be within society in order to internalise the problems of the society rather than looking down on the society from an ivory tower. Akin defines poetry as a rebellion since she is a socially conscious poet. Hers is not a propaganda poetry but has power to transform masses.

According to Akin, poetry is an act of production and it is shaped through relations of production, however dissentient position of poets may distort parallelism of this relation. Akin nourishes her art with her life but she refrains from reflecting her life into art just as pure reality. Instead, she writes her life by translating it into poetry with a wise attitude. Akin perceives poetry as a feminine thing that necessitates sensitivity and opening one's scapes to the world. She is referred as a female poet, but she does not deny the decisive influence of her gender on her poetry aithough she opposes to the gender-based delimitations on her poetry.

According to Akin, man is not disconnected from the structure of tradition that pacifies woman while modern life includes woman into social life. This causes women to experience contradictions in adaptation to modern life. Therefore, woman is in a sexual contradiction. Voices of the women of every social class are torned between tradition and modernity exists in her poems. Feminine grace identifies her discourse. However, Akin features her identity as a humanist poet, favouring all the oppressed in the world instead of her identity as a female poet, and she prefers to be referred as a poet independent of gender. Akin opposes integration of values of the West and Turkish society without paying regard to cultural distinctions as a result of misconceived Westernisation. She thinks that our tendency to renounce our cultural codes brings about a social crisis. It is cultural exploitation when Western values are imposed on Turkish society behind the discourse of universalisation. For her, individualism brought by the Western civilisation generates alienation. Given her identity as a socially conscious poet regarding to awakening a nation alienated from her roots as a duty of artists. Akin went after contemporary form of poetry by rising on her own cultural values.

Giriç

Giilten Akin'm poetikasini ana hatlanyla incelemeye çaliçtigimiz bu yazimizda Akin'in sohbetlerini ve diizyazilarim topladigi §iiri Duzde Kusatmak isimli kitabi esas alinmiçtir. Akin'in bu kitabinda, daha once çeçitii dergi ve gazetelerde §iir, sanat, edebiyat iizerine yayimlanmiç yazilarinin bir araya getirildigi gôrulmuçtur. Akin, bu eserini isimlendirirken §iirini iizerine bina ettigi halk kultiiriinden yararlanmi§ ve halk arasinda kullanilan "diizde kuçatmak" deyimini poetik yazilarinin baçligi yapmiçtir. Akin, §iir gibi anlamin siirekii çogaldigi metinlerini, diizyazi gibi anlamin daha sinirli oldugu metinlerle "diizde kuçatarak" çiirsel evreninin sinirlanni çizmeye çali§mi§tir denilebilir. Bunun diçinda Akin'in "§iir Ûzerine Notlar" isimll gerek kendi çiirini etklleyen gerekse de kendi begeni sinirlan içine giren çairlerin çiirleri ve §iir anlayiçlan iizerine yazdigi okuma notlanndan oluçan kitabi da vardir. Bu kitap daha çok ele alinan çairlerin poetik evrenini yansitmakla birlikte sinirli da

olsa Akin'm poetik yakla§iminin da izlerinin sürülebilecegi bir eser niteligindedir. Eserde Daglarca'dan Cumali'ya, Tanpinar'dan Ha§im'e 9e§itli §airlerin §iirleri üzerine derinlikli §iir okuma notlan ve bu §airlerin poetik yazilan üzerine tarti§malar mevcuttur. Akin'm düzyazilannda da §iirlerinde oldugu gibi gösteri §ten uzak bir üslüp kullandigini söyleyebiliriz. Akin, §airlerin §iir üzerine teorik zeminde yazi yazmalarinin, §iiri anlamak ve anlamlandirmak adina önemli oldugunu dü§ünmektedir: "§iiri derinden okumayi, §iir yazma kadar sevdim. §riri i9erden okuma 9abasi kimseleri pek 9ekmiyor mu, 9etin mi geliyor ki, bu alandaki ürün az" (2002:1) diyerek §iir üzerine söz söylemenin §iir yazmak kadar önemli oldugunu belirtmi§tir. Bu baglamda biz de Gülten Akin poetikasina dair yapilan okumalarin, §airin §iir evrenini anlamlandirmak adina önemli oldugunu dü§ündük.

Poetika terimi Aristo'nun müstakil eseri Poetika ile sanatsal baglamda kullanima girmi§tlr. §iir sanatini doguran iki nedenden bahseder Aristo. Birincisi insanin dogu§tan itibaren taklit etmesi ve taklit etmekten ho§lanmasi; ikincisi ise taklidin beraberinde getirdigi ögrenmeden haz almasidir (2017:24).

Türk edebiyatinda poetikalarin tarihi divan edebiyatina dayanmaktadir. Divan edebiyatinda yer alan tezkireler ba§li ba§ina birer poetika i§levi görmektedir. Orhan Okay'a göre ise;

[...jedebiyatimizda poetika terimini ilk kullanan kisi Necip Fazil Kisakürek'tir: 1946 yilinda Büyük Dogu dergisinde gikan Ideolocya Örgüsü isimli tefrika yazilarinda yer alan siir hakkindaki görusleri daha sonra Sonsuzluk Kervani, ("ile, §iirlerim adiyla gikan eserlerinin arkasinda ilave olarak yer alir ve Poetika yazisinin da esasini oliistiirur (2011: 16).

