Научная статья на тему 'Translations’ta di̇l ve kültür açisindan eski̇-yeni̇ çatişmasina bi̇çembi̇li̇msel bi̇r yaklaşim'

Translations’ta di̇l ve kültür açisindan eski̇-yeni̇ çatişmasina bi̇çembi̇li̇msel bi̇r yaklaşim Текст научной статьи по специальности «Языкознание и литературоведение»

CC BY
100
25
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
Ключевые слова
Eski-Yeni Çatışması / Dil ve Kültür / İrlanda Milliyetçiliği / Hiciv / Biçembilim / Conflict Between the Old and the New / Language and Culture / Irish Nationalism / Satire / Stylistics

Аннотация научной статьи по языкознанию и литературоведению, автор научной работы — Yasemin Şanal

Oyunları dünya çapında ses getiren İrlandalı yazar Brian Friel’in Translations (Çeviriler) (1980) isimli oyunu 19. yüzyıl başlarında İrlanda’nın İngiltere tarafından kolonileştirilme çabalarını konu edinmekte ve İrlanda dilinin yok oluşuna duyulan hüznü anlatmaktadır. İngiliz ordusu kendisine manevra ve kontrol kolaylığı sağlayabilmek amacıyla bir yandan İrlanda topraklarının haritasını çıkarırken diğer yandan da geçtiği yerlerin isimlerini İngilizce isimlerle değiştirmekte, bunun sonucunda da İngilizce, İrlanda diline karşı üstünlük kazanmaktadır. Bu sırada İrlanda sadece diller arası değil kültürler arası bir çatışmaya da sahne olmaktadır. Nitekim dil ve kültür çatışması eninde sonunda bir güç ve hakimiyet çatışmasına dönüşmektedir. Eskiyle yeninin çatışmasını ve kültürler arası üstünlük mücadelesini sahneye taşıyan oyun, biçembilimsel bir yaklaşımla incelendiğinde yazarın bu meseleyi ele alırken aslında neyi anlatmak veya eleştirmek istediği daha iyi anlaşılmaktadır. Tarihi bir olayı güncel bir meseleye ışık tutmak için kullanan Friel, oyunda kültürel kimliğin en önemli temsilcisi ve taşıyıcısı olan diline sahip çıkamayarak İngilizlerin etkisi altına girmeyi kabul eden İrlandalıları hicvederken, sabit fikirlerinden taviz vermeyen oyun kişilerinin görüşlerinin geçirdiği değişimi ironik bir biçimde ele almakta; eleştirilerini de bu karakterlerin birbirleriyle konuşurken başvurdukları olumlu ve olumsuz nezaketsizlik stratejileri; iletişimde iş birliğine yanaşmayarak konuşma kurallarını ihlal etmeleri; kullandıkları emredici söz edimleri ve içinde bulundukları güç mücadelesi üzerinden gözler önüne sermektedir.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.

A STYLISTIC APPROACH TO THE CONFLICT BETWEEN THE OLD AND THE NEW IN TERMS OF LANGUAGE AND CULTURE IN TRANSLATIONS

Globally renowned Irish playwright Brian Friel’s Translations (1980) relates the efforts of Britain to colonize Ireland at the beginning of the 19th century and depicts the woe for the disappearance of the Irish language. The British army carries out an Ordnance Survey to map the territory of Ireland in order to facilitate manoeuvre and control for itself, and replaces the place names with English words, thus providing English to gain precedence over Irish. In the meantime, Ireland is not only facing an inter-linguistic conflict, but also an intercultural conflict with Britain. As a matter of fact, the conflict of language and culture eventually becomes a conflict of power and domination. The play shows the conflict between the old and the new and the struggle between the two cultures to prevail, and with a stylistic approach, it is better understood what the author actually wants to tell or criticize while dealing with this issue. Using a historical event to shed light on a contemporary issue, Friel satirizes the Irish who accept the British influence by failing to protect their language, which is the most important representative and carrier of cultural identity. He ironically discusses the change in the views of the characters that do not compromise their fixed ideas, and conveys his criticism via positive and negative politeness strategies, violations of the maxims of conversation, directive speech acts and struggle for power among the characters.

Текст научной работы на тему «Translations’ta di̇l ve kültür açisindan eski̇-yeni̇ çatişmasina bi̇çembi̇li̇msel bi̇r yaklaşim»

Cilt: 3,Sayi: 1, 2020

Vol: 3, Issue: 1, 2020

Sayfa — Page: 26-51

E-ISSN: 2667-4262

iThenticate*

3L Professional Plagiarism Prevention

TRANSLATIONS^\ № VE KULTUR A^ISINDAN ESKi-YENi CATI§MASINA

BlCEMBiLiMSEL BiR YAKLA^IM*

A STYLISTIC APPROACH TO THE CONFLICT BETWEEN THE OLD AND THE NEW IN TERMS OF LANGUAGE AND CULTURE IN TRANSLATIONS

Yasemin §ANAL**

MAKALE BÍLGÍSÍ ÔZET

1%Geli$: 11.10.2019 s/ Kabul: 10.12.2019 Oyunlan diinya çapmda ses getiren Irlandali yazar Brian Friel'in Translations (Çeviriler) (1980) isimli oyunu 19. yuzyil baçlannda îrlanda'mn îngiltere tarafmdan kolonileçtirilme çabalanm konu edinmekte ve Manda dilinin yok olu§una duyulan hûznU anlatmaktadir. ingiliz ordusu kendisine manevra ve kontrol kolayligi saglayabilmek amaciyla bir yandan Manda topiaklarinin haritasini çikanrken diger yandan da geçtigi yerlerin isimlerini ingilizce isimlerle degiçtirmekte, bunun sonucunda da ingilizce, irlanda diline karçi ûstûnluk kazanmaktadir. Bu sirada irlanda sadece diller arasi degil kûltûrler arasi bir çatiçmaya da sahne olmaktadir. Nitekim dil ve kllltûr çati§masi eninde sonunda bir gûç ve hakimiyet çati§masina dônûçmektedir. Eskiyle yeninin çati§masmi ve kûltûrler arasi tlstûnltlk mûcadelesini sahneye taçiyan oyun, biçembilimsel bir yaklaçimla incelendiginde yazann bu meseleyi ele alirken aslinda neyi anlatmak veya ele§tirmek istedigi daha iyi anlaçilmaktadir. Tarihi bir olayi guncel bir meseleye i§ik tutmak için kullanan Friel, oyunda kûlturel kimligin en ônemli temsilcisi ve tajiyicisi olan diline sahip çikamayarak ingilizlerin etkisi altina girmeyi kabul eden irlandalilan hicvederken, sabit fikirlerinden taviz vermeyen oyun kiçilerinin gôrûçlerinin geçirdigi degi$imi ironik bir biçimde ele almakta; eleçtirilerini de bu karakterlerin birbirleriyle konu$urken baçvurduklan olumlu ve olumsuz nezaketsizlik stratejileri; iletiçimde i§ birligine yanaçmayarak konuçma kurallanm ihlal etmeleri; kullandiklan emredici sûz edimleri ve içinde bulunduklari gûç mûcadelesi ûzerinden gôzler ônûne sermektedir.

Anahtar Kelimeler: Eski-Yeni Çatiçmasi; Dil ve Kültür; irlanda Milliyetçiligi; Hiciv; Biçembilim.

Araçtirma Makalesi

ARTICLE INFO ABSTRACT

®Received: 10.11.2019 s/Accepted: 12.10.2019 Globally renowned Irish playwright Brian Friel's Translations (1980) relates the efforts of Britain to colonize Ireland at the beginning of the 19th century and depicts the woe for the disappearance of the Irish language. The British army carries out an Ordnance Survey to map the territory of Ireland in order to facilitate manoeuvre and control for itself, and replaces the place names with English words, thus providing English to gain precedence over Irish. In the meantime, Ireland is not only facing an inter-linguistic conflict, but also an intercultural conflict with Britain. As a matter of fact, the conflict of language and culture eventually becomes a conflict of power and domination. The play shows the conflict between the old and the new and the struggle between the two cultures to prevail, and with a stylistic approach, it is better understood what the author actually wants to tell or criticize while dealing with this issue. Using a historical event to shed light on a contemporary issue, Friel satirizes the Irish who accept the British influence by failing to protect their language, which is the most important representative and carrier of cultural identity. He ironically discusses the change in the views of the characters that do not compromise their fixed ideas, and conveys his criticism via positive and negative politeness strategies, violations of the maxims of conversation, directive speech acts and struggle for power among the characters.

Keywords: Conflict Between the Old and the New; Language and Culture; Irish Nationalism; Satire; Stylistics.

Research Article

* Bu makale, 2018 yilindan Ankara Üniversitesi'nde savunulan "Yirminci Yüzyil irlanda Tiyatrosunda Hiciv Dilinin Bifembilimsel Olarak íncelenmesi" adh doktora tezinden üretilmijtir.

* Ar§. Gör. Dr., Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Batí Dilleri ve Edebiyatlari Bölümü, Ingiliz Dili ve Edebiyati Ana Bilim Dali, Zonguldak / Türkiye, E-mail: yaseminunal@beun.edu.tr.

ORCID '© https://orcid.org/0000-0002-7574-8203. Bu makaleyi §u jekilde kaynak gösterebilirsiniz (APA):

§anal, Yasemin (2020). "Translations'tn Dil ve Kültür Afismdan Eski-Yeni Qatijmasma Bifembilimsel Bir Yaklajim". Uluslararasi Dil, Edebiyat ve Kültür Ara^tirmalari Dergisi (UDEKAD), 3 (1): 26-51. DOI: http://dx.doi.org/10.37999/udekad.648533.

Extended Abstract

Irish playwright Brian Friel's Translations (1980) relates the efforts of Britain to colonize Ireland at the beginning of the 19th century and depicts the woe for the disappearance of the Irish language. While carrying out an Ordnance Survey to map the territory of Ireland in order to facilitate manoeuvre and control for itself, the British army also replaces the native place names with English words, which provides the English language to gain precedence over the Irish language. The play also shows the conflict between the old and the new and the struggle between the two cultures to prevail over one another. As a matter of fact, in the early 1800s, the conflict of language and culture eventually became a nationwide conflict of power and domination in Ireland.

This study aims to analyse Friel's play with a stylistic approach in order to understand what the author

actually wants to tell or criticize while dealing with this issue. It can be said that using a historical event to shed light on a contemporary issue, Friel actually satirizes the Irish who accepted the British influence by failing to protect their language, which is the most important representative and carrier of cultural identity. Because, although there were many efforts to protect and revive the Irish language towards the end of the 19th century, when the play was written and staged English had already become the daily language of the Irish people. In addition to being a means of communication between individuals who make up the society, language also helps individuals to gain an effective and strong identity in the community they live in and also superiority over those around them.

As the only weapon of a satirist is the words he actually uses, satire has a very strong relationship with language. Language can be used as a tool for social change from time to time, and satirists mostly benefit from this function of language. Therefore, the function of written and spoken language becomes important in order to evaluate history, traditions, and national and cultural identity in a complete and solid context.

Stylistics initially divides language into two, written and oral, and then divides the written language into poetry and prose. Theatrical texts, on the other hand, do not seem to find a place for themselves in this first and basic classification. The reason for this is that theatrical texts were written to be staged, i.e. verbally conveyed. However, written or spoken, the importance of plays should not be overlooked.

Theatre is a literary genre consisting almost entirely of face-to-face communication. Therefore, the study of dramatic dialogues should not only be on the meaning of what is said, but also on how it is said. The first important theory for the analysis of language in plays is the speech act theory, introduced by J. L. Austin in the late 1950s and developed by J. R. Searle in the 1960s, which suggests that words do not only express information but they also carry out actions. Developed in the 1970s, H. P. Grice's cooperative principle and maxims of conversation argue that speakers should follow certain rules in cooperation during a conversation. These are the maxims of quantity, quality, relation and manner which suggest that one should speak correctly, clearly, understandably and within the framework of necessary rules. Next to the converstional maxims and speech act theory, politeness theory, turn-taking, and power relations among the characters could also be taken into account while carrying out stylistic analysis of the play texts, especially for the analysis of dramatic satire. For example, a satirist can express the flaws of his target by exaggerating compliments and excessive politeness. Like politeness, impoliteness can also be used for the same purpose by a more sharp-tongued and bitter satirist.

In Translations, both positive and negative politeness strategies, violations of the maxims of conversation, directive speech acts and struggle for power among the Irish and the English can easily be seen in the dialogues between the characters. Ironically enough, almost all characters holding very rigid opinions about Irishness go through a major change in a very short time, and the author clearly satirizes such characters who cannot tolerate any opposing views but fails to protect their language and cultural identity at the end of the play.

