Научная статья на тему 'Osmanlı İmparatorluğu ve Avusturya arasındaki Diplomatik Münasebetler (Zitvatorok Barışı’ndan Birinci Dünya Savaşına Kadar)'

Osmanlı İmparatorluğu ve Avusturya arasındaki Diplomatik Münasebetler (Zitvatorok Barışı’ndan Birinci Dünya Savaşına Kadar) Текст научной статьи по специальности «Языкознание и литературоведение»

CC BY
76
9
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
Журнал
Kadim
Ключевые слова
Osmanlı-Avusturya İlişkileri / Diplomasi tarihi / Sefaretnameler / Osmanlı Macaristanı / Avusturya-Macaristan İmparatorluğu / Habsburg Hanedanı / Ottoman-Austrian Relations / History of Diplomacy / Sefaretnames / Ottoman Hungary / Austria-Hungarian Empire / House of Habsburg

Аннотация научной статьи по языкознанию и литературоведению, автор научной работы — Mehmet Yılmaz Akbulut, Markus Köhbach

Viyanalı Osmanlı tarihi araştırmacısı Markus Köhbach’ın Osmanlı Araştırmaları Dergisi’nde Almanca olarak neşredilmiş bu makalesi Habsburg ve Osmanlı hanedanlarının siyasî rekabetlerinin dört asırlık bir süre zarfında nasıl şekillendiğini, hangi dönüm noktalarından geçtiğini diplomatik münasebetlere yoğunlaşarak anlatmaktadır. İki imparatorluk arasında siyasî, askerî ya da diplomatik konuları kapsayan ayrıntılı araştırmalar için bir başlangıç yazısı olarak ele alınabilecek çalışma, henüz monografisi kaleme alınmamış bu ilgi çekici tarihsel çekişme için bir çerçeve sunmaktadır. Öte yandan makale erken modern dünyanın diplomatik mekanizmaları ve Osmanlı Devleti’nin söz konusu mekanizmaları kullanma biçimleri hakkında bilgiler vermektedir. Mohaç Muharebesi’nde (1526) başlayan rekabet, iki asır boyunca çeşitli cephelerde devam etmiş, iki imparatorluğun mücadeleleri Avrupa devletler dengesinin her daim en önemli unsurlarından biri olmuştur. Birinci Dünya Savaşı sonunda aynı kaderi paylaşan ve tarih sahnesinden çekilen iki rakibin hikâyesi, tarihçiler için yeni soruları akla getirecektir.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.

The Diplomatic Relationships Between Austria and the Ottoman Empire (From the Peace of Zsitvatorok to the First World War)

This article of Viennese Ottomanist Markus Köhbach, published first in German in the Osmanlı Araştırmaları Dergisi [Journal of Ottoman Studies] describes how the Ottoman-Habsburg relations were shaped between the sixteenth and the twentieth centuries and what were the milestones of this relationship focusing on the diplomatic aspects. It stands as a short guide covering political, military, and diplomatic actions between these early-modern multinational empires and offering a framework for future monographies of this relationship. Moreover, it defines some diplomacy mechanisms in the early modern period and exemplifies how the Ottomans and Austrians employed them. Starting with the Battle of Mohacs, the rivalry between these empires continued during the following two centuries on different fronts and became a significant chapter of the European balance of power. This narrative of the two archrivals, sharing the same fate at the end of the First World War, poses new questions for historians.

Текст научной работы на тему «Osmanlı İmparatorluğu ve Avusturya arasındaki Diplomatik Münasebetler (Zitvatorok Barışı’ndan Birinci Dünya Savaşına Kadar)»



S AY I / ISSUE 2 • EKÍM / OCTOBER 2021

rV

¡mtîyaz SAHiBi | Proprietor Burhan ÇAGLAR

SORUMLU YaZI i$LERi MüDÜRÜ | Managing Editor Ömer Faruk CAN

S

-a

Osmanli ara§tirmalarina münhasir, alti ayda bir (Nisan ve Ekim) ne§redilen, agik eri§imli, gift kör hakem sistemli akademik dergi

Double-blind peer-reviewed open-access academic journal published semiannually (April and October) in the fields of Ottoman Studies ^

SAYI | ISSUE 2 • EKiM | OCTOBER 2021 ^ ^

a

£

iRTiBAT | Contact Kadim • Sakarya Üniversitesi

Esentepe Kampüsü, Fen-Edebiyat Fakültesi, C Blok, Ofis: 113, Serdivan/Sakarya (Turkey) 54050 Telefon | Phone • 00 90 264 295 60 15

Internet Adresi | Webpage • dergipark.org.tr/kadim • kadim.sakarya.edu.tr E-posta | E-mail • kadim@sakarya.edu.tr

Tasarim | Design Hasan Hüseyin CAN

Baski | Printed by

MetinCopyPlus • Arti Dijital & Baski Merkezi

Turkocagi Cad. 3/A Cagaloglu/Fatih/lstanbul

Basim TaRiHi | Print Date • EkiM | October 2021 ISSN 2757-9395 • e-ISSN 2757-9476 UcRETSiz | Free of Charge

Kadimdeki makaleler, Creative Commons Alinti-Gayriticari 4.0 (CC BY-NC) Uluslararasi Lisansi ile lisanslanmigtir. Bilimsel aragtirmalari kamuya ücretsiz sunmanin bilginin küresel paylagimini artiracagi ilkesini benimseyen dergi, tüm içerigine aninda açik erigim saglamaktadir. Makalelerdeki fikir ve görüglerin sorumlulugu sadece yazarlarina ait olup Kadim'in görüglerini yansitmazlar.

Articles in Kadim are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 (CC BY-NC) International License. Kadim provides immediate open access to its content on the principle that making research freely available to the public supports a greater global exchange of knowledge. Authors are responsible for the content of contributions; thus, opinions expressed in the articles belong to them and do not reflect the opinions or views of Kadim.

Dergi Park

Edïtôr Editor-in-chief

Yayin KURULÜ Editorial Board

Yazim ve DiL EdïtOrlerI Writing and Language Editors

Tûrkçe Dil EdïtOrC Turkish Language Editor

Ïngïlïzce Dil EdïtOrlerI English Language Editors

Mïzanpaj EdïtOrC Layout Editor

Sosyal Medya EdïtOrC Social Media Editor

Yayin SekreterI Secretariat

Arif BÎLGÎN | Prof. Dr., Sakarya Üniversitesi

Necmettin ALKAN | Prof. Dr., Sakarya Üniversitesi Fatih BOZKURT | Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi Ömerül Faruk BÔLÛKBA§I | Doç. Dr., Marmara Üniversitesi Kerim ilker BULUNUR | Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi Bü§ra ÇAKMAKTAÇ | Dr. Ögr. Üyesi, Sakarya Üniversitesi M. Talha ÇiÇEK | Doç. Dr., istanbul Medeniyet Üniversitesi Filiz DIGIROGLU | Doç. Dr., Marmara Üniversitesi Miraç TOSUN | Dr. Ögr. Üyesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi

Ômer Faruk CAN | Sakarya Üniversitesi Burhan ÇAGLAR | Sakarya Üniversitesi Burak ÇITIR | Sakarya Üniversitesi Bünyamin PUNAR | Sakarya Üniversitesi

Sedat KOCABEY | Sakarya Üniversitesi

irem GÛNDÛZ-POLAT | Sakarya Üniversitesi Hâcer KILIÇASLAN | Sakarya Üniversitesi

Hasan Hüseyin CAN | islâm Araçtirmalari Merkezi (iSAM)

Kasim BOLAT | Çankiri Karatekin Üniversitesi

Yusuf islam YILMAZ | Sivas Cumhuriyet Üniversitesi

Osmanli imparatorlugu ve Avusturya Arasindaki Diplomatik Münasebetler (Zitvatorok Bari§i'ndan Birinci Dünya Sava§rna Kadar)*

the diplomatic relationships between austria and the ottoman empire (from the peace of zsitvatorok to the first world war)

MARKUS KÖHBACH** ÇEV. MEHMET YILMAZ AKBULUT***

OZ ABSTRACT

Viyanali Osmanli tarihi araftirmacisi Markus Köhbach'in Osmanli Araftirmalari Dergisi'nde Almanca olarak nefredilmif bu makalesi Habsburg ve Osmanli hanedanlarinin siyasî reka-betlerinin dört asirlik bir süre zarfinda nasil fekillendigini, han-gi dönüm noktalarindan geçtigini diplomatik münasebetlere yo-gunlafarak anlatmaktadir. Iki imparatorluk arasinda siyasî, askerî ya da diplomatik konulari kapsayan ayrintili araftirmalar için bir baflangiç yazisi olarak ele alinabilecek çalifma, henüz monogra-fisi kaleme alinmamif bu ilgi çekici tarihsel çekifme için bir çer-çeve sunmaktadir. Öte yandan makale erken modern dünyanin diplomatik mekanizmalari ve Osmanli Devleti'nin söz konu-su mekanizmalari kullanma biçimleri hakkinda bilgiler vermek-tedir. Mohaç Muharebesi'nde (1526) baflayan rekabet, iki asir boyunca çefitli cephelerde devam etmif, iki imparatorlugun mücadeleleri Avrupa devletler dengesinin her daim en önemli unsurlarindan biri olmuftur. Birinci Dünya Savafi sonunda ayni kaderi paylafan ve tarih sahnesinden çekilen iki rakibin hikâyesi, tarihçiler için yeni sorulari akla getirecektir.

Anahtar Kelimeler: Osmanli-Avusturya Ilifkileri; Diplomasi Tarihi; Sefaretnameler; Osmanli Macaristani; Avusturya-Macaristan Imparatorlugu; Habsburg Hanedani.

fîÎtl

MAKALE BiLGiSi | ARTICLE INFORMATION Makale Türü: Tercüme Makale | Article Type: Translated Article Geli§ Tarihi: 14 Agustos 2021 | Date Received: 14 August 2021 Kabul Tarihi: 23 Eylül 2021 | Date Accepted: 23 September 2021

(00l

This article of Viennese Ottomanist Markus Kohbach, published first in German in the Osmanli Araftirmalari Dergisi [Journal of Ottoman Studies] describes how the Ottoman-Habsburg relations were shaped between the sixteenth and the twentieth centuries and what were the milestones of this relationship focusing on the diplomatic aspects. It stands as a short guide covering political, military, and diplomatic actions between these early-modern multinational empires and offering a framework for future monographies of this relationship. Moreover, it defines some diplomacy mechanisms in the early modern period and exemplifies how the Ottomans and Austrians employed them. Starting with the Battle of Mohacs, the rivalry between these empires continued during the following two centuries on different fronts and became a significant chapter of the European balance of power. This narrative of the two archrivals, sharing the same fate at the end of the First World War, poses new questions for historians.

Keywords: Ottoman-Austrian Relations; History of Diplomacy; Sefaretnames; Ottoman Hungary; Austria-Hungarian Empire; House of Habsburg.