Poetika, genelde §iir sanati üzerine söylenen sözler olarak anla§ilsa da, zamanla güzel sanatlann tümü ifin kullanilan terimler arasinda yer almi§tir. Poetika olu§turmak da dünyayi yüzyillar boyu erkek egemen düzende yöneten erkeklerin i§i olmu§tur diyebiliriz. £ünkü edebiyat gibi sanatin diger kollarinda da kadinlann var olabilmesi ifin öncelikle bireysel olarak var olabilmeleri gerekiyordu. Kadinlann toplumsal hayatta var olmaya ba§lamalari edebiyat sahasinda da onlari görünür kilmaya ba§lami§tir: "Kadin yazarlann ayri bir gelenegi vardir, 9ünkü tarihte kadinlar ayni türden baskilara maruz kalmi§lardir. Bu durumda kadin yazarlann dünyayi ve ya§ami, erkeklerden farkli §ekilde algilamalari dogaldir, ama bu farklilik biyolojik bir aynmdan kaynaklanmaz" (Moran 1994: 255). Mehmet Bakir §engül'e göre cinsiyetin bir sorun olarak algilandigi toplumlarda edebiyat sahasinda kadinlara yer agilmi^tir:

Yani toplumun demokratiklesmesi, edebiyatin da demokratiklesmesi sonucunu dogiirmii.slur. Kadin hareketlerinin mücadeleyle elde ettigi kazanimlar, cinsiyetgi tutumun zayiflamasini sag/amis ve eril yapidaki gerileme, cinsiyet sorunsalinin asamah bir sekilde kadinlar lehine dönusmesine katkida hiiliinmiistur. Cinsiyet celiskisini yasamayan kadin edebiyati da cinsiyetgi söylemden uzaklasan bir tutum igine girerek eserlerini kurgiilamistir (2016: 210).

§hrde kadin söyleminin olu§masi ise ancak kadin §airlerin de kalemi ellerine almalanyla ba§lami§tir. Türk edebiyatinda Amasyali Mihri Hatun'la ba§layarak kadin §air

sayisinin erkek giriere oranla olduk9a dü§ük oldugu, bunlar arasinda kadin söylemi geli§tirebilenlerin sayisinin daha da az oldugu görülmektedir. £ogu kadin §air var olan üslüba ayak uydurarak eril dilln ta§iyicisi olmaya devam etmi§tir. Bazilan ise kimlikierini bile gizleiniger ve yazi hayatlanna erkek §air hüviyetinde devam etmi§lerdir:

Qünkü kadin, hemen her gagda ve her edebiyatta siirin öznesi degil nesnesi konumundadir. §air olunca seven konumunda karsumza gikmasini bekledigimiz kadin, muhafazakär bir toplumda ancak ve ancak ilahi aski terennüm edebilir. §iir yazan, aska diisen bir kadina iyi gözle bakilamayacagi muhakkaktir(i) Ask, 'erkeklere yakisir, aski erkekler bilir', su halde 'siir yazmak da erkeklerin isi' dir (Alkan 2007: 445).

Cumhuriyet'in ilänini takip eden yillarda, kadmin erkek kar§isinda e§it haklara sahip olmaya ba§lamasi kadin §airlerin edebiyat sahasinda kadin kimlikleriyle ve söylemleriyle var olmaya ba§lamasini saglami§tir. Kadin §airler, gelenegin kadini yazi hayatinda edilgmle§tiren tahakkümiinden siyrilmayi ve kadinsi bir varolu§un yansimalarini §iirde görünür hale getirmeyi ba§armi§lardir. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyati'nda kadin söyleminin en önemli temsilcilerinden birisi de Gülten Akin'dir.

Gülten Akin 1933 yilinda Yozgat'ta dünyaya gelmi§tir. Kendi kaleminden ya§amöyküsünü anlattigi "Ya§am Öyküsü" isimli yazisinda Yozgat'i Ankara'ya 8-10 saat mesafe 9eken bir yer olarak tanimlar (2000:178). Hayatinin ilk on yilini ge9irdigi bu 9am kokulu kentte dere kenarlarinda 9ama§ir toka9layan kadinlann arasinda büyümü§tür. Asien ta§ralidir fakat daha 90cukluk döneminde Yozgat'tan Ankara'ya ta§inmalari kentli birey kimhginin geli§mesini de saglami§tir. Annesinin babasi medrese egitimi görmü§ soylu bir ki§idir. Liseden sonra hukuk faküitesine yazilir ve hem gali^ir hem okur. 1956'da evlenir ve e§inin görevi sebebiyle Kumluca, Alucra, Geva§, Haymana, Kumru, Gerze, Saray ve Mara§'ta bulunur. Gittigi yerlerde kendisi de ögretmenlik ve avukatlik yapar (2000:178). 1956'da ilk §iir kitabi Rüzgar Saati 9ikar. Kestim Kara Saglarimi (1960), Sigda (1964), Maras 'in ve Ökke§'in Destani (1972), Agitlar ve Türküler (1976), Seyran Destani (1979), Ilahiler (1983), 42 Günün §iirleri (1986), Sevda Kalicidir (1991), Sonra ¡ste Yaslandim (1995), Sessiz Arka Bahgeler (1998), Uzak Bir Kiyida (2003), Kus Ugsa Gölge Kahr (2007), Celäliler Destani (2007)'de 9ikar.

Akin, ya§adiklanm yazan bir §airdir. Ya§ami §iire dönü§türerek devamli yazar. Dogdugu kü9ük Anadolu kenti halk §iiri zevkini ilk tattigi yerdir. Bu sebeple onun §iirlerinde se9kinci bir aydinin degil halkinin sorunlariyla hemhäl olmu§ bir kadinin ve bir annenin, daha genel baglamda ise hümanist bir insanin sesini duymak her daim mümkündür.

Gülten Akin'in Türk Edebiyati'nda kadin söylemi denildiginde ilk akla gelen isimlerden birisi olmasinin sebebi, bir kadin olarak bizzat kendi ya§am mücadelesinden de yola 9ikarak kendini ve tüm kadinlari §iirlerinde anlatmi§ olmasidir. Böylelikle biz onun §iirlerinde toplumun ge§itli siniflanndan kadinlarin sesini duyanz. Akin bir kadin olarak kadin mücadelesinin i9inden bize seslenmekte, kadinsi hassasiyeti birinci agizdan okuyucusuna ula§tirmaktadir. Belki bir erkek §air de kadmlari anlatabilirdi ama anneleri, ancak "Anneler olmasa kim kimi severdi/ Sakli tuttun o insani insana baglayan güvenci" (Akin 2016: 106) diyen be§ 90cuk annesi bir kadin bu denli gü9lü anlatabilirdi. Biz onun §iirlerinde bir kadinin, bir annenin daha da ötesi hümanist bir insanin sesini duyanz. Anne Gülten Akin, kollanni

bütün dünyadaki yoksullara, eziImitiere, «jocuklara, ya§lilara ve kadinlara "Nergisten ben sorumluyum, i§gindan ve 90cuklardan / Yanli§ mi belledim, insan sorumluluktur" (Akin 2016: 39) ifädesiyle a9ar.