Giri§

20. yiizyilin ba§inda bagimsiz bir millet olma arzusu ta§iyan Irlanda'mn ortak kiilturel mirasimn insanlara ula§tirilmasinda, hem bu mirasi hatirlatma hem de zamanin §artlarini kayit altina alma i§levini ta§imasi bakimindan, tiyatro eserlerinin katkisi goz ardi edilemez. Tiyatro hem gorsel hem de dilsel ogeleri i^inde barindiran bir tiir oldugu i?in bagimsizlik

mücadelesine destek veren yazarlar tarafindan ózellikle tercih edilen bir tür olmu§tur. Fakat bazi oyun yazarlan Irlanda halkimn sadece olumlu yonlerini yüceltmeyi degil, olumsuz yonlerini de onlara gostererek bir farkindalik yaratmayi hedeflemi§tir. Insanlara kusurlanm gosterebilmenin yolu da bu yónleri ustaca hicvetmektir. Oyun yazarlari her türlü betimlemelerini ve ele§tirilerini ortaya koyarken dili kullandiklari i?in tiyatroda dilin i§levi büyük onem arz etmektedir. Bu bakimdan tiyatro eserlerindeki dil kullanimlan detayli bir incelemeye tabi tutularak irlanda tiyatro hareketinin irlanda halkinda olu§turmak istedigi milli benlik duygusu ve 'Irlandalilik' olgusunun oyun yazarlari tarafindan nasil ele alindigi tespit edilebilir. Nitekim "[kimi] tarihsel dónemler hakkmda güvenilir ve yeterli miktarda sozlü veri olmadigi igin edebi metinlerin üzerinde sikga durulmaktadir. Oyun metinleri de, her ne kadar 'kurgulanmi§' bir dil olsa da, 'sozlü dili' kegfetmek igin ónemli bir kaynak te§kil etmektedir " 6 (Nergaard-Busse vd. 2010: 39). ílaveten, Ózünlü'nün de belirttigi gibi birbirleriyle ileti§im iginde oían bireylerin belli birtakim kurumlar, uygulamalar, kurallar, inan^lar ile Qe§itli davrani§ ve olaylara oían tepkileri insanlarm ta§idigi kültiir birikimiyle yakindan ilgilidir. (1999: 211). Zira insanlar duygularini, dü§üncelerini, sevin^lerini ve ofkelerini dil araciligiyla birbirlerine iletirken iginde bulunduklari kültürel §artlari da yansitirlar. Aynca kültürün bir yansimasi oían dilin, kültürel kimligin belirleyicisi olma ozelligi de vardir. Nitekim Irlanda Milli Tiyatrosu'nun kurulu§ amaci kültürel kimligi yüceltmek ve bu kimlige sahip fikmak üzerinedir.

Ingiltere'nin ilk somürgesi oían Irlanda'da tiyatro, yakla§ik sekiz yüz yillik Ingiliz egemenligi altinda Ingiliz tiyatrosunun etkisinde kalmi§ti. Ger^ek anlamda milli tiyatro ise 19. yüzyil sonunda "yüzyillarca sómürgecilik altinda gururu ezilmi§ bir milletin kendine ulusal kimlik yaratma ve ulusal gururunu onarma gabalari sonucunda dogmu$" (Sayin 2009: 1), Irlanda halkinda bir kültürel farkindalik yaratmak amaciyla ilk ürünlerini vermeye ba§lami§, Irlanda'nin bagimsizlik mücadelesiyle paralel olarak varligini ve geli§imini sürdürmü§tür. Ger9ekten de Irlanda'da tiyatro, 20. yüzyilin ba§indan itibaren Murray'in de belirttigi üzere "ulusal bilinci tanimlama ve sürdürmede etkili bir arag" (1997: 3) olmu§tur.

1 Ocak 1801 itibanyla Irlanda, Büyük Britanya Kralligi'na katilmi§ ve Büyük Britanya ve Irlanda Birle§ik Kralligi kurulmu§ oldu. Bu birle§menin Irlanda Í9Ú1 iyi yonde bir degi§im getirdigi soylenemez. 1817 yilina gelindiginde tarimda üretim azalmi§, i§sizlik artmi§, yeni bir kitlik ba§ gostermi§ ve bu durum ülke di§ina bir go? furyasi olu§turmu§tu. 1845-1851 yillan arasinda ise Büyük Kitlik adiyla da bilinen Irlanda Patates Kitligi ba§ góstermi§tir. Kitlik ve salgin hastaliklar yüzünden milyonlarca Irlandali ya oldü ya da Amerika ba§ta olmak üzere diger ülkelere góg etti. Aslinda, Büyük Kitlik Irlanda tarihinde bir donüm noktasi olmu§tur denilebilir. Nüfusun azalmasiyla birlikte Irlanda dilinin kullannni azalmi§ ve fogunluk Ingilizceyi ana dili olarak kullanmaya ba§lami§tir. Buna ragmen, Irlanda milliyetfiligi yükseli§e ge?mi§ Irlandali Katolikler kitlik süresince kendilerine yeten kadar yardim edilmedigi dü§üncesiyle Ingiliz kraliyet ailesine kar§i nefret gütmeye ba§lami§tir.

6Bu salomada kullanilan ve kaynagi Türkfe olmayan tüm alintilarin sevirileri, aksi belirtilmedigi sürece, makalenin yazan tarafindan yapilmijtir.

£ilt / 'Volume: J, ^yi / ^ssue: i, 2020

19. yüzyil itibariyla irlanda'da bagimsizlik hareketlerinde belirgin bir arti§ gorülmü§, yüzyilin sonuna dogru bagimsizlik i?in verilen silahli mücadelenin yam sira siyasi alanda da mücadele ba§lami§ti. Irlanda'nin yillarca süren bu siyasi ve askeri bagimsizlik mücadelesi ile paralel olarak edebi bir uyam§ hareketinin de ortaya ?ikmasi ka?inilmazdi. Siyasi bagimsizligin yaninda kültürel ve ekonomik bagimsizlik da elde etmek isteyen Irlandalilar bu amaflarina ancak kendi kendilerine yetebilecekleri zaman ula§abilirdi. Bunu ba§arabilmek i?in de toplumda bir uyam§ olu§masi gerekmekteydi. írlandalilik ruhunu canlandirma istegiyle bagimsizlik ifin mücadele eden bir grup §air ve oyun yazari, eski irlanda halk masallanm ve Hristiyanlik oncesi donemin halk kahramanlarmi tekrar gün yüzüne fikararak irlanda halkina ne kadar zengin ve koklü bir kiiltiire sahip olduklanm hatirlatmayi ve insanlarda kendi kendine yetebilme duygusunu a?iga fikarmayi ama?liyorlardi.

1892'de kaleme aldigi ünlü yazisi "The Necessity for De-Anglicising Ireland" ile Irlanda'yi íngiltere'nin etkisinden kurtarmanin gerekliligine dikkat 9eken Douglas Hyde, Irlanda'nin kendi dilini, kültürünü, geleneklerini ve hatta giysilerini benimsemesi gerektigini dü§ünüyordu (1904: 117-161). Paskalya Ayaklanmasirnn onderlerinden Patrick Pearse da verdigi demeflerde "Dili olmayan bir ülkenin ruhu dayoktur" (An Irishman's Diary, 2004) diyerek ulusal bilincin olu§turulabilmesi i?in irlanda dilinin onemine i§aret etmekteydi.

20. yüzyilin ilk Qeyreginde, ozellikle 1916-1922 yillari arasinda, milliyetfilik duygusu Irlanda ya§amimn en onde gelen olgusuydu. Fakat, koklerini Irlanda kültüründen alan Irlanda milli uyani§i edebi eserlerde Ingilizce olarak kaleme alinmaktaydi. Bunda en onemli etken, Irlanda'da Irlanda dilini konu§an ki§i sayisinin az olmasi ve Edebi Uyani§ Hareketi'ne oncülük eden egitimli ki§ilerin Ingilizceyi kullanmasiydi. Her ne kadar eserlerinde Irlandalilik fikrini on plana Qikarsa da Irlanda Milli Tiyatrosu'nun kuruculanndan oían W. B. Yeats bile eserlerini Ingilizce olarak kaleme almi§tir. Ingiliz kókenli Yeats'in Irlanda Edebi Uyani§i'na ónderlik etmesi ve bunu yaparken irlanda dilini kullanmamasi ele§tirilerle kar§ila§mi§ olsa da Irlanda hizli bir §ekilde ilerlemeliydi ve bunu 90k az sayida ki§inin kullandigi bir dil ile yapmak mümkün degildi. Bu sebeple Edebi Uyam§ Hareketi'ne destek veren yazarlar tarañndan Ingilizce tercih edilmekteydi.

Tiyatro ve Bi^embilim

Teorik afidan dil, insanlann dügüncelerini birbirlerine iletmelerine yarayan bir ara?tir. Bireyler zihinlerinden ge^enleri dil araciligiyla di§ dünya ile payla§tiklan igin kullandiklari sozcükler dü§üncelerini tipki bir ayna gibi yansitir. Dü§ünceler de Í9Índe bulunulan §artlara, yere ve zamana gore degi§kenlik gosterebilir. Insanlar devamli bir degi§im Í9Índe oldugu Í9Ú1 kullandiklari dil de bu degi§ime ayak uydurarak canil bir organizma gibi degi§im ve geli§imini sürdürmektedir. Daha genel bir tabirle; dil, insan ya§aminin hem canil bir par9asi hem de aynasidir denilebilir. Hatta dil, zaman zaman toplumsal bir degi§im araci olarak da kullamlabilir. I§te bu noktada, tarihi, gelenekleri, milli ve kültürel kimligi tam ve saglam bir baglamda degerlendirebilmek Í9Í11 yazili ve sozlü dilin i§levi onem kazanmaktadir.

Kisaca "dilin yapisi ve i§levini ortaya gikarmak igin metin analizini kullanan bir dil inceleme yóntemi" (Simpson 1997: 4) olarak tammlanabilen 'bÍ9embilim', yazinsal yapitlan dilbilimsel yóntemlerle incelerken bir metin Í9Índe belli bir ozelligi ve niteligi oían dil

kullammlarini da incelemeyi ama9lamaktadir. Bifem terimi ise "dilbilim agisindan bir birey ya da toplulugun dil kullanim ali§kanliklarini betimlemek igin kullanilmaktadir. О halde bigembilimin amaci dil ogelerinin nasil, neye bagli olarak kullanildigini gostermek ve bunun nedenlerini agiklamak olarak tanimlanabilir" (Ulsever 1990: 95).

Dili, yazili ve sozlii olarak ikiye ayiran bifembilim, yazili dili de §iir ve dtizyazi olarak ikiye ayirir. Tiyatro oyunlari ise bu ilk ve temel srniflandirma ifinde kendine аул bir yer bulamami§ gibi goriinmektedir. Bunun sebebi tiyatro metinlerinin sahnelenmek yani sozlii olarak aktarilmak iizere yazilmi§ olmasidir. Nitekim burada soylem fozumlemesi deger kazanmaktadir. Qiinkti ister yazili ister sozlii olsun, ta§idigi кШШг ve degerler birikimi afisindan tiyatro oyunlarinin onemi goz ardi edilmemelidir.

Tiyatro hemen hemen tamami yiiz yiize ileti§imden olu§an bir edebi tiirdiir. Ancak, tiyatro oyunlarmdaki bu ileti§imin sadece sahnedeki oyuncular arasinda degil ayrica yazar ve izleyiciler arasinda da gerQekle§ebilecegi unutulmamalidir. Bu ileti§imi saglayabilmenin tek yolu da dildir. Oyunlarda bigemin tam ve dogru bir §ekilde fozumlenmesi i?in dilbilim ve ozellikle de edimbilim ve soylem fozumlemesinden yararlanmak gerekir (Culpeper-Short vd. 1998: 3). Nitekim oyunlardaki konu§malarin incelenmesi ifin en 50k ba§vurulan yontemler de anlambilim (semantics), edimbilim ve soylem 96zumlemesi olarak goze 9arpar.