ATIF | CITATION

Köhbach, Markus. "Osmanli imparatorlugu ve Avusturya Arasindaki Diplomatik Münasebetler (Zitvatorok Bari§i'ndan Birinci Dünya Sava§ina Kadar)". gev. Mehmet Yilmaz Akbulut. Kadim 2 (Ekim 2021), 147-162.

* Bu makale Prof. Dr. Markus Köhbach tarafindan, Almanca "Die Diplomatischen Beziehungen Zwischen Österreich und dem Osmanischen Reich" ba^ligi ile Osmanli Ara^tirmalari dergisinde ne^redilmi^tir. Bk. Markus Köhbach, "Die Diplomatischen Beziehungen Zwischen Österreich und dem Osmanischen Reich", Osmanli Ara^tirmalan 4 (1984), 237-260.

** Prof. Dr. (Emekli), Viyana Üniversitesi, Tarih Bölümü, markus.koehbach@univie.ac.at, ORCID: 0000-0002-8296-9514.

*** Dr. Ögr. Üyesi, Istanbul 29 Mayis Üniversitesi, Tarih Bölümü, myakbulut@29mayis.edu.tr, ORCID: 0000-0002-9299-7498.

1526 Moha^ Muhaberesi ve bu muharebenin neticesinde, 1515 Viyana Miras Mukavelesine istinaden [ffte Viyana Dügünü ya da Birinci Viyana Kongresi isimleri ile de bilinir] Kutsal Macar Tahtinda hak iddia eden Habsburg ar^idükü Ferdinand ve Habsburg kar^itlari frak-siyonunun lideri Zapolya Janos arasinda ^ikan ihtilaf, Osmanli Imparatorlugu ve Habsburg hanedanin mevrus ülkeleri arasinda dogrudan siyasi ve askeri mücadelenin ortaya pkmasina sebep oldu. Avusturya ve Osmanlilar arasindaki diplomatik münasebetler bu tarihlere kadar geri gitmekte ise de bu münasebetler on dokuzuncu yüzyila kadar tek tarafli bir mahiyet arz etmi^tir. Avusturya, on altinci yüzyilin ortasindan itibaren Istanbul'da daimi el^ilik bulun-durmuj; Osmanlilar ise, Avrupa'daki daimi diplomatik temsilciliklerini 18351 yilinda tesis edene dek diplomatik münasebetlerini sultanlarin tahta ^iki^larini bildirmek, yeni kayserlere tebrik yollamak, siyasi taleplerini iletmek ve bari^ akitleri dolayisiyla etiler yollamak ile sinirli birakmi^ti. Avusturya, Istanbul'daki kapi kethüdasina ilaveten, 1545 Edirne Antla^masi ile kararla^tirilan ve 1606 Zitvatorok Antla^masi'na kadar ödenen hara^larin teslimi i^in fevkalade etiler yolluyor- Viyana Sarayi bu haracin ismini kendisi i^in güzelle^tirerek, ihsan ya da hediye olarak zikrediyordu [ululama hediyesi- munus honoriarium]- ya da yine bazi nazik siyasi durumlarda fevkalade etiler gönderiyordu.

11 Kasim 1606'da akdedilen Zitvatorok Antla^masi "Uzun Türk Sava^lari" tabir olunan 1593-1606 dönemi sava^larini hitama erdirdi ve Avusturya-Osmanli münasebetlerinde bir dönüm noktasi tejkil etti. Osmanlilar, Kayser ve Sultan'in te^rifattaki muvazenesini taniyip, 200.000 altin dukalik tek seferlik pe^in bir ödeme kar^iliginda, Avusturya i^in agir olan yillik haraci ilga edecek ve iki devlet arasindaki meseleler düzenli el^ilikler, ikili müzakereler vasitasi ile ve mümkün oldugunca mutabakat ile neticelendirilecek ve hal olunacakti. Bu bari^, 1 Ocak 1607'den itibaren yirmi sene yürürlükte kalacakti. Mart 1608'de Avusturya ve Osmanli'nin birer heyeti Uyvar'da2 tarti^mali konulari müzakere etmek i^in bir araya geldi. Bu müzakere neticesinde Kayser'in el^ilik heyeti antla^mayi tasdik etmek ve üzerinde mutabik kalinan 200.000 altin dukayi ödemek i^in Istanbul'a gitti. Ancak Istanbul'da tasdik edilecek olan metin, üzerinde evvelden anla^ilan asil metinden bir hayli sapmi^ti. Avusturyalilar bu durumdan ^ikayet etseler de bu jikayet neticesiz kaldi. Avusturyalilar, ^ikayetlerini defaatle müdahale ederek dile getirseler de bir netice alamadilar. Her ne kadar 1615 yilinda, bir Osmanli el^ilik heyeti Viyana'ya gelip yirmi senelik bir antla^ma imzalami^sa da kar^iliginda Kont Czernin'in [Herman Graf Czernin von und zu Chudenitz, ö. 1651] 1616'da Istanbul'a dalgalanan sancaklar ve ^inlayan müzik e^liginde girmesi, Osmanlilari o kadar sinirlendirdi ki, o sene siyasi meselelerde bir mutabakata varilamadi. Bunun yerine sadece evvelsi sene Viyana'da akdedilen ticaret antla^masi temelinde bir anla^ma yapilabildi.

Otuz Yil Savajlari'nin ba^inda A^agi ve Yukari Avusturya'dan, Bohemya'dan ve Macar Protestanlarindan müte^ekkil bir heyet Istanbul'a Kayser II. [Ferdinand] hakkindaki jika-yetleri dile getirmek ve askeri destek talep etmek i^in geldi. Daha Osmanlilar bu parlak teklife tepki veremeden, Otuz Yil Savajlari'nin ilk a^amasi olan 8 Kasim 1620'de Prag yakinlarinda-ki Weißen Berg Muharebesi [8 Ekim 1620] Kayser'in lehine neticelendi. Dahili siyasetteki

1 Bilindigi gibi Viyana'da ilk ikamet elgiligi, III. Selim devrinde, 1797'de kurulmu^ olup, 1835'te II. Mahmud tarafindan yeniden i^lerlik kazandirilmi^tir. Viyana'ya gönderilen ilk ikamet elgisi Ibrahim Afif Efendi itimatnamesini 1797 senesinin Eylül ayinda sunmu^tur. Bk.: Ercümend Kuran, Avrupada Osmanli Ikamet Elpliklerinin Kurulu^u ve Ilk El^ilerin Siyasi Faaliyetleri: 1793-1821 (Ankara: 1968), 43. Qevirenin notu (Bundan sonra Q.N.).

2 Bugünkü Slovakya'da Nove Zamky. (Q.N.)

meseleler ve Lehistan ile silahli bir ^atijma haline dönüjen ihtilaf, Osmanlilari Avusturya'ya karji askerí bir tejebbüsten alikoydu. Halbuki Erdel Prensi Bethlen Gábor [ö. 1629] ve Ingiliz Sefiri Sir Thomas Roe [ö. 1644], Protestanlarin menfaatlerini Osmanli idaresi nezdinde israrla savunuyorlardi.

Kapi kethüdasi [Michael] Starzer ve el^i [Cesare] Gallo, Mart 1621'de, Sultan'in, Protestan asilerin Kayser ile uzlajmaya varmalarini teminen müdahil olmayi taahhüt eden bir antlajmayi akdetmeyi bajardilar. Ger^i, muglak kelimelerle jekillendirilmij bir antlajma maddesi uyarinca Osmanlilar, ayaklanmaci Protestanlarin lehine bir müdahalede bulunma haklarini mahfuz tutuyorlardi. Ancak bu madde, Osmanlilar i^in bu meseleden Ranina halel gelmeksizin kurtulmanin yolunu bulma ^abasiydi. Sirf Erdel Prensi Bethlen Gábor bile, Otuz Yil Savajlarina bir^ok kez dahil oldu ve Tatarlardan ve Osmanli'nin Macaristan valilerinden silah yardimi aldi.

Osmanlilar Mayis 1625'te Gyarmat [Garmat] ve Eylül 1627'de Szöny [Söni] antlajmalarini Habsburg sarayi ile imzaladilar. Bu antlajmalarin akabinde karjilikli el^i mübadelesi bajladi. Kont [Hans Ludwig von] Kuefstein Istanbul'a ve Recep Paja da Viyana'ya gitti. Keufstein ihtilafli meseleler ve^hesinden bakildiginda bajarisiz oldu. Yalniz kültürel tarih ve^hesin-den degerlendirilirse sefaretin maiyetindeki ressamlara yaptirilan resimler kiymeti haizdir. Devam edegelen sinir anlajmazliklari ve barij akdinin aldigi yaralar, Kayser'in 1634'te Kont [Adam von] Puchheim'i Istanbul'a göndermesine sebep oldu. Saygin bir kabul ve görüjme-lerdeki iyi havaya ragmen, Kont Puchheim'in el^ilik görevi ikinci derecedeki meselelerin hallinde yetersiz kaldi. Ama yine de dostane bir itilafin ortaya ^ikmasi mümkün oldu ki, bu durum Habsburg hanedaninin Imparatorluk i^indeki konumu a^isindan hi^ de kü^üm-senmeyecek bir anlama sahipti. Osmanlilarin Macaristan'da müteaddit askerí müdahale ve akinlarinin devam etmekte olmasi nihayet Südsteiermark'da [Bugünkü Avusturya'nin güney dogu bölgesi] müzakerelerin yeniden bajlamasina ve 19 Mart 1642'de Szöny'de yeni bir antlajmanin olujmasiyla sonu^landi. Bu arada Osmanlilar, Zitvatorok barij antlajmasi-nin Latince metnindeki 200.000 altin dukalik hara^ ödemesi i^in yazilan "semel per semel" [yalnizca bir defa] maddesinin Türk^e metinde atlanmij olmasindan hareketle hara^ talep etmeyi tekrar denediler.

Erdel Prensi Rako^i György, muzaffer Isve^ ve Fransizlar ile beraber 1643'te Kayser'e karji bir ittifak akdedip, Istanbul'a da senelik 20.000 altin dukalik hara^ sözü karjiliginda Yukari Macaristan ile ilgili müzakerelere bajlayinca, vaziyet Avusturya i^in tehlikeli bir hal aldi. Osmanlilar Prens György'ye haracin ilk teslimatindan sonra bir hüccet tanzim edecek-lerini taahhüt ettiler ve askerí birliklerine sefer emri vermeye bajladilar. Bu nazik durumda, Isve^liler Moravya üzerinden Ajagi Avusturya'ya dogru [Bugünkü kuzey-dogu Avusturya] ilerlerken, bu yaklajan tehlikeyi bertaraf etmek Kont Czernin'in liyakati ile mümkün oldu. Czernin, Ekim 1644'te, 1642'de Szöny'de yenilenen bariji tasdik etmek i^in harekete ge^ti. Tipki yirmi sekiz sene evvel Istanbul'a girerken yapilan jajaali girij töreninin yarattigi hojnutsuzluk gibi, bu sefer de havanin yagmurlu olmasindan ötürü huzura kabul törenine gitmekten imtina etmesi, Osmanlilar nezdinde isteksizlik hasil etti, ancak buna ragmen Osmanlilari Viyana'ya bir el^i göndermeye, Rako^i'yi müttefiklikten ^ikarmaya ve bir sinir belirleme heyetinin olujturulmasina ikna etmeyi bajarabildi. Kudüs'teki Kutsal Kabir'in anahtarlarini devralma talebi ise reddedildi. Czernin, Mart 1645'te beraberinde Osmanli

büyükel^isi Ibrahim [Efendi] refakatinde Viyana'ya geri döndü. Rako^i ise, Kayser ile 1645'te Macaristan'daki Protestanlarin lehine olan Linz Barium imzaladi. Böylece Macaristan'in dogu kisminda kalan ve Habsburg hanedaninin mevrus ülkelerinin iddia ettigi topraklar üzerindeki tehditleri bu antlajma ile ortadan kalkmij oldu.

Önceden, yillar boyu Istanbul'da kapi kethüdaligi yapmij olan Rudolf Schmidt von Schwarzenhorn, 1649'da Sultan IV. Murad'in tahta ^ikijini tebrik ve Otuz Yil Savajlarinin hitamini bildirmek i^in Istanbul'a geldi. Von Schwarzenhorn, Zitvatorok antlajmasini bir yirmi sene daha uzatabildi. Ancak Osmanlilar 100.000 altin dukanin hara^ olarak ödenmesi-ni talep ettiler. Osmanli-Avusturya sinirinda süre gelen Osmanli saldirilarini [Kleinkrieg] ve Erdel'de hüküm süren siyasi karmajanin yol a^tigi gerginlikleri göz ardi edersek, 1649 sonra-sinda on bej sene kadar bu iki büyük gücün arasinda barij hali söz konusu oldu. Erdel meselesi nihayet yeni bir askeri ^atijma ortamini getirdi. Erdel'deki siyasi i^ karijikliga Avusturya'nin 1660'larin bajinda müdahil olmasi düjmanligi biledi ve Osmanlilari Habsburg'a karji silah-lanmaya sevk etti. Kapi Kethüdasi [Simon] Reniger ve fevkalade el^i [Johann Philipp] Beris'in yaklajmakta olan savaj ilanini engelleme ^abalari bir netice vermedi. 1663'te Köprülü Fazil Ahmed Paja, Osmanli ordusunun bajinda Macaristan'a dogru sefere ^ikti. Ordu ile hareket etmeye Osmanlilar tarafindan icbar edilen Kapi kethüdasi Reniger ve daha önce Temejvar Pajasi ile görüjen el^i Goes, Sadrazam Paja'yi kararindan vaz ge^irmek i^in ^aba gösterdiler. Ancak Paja, Erdel üzerinde Osmanli'nin tam egemenliginin taninmasini, Avusturya'nin ele ge^irdigi bazi önemli kalelerin teslimini ya da imhasini, senelik 30.000 duka ya da tek seferlik 200.000 dukalik bir hara^ ödemesinin yapilmasini talep etti. Ka^inilmaz bir hal alan savajin ^ikmasi ile Osmanlilar bajarili bir jekilde Slovakya'daki Uyvar'i (Nove Zamky) fethettiler. Fakat 1 Agustos 1664'te Raab Nehri kenarindaki St. Gotthard'da alinan hezimet üzerine hemen 10 Agustos'ta Vasvar'da bir barij akdedildi. Osmanlilar toplarini ve mühimmat agir-liklarini kaybedip bir hezimet tatmij olsalar da savaj gü^leri ve ordu nizamlarina halel gel-memijti. Hatta o yüzden [muharebeyi kazanan] imparatorluk bajkumandani Montecuccoli devam etmekten imtina etmijti. Hezimete ragmen Osmanli diplomasisi barij akdinde dev-letinin siyasi hedeflerini uygulatmayi bajarabildi. Böylece Avusturya ordugahindaki zafer sarhojlugu yerini aci bir hayal kirikligina birakti.

Tipki bir zamanlar Czernin'in yaptigi gibi, barijin tasdiknamelerinin teslimi i^in 1665'te Kont Leslie dalgalanan sancaklar ile Istanbul'a gitti. Kont Leslie, esirlerin saliverilmesi, Slovakya bölgesinde sinirin yeniden düzenlenmesi, makul bir ticaret antlajmasinin akdi ve Galata'da tardedilmij bir^ok Katolik tarikati mensubatinin geri dönmeleri hususlarinda bajari elde etti. Ayni yil Viyana, Kara Mehmed Paja maiyetindeki Osmanli büyükel^iliginin egzotik görselligine tanik oldu. Maiyette bulunan, mejhur seyyah Evliya Qelebi Viyana'daki bu ziyaretini Seyahatname eserinin yedinci cildinde rengarenk ve muhtejem ögelerle bezenmij bi^imde tasvir eder.

Macaristan'da ve Erdel'de rekabet halindeki hakimiyet ^ekijmeleri iki imparatorlugu yirmi sene sonra tekrar savaja sürükledi. Osmanli destegi almak i^in ^abalayan, Thököly Imre idaresindeki Macar muhaliflerin ayaklanmasi, Osmanlilara Habsburg idaresine karji tekrar savaj ilan etmek i^in güzel bir bahane sagladi. Herkesten evvel ihtirasli Kara Mustafa Paja imparatorlugun janini artirmak ve kendisinin Osmanli sarayi nezdinde hi^ de tartij-masiz olmayan jahsi iktidarini takviye etmek i^in bu tarz gösterijli bir harekat i^ine girmek

istiyordu. Vasvar barifinin yenilenmesi için müzakere etmeye çabalayan Avusturya elçi ve kapi kethüdalari oyalandi, ithamlara maruz tutulup, kabul edilemez taleplerle karfi karfiya birakildi. Osmanlilar açikça bir çatifma ortamina dogru ifi sürdüler; zira Habsburglar, Avusturya imparatorlugunun bati cephesinde de Fransa ile çatifma halinde bulunuyordu ve Fransa da Osmanlilarin ihtiraslarini körüklemeye çalifti. 1682'de son dakikada yaklafmakta olan savafi savufturmaya çalifan Avusturya elçisi [Albert de] Kaprara bafarisiz oldu. Agustos ayinda, Avusturya ordusunun tuglari çikartilmif, savafin baflamasi için ifaret verilmifti. Kapi Kethüdasi [Georg Christoph von] Kunitz ve elçi Kaprara Osmanli ordusunun bera-berinde sefere götürüldü. Kaprara, 1683 yilinda Osmanli ordusunun Viyana'ya varmasi ile Osmanlilar tarafindan Tullin'e gönderildi ve serbest birakildi. Fakat Kunitz saliverilmedi. Kunitz hayati pahasina kufatilan fehre ve Lothringen Düküne, hizmetlileri ve güvendigi insanlar vasitasiyla Osmanli ordugâhindaki durumlar hakkinda kiymetli bilgiler verdi.

Osmanlilarin Viyana'ya yönelik seferin neticesindeki askerî felâket, mukabil hamle olarak, Lehistan ve Venedik ile Kutsal ittifaki tesis etmif Avusturya için Macaristan'da muzaffer bir ilerlemenin önünü açti. Avusturyalilar, 1688'de Balkanlar'in kilit kalesi olan Belgrad'i aldilar. Bu sirada Osmanlilar, Zülfikär Efendi ve divan-i hümayun tercümani Alexandros Mavrokordatos'u, barifi müzakere etmeleri için Viyana'ya elçi olarak gönderdi. 1689 senesinin Çubat'indan Haziran'ina dek, Viyana'da on dört mükäleme yapildi. Bu mükälemelerde, Hollanda Birlefik Devletleri, Osmanlilar için mutavassitliklarini arz ettiler. Avusturya, Fransa'ya karfi kendisini rahatlatmak için barifa oldukça temayül etmifti; ancak Kutsal Ittifak'in müktesebati, Avusturya'ya münhasir bir barifin akdini menediyordu. Venedik ve Lehistan da henüz bu harpteki hedeflerine erifmemif olduklarini düfündüklerinden, barif için pazarliklardan bir netice alinmadan görüfmeler kesildi. Avusturya ordulari, Bosna ve Sirbistan'da mühim köprübaflarini aldilar ve General Piccolomini, Makedonya'da, Üsküp'e kadar ilerledi. Böylece Habsburglar askerî ilerlemelerinin en had safhasina varmif olmaktaydi-lar. 1690'da Sadrazam Köprülü Mustafa Pafa idaresinde, yeniden örgütlenen Osmanli ordusu karfi hücuma geçti ve ayni yilin Ekim ayinda Belgrad'i tekrardan fethetti. Avusturyalilar, Sirbistan ve Bosna'dan çikartilmif olsalar da Osmanlilar Macaristan'da kaybedilen toprak-lari geri almada bafarili olamadilar ve 1697'de Zenta Muharebesinde Osmanlilarin ugradigi hezimet nihayet barif görüfmelerinin yolunu açti. Yeni sadrazam Amcazade Hüseyin Pafa, gerçekçi bir siyaset ile Osmanlilarin 1695'te aralarina Rusya'nin da eklendigi düfmanlarina karfi iktisadî ve askerî anlamdaki umutsuz durumu idrak etti.

Ingiliz elçi Lord Paget ve Hollanda elçisi Jacobus Colier'in tavassutu ile savafin taraflari, Tuna'nin sag yakasinda Petervaradin yakinlarinda Karlofça fehrinde, (bugünkü Sremski Karlovci) barif görüfmelerine geçilmesinde mutabik kaldi. Mükälemeler, muharip kuvvet-lerin halihazirda fiilen bulunduklari yerleri elde tutmalari esasi üzerinde olacakti. Barif mü-zakereleri 2 Kasim 1698'de bafladi, otuz alti mükäleme celsesi sonrasinda nihayet 26 Ocak 1699'da üzerinde pazarlik yapilan barif akdi törenlerle akdedildi. Avusturya Macaristan ve Erdel'deki varligini kuvvetlendiriyor, Banat ve Temefvar ise Osmanli'da kaliyordu. Iki imparatorluk arasindaki yeni sinir Una, Sava ve Tisa nehirleri boyunca olmak üzere karar-laftirildi. Osmanlilar, Hristiyanlarin, bilhassa Katolik tebaadan olanlarin hür ve engelsiz olarak dinî ayinlerini tatbik etmelerine izin verecekti. Bu yüzyilin bafinda Zitvatorok antlaf-masi ilk defa taraflarin efitligini saptayarak Avusturya-Osmanli münasebetlerinde nasil bir dönüm noktasi tefkil etmif ise, Karlofça Barifi da yeni bir safhayi temsil ediyordu: Osmanli

Osmanli Imparatorlugu ve Avusturya Arasindakî Dîplomatîk Münasebetler MARKUS KÖHBACH

Imparatorluguna ilk defa, Hristiyan kuvvetler tarafindan bariçin çartlari dikte ediliyordu, saldiri yerini savunmaya birakmaktaydi.

Rusya 1695'te henüz daha savaç devam ederken, Osmanli karçiti cepheye girmiç oldugun-dan, bundan böyle Osmanli Imparatorlugu'nun kaderini Avusturya ve Rusya'nin menfaatleri belirleyecektir.

Avusturya 1700'de, Kont Oettingen-Wallerstein ve Kont Sinzendorf'u bariçin tasdiki ve esirler meselesinin halli için Istanbul'a gönderdi; Osmanli tarafindan daha 1699'da Ibrahim Paça Viyana'ya gelmiçti bile. Avusturya'nin Ispanyol Veraset Savaçlari girdabina kapildigi on sekizinci yüzyilin baçindaki müteakip on beç senede Osmanlilar ve Avusturyalilar arasinda dostane münasebetler görülüyordu. Osmanlilarin Macar isyanci baçi II. Rakoçi Ferenc'i desteklemesi, Avusturya imparatorunun kapi kethüdasi Leopold Talman'in diplomatik kabiliyetleri sayesinde engelleyebilmiçti. 1713 Edirne Bariçi ile muvaffakiyetle bitirilen Rus savaçi, Bâbiâli'de sadrazam Silahdâr Damat Ali Paça etrafinda çekillenmiç harp yanlisi firkayi kuvvetlendirdi. Ali Paça, Mora'da Venedik'e karçi askerî bir faaliyetin yapilmasi için ugraçi-yordu. Osmanlilara harp ilan etmek için gerekli bahaneyi, Karadag'daki bir isyan sonrasinda Osmanli'nin tedip harekâtindan kaçarak Venedik bölgesine siginan elebaçilar verdi. Venedik firari isyancilarin iadesini reddedip, Osmanli ticaret ve hacilari taçiyan gemileri ele geçirince, Bâbiâli Aralik 1714'te harp ilan etti. Kapi kethüdasi Fleischmann'in arabuluculuk denemesi geri çevrildi ancak Prens Eugen ile pazarlik yapmak için bir Osmanli elçisi Viyana'ya gönde-rildi.3 Kararlilikla yapilan bir sefer ile 1715'te Osmanlilar Mora'yi fethedebildiler. Bu fetih Istanbul'da harp yanlisi firkalarin konumunu daha da kuvvetlendirdi. Istanbul'da ayak takimi, 1716 baçlarinda elçi Fleischmann'in konagina saldirdi, sadrazamin bununla ilgili olarak diledigi özür ise kifayetsizdi. Birliklerini sinira yönlendirmi^ olan Avusturyalilar, Nisan 1716'da aralarindaki antlaçma geregi Venedik'i koruma taahhütlerine atifta bulunarak, Osmanlilarin ele geçirdikleri topraklarin boçatilmasini talep ettiler ve tutumlarindaki ciddiyeti gözler önüne sermek üzere elçi Fleischmann'i geri çagirdilar. Avusturya, Venedik ile arasindaki ittifaki resmen yeniledikten sonra hemen hücuma geçti. Prens Eugen, Sadrazam'i 5 Agustos'ta Petervaradin'de ezici bir yenilgiye ugratti Fransa'daki sürgününden Osmanli Imparatorluguna dönen ve Avusturya'ya karçi israrla bir savaçi destekleyen Rakoçi'nin ihtirasli hayalleri paramparça oldu. Avusturyalilar, Temeçvar'i ve 20 Agustos 1717'de de Belgrad'i ele geçirdiler. Bu agir kayip, Istanbul'da Nevçehirli Damat Ibrahim Paça önderligindeki bariç yanlisi bir firkanin iktidara gelmesine yol açti. Yeni sadrazam bariç pazarliklari için Ingiltere ve Hollanda'nin tavassutunu sagladi, nihayetinde 5 Haziran 1718'de Pasarofça'da görü^meler baçladi. Avusturya tarafinda müzakereler Kont Virmont ve sabik kapi kethüdasi Talman tarafindan yapiliyordu. Avusturya, Niç ve Vidin kalelerine dek Sirbistan'i, Una suyuna kadar kuzey Bosna'yi, Bihaç'i ve Tuna prenslikleri Eflak ve Erdel'i talep etti. Osmanlilarin tavizsiz duruçunu ve Avrupa'daki geliçmeleri de hesaba kattiginda, Avusturya bu taleplerinden vaz geçti. 21 Temmuz'da akdedilen bariç antlaçmasina göre Avusturya, Temeçvar Banat'i, Belgrad ile beraber Kuzey Sirbistan ve Tuna ve Olt arasinda K^ük Eflak tabir edilen yerleri aldi. Bu çekilde Avusturya Balkanlarda konumunu kesin bir çekilde tahkim etmiç ve tayin edici bir noktaya gelmiçti. §imdi Avusturya'nin bu elde ettigi mülkü daha da geniçletmesi sadece bir zaman meselesi gibi görünüyordu ve Hristiyan Balkan halklari Osmanli idaresinden

3 Burada kastedilen elçi Seyfullah Agadir. Bu konuda ayrintili bilgi için bk. Kemal Beydilli - Ismail E. Erünsal, "Prut Sava^i _ Öncesi Diplomatik bir te^ebbüs, Seyfullah Aga'nin Viyana Elçiligi (1711)", Belgeler 22 (2002).

kurtulmak umuduyla gözlerini Viyana'ya ^evirmif ve beklenti i^ine girmiflerdi. Pasarof^a barifiyla beraber Avusturyalilar Venedik'in Dogu ticaretindeki üstün konumuna da kendi lehlerinde olmak üzere son verdiler. 27 Temmuz'da akdedilen bir antlafmayla beraber Avusturya, yabanci tüccarlarin hamiligini yapma iznini alarak Osmanli'da hür ticari faali-yetler ve daimi konsolosluklar bulundurma hakkini elde etmifti.

Pasarof^a barifinin tasdiki i^in Avusturya murahhaslarindan Kont Virmont büyükel^i olarak Istanbul'a gitti. Kont Virmont'un Pasarof^a'daki mevkidafi Silahdar Ibrahim Pafa da Viyana'ya geldi. Bu heyete iftirak edenlerden birinin kaleme aldigi kisa sefaretname, Osmanlilarin Viyana hakkinda ürettigi bazi efsaneleri ihtiva eder. Bu eser Osmanlilarin iki defa bafarisizlikla fethetmeyi denedikleri Viyana hakkindaki ^ok az sayidaki folklorik efsane türü kaynaklardan biridir.

Avusturya i^in Rusya ile if birligi yapmanin vahim oldugu tebeyyün edecekti. Rusya'nin, Büyük Petro'dan beri devam eden yayilmaci büyük gü^ siyaseti, zayiflayan Osmanli varligini nihayetinde yok etmek i^in ^abalayacak yeni kuvvetli bir düfmanin ortaya ^ikmasi demekti. Bu fartlar altinda Avusturya'nin siyaseti, artik kendisi i^in bir tehdit tefkil etmeyen Osmanli Imparatorlugu'nun mevcudiyeti kendi menfaatleri a^isindan nasil degerlendirilecegini düfünmek ve kuzeydeki Rus gücünün tek tarafli bir yayilma ve hakimiyetinin önüne ge^mek i^in hangi öl^üde Osmanlilara karfi Rusya ile müfterek mücadelelere iftirak edecegi meselesi haline gelmifti.

6 Agustos 1726'da Rusya, Habsburglarla Pragmatische Sanktion lari kabul ettigi bir ittifak akdetti. Bu iki gü^ birbirlerinin mülklerini tasdik ediyor ve bir savaf halinde karfilikli olarak otuz biner askerden olufan birlikler ile birbirlerini desteklemek i^in sözlefiyorlardi. Bu andan itibaren, Rusya Osmanlilara savaf ilan edebilmek i^in kararli bir ^aba gösterdi. Lehistan'da Osmanlilarin, Fransizlar tarafindan desteklenen tahtin talibi Stanislaw Lesczinski'yi arka ^ikmalari, aradaki gerilimi fiddetlendirdi. Ancak Fransiz diplomasisi ^abalamif olsa da Osmanli Imparatorlugu Lehistan Veraset Savafina girmedi. Ruslarin Kirim ve Azak'a sal-dirmalari, Osmanlilari savafa mecbur etti. Lehistan Veraset Savafini agir kayiplarla kapatan Avusturya yeni bir ^atifmaya girmekte kararsiz kaldi. Hofkriegsrat bafkani Kont Königsegg, Osmanlilarin halihazirdaki durumu fikayet ettikleri mektuplarina verdigi cevapta, Rusya ile münasebetlerin bütünüyle 1726 akdi temelinde fekillenecegini söylese de Osmanli tarafi ile genif ^apli müzakerelerin devamini temin edebilmek i^in bir önceki kapi kethüdasi Leopold Talman'in oglu olan Avusturya'nin yeni kapi kethüdasi Ludwig Talmann'in konumunu el^ilik (iInternuntius) mertebesine yükseltti. Osmanlilar, Rus askeri harekatinin bidayetteki bafari-lari üzerine barif^il bir ^özüme meylettiler ve Viyana ile yogun bir fekilde irtibata giriftiler Osmanlilarin buradan beklentisi diplomatik destekti. Ancak Avusturya'nin, tamamen Rus tarafinin tutumunu kollayan ka^amak tavri bu tür beklentileri sonu^suz kildi. Avusturya, Podolya'nin Niemirow fehrinde, muhatarali mevzular hakkinda müzakere yapmak i^in bir toplanti yapilmasi ^agrisinda bulundu ve 1 Mayis 1737'e dek müddet tayin etti. Her ne kadar Avusturya da 12 Haziran 1737'de savafa girmif olsa da diplomatik bir ^özümün hayali hala mevcuttu ve 16 Agustos'ta Niemirow'da ilk müzakereler bafladi. Bafarisiz olacagi önceden belli olan müzakereler, 11 Kasim'a dek sürdü ve iki muharip gü^ arasinda afilamaz anlaf-mazliklari peyda etmesi bir yana, Osmanli aleyhine planlanan geniflemenin nasil olacagi hususunda müttefik devletler arasinda kuvvetli fikir ayriliklarinin da ^ikmasina yol a^ti.

Avusturyalilar i^in Sirbistan ve Bosna'daki harp, hemen bajindan alinan birka^ zafer hari^ olmak üzere tam bir felaketti. Kisa bir süre önce Lehistan Veraset Savajlarina ijtirak etmek mecburiyetinde kalan Avusturya ordusu zayiflamijti, te^hizati ve iajesi kötüydü ve Habsburglarin mali imkanlari tükenmijti. Osmanlilar, elde ettikleri zaferler sebebiyle, Fransiz el^isi Villeneuve'nin arabuluculuk denemesini geri ^evirdiler. 1738 ve 1739 senesinde-ki Avusturyalilarin seferlerde aldiklari maglubiyetler nihayet Avusturyali General Wallis'in 13 Agustos 1739'da barij talep etmesine yol a^ti. 18 Agustos'ta Kont Neipperg ve Albay Groß, Belgrad önünde, Fransiz el^i Villeneuve'nin mutavassitlik yaptigi Osmanli ordugahina, Avusturya murahhaslari olarak vasil oldular. Tam yetkili Avusturya murahhas vasfina sahip olmadan, Kayser adina pazarlik yapan murahhaslar, 1 Eylül'de Osmanlilara genij tavizler vererek bir ön barij akdine muvaffak oldular. Kayser VI. Karl bu barijin aleyhinde elinden geleni yapmij ve bunun sorumlularini savaj mahkemesinde yargilatmij olsa da sonunda 18 Eylül'de bu elverijsiz bariji imzalamak mecburiyetinde kaldi. Avusturya 1718 Pasarof^a Bariji ile kazandiklarinin büyük bir ^ogunlugundan vaz ge^iyor, Sirbistan, Bosna'nin kuzey yakasi ve Kü^ük Eflak Osmanlilara iade edilip iki ülke arasindaki sinir Tuna Nehri ve Sava Suyu ile ^iziliyordu. Villeneuve'ün antlajmalarin tatbiki i^in verdigi teminat ile Rusya da barij akdetti. Bu zafer Osmanli Imparatorlugu'nun zedelenmij siyasi itibarini yeniden gü^lendirdi. Savajin beraberinde getirdigi ufak tefek kazan^lara ragmen, Rusya i^in de büyük bir itibar kazanimi söz konusuydu. Balkanlardaki Avusturya emelleri ciddi bir darbe almij, Avusturya'nin Balkanlardaki topraklari sonraki yüz kirk sene degijmeyecek halde jekillenmijti.

Barij antlajmasinin tasdiki i^in karjilikli heyetler gönderildi; Ali Paja Viyana'ya giderken, Kont Ulefeld Istanbul'a gitti. 1737'de Talmann'in ayrilmasindan beri münhal olan kapi kethüdaligina 1740'ta Heinrich von Penkler atandi.

Takip eden yillarda Avusturya-Osmanli münasebetleri sükunet i^inde ge^ti, zira VI. Karl'in ölümü Avusturya Veraset Savajini bajlatmij ve Osmanlilar da Iran'da Nadir §ah'a karji savajmak zorunda kalmijlardi. Osmanlilar Avusturya Veraset Savajinda tarafsizliklari-ni muhafaza etmijti. Maria Theresia, ömr-i hayati boyunca Osmanlilarin bu tavrini jükranla yad etti. 1748 Aachen Barij'indan sonra, münasebetlerin daha iyi olmasini arzulayan Maria Theresia'nin ricasi üzerine Sultan I. Mahmud, Hatti Mustafa Efendi'yi el^i olarak Viyana'ya gönderdi. El^inin jehre kabulü ve el^iligin Viyana'da ikameti fevkalade onurlandirici ve hojnutluk verici ge^ti. El^i Mustafa Efendi seyahatini ve Viyana'daki ikametini bir sefa-retnamede tasvir etti. 1754'te el^i Halil Paja, Sultan III. Osman'in tahta ^ikijini Viyana'ya bildirdi. III. Osman'in vefati üzerine, 1757'de Ahmed Resmi Efendi III. Mustafa'nin tahta ^iktigini bildirmek üzere Viyana'ya gönderildi. O zaman, Avusturya, Prusya ile sonralari Yedi Yil Savajlari denilen, Silezya i^in ü^üncü bir savajin ejiginde idi. Viyana'da özellikle de saraydaki gergin ve sinirli hava yüzünden Ahmed Resmi ü^ ay boyunca el^ilik görevini ifa etmeyi beklemijti. Sefaretname'sinde kisaca Avusturya'nin tarihini ve siyasi ve iktisadi münasebetlerini anlatmij ve Viyana jehrini tasvir edip Viyanalilarin günlük yajayijlari ile alakali anlatimlarda bulunmujtu.

Yedi Yil Savajlari esnasinda nihayet murahhas Rexin, Osmanlilar ile Temmuz 1761'de imzalanan bir ticaret ve dostluk antlajmasi akdetmeyi bajarabildi. Avusturya ve Rusya beraberce Prusya'ya karji savajtaydi ve münferiden Osmanli nezdinde kendi menfaatleri-

nin takipçileri iken, Osmanli Imparatorlugu'nda bulunan elçileri vasitasi ile bu antlaçma-nin tasdikini engellemeye çabaladilar, lakin bir netice alamadilar. Esasinda, Prusya'nin Osmanlilari askerî bir ittifaka çekmek istemelerindeki amaci, Macaristan'da Avusturya'ya karçi ikinci bir cephe açtirmakti. Ancak bu gerçekleçmedi, zira Prusya yanlisi Sadrazam Koca [Mehmed] Râgib Paça, Prusya karçiti ittifakin bir parçasi olan Fransa'nin baskisi karçisinda çekingen davranmiçti.

Osmanlilar agir çatiçmalardan kaçinmak çabasi içindeyken, Büyük Petro'nun eski plan-larini tekrar ele alan Çariçe II. Katerina'nin (1762-1796) yeniden savaç halinin hâsil olmasina vesile olan yayilmaci büyük gûç siyaseti ortaya çikti. 1768'de, Katerina'nin Lehistan'a dahli ve tacizlerine karçi, Bar Konfederasyonu tejkil edildi ve bu Konfederasyon Osmanli destegini talep etti. Osmanlilar da Kirim Tatarlari ve Fransiz elçisi Vergennnes tarafindan Rusya'ya karçi, Lehistan'in menfaatlerini kollamak için Rusya'ya müdahale edilmesini talep etti. Osmanli talepleri, Katerina tarafindan geri çevrilince artik savaç kaçinilmaz hale gelmiçti.

Avusturya bu savaçin diçinda durdu, ama Rus baçarilari, özellikle de Tuna Prensliklerinin ijgali artik dogrudan Avusturya menfaatlerini tehdit ediyordu. Için asli, Avusturya kendisini 1762'den beri Prusya ile siki bir ittifak içinde olan Rusya'ya karçi gelebilmek için çok zayif görüyordu. Viyana, Osmanlilari direniç için teçvik etti ve Istanbul'daki elçi Thugut 6 Haziran 1771'de Bâbiâli ile bir ittifak imzalamayi baçardi. Bu ittifaka göre Avusturya, Osmanli'nin Küçük Eflak konusunda gösterecegi taviz mukabilinde, hakkaniyetli bir bariç akdi için Bâbiâli'ye yardim edecegini ilan ediyordu. Ancak Ruslarin baçarilari ve Prusyalilarin menfi tavirlari, bu planin hayal oldugunu ortaya koydu. Mevzu bahis devletlerin arasindaki ihtilaf 1772'de Lehistan'in ilk mukasemesi ile çiddetini kaybetti. Bu bölünmeyle, Avusturya da Osmanlilar aleyhine olmak üzere hedeflenen kazanimlari telafi etmek ve devletlerarasi kuvvetler dengesini muhafaza etmek için kendine dü^en payi almiçti. Osmanlinin, Lehistan lehine müdahil olmasi bu savaçin önemli bir vesilesi iken, netice itibari ile çimdi Lehistan'in esasli toprak kaybina ugramiç olmasi ve bagimsizligini zayi etmiç olmasi, tarihi bir çeliç-kidir. Nihayetinde, Osmanlilarin talep etmek mecburiyetinde kaldiklari bariç bugünkü Bulgaristan'in Küçük Kaynarca çehrinde 21 Temmuz 1774'te yapildi ve bu bariç Rusya'nin hâkimiyetinin kayda deger miktarda geniçlemesini sagladi. En mühimi de Ortodoks Balkan halklari için, hürriyet ve bagimsizligi umut edilebilecegi güç halinde zuhur etmesine yol açti. Bu bariçin neticesinde de Avusturya'nin Balkanlardaki konumunun zayiflamasi ile Rusya ile bir uzlaçma saglama arzusunun hâsil olmasi ve neticede Osmanlilarin aleyhine, Rusya'nin tek tarafli olarak kuvvetlenmesinin engellenmesi dü^üncesi ortaya çikti.

Bir taraftan Osmanlilari kollayan, diger taraftan da Rusya ve Prusya ile uzlaçmanin yolunu arayan Avusturya diplomasisi, herkesin ^üphesini üzerine çekiyordu. Avusturya'nin Macaristan'da birliklerini teksif etmesi Osmanlilari derinden rahatsiz etti. K^ük Kaynarca Bariçinin akdinden sonra Eylül 1774'te Avusturya, Bukowina diye bilinen Moldova'nin kuzey sinir bölgesini içgal edince, Osmanli tarafinda Avusturya'ya karçi zaten menfi olan hava artti. Osmanlilar malî ve askerî anlamda bu bölgeyi müdafaa edebilecek durumda degildi. Rusya ve Prusya'ya mutavassitlik için teklif götürülmüj olsa da bu iki devlet müdahil olmadi. Avrupa saraylarindaki dedikodular da hem Osmanli Imparatorlugunu hem de Rusya'yi, Avusturya'yi el altindan diger devlet aleyhinde tavir almasini teçvik etmek ile itham ediyordu. §ubat 1775'te Thugut, Reisülküttab'a mutedil bir çekilde Avusturya'nin harekâtlarini izah eden bir

bilgi notu sundu, ancak Babiali'de de savaj yanlisi bir firka Tuna kalelerinin askeri takviyesini sagladi. Bunun üzerine Avusturya, Bosna sinirindaki birliklerini ^ogaltti. Nihayet Thugut Viyana, Berlin, St. Petersburg ve Istanbul saraylarindaki hummali ^alijmalarindan sonra, 7 Mayis 1775'te Avusturya'nin Bukowina'dan feragat ettigi bir antlajmayi imzalatabilmeyi bajardi. Sinirin tam olarak ge^tigi bölgeler ile alakali anlajmazliklar, 12 Mayis 1776'da bir mukavele ile barij edilebildi. Bu mukavelenin üzerine de 2 Temmuz'da resmi bir sinir antlaj-masi yapildi.

1778-79 Bavyera Veraset Savajindan sonra, Avusturya yeniden Rusya'ya yanajmanin yolunu aradi. Esasinda Maria Theresia, Osmanli Imparatorlugu'nun aleyhine bir toprak ge-nijlemesine ya da Rusya ile Osmanli topraklarini bölüjmeye karji duruyordu, ancak oglu II. Josef'in ihtirasi, Rusya ile yeniden bir ittifakin kapisini a^ti. II. Josef Rusya'ya seyahat etmij ve II. Katerina tarafindan i^tenlikle karjilanmijti. Ve 1781'de iki hanedan arasinda mektup ile teati edilen mutabakat jeklinde bu ittifak akdedildi. Katerina, Josef'e ju mukasemet planini sundu: Tuna prenslikleri Rus himayesinde birlejik Da^ya Prensligi olacak; Bulgaristan, Trakya, Makedonya ve Kuzey Yunanistan bajjehri Konstantinapol olmak üzere, müteakip Rus varisi Katerina'nin torunlarindan büyük prens Konstantin'in altinda yeni bir Bizans imparatorlugu olarak birlejecek ve ikinci soydan Rus hanedanligi olarak devam edecekti; Avusturya, Venedik Dalma^yasi dahil olmak üzere bati Balkanlardaki Osmanli topraklarini kontrol altina alacak ve bunun karjiliginda da Venedik, Mora, Girit ve Kibris'i alarak tazmin edilmij olacakti. Rizasini tahsil i^in Fransa'ya telafi babindan Misir verilecekti.

Josef bu projeye ne kadar gönüllü bir jekilde atladi ise de tereddütleri de o kadar büyüktü, zira Viyana'da Prusya'nin bir müdahalesinden korkuluyordu. 1786'da Rusya ve Osmanli dev-letleri arasindaki anlajmazliklar tirmanmaktaydi ve Katerina bu sirada Josef'i Avusturya-Rus münasebetlerinin yeniden kuvvetlendirildigi bir görüjme i^in davet etti. 14 Agustos 1787'de Babiali Rusya'ya savaj ilan etti. Rusya 15 Eylül'de karjilik verdi ve 9 §ubat 1788'de Avusturya el^isi de savaj ilanini Osmanli hükümetine sundu. Rusya ve Avusturya'nin bajarilari, Osmanlilari Kasim 1789'da barij talep etmeye yöneltti. Habsburg verasetindeki topraklarda Kayser Josef' in reformlarindan hasil olan huzursuzluklar, Bel^ika'daki ayaklanma ve Fransiz Ihtilali'nin patlak vermesi, Viyana'da da barij akdinin arzu edilen bir husus haline gelmesine sebep oldu. Üstelik Prusya, Habsburglar'in Balkanlarda daha fazla hakimiyet tesis etmesine engel olmak i^in 31 Ocak 1791'de Osmanlilar ile bir ittifak akdetmijti. Prusya'nin savaja ijtirak etme tehlikesinin baj gösterdigi bu nazik ahval i^inde II. Josef öldü. Lakin kardeji ve halefi Kayser II. Leopold, Prusya ile diplomatik olarak anlajabiliyordu. Reichenbach'da bir dizi müzakereden sonra Avusturya ve Prusya arasindaki ayriliklar tartijildi ve nihaye-tinde Avusturya'nin Osmanli'dan almaya ^alijtigi topraklardan vaz ge^mesi ve Prusya'nin da Lehistan'da telafi maksatli toprak celbi planini geri ^ekmesi ile bir mutabakat imzalandi. Osmanli murahhaslarinin ijtiraki olmadan bu mutabakata varilmij olmasi her ne kadar Osmanlilari rahatsiz ettiyse de nihayetinde Istanbul'daki Prusya el^isi, Avusturya ve Osmanli arasindaki atejkes tesisine tavassut edebildi. Bulgaristan'daki Zijtovi jehrinde yürütülen barij müzakerelerinin olduk^a uzun sürecegi ortaya ^ikti, zira Avusturya, müttefiki Rusya'nin da menfaatine bir barij akdine erijmek i^in ^aba gösteriyordu. Nihayet Kayser II. Leopold jahsen jansölye Kaunitz'e, Reichenbach mutabakati üzerinden ^ok zaman ge^meden, statüko temelinde bir barijin akdedilmesi talimatini verdi. Barij, bundan kisa süre sonra 1 Agustos 1791'de Zijtovi'de akdedildi. Barijin tasdiki i^in Ebu Bekir Ratib Efendi Viyana'ya gön-

derildi. Ratib Efendi'den bize kalmif bir sefaretname ve bilhassa Avusturya askeri ahvali hakkinda olmak üzere Habsburg memalik-i mevrusesi ve Avrupa'nin siyasi ahvali hakkinda yazdigi risaleleri vardir. Ebu Bekir Ratib Efendi 1753'te Imparatori^e Maria Thresia tarafin-dan tesis edilmif, §ark'ta diplomatik hizmette bulunacak gen^leri talim eden Orientalische Akademie'yi de ziyaret etmifti. Mefhur oryantalist Josef von Hammer o zamanlar bu mües-sesenin talebesi idi ve Osmanli el^isinin ziyareti esnasinda bir fizik deneyini sunup izahini yapmakla ferefyap olmuftu._

Dalma^ya'nin, 1797 Campo Formio barifi ile Avusturya tarafindan ilhaki Bosna'nin karadan muhasara edilmif hale gelmesine sebep oldu. Osmanlilar bir Avusturya hücumun-dan korkuyorlardi ve birliklerini bu istikamete dogru hareketlendirmeye bafladilar, ancak bu korkulari temelsiz ^ikti. Avusturya ve Osmanlinin münasebetlerinde 1804'ten itibaren süregelen Sirp Isyani ^ok daha hayati bir konuma sahipti. Napolyon savaflarina karifmif olan Avusturya, Sirp Isyaninin liderlerinden gelen yogun destek ricalarina ragmen, tarafsizligini muhafaza etmekte direndi. Sirplarin lehine müdahalede bulunmayi destekleyen yalnizca arfidük Karl idi. Avusturya'nin tutumu Rusya'ya Balkanlardaki eski hedeflerini takip etmesi i^in bir firsat verdi. Rusya kasti olarak Osmanlilar ile 1806'da patlak verecek olan bir savafa dogru ifleri sürükledi. Avusturya el^isi Stürmer'in Sirbistan i^in mutavassitlik yapma dene-meleri bafarisiz oldu, Babiali meselenin askeri olarak halli i^in israr ediyordu. Avusturya, Sirplarin tüm tekliflerine ve Arfidük Karl'in tavsiyelerine ragmen barif yapilana kadar Belgrad kalesini ifgal edip etmemeye bir türlü karar veremeyince, nihayet 10 §ubat 1811'de Ruslar Belgrad'i aldi. 1812 Agustos ayinda, 28 Mayis 1812 Bükref Barifi akabinde Ruslar Belgrad'i yine tahliye ettiler. 9000 kadar Sirp, Osmanlilarin intikam almasindan korkarak Avusturya'ya ka^ti, isyanin elebaflari Graz'da gözaltina alindilar. Avusturya bu tutumu ile Sirplari Ruslarin kollarina atmif oldu. Bu tavir Balkanlarda Avusturya'nin konumunu uzun vadede etkiledi ve sonunda Habsburg hanedaninin akibetinde bile ölümcül bir rol oynadi. 1806 Türk-Rus savafi bafladiginda, Avusturya'nin Moldova'daki maslahatgüzari olan Hammer-Purgstall da Avusturya'nin bu siyasetinin neticelerini tahmin etmif ve bu siyasetin hatasini a^ik^a dile getirmifti.

Viyana Kongresinde, Osmanlilar Ruslarin 1812'de kazandiklari topraklarin gerisine ^ekilmesini teminen Ruslar nezdinde girifimde bulunulmasini rica ettiler. O zaman i^in, 1809'dan beri Avusturya hariciyesini idare eden Metternich, bu ricayi ger^i geri ^evirdi ama bunun karfiliginda Osmanlilarin hali hazirda elinde bulundurdugu topraklar i^in garanti almayi denedi. Bu garanti mevzusu üzerinde müzakere edilmif olsa da Ingiltere ve Rusya kongrenin metnine böyle bir maddenin girmesini engellediler. Metternich, Qar Aleksandir'in güvencelerine, Babiali'nin Rus korkusunu izale edebilecegine inanacak kadar itibar etti. Avrupa gü^leri arasinda olufmuf dengeyi muhafaza etmek üzere bir hariciye siyaseti güden Metternich, Osmanli Imparatorlugunun bekasini istiyordu. Kavalali Mehmed Ali Pafa'nin isyani Viyana'da duyulunca, Metternich kahince yaklafmakta olan bir ihtilali sezmifti, ancak Aleksander Ipsalanti'nin Tuna Prensliklerindeki ayaklanmasinin nereye varacagini ve fümulünü görememifti. Görünüfe göre bu ayaklanma Metternich'e ehemmiyetsiz bir isyan gibi gelmif ve Qar'in 1821'de Laibach Kongresi esnasinda asilere karfi menfi tutumu, Metternich'in bu isyan hakkindaki fikrini teyit etmifti. Ona göre Babiali meseleyi kisa süre i^inde ^özecekti. Lakin Istanbul Ortodoks Patrigi Gregor'un idami, Ruslar ile Osmanlilar arasinda bir kirilma noktasi oldu ve dahasi Ingiltere de Rumlari a^ik^a kolluyordu. Metternich

bu kargajada tarafsizligini korumayi ve diplomatik bir yolla mutabakata ulajmayi denedi. Fakat Metternich Rus diplomasisinin esas maksadini göremedi; Metternich'in Babiali'yi sa-kinlejtirmeye ve dostane bir jekilde ijleri yoluna koymaya yönelik verdigi tavsiyeler, peyderpey Osmanli'yi Avusturya'dan uzaklajtirdi. 1828'de Rusya nihayet Osmanli Devleti'ne savaj ilan ettikten sonra, Avusturya, Ingiltere ve Fransa Babiali'yi 1829'da Yunanistan'a bagimsizlik veren barija mecbur edebildiler. Rusya'nin bu son harpte Tuna'nin Karadeniz agzina dek ilerlemij olmasi, Rum isyani esnasinda Avusturya diplomasisinde mühim bir rol oynamij olan el^i Ottenfels tarafindan Avusturya'nin müstakbel askeri ve iktisadi faaliyetleri i^in ^ok menfi bir gelijme olarak telakki edildi. Radetzky de Ruslarin Tuna agizlarini zapt etmesi hakkindaki menfi fikirlerini dile getirdi. Misir Valisi Mehmed Ali Paja, Osmanli merkezi idaresi aleyhine, kendi hakimiyetini Misir'da önemli nispette tesis etmeye kalkijinca, Rusya, Sultan'in tarafinda yer aldi; zira kendi menfaatlerinin Mehmed Ali Paja tarafindan tehdit edildigini görmüjtü ve Rusya'nin Babiali üzerinde tayin edici bir tesire sahip olacagi 1833 Hünkar Iskelesi Antlajmasinin akdine kadir oldu. Böylece Avusturya diplomatik olarak Rusya'nin gölgesinde kalmij oluyordu. 1833 güzünde Münchengrätz'te bulujan Avusturya Kayseri ve Rus Qari ortak jark siyasetleri hususunda mutabakata vardi ve Osmanli impara-torlugunun bekasi yönünde mutabik kaldilar. Mehmed Ali Paja 1839'da Sultan'in ordusunu imha edip maglup edince ve varligini Anadolu'ya kadar genijletme fikrinde oldugu zahir olunca, Fransa, Ingiltere, Avusturya ve Rusya Quadrupelallianz [Dörtlü ittifak] olarak bilinen ittifaki kurdu. Bir Ingiliz-Avusturya ortak filosu 1840'ta devreye girdi ve Mehmed Ali Paja'yi Suriye'den ^ikmaya icbar etti.

Viyana ve Istanbul arasindaki mutabakat 1848/9 Ihtilalinden sonra Osmanlilardan siyasi iltica talep eden bir^ok Macar ve Leh mülteci yüzünden bozuldu. Babiali, bu mülte-cilerin iadesini reddetti ve bu mültecileri kismen Avusturya hudut boylarindaki eyaletler-de orduya aldi. 1852-1853 Karadag Krizi, Avusturya'ya, Osmanlilara karji kararli siyasi tutumunu göstermek i^in bir firsat verdi. Danilo Petrovic Njegos, kendisini [ruhban kimligi yaninda] dünyevi (weltlich) prens olarak da ilan edilip Spuc ve Zabljak'i ijgal etti. Bunun üzerine Osmanlilar Omer Paja idaresinde Karadag'a bir ordu gönderdi. Buna tepki olarak Avusturyalilar Dalma^ya'daki birliklerini teyakkuz haline getirdi ve Hirvatistan Bani (valisi) Jellacic komutasinda Una nehri üzerinde Bosna ile hudut boyu olan bölgede orduyu yerlejtirdi. Avusturya'dan bir heyet Omer Paja'ya gönderildi ve Kont Leiningen Istanbul'da müzakereler i^in görevlendirildi. Avusturya, Osmanli birliklerinin Karadag'dan ^ekilme-sini, statükonun ihyasini ve Osmanli Imparatorlugunda yajayan Hristiyanlarin ejitligi ve muhafazasini talep etti. Babiali taleplerin kabulünde tereddüt etti. Bunun üzerine Avusturya ültimatom mahiyetinde Bosna'ya girmekle Osmanli Imparatorlugu'nu tehdit etti ve Jellacic'in birliklerini müdahaleye hazir hale getirdi. Nihayet Osmanlilar bu baski altinda Avusturya taleplerini kabul ettiler ve böylece aradaki gerginlik ajilmij oldu.

Osmanlilar ve Rusya arasindaki anlajmazliklar Avusturya-Osmanli münasebetlerine nispeten ^ok daha derindi. Hristiyan tebaayi müdafaa etme ve Filistin'deki kutsal mekan-larin himayesi bahanesi üzerinden Osmanli ve Rusya arasinda a^iktan bir ^atijma haline dogru seyrediyordu. Ruslar, "Bogazdaki hasta adam" Osmanli Imparatorlugu'nun artik yajayamayacak durumda olduguna ikna olmujlardi. Rusya'ya karji Ingiltere ve Fransa ve Fransa'yi takiben Sardunya da tavir aldi. Viyana kabinesi taraflari sakinlejtirmeye ve dengeyi tesis etmeye ^alijsa da sonunda Osmanli tarafina meyletti. Ekim 1853'te patlak

veren Kirim Savaji'nda Avusturya tarafsizligini muhafaza etmeye ^alijti, ancak Rusya'nin Tuna Prensliklerini ijgal etmesinin karjisinda kararlilikla durdu. Ayni yilin mayis ayindan itibaren Avusturya Istanbul'daki el^isi vasitasi ile Osmanli devletinin kisitli bir süre i^in bazi bölgelerin Avusturya tarafindan kontrol edilmesine izin vermesi i^in pazarlik yapmaya bajlamijti. Avusturya bilhassa Arnavutluk'ta bu hakki elde etmek istiyordu. Bu pazarliklar bajarisizlikla sonu^landi, ancak 14 Haziran 1854'te Avusturya Osmanli ile bir mutabakata vardi. Bu mutabakata göre Avusturya gerekirse silah gücü ile Tuna Prensliklerini Rus as-kerlerinden temizleyecekti. Avusturya baskisi ile 27 Haziran'dan itibaren Ruslar ^ekilmeye bajladi ve 14 Agustos'ta Viyana Kabinesi Tuna Prensliklerinin ijgali emrini verdi. 2 Aralik'ta Avusturya, Fransa ve Ingiltere ile bir antlajma imzaladi. Bu antlajmaya göre Avusturya Tuna Prensliklerini Rusya'ya karji güvence altina alacak ve müdafaa edecek, ancak bu bölgeden Osmanlilarin ve Osmanli müttefiklerinin serbest gepjine izin verecekti. Avusturya'nin bu siyasi tutumunun neticeleri hi^ de iyi olmadi: Macaristan'daki ihtilalin bastirilmasini saglayan Rusya, bu antlajma ile gücendirilmijti. Ama batili devletleri de Avusturya tam ikna edememijti. Viyana kabinesinin bir o tarafa bir bu tarafa gidip gelmesi ve mütereddit tavirlari güvensizlik yaratmi jti. Paris'teki bari j görü jmelerinde Avusturya, Ismail Kalesi ijgal hakkinin kendisine verilmesini ve Tuna agzinda gemi konujlandirma hakkinin taninmasini talep etti. Tuna Prensliklerini nüfuz alani i^ine almaya ^alijan ve sonunda da buralarin ilhakina azimet eden Avusturya bu taleplerini kabul ettirmekte bajarili olamadi. Zira bu planlar sadece Bati devletlerinin tasdiki ve destegi ile ger^eklejebilecek jeylerdi. Ancak Fransa, buna mukabil Avusturya'nin Tuna Prensliklerindeki emellerini desteklemek i^in, Avusturya'ya Lombardi'yi ve Sardunya'ya Venedik'in terk edilmesi jartlarini ileri sürüyordu. 30 Mart 1856'da Paris'te yapilan barij akdinden sonra Ingiltere, Fransa ve Avusturya, 15 Nisan'da Osmanli Imparatorlugu'nun egemenliginin ve bütünlügünün garanti edildigi müstakil bir antlajma imzaladi. Bu müstakil antlajmaya göre Avusturya'nin yükümlülügü, Mart 1857'de Tuna Prensliklerini tahliye etmek idi. Paris Antlajmasindan sonra da Avusturya, denge siya-setini ve Osmanli Imparatorlugu ile iyi ge^inmeyi denemeye devam etti. Avusturya 1859 ve 1866 yillarinda kaybedilen savajlar sebebiyle, Italya'dan ve Alman Birliginden ^ikartilinca, dij siyasette menfaatlerini daha kuvvetli olarak Balkanlar'da aramaya bajladi. Takip edilen genel ^izgi, Rus tesirini dengelemek ve Balkanlar'da Avusturya'nin siyasi ve iktisadi menfaat-lerini muhafaza etmek idi.

1867'de Avusturya-Macaristan, Girit krizinde uzlajma saglanmasi i^in uluslararasi bir konferans ^agrisinda bulundu ama bu teklifi kabul ettiremedi. Ayni sene Avusturya-Macaristan, Sirbistan'da kalan son Osmanli garnizonlarinin tahliyesi i^in Sirbistan'i diploma-tik olarak destekledi. 1873'ten itibaren Bosna'da yerel makamlar Avusturya-Macaristan mo-narjisinin kültürel tesirini kayda almaya bajladi. Kayser I. Franz Josef'in, 1875'te Dalma^ya'ya düzenledigi bir seyahat, Bosna-Hersek'teki Hristiyanlarin Avusturya-Macaristan'a büyük sempatilerini göstermelerine firsat verdi. Ayni sene bu eyalette ^ikan isyan, bu mevzu bahis sempati ile hi^ baglantili degildi. Avusturya el^isi, Babiali'yi Avusturya'nin bu ayaklanma-yi Osmanlinin bir dahili meselesi olarak gördügü hususunda temin etti ve hariciye naziri Andrassy diplomatik yoldan bu ihtilafin mahalli düzeyde tutulmasi i^in ^alijti. Bu baglamda Viyana, Berlin ve St. Petersburg kabineleri 8 Temmuz 1876'da Reichstadt'da mutabik kaldilar. Andrassy ve Rus bajvekil Gorcakov Sirbistan-Karadag ve Osmanli Imparatorlugu arasinda bir savaj hali söz konusu olur ve Osmanli Imparatorlugu Avrupa'da dagilacak olursa, Rusya Beserabya'yi ve Avusturya-Macaristan ise Bosna-Hersek'i ijgal edecekti. Istanbul'da Aralik

1876 ile Ocak 1877 arasindaki bir konferansta büyük devietier bu meseleye diplomatik bir çôzûm bulmaya çaliçtilar. Istanbul'da bu konferans devam ederken Avusturya-Macaristan ve Rusya, Budapeçte'de bir mutabakata vardi. Bu mutabakatta, hangi çartlar altinda Avusturya-Macaristan'in, Osmanli Imparatorluguna karçi ilan edilecek bir savaça, Rusya'nin müdahil olmasini kabul edebileceginin çartlari tayin edilmiçti. Ruslarin, savaçtaki baçarilari ve zorla imzalattiklari 3 Mart 1878 Ayastefanos Anlaçmasi, Avusturya-Macaristan ve Rusya arasindaki mutabakatin hükümsüz kalmasina sebep oldu: Rusya, öncesinde Avusturya-Macaristan'a vermeyi dü^ündügü Bosna-Hersek için çimdi bagimsiz bir statü öngörüyordu. Avusturya-Macaristan bu i^özümü kendi menfaatlerine aykiri oldugu için kabul edemezdi ancak kendi menfaatlerini silah gücüyle uygulatabilmek için askerî olarak çok zayifti. Ancak Berlin Kongresi ile birlikte, Avusturya-Macaristan'a Bosna-Hersek'i ilhak yetkisi verilmiç oldu. Andrassy, Osmanlilara bu seçenegin müspet veçhelerini göstermeye çaliçsa da Osmanlilar bu seçenegi inatla reddetti. Avusturya-Macaristan ve Osmanli Imparatorlugu aralarindaki gizli bir bildirge ile Avusturya-Macaristan'in içgalinin sinirli olacagi ve Sultan'in buradaki meçru egemenliginin taninmaya devam edilecegi güvencesi verildi. 29 Haziran 1878'de, Avusturyalilar içgale baçladiklarinda Sirp propagandasi ile kiçkirtilmiç Ortodoks ahalinin ve ayrica Müslümanlarin sert muhalefeti ile karçilaçtilar. Avusturya- Macaristan, 160.000 asker kullanmak zorunda kaldi ve 20 Ekim'e kadar son direniç devam etti. Osmanlilar ile gerilmi§ münasebetler 21 Nisan 1879'da akdedilen bir mutabakat ile tekrardan normalleçtirildi.

1897 Girit Krizi esnasinda, Avusturya-Macaristan hariciye naziri Goluchowski krizin Balkanlara siçrayip, Osmanli Imparatorlugu ve Yunanistan arasinda bir savaça dönü^memesi için çaba gösterdi. Büyük güçlerin uyumlu tutumu bu hedefi gerçekleçebilir kildi.

iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.

1903'te, Çar Avusturya'yi ziyaret etti ve Kayser I. Franz Josef ile Mürzsteg Sözle^meleri mutabakatina vardi. Bu mutabakat Makedonya krizini teskin etti. Makedonya'nin toprak durumu muhafaza edilecek, Osmanli valisinin yanina kontrol maksadiyla bir Avusturyali bir de Rus sivil memur atanacak, Osmanlilar siyasî ve finansal reformlar yapip bölgenin kolluk kuvvetleri uluslararasi kontrole devredilecekti.

1908 Jön Türk Ihtilali ile Osmanli Imparatorlugu'nda parlamenter sisteme geri dönüldü ve Osmanli Imparatorlugu ile Avusturya-Macaristan iliçkileri bu sebepten yeniden krize girdi. Jön Türkler, Bosna-Hersek vekillerini de meclise çagirmak istiyorlardi. Hedefleri Osmanli üst idaresinde bu vilayette özerk bir idare yaratmakti. Bu durumda, Ekim 1908'de Viyana Bosna-Hersek'i ijgal etmeyi ilan etmeye karar verdi. Bosna-Hersek resmî olarak Avusturya-Macaristan, çifte monarçisine baglandi. Bu sürpriz siyasî adim Avrupa'da agir siyasî gerilimlere neden oldu ve geçici bir süre Avusturya-Macaristan'i Avrupa'dan izole etti. Osmanlilar ticaret ambargosu koydu, silahli bir çatiçma da ihtimal diçinda degildi. Nihayet Avusturya diplomasisi bu krizi Osmanli Imparatorlugu ile aralarinda halletmeyi baçardi. 2.500.000 atin liralik bir ödeme karçiliginda Osmanlilar resmen Bosna-Hersek'ten vaz geçip burayi Avusturya- Macaristan'a terk etti. 26 Çubat 1909'da imzalanan bir protokol ile bu iki g^ arasindaki ihtilaf halledilmiç oldu.

Avusturya-Macaristan ile münasebetlerin normalleçmesinden sonra Jön Türkler yeniden Habsburg Hanedani ile bir ittifakin yolunu aradi, ancak Avusturya- Macaristan çekingen kaldi. 1908-1909'da Avusturya-Macaristan, Bosna-Hersek'teki ilhak krizinden ötürü, büyük Girit Krizinden uzak durmuçtu, ancak takip eden yillarda asi Arnavutlara karçi Osmanli siyasetini yumuçatmaya çaliçti. Italya, Avusturya-Macaristan ve Alman Imparatorlugu ile

beraber ûçlû ittifaka girip 1911'de Osmanlilara savaç ilan ettiginde, Avusturya-Macaristan tarafsizligini muhafaza etti ve diplomatik araçlar vasitasi ile bu Osmanli-Italyan savaçinin Kuzey Afrika ile sinirli kalmasi için ugraçti.

Ocak 1912'de Osmanli tarafinin askerî bir ittifak teklifi, Viyana tarafindan reddedil-di. Böylelikle, Avusturya-Macaristan gerçi Balkan Savaçlarinin girdabindan kurtulmu§ oluyordu ama siyasî propagandasini Avusturya-Macaristan'in güney Slav nüfuslari üzerinde yogunlaçtiran Sirbistan'in kuvvetlenmesi, Avusturya-Macaristan için ölümcül neticeleri beraberinde getirecekti. O zamanlar yüksek rütbeli Avusturyali diplomatlar 1912'de savaça Osmanli Imparatorlugu tarafinda kararlilikla girilmemiç olmasinin vahim bir hata oldugu fikrindeydiler. Balkan Savaçlari ve Osmanlilarin Avrupa'dan atilmalari bu sayede engelle-nebilirdi, zira bu noktada Rusya hala bir savaç için hazir degildi. Ayni çekilde Balkanlarda hâkimiyet peçinde koçan ve güvenilmez müttefik Italya ise Trablusgarp'taki savaç ile iyice zayif dü^mü^tü. 1906'dan 1918'e kadar, Istanbul'da Avusturya elçiligi yapmiç olan Pallavicini de ayni fikirdeydi. Pallavicini, Bosna'nin ilhakini Avusturya hariciye siyasetinin en büyük hatasi olarak tenkit ediyordu. Bu ijgalle beraber Viyana, Osmanli Imparatorlugu'nun parça-lanmasi için içaret vermiçti ve böylece, Balkanlar'da Büyük Sirbistan planlarina karçi çikacak mühim bir müttefik itilmiç ve zayiflatilmiçti.

Avusturya tahti varisi Franz Ferdinand'in Saraybosna'da suikasta ugramasi ve Avusturya-Macaristan'in ültimatomunun Sirbistan tarafindan geri çevrilmesi, Avusturya'nin savaç ilan etmesine neden oldu. Böylece, ittifak mekanizmasi geregi olarak kuvvetler devreye girdi ve Birinci Dünya Savaçi patlak verdi. Osmanli Imparatorlugu, bu küresel çatiçmadan uzak durmaya çaliçsa da Yakin Dogu'da kapsamli siyasî ve iktisadi menfaatlerini tehdit altinda gören Alman Imparatorlugu'nun baskilari, itilaf Devletlerinin saldirilari ve Ittihad ve Terakki Firkasini idare eden Enver, Talat ve Cemal Paça'larin Alman dostu tutumlari nihayet Osmanli Devleti'nde bir fikir degiçikligine sebep oldu. 12 Kasim 1914'te Osmanli Imparatorlugu, Itilaf Devletlerine savaç ilan etti.

Hem Avusturya-Macaristan hem de Osmanli Imparatorlugu, Birinci Dünya Savaçinda ayni kaderi paylaçti. Muzaffer devletlerin emri ile yüzyillardir orta-dogu Avrupa'da ve Balkanlarda birbirlerinin baç dü^mani olmuç olan bu iki çok milletli devlet parçalandi. Bu iki devletin yerine gelen halef devletler, Türkiye Cumhuriyeti ve Avusturya Cumhuriyeti münasebetlerini, hâkimiyet arzularindan, siyasî ve iktisadi menfaatlerden münezzeh olarak, dostane bir çekilde münasebetlerini yeniden kurma haklarini mahfuz tuttular.

Ara^tirma & Yayin Etigi: Bu makale, en az iki kör hakem tarafindan incelenmi^ ve iThenticate taramasiyla intihal ve benzerlik raporu olu^turulmu^tur. Makale, ara^tirma ve yayin etigine uygundur.

Etik Beyani & Çikar Çati^masi: Bu makalenin mütercimi çikar çati^masi bildiriminde bulunmami^, makalenin ha-zirlanma sürecinde bilimsel ve etik kaidelere uyuldugunu ve yararlanilan tüm çali^malara atifyapildigini beyan etmi^tir. Açik eri^imli bu makale, CC BY-NC 4.0 lisansina sahiptir.

Research & Publication Ethics: Two or more blind peers reviewed this article, and an iThenticate scan generated a report for potential plagiarism and similarity. The article complies with research and publication ethics. Ethical Declaration & Conflict of Interest: The translator of this article declares no conflict of interest, and the article follows scientific and ethical principles and cites all the sources appropriately. This is an open-access article under the CC BY-NC 4.0 license.

KAYNAK^A

Anderson, Matthew Smith. The Eastern Question, 1774-1923: A Study in International Relations. Londra: Macmillan, 1966.

Beer, Adolf. Die orientalische Politik Österreichs seit 1774. Prag: F. Tempsky-Leipzig, G. Freytag, 1883.

Beydilli, Kemal - Erünsal Ismail E. "Prut Savaji Öncesi Diplomatik bir tejebbüs, Seyfullah Aga'nin Viyana El^iligi (1711)", Belgeler 22/26 (2002), 1-182.

Bridge, F.R. From Sadowa to Sarajevo. The Foreign Policy of Austria-Hungary 1866- 1914. Londra: Routledge-Boston: K. Paul, 1972.

Bridge, F. R. "Austria-Hungary and the Ottoman Empire in the Twentieth Century". Mitteilungen des Österreichischen Staatsarchivs 34, (1981), 234-271.

Hammer, Joseph von. Geschichte des Osmanischen Reiches. 4 Cilt (1574-1623) / 8 Cilt (1739-1774). Pejte, 1829/1832.

Kuran, Ercümend. Avrupa da OsmanliIkamet Elfiliklerinin Kurulu^u veIlkElfilerin Siyast Faaliyetleri: 1793-1821. Ankara: Türk Kültürünü Arajtirma Enstitüsü, 1968.

Ottenfels, Franz Frhr. von. Beiträge zur Politik Metternichs im griechischen Freiheitskampfe 1822-1832. Salzburg, 1913.

Pomiankowski, Joseph. Der Zusammenbruch des Osmanischen Reiches. Erinnerungen an die Türkei aus der Zeit des Weltkrieges. Zürich- Leipzig- Viyana, 1928.

Prokesch-Osten, Anton Frhr. von. Geschichte des Abfalls der Griechen vom türkischen Reiches im Jahre 1821 und der Gründung des Hellenischen Königreiches, aus diplomatischem Standpuncte. 6 Cilt, Viyana, 1867.

Roider, Jr., Karl Andrew. A case study in eighteenth century war and diplomacy: Austria's policy in the Austro-Russian-Turkish war of 1737-1739. Stanford: Stanford Üniversitesi, Doktora Tezi, 1970.

Shaw, Stanford J.- Kural, Ezel. History of the Ottoman Empire and Modern Turkey. 2 Cilt, Cambridge-Londra- New York- Melbourne, 1976/1977.

Spuler, Bertold. "Die europäische Diplomatie in Konstantinopel bis zum Frieden von Belgrad (1739)". Jahrbücher für Kültür und Geschichte der Slaven, (Breslau) 11.1.1935. 53-115, 2. 171-222, 3-4. 313-366.

Unat, Faik Rejit. Osmanli Sefirleri ve Sefaretnameleri. Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1968.

Uzun^arjili, Ismail Hakki- Karal, Enver Ziya. Osmanli Tarihi, 3 Cilt (1566-1699) - 8 Cilt (1876-1907). Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1951/1962.

Zinkeisen, Johann Wilhelm. Geschichte des Osmanischen Reiches in Europa. 3.-7. Cilt, Gotha, 1855/1863.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.