Akin §iirini izleklerine göre Ü9e ayinr. Ilk Ü9 kitabi Kestim Kara Saglanmi, Rüzgär Saati ve Sigda'da bireysel temalar i§lenirken daha sonraki eserlerinde toplumsal temalar agirlik kazanmi§tir (2000: 175). Yaptigimiz okumalar neticesinde Gülten Akin poetikasini birka9 ba§lik altinda degerlendirdik.

1-Gülten Akin'in Sanat Konusunda Görd§leri

Akin sanatin ontolojik yönüne ili§kin dü§üncelerini Alman dü§ünür Ernst Fischer'in: "Sanat bir büyüyse insan da ta ba§langicindan beri bir büyücüdür aslinda. Magara resimleri yaparak dogaya üstünlük kuran insan bir büyücüdür, sanat bir büyüdür, magara ise büyülü" (2016: 36) söylemine benzer §ekilde ifade etmi§tir. Akin'a göre insan dogayi ve ya§ami sürekli degi§tirmekte ve bu süre9te kendisi de degi§mektedir. Bu süregenlik i9inde insan varolu§sal sorgulamalannda kefenin kendinden yana olan kismma bir agirlik koyma geregi duymu§ ve sanati bir agirlik olarak kefenin kendisinden yana olan kismina yerle§tirmi§tir (2000: 11). insan dünyadaki varolu§ serüvenine sanatla anlam yüklemi§tir. Bu sayede varolu§un temel sorulanna bir nebze de olsa cevap bulabilmi§ kendisini dünya üzerinde konumlandirabilmi§tir:

Yasadigi magarayi geyik resimleriyle donatan kisi, bir yandan geyigi avladigini, ona egemen oldugunu helirtmis, öte yandan yeni avlar igin kendine güg katacak bir kügük görüntü, sürekli kullanilan deyimiyle, bir büyü saglamis oluyordu... Bizim yegledigimiz sanat, dünyayi emegiyle degistirenlerin onsuz edemeyecegi sanattir. Yegledigimiz sanatgi ise "dusimcesi tipki bir pusula ibresi gibi, hep halkin gikarlari yönüne dönendir (Akin 2000: 11).

Sanat eserinde ger9ek9ilik konusunda "Sanat, ne nesnel ger9ekligin kendisidir ne de olmasi gerekendir. Sanat, nesnel ger9egin sanat9inin anlagindaki önbilgi, bilin9 birikimiyle kar§ila§ip bütünlenmesiyle olu§ur. Bu yeni bütün, olani da, olmasi gerekeni de bagnnda ta§ir" (Akin 2000: 15) ifädesiyle sanat eserinde salt bir ger9egin yer alamayacagini, sanatin özü itibariyle bir dönü§türme araci oldugunu vurgulamaktadir. Fakat Akin, sanatin ya§amdan 9iktigi ger9egini de yadsimaz. Akin'a göre sanat ya§amdan ilham alir ama insan onu estetik olarak dönü§türür ve sanatsal evreni olu§turur. №9 ku§ku yok ki sanat bir toplumsal üründür. Sanat yapma süreci, konu se9iminden, ya§ama yeniden katilima kadar ge9en bir süre9tir. Bu sürecin yogun bir bölümü insan anlaginda ge9er (2000: 23). Akin "insan anlagi"nda ge9en bu süreci bilgece bir tavirla estetize ederek §lir sanatina aktarm i§tir.

Sanat eserinin ulusalligi ve evrenseiligi konusunda ise Akin ilericilik adi altmda yapilan taklit?ilige kar§i 9ikar. Evrensel olmak adina Bati sanatinin kur-tak §eklinde aynen takip edilmesinin sanatin özünde yer alan özgünlügü yok ettigini vurgulamaktadir. Akm'in bu konudaki görü§leri Mülkiye yilianndan simf arkada§i Sezai Karako9'un: "Bati'yi ve Dogu'yu bilmek, dogru algilamak ve yorumlamak önemlidir. Bati'yi ve Dogu'yu dogru bilmek insanin kendini bilmesi ve varolu§unu dogru yorumlayabilmesi anlamma gelmektedir. Bati ve Dogu birbirinden 90k farklidir. Bu sebeple bu iki kültürü birbirine dönü§türmek dogru degildir ve

gerekli de degildir" (aktaran Ba§ 2008: 23) görii§lerine benzerdir. Акт, Bati'yi taklit etmek yerine kendi kültürümüzü, kendi öziimiizii koruma gerekliligine inanmaktadir. Ayni zamanda kendi kültürümiiz içindeki "gerici ögelerle" de sürekli bir savaçim içinde olmamiz gerektigini vurgular:

Türkiye aydin kesimine, féodal bir kültüre karsi savas verirken, görünü§te ileri Bati kültürüne, sanatina yaslanmak kolay geldi. Kur-tak sanayi, kur-tak kültür el ele bugünlere dek sürüp gelmislir ama, bir seyi eksik kalmistir hep. O sey ÖZÜ'dür isin. Yani KENDl KÜLTÜRÜMÜZ, KENDl SANATIMIZ... Kendi gelenegimizi çaresiz kapitalizm öncesi kültür içinden ilerici ögeleri seçmeyle oluçturacagiz. Gerici ögelere sürekli karsi çikacagiz... Bir yandan kendimizi kurarken, öte yandan gericilige karsi ikili bir savas im verecegiz. îçerden yeçertilmeye cali sana ve disaridan dayatilana... Her ilerici kültür ve sanat, kendi gelenegi üstüne kendi ulusal özellikleriyle kurulur (2000:29).

Akin'in gerici ögeler olarak gördiigii §ey sanatin tamamen kendi içine kapanmasi ve evrensellikle bagini koparmasidir. Evrenseilik adi altinda di ça bagimliliga ne kadar karçiysa yereilik adi altinda da kendi kabuguna çekilerek dünya ile baglari koparmaya o kadar karçidir. Akin, sanatin di§ diinyayla baglarini koparmamasi gerektigini ama kendi kökleri üzerinde §ekilienmeyi de ihmâl etmemesi gerektigini belirtir.

Akin, sanatta öz ve biçim konusunda biçemin, Osmanlica adiyla üslúbun sanat eserinin göriinür kismi oldugunu ifade eder. Biçem sanatçinm esere yansiyan tavndir ve anlam biçemle çekillenir. Eagleton'a göre de biçim içerigin sadece bir yansimasi degil aym zamanda onun oluçturucusudur. Biçimsel özelliklerden herhangi birini degiçtirmek anlami degiçtirmektir (2015: 106). Biçem sanatçiyi var eden çeydir, bu sebeple özgün bir biçem sanat eserinin ilk §arti olarak karçimizda durmaktadir. Akin'a göre sanatta önemli oían biçem dir öz biçemle ortaya çikabilir ancak. Degiçen öze karçi sanatçi biçemiyle bir var olu§ yakalayabilir (2000: 13).

2-Gülten Akin'in Çiir Hakkindaki Gôrûçleri

"§iir bizim eski suç ortagimiz/Biz ne içledikse onunla içledik" (2016: 233) ifadesiyle çiirin, bireysel olarak kendi var olu§ sürecinde nasil bir roi oynadigini aktaran Akin, "Günlerce aylarca çlirden kaçtim/Gûmiiç tilkim mavi sincabimdi kovaladi beni/ Içigi önüme dliçtli yansidi balkidi/Dokundu okçadi, ayagimi çeldi yolumu gözledi" (2016:14) ifadesiyle de çiirin kendisi için §air yaratiliçinin tezahüríi olmasi bakimindan kaçinilmaz bir mecburiyet oldugunu aktarmaktadir. Akin çiiri biçimsel olarak daima kendini yenileyen bir tür olarak görür. Akin "ínce §eylere Yolculuk" isimli sôyleçisinde kirk iiç yildir §ilr yayimlayan bir ozan oldugunu, bu uzun sûre içinde destanlar hariç kalmak kaydiyla her çi i ri ni n bir öncekine göre biçemiyle ve diliyle yeni oldugunu, bir öncesinin uzantisi olmadigmi ifade eder (2000: 175).

Giindelik dilln imkânlarini ve sanatsal terimleri yan yana ama egreti durmayacak çekilde kulianmak Akin'in düz yazilannin karakteristigidir diyebiliriz. Nitekim kendi deyimiyle "edebiyatin en zor dali" olan çiiri tanimlarken kullandigi yerel soyleyiç özeilikleri bu kullanimi örneklemesi açisindan önemlidir. Giindelik dilin haricinde anneligin ve

kadinligin dili de çiirin kuramsal olarak tartiçildigi bu metinlere girer. §iiri "içtahsiz bir çocuga" benzeten Akin'in çiirlerinde ve düz yazilannda diçil bir söylem boy gösterir:

§iir edebiyatin en zor dalidir. "Herkes kasik yapar ama sapini dogru getiremez. " denir

Anadolu 'da. §iir, sapinin dogru gelip gelmedigi en çabuk görülen kasiktir. Bal gibidir

de. Hile kaldirmaz gözünü sevdigim. §iir gerçekten zordur. ¡stahsiz çocuk gibidir.

Çildirtir adami. Bin bir gereç bulursunuz, ne kadar azini kullanirsiniz. Roman olsun

derseniz, çogunu kullanacaksiniz. Roman seçerek çogaltir, siir seçerek azaltir (Akin

2000: 154).

Akin için çiir öncelikle bir tutku içidir. "§iir kiskançtir. Baçka ugraçlann ondan zaman ve ilgi çalmasina küser" (Akin 2002: 1) diyen Akin'a göre ozan tutkuyu dil araciligiyla düzenleyerek veren kiçidir. §air bir avci gibi hem keskin bir niçanci olacak hem de avina karçi içten içe bir merhamet duyacaktir. §nr tutku içinde bir avdir. Ozan dünyayi ayiklayip yeniden düzenledigi gibi, dili de düzenleyendir (Акт 2000: 17). Ozan sözcükleri düzenlerken anlami da yadsimamalidir: "§iirdeki estetik yapi Haçim'in dedigi gibi, sözcüklerin dizedeki yerleri, öteki sözcüklerle iliçkilerinden ortaya çikan tatli, gizli, uçan... olmakla birlikte, anlamm anbean kovalandigi, geliçtirildigi, gereci açtigi bir yapidir. Yoksa anlamin kûçûmsendigi, sözcüklerin önemsiz sayildigi bir yapi degil" (Akin 2002: 117). Ozan, dili, sinirlari ve kaliplari sürekli bozup degiçtiren; yeniden kuran kiçidir (Akin 2002: 182).

Akin'a göre §iir yazma bir üretim eylemidir; ozan ise bir tür üretimcidir. Peki ürün metalaçmadan nasil var olabilir? "§iir üretim iliçkileri içinde dogmuç, sürmü§, bu iliçkilerin degiçtigi dönemlerde §i ir-meta iliçkileri de degiçim geçirmiçtir" (2000: 25). §iir üretim iliçkilerine paralel bir görünüm sergilese de çairlerin muhalif duruçlan üretim iliçkilerini ters yüz edebilecek güce her zaman sahip olmuçtur. Bu sebeple §iir hiçbir zaman egemen gûçlerin boyundurugu altina girmemiçtir (2000: 26).

Akin'in çiirlerinin kendi yaçamindan beslenmesine örnek olarak "Maraç'in ve Ôkkeç'in Destani" verilebilir. §air, "Maraç'in ve Ôkkeç'in Destani"ni Maraç'ta görevliyken yazar. Kurtuluç Savaçi'nin izlerini taçiyan Maraç'ta yaçaini çiire dönü§türür. Mara§ henüz bu izlerin tazeligini koruyan bir mekândir. Bol bol gezip derlemeler yaptiktan sonra bir destan dili yaratir. Destan çeklini seçmesi noktasinda da özün (Mara§ Direniçi) kendi biçimini belirlemesi etkili olmuçtur denilebilir. "Maraç'in ve Ôkkeç'in Destani" Akin'in toplumcu bir §air olmasinin ürünüdür. Yaçadigi toplumu derinden etkileyen, olaylara kayitsiz kalamayan Akin çi i rinde yerel dilin imkânlanni kullanmiçtir (2000: 31).

Akin, toplumcu §air olmanin §iiri sloganlara bogmak olmadigini söyleyerek, toplumcu çiirin oluçum sürecini, insanin kendinden yola çikarak baçkalariyla bag kurmasi olarak ifade eder. O yüzden §aire göre toplumcu çiirin hasi azdir. Böyle bir çilre ulaçmak korkuluksuz köprüde yürümek gibidir. ínsanin benden vaz geçerek bizi anlatmasi zordur. Bireyden yola çikip halka baglanmayan bir §ilr faydasizdir ve sirf seçkincilerin ugra§ alanidir (2000: 41).

Akin için §iir, toplumsal uyaniça giden yolda bir merhaledir. Bu sebeple "Genel olarak sanatçi, özel olarak ozan, yaçaini yeniden düzenleme geregi duyar. О yüzden çiir ne torde yazilmiç olursa olsun bir ba$kaldindir. Usla karçi çikiçtir" (2000: 113) diyerek §iiri bir "baçkaldin" olarak nitelendirir. Akin, çiirin devlet yöneticileri tarafindan dönemsel ihtiyaçlara

£ilt / "Volume: 1, „$njji / ^ssue: 1, 2018

göre gündelik siyaset malzemesi hâline getirilmesinin kökeninde §iirin toplumu uyarmak gibi bir misyona sahip olmasini görür:

§iir bireysel olsun, toplumsal içerikli olsun, gerçegi begenmeyen, bozup dagitarak yeniden kurandir. §iir için egemen çevrenin olumsuz tavri iste, buralardan kaynaklanir. Devletlûlar huylanirlar, tedirgin olurlar. Lânetlenen bu seyle çok ilgilenirler. Kimi dönemler olur, ozan cezalandirilir. Kimi dönemlerde ise düzenin içine alinmaya cal is ihr lar (2000: 118).

Akin, Modern Türk §iiri'nin halk çi i rinden beslenmesi gerektigini dü§ünmektedir. Fakat bunu yaparken halk §iirini aynen taklit etmekten kaçinmak gerektigini de vurgular. Akin'in biçimsel olarak tutucu olmayan bir §nr anlayiçi vardir. Akin'a göre öz biçimi yaratir, bu sebeple dinamik bir öze karçi duragan bir biçim anlayiçinm §iiri öldürecegini söyler: "Halk yazminin bugüne kaynaklik etmesi, halk §iirinin benzeri §iir yazmak demek degildir [...] Bu yazmin iyice bilinip, gerici özlerden ayiklanmasi, özenle seçilmesi gerekir" (2000: 39).

Akin "Yoz §iirden Diri §iire" isimli yazisinda, divan çiirinin saray §iiri oldugunu ve bu sebeple gelecege ait bir umut banndirmadigini vurgulamaktadir. Biçimsel olarak beili kaliplar içinde sikiçan divan §iiri, degiçen öze kayitsiz kalmasi sebebiyle dönemini kapatmiçtir. Buna karçilik halk §iiri, halkin içinde yeçerdigi için varligini sürdürmü§tür. Kaynagini halktan alan edebî üriin devamliligi olan edebî üründiir Akin'a göre: "Dönüp dönüp yineliyoruz: §nr yaçamin içinde yeçerir, gelenekten seçip aldigiyla temellenir. Yaçamdan ve gelenekten alinan, ozanin birikimiyle çakiçirsa, olur. Karçiliksiz §nr, karçiliksiz çek gibidir. Sahteligi er geç ortaya çikar" (2000: 54).

Akin, Cumhuriyet dönemi çiirini ise Bati'dan temellenmi§ olarak görür. Türkiye halkinm yönünün Bati'ya döndürülmesi, kendi öz kültürüne sirt çevirmesi olarak algilanmiç; bu da yanliç bir entelektüalizme sebep olarak halkla çiirin iletiçimini tamamen koparmiçtir. Akin, çagdaçi "íkinci Yeni" çairlerinin, rotasi Bati'ya çevrilmiç çiir anlayiçlarindan, çiirini kendi kültürel ikliminden beslemesi yönüyle ayn dü§mü§tür. Onun çiiri "íkinci Yeni"nin halktan kopuk kentli aydin buhranlarinin uzagindadir. Akin "Sanat, sanat içindir" diyerek seçkinci bir tavir takinanlari eleçtirir. Ortaklaça duyarlilikiari pekiçtirmek yerine yoz bir bireyciligi körükleyenlere karçidir:

"Íkinci Yeni" filan diye adlandirilan dönemde, Batí kökenli kökensiz siir altin çagini y asad i. Bu temellenme de ister istemez biçimde, biçemde kaldi. Bati'nin tarihinden toplumsal ve ekonomik yasam mdan yeseren kendi siiri, bireyci de olsa, toplumcu da olsa, özü biçimine uygun, kendi kurallari içinde tikir tikir islerken, bizimkinde, igreti imge süsleriyle, ancak yapay biçem olabildi. Yasam biçimindeki farklilik, konularin özlesmesine olanak tanimadi. Biçim, azgin atlar gibi aldi bas im gitti taa anlamsizliga kadar (2000: 54).

Akin'a göre özünü halktan alip kendi dilini ve biçemini oluçturan ozan degerlidir. Öbür türlüsü çiirsel baglamda egreti durmaktadir. Kökü halk edebiyatinda ama ba§i yukarida olan yani çaginin gereklerini yakalayabilen edebiyat degerlidir. Halk edebiyati ürünlerinden beslenen ama onu a§an bir edebiyat anlayiçinm ayaklan yere saglam basacaktir:

£ilt / "Volume: 1, „$njji / ^ssue: 1, 2018

Ozan ahr özünii halktan, seger dilini bigemini, aldigim nitelikge yiikseltir, degistirir. Ama bu degistirme halkin kendini degistirme hizina da uygun, yak I as ik olmalidir...[...]Bu konuda benim özel bir durumum var. Qocuklugum bir kügük kentte, halk dilimizin cesitli renklerle kullanildigi esraf halk iliskisi iginde gecmistir. Pir Sultan'/, Ruhsati 'yi, Dadaloglu 'nu, Karacaoglan'/ segip ayiklayarak söyleyen halka, bu gelenek dogrultusunda ama onu asan ürünler verecegiz (2000: 60-61).

Kentsoylulann halkin konu§ma dilinden kopuk yapay dili Akin ifin muteber bir dil degildir. Akin, dogup büyüdügü Yozgat ve 9evresinde olu§an gelenehlerin dilinden beslenmi§ ve bu dili §iirine yansitmi§tir:

Büyük kidikta... derdi dedem. Kolera geldiginde... derdi ninem. Birinci dünya savast bittiginde, der babam. Ekin yeserdiginde, elma kizardiginda, gün agardiginda, aksamiistii, tan alacasinda, anam öldügünde, mapustan giktigimda, evlendigimde, oglum dogdugunda... tki tiir somutlama var. Görüyoruz. Biri kentsoylunun somutlamasi, biri ötekilerin, gogunlugun. Can gözünüzle bakin, hangisi hayatin iginde, iiretim iliskilerinden kopmami§? Hangisi hayatayabancila§mi§? (Akin 2000: 84).

Akin, zamani somutlarken halk dilinin imkanlarini kuilanarak kentli modern insanin somutlamasindan farkh bir §ekilde i<;inde ya§adigi toplumun zamanla ilgili adlandirmalarini kuilanmi§tir. "§air Ana" kimliginin kabul görmesinin nedenlerinden biri de onun toplumcu §air kimllgiyle ko§ut bir §ekilde halk kültürüne tepeden bakmayan bir tutum geli§tirmesidir diyebiliriz.

3-Gülten Akin'in §iirlerinde Yer Alan Kadin Vurgusu Hakkindaki Görü^leri

Gülten Akin'a kimligini veren belki de en önemli §ey, §iirlerinin her bir misraina a<;ik ya da gizlice yerle§tirdigi kadin mücadelesidir. O, örselenmek, sindirilmek, kimliksizle§tirilmek ve sonunda ataerkil düzenin buyurdugu §ekilde erkeginin istedigi dogrultuda hareket etmek zorunda birakilan kadmin §iirmi yazmi§tir. Peri§an bir melek gibi ya§ayip, ölen; hayattan 90k alacagi olan ve buna ragmen Tanrisina sitemkär bile olmayan; kapanip rahimlerme sirlanyla oynayan; evle perdelenen kadinlarin dünyasini yansitmayi ama9lamaktadir (Akin 2016: 97, 73, 142).

Akin, Ece Temelkuran'la yaptigi, 7 Arahk 1995 tarihli Cumhuriyet Kitap ekinde yer alan bir söyle§ide "belki ya§ama bi9imlerimiz, kadin olmak degil §iirin nedeni. Ama §iir, biraz di§ii bir §ey. Duyarlilik isteyen, duyargalanni dünyaya a9mayi gerektiren bir §ey. Erkeklerin de, kadinlara en yakin olanlari §iir yazar, duyarli olanlar, ince olanlar" (1995: 4) ifadesiyle §iirde cinsiyet konusundaki görü§lerini agiklaini^tir. §iir yazmanin "kadinsi" yönüne dikkat 9ekmi§tir: "Ben i§i ciddiye Ilk alanim ülkemizde, bu dogru. Ama ben olmasam ba§kasi olacakti. Elimizin hamuruyla erkek i§ine kan§iyoruz artik" (Akin 2000: 154) ifadesiyle de erii söyleme kar§i göndermeler yapmi§ ve di§ii bir söylemin ipu9lanni vermi§tir.

Akin'a göre modern ya§am kadini sosyal hayata katarken erkek, gelenegin kadini pasifle§tiren yapisiyla baglanni koparmami§tir. Bu durum da, kadinin modern ya§ama uyum saglama konusunda geli^kiler ya§amasina sebep olmu§tur. Bu sebeple kadin bir geli§kinin i9indedir. Toplum i9inde her zaman ikinci simf varlik muamelesi gören kadin Cumhuriyet'le

birlikte e§it haklar konusunda önemli bir mesafe kat etmi§tir fakat erkegin gali^tigi i§lerde 9ali§an kadm ifin en büyiik problem evde eski düzenin sürmesidir:

("agdas kadin, kadinlik durumunu bir alinyazisi olarak bellemeyendir. Bu yüzden yasagi, baskiyi daha gok duyar özünde. Bunalimlar, mutsuzluklar daha gok onun igindir. Ülkemizde ise, Cumhuriyet'in kadin yanina koydugu agirlik, cinsler arasi dengesizligi büyük ölgüde düzeltince yazarlik, ozanlik kadinin ugraslan igine girdi. Türkiyeli kadinin ya§ami Atatürk'le degisti. Kadin, erkek kadar cahsiyor disarda, belki daha gok Evinde ise eski düzen sürüyor yine. Sömürünün katmerlenmesi bllincin yükselmesine de yol aginca tedirginlik, kargasa bazi temelleri sarsmaya has lach. Zorlanacaktir öteki eins, egitilecektir de bir yandan (2000: 66).

Bir kadm olarak Akin, §iirinin temeline "ince §eyleri" anlamayi yerle§tirir. £agin giderek daha 90k hizlanmasi ve nüfusun artmasi bir9ok inceligin de farkma varmadan ya§amdan 9ikmasina sebep olmaktadir: "Ah, kimselerin vakti yok/Durup ince §eyleri anlamaya/Kalin fir9alarini kullanarak ge9iyorlar/Evler 9ocuklar mezarlar 9izerek dünyaya/Yitenler oldugu görülüyor bir türküyü a9tilar mi/ Bakip kapatiyorlar/Geceye giriyor türküler ve ince §eyler" (Akin 2016: 116) ifadesiyle okuruna inceliklerle örülü bir diinyanin anahtarini vermektedir.

Akin, §ririnde lirik bir yönelimle, biiyülii bir ya§am kar§isinda §a§kinlik i9inde olan bir insanin duygularini aktarmi§tir. Co§kusunu aktaramadigi yerde ise yürek 9arpintilan i9inde kalmi§tir. Bir kadm olarak sinirlanmi§ bir hayati, geni§ bir cezaevini §iirle a§mi§tir:

Diis/er/e, imgelerle beslenen, ask dolu bir yapim var. Hep cosku iginde oldum. Coskimm, siir yazmadigim zamanlar dünyaya aktaramadigim igin hep garpintili bir yürekle yasadim... Biz susmaya, sakin durmaya, coskuyu belli etmemeye egitildik Özellikle benim yasimdakiler ve kadinlar. Ask dolu, coskular iginde ufacik bir kadin ama o ayni zamanda dengeli, tatarli, kuralli olmaya cahsiyor, gogu kez de hasariyor. I§te size sürekli gerilim[...] (2000: 125).

Akin her ne kadar §iirlerine kadin duyarliliginin häkim oldugunu söylese de §iirlerini daha derinde yönlendiren §eyin ozanlik oldugunu söylemeyi de ihmal etmez. Bu uyari, cinsiyet sinirlamasinin, Akin'in tüm msanligi kucaklayan ozanliginin önüne ge9memesi ifin yapilmi§tir:

Ben, erkek isi diye nitelenen, kadinlarin yapamayacagi kanisi yayginlastirilmis bir isi, siir yazma isini yasamimm ana gizgisine yeiiesiirip bunu kirk iic yildir sürdüren bir kadinim. §iirlerimde kadinlik durumu da bir izlek olarak islendi. Genel insani durumu göz ardi edilmeden. Bir seye gok dikkat etmek gerektigini diisiiniiyorum: §u cinsten, bu milliyetten, öteki siniftan olabllirsiniz. Ama siir yazarken yönlendirici olan, ozanliginizdir (2000: 125).

Akin bir kadin olarak dünyayi yorumlar ama bir ozan olarak yorumlamalarini §iire döker. Kadinligini da kapsayan §ey ozanhgi, ozanligini da kapsayan §ey bilgeligidir (Öztun9 2016: 91).

4- Gülten Akin'm Sanata ve Toplumsal Hayata Bati Tesiri Hakkindaki Görü§leri

Akin, Tanzimat'tan itibaren ülkemizin yönüniin Bati'ya dönmesi baglaminda yanli§ bir anlayi§ geli§tigi konusunda, dünya görü§leri birbirinden farkli olmasina ragmen gagda^i Sezai Karako9'la benzer fikirler i9indedir. Karako9: "Dogu kadim olani birdenbire terk etmek gibi bir yanli§ligin ve basitligin kurbani oldugu gibi, yeninin kar§isinda da dogru bir konum belirleyememi§; Bati medeniyeti ile ili§kisinde yeninin de hakkini verememi§tir" (2011: 33) derken Akin da benzer §ekilde yönümüzü Bati'ya dönerken kültürel kodlarimizdan vazge9me egilimi göstermemizin toplumsal bir buhrana sebep oldugunu dü§ünmektedir. Bati medeniyetinin kapitalist anlayi§i örnek alinarak Türk toplumunun yapisiyla uyu§mayan bireycilik toplumsal yapiya enjekte edilmeye gali§ilmi§tir:

"Halk aydina yakinlik duymuyor"; "Halk aydini anlamvyor, kitaplarimiz satilmiyor, tletisim kurulamiyor." Kurulamaz ki gözüm. Getirdin Bati kökenli bir bireyciligi istanbul'a, Ankara'ya, Izmir'e. Nedensiz, temelsiz. Doldurdun bigemine, bigimine. O getirdiginin temelindeki kdr ve rant düzenini görmek istemedin ya da göremedin. Incelik mi? Bunun, senin tastytp getirdigin bireycilikte olmadigi goktan anlastldt. Halk yüzyillarca, nesi varsapaylasma inceligini sürdürdüyakin günlere dek (2000: 87).

Bati medeniyetinin beraberinde getirdigi bireycilik yabancila§mayi dogurmu§tur. Kendi köklerine yabancila§an bir milieti uyandirma görevini ise Akin, toplumcu §air kimligiyle sanat9ilara verir. Akin, fildi§i kulesinden ya§ami izlemek yerine toplumun i9inde ve onun sorunlariyla hemhäl olmayi segmi^tir:

Yahanctlasma, ekonomik özü tekelci kapitalizm olan yayilmacilik döneminde, özeilikle son dönemde ve ülkemiz gibi geri hiraktirtlmis ülkelerde, Marks 'in elestirdigi dönemden gok karmastk, daha yaygin bigimde gündemdedir. Her gün bir parga daha yahanctlasmaya kaptirirken bir yerlerimizi, ate yanimizla karst koyabilmeliyiz. Sanatgi olmak, sorumsuz olmak degildir. Bu böyle biline (2000: 49).

Gülten Akin'in Bati ile temas konusunda kar§i 9iktigi en önemli noktalardan birisi de kültürel sömürünün evrenseilik ba§ligi altinda yapiliyor olu§udur. Özeilikle Bati müzigi dayatmaciligi kar§isinda tepkilidir. £agda§la§manm Bati kültürünü aynen getirip uygulamakla degil kendi kadim degerlerimiz üzerinde temellendirilerek ba§anya ula§acagini dü§ünmektedir:

Bati müzigine halkimizi ahstirmak, begenisini onunla inceltmek gibi yilce diisiinceler evvel eski vardir segkinci kafalarda. Beethoven üzerinde özeilikle duruluyor simdilerde. Iyi de Beethoven'i gecekonduda nereye oturtacaksiniz? Halkin yasamtnda neyin karsthgi olup, nereye yerlesecek, bunu söylemiyorsunuz. Ama Pir Sultan, dendiginde itiraziniz var! Evrenseilik adina yapiyorsunuz bunlari da. Evrenseilik dendi mi hep getirme, hep dayatma (2000: 129-130).

Akin'a göre Türk Edebiyati ifin en büyük handikap, Türk Edebiyati'nin Cumhuriyet'le birlikte devrini kapatmi§ olan eski edebiyatin yükünden kurtulmaya gali§irken gelenekle olan baglarim tamamen koparmasidir:

Divan siiri olsun, halk siiri olsun, kendi kaliplari iginde, kendi dönemlerinin yasam izdiisiimiinii tastyorlardi. Güne yanit veremezlerdi. Cumhuriyet'e degin agir agir bozulan kaliplar, Cumhuriyet'le birlikte kirildi. Bu olumlu bir durumdu. Buradayapilan

yanhshk suydu: Kaliplarin kirilmasiyla birlikte gelenegimiz yok sayildi. Gelenekte var

iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.

olanimmi yok sayip batidan temellenmeye cahstik (2000: 147).

£agda§la§ma ¡«¿in gerekli görülen bu yakla§im sonucunda, edebiyatin da Bati'dan temeilenmeye ba§lamasi, yabanci bir küitürün Türk insani üzerindeki tahakkümünün artmasina sebep olmu§tur. Akin'a göre Bati temeili §iir kar§iligini halkin ya§antisinda bulamadigi i9in yapay bir düzlemde kalmi§tir.

Sonu?

Gülten Akin poetikasiyla ilgili yaptigimiz okumalar sonucunda Akin'in her zaman igin ya§adigmi yazan §air kimligini ön plana koydugu görülmü§tür. Bir kadin, bir anne ve daha temelde hümanist bir insan olarak tecrübelerden süzülmü§ §iirin pe§inde olmu§tur.

§iirini besleyen kaynaklarin ba§inda halk kültürü ve halk edebiyati gelir. Kendi degerleri ve sanati üzerinde yükselmek, bu yükseli§ esnasinda da 9agda§ bir §iir kurabilmek Akin ifin önemlidir. Bu sebeple i9ine dogdugu halk kültürü ve sanati Akin'i §ekiliendirmi§tir diyebiliriz.

Akin, toplumcu §iir baglaminda §iiri bir "ba§kaldin" olarak tanimlamaktadir. Fildi§i kulesinde bireysel duyarliliklanyla me§gul olan §air en 90k ele§tirdigi sanatkärlar arasindadir. §nrini ya§amindan besleyen ve yine ya§ama döndüren Akin, §hrin toplumsal olarak dönü§türme kuvvetine inanir. Onun §iiri halkindan uzak bir noktada degil evde, sokakta, toplumsal hak ve cinsiyet mücadelesinin tarn ortasindadir.

Gülten Akin'in §iirlerinde bir izlek olarak i§ledigi kadinlik durumlari, söylemini de bu noktaya gekmi§tir diyebiliriz. Gülten Akin'in §iirlermde yer alan ge^ith simflara ait kadinlarin ortak paydasi mutsuzluklandir. ^ünkü bu kadmlar kendilerini bir birey olarak bu toplumda gergekl e§ti rem emi §1 erdi r. Hep ba§kalannin simrlariyla gergevelenmi§lerdir: babalarin, kocalarin, erkek karde§lerin ve 9evrelerindeki diger erkekierin... Kadinlik ve annelik Akin'in §iirlerinde dünyadaki tüm ezilmi§leri yüreginde duyumsamasini saglayan bir ara9tir. Akin cinsiyetten bagimsiz önce ozan olarak var oldugunu söyler.

Cumhuriyet sonrasi yönünü Bati'ya dönen Türkiye hakkinda da kaygilan vardir §airin. £ünkü Bati medeniyetine ait degerler dizgesi kendi degerlerimiz hi9e sayilarak bu ülke insanlarina benimsetilmeye gali§ilmaktadir. Bu da büyük bir bunalima ve yabancila§maya sebep olmaktadir. Dogru olanin Bati'nin ilerici unsurlanndan faydalanmak oldugunu söyleyen Akin, kendi kültür kodlarimizdan da vazge9mememiz gerektigini vurgular. Edebiyatta da Cumhuriyet sonrasinda görülen Bati hayranligindan bahseden Akin, Türk Edebiyati'nin Yunus Emrelerm, Pir Sultanlann, Karacaoglanlann izinde yürüyerek asil kimligini kazanacagini söyler.

Son söz olarak, Akin'in toplumcu kadin §air oldugunu ve §iirinin özünü kendi köklerinden aldigi ilhamla olu§turarak modern formlar kapsaminda §ekiliendirdigini söyleyebiliriz.

Kaynak^a

Akin, G. (1995). "§iir=a§k, yani her §ey". Söyle§iyi yapan: Ece Temelkuran. Cumhuriyet Kitap (Aralik): 4-5.

Akin, G. (2000). §iiri Düzde Ku§atmak. istanbul: YKY.

Akin, G. (2002). §iir Üzerine Notlar. istanbul: YKY.

Akin, G. (2004). UzakBirKiyida. istanbul: YKY.

Akin, G. (2016). Kirmizi Karanfil. istanbul: YKY.

Aristo (2017). Poetika. istanbul: Can Yayinlan.

Ba§, M. K. (2015). I)irHis 'in Yapitaslari. istanbul: Lim Yaymlari.

Eagleton, T. (2015). §iir Nasil Okunur? istanbul: Ayrinti Yayinlan

Fischer, E. (2010). Sanatin Gerekliligi. istanbul: Payel Yayinlan.

ispirli, S. A. (2007). "Osmanli Kadinimn §iiri". Turkish Studies. (2): 445-454.

Karako9, S. (2011). ¡nsanhgin Dirilisi. istanbul: Dirili§ Yayinlan.

Moran, B. (1994). EdebiyatKuramlari ve Ele§tiri. istanbul: ileti§im Yaymlari.

Okay, M. O. (2011). Poetika Dersleri. istanbul: Dergäh Yay.

Öztun9, M. (2016). "Gülten Akin ve §iiri". Türk Dili Dergisi (769): 83-91.

§engül, M. B. (2016). "Kadin Edebiyati: Bir Varolu§ Mücadelesi". The Journal of Academic Social Science Studies. 44 (II): 203-211.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.