Oyun metinlerindeki kar§ilikli konu§malarin incelenmesinde bi9embilime e§lik eden pragmatik, yani edimbilim, "insanlarin dili uygun bir baglamda ve belli amaglarla kullandiklarinda aslinda neyi kast ettiklerinin incelenmesi" (Verdonk 2002: 19) olarak tanimlamr. Diger bir ifade ile "baglamin anlama katkisini inceleyen bilim dalina pragmatik denilir" (£akir 2014: 104). Nitekim, edimbilim anlami baglama dayali olarak ele alir. Dili daha 90k ileti§imde kullanilan i§levleri bakimindan inceler ve konu§macimn niyet ettigi anlami ortaya 9ikarmayi hedefler. Zira tiyatroda dil, "hem yazarin hem de karakterlerin niyetlerini belirtmeleri igin guglii bir aragtir" (Tuta§ 2008: 132).

Cumle ve dil otesi anlamlarin incelenmesine ili§kin ilk onemli kuram, 1950'lerin sonunda J. L. Austin tarafindan ortaya konulan ve 1960'larda ogrencisi J. R. Searle tarafindan geli§tirilen 'soz^^^^^ ^^^^^^ ^eech act theory). Soz-eylem kuramina gore, soylenilen bir sozun ifade edebilecegi U9 tiir eylem vardir. Bunlar diizsoz edimi (locutionary act), edimsoz edimi (illocutionary act) ve etkisoz edimi (perlocutionary act) olarak siralamr. Diizsoz, sadece bir soziin soylenmesi eylemiyken, edimsoz soylenilen bir sozle ortaya bir eylem 9ikarma durumudur. Soz vermek, ilan etmek, kabul etmek, kutlamak, uyarmak veya tehdit etmek gibi eylemler edimsozlere ornek gosterilebilir. Etkisoz kavrami ise soylenilen sozun dinleyen ki§ide yarattigi etkiyi ve dinleyicinin bir eylemde bulunacagi varsayimini temsil eder. Bir emir ya da ricamn yerine getirilip getirilmemesi ya da bir uyanmn veya bir teklifin dikkate alinip alinmamasi durumu etkisoze birer ornektir.

Soz-eylem kuramindan sonra 1970'lerde H. P. Grice'in one silrdiigu 'i§ birligi ilkesi' (cooperative principle) yazinsal tiirler i9inde tiyatro metinlerinin dilbilimsel a9idan incelenmesi, oyun ki§ilerinin betimlenmesi ve insanlarin davrani§ ve yakla§imlarinin belirlenmesinde on plana 9ikmaktadir. Grice, ileti§imde birtakim kurallar bulundugunu ileri siirmti§ ve konu§manin insanlar arasindaki ileti§imi saglayabilmesi i9in 'konu§ma

kurallanmn' (conversational maxims) diizgiin bir §ekilde i§lemesi gerektigini ve bu sebeple ki§ilerin bir konu§ma esnasmda i§ birligi iferisinde olarak belirli kurallan izlemesi gerektigini soylemi§tir (1975: 41-58).

Konu§ma kurallari nicelik (quantity), nitelik (quality), baginti (relation) ve bi?im (manner) kurali olmak iizere dort ana ba§liga ayrilmaktadir. Kar§ilikli bir konu§ma esnasmda, bahsi gefen konu hakkinda yeterli bilgi verilmesi gerektigini savunan nicelik kuralina gore eksik bilinen veya yanli§ oldugu dti§iiniilen §eylerin soylenmemesi gerekmektedir. Nitelik kuralina gore ise gerfekfi olmak, istenilen bilgiyi vermek ve gereksiz ayrintilardan kaQinmak gerekmektedir. Baginti kurali konu di§ina ta§mak ve ilgisiz mevzulardan bahsetmek yerine asil konuyu ele almak gerektigini savunur. Son olarak, bifim kurali ortiik, belirsiz ya da bulanik anlamlar i?ermeyen a?ik ve diizgiin bir konu§manin gerekliligini savunmaktadir (Oziinlii 2017: 7). Ancak zaman zaman konu§macilar bilerek ya da bilmeyerek bu kurallann di§ina gikabilirler. Bu gibi durumlar da 'sapma' olarak adlandmlirlar.

Giinliik konu§malarda oldugu gibi tiyatro oyunlannda da dogru, tam, a9ik, anla§ilir ve gerekli kurallar gergevesinde konu§ulmasi gerektigini one siiren bu kurallardan sapmalar gorulebilir. Konu§ma kurallari fignendigi takdirde, ileti§im tam olarak saglanamadigindan, taraflar birbirini anlayamadigi gibi bu anla§mazlik taraflardan birini gulun? duruma da dii§urebilir. Konu§ma kurallarinda meydana gelen sapmalan dikkatlice inceleyerek oyun ki§ilerinin karakter yapisi daha iyi anla§ilabilmektedir.

Bi?embilim i9in konu§ma kurallan ve soz-eylem kurami, oyunlardaki ki§iler ve ki§ilerarasi ili§kilerin incelenmesinde biiyiik fayda saglamaktadir. Ornegin, bir konu§ma kurali fignendiginde bu durum yazinsal degerlendirme a^isindan onem kazamr. Aynca tiyatro oyunlanmn biQembilim a?isindan ele alinmasi; dilin, yazinsal yapitlarda nasil i§lerlik kazandigim a9iklama konusunda biiyiik fayda saglamaktadir. Bifembilimsel bir inceleme yapilirken, oyun metinlerindeki konu§ma siralari (turn-taking), karakterler arasindaki gii? ili§kileri (power relations), ki§ilerin birbirlerine kar§i olan nezaket ya da nezaketsizlikleri (politeness-impoliteness) de dikkate alinabilir.

Nezaket, sadece ki§iler arasinda dengeli ve ban§ i^inde bir ileti§im saglamak i?in degil 9ikar amafli da kullanilabilir. Tipki bir maske gibi takinilan nezaket, konu§an ki§inin aslinda ba§ka bir §eyi elde etmek i?in kullandigi, ger^ekte samimi olmayan ifadeleri de i^erebilir. Bu gibi durumlarda genellikle nezaketin dozu iyi ayarlanamaz, a§iriya ka9ilir ve yine nitelik ve nicelik kurallari ihlal edilmi§ olur. Dolayisiyla, ki§iler yanli§ anla§ilmalara yol a9mamak, kar§ilarindaki ki§iyi incitmemek, dostane ili§kileri korumak veya bu ki§iden bir 9ikar elde etmek i9in nerede nasil konu§acaklarina dikkat etmelidirler. Unutulmamalidir ki dil, sadece bir ileti§im araci degildir; ayni zamanda ki§iler arasi ili§kileri kurma, koruma ya da zedeleme; gii9 ili§kilerini ortaya 9ikarma ve meydan okuma gibi ama9larla kullamlan; dahasi amacina uygun bi9imde kullanildiginda ger9egi saptirmadaki rolii de goz ardi edilemeyecek bir ara9tir.

Toplumsal incelik kurallanmn kasten ihlal edildigi durumlarda, muhatabinin yiiziinii bilerek ve isteyerek tehdit eden bireyler 'nezaketsiz' olarak nitelendirilir. Nezaketsiz olmamn da 9e§itli yollan vardir. Culpeper bunlan olumlu nezaketsizlik ve olumsuz nezaketsizlik

stratejileri olarak siralandirmaktadir. Tiyatro metinlerinde de aralarinda gü? mücadelesi bulunan oyun ki§ilerinin bu tür stratejilere sik?a ba§vurdugu görülür.

Dramatik diyaloglarin incelenmesi sadece söylenilenin anlami üzerine degil, nasil söylendigi üzerine de olmalidir. Bunun i?in konu§ma sirasi önemlidir. Konu§ma sirasindan kast edilen bir konu§macinin konu§ma esnasinda söz söyleme firsati bulmasidir. Konu§ma sirasi; ilk konu§an ki§inin, bir sonraki konu§maciyi o ki§inin adini söyleyerek, ki§iyi birtakim sifatlarla i§aret ederek veya sadece o ki§iye bakarak se?mesi yoluyla belirlenebilir (Herman 1998: 20). Bazen i§aret edilen oyun ki§isi herhangi bir söz söylemeyebilir, bu durumda da konu§ma sirasi degi§ir. Söylenen sözler arasinda sessizlik anlan bulunabilir. Ileti§imin devamliligi i?in "katihmcilarin siranin örtü§memesi ve bir önceki siranin fazla uzun sürmesi gibi konularda da siki bir i§ birligi iginde olmalari beklenir" (Zeyrek 2003: 38). Ayrica, herhangi bir konu§ma esnasmda ki§ilerden biri konu§ulan konuyu degi§tirmek ya da konu§mayi kendi istedigi §ekilde yönlendirmek isteyebilir. Bu §ekilde, üstünlük kurma amaciyla, konuyu kontrol etme (topic control) ?abasi ve konu§ma uzunluklari (turn length) incelendiginde oyun ki§ilerinin arasindaki gü? ili§kileri de aydinlatilabilir.

Goffman "her bireyin kendi benlik imgesini onay kazanmak istedigi gergeveler iginde sundugunu, dolayisiyla, toplumda deger, etkinlik, begeni, saygi, vb. uyandirmak istedigini" (Goffman 1959'dan aktaran; Büyükkantarcioglu 2006: 38) öne sürer. Ancak insanlarin eylemleri gogunlukla birbirlerinin yüz olgulanni tehdit eder. Örnegin, istekler genellikle olumsuz yüzü, ele§tiriler ise olumlu yüzü tehdit etmektedir. Bu tür eylemler ise Yüz Tehditleri (Face-Threatening Acts 'FTAs') olarak adlandmlir. Bu tehditler, özellikle konu§macilar arasindaki ili§kiye ve eylemin niteligine göre degi§iklik gösterir. Nezaket i§te bu noktada önem kazanmaktadir. Qünkü birinin yüz olgusunu desteklemek amaciyla oldukfa nazik ifadeler iferen cümleler kullamlabilir.

Ki§iler birbirlerinin yüz olgulanni tehdit etme amaci ta§idiklannda ise yeterince nazik olmayan ifadelere ba§vurabilirler. Ömegin, muhatabini ele§tirmek veya kü?ük dü§ürmek niyetinde olan bir konu§maci nezaketsiz ifadelerle kar§isindaki ki§inin olumlu yüzünü tehdit eder. Nitekim ki§iler arasi ileti§imde, "nezaketsizlik bir tür saldiri olarak degerlendirilir, saldiri da binlerce yildir bir eglence kaynagi olarak kullanilmaktadir" (Culpeper 1998: 86). Tiyatroda bu saldiri, ?ogunlukla diyalog iferisinde ve hicvetme amaciyla kullanilir. Karakterler arasinda anla§mazlik oldugu zamanlarda veya oyun ki§ileri birbirlerini ve ?e§itli olgulan hicvetmek amaciyla hi? de nazik olmayan sözler kullanabilirler. Hiciv de bu tür anla§mazliklardan beslendigi i?in nezaketsizlik bu noktada önem kazanir. Nezaketsizlik kimi zaman a§agilayici tabirler kimi zaman da alay sözcükleri ile kendini gösterir. Bu §ekilde ki§ilerin birbirlerine kar§i üstün gelme ?abasi da ortaya ?ikmi§ olur.

Hiciv ve Dil Arasindaki tli§ki

Dil, toplumu olu§turan bireyler arasinda bir ileti§im araci olmasinin yani sira, özellikle bagimsizliklanm kazanma yolunda, Irlanda gibi bir?ok devlete ivme ve motivasyon kazandirmi§tir. Dil aym zamanda bireylerin, bulunduklan toplum i?inde etkin ve gü?lü bir kimlik kazanmasina, ?evresindekilerin üzerinde üstünlük kurmasina yardimci olmaktadir (Qelik 2012: 131). Freud'un da söyledigi gibi "dü$mammizi kendimizden kügtik, a§agi,

degersiz veya gûlûnç hale getirerek onu yenebilmeyi amaçlariz" (Freud 1963'ten aktaran; Krause 1982: 29). Üstün gelme ve yenme istekleri de ulaçilmak istenen bir hedef için insan zihninde dogal olarak ortaya çikan dürtülerdir. Çelik'in de belirttigi gibi "Irlanda ôrneginde oldugu gibi, bir toplumun milliyetçilik duygusunu kamçilayan dil, benzer çekilde insana da, bulundugu çevrede etkili ve etkin olma firsati saglar" (2012: 133). Içte bu sebeple, hiciv ve dil arasindaki iliçki, birey ve toplum ile toplum ve kültürel degerler arasindaki iliçkiler açisindan degerlendirildiginde ortaya çikacak olan sonuç o toplumu oluçturan degerlere verilen ônemin zaman içinde ne gibi degiçikliklere ugradiginin daha iyi anlaçilmasina olanak saglamaktadir.

Bir hiciv yazanmn tek silahi aslinda kullandigi sôzciikler oldugu için hicvin dil ile çok kuwetli bir iliçkisi vardir. Nitekim dil, insanlarm dûçiincelerini birbirlerine iletmelerine yarayan bir araçtir. Zihnimizden geçenleri dil araciligiyla di§ dünya ile paylaçtigimiz için kullandigimiz sôzciikler dûçûncelerimizi tipki bir ayna gibi yansitir. Dûçiinceler de içinde bulunulan çartlara, yere ve zamana gore degiçkenlik gôsterebilir. Insanlar devamli bir degiçim içinde oldugu için kullandiklari dil de bu degiçime ayak uydurarak canli bir organizma gibi degiçim ve geliçimini sürdürmektedir. Daha genel bir tabirle; dil, insan yaçaminin hem canli bir parçasi hem de aynasidir denilebilir. Hatta dil, zaman zaman toplumsal bir degiçim araci olarak da kullamlabilir. Hiciv yazarlan da dilin bu içlevinden faydalanmaktadir. î§te bu noktada, tarihi, gelenekleri, milli ve kültürel kimligi tam ve saglam bir baglamda degerlendirebilmek için yazili ve sôzlû dilin içlevi ônem kazanmaktadir.

Amaci bir kimseyi, bir nesneyi, yanliç gordügü bir durumu ya da dûçûnceyi yermek olan hiciv yazari, içinde bulundugu toplumun ya da düzenin aksayan yônlerini igneleyici bir dille ele alir. Ancak "nazim ile düzyazinm kariçimindan о1щап" (Aytür 2005: 39) hicvin sadece bir eleçtiri yazisi oldugu soylenemez. Zira "hiciv yazari dünyayi iyiyle kôtiiniin eskiden beri süregelen sava§ alani olarak gôriir. . . . Amaci, ôzelde, kotülüge saldirmak; genelde ise, bozulmuç düzeni yeniden saglamaktir" (Smith 1970: 13). Hedef aldigi kiçi yahut olay her ne ise bunlann içinde bulundugu olumsuz durumun düzeltilmesini saglamaya çaliçir. Kiliç'in da sôyledigi gibi "Hiciv, sosyal yaçantiya, kurumlara, adetlere, geleneklere ve кцйеге yôneliktir. Bunlarin menfi yônlerini teçhir etmek suretiyle aksakliklarin düzeltilmesini saglamaya çali§ir" (2012: 1743). Hedef olarak seçtigi kitle açisindan bakildiginda kiçisel ve toplumsal ôzellikler taçidigi gorülür. Ayrica okuyucularini güldürürken dü§ündüren hiciv, bir toplumu anlamak için hayli etkili bir kaynak oluçturur. Hiciv yoluyla bir toplumun degerleri, begenileri ve gûç iliçkileri daha iyi anlaçilir.

Bir milleti oluçturan birçok olumlu ozellik olabilecegi gibi çeçitli olumsuz ôzellikler de olabilir. Hiciv yazarlari da olumsuz yonleri on plana çikararak insanlarm bu ôzelliklerin farkina varabilmesi ve aksakliklan el birligi ile düzeltebilmesi umudunu taçir. Irlanda Milli Tiyatrosu'nun insanlarda yaratmak istedigi milliyetçilik duygusu da aym amaca yôneliktir. Zira "milliyetçilik, millet olma bilincidir" (Knight 2004: 54). Zaman içerisinde geli§en ve bir milleti olu§turan her türlü dini, siyasi, ekonomik ve kültürel unsur adeta milliyetçiligin koruma kalkam altindadir denilebilir. Millet olma bilinci içte bu unsurlara sahip çikmayi gerektirir. Irlanda Milli Tiyatrosu'nun var oluç temelinde de bu bilinç yatmaktadir.

Hicvin en dikkat ?eken ozelligi soylemek istediklerini farkli yollarla ifade etmesidir. Hiciv yazarlari bir toplumun aksayan yonlerini konu edindigi i9in kendilerine yonlendirilmi§ tepki ve tehditler ile kar§i kar§iya kalabilir. Bu tepki ve tehditlerden ka9inmak i9in eserlerinde ?ogunlukla mizahi bir anlatim tiiriinii benimseyen hiciv yazarlan, soyleyeceklerini direkt olarak ifade etmek yerine farkli yollardan hedefine ula§mayi ama^larken egretileme, tersinleme ve cinas gibi soz sanatlarina ba§vurur. Anlatimdaki bu Qe§itlilige hicvedilecek ki§inin sosyal statusii ve ifade edilecek olan durumun dolaysiz bir §ekilde anlatilmasina engel olu§turan karma§ikligi da temel olu§turur.

Tiyatroda hicvin incelenmesinde soz-eylem kuranunin yarn sira konu§ma kurallari da dikkate alinmalidir. Karakterlerin birbirleriyle olan konu§malan normalde taraflarin i§ birligi ilkesine uygun §ekilde konu§maya katilmasim gerektirir. Ancak bu konu§ma kurallarindan biri veya birkagmdan sapma oldugunda, taraflar ileti§im kurmakta giisliik gekebilir, bu da guliinQ durumlann ortaya Qikmasina yol agar. Oyun yazarlan bir ki§iyi, konuyu ya da olayi hicvetmek istediginde nitelik, nicelik, baglanti veya bi?im kurallarindan bilin?li olarak sapar. Ornegin, a§iri abartili ovgiiler dile getiren bir karakter nitelik kuralindan sapar ve bahsettigi durumun aslinda tarn tersinin soz konusu oldugunu anlatmak ister. Bi?im kuralindan sapan bir konu§maci ise anla§ilmasi gu? birtakim benzetmeler ve ustu kapali anlatimlar kullanabilir. Bu da yine hiciv yazarlanmn siklikla ba§vurdugu yontemlerden biridir.

Konu§ma kurallanna ek olarak yiiz tehditleri, gii? ili§kileri ve nezaket-nezaketsizlik kavramlan da dramatik hicvin incelenmesi esnasinda ele alinmalidir. Ornegin, bir hiciv yazan hedefindeki ki§ilerin kusurlu yanlanni onlara abartili ovgiiler dizerek ve a§in nezaket gostererek ifade edebilir. Nezaket gibi nezaketsizlik de daha sivri dilli ve acimasiz bir hicivci tarafindan aym ama?la kullamlabilir.

Translations'ta Eski-Yeni (^ati^masi ve Hiciv Dilinin Bi^embilimsel Yontemle tncelenmesi

irlanda omegine doniilecek olursa; iilkede 20. yiizyilm ilk yansinda ger?ekle§en Edebi Uyam§ Hareketi'nden sonra 1960'lann ba§lannda trlanda Tiyatrosu'nun ya§adigi ikinci Ronesans donemine Brian Friel'in damgasim vurdugu goriiliir. Kuzey irlanda'da ulusalci Katolikler tarafindan Derry, birlikgi Protestanlar tarafindan ise Londonderry olarak adlandmlan bir sinir kentinde biiyiiyen ve "kuguk ya§lardan itibaren Hike ve kultiir bdlunmugliigiinu §ahsen tecriibe eden" (Bertha 2006: 154) Friel'in eserlerinde bu b6ltinmu§liigiin, yani dilsel, ktilttirel, dini ve siyasi ayriliklarm izlerine rastlamak mtimkiindur. Aynca, tipki Paskalya Ayaklanmasi'nin Yeats ve O'Casey'nin iizerinde biraktigi etki gibi Friel'in hayatinda da 1968 yilinda Kuzey irlanda'da ba§ gosteren Sikintilar Donemi onemli bir etki birakmi§, yakla§ik otuz yil siiren bu donem eserlerinin ge?ici bir siireligine de olsa politikle§mesine neden olmu§tur. Bu politikle§menin bir sonucu olarak 1980 yilinda Friel ve Stephen Rea tarafindan Field Day Tiyatro Toplulugu'nun kurulmasi gosterilebilir. Zira, Seamus Heaney ve Seamus Deane gibi Kuzey irlandali yazarlann da katildigi toplulugun amaci kiiltiirel kimligi on plana 9ikararak Sikintilar Donemi'ni sonlandirabilecek edebi eserler iiretmek ve yaymakti.

Friel'in Field Day Tiyatro Toplulugu tarafindan ilk kez 1980 yilinda Derry'deki Guildhall Tiyatrosu'nda sahnelenen Translations isimli oyunu Irlanda dilinin yok oluçuna duyulan hüznü anlatmaktadir. Bunun yam sira eskiyle yeninin çatiçmasini ve kültürler arasi üstün gelme mücadelesini sahneye taçiyan oyun, biçembilimsel çerçevede konuçma kurallari, nezaket ilkesi, sôz edimleri, giiç iliçkileri ve tersinlemeler bakimindan incelendiginde yazann bu meseleyi ele alirken aslinda neyi anlatmak veya eleçtirmek istedigi daha iyi anlaçilabilir.

Oyunlarinin çogu Ballybeg (kiiçûk kasaba) ve Ballymore (büyük kasaba) isimli hayali kasabalarda geçen Brian Friel'in "baçyapiti sayilan ve bugiine kadar yazilmiç en ônemli politik oyunlardan biri olan" (Sternlicht 2010: 122) Translations, 19. yüzyil baçlarinda irlanda'nin îngiltere tarafindan kolonileçtirilme çaliçmalarini konu edinmektedir. Ingiliz ordusu kendisine manevra ve kontrol kolayligi saglayabilmek amaciyla Irlanda topraklannin haritasim çikarmakta ve geçtigi yerlerin isimlerini Ingilizce isimlerle degiçtirmekte, bunun sonucunda da Ingilizce Irlanda diline karçi üstünlük kazanmaktadir. Ôrnegin, oyunun geçtigi Baile Beag kasabasinin adi da Ballybeg olarak degiçtirilmiçtir. Bu sirada Irlanda sadece diller arasi degil kültürler arasi bir çatiçmaya da sahne olmaktadir. Nitekim, dil ve kültür çatiçmasi eninde sonunda bir gûç ve hakimiyet çatiçmasma dônûçmektedir.

Agustos 1833'te Donegal'daki Baile Beag kasabasinda geçen olaylan anlatan ûç perdelik oyunda, yasaklanmiç Irlanda dili ile Yunanca ve Latinee egitimi veren Hugh O'Donnell ve iki oglunun hikayesini gorürüz. O'Donnell'in büyük oglu Manus babasiyla birlikte ôgretmenlik yapmakta, kûçiik oglu Owen ise kasabaya gelen Ingiliz askerlere tercümanlik yaparak onlarin harita çikarmasina ve yerleçim yerlerini yeniden adlandirmasina yardimci olmaktadir. Ancak, kasabada yaçanan dônûçûm sadece kelimelerin degiçtirilmesiyle sinirli kalmayacaktir çûnkû O'Donnell'in yônettigi okul yakinlarda Ingilizce egitim veren bir devlet okulu açilacagi için kapanmak üzeredir.

Ingilizlerin kasabada yürüttügü çaliçmalar devam ederken, Ingiliz Tegmen Yolland ve Irlandali Maire arasmda bir açk dogsa da birbirlerinin dillerini konuçamadiklari için sadece açkin dili ile iletiçim kurabilirler. Aralarindaki açk, en sonunda açkin galip gelecegi ümidini uyandirsa da oyunun sonu beklentileri kar§ilamaz. Dil ve kültür farkliligimn yarn sira, Ingiltere ve Irlanda'nin içinde bulundugu siyasi çekiçmenin de Irlandali Maire ve Ingiliz Yolland arasindaki iliçkinin ilerlemesine müsaade etmeyecegi açiktir; ancak Yolland'in aniden ortadan kaybolmasi içleri daha da kotüye gotürür. ingiliz komutan Lancey, Yolland'in Irlandalilar tarafindan kaçirildigim, hatta oldürüldügünü dü§ünür. Eger Yolland bulunamazsa kasabadaki tüm hayvanlar oldürülecek, evler yikilacak, halk da uzaklaçtinlacaktir. Nitekim, Yolland'i aramak için gelen Ingiliz askerler ekinlere zarar vermeye ve halka zulmetmeye baçlamiçtir bile.

Maire'e olan a§kina kar§ilik bulamayan Manus kasabayi terk ederken iki dtinya arasinda bocalayan Owen da iki kültür arasinda arabuluculuk etme gorevinde ba§ansiz olmu§ ve ne yapacagini bilemez bir durumdadir. Sonuçta kôklerine sadik kalmaya karar verip Ingilizlere kar§i direni§ hareketine katilir ve Yolland'in ortadan kaybolmasindan sorumlu tutulan Donnelly kardeçleri arayan ekiple birlikte kasabadan ayrilir.

Kasabada kalan karakterler Í9Í11 durum biraz daha farklidir. Zira Yolland'in kaybolmasiyla üzüntüye bogulan Maire, Amerika'ya go? edebilme ümidiyle Hugh'dan israrla kendisine íngilizce ógretmesini isterken, Hugh ise íngilizlerin vermi§ oldugu yeni isimleri kabullenmeleri gerektigini dü§ünmeye ba§lami§tir bile. Aynca, Hugh'nun ogrencilerinden konu§ma güQlügü ?eken Sarah'nin, Lancey tarafindan sorgulandiktan sonra konu§mayi tamamen birakmasinin, íngilizlerin dayatmasi ve korkudan sesi solugu kesilmi§ irlanda'yi simgeledigi soylenebilir (Pelletier 2006: 67-68). Son sahnede Maire'e Ingilizce ogretmeyi kabul eden ve yerle§im yerlerine verilen yeni isimleri benimseyip degi§en düzene ayak uydurmaya karar veren Hugh Romali Vergilius'un epik destam Aeneas'in ilk satirlarini hatirlamaya ?ali§irken perde kapanir; lakin oyunun sonunda olaylar herhangi bir a?ikliga kavu§maz. Nitekim dil, a§k, anlayi§ ve merhamet gibi kavramlarin insanlar arasindaki bagi saglamakta ba§arisiz oldugu gorülür. Yazarin, siyasi 9eki§melerin eninde sonunda bireylerin mutsuz olmasina ve aci gekmesine neden olacagini gostermek istedigi de soylenebilir.

Translations^, Ingilizlerin yerle§im yerlerine yeni isimler vermesinin yam sira 19. yüzyil ba§larinda irlanda'da ya§anan, irlanda dilinin gerilemesi, kitlik doneminin yakla§masi, siki sómürge kurallarimn uygulanmasi ve Irlanda di§ina go? eden insan sayisinin her ge^en gün artmasi gibi olaylar da ele alinmaktadir. Friel'in bu gibi tarihi meseleleri güncel meselelere i§ik tutmak igin tema olarak se9tigi soylenebilir. Zira oyunda gorülen kültürel tarti§malar geleneklerin ve yeniliklerin, bir ba§ka deyi§le kirsal Irlanda ve §ehirle§mi§ Irlanda'nin ?ati§masimn bir yansimasidir (Kiberd 1985: 614-615). Dahasi, Sikintilar Donemi'nde yazilmi§ ve 1830'lardaki olaylan ele alan bu oyunun aslinda sahnelenmi§ oldugu donemde Kuzey Irlanda'daki siyasi Qeki§melerle birlikte burada ya§ayan Katoliklerin kar§i kar§iya oldugu baski ve sorunlari da yansittigini soylemek mümkündür.

Baile Beag'de Hugh O'Donnell'in ógretmenlik yaptigi ve kapanmak üzere oían okul 18. yüzyilda 9ikarilan Katolik kar§iti Ceza Kanunlan'na (Penal Laws) kar§i bir tepki olarak ortaya fikan ve egitimin Katolik ógretmenler tarafindan gizlilik i^inde verildigi okullardan biridir. Protestan okullannda 9ali§masi yasaklanan Katolik ógretmenler 'hedge school' denilen ve hemen her kasabada bulunan bu gizli okullarda 90cuklanm okula gondermesi yasaklanmi§ Katolik halka gónüllü olarak egitim veriyordu. Verdikleri egitimin kar§iliginda fakir halktan para yerine 90gunlukla yiyecek ve yakacak malzeme alan ógretmenler kimi zamanlarda da tarlalarda ve 9Íftliklerde 9ali§arak ge9Íniyordu. Her yantan ógrencisi bulunan bu okullarda verilen egitimin óncelikli amaci, Ingilizler tarafindan 9e§itli yasalarla egitim de dahil olmak üzere bir9ok hakki ellerinden alinmi§ oían Katolik Irlandalilann dil ve kültürlerine sahip 9ikarak e§it egitim hakkina sahip olabilmesini saglamakti. Okullarda Irlanda dilinde verilen okuma, yazma, matematik gibi derslerin yam sira Yunanca ve Latinee gibi dersler de veriliyordu. Egitim her ne kadar gizli bir bi9imde yürütülüyor olsa da if§a oían okul yóneticileri ve ógretmenler, hatta evlerini okul olarak kullanilmak üzere a9anlar da tutuklanmi§ ve cezaya 9arptinlmi§tir. Her §eye ragmen, Irlandalilarin egitiminde ve Irlanda kültürünün korunmasinda 90k büyük paya sahip oían bu okullardaki egitim 90k yónlü ve yaygin bir bÍ9Ímde verilmeye devam etmi§tir. Elbette bunda egitim verenlerin yani sira 90cuklarinin egitimine ónem veren ailelerin de 90k ónemli bir rolü oldugu unutulmamalidir.

/ Volume: I, ^njfi / (J'ssue: 1, 2020

Neredeyse bir yüzyil boyunca varligini sürdüren bu okullar írlandalilarin baskilara boyun egmemesi ve yasaklara ragmen istediklerini elde etme Qabasini yansitmasi bakimindan onem ta§imaktadir. Katolik ogretmenlerin egitim verme yasagimn 1782 yilinda kaldinlmasi ve Ceza Kanunlan'nin zamanla yürürlükten kalkmasi ile birlikte bu okullarin gizlilik i?inde egitim vermesine gerek kalmami§, halkin da artik yasal bir egitim istemesi üzerine 1831 yilindan itibaren gizli okullarm yerini devlet okullan almi§tir. Ancak, devlet okullarinda verilen egitimin Ingilizce olmasi, irlanda dilinin Ingilizce kar§isinda varligini sürdürmesini dalia da zorla§tirmi§tir.

irlanda'daki yerle§im birimlerinin ingilizce olarak yeniden isimlendirilmesi ile e§ zamanli olarak irlanda dilinde egitim veren okullarm yerini ingilizce egitim veren okullarm alacak olmasi irlanda dilinin yok olu§unun hizlandirildiginin bir gostergesidir. Nitekim, iki tarañan baski altina alinan irlanda dilinin, irlandalilann zamanla ingilizcenin üstünlügünü kabul etmesiyle birlikte ingilizce kar§isinda daha fazla direnmesi mümkün degildi. Yerle§im yerlerine verilen yeni isimleri kabul eden ve benimseyen írlandalilar zamanla hem kültürlerinin bir yansimasi oían hem de kültürel kimliklerinin belirleyicisi oían dillerinin yaninda, tercüme edilmesi mümkün olmayan bazi deyimler ve her dile ozgü, sozlere e§lik eden jest ve mimiklerin unutulmasiyla birlikte kendi kültürlerinden de uzakla§maya ba§lami§tir. ilaveten, 1845-1851 yillan arasinda ya§anan Büyük Kitlik neticesinde azalan nüfusla birlikte irlanda dilini kullanan ki§i sayisi da onemli ol?üde azalmi§tir.

Oyunda ingilizler tarañndan verilen yeni isimler ya ta§idiklari anlamin íngilizceye ?evrilmesi ya da Baile Beag - Ballybeg orneginde oldugu gibi irlanda dilindeki okunu§u bakimindan benzerlik ta§iyan ingilizce kelimelerle degi§tirilmesi yoluyla se?iliyordu. Ba§langifta masum bir harita 9ali§masi gibi gorünen bu górevin asil amaci irlandalilann ya§adiklan yerlerin isimlerinin Íngilizceye fevrilmesi yoluyla bu yerlerin ve buralarda ya§ayan insanlarin ingiltere'ye aidiyetini peki§tirmek ve kesinle§tirmekti.

Kasabaya bu gorev i?in gonderilen ingiliz komutan Lancey ilkin górmezden geldigi irlandalilara oyunun sonuna dogru dü§manca davranmaya bailar. Tegmen Yolland ise kasabayi ve insanlanm ba§tan itibaren ?ok sever, hatta yerle§im yerlerinin isimlerinin Íngilizceye ^evrilmesine kar§i ?ikar. Nitekim bu yerlere verilmi§ oían isimlerin hemen hepsi birtakim ya§anmi§liklar üzerine konulmu§ ya da yóre halki i?in ozel bir anlam ifade eden isimlerdir ve bunlarin degi§tirilmesi demek bu ya§anmi§liklann da unutulmasi demektir. Ayrica, ya§adiklan yerlere verilen yeni isimler yerli halk ifin bir anlam ta§imadigindan bu durum dogup büyüdükleri memleketlerine de yabancila§malanna yol a9acaktir (Brannigan-Corbett 2009: 22-23).

Kültür birikiminin ta§iyicisi oían dil baski altina alindigmda nesilden nesile aktarilagelen ya§anmi§liklar da aktanlamaz hale gelir; bu da kültürel mirasin onemli bir par9asimn silinip gitmesi anlamina gelmektedir. Dahasi, ki§i, nesne ya da yerle§im yerlerinin kimligini belirleyen isimlerin ve konu§ulan dilin kontrol altinda tutulmasi bu ki§ilerin de kontrol altinda tutulmasina olanak saglamaktadir. Zira "bir kimseyi veya bir nesneyi isimlendirmek onu aidiyet ahina almanin en eski yollarindan biridir" (Bertha 2006: 159). ingilizler de irlanda'daki yerle§im yerlerine verilen isimleri Íngilizceye 9evirerek ve

Irlandalilarin konu§tuklan dili kontrol altina alarak turn Irlanda'yi kontrol altina almayi amaglamaktadir. Dolayisiyla, ba^langigta siradan bir harita 9ali§masi gibi gorunen bu gorev, aslinda irlanda uzerindeki Ingiliz egemenligini guflendirecek bir hamledir.

Baile Beag kasabasinin en itibarli ki§isi sayilan Hugh O'Donnell, hem kasabanin tek okulunun yoneticisi hem de civardaki kasabalann dahi dogum, oltim, evlendirme ve vaftiz gibi torenlerinin en onde gelen davetlilerinden biridir. Onun fikirleri insanlar i?in onem te§kil ettigi gibi kasabalilarm egitimi ve giinluk ya§aminda da belirleyici bir nitelik ta§imaktadir. Oyunun ba§inda ogrencilerinin ders ifin toplanmi§ oldugu ve onu bekledigi sirada yeni dogmuij bir bebegin vafitiz toreninden donen Hugh, her zamanki gibi alkollu bir bifimde sinifa girer. I§ine bu denli onem veren bir ogretmenin derse alkollu olarak gelmesi de olduk?a ironik bir durumdur. Nitekim, Irlandalilarin igkiye olan du§kunlukleri Synge, O'Casey ve Behan gibi diger Irlandali yazarlar tarafindan da ele§tirilen bir husus olarak kar§imiza fikar.

Hugh vafliz toreninden donerken ingiliz komutan Lancey ile kar§ila§mi§ ve derse biraz geg kalmiijtir. Kendisini bekleyen ogrencilerini selamlamasimn hemen ardindan gecikmesinin ned^^m ve Lrncey ile yaptigi ^^^^^^aun ayrintilarini anlatmaya koyulur:

HUGH. Dogru - Bu bolgenin haritasini qikarmakla gorevli Kraliyet Milhendisleri 'nden Yuzba§i Lancey ile tani§tim. Son birkag gunde atlarindan ikisinin kagtigini ve malzemelerin de bir kisminin kayboldugu soyledi. Ben de iizuntumii dile getirdim ve bu konular hakkinda sizinle bizzat gorugmesini tavsiye ettim. O zaman bana trlandaca bilmedigini soyledi. "Latince biliyor musunuz?" diye sordum. "Hayir." "Yunanca?" Hiq yok. Itiraf etti ki sadece Ingilizce biliyormu§ ve kendi mevkisine gore de alqakgonullu birine benziyordu -James?

HUGH. Dogru - Onun dilini konu§madigimiz iqin biraz §a§irdigini dile getirdi. Ben de birkaqimizin -tabi ki kasabanin di§inda- zaman zaman, genellikle ali§veri§ iqin konu$tugunu aqikladim - (bagirir) bir dilim de sodali ekmek - ve bizim kiiltiirumuzun klasikdiller ile daha uyumlu bir birle§im iqinde oldugunu ifade ettim— Doalty?

HUGH. Dogru — ingilizce dedim, bizi tarn olarak ifade edemez. Tabi yine benim soyledigime kar§i qikmadi (Friel 1980: 269).

Bu konu§madan anla§ilabilecegi gibi Hugh Ingilizceyi Irlanda dilinden daha a§agi ve degersiz gormektedir. Ona gore Ingilizce sadece ali§veri§ gibi giinluk ve siradan ihtiya9lar i9in kullanilabilecek, edebi ve kiiltiirel degerlerden yoksun bir dildir. Oysa Irlanda dili insanlann kendini her §ekilde ifade etmesine imkan veren zengin ve iistiin nitelikli bir dildir. Ancak, Hugh'nun tam da bunlari soyledigi sirada kendisine 9ay getirmeye giden oglu Manus'a bir dilim ekmek istemek igin seslenmesi yine ironik bir kar§itlik olu§turur; 9unku kendisi de siradan ve giinluk bir ihtiya9 i9in Irlanda dilini kullanmi§tir. Ustelik bunu yaparken emredici/buyruksal bir soz edimi kullanir ve hem babasi hem de i§vereni olarak daha yiiksek mevkide oldugu Manus iizerinde soz sahibi oldugu da buradan anla§ilmaktadir. Zira 9ay istemek i9in de ekmek istemek i9in de soru edati ya da rica bildiren bir kelime kullanmaz.

Sadece istedigi §eyin adini sôyler ve Manus'tan bunlari getirmesini bekler. Nitekim Hugh sadece Manus uzerinde degil simfitaki diger ôgrenciler uzerinde de ntifiiz sahibidir. Ôgrencileri Bridget, Doalty ve Jimmy, Hugh'nun sôylediklerine karçi çikmaz ya da herhangi bir yorum yapmaz; sadece sordugu sorulara cevap verirler.

Hugh'nun Ingilizceyi kiiçuk gôren bu sôzlerinin ardindan ôgrenciler arasinda ona karçi çikma cesaretini gôsteren tek kiçi Maire olur. Zira Maire, kendisi için daha faydali ve gerekli oldugunu duçundugu Ingilizceyi ôgrenmek istemektedir. Uluslararasi geçerliligi olan tek dil Yunanca ya da Latince degil, îngilizcedir artik ve Maire için Amerika'ya gidip daha iyi bir yaçama sahip olmamn da anahtaridir aym zamanda. Bu sebeple, Hugh'nun sôylediklerine karçi çikmayi bile gôze alir:

MAIRE. Efendim.

HUGH. Evet?

(Maire zorla fatot kararliliUa ayaga kalkar. DuraUar.) Ne var kizim?

MAIRE. Hepimiz Ingilizce konuçmayi ôgrenmeliyiz. Annem ôyle diyor. Ben de ôyle diyorum. Dan O 'Donnell da geçen ay Ennis 'te ôyle sôyledi. "ingilizce konuçmayi ne kadar çabuk ôgrenirsek o kadar iyi " dedi.

HUGH. Kimden bahsediyor?

MAIRE. Daniel O'Connell'dan bahsediyorum.

HUGH. §u kiiçiik Kerryli politikacidan mi bahsediyor?

MAIRE. Kurtaricidan bahsediyorum efendim, iyi biliyorsunuz. Sôyledigi çuydu: 'Eski dil, modem geliçmelerin ônûnde bir engeldir. ' Geçen ay sôyledi bunu. Hakli da. Ben Yunanca ôgrenmek istemiyorum. Ingilizce ôgrenmek istiyorum. Ingilizce konuçabilmek istiyorum; çùnku hasat zamam biter bitmez Amerika 'ya gidecegim.

iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.

HUGH. Konumuz dagildi. Nerede kalmiçtik? (Friel 1980: 270).

Simfta bulunan digerlerinin aksine Maire degiçen koçullara ayak uydurmalari ve îngilizceyi bir an once ôgrenmeleri gerektigini duçunmektedir. Bu fïkrini açiklamak için çekinerek baçladigi konuçmasma kaçinma temelli, yani saygi gôstermeye ve dayatmadan kaçinmaya yônelik olumsuz nezaket stratejileri kullanarak devam eder. 'Efendim' diyerek saygi belirten bir ifadeyle sôz alan Maire, genelle§tirilmi§ ifadelerle konu§masina devam eder. Hem annesinin hem de sôzti geçen bir politikacimn da kendisiyle aym fikirde oldugunu belirterek sôzlerini desteklemek ister. Duçiincesini dile getirirken sôzcelerini kiçisel olmaktan uzaklaçtirarak muhatabinin benlik algisini zedelemekten ve olumsuz yiiziinu tehdit etmekten kaçinmaktadir. Cesaretini topladigi andan itibaren ise daha kesin ifadeler kullanir. Bu defa nezaketi karçi tarafin yuzunu tehdit etmeden, otoriteye karçi meydan okuma amaçli kullandigi gôriilur.

Hugh ise Maire'in sôylediklerini dikkate almadigini gôstermek istercesine ïngilizce ôgrenmekle alakali sôzlerine hiç yorum yapmadigi gibi sôylediklerinin içinden tek bir noktayi seçerek digerlerine bununla ilgili bir soru yôneltir. Maire'in sôylediklerini cevap vermeye deger gôrmedigi bellidir; ancak bu sorudan da anlaçilacagi iizere Hugh, Daniel O'Connell'i da açagi gôrmektedir. îngiltere'de Avam Kamarasi'na seçilen ilk Katolik olan ve 19. yiizyilin ilk yansinda îngiliz parlamentosunda îrlandali Katoliklerin haklari için verdigi miicadelelerden dolayi 'Kurtarici' olarak amlan O'Connell, 1798 Ayaklanmasi'na destek vermemiç olmasi ve îrlandalilar arasinda Ingilizceyi teçvik etmek gibi yenilikçi birtakim giriçimlerinden dolayi eleçtirilere hedef olmuçtur. ingilizceyi Irlanda dilinden açagi gôren Hugh'nun da O'Connell'i eleçtirenlerin tarafinda oldugunu bellidir. Nitekim, Maire'in sôzlerine sadece O'Connell hakkinda açagilayici bir soru ile karçilik vermesi Ïngilizce konusunda onlarla aym fîkirde olmadiginin gôstergesidir.

Aynca, açikça bu konu iizerinde konuçmak istemedigini dile getirmiç olmasa da Hugh, Maire'e cevap vermeyerek hem konuyu kapatmak hem de Maire'in sôylediklerini ônemsizleçtirmek ister. Maire'in sôylediklerine karçi ilgisiz ve umursamaz davranarak olumlu yiizunû tehdit eden Hugh, bu noktada onun toplum tarafindan kabul gôrme istegini hiçe sayan bir olumlu nezaketsizlik stratejisine baçvurmaktadir. ïngilizce konusunda o kadar kati duçiinceleri vardir ki bu konu iizerinde konuçmaya bile gerek gôrmez ve Maire'in sôylediklerini umursamadan derse devam eder. Ancak, oyunun sonunda bu konudaki fikirlerinin birkaç gun içinde degiçtigi ve iizerinde konuçmaya bile deger gôrmedigi ingilizceyi kabullendigi gôriiliir. Dolayisiyla yazar tarafindan, kati gôriiçlerin ve zit fïkirlerin eninde sonunda degiçmesi, Irlanda dilinin îngilizcenin baskisina daha fazla dayanamamiç olmasi ve îrlandalilar arasinda ïngilizlere ve Ingilizceye karçi olumsuz bakiç açisimn ortadan kalkmasinin, Ingilizceye karçi en kati fïkirlere sahip oldugu halde kendisinden beklenilenin tam tersi bir davraniç sergileyen Hugh iizerinden ironik bir biçimde eleçtirildigi sôylenebilir.

Maire'in diiçiinceleri ise oyunun baçindan itibaren aynidir. Yeniliklere açik olmanin ve degiçimi kabullenmenin gerekliligine olan inanci oyunun sonunda da degiçmez. Fakat Hugh nihayet Maire'e ïngilizce ôgretmeyi kabul eder. Maire'in yeniliklere ve degiçime kendisi kadar sicak bakmayan Manus'a kar§i ilgisiz tavri da oyunun baçmda kendini belli eder. Maire ve Manus arasinda geçen ilk diyalog, iliçkileri ve birbirlerine karçi tutumlari hakkinda bilgi verici niteliktedir:

MANUS. Yardimci olabilir miyim? Neye bakiyorsun?

MAIRE. Amerika haritasi. (Duraklar) Yol parasi geçen Cuma geldi.

MANUS. Bona bundan hiç bahsetmedin.

MAIRE. Çtinkiï seni o zamandan beri gôrmedim, degil mi?

MANUS. Gitmek istemiyorum diye kendin sôylemiçtin.

MAIRE. Bakilacak 10 tane çocuk var evde. Baçimizda bir erkek de yok Baçka bir

ônerin var mi?

MANUS. Gitmek istiyor musun?

MAIRE. Yeni devlet okuluna i§ için baçvurdun mu?

MANUS. Hayir.

MAIRE. Baçvuracagini sôylemiçtin.

MANUS. Baçvurabilirim demiçtim.

MAIRE. Orasi açildigi zaman burasi bitecek, kimse bu tarz bir okula para yatirmak

istemeyecektir artik.

MANUS. Biliyorum ama ben... (Friel 1980: 265).

Konuçmamn kontrolunu elinde bulundurmak ve konuyu kendi istedigi yône çekmek isteyen Maire, Manus'un 'Gitmek istiyor musun?' sorusuna cevap vermek yerine baçka bir soruyla karçilik vererek baginti kuralini kasten ihlal eder. Kendi alanini korumak ve kendi fikirlerinin dogrulugundan vazgeçmemek adina Manus'la i§ birligine yanaçmaz. Manus'un sordugu soruya evet ya da hayir çeklinde bir cevap vermek yerine konuyla bagintili olmayan bir cevap vererek daha ônemli ya da ôncelikli gôrdiigù bir noktaya dikkat çekmeyi amaçlamaktadir.

Anlaçildigi uzere Maire'in kasabada kalmasi, eger Manus'la evlenecekse bile, Manus'un iyi geliri olan bir içte çaliçmasina baglidir. Ancak, gôrevi kasaba okulunda babasina yardim etmek olan Manus'un yeterli geliri olan gerçek bir içte çaliçmiyor ve bu durumu degiçtirmek için çaba sarf etmiyor olmasi Maire'i kizdirmaktadir. Daha iyi çartlarda yaçayabilmek ve aile bireylerine bakabilmek için daha fazla para kazanmak gerekmektedir ve Maire eger Irlanda'da bu imkani bulamiyorlarsa Amerika'ya gidebilmeyi tercih eder. Ancak, Manus ne îrlanda'da ne de Amerika'da daha iyi koçullarda yaçayabilmek için herhangi bir giriçimde bulunmamaktadir. Bu çartlar altinda Manus'un evlilik duçuncesinde olmasi Maire tarafindan kabul edilemez. Bu sebeple Manus'a karçi umursamazlikla ve hatta kizginlikla cevap vermektedir. Aralanndaki gerginlik kullandiklari kisa ciimlelerden ve konuçmamn genellikle soru^^^^^ ^^^^^^^ ^^^^^^^sinden de Einlaçilabilir.

Konuçmalarma Sarah'mn kulak misafiri olmasi nedeniyle ara veren Maire ve Manus kisa bir sure sonra yeniden konuçmaya baçlar. Ancak bu defa Maire'in az oncekinden daha kesin ifadeler kullandigi gôrulur:

MANUS. Peki! Peki! Sôyle! Sôyle!

MAIRE. Bana evlilikten bahsediyorsun — ne baçinin ustunde bir çatin var ne de

ayaklarinin altinda bir kari§ topragin. Yeni okula baçvur diyorum; ama yok - 'Babam

baçvurdu ona. ' Iyi, §imdi onu baban aldi, bu da bitti ve senin elinde hiçbir §ey yok.

MANUS. Ben her zaman...

MAIRE. Ne? ïneklere klasik eserleri mi ôgreteceksin? Ah

fMaire, Manus'tan uzaklaçir. îçeriye Lancey ve Yolland ile birlikte Owen girer. ...)

(Friel 1980: 274).

Bir ônceki konuçmalannda, Maire sezdirim yoluyla Amerika'ya gidip gitmemesinin Manus'a bagli oldugu mesajim verirken bu konuçmada açikça eger evleneceklerse bunun için Manus'un iyi geliri olan bir i§ sahibi olmasi gerektigini ifade eder. Ancak, bunu yaparken kullandigi yôntem Manus'un olumsuz yiizunu hedef alan olumsuz nezaketsizlik stratejilerine baçvurmaktir. Daha once konuyu istedigi yône çekebilmek için baginti kuralini kasten ihlal eden Maire, bu kez herhangi bir kural ihlaline gerek gôrmeden, dûçimdûklerini açikça dile getirir. Aynca bu konuçmadan Maire ve Manus arasindaki iliçkide, Maire'in gûç sahibi olan taraf oldugu da anlaçilabilir. Manus'un sôzunû kesmesi ve yaptigi tek i§ olan ôgretmen yardimciligim alaya almasi bunu kanitlar niteliktedir. Mesleginin alaya alinmasi ve yeni bir i§e baçvurup baçvurmadiginin sorgulanmasi ayni zamanda Manus'un bagimsiz hareket etme ôzgurliigunu ve her tiirlu baskidan uzak kalma arzusunu hiçe sayan bir davraniç oldugu için olumsuz yuzii tehdit edilmiç olur. Buna karçilik olarak kendini savunmakta yetersiz kalan ve iletiçimde alttan alan taraf olan Manus'un hem sôzunû kesen hem de meslegi ile alay eden Maire, ona daha fazla sôz hakki tanimadan yanindan uzaklaçir.

Kendisi yeni bir i§ arayiçinda olmasa da baçka bir kasaba okulundan i§ teklifi gelen Manus, bu teklifi buyuk bir sevinçle kabul eder. Ancak, bu mûjdeyi paylaçtigi Maire, Manus'a karçi ilgisiz ve umursamaz tutumunu devam ettirir; ikinci perdeden itibaren neredeyse Manus ile hiç konuçmaz, sordugu sorulara cevap vermez ve iletiçimde i§ birligine yanaçmaz. Çiinku Maire çoktan ona olan ilgisini yitirmiç, kendisine daha ilgi çekici gelen Yolland'a açik olmuçtur bile. Oyunun sonunda bu gerçegin farkina varan Manus, Maire ile son bir defa konu§maya gerek gôrmeden eçyalanni toplayip kasabadan ayrilir. Aynca yeni i§ teklifini de kabul etmeyecektir, zira bu i§i sirf Maire istedigi için kabul etmi§tir aslinda. Bu sirada, zaten Manus ile bir gelecek duçiincesi içinde olmayan Maire'in umursamazligi ve Amerika'ya gitme hayalleri devam etmektedir.

Birinci perdede, oyundaki iki îngiliz karakterin konuçmalan incelenerek bu karakterlerin kiçilikleri ve îrlandalilara karçi tutumlan hakkmda da bilgi edinilebilir. Ingiliz askerler Yuzbaçi Lancey ve Tegmen Yolland'in Owen tarafindan taniçtirildiklan konuçmada Hugh'nun îngilizlere karçi takmdigi dostane tavir dikkat çekicidir. Onun gôsterdigi yakinliga karçilik Lancey'nin kaba tavn da îngilizlerin îrlandalilara karçi genel tutumunu yansitmaktadir denilebilir:

OWEN. Geldik i§te. Yuzba§i Lancey - babam.

LANCEY. ïyi akçamlar.

(Hugh ziyaretçilere karçi dostça, neredeyse nazikçe davramr)

HUGH. Siz ve ben zaten taniçmiçtik, beyefendi.

LANCEY. Evet.

OWEN. Bu da Tegmen Yolland- ikisi de Kraliyet Muhendisleri - babam.

HUGH. Ho§ geldiniz, beyefendi.

YOLLAND. Nasilsiniz?

HUGH. Gaudeo vos hic adesse. [Burada olmanizdan memnuniyet duyuyoruz.]

HUGH. Bir §eyler yudumlamak ister misiniz, efendim?

LANCEY. Ne yapmak?

HUGH. Yumu§ak bir igki belki? Bizim yerel igkimizden?

LANCEY. Hayir, hayir.

HUGH. Belki sonra —

LANCEY. Soylemem gerekenleri olabildigince kisa bir §ekilde soyleyecegim. Hig

Ingilizce biliyorlar mi, Roland? (Friel 1980: 274-275).

O bolgenin harita Qali§masini yuriitmek uzere gorevlendirilen ekibin ba§inda bulunan Yuzba§i Lancey, mevkisi itibariyla etrafindakiler tizerinde soz sahibi olmasi bakimindan Hugh ile denk bir durumdadir. Ancak, Hugh ona kar§i ne kadar kibar ve yakin davraniyorsa Lancey de kar§iliginda bir o kadar soguk ve kaba davranir. Hugh'nun hatinm sormadigi gibi onunla sadece mecburiyetten konu§tugunu belli eden kisa ciimleler kurar, bir §eyler iQme teklifi ile ilgilenmez ve gucu elinde bulunduran taraf oldugunu ispatlamak istercesine Hugh konu§urken soziinu keser. Hugh'nun soylediklerine kar§i Lancey'nin bu umursamaz tavn muhatabimn olumlu yiiziinu, yani sosyal ili§kiler kurma istegini hedef alan olumlu nezaketsizlik stratejilerinden biridir. Hugh ise hem Yolland'a hem Lancey'e 'beyefendi' diye hitap ederek saygisini belirtirken, onlann birey olma, sayilma ve mesafeyi koruma isteklerini, yani benlik algilarini, zedelemekten ve olumsuz yuzlerini tehdit etmekten kagman bir olumsuz nezaket stratejisine ba§vurmaktadir. Lancey ile yakinlik kurma giri§imi ba§ansiz olan Hugh, ayni nazik tavrini Yolland'a kar§i da surduriir. Kar§iliginda da nazik bir tavirla Hugh'nun hatinm soran Yolland'in, aralannda kurulmasmi diledigi i§ birligini ve yakinligi vurgulayan olumlu nezaket stratejilerinden 'hal-hatir sorma' stratejisine ba§vurdugu gorulur. Dolayisiyla bu iki karakterin sahnede daha ilk goriildiikleri anda ki§ilikleri hakkinda fikarim yapmak mumkiindur; Lancey, Irlandalilara kar§i soguk ve mesafeli davranmakta, Yolland ise kasaba halkiyla iyi ili§kiler kurabilmek i9in faba sarf etmektedir.

Ajnca Hugh'nun dil ve kiilturlerini a§agiladigi Ingilizlere kar§i bu denli dostane ve nazik davranmasi da ilgin^tir. Ancak nezaketin ki§iler arasinda dengeli ve bari§ iijinde bir ileti§im saglamamn haricinde ?ikar ama^li kullamlabilecegini de unutmamak gerekir. Hugh'nun nezaketi bir maske gibi takarak Ingilizler uzerinde gu? sahibi olmayi amafladigi, hatta trlanda dili ve kulturunun ustunlugiinu kabul ettirmek istedigi de soylenebilir. Lakin, oyunun ba§inda Irlanda dilinden daha a§agi bir seviyede gordiigii Ingilizceyi ve dolayisiyla Ingiliz kultiiriinu, oyunun sonuna gelindiginde kabullenmeye ve benimsemeye hazirdir.

Hugh O'Donnell'in ingilizler ve Irlandalilann birbirleriyle anla§abilmesi i9in terciimanlik yapan kii9iik oglu Owen ise babasinin aksine Ingilizcenin ve Ingiliz kulturunun ustunlugunu Qoktan kabul etmi§tir. Bir yandan Ingilizlere yeni isimler tespit edilmesi konusunda yardimci olurken bir yandan da Ingilizlerin soylediklerini kasabalilann tepkisini fekmeyecek §ekilde, bu gorevin asil amacinin ortaya Qikmamasi ve Ingilizlerle Irlandalilar

/ Volume: I, ^njfi / (J'ssue: 2020

arasinda bir siirtii§me ya§anmamasi i9in yumu§atarak ve biraz degi§tirerek terciime eder. Onun bu tarafli davrani§i abisi Manus'un dikkatini 9eker:

MANUS. Lancey 'nin soylediklerinde anla§ilmayacak bir §ey yoktu: Lanet olasi askeri bir operasyon bu Owen! Peki, Yolland'in gorevi ne? Bizim buralara verdigimiz isimlerin nesi 'yanli§'?

OWEN. Higbir §ey. Sadece bir standarda oturtulacaldar.

MANUS. Ingilizceye mi ddnu§turiilecekler yani?

OWEN. Belirsizlik olan yerler ingilizcele§tirilecek (Friel 1980: 277).

Yiizbasji Lancey kasabada yiirtittilen askeri 9ali§manin amacini ve kapsamini kasabalilara anlatmi§; fakat Owen onun soylediklerini masum bir harita 9ali§masi olarak anla§ilacak bi9imde terciime etmi§tir. Ingilizce bilen ve Lancey'nin soylediklerini anlayan Manus, Owen'in bu davrani§ini sorgulasa da karde§i onun sorularina yeterli cevaplar vermeyerek nitelik kuralim ihlal eder. Dogruyu soylemek ve istenilen bilgiyi vermek yerine ger9egi soylemekten ka9inan Owen, Manus'a gerektigi kadar bilgi vermez. Tiim yerle§im yerlerinin isimleri ingilizce isimlerle degi§tirilecek olmasina ragmen sadece belirsizlik olan yerlerin isimlerinin degi§tirilecegini soyler. Aslinda kendisi de yapilan 9ali§manin askeri bir operasyon oldugunu ve onun gostermeye 9ali§tigi kadar masum bir duzenleme olmadigim bilmektedir. Buna ragmen, Ingilizlere yardimci olmakta ve Irlandalilann yapilan 9ali§malara kar§i 9ikma ihtimalini en aza indirmek i9in 9aba gostermektedir.

Manus ile yaptigi konu§mada ger9egi soylemekten ka9inan ve nitelik kuralim ihlal eden Owen, ikinci perdede kimi yerle§im yerlerine ingilizce isimler verilmesine kar§i fikan Yolland'i bile ikna etmeye 9ali§ir. Owen ve Yolland yerle§im yerlerine verilecek olan yeni isimleri belirlemekte ve bunlari bir deftere not almaktayken, kasaba ve 9evresinin ne kadar giizel oldugundan bahseden Yolland bazi isimlerin degi§tirilmesine kar§i 9ikar. Hatta dii§iincelerinin arasinda Irlanda dilini ogrenmek ve irlanda'ya yerle§mek bile vardir. Bu sirada yanlarina gelen Hugh, Yolland ile irlanda kiiltiiriiniin zenginligi ve irlanda dili hakkinda uzun bir konu§ma yapar. Ancak babasmm kibirli tavrindan ve irlanda diliyle kiilturiinii oven konu§malanndan rahatsizlik duyan Owen, babasim susturmak amaciyla araya girer:

YOLLAND. Anladigim kadariyla gokzengin ve gosteri^li.

HUGH. Dogru, Tegmen. Zengin bir dil. Zengin bir edebiyat. Bazi kultiirlerin enerjilerini kelime dagarcigi ve soz dizimi gibi maddi yagamlarinda tamamen eksik olan gdsteri§ler igin harcadigini goreceksiniz. Samyorum manevi insanlar diyebilirsiniz

bizlere.

OWEN, (kabalikla degil; fakat Yolland'in onunde utanmi§ hissederek) Bu sagmaliga bir

son verir misin baba?

HUGH. Sagmahk mi? Hangi sagmalik?

OWEN. Rahip nerede oturuyor biliyor musun? HUGH. Lis na Muc 'ta, yakinlarda...

OWEN. Hayir, orada oturmuyor. Lis na Muc, yani domuzlarin kalesi, Swinefort oldu artik (Isim defterinin sayfalarini gevirerek - her isme bir sayfa olacak §ekilde) Swinefort'a gitmek igin Greencastle, Fair Head, Strandstill, Gort ve Whiteplains 'ten gegmen lazim. Ayrica yeni okul da Poll na gCaorach 'ta degil - Sheepsrock'ta. Yolunu

bulabilecekmisin? (Friel 1980: 285).

Babasini susturmak ifin onun olumsuz yüzünü hedef alan olumsuz nezaketsizlik stratejilerine ba§vuran Owen, babasmin söylediklerini saQmalik olarak nitelendirerek hem onu küftik dü§ürmeyi ama?lar hem de toplum ifinde sayilma istegini hi?e sayar. 'Bu sa?maliga bir son verir misin?' diyerek babasmin konu§masina son vermesini isteyen Owen, aym zamanda Hugh'nun bagimsiz hareket etme özgülügünü de tehdit eder. Dahasi kendisine yöneltilen bu kü?ük dü§ürücü soru her türlü baskidan uzak kalma arzusunu hi^e sayan bir davrani§ oldugu igin Hugh'nun olumsuz yüzü tehdit edilmi§ olur. Buna kar§ilik Hugh kendisini savunmak istese de Owen soruya soru ile kar§ilik vererek konuyu istedigi yöne gekebilme amaciyla baginti kuralini kästen ihlal eder. Zira Owen geri kalmi§ Irlanda kasabalanmn gegirdigi degi§imi desteklemektedir ve ona göre Hugh, irlanda dilini ve kültürünü övmeyi birakip tngilizlerin getirdigi yenilikleri kabullenmeli ve eskiye takilip kalmaktansa geli§melere ayak uydurmalidir. Nitekim oyunun sonunda Hugh bu degi§ikliklere ayak uydurmaya karar verirken, bu defa tngilizlerin baskisini kabullenmek istemeyen taraf Owen olur.

Owen'in fikirlerindeki bu degi§ikligin sebebi, Yolland'in kaybolmasi üzerine tngilizlerin trlandalilara kar§i sert tutumu ve acimasiz yaptirimlaridir denilebilir. Bridget ve Doalty, Yolland'i aramak üzere kasabaya gelen askerlerin yaptiklarini anlatirken simfa gelen Lancey oldukga kaba bir tavirla eger Yolland bulunamazsa kasabalilarin bacina M9 de iyi §eyler gelmeyecegini söyler. Bu esnada askerlerin kamp kurduklan yerde yangin giktigi haberi gelir; belli ki trlandalilar, Ingilizlere kar§i tepki göstermeye 9oktan ba§lami§tir. Ayrica, Bridget'in yangin kokusu ile kari§tirdigi ve oyun boyunca bahsi ge9en tatlimsi koku, patates tarlalanna yerle§meye ba§layan hastaligin, yani írlandalilar Í9Ín yakla§makta olan yeni bir felaketin i§aretidir. Bu sirada simñakileri sorgulayan Lancey'nin tehditler savurdugu konu§mayi tercüme eden Owen, ilk defa söylenilenleri yumu§atmadan aktarir ve kendisini duyduklari kar§isinda §a§kinligini belli etmekten alikoyamaz:

OWEN. Haber vor mi? Bir §ey ögrendiniz mi?

(Lancey etrafa bakarak ilerler)

LANCEY. Görüyorum ki ders vor. Digerier i nerede?

OWEN. Ders yapilacakti; fakat babam -

LANCEY. Bu kadari da yeterli. Ben onlarla konu§acagim, söylediklerimi burada ya§ayan tum ailelere iletmek de onlarin sorumlulugunda.

(Tercüme etmesi igin Owen'a bakar. Owen Lancey'nin tavirlarindaki degi§ikligi anlamaya gali§arak duraksar.)

Qabukol, O'Donnell.

OWEN. Yüzba§i bir duyuru yapacakmig.

LANCEY. Tegmen Yolland kayip. Onu ariyoruz. Eger bulamazsak ya da nerede

olabilecegi ile ilgili higbir haber alamazsak, §u yaptirimlar uygulanacak.

(Tercüme etmesi igin Owen 'a bakar.)

OWEN. George 'u ariyorlarmi§. Eger bulamazlarsa -

LANCEY. §u andan itibaren 24 saat sonra Ballybeg'teki tüm giftlik hayvanlari

vurulacak.

(Owen, Lancey'e bakar.)

Derhal.

OWEN. Eger George'un nerede oldugu söylenmezse - yarin bu saatte Baile Beag'teki

tüm hayvanlari öldüreceklermi§.

LANCEY. Bu da sonug vermezse §u andan itibaren 48 saat sonra §imdi sayacagim

alanlarda bir dizi tahliye ve tesviyeye ba§layacagiz -

OWEN. Ba¡¡lamayacaksiniz -!

LANCEY. ͧiniyap. Tercüme eí (Friel 1980: 301-302).

Konu§manin ba§inda aralanndaki samimiyete güvenerek, selamla§madan ve hal-hatir sormadan dogrudan Yolland'dan herhangi bir haber olup olmadigini soran Owen'a kar§i Lancey'nin umursamaz tavri dikkat 9ekmektedir. Bu yolla öncelikle Owen'in olumlu yüzünü tehdit eden Lancey, hem Owen'in sordugu sorulara cevap vermeyerek baginti ve nitelik kurallarini ihlal eder, hem sözünü keserek ve konu§mayi istedigi gibi kontrol ederek gücii elinde bulundurur, hem de emredici/buyruksal söz edimleri kullanarak olumsuz yüzünü tehdit eder. Lancey'nin bu kaba tavnm ba§ta §a§kinlikla kar§ilayan Owen ise konu§ma ilerledik9e tepkisini dile getirmeden edemez. Ancak, Lancey yine emredici bir söz edimi ile kar§ilik vererek Owen'in her türlü baskidan uzak olma arzusu hedef alir ve olumsuz yüzünü tehdit eder. Kar§ila§tigi bu nezaketsiz tutum ve kasabalilara yöneltilen tehditlerin de etkisiyle Owen'in dü§üncelerinin de yava§ yava§ degi§meye ba§ladigi görülür. Örnegin, yerle§im yerlerine yeni isimler verilmesini destekleyen Owen'in, Lancey'nin söylediklerini tercüme ettigi esnada kasabanin ismini 'Ballybeg' degil de 'Baile Beag' olarak kullanmasi dikkat 9ekicidir. Tehditlerini siralamaya devam eden Lancey'ye kar§i 'Ba§lamayacaksimz' diyerek bir yandan §a§kinligim ifade eden bir yandan da ilk defa gizli de olsa emredici/buyruksal bir söz edimi ile kar§ilik veren Owen, Lancey'den daha dü§ük bir mevkide olmasi nedeniyle konu§madaki gü9süz taraf oldugu Í9Ín verdigi emrin yerine getirilmesi de mümkün degildir. Nitekim tehditler gibi emirler de bir konu§ma esnasinda katilimcilarin hepsi tarafindan kullamlamaz. Bu konu§mada gü9lü olan taraf ba§mdan beri Yüzba§i Lancey'dir ve ger9ekle§me kurallarina uymamasi sebebiyle Owen'in emredici söz edimine kar§ilik Lancey'den almi§ oldugu cevap sadece yeni bir emirdir.

Bu noktadan itibaren Ingilizlere kar§i fikirleri degi§meye ba§layan Owen'in oyunun sonunda babasi ile yaptigi son konu§madan da anla§ilacagi üzere kendi kimligi hakkindaki görü§leri de degi§ime ugrami§tir.

HUGH. (Isim defterini igaret ederek) Bu yeni isimleri ogrenmeliyiz. OWEN, (etrafi yoklayarak) Buralarda bir guval gordunuz mil?

HUGH. Nerede yagadigimizi ogrenmeliyiz. Onlari benimsemeyi ogrenmeliyiz. Onlari bizim yeni evimiz yapmaliyiz.

(Owen bir guval bulur ve omzuna atar.)

OWEN. Ben nerede ya§adigimi biliyorum.

iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.

HUGH. James de bildigini du§uniiyor. James 'e bakinca ug §ey geliyor aklima: A - bizi biz yapan tarihin 'gergekleri' degil gegmigin dilin igine yerle§mi§ olan imgeleri. James bu ayrimi yapmayi birakti.

OWEN. Bana ders verme baba.

HUGH. B - bu imgeleri yenilemeyi asla birakmamaliyiz; gunku birakirsak fosille§iriz. Hig sodali ekmek kalmami§ mi?

OWEN. C, baba — tek ve degi§tirilemeyecek 'gergek' §u ki: Eger Yolland bulunamazsa hepimiz tahliye edilecegiz. Lancey emir verdi (Friel 1980: 306-307).

Bu konu§madan anla§ilacagi uzere, u^imcii perdede tngilizcenin ustiinlugunu kabul eden ve reddeden taraflar olarak Hugh ve Owen yer degi§tirmi§tir. ingilizceyi a§agi goren Hugh, irlanda dili ve kiiltiiru hakkinda ovuniirken onu susturmayi ve kuQtik dii§urmeyi ama?layan Owen, tngilizler tarafindan yaratilan bu iistunliigu ve baskiyi artik reddetmektedir. Oyun ki§ileri i9inde Ingilizceye kar§i en kati fikirlerin sahibi olan Hugh, sonunda degi§ime kar§i koymamn ve ingilizcenin ustunlugii kar§isinda direnmenin gereksizliginin farkina varmi§; ku?uk oglu Owen ise kendi kimligine sahip Qikmaya karar vermi§tir. Lakin, aralarindaki fikir ayriligimn devam etmesi sebebiyle ikisi arasindaki nezaketsiz tutum ve yuz tehditleri de devam etmektedir. Ayrica, birbirleriyle konu§urken i§ birligi ilkesinden saptiklan ve baginti ilkesini ihlal ettikleri goriilur. Dahasi, 'Bu yeni isimleri ogrenmeliyiz've 'Nerede ya§adigimizi ogrenmeliyiz' gibi nasihat veren ciimlelerde babasimn kullandigi emredici soz edimlerine kar§ilik Owen, 'Ben nerede ya§adigimi biliyorum' §eklinde cevap vererek ve 'Bana ders verme' diyerek babasina kar§i kullandigi emredici soz edimi ile hem aralarindaki gu? mucadelesinde altta kalan taraf olmayi reddeder hem de babasimn olumsuz yuzunu tehdit etmi§ olur. Sayilma ve bagimsiz hareket etme arzusu hi9e sayilan Hugh, fikirlerini savunmaya devam eder; ancak oglu yine soylediklerini ciddiye almayarak olumsuz yuzunu tehdit etmeye devam eder. Ozetle, Hugh ve Owen'in baba-ogul ili§kisinde aralarindaki gu9 mucadelesi, fikir aynligi ya da ku§ak 9ati§masi nedenleriyle her daim siiregelen bir anla§mazligin varligindan soz edilebilir. Bu anla§mazlik sebebiyle birbirleriyle ileti§imde i§ birligine yana§maz; konu§ma kurallarini ihlal eder; hem olumlu hem olumsuz nezaketsizlik stratejileri kullanir ve birbirlerinin yiizlerini tehdit ederler. Bu durum Irlanda'da goriilmekte olan eski ve yeninin 9ati§masimn bir ozetidir denilebilir. Zira 9ati§ma ve baski ortamimn insanlarda yarattigi kafa kari§ikligi hem insanlar arasmda anla§mazliga hem de en degi§mez denilen fikirlerin bile degi§mesine ve beklenilenlerin tersinin ya§anmasina yol a9abilmektedir.

Ayni §ekilde, oyunun sonuna gelindiginde, Hugh O'Donnell ve ogullannin kendilerinden beklenilenin tersi yonünde bir degi§im gefirdikleri gorülür. íngilizceye kar§i en olumsuz ve kati gorü§lere sahip oían hatta üzerinde konu§maya bile gerek górmeyen ve Ingiliz kültürünü Irlanda kültüründen daha a§agi góren Hugh, sadece birka? gün Í9Índe fikrini degi§tirir ve ingilizcenin üstünlügiinü kabul eder. Aynca Hugh ve Jimmy'nin gengliklerinde 1798 Ayaklanmasi'na katilmak üzere co§kuyla yola Qikip 50k gegmeden geri dónmü§ olmalan da dikkat gekicidir. Anla§ilan o ki Hugh, eskiden beri ingilizlere kar§i mücadele etmeyi savunmakta; fakat mücadelesinin arkasinda durmayi ba§aramamaktadir.

Hugh O'Donnell'in her zaman yardimsever ve al9akgónüllü bir yapiya sahip oían büyük oglu Manus, oyunun sonunda ileti§imde alttan alan taraf olmayi birakir ve kendisinden beklenmeyen bir §ekilde, Owen'in israrlarina ragmen Yolland'in kaybolmasiyla ilgili §üpheleri üzerine 9ekmek pahasina kasabayi terk eder. Kü9ük oglu Owen ise, oyunun ba§inda ingilizcenin ve íngilizlerin üstünlügünü kabul etmi§ olsa da son sahnede irlandali olarak kimligine ve diline sahip 9ikmaya karar vermi§tir artik. Dublin'de ya§ayan ve iyi bir geliri oían Owen, ba§langi9ta Íngilizlerin bu kü9ük irlanda kasabalarinda yaptigi degi§iklikleri destekliyor olsa da ozellikle Lancey tarafmdan yürütülen acimasiz yaptinmlar neticesinde hem íngilizler hakkindaki fikrini hem de tarafim degi§tirir. Sonu9 olarak, oyunda fikirleriyle ve 9evresindekilerle ili§kilerinde takindigi tutumlari ile one 9ikan bu Ü9 karakterin de beklentilