Научная статья на тему 'SULTAN II. MURAD’A HEDİYE EDİLEN FARSÇA BİR ESER: TUHFE-İ SULTÂN MURÂD HAN'

SULTAN II. MURAD’A HEDİYE EDİLEN FARSÇA BİR ESER: TUHFE-İ SULTÂN MURÂD HAN Текст научной статьи по специальности «Языкознание и литературоведение»

CC BY
9
0
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
Ключевые слова
Sultan II. Murad / Hızır Bey / Tuhfe-i Sultân Murâd Han / Farsça / Sultan Murad II / Hızır Bey / Tuhfe-i Sultan Murad Han / Persian.

Аннотация научной статьи по языкознанию и литературоведению, автор научной работы — Kaska Çetin

Sanat ve edebiyat ile uğraşan ve bazen de şiir söyleyen Sultan II. Murad, sarayının bir ilim meclisi olması için gayret göstermiş, orada ilmî meclisler tertip etmiş ve haftada iki gün şairlerle toplantı yapmıştır. II. Murad eğitim kurumlarına, yerli ve yabancı âlimlere destek vermiş, fikir ve edebiyat erbâbının hâmisi olarak tanınmıştır. Osmanlı padişahları içinde ilk şiir söyleyenlerden olup şiirleri dağınık halde şair tezkirelerinde ve şiir mecmualarında bulunmaktadır. Saltanatı döneminde Farsça ve Arapça’dan Türkçe’ye tercüme faaliyeti hızlanmış, yazılan veya tercüme edilen eserlerin dilinin anlaşılır olmasına dikkat edilmiştir. Bu padişah döneminde de Osmanlı topraklarında önemli âlim ve mutasavvıflar yetişmiştir. Onlardan biri de Hızır Bey’dir. Hızır Bey yazdığı Türkçe, Arapça ve Farsça eserleriyle maharetini sergilemiştir. Hızır Bey’in kaleme aldığı önemli eserlerinden biri de Tuhfe-i Sultân Murâd Han adlı Farsça risâledir. II. Murad’a hediye edilen bu risâlede Hz. Âdem’in kendi ömründen kırk seneyi Hz. Dâvûd’a bağışlaması, Hz. Peygamber’in öğle namazı farzını Medine’de dört rekât olarak kıldıktan sonra Zülhuleyfe’de ikindi namazı farzını iki rekât olarak kılmasına dair rivayetler ve bu rivayetlerle ilgili soru ve cevaplara yer verilmiştir. Bu çalışmada İstanbul Beyazıt Kütüphanesi’nde bulunan (nr. B5577, vr. 41b-44b) Tuhfe-i Sultân Murâd Han adlı Farsça risâle ilk defa detaylı ele alınacak ve Türkçe tercümesine yer verilecektir.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.

A PERSIAN WORK GIVEN AS A GIFT TO SULTAN MURAD II: TUHFE-İ SULTAN MURAD HAN

Sultan Murad II, who was interested in art and literature, and sometimes sang poetry, made an effort to have his palace as a scientific council, organized scientific assemblies there and held meetings with poets twice a week. Murad II gave great support to scientific institutions, local and foreign scholars, and was known as the patron of scholars. He was one of the first Ottoman sultans to write poetry, and his poems are scattered in poet biographies and poetry magazines. During his reign, translation activities from Persian and Arabic to Turkish accelerated, and attention was paid to ensure that the language of the works written or translated was understandable. During the reign of this sultan, important scholars and Sufis were raised in the Ottoman lands. One of them was Hızır Bey. Hızır Bey exhibited his skill with the works he wrote in Turkish, Arabic and Persian. One of the important works written by Hızır Bey is the Persian treatise called Tuhfe-i Sultan Murad Han. In this treatise gifted to Murad II, there are narrations about Prophet Adam giving forty years of his life to Prophet David, our Prophet performing the obligatory noon prayer as four rakats in Medina and then performing the afternoon prayer as two rakats in Dhulhulayfa and the questions and answers related to these narrations. information has been given. In this study, the Persian treatise called Tuhfe-i Sultan Murad Han, located in the Istanbul Beyazıt Library (nr. B5577, p. 41b-44b), will be discussed for the first time and its Turkish translation will be included.

Текст научной работы на тему «SULTAN II. MURAD’A HEDİYE EDİLEN FARSÇA BİR ESER: TUHFE-İ SULTÂN MURÂD HAN»

szss

E3SSEE

suBKiaa

INTERNA'nONALJOlI RNAL OF LANGUAGE, UTERATURE AND CULTURE RESEARCHES

E-ISSN: 2667-4262

Atif/Citation: Kaska, Ç. (2024). Sultan II. Murad'a hediye edilen Farsça bir eser: Tuhfe-i Sultân Murâd Han. Uluslararasi Dil, Edebiyat ve Kültür Araprmalari Dergisi (UDEKAD), 7 (1), s. 67-87. DOI: https://doi.org/10.37999/udekad.1391768

Çetin KASKA"

SULTAN II. MURAD'A HEDÍYE EDÍLEN FARSÇA BÍR ESER: TUHFE-Í SULTÂN MURÂD HAN_

ÖZET

Sanat ve edebiyat ile ugraçan ve bazen de çiir söyleyen Sultan II. Murad, sarayinin bir ilim meclisi olmasi için gayret gôstermiç, orada ilmî meclisler tertip etmiç ve haftada iki gün çairlerle toplanti yapmiçtir. II. Murad egitim kurumlarina, yerli ve yabanci âlimlere destek vermiç, fikir ve edebiyat erbâbinin hâmisi olarak taninmiçtir. Osmanli padiçahlari içinde ilk çiir söyleyenlerden olup çiirleri daginik halde çair tezkirelerinde ve çiir mecmualarinda bulunmaktadir. Saltanati döneminde Farsça ve Arapça'dan Tûrkçe'ye tercüme faaliyeti hizlanmiç, yazilan veya tercüme edilen eserlerin dilinin anlaçilir olmasina dikkat edilmiçtir. Bu padiçah döneminde de Osmanli topraklarinda önemli âlim ve mutasavviflar yetiçmiçtir. Onlardan biri de Hizir Bey'dir. Hizir Bey yazdigi Tûrkçe, Arapça ve Farsça eserleriyle maharetini sergilemiçtir. Hizir Bey'in kaleme aldigi önemli eserlerinden biri de Tuhfe-i Sultân Murâd Han adli Farsça risâledir. II. Murad'a hediye edilen bu risâlede Hz. Âdem'in kendi ömründen kirk seneyi Hz. Dâvûd'a bagiçlamasi, Hz. Peygamber'in ögle namazi farzini Medine'de dört rekât olarak kildiktan sonra Zülhuleyfe'de ikindi namazi farzini iki rekât olarak kilmasina dair rivayetler ve bu rivayetlerle ilgili soru ve cevaplara yer verilmiçtir. Bu çaliçmada istanbul Beyazit Kütüphanesi'nde bulunan (nr. B5577, vr. 41b-44b) Tuhfe-i Sultân Murâd Han adli Farsça risâle ilk defa detayli ele alinacak ve Türkçe tercümesine yer verilecektir.

Anahtar kelimeler: Sultan II. Murad, Hizir Bey, Tuhfe-i Sultân Murâd Han, Farsça.

A PERSIAN WORK GIVEN AS A GIFT TO SULTAN MURAD II: TUHFE-Í SULTAN MURAD HAN

ABSTRACT

Sultan Murad II, who was interested in art and literature, and sometimes sang poetry, made an effort to have his palace as a scientific council, organized scientific assemblies there and held meetings with poets twice a week. Murad II gave great support to scientific institutions, local and foreign scholars, and was known as the patron of scholars. He was one of the first Ottoman sultans to write poetry, and his poems are scattered in poet biographies and poetry magazines. During his reign, translation activities from Persian and Arabic to Turkish accelerated, and attention was paid to ensure that the language of the works written or translated was understandable. During the reign of this sultan, important scholars and Sufis were raised in the Ottoman lands. One of them was Hizir Bey. Hizir Bey exhibited his skill with the works he wrote in Turkish, Arabic and Persian. One of the important works written by Hizir Bey is the Persian treatise called Tuhfe-i Sultan Murad Han. In this treatise gifted to Murad II, there are narrations about Prophet Adam giving forty years of his life to Prophet David, our Prophet performing the obligatory noon prayer as four rakats in Medina and then performing the afternoon prayer as two rakats in Dhulhulayfa and the questions and answers related to these narrations. information has been given. In this study, the Persian treatise called Tuhfe-i Sultan Murad Han, located in the Istanbul Beyazit Library (nr. B5577, p. 41b-44b), will be discussed for the first time and its Turkish translation will be included.

Keywords: Sultan Murad II, Hizir Bey, Tuhfe-i Sultan Murad Han, Persian.

* Arç. Gör. Dr., istanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Fars Dili ve Edebiyati Ana Bilim Dali, istanbul / Türkiye. E-posta: cetin.kaska@istanbul.edu.tr / PhD, Research Assistant., Istanbul University, Faculty of Letters, Department of Persian Language and Literature, istanbul / Türkiye. E-mail: cetin.kaska@istanbul.edu.tr

Makale Bilgisi (Article Info): Araçtirma makalesi / Research Article, Makale Geliç Tarihi (Received): 21.11.2023, Makale Kabul Tarihi (Accepted): 21.02.2024

Giri§

Sultan II. Murad sanata ve kültür hayatina 90k önem vermiß ve birgok §airin Osmanli himayesine alinmasina vesile olu§tur. Osmanli sultanlari i9erisinde ilk §iir söyleyen, §iir ve §aire deger verip onunla ilgilenen bu sultandir, ayrica kendisi az §iir söylemesine ragmen döneminde §iir hep reva9ta olmu§tur (Latifi, 1990, s. 68). Bazi kaynaklarda §iirinin 90k ve manzum yazmaya muktedir oldugu belirtilmi§tir (Sehl, 1998, s. 49). Murad veya Muradi mahlasi ile §iirler yazmi§, ancak günümüzde 90k az §iiri bulunmaktadir (£elebioglu, 1986, s. 153). Sade bir dil ile yazilmi§ olan §iirlerinde rindane bir söyleyi§ var olup bu söyleyi§te dünyadan el etek 9ekmek isteyen bir psikolojinin izleri bulunmaktadir (Kut, 1986, s. 442). Bari§ zamani haftada iki gün §air ve bilginleri toplanti yapmak i9in topladigi, her hafta farkli kimseleri tarti§maya davet edip konu§turdugu, bu sohbet ile daha fazla bilgi birikimine sahip olanlara ihsanlarda bulundugu, onlari digerlerinden üstün tutup unvanlar verdigi ifade edilmi§tir (Latifi, 1990, s. 68). Yalniz telif ve tercüme eserlerin meydana gelmesine vesile olmami§, manzum ve mensur eserlerin sade bir Türk9e ile yazilmasina da önem vermi§tir. Her konu hakkinda yazilan eserlerin kendisine ithaf edilmesi ilim ve sanata kar§i olan ilgisinin neticesidir (£elebioglu, 1986, s. 152). islam ve bati ülkelerinden gelen alim ve sanatkarlari himaye etmi§ ve saltanati döneminde Molla Gürani (ö. 893/1488)1, §erafeddin-i Kirimi (ö. 847/1443)2, Fahreddin-i Acemi (ö. 865/1460)3, Alaeddin-i Semerkandi (ö. 860/1456)4, Abdülkadir-i Meragi (ö. 838/1435)5, Alaeddin-i Tüsi (ö. 887/1482)6 gibi alim ve §airler Osmanli himayesine girmi§tir (Kut, 1986, s. 442; isen, 2014, s. 1).

§iir ve §airi seven, ilim ve sanat hamisi olan II. Murad'in te§viki neticesinde hadis, fikih, tefsir, edebiyat ve siyaset gibi konularda eserler telif ve tercüme edilmi§tir (ip§irli, 2015, s. 137). Ayrica kendisi meclislerde bazi manzum sözler ifade etmi§, kabiliyet sahibi insanlara kar§i lütufkar davranmi§, kimde ufak bir hüner emaresi görmü§se, onlarin marifet sahibi olmalari i9in imkanlar hazirlami§tir (Latifi, 1990, s. 68-69). Bir §iir divani bulunmayan II. Murad'a Kasim b. Mahmud-i Karahisari'nin Muräd-näme, Kemaleddin b. Isa el-Dümeyri'nin Hayätü'l-Hayavän, Mahmud b. Kadi Manyas'in Gülistän Tercümesi ve A'cebü'l-Ucab, Mahmud b. Mahmud-i §irvani'nin Tuhfe-i Murädi, Emir Unsurü'l-Maali Keykavus'un Käbus-näme, Re§idüddin'in Tärih-i Al-i Selguk, Hizir b. Celaleddin'in Tärih-i Ibn Kesir Tercümesi, Arif Ali Molla'nin Däni§mend-näme, Musa b. Seydi'nin Cevähir-näme-i Sultan Murädi ve müellifi bilinmeyen Kitäbü'l-Müstakim adli eserler sunulmu§ ve bunun kar§iliginda eser sahipleri ödüllendirilmi§tir (^elebioglu, 1986, s. 154-157). Ebü'l-Hayr lakabiyla anilan II. Murad'in okumayi 9ok sevdigi, Mevlevi, hattat, rind-me§rep ve nazik yaratili§li oldugu, müsiki üzerine degerli eserlerin yazilmasina vesile oldugu, Edirne Saray'ini ilim, edebiyat, sanat ve kültür merkezi haline getirdigi de söylenmi§tir (Zavot9u & Ek§i, 2023, s. 396-98). Günümüze ula§an az sayidaki §iirlerine nazar edildiginde Hafiz-i §irazi ve Sa'di-i §irazi'den etkilendigi söylenebilir. Bahsi ge9en bu sultan döneminde Türk9e eserler yazilmi§ ve pek 9ok Arap9a ve Fars9a eser sade bir dil ile Türk9e'ye

1 Osmanli Devleti'nin dördüncü §eyhülislamidir. Hayati hakkinda detayli bilgi igin bkz.: (Ya§araoglu, 2020, s. 248250).

2 Sultan II. Murad döneminin önemli Hanefi fakihlerden biridir. Hayati hakkinda detayli bilgi igin bkz.: (ip§irli, 2015, s.130).

3 ilk Osmanli §eyhülislämlanndandir. Hayati hakkinda detayli bilgi igin bkz.: (Baltaci, 1995, s. 82).

4 Bahrü 'l- ulum adli Kur'an tefsiriyle taninmi§tir. Hayati hakkinda detayli bilgi igin bkz.: (Yazici, 1991, s. 517-518).

5 Türk müsiki nazariyatgisidir. Hayati hakkinda detayli bilgi igin bkz.: (Özcan, 1988, s. 242-244).

6 Hanefi fakihi, usulcü ve felsefecidir. Hayati hakkinda detayli bilgi igin bkz.: (Öz, 2012, s. 432-433).

çevrilmiçtir. Ayrica Farsça eserler de kaleme alinmiçtir. Kâçifî'nin Gazanâme-i Rûm ve Hizir Bey'in Tuhfe-i Sultân MurâdHan adli Farsça eserleri bu dönemde kaleme alinmiçtir.

A. Araçtirma ve Degerlendirme

1-Hizir Bey

Hizir Bey 1407'de Eskiçehir'in Sivrihisar kazasinda dogmuç, Sivrihisar kadisi Molla Celaleddin'in oglu ve Nasreddin Hoca'nin torunudur (Yazicioglu, 1998, s. 413-415; Süreyya, 1996, s. 668). ilkögrenimini babasindan almi§, daha sonra Mevlânâ Yegân'dan aklî ve naklî ilimleri ögrenmi§ ve Sivrihisar'da müderris olmuçtur (Demir, 2014, s. 1; Yazicioglu, 1998, s. 413415). Hizir Bey, Fatih Sultan Mehmed saltanatinin ilk yillarinda vuku bulan §u mevzu hasebiyle çok ilgi görmü§tür:

Fatih döneminde Arap âlimlerinden biri Edirne'ye gelir, onun huzurunda düzenlenen meclise içtirak eder, mecliste bulunan âlimlere sorular sorar ve aradigi cevabi alamaz. Bu durum Fatih 'in hoçuna gitmez, bu âlime cevap verecek bir bilginin bulunmasini emreder, o dönem 30 yaçlarinda olan ve Sivrihisar'da müderrislik yapan Hizir Bey davet edilir ve meclis tekrar düzenlenir. Bu defa Arap âlimin sordugu bütün sorulari Hizir Bey güzelce cevaplandirir. Sira kendisine gelince, Arap âlime bazi sorular sorar ve bekledigi cevaplari alamaz. Fatih Sultan bu duruma sevinmi§, sirtindaki kürkü çikarip Hizir Bey 'e vermiß, onu tebrik etmi§ ve kendisini Bursa'daki Sultâniye Medresesi'ne 50 akçe ile müderris tayin etmiçtir (Yazicioglu, 1987, s. 549-550; Azamat, 1996, s. 38).

Hizir Bey adi geçen medresede ilim ve ibadetle meçgul olmu§, Alâeddin Arabî Efendi (ö. 901/1496)7, Kestellî (ö. 901/1496)8, Muarrifzâde (ö. 891/1486)9, Hatibzâde Muhyiddin (ö. 901/1496)10, Hayâlî (ö. 875/1470)11 ve Hocazâde (ö. 893/1488)12 gibi ögrenciler yeti§tirmi§tir (Süreyya, 1996, s. 669; Demir, 2014, s. 1; Yazicioglu, 1998, s. 413-415). Ayrica Yanbolu'da kadilik yapmi§, Edirne'de ders vermiß ve istanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan tarafindan kadiliga getirilmiçtir (Yazicioglu, 1998, s. 413-415; Demir, 2014, s. 1). istanbul'un ilk kadisi olarak bilinen Hizir Bey, bu çehirde belediye, imar ve emniyet ile de ilgilenmiç, ancak henüz genç ya§ta Rebíülevvel 863/ Ocak 1459'da vefat etmiçtir (Demir, 2014, s. 1; Yazicioglu, 1998, s. 413415; Elmas & Yilmaz, 2018 s. 574). Devrindeki âlimlerin en seçkini olan Hizir Bey'in kabri §eyh Veffâ yakininda bulunan divan §airi Necâtî'nin yattigi tekkenin hazîresinde bulunmaktadir (Demir, 2014, s. 1). Hizir Bey, Mevlânâ Yegân'in kizi ile evlenmiç ve bu evlilikten Yâkub Pa§a, Sinan Pa§a, Müftü Ahmed Pa§a adli ogullari ve Haci Kadin, Fahrnnnisâ Hatun ile adi bilinmeyen bir kizlari olmuçtur (Süreyya, 1996, s. 669; Demir, 2014, s. 1; Yazicioglu, 1998, s. 413-415). Çeyh Veffâ'ya mürit olan Sinan Pa§a Fatih döneminde vezir olmuçtur (isen, 2014, s. 1; Latîfî, 1990, s. 68).

Kelam alaninda Fahreddin-i Râzî'yi ve ilim alaninda ibn Sinâ'yi örnek alan, olgun, ince ruhlu, açik fikirli, ho§ tabiatli, faziletli ve her fende maharet sahibi olan Hizir Bey, Arapça, Farsça

7 Osmanli Devleti ¡jeyhülislámlarindandir. Hayati hakkinda detayli bilgi için bkz. : (ipçirli, 1989, s. 319).

8 Fatih dönemi Osmanli âlimi ve kazaskeridir. Hayati hakkinda detayli bilgi için bkz. : (Yavuz, 2022, s. 314).

9 Fatih devrinin önemli ilim, mutasavvif ve devlet adamlarindan biridir. Hayati hakkinda detayli bilgi için bkz. : (Koç, 2019, s. 229-231).

10 Fatih dönemi fikih ve kelâm âlimlerindendir. Hayati hakkinda detayli bilgi için bkz.: (Üzüm, 1997, s. 463-464).

11 Fatih devri âlimlerindendir. Hayati hakkinda detayli bilgi için bkz.: (Bebek, 1998, s. 3-5).

12 Fatih'in hocasi, âlim ve kazaskerdir. Hayati hakkinda detayli bilgi için bkz.: (Köse, 1998, s. 207-209).

ve Türk9e §iirler yazmi§tir (isen, 2014, s. 1; Sehl, 1998, s. 49; Süreyya, 1996, s. 669; Demir, 2014, s. 1; Yazicioglu, 1998, s. 413-415).

2. Hizir Bey'in Eserleri

Hizir Bey'in günümüze ula§an yedi eseri bulunmaktadir:

El-Kasidetü'n-nüniyye: 105 beyitten olu§an bu Arap9a kasidede keläm meseleleri Mätüridi ekolü nazariyla ele alinmi§tir. Bir9ok §erhi yapilmi§ olan eserin ilk bölümünde Ällah'in sifatlari yer almi§, ikinci bölümde Allah kar§isinda insanin durumuna deginilmi§, ü9üncü bölümde nübüvvet mevzusu ele alinmi§, dördüncü bölümde öldükten sonra dirilme bahsinden bahsedilmi§, be§inci bölümde iman problemi izah edilmi§, altinci bölümde imamet konusu ile eser son bulmu§tur. Eser aruzun müstefilün fäilün müstefilün fäilün vezni ile yazilmi§tir (Demir, 2014, s. 1; Yazicioglu, 1998, s. 413-415). Bu eseri Manastirli ismäil Efendi ve Hayäli Ahmed Efendi §erh etmi§, ismäil Müfid Efendi ve imamzäde Mehmed Esad Efendi de manzum olarak tercüme etmi§tir (Yazicioglu, 1998, s. 413-415). Eseri en son Mustafa Sait Yazicioglu tercüme etmi§tir (Yazicioglu, 1983, s. 555-588).

Ucäletü leyle ev leyleteyn: Bu Ärap9a kaside Fatih'e sunulmu§tur. Fatih, Molla Güräni'ye görü§ünü sormak i9in bu kasideyi göndermi§tir. Bu kasidenin ayri bir kaside mi veya el-Kasidetü'n-nüniyye bir ithafnämesi mi oldugu belli degildir. Bazilari bunu müstakil bir kaside bilmi§ bazisi da tam aksini iddia etmi§tir. Aruzun mefäilün mefäilün feülün vezni ile yazilan bu kasideyi Hizir Bey bir iki gecede kaleme almi§tir (Yazicioglu, 1998, s. 413-415).

Tefsir-i Yäsin-i §erif: Eser Yäsin Süresi'nin Türk9e tefsiridir. ilk önce ayet ve hadisler Ärap9a yazilmi§ daha sonra Türk9e gerekli a9iklamalara yer verilmi§tir. MesnevTden ve ba§ka tasavvufi eserlerden beyitler iktibas edilmi§tir. Bu mensur ve manzum eserde rivayet ve diräyet metotlari birle§tirilmi§tir (Yazicioglu, 1998, s. 413-415). Eser Ay§e Hümeyra Aslantürk tarafindan ne§redilmi§tir (istanbul 1997).

Terceme-i Külliyyät-i Hoca Ubeydullah: Nak§ibendi §eyhi Ubeydullah Ahrär'in tasavvufi nasihatlerini ve vaazlarini i9eren risalelerinin Türk9e tercümesidir (Yazicioglu, 1998, s. 413-415)

Terceme-i Metäliu'l-envär: Mantik konulu bu Fars9a eser Kadi Siräceddin-i Urmevi'nin Metäliu'l-envär adli eserinin tercümesidir. Fatih Sultan'in istedigi üzere yapilan bu tercümede esere bazi ilaveler yapilmi§tir (Yazicioglu, 1998, s. 413-415).

Tuhfe-i SultänMurädHan: Bu Fars9a mensur eser Fatih Sultan'in babasi II. Murad'a hediye edilmi§tir. Eser hakkinda a§agida daha detayli bilgi verilecektir.

Kaside-i Täiyye: Yedi beyitten olu§an bu müstezad Hizir Bey'in ince ruhunun ve hassasiyetinin ürünü kabul edilmi§tir. Kaynaklarda Hizir Bey'e Hä§iye alä §erhi Tecridi 'l- akäid ve §erhu Isägüci fi'l-mantik adli iki eser de nisbet edilmi§tir (Demir, 2014, s. 1; Yazicioglu, 1998, s. 413-415).

3. Tuhfe-i Sultan Muräd Han

Bir9ok klasik eser gibi bu Fars9a eser de besmele, hamdele ve salvele ile ba§lami§ ve burada ü9 ayet ile bir hadise yer verilmi§tir. Bunlarin ardindan sebeb-i telif bölümü ile devam edilmi§tir. Sebeb-i telifte bu risälenin adinin "Usüle-i Garibe Azize-i Arabiyye" oldugu, ulemanin kivanci haktanir üstad Hizir Bey tarafindan yazildigi ve iki cihanin nuru Sultan Murad Han'a hediye olarak

goturuldugu ifade edilmi§tir. Buyuk ihtimalle bu bilgileri adi zikredilmeyen mustensih yazmi§tir ve hatta kendisi bu bilgilerin devaminda bu eseri Farsga tercume edip onun vasitasiyla du§manlardan korundugunu, onun araciligiyla gogun e§iginde yukseldigini, ashab-i suffenin ayaginin topragi oldugunu, ilk onceleri 90k aza kanaat ederek kendi kalesinde ya§adigini, ancak daha sonra nefs-i emarenin hay huyu sebebiyle oradan ka9ip yirtici hayvanlarin bulundugu bir vadiye geldigini soylemi§tir. iki ayet ve bir hadisin yer aldigi sebeb-i telif bolumden sonra ilk once Hz. Adem (a.s.)'in omrunden kirk seneyi Hz. Davud (a.s.)'a bagi§lamasi ve omru bitince kirk yil omru kaldigini iddia etmesi ile ilgili rivayet zikredilmi§, daha sonra peygamber olmasina ragmen Hz. Adem (a.s.)'in bunu neden inkar ettigi, omur bagi§lamanin caiz olup olmadigi, Hz. Davud (a.s.)'in yuzunde neden parlak bir nur bulundugu, herkesin yuzunde nur bulunmasinin nasil mumkun oldugu gibi sorular sorulmu§ ve kisaca cevap verilmi§tir. Ayrica Hz. Peygamber'in Hz. Adem (a.s.)'in neslinin onun gibi unutkan olacagi, hata yapacagi ve inkar edecegi, Allah'in Hz. Adem'i yaratirken sirtini sivazladigi ve onun neslinden yarattigi herkesin alninin ortasina parlak bir nur koydugu da soylenmi§tir. Hz. Davud (a.s.)'in butun peygamberlerden daha fazla ibadet ettigi, Hz. Peygamber'in butun peygamberlerden daha fazla sava§lara katildigi da dile getirilmi§tir. Bu rivayet Abdulaziz (r.a.)13, Muhammed b. ibrahim (r.a.)14 ve Ebu Hureyre (r.a.)15 tarafindan nakledilmi§tir.

Daha sonra Hammad b. Zeyd (r.a.)16 ve Enes (r.a.)17 tarafindan nakledilen bir rivayete yer verilmi§tir. Bu rivayette Hz. Peygamber'in Medine'de ogle namazinin farzini dort rekat kildigi, ancak Zulhuleyfe'de ikindi namazinin farzini iki rekat olarak kildigi ifade edilmi§tir. Ayrica rivayetin devaminda Kerib (r.a.)18 ve ibn Abbas (r.a.)19, Hz. Peygamber'in Medine'den Mekke'ye giderken Zilkade ayinin bitmesine be§ gun kaldigini ve Mekke'ye geldiginde Zilhicce ayindan dort gun gegtigini soylemi§tir. Bunlarin devaminda kisaca bu rivayet ile ilgili soru ve cevaplara yer verilmi§, veda hacci ve hacc-i ekbere deginilmi§tir.

Daha sonra Hz. Ai§e (r.a.)'dan rivayetle "Bugun sizin igin dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladim" ayetini duyan bir Yahudi'nin gelip Hz. Omer (r.a.) ile konu§masi ve Hz. Omer (r.a.)'in ona cevap vermesi nakledilmi§tir. Sonra sirasiyla cennete girip de derecesi en du§uk olanin 80.000 hizmet9isi ve 72 zevcesi olacagi, Hz. Peygamber'in ummetinin iki u9 taifeden olu§acagi, muhacir fakirlerin zenginlerden once cennete girecegi rivayetleri dile getirilmi§ ve bunlarla ilgili soru ve cevaplara yer verilmi§tir. En son olarak Hz. Suleyman (a.s.)'in Hz. Davud (a.s.)'dan peygamberlik ve kralligi miras aldigi, §am ve Nusaybin'i ele ge9irip bin at elde ettigi rivayet edilmi§, ayrica Hz. Davud (a.s.)'in ibadete du§kun ve Hz. Suleyman (a.s.)'in comert ve §ukreden oldugu soylenmi§ ve bunlarla ilgili soru ve cevaplara yer verilmi§tir. Ganimetlerin Hz. Peygamber'den ba§ka peygamberlere helal olup olmadigi da izah edilmi§tir.

13 Bu ravinin kim olduguna dair bir bilgi bulamadik.

14 Bu ravinin kim olduguna dair bir bilgi bulamadik.

15 Cok sayida hadis rivayet etmesiyle taninan bir sahabidir. Hayati hakkinda detayli bilgi igin bkz.: (Kandemir, 1994, s. 160-167.)

16 Hadis hafizi ve kiraat ali olup kaynaklara gore 98/717'de dunyaya gelmi§tir. Hayati hakkinda detayli bilgi igin bkz.: (Altikulag, 1997, s. 489.)

17 En gok hadis rivayet eden ve Hz. Peygamber'e hizmeti ile bilinen sahabilerden biridir. Hayati hakkinda detayli bilgi igin bkz.: (Canan, 1995, s. 234-235).

18 Muhadramun §airlerinden olan bu cengaver sahabi cahiliye doneminde dogmu§tur. Hayati hakkinda detayli bilgi igin bkz.: (H. Ahmet Sezikli, 1991, s. 88).

19 Hz. Peygamber'in amcasinin oglu ve gok sayida hadis rivayet eden sahabilerden biridir. Hayati hakkinda detayli bilgi igin bkz.: (Cakan & Eroglu, 1988, s. 76-79).

Eserin geneline bakildiginda ayet ve hadislerden, çe§itli rivayetlerden, hikmetli sözlerden yararlanilmi§tir. Mukaddime bölümünde sanatli bir dil tercih edilmiç ancak esas metnin yer aldigi bölümde halk tarafindan anlaçilmak fikriyle açik, anlaçilir ve sade bir dilden istifade edilmiç ve samimi bir eda ile okura seslenilmiçtir. Eserde herhangi bir beyit yer almamiç ancak Arapça ve Farsça unsurlara, dinÎ ve tasavvufÎ terimlere ve kalipla§mi§ ifadelere çokça yer verilmiçtir. Müellif eserini yazarken Keççâf Tefsiri'nden20 ve Câmi '21 adli kitaptan yararlanmiç hadislerdeki anlamlari, incelikleri çok güzel çekilde izah etmiçtir.

4. Tuhfe-i Sultán Murâd Han'in Yazma Nüshasinin Özellikleri

istanbul Beyazit Kütüphanesi'nde bulunan Tuhfe-i Sultân Murâd Han'in nüshasinin hatti talik, satir sayisi 17, ebadi 180 x135-135 x 80 mm, bulundugu sayfalar 41b-44b, demirbaç numarasi B5577'dir. Nüshadaki bazi baçliklar kirmizi ve ana metin siyah mürekkeple yazilmi§tir. Haçiyelerde ufak tefek yazilar yer almi§tir. Nüshanin kâgidi aharli, cildi kahve renkli deri ve cetveller kirmizi renklidir. Nüshanin istinsah tarihi ve müstensihi belirtilmemiçtir. Eserin bulundugu mecmuada §u eserler yer almi§tir: §erh-i Sad Kelime-i Hz. Ali (vr. 1-20), KMbü'l-Muhammesât (vr. 21-29, Hüseyin b. Ali), Tuhfetü'l-Ekâbir ilâ Arifi'l-Mekâdir (vr. 30-41), Tuhfe-i Sultân Murâd Han (vr. 41-44, Hizir Bey), NevâM^'l-Kelim (vr. 45-54, Zemah§erî), el-Ahbâr ve'l-Mevâ'iz ve'l-Emsâl (vr. 55-60, Hâzin-i BagdadÎ), Nesm'l-Le'âlî (vr. б1-64, Ali b. EbÎ Tâlib), Cevâhim'l-Kalâid ve Zevâhim'l-Ferâid (vr. б5-69 Re^düddin-i Vatvât), Ukûdâ'l-Le'âlî ve Su'ûdü'l-Leyâlî (vr. б9-73, Re^düddin-i Vatvât), Gamibü'l-Kilem fîRegâM'l-Hikem (vr. 73-7б, Re^düddin-i Vatvât), el-Kilemü'n-Nâsiha ve 'l-Hikemü's-Sâliha (vr. 7б-79 Re^düddin-i Vatvât), Gurerü'l-Akval ve Drnem'l-Emsâl (vr. 80-83, Re^düddin-i Vatvât), Mefatíhü'l-Hikem ve Mesabihü'z-Zulem (vr. 83-86, Re^düddin-i Vatvât), Munyetü'l-Mutekellimín ve Gunyetü'l-Mute'allimîn (vr. 87-90, Re^düddin-i Vatvât), el-Ferâid ve'l-Kalâid (vr. 91-113 Ebü'l-Hasen Muhammed-i AhvâzÎ), Hadîs-i Erba'în §erhi (vr. 115-122), Hadîs-i Erba'în §erhi (vr. 123-13б), KHâb^l^uhammesât (139-147, Hüseyin b. Ali), Kasídetü'l-Bürde (vr. 148-153, Ebü'l-Mudarrab Ka'b).

Nüshanin baçi:

...jji Mjlâ lj ol^jL jl j^ ^ibâ ^J ^llS J ^l^ J j^^

Nüshanin sonu:

Ллл^Л j ^ uj*j Jj^ttj ^Itl ^j ...

5. Tuhfe-i Sultân Murâd Han'in Tûrkçe Tercümesi

Hizir Bey'in Tuhfe-i Sultân Murâd Han\n Türkçe tercümesi yapilirken istanbul Beyazit Kütüphanesi'nde bulunan yegâne nüsha (nr. B5577, vr. 41b-44b) esas alinmiç eserdeki ayet ve hadislerin kaynaklari verilmiçtir:22

20 ZemahçerÎ'nin daha çok dirâyet metoduyla kaleme aldigi tefsiridir. Eser hakkinda detayli bilgi için bkz.: (Özbek, 2022, s. 329-330.

21 Çeçitli konular hakkindaki hadisleri içeren kitap türüdür. Eser hakkinda detayli bilgi için bkz. : (Kandemir, 1993, s. 94).

22 Tuhfe-i Sultân Murâd Han adli eserin çevirisi yapilirken çu kaynaklardan istifade edilmiçtir: "Nebevi Hadisler Ansiklopedisi Tercümesi", https://hadeethenc.com/tr/home (20.08.2023) "Darulkitap islam Ansiklopedisi", https://www.islamiokul.com/kitap/files/a.s..htm (20.08.2023) "Hadis Kitaplari", https://www.hadiskitaplari.com/ (20.08.2023)

"Sorularla islamiyet", https://sorularlaislamiyet.com/ (16.01.2024)

Rahman ve rahim olan Allah'in adiyla

Mukayesesiz §ükür, hamd ve sena kullarinin kalplerini "Eger §ükrederseniz size (nimetimi) daha gok verecegim" (ibrahim, 14) ayeti ile mamur eden o padi§ahin üzerine olsun. iki alemin efendisi, ins ve cinnin peygamberi olan o seyyide sayisiz, sonsuz ve sinirsiz salat ve selam olsun. Zira kendisi "Seniyoksulbulupzengin etmedimi?" (Duha, 93) bahge meclisinden, tecelli ve zuhur yerinin vuslat faziletiyle ve "(Peygambere olan mesafesi) iki yay araligi kadar yahut daha az oldu" (Necm, 9) ikram agacinin lütfu ile kutsi tavus gibi a§agi indi. "Ashabim yildizlar gibidir" (Kenzü'l-ummal, 1002) kutsi hadisinin belirtigi sayginliga muhatap olan O'nun al ve ashabina sayisiz salat ve selam olsun. Özellikle "O agacin altinda sana baglilik sözü verdikleri sirada o müminlerden Allah razi olmu§tur" (Fetih, 18) ayetinin i§aret ettigi manaya muhatap olup ölümsüzlügü tadan müminlere sonsuz salat ve selam olsun.

Asil Meseleye Gelince:

Bundan önce ashab-i suffenin ayaginin topragi olan bu zerre "Altin gümü§ biriktirip Allah yolunda harcamayanlari elem veren bir azapla müjdele!" (Tevbe, 34) ayetinin i§aret ettigi korku ve ihtarindan ve yine "Gergek §u ki insan, kendini kendineyeterli gördügü igin gizgiyi a§ar" (Alak, 6-7) ayetinin beyan ettigi makamin korkusundan petek kadar olan fakir kalesinde kendi istegiyle gok aza kanaat ederek kalkaniyla oturmu§tu. Ancak §imdi nefs-i emarenin hay huy hamlelerinin gikardigi ta§kinliklarin galebe etmesi ve halka sahibi gökyüzünün heybetiyle tantana yapmasi ve güglükler ortaya gikarmasi, bülbüllerin inlemelerinden, kahredici cismani ordunun davul sesinden, o darü'l-eman hisar §erefesinden kagti ve "fakirlik neredeyse küfre götürür" (Acluni, 2/108) hadisinin i§aret ettigi yirtici hayvanlarin bulundugu bir vadiye geldi. Eger orada da birakmazlarsa Allah korusun! "Fakirlik neredeyse küfürdür" (Acluni, 2/108) hadisi fakirler igin söylenmi§ olacak! Evet, ne güzel demi§ §unu diyen: "Eger ilim Abbas'in libäsi degilse, neden ehlinin/efradinin ba§ina fakr ve iflas geldi." Bu hakirin hikayesi buraya ula§inca kurtulmak igin ulemanin kivanci üstad Hizir Bey'in iki cihanin nuru Sultan Murad Han'a hediye olarak götürdügü "Usule-i Garibe Azize-i Arabiyye" adli risaleyi Farsga olarak tercüme etti. Ondan sonra burglarin yer aldigi gögün e§iginde ali gögün güne§i bu zerrenin dü§manlarini kovmak igin o tercüme ile yükseldi. Amin, ey alemlerin Rabbit

Abdülaziz (r.a.), Muhammed b. ibrahim (r.a.) ve Ebü Hüreyre (r.a.)'den rivayet edildigine göre, Rasül-i Ekrem (s.a.v.) §öyle buyurmu§tur: "Hak Teälä Hz. Adem (a.s.) 'i yaratirken onun sirtini meshetti. Bununla birlikte Allah 'in kiyamet gününe kadar halk ettigi her bir canli sirtindan dökülüverdi. Onlardan her bir insanin iki gözünün ortasina nurdan bir parilti koydu. Sonra da onlari Hz. Adem (a.s.) 'a takdim etti. Hz. Adem (a.s.) onlarin iglerinden bir adam gördü ve onun gözlerinin ortasindaki parlak nur ho§una gitti. Dedi: Ey Allah 'im bu kimdir? Allah buyurdu: Bu senin zürriyetinden gelenlerden biridir. Ismi de Hz. Dävud (a.s.)'dir. Daha sonra Hz. Adem (a.s.) dedi: Bunun ömrü ne kadardir? Allah buyurdu: Altmi§ senedir. Hz. Adem (a.s.) dedi: Benim ömrümden onun ömrüne kirkyil ilave edin. Allah dedi: Eger ömründen bagi§larsan, yazilacak ve artik degi§tirilmeyecektir. Nihayet Hz. Adem (a.s.)'in ömrü sona erince ölüm melegi kendisine geldi. Hz. Adem (a.s.) dedi: Benim daha kirkyillik ömrüm var. Ölüm melegi dedi: Bu kirkyili Hz. Dävud (a.s.) 'a vermedin mi? Hz. Rasulullah (s.a.v.) bu konu hakkinda §öyle dedi: Hz. Adem (a.s.)

"Türkge Kur'an Mealleri", https://www.kuranmeali.com/index.php (20.08.2023)

bu durumu inkär etti. Nesli de inkär etmektedir. Hz. Adem (a.s.) unuttu nesli de unuttu, Hz. Adem (a.s.) hata i§ledi nesli de hata i§ledi" (Tirmizi, 3076).

Mahsül: Hadisin Farsgasi §öyledir: "Yüce Allah kiyamet gününe kadar Hz. Adem (a.s) 'in sirtindan devam edecek olan zürriyetini gikardi. Sonra onlari Hz. Adem (a.s.)'a sundu. Hz. Adem (a.s.) her birisinin gehresinde bir nur gördü. Ancak digerlerinden farkli olarak gehresindeki nur dahafazla olan birini gördü. Hz. Adem (a.s.) hayret edip sordu: Ey Rabbim, §u adam kim? Allah, bu senin neslinden gelenlerden biridir ve adi da Hz. Dävud (a.s.)'dir, dedi. Sonra Hz. Adem (a.s.) dedi: Bunun ömrü kagyildir? Allah dedi: Ömrü altmi§yildir. Hz. Adem (a.s.) dedi: Allah 'im benim ömrümden ona kirk yil ver de ömrü 100 yil olsun. Allah dedi: Eger ömründen bagi§larsan, yazilacak ve artik degi§tirilmeyecektir. Hz. Peygamber (s.a.v.) §öyle buyurmu§tur: Hz. Dävud (a.s.)'a bagi§ladigi kirk yil harig Hz. Adem (a.s.) 'in ömrü nihayete erince, ölüm melegi geldi. Hz. Adem (a.s.) kendisine dedi: Benim ömrümden daha kirk yil kalmi§, niye geldin. Ölüm melegi dedi: Geri kalan ömrünü Hz. Dävud (a.s.) 'a bagi§lamadin mi? Hz. Adem (a.s.) inkär etti. O halde Hz. Adem (a.s.)'in zürriyeti arasindaki inkär da ondan kaldi. Hz. Adem (a.s.) hatayapti ve zürriyeti arasindaki hata da ondan kaldi. Hz. Adem (a.s.) unuttu ve zürriyeti arasindaki unutkanlikda ondan kaldi." (Tirmizi, 3076)

Soru: Hz. Adem (a.s.) nasil inkar eder, zira nübüvvet mertebesine inkar yaki§maz diye sorulsa?

Cevap: Söylediklerine göre Hz. Adem (a.s.)'in inkari uygun olmayan ömrü bagi§lamasidir, ancak asla kuru bir inkar degildir! Yani Hz. Adem (a.s.) her ne kadar ömrümden bagi§ladim dese de ömrün bagi§lanmasi uygun degildi. Zira bagi§ ondan sadir olmadi.

Ancak §u cevap da vardir: Hz. Adem (a.s.)'in inkarinin manasi bu oldugu vakit, Hz. Adem (a.s.) serzeni§e müstahak olmayacak. Bu vasita ile onun inkari bu yazgiya tebdil etti. O halde neden hadiste "Hz. Adem (a.s.) inkär etti, zürriyeti de inkär etti" (Tirmizi, 3076) ile kendisine serzeni§ edilmektedir. Söylediklerine göre serzeni§ etmeleri göz göre göre inkar etmesinden kaynaklanmaktadir.

Ba§ka bir soru: Bu hadiste senin Allah'in Hz. Adem (a.s.)'a eger bagi§larsan yazilacak ve artik degi§tirilmeyecek demi§ti. Bu, ömür bagi§lamanin uygun ve sözünden dönmenin caiz olduguna delildir. Bu sorunun saglam dayanagi var, ancak zayif cevaplar vermeleri ve bunlari ileri sürmeleri münasip degildir.

Ba§ka bir soru: Neden Hz. Davüd (a.s)'in yüzünde parlak bir nur gördü?

Cevap: Hz. Davüd (a.s.) bütün peygamberlerden daha fazla ibadet ediyordu. Ayni §ekilde Hz. Peygamber (s.a.v.) de bütün peygamberlerden daha fazla sava§a katilmi§tir. Nitekim bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v.) §öyle demi§tir: "Ben kiligla gönderildim" (Ahmed b. Hanbel, 5667) ve "Ben harbinpeygamberiyim" (Ahmed b. Hanbel, 4/395). Bazilari bunun sebebini Hz. Davüd (a.s.)'in yüce Allah'in korkusundan dolayi gok aglamasindan oldugunu söylemi§lerdir. Nitekim hadiste §öyle denilmi§tir: "Hz. Dävud (a.s.) 'in aglamasi diger peygamberlerin aglamasina kiyas edilse, onun aglamasi daha agir basar" (Ahmed b. Hanbel, 61). Bazilari bunun Hz. Davüd (a.s.)'in Zebür'u gok okumasindan kaynaklandigini söylemi§lerdir.

Soru: Eger bu hadis hakkinda ba§ka bir soru sorulsa ve denilse ki nasil herkesin yüzünde bir nur görüyor? Zira bazilari käfirlerin neslindendir, käfirlerin yüzlerinde nurun bulunmasi uygun degildir.

Cevap: §öyle söylenebilir: O zaman käfir yoktu.

Ba§ka bir soru: inkär, hata ve unutkanlik arasinda bazi zitliklar ve ihtilaflar bulunmaktadir. Zira hem Hz. Adem (a.s.)'a hem de ba§kasina sorulabilir.

Bu iki soruya bu fakir köle cevap vermeyi dü§ündü. Hadislerden sonuncusu §öyledir: Hammäd b. Zeyd (r.a.) ve Enes (r.a.)'dan rivayet edildigine göre "Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine'de ögle vaktinin farzini dört rekät olarak kildirdi ve Zülhuleyfe'de ikindi vaktinin farzini iki rekät olarak kildirdi" (Buhäri, 1725). Küreyb (r.a.) ve ibn Abbas (r.a.)'dan rivayet edildigine göre "Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine 'den Mekke 'ye giderken Zilkade ayin bitmesine be§ gün kalmi§ti ve Mekke 'ye ugradiginda Zilhicce ayindan dört gün gegmi§ti" (Buhäri, 2792).

Mahsül: ilk hadisin Fars9a anlami §öyledir: "Hz. Peygamber (s.a.v.) ilk namazi Medine'de dört rekät kildirdi ve diger namazi Zülhuleyfe'de iki rekät olarak kildirdi" (Buhäri, 1725) ve ikinci hadisin manasi §öyledir: "Hz. Peygamber (s.a.v.) Medine'den Mekke 'ye gittiginde Zilkade ayinin bitmesine be§ gün vardi ve Mekke 'ye vardiginda Zilhicce ayindan dört gün gegmi§ti" (Buhäri, 2792).

Soru: Bu hadis hakkinda §öyle bir soru sorulabilir: Bu hac, vedä hacci ve hacc-i ekberdi. Eger öyleyse Zilhicce ba§i Per§embe günü olmalidir ki dokuzuncu gün Cuma günü olsun. Eger böyle olursa Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Medine'den 9ikmi§ olmasi noktasinda sorun görünmüyor. Ancak Medine'den Cumartesi 9ikmi§ olsa, buna göre Zilkade ayinin bitmesine be§ gün vardi denilemez. Hatta dört gün kalmi§ olur. Cuma gününde Medine'den 9iktigini söylemek uygun degildir. Zira Hz. Peygamber (s.a.v.) o günün ögle namazini dört rekät olarak kilmi§. Eger Cuma olsaydi, iki §er iki§er kilardi. Per§embe gününde Medine'den 9iktigi söylenemez, zira eger öyleyse Zilkade ayinin bitmesine alti gün kalmi§ olurdu.

Bu konu hakkinda söyle cevap vermi§ler: Be§ gün kalmi§ti söyleminin manasi onlarin zihninde Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Cumartesi günü ayrilmasi olarak kalmasindan kaynaklanmaktadir. Bu yüzden kalan be§ gün sebebiyle bu mevzu oldugunda o ay hälen tamamlanmami§ti demi§ler.

Soru: Eger §öyle denilse: Hacc-i ekberin vedasi oldugunun delili oldugu nereden belli olmu§tur?

Bu cevap hakkinda tarti§ilabilir, ancak hadisin rivayet ettigi Hz. Peygamber (s.a.v.)'in 9iki§ vakti hakkinda tarti§mak mümkün degildir.

Cevap olarak §öyle diyorlar: "Bugün sizin igin dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladim" (Mäide, 3) ayeti indigi zaman Hz. Ai§e (r.a.) vedä haccindan sonra §öyle rivayet etmi§: "Bu ayeti i§iten bir Yahudi Hz. Ömer (r.a.) 'a demi§: Eger bu ayet bizim peygamberimize gelmi§ olsaydi bu ayetin indigi günü bayram olarak kutlardik." Hz. Ömer (r.a.) ona demi§: "Ey mel'un, biz de bayram olarak kutladik." Bu ayet Hz. Peygamber (s.a.v.) Arafat vakfesindeyken Cuma günü nüzul etmi§tir. Hz. Peygamber (s.a.v.)'e §öyle müjde vermektedir: "Cennet ehlinin derecesi en dü^ük olanin 80.000 hizmetgisi ve 72 tane zevcesi olacak. Bunlardan 70 tanesi kara gözlü hüri ve iki tanesi de beni-ädem kizlarindandir" (Gazzäli, 4/542). Hadiste §öyle rivayet

edilmi§tir: "Hz. Peygamber (s.a.v.)'in ümmetinin iki ve ûç taifeden oluçacagi zira hadislerce malumdur ki cennet ehli 120 saf olacak ve Hz. Peygamber (s.a.v.) 'in ümmeti 80 saf olacak ve 80'nin 100'e nispeti ûçte bir nispetinde olacaktir" (Tirmizî, 13). Abdullâh ibn Ömer (r.a.)'in rivayet ettigine göre "muhacir fakirler zenginlerden kirkyil önce cennete girecek" (Tirmizî, 37) ve Câmi' adli kitapta Ebû Hüreyre (r.a.)'in rivayet ettigine göre "Müslüman fakirler zenginlerden yarim gün önce cennete girecekler ve kiyametin yarim günü 500 yildir" (Tirmizî, 37).

Soru: Hadise bakildiginda bu iki hadis arasinda çeliçki mi var?

Cevap: §öyle rivayet etmi§ler: ilk fakirlerle son zenginler arasinda 500 yil var ve son fakirlerle ilk zenginler arasinda 40 yil bulunmakta. Keççâf Tefsirfnin müellifi Neml Sûresi'nin on altinci ayetini "Hz. Süleyman (a.s), Hz. Dâvûd (a.s.)'a varis olup, onun yerine geçti, ondan peygamberlik ve kralligi miras aldi. Ancak diger meçhur ogullari ise bu mirastan hissedar olmadilar. Hz. Dâvûd (a.s.) ibadete en dü§kün olaniydi ve Hz. Süleyman (a.s.) ise cömertti ve Allah 'in nimetlerine karçi §ükrederdi" §eklinde §erh etmi§tir. SadSûresi'nin otuz ve otuz birinci ayetlerinde §öyle zikredilmi§tir: "Biz Hz. Dâvûd (a.s.)'aHz. Süleyman (a.s.) 'i armagan ettik. O ne iyi kuldu! Yönü hep Allah'a dönüktü. Akçama dogru kendisine, ^ayaginin üzerine durup bir ayagini tirnaginin üzerine diken çalimli ve safkan ko§u atlari sunulmuçtu." Hz. Süleyman (a.s.)'in §am ve Nusaybin'i ele geçirip bin at elde ettigi, babasindan kendisine miras kaldigi ve Hz. Dâvûd (a.s.)'in ise bu mirasi çaliçarak elde ettigi söylenmi§tir.

iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.

Yani Hz. Süleyman (a.s.), Hz. Dâvûd (a.s.)'dan peygamberligi miras aldi ve Hz. Dâvud (a.s.)'in ogullari ise bundan istifade etmediler. Nitekim Sad Sûresi'nin otuz birinci ayetinde §öyle zikredilmi§tir: "Hani ona ak§amüstü bir ayagini tirnagi üstüne dikip ^ayaginin üzerinde duran çalimli ve soylu atlar sunulmuçtu." Keççâf TefsirVnin müellifi §öyle demi§: "Hz. Süleyman (a.s.) cihat etti, §am ve Nusaybin'i ele geçirdi ve bin ati ganimet olarak aldi. " Bazilari bu bin atin, babasindan miras kaldigini ve Hz. Dâvûd (a.s.)'in bunlari çaliçarak elde ettigini söylemi§lerdir.

Soru: Bu konu hakkindaki soru §u ki: Hz. Peygamber (s.a.v.) söyle buyurmuçtur: "Peygamberler ne dinar ne de dirhem miras biraktilar, ancak ilim miras biraktilar" (Buhârî, 10). Buna göre Hz. Süleyman (a.s.) nasil bin attan oluçan mirasa sahip oldu?

Cevap: Bu konu hakkinda §öyle söylenilmi§tir: Veraset ile kastedilmek istenen tamamen sahip olmak degildir. Belki bulundugu makam dolayisiyla emirler gibi sahip olunmasidir. Yani emirler nasil tasarruf sahibi oluyorlarsa, o da öyle tasarruf sahibi oldu.

Soru: Diger bir soru da §öyledir: Hz. Süleyman (a.s.) savaçti, ancak Hz. Peygamber (s.a.v.) §öyle demi§: "Ganimetler bana helal kilindi, ancak benden önce kimseye helâl kilmmamiçti" (Buhârî, 1). Yani ganimet mali bana helal kilindi, ancak benden önce hiç kimseye helal kilinmadi. Hz. Süleyman (a.s.) savaçtigi zaman atlari ganimet olarak almiçti. Ganimetlerin helal olmasi ve ganimetlerin caiz olmasi sadece bize özgü olmasa gerek?

Buna §u kadar cevap verilebilir: Ganimet mallarinin helal oluçu noktasinda ümmete nazar etmek gerekir. Yani ganimet mali benim ümmetime helal kilindi, ancak önceki ümmetlere helal kilinmamiçti. Dogrusunu elbet Allah bilir, hamdolsun ki Allah'in izniyle sorular tamamlandi...

B. Metin Neçri ve Tahkiki23

23 Hizir Bey'in Tuhfe-i Sultân Murâd Han'in neçri ve tahkiki yapilirken istanbul Beyazit Kütüphanesi'nde bulunan yegâne nüsha (nr. B5577, vr. 41b-44b) esas alinmiçtir.

'-jai jji] {-SLjjjjV -JjJLnü (l) J aji A ij jj— jlijjj mjlä as ij olnjb jI ^ljá | ^Uj J jm J j^n [m/41] oI^ajj AsjA^. jl AS Ij ÜjlSSlI J (jjj£Jl Jju jI jj jljS | Л-^ | J j1 л ni | je | 'jl^ j ' " — l u jj.—л [7/14

Jjjj ^ijl^ j^ ла ¡jj'| j| ü^^jä -IjSl

I—JJ olí ojl— JiJ J' AJ [8/93 'i—i] {¡¿-'li ^-t ¿Ij—jj) jI JJ 1 i ^ j.- .Jjl оЛп -J^a [1002 'JlA*ll j*<] «-j- ''Ii < ^jL—il« AлJ^J Aj AS Ij ^j mI-I JI jj j lib j .jjl^S [18/48 '^Ji] {®j—-ll ''--" ¿IJJ-JIJJ il üjj^Jill (t ¿1 ^ I |i j ЛЙ) A! AJ AS ÜJ'^J^

-A J—ji dil Jjjúi ^i l^jjáájj Vj A"állj t_jAlll jjjjíj ÚJ,) Jjtj ^J" jl á'í^ ^l-il ^L ■ ^ - oji üjl üjjl ^jJ

^JÜ jSiíi Aalá OjIjS JJ [7-6/96 '¿lt] {¡¡¿JUl oij jl ^^-iLjí jU^yi (jl) -lí* ^j— jl J [34/9 'Ajjj] {-jll м1Ц

jÜ jl j ojIaI ^áj ^jA ^Ia ^Iajl¿ jJjS Aj1¿ luJ jl IjJI^ .JjJ Aj щ nij jjm lj Itljá oJjjIjú

(1лVI jIj oj^js jI jl ojl-а AjíIaщ- i^^ j^—l Jj^ ''jlj ' *'.'lí jl j ojI^a 'Ij-j -*'L*'L Aâj^ Aj ¿j^

jl jüíi jl<» ¿Ij ij—j Jjjli^i jíl jjj l—.jl jj j Лл! [2/108 'ijl-t]»íji< jjíJ jl jüíi jl<» ^ljm ^Jlj Aj 'üjjí j jSá a1aI Jt ljL lA ^IjaJl ^Ij! ^jV jl Vjl Jlä üä Jla 1л .jj^j ла1 j^ IjSá [2/108 '^íjl—t] «(jj^J l^lxll áS Ij A-ujt ojjjt ÁJlj áJjúI jjsL ^^^^ ^Ijj jl 'Jjmj AS 1 - *jl Aj oji A . [I \42]а1л—Jl ^^il

Aj jjl 'JjS Aa^jj ^mjlí jljj Aj Ij jl 'Jjj oJjj A i— oJá ЛJлl jjj jl^ JlJл jl^lm Aj ^ Аля^ ^^j j'^ jllul Mj Ij ÜJлI .JjS oJi üjl -j.^ ^äJ ^llt ^li jI ^IjiI U JjS ^^jjt Aa^jj jI Aj Iml ^jjjll ^^lâ AS A

...Üá-Ü-Jl

u J Ajlt ^ áil JJ ((i - ^ *t ^ ^ I ^J ojjja ^ji üt j ^jaijji ÜJ лл—л üt j jjj—lljjt üt ^jij ^^Jl ^JJ

^i '-JI ¡It --3 iJ-» 'A^lj^ll ¡ll jjSJ ^¿lüj oj-i^ (Зл "» 'O^^íá j^LüiÁ -jl i^ll*^ (Jjl^^ jl lAl« :Jla :Jlá . j^ij a A°nl dw l^Á ^M^ IJ l^Á üj-Л .at!s ^j■ j aj ---**л '^jj dw i. ^j■ j ---**л ^^^ J<

^/l -JI ^^ jij :Jiá ' JjJJ lil 'Aju jjl o Jj :Jlá 'Aju (jjjm ^M^ IJ o^^ ^

л--» :Jlá Çj_j|j läjjl i - u-j -li : Já 'Aju (jj—jjl ^j^ ^ Ла -jl '^l ¿11л oiJ! j_j|jl i - já^ ^jli А'ш (üj-j^'^/i

[3076 '^^лJJ] «Ajjji '**'jщ'*'» ^ nij^ 'Ajjji ''"U^t 'AJjji

JJjí Jji— jVjI jl Jjj ^jI ''"IjS jjj Aj U Ajlt] -jI I j| jj AS 'yj'I :Jj.-л

^JJ jJ jjj AS JJJ ij i^J 1л| 'JJJ jjj i^J JÁ ^JJ jJ Ajlt] -jI JJjí A Ijt Ajlt] -jI jj ij jlnljl

-lj '''щ" jljjjjí jl üjI jj üjI !i-Jl Ij 'ЛлI aj [-^^ll Ajlt] -jI jjIj jj¿ jl jjjljnii -JI .Jim '."i AS JJ^лJi jJ ^

|Л— Çlul Jim

л*^ üji jAt !|-ll Ajit] -j! .'ui Ajit] jjij üji

'i^üjj jíl jj [m \42] .Jnlj л^ ^j jAt i" (S ojljj jjj J-^ (л jAt jl !|-ll aS láí [-^^ll Ajlt]

jl jj¿ 'Лп j—I Ajlt] -j| jAt AS JjIajÍ Ajlt] ^ Jjmj .JjS jljJ JjJ^ j^JJ 'Jjiñ ^л Aj^jj

'llyjälj Jj^ jjjÁ (л JAt jl Ajlt] -j| Лл1 'jaji JjJ oJj^^J

[-^^ll A^] jjij aj as

jl ^^ji jl^ jJ jI^íI ^J 'JjS jl^l Ajlt] -jI Ajlt] jjIj Aj Ij 'j-ll ?^Лл1

[3076 '^jAJj] л11л jI jl jljnij -A JjS jljmj J л11л jI jl 'jji jl^ jJ lU- —А JjS lU- J 'ul oЛjlл jI

.jjI nij jl^l Ij 'jjj A^j^ aS jjn ^л jj^ Ajlt] -j| jl jl^l aS jjjS JIjú jíl :á1júI

Ajlt] -j! aS ljjí ^j*j 'ЛП jl^jl ^S AíIS 'ыт Ijj J.t ÁAjA aS jI jljütl Aj [-^^ll Ajlt] -j! jl^jl AS Jjl Ajií mij—

.J^j jjl^^ (л jl AjA 'Jjjj jjl— JAt AjA jj^ 1л1 Jj— JAt jl Л*^ jA

Farsça metindeki ayet ve hadislerin yerleri açagidaki kaynaklardan istifade edilerek yazilmiçtir: "Nebevi Hadisler Ansiklopedisi Tercümesi", https://hadeethenc.com/tr/home (20.08.2023) "Darulkitap islam Ansiklopedisi", https://www.islamiokul.com/kitap/files/a.s..htm (20.08.2023) "Hadis Kitaplari", https://www.hadiskitaplari.com/ (20.08.2023) "Sorularla islamiyet", https://sorularlaislamiyet.com/ (16.01.2024) "Tûrkçe Kur'an Mealleri", https://www.kuranmeali.com/index.php (20.08.2023)

^jjj" j^'u« [^"jl AjIc] ^jl tjLlj üji [^"Îl AjIc] ^jl jl£jl a£ ^-^j Ijjj tl" jj^-j« iij^ Üjl [3076 »Ajjjj a£ jj ^jjj" lj* .jl Jjs*« jjjsj Üjj jl^jl A&jl a U , kij a. tjLljj

.jLlj ^jjj^^. l^Jj.^ lj ^jjj"] JjjJ^ J^«

л" JjJjü J^jJ 'Jjl л« ajljj jsi a£ jjj A'i< [^^ull AjIc] aj j a£ '"'uJt 'ь ÜjjJ J^jJ Jlj" j

^ ^.У*« a£ Jjl Aj¿£ Aaj* Atjj^l . Jlj" Üjl j ¿Lj jjl"^ ^J^J j ¿Lj Ijj J"c Ajä Jjl ^jI*« Üjl .JjL

I luH ^J"

jjj jjj« ^ä jl [^ull AjIc] jjij ^jj a£ '.у" Jlj^

JJ ojljj ljjjl AlÄ jl [^"Jl AjIc] .¿I J J"J A^jlj* 'Jj£ ^л ojljj <^jbc ljjjl AlÄ jl [^"Jl AjIc] jjlj : Jjl A'i< iIj^ «ij^Ji ^jj ljl« [^^ull AjIc] Jla j [5667 ' J.'j^ ÜJ J"^ l] '°j"'4. I[^^ull AjIc] Jla .i" ojj£ aijis« íjj£ ajj£ j1j"ij [1 \43] ^ijî ^ji jl [^^"Îl AjIc] jjij a£ jjj ü v.'[" :Jjl aj¿£ ^ь*. .[4/395 'Jj*-^ üj jl :jjl A'i< .[61 ' J.'j^ ÜJ «Wj j^jl Jjl" s-l^J ^Ic jjlj üjj jî« i^i oj«i ^jj^ jJ A^jlj*

. Jjj jjjj üJjlj^ jl J"J.

JjV Ij ^jj jjj Jjljil^ Ujj jjj. üj* jjj ^^J jä ^jj jJ a^ jjj^j j^jj Jlj^ ÜJjJ J^l

.i^'i ojj.j jil£ isj ül Ü'a< üljJ

ÜJ^ J^JJ ^Ä JJ jl JJ jJ^J« 'Îl^'Îl j JjlSjil Ü« ülj"j j j Jj^. ülj« Jj A^ ^^l ül J^Jj Jlj^ j

^ .''Îl ül« [l^^jc ^ ^ i ^j] ^jl Üc 'Jjj ÜJ Jl"^ ljJJ^ jil ^JJ^ j Jj^ J^ä iIj^ Aj j^ oJjj Üjl lj Jlj^ jJ Üjl

^^j] Üjl jc 'MJJ^ Jl5 j [1725 jl^j] »Üj'*^^ ÄijIUl

^Íj Jî^tÎIj 't*jji ^^îJl ÂjûJlÀÎIj AjIc

[2792 'wjl^.'] ^^ Ü« üjIi JljÎ ¿JJ^ a^« ^J^j sj*sîi Ü« ÜjSj ^"^Î äj^jlji ü« л.'*'Ч jIUjl« [l^^jc ^

jj lj j^jj jl"j j jjliS I*£j 24jl ^ ^ jj lj Üj nijj jl^j "j ^j^^« a£ Jjl ^jj^ :Jj^^« A. jl [^^"ll AjIc] ^ Jj"j ^j^^« a£ I"jl ^jl^ ^JJ^ ^lj*« j [1725 i'^j jJ AijI^Jljj

t^jl^j] »Jjj jjj 25jl ^^ A^^ll Ol« jl J«1 sjl^j J" A^.« Aj j Jjj oJjl« jjj oJ*Sll Ol« jl läj A^.«

.[2792

A .* jjj A^^ll OJ¿ 'J^lj Üj*^ A£ ^^j ^JjJ jjj Ji^l ^^ j Jj. ^ljj ^^ Üjl A^ lu'l ^J^^ ÜJjJ Jlj" jjj luj' Üjjl J«l jJJ A^ jl [^^"ll AjIc] ^ Jj"j ^J■ J^lj Üj*^ a£ ^^j 'J^lj Ata^ jjj J^lj ^lj tjj^ л« ojjl« jjj tjj^ ^lj ojjl« jjj oj*s1i ^j jl jjjsj ül j>j 'Jl^Ij oj«1 jj. a£ a.*^

|j| I*£j 27jl ^^ lj jjj ül j^ ^ [^^"ll AjIc] ^ Jj"j ■a£ Ijjj 'jLIj oj«1 jj. Ata^ jjj Aj a£ [i \43]jjIL oj*Sll ^j jl jjjSj ül jj Ijjj 'JlIj oj«I jj. a.**jjj a£ jjIjj ^Lj j Jj^ л« IjI jJ IjI jJ 'JjJ jSI .Jj^

J JL ojjl«

Üjl [^^"ll AjIc] ^ Jj"j üJ«l jJJ I'j jJ ül^jl ÜÄj jJ a£ luJi üJjl« jjj 5*j a£ jjl A'i< üj*^ Üjl ilj^

Jl ^Ilj Aj jjj ol« ül A^ Jl ül*^ (jliSl J*^^ .JjJ oJjl« jjj ^cj ül Aj oJ«l jJJ AjjL jjj A£ Jjj

jlij jjSl ^ljj ^ ül a^ jl ^ji*« jl a£ jjj£ Jlj" jsi

AjIc] ^ J j"j ^jjá jj ^jj^ Ijljj a£ ^j^jsj aj ^I " л Üjl a£ üJj^ ül jJ л« A nÄl *' « il j^ ÜJJJ j

.jlij [^^"ll

jl* jJ 24

jlt jJ 25

jl* jJ 26

jl* jJ 27

.¿I л ij] A^jlc aS ü JIl 'Jjj [3/5 toJjl«] ■^'"'j -<jfc- l " < " ljSj -<*'jj HiIlSîS -JJÎI^ Jjjj I '*j jJ aS jîjj^ iljl

Aj IjI Üjl jSI AS [Ajc SI л ij] J"c Aj tjjjL lj IjI Üjl ^Jj^j i^j AS oJjS Ijljj ^Ijj jl J*j [-^ic jjj l« IüjtI« lj AS [Aic SI ^ ij] J«c .-j'il"' ^Jjc Ijl Üjl Jjjj jjj 'Jjj л« oJ«l l« [-^"Îl AjIc] SI Jjmj AjIc] SI Jj"J jl J*S Jjt "i j Jl Jjlj 'Jjj 'läjc Aiâj jJ Jj"j AS JIl jJ A*"L jjj Aj lj Üjl .-jl oJjS Jjc

jl jj j üjc jjl jl jtüÄ 'jLIj J^ä jj jlÄiÄ j jLIj ^jli jljÄ jl'nÄ Aj lj jl aS i"j'i i'l JäI ^ljjl« [^^"-l ^jjl^l jj aS ijjj 'jLIj jj '^^j Am jl Jjmj |«i« aS oj«l <^jjl. jJ .[4/542 'л-lj^] «fjl Л. üljJiJ

J^^ Aj I.'"'' jl'uA j Jl JAlji ' à. jl'uA Jjmj j Jl JAlji ' à. j J^^ I*'^ JäI AS Iml ojL ^ajI*« Jl" J^* Üjj!^!^« ^Ij£â>> AS Iml oJ«l [Aic Si Л ij] J"c Üjl ^Jjc Ijljj Jj J [13 JL ü^ I.'"j'

AS JiS л« Ijljj [Aic SI ^ ij] ojjjA jjl jl oJ«l «Ll jj j [37 «Jjl jJ [I\44]Il Aj 1j<¿.l jl ^jj

[37 »JjL л« Jl" J^ajlj i«lj» jjj -jj j jijl jj I'l Aj lj<¿.i jl ^jj jjj -jj Üj«!"« ^IjSá«

^áljj <^jjl jj Üjl üj« jJ as <^¿jl jj :jijl

Jla .jLIj Jl" J^* ljj¿l Jjl j IjSâ jil üj« jJ J JlIj Jl" y ^Mj ljicl jil j IjSä Jjl üj« jJ AS Jjl a'ï^ il jl jjl" ÜäJ ^IAÎI J sjjiÎl Ai« <^ijj AJV [16/27 'J"j] {^JU Ü"J'" " '—-'jjj)' Jl* A-jâ Л JL*ÎI sjj" Л ' lnX Il¡ l\. ~ ljjÄJJ^ Jl*J A-jâ ^^ sjj" J^j J ^ J^^l J ÜILJI" J IJJ.'*J JS^I Jjlj ül^ J Jnc AT"J IjjlS j Ajjj

J Jul«J JäI ^lj¿ [^^"Îl AjIc] ül"jI" ü! ^JJ .Jlj?Îl '"'liät^ll ^ ni'Îlj Ajjç. ^^bj^ jl .llll_jl AjI jj'Îl -*j (jLajIlji J^ljj

. [31-30/38 {А^Ч Ü« o jjl .I j a^i Ü« lê^jj Jja j ^jiä 'Îl il.l j Üj'j^'

[^^"ll AjIc] Jjlj üljjjjä J^l" IjJäI и« ^lj j lj 'jjj jjji ^Ij^ [^^"ll AjIc] Jjlj jl [^^"-l Aj\c] üIljI" ^j*J

AjIc] üilji" a£ ojjjl ' ¿lnK^^l. a^vi [31/38 {ajic jj^ л-itj a-jâ ^^ ojj" jj j jjjjj^j

jjj jl ^Jiâ jljÄ ül jjl .jj^ J.l^ ^Jâ jljA j lj Ü.'J^' J lj Jni«j JäI 'JjS lj¿ [^^"-l

jj. ojjS a^Ilc jl [^^"ll AjIc] jjlj a£ ojjl« ^Ijj«

'^jl^j] »l "Ic lL"jj^ 'lLLÄjjj IJlijj I^J^ -- ¿-ljjj^l» a£ Jjl«jiä л« ^^"ll AjIc ^jj a£ Üjjj Jlj"

jjji л« ^Ij^ üj* [^^"-l AjIc] üIljI" jjJsJ ÜjjJ .[10

Ij«I 'j^J JjJt^ Aj Jj [i \44] tI"jj JjJ^ Aj 'j . Uljj jl jlj« a£ Jjl A'à< il jl lj ^Jâ jljÄ ül

Jj^ 'j^J jjj jl 'Jjj£ л« 'j—J j«I A^li*

lI^S« a£ Jjl«jiä л« [^^"Îl AjIc] ^ Jj"j 'j ■a£ JjS lj¿ üj* [^^"ll AjIc] üIljI" Üjl j^jj Jlj" j

Jjj oJ"j J^l ^JÄ Aj Ü« jl ^jj AS Jl J^l Ü« Aj Jl« '[1 '^jl^j] »^I.'* -Îj -jlü-l

^ ^J—A« l« ^jjj Jl Jl 'Jjl oJj^ J.1l jl lj 'Jjl oJj^ lj¿ [^^"-l AjIc] üIljI" AS ^^J

Asjl" -«I Aj l«l 'Jl J^l Ü« |«l Aj Jl« л**^ 'JlIj l«l Aj j^j Jl« Jl AS üjí5 ül jj jJ* Üjl jl

SjllJI j л-It-J ^ üj*J A-jrnVI I"J J—llj -Ici ^j .Jjj o.Jnij J^l

Sonuç

II. Murad diger Osmanli padiçahlari gibi ilme deger vermiç, bilginleri, ilim adamlarini ve §airleri korumuç, bunun sonucunda ilim ve §iir çok ragbet görmü§tür. Birçok padiçah gibi II. Murad da çiirler yazmiç, adinin uzun bir süre anilmasi için âlimleri ve sanatkârlari himaye etmi§, onlarin ihtiyaçlarini kar§ilami§ ve onlari maddi refaha kavu§turmu§tur. Çok sayida büyük bilgin bu padiçah döneminde Osmanli topraklarina gelmiç, itibar görmü§ ve onun adina önemli eserler kaleme almiçtir. §iir baçta olmak üzere edebiyat ve sanat bu dönemde canlilik kazanmiçtir. II. Murad sadece ilmî toplantilara katilmakla kalmamiç sarayinda §air ve edipleri toplamiç, yaninda daima bilginleri bulundurmuç, bo§ vakitlerinde onlarla ilmî sohbetler yapmiçtir.

Bu padi§ah donemindeki onemli ediplerden biri de Hizir Bey'dir. Hizir Bey yazdigi Tuhfe-i Sultan Murad Han adli eseri ona hediye olarak g6turmu§tur. Daha 90k hadisler ve bu hadislerle ilgili soru ve cevaplarin yer aldigi bu eserde sade ve anla§ilir bir dil tercih edilmi§tir. Bu da eserin halk tarafindan anla§ilmasini olduk9a kolayla§tirmi§tir. §iirlerin yer almadigi bu mensur eserde 90k sayida hadis ve ayet yer almi§tir. Bu eseri buyuk ihtimalle Hizir Bey, Arap9a veya Turk9e yazmi§ ve adi bilinmeyen mustensih Fars9a'ya tercume etmi§tir. Metnin tamamina nazar edildiginde besmele, hamdele, salvele gibi klasik eser tertibi ozelliklerine riayet edildigi gorulmektedir. Gunumuze ula§mi§ mustakil bir nushasi bulunan eserin hangi ama9la yazildigi belirtilmemi§tir. Eserde yer alan hadislerin ravileri genellikle zikredilmi§ ve hadisler ba§ka hadis ve ayetlerle a9iklanmi§tir. Eserin tercume edilmesindeki neden sadece Fars9a bilenlerin de istifade edebilmesine olanak saglamak olabilir. Eserin orijinal dildeki nushasi olmadigindan tercumede eserin aslina sadik kalinip kalinmadigi belli degildir. ihtiva ettigi rivayetler a9isindan dikkat 9ekici hususiyetlere sahip olan bu eserin mukaddimesinde mubalagali ifadelere ve ovgulere yer verilmi§tir. Muellif eserde samimi ve etkileyici eda ile i9inden gelerek sorulara cevap vermi§tir. Ku9uk hacimli eserde kullanilan bazi kaynaklar belirtilmemi§se de muellifin bazi hadis kitaplarindan, 9e§itli alim ve mutasavviflarin eserlerinden istifade ettigi gorulmektedir. Konusu bakimindan ozgun bir eser olan bu eserde dini ve tasavvufi tesir hissedilmektedir. Eserde donemin sosyal hayati ve muellifin ya§amina dair izler bulunmamaktadir.

Extended Abstract

Like all sultans in the Ottoman Empire, Murad II also dealt with literature and art, valued poetry and poets, and protected scholars and artists. This sultan was the first ruler in the Ottoman Empire to sing poetry and to show great interest in poets. Even in times of war, he consulted with poets and scholars twice a week, complimented those with talent and supported them. During the reign of this sultan, many scholars and literary figures from the east and west came to the Ottoman Empire and received permission and grants. Murad II, an enthusiast of art and literature who valued art and science throughout his reign, wrote poems under the pseudonym Muradi. During his reign, many copyrighted and translated works were written in the Ottoman lands, and many important scholars and Sufis were educated. One of the scholars who grew up in this period is Hizir Bey.

Hizir Bey was born in 1407 in Sivrihisar district of Eskisehir. He firstly took lessons from his father, and then learned mental and religious sciences. He previously worked as a teacher and educated many students. After the conquest of Istanbul, he was appointed as the judge by Sultan Fatih. Hizir Bey, known as the first judge of Istanbul, also engaged in the city's municipal, zoning, and security affairs before his untimely death in January 1459. Hizir Bey exhibited his skill with the works he wrote in Turkish, Arabic, and Persian. There are seven works of Hizir Bey which have survived to the present day. One of these works is the Persian treatise called Tuhfe-i Sultan Murad Han.

Tuhfe-i Sultan Murad Han starts with basmala, hamdele and salvele. It was presented as a gift to Murad II. In the copyright section, it is stated that the name of the work is "Usule-i Garibe Azize-i Arabiyye". In the introduction, the author benefited from the verses and hadiths. By translating the work into Persian, they claimed that it was protected through it and rose to the threshold of the sky. Following the section on copyright reasons, the text provides information on Prophet Adam donating forty years of his life to Prophet David, noting that Adam had forty years remaining at his life's end. It then addresses questions like why Prophet Adam, despite being a

prophet, denied this act, the permissibility of donating a lifetime, and the reason behind the bright light on Prophet David's face. Additionally, it explores how it is possible for everyone to achieve a luminous complexion while it offers brief answers to these inquiries. It was also said that the Prophet Muhammad said that the descendants of Prophet Adam would be forgetful, make mistakes and deny things like him. He went on to state, that Allah caressed the back of Prophet Adam when he created him and put a bright light in the middle of the forehead of everyone he created from his generation. It is also said that the Prophet David prayed more than all the prophets, and the Prophet Muhammad participated in many more wars than all the prophets. Later, Hammad b. Zayd and Enes said that the Prophet Muhammad performed the obligatory noon prayer in Medina as four rakats, but in Dhulhulayfa he performed the obligatory afternoon prayer in two rakats. Then, the narrations went on saying that the person with the lowest degree who enters heaven will have 80,000 servants and 72 wives, that the ummah of the Prophet Muhammad will consist of two or three groups and that the poor immigrants will enter heaven before the rich. These were followed by questions and answers about them. Finally, it was reported that the Prophet Solomon inherited the prophethood and the kingdom from the Prophet David and that he captured Damascus and Nusaybin and acquired a thousand horses. It was also narrated that the Prophet David was fond of worship and that the Prophet Solomon was generous and grateful, and questions and answers about these topics were included. It was also been explained whether the spoils are halal for prophets other than Muhammad. Upon reviewing the work as a whole, verses, hadiths, various narrations and wise words were used. An artistic language was preferred in the introduction section, whereas the main text section adopted a clear, understandable, and simple language in order to be understood by the public and addressed to the reader in a sincere manner. There are no couplets in the work, but many Arabic and Persian elements, religious and Sufi terms and formulaic expressions are included. The known copy of this work resides in the Istanbul Beyazit Library, catalogued under number B5577 between pages 41b-44b.

Kaynak^a

Altinkulag, T. (1997). Hammad b. Zeyd. TDV Isläm Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.

Azamat, N. (1996). II. MuradDevri Kültür Hayati. Marmara Üniversitesi, Türkiyat Ara§tirmalari Enstitüsü, Tarih Ana Bilim Dali, Doktora Tezi.

Baltaci, C. (1995). Fahreddin-i Acem. TDV Isläm Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Bebek, A. (1998). Hayali. TDV Isläm Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Canan, i. (1995). Enes b. Malik. TDV Isläm Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

£akan, i. L. (1988). Abdullah b. Abbas. TDV Isläm Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

£elebioglu, A. (2018). Türk Mesnevi Edebiyati/ Sultan Ikinci Murad Devri. Dergah Yayinlari.

Demir, H. (2014). Hizri, Hizir Bey, Hizir £elebi. Türk Edebiyati Isimler Sözlügü. https://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/hizri-hizir-bey-hizir-celebi (22.08.2023).

Elmas, A. & Yilmaz, H. (2018). istanbul'un ilk Belediye Ba§kani Hizir Bey £elebi. Social Sciences Studies Journal, 14 (14), 569-576.

Hizir Bey, Tuhfe-i SultánMurádHan. Beyazit Kütüphanesi, nr. B5577, vr. 41b-44a.

íp§irli, M. (1989). Aläeddin Arabi Efendi. TDV Islám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

íp§irli, M. (2015). Sultan II. Murad Devri ilim ve Kültür Hayati Üzerine Degerlendirmeler. Sultan II. Murad ve Dönemi. Ed. ismail Ya§ayanlar. Gaye Kitabevi.

isen, M. (2014). Murädi, II. Murad, Sultan Muräd-i Säni Bin £elebi Sultan Mehmed-i Evvel. Türk Edebiyati ísimler Sözlügü. https://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/muradi-ii-murad-sultan-muradi-sani (20.08.2023).

Kandemir, M. Y. (1993). Cämi'. TDV Islám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Kandemir, M. Y. (1994). Ebü Hüreyre. TDV íslám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

K09, A. (2019). Sinan Pa§a. TDV íslám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Köse, S. (1998). Hocazäde Muslihuddin Efendi. TDV Islám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Kut, G. (1986). Murädi. Türk Dili ve Edebiyati Ansiklopedisi. Dergäh Yayinlari.

Latifi (1990). Latífi Tezkeresi. Haz. Mustafa isen. Kültür Bakanligi Yayinlari.

Öz, M. (2012). Aläeddin-i Tüsi. TDV Islám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Özcan, N. (1988). Abdülkädir-i Merägi. TDV Islám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Özek, A. (2022). El-Ke§§äf. TDV Islám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Sehi Bey (1998). Sehl Bey Tezkiresi. Haz. Mustafa isen. Ak9ag Yayinlari.

Sezikli, H. A. (1991). Amr b. Ma'dikerib. TDV Islám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Süreyya, M. (1996). Sicill-i Osmanl. Haz. Nuri Akbayar. Tarih Vakfi Yurt Yayinlari.

Üzüm, i. (1997). Hatibzäde Muhyiddin Efendi. TDV Islám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Ya§aroglu, M. K. (2020). Molla Güräni. TDV Islám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Yavuz, S. S. (2022). Kestelli. TDV Islám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Yazici, i. (1991). Bahrü'l-Ulüm. TDV Islám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Yazicioglu, M. S. (1983). Hizir Bey ve Kaside-i Nüniye'si. Ankara ÜniversitesiIlahiyatFakültesi Dergisi, 27, 549-588.

Yazicioglu, M. S. (1998). Hizir Bey. TDV Islám Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfi Yayinlari.

Zavotçu, G. & Ek§i, M. A. (2023). Sultan II. Murâd'in "Çerh Eylemez" Redifli Gazeli'nin Çerhi. Littera Turca Journal of Turkish Language and Literature, 9 (2), 395-405.

"Nebevi Hadisler Ansiklopedisi Tercumesi", https://hadeethenc.com/tr/home (20.08.2023)

"Darulkitap islam Ansiklopedisi", https://www.islamiokul.com/kitap/files/a.s..htm (20.08.2023)

"Hadis Kitaplari", https://www.hadiskitaplari.com/ (20.08.2023)

"Sorularla islamiyet", https://sorularlaislamiyet.com/ (16.01.2024)

"Turkçe Kur'an Mealleri", https://www.kuranmeali.com/index.php (20.08.2023)

Ethical Statement/Etik Beyan: Bu çaliçmanin hazirlanma surecinde bilimsel ve etik ilkelere uyuldugu ve yararlanilan tum çaliçmalarin kaynakçada belirtildigi beyan olunur. / It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and that all the sources used have been properly cited. Çatiçma beyani/Declaration of Conflict: Çaliçmada kiçi ya da kurumlar arasi çikar çatiçmasinin olmadigi beyan olunur. / It is declared that there is no conflict of interest between individuals or institutions in the study. Telif Hakki&Lisans/Copyright&License: Yazarlar dergide yayinlanan çaliçmalarinin telif hakkina sahiptirler ve çaliçmalari CC BY-NC 4.0 lisansi altinda yayimlanmaktadir. / Authors publishing with the j ournal retain the copyright to their work licensed under the CC BY-NC 4.0

EKLER

istanbul Beyazit Kütüphanesi, Tuhfe-i Sultan Murad Han, nr. B5577, vr. 41b-42a.

m

sJ

r.—. . *

—VmI

ü'ni/ci

: pjl/fl/üpi^^^/oiili^ fttM/V»!

Istanbul Beyazit Kütüphanesi, Tuhfe-i Sultân Murâd Han, nr. B5577, vr. 42b-43a.

ístanbul Beyazit Kütüphanesi, Tuhfe-i Sultán Murad Han, nr. B5577, vr. 43b-44a.

y/fóhcpjjljili&ah ófyíkUjpW^Wybr

jf * 1 • ( ,

uüi /í^^/J^/dt

Jl_i_ ■*

c/

'''i^íioM^j^^Jh*

•jrv

Istanbul Beyazit Kütüphanesi, Tuhfe-i Sultân Murâd Han, nr. B5577, vr. 44b.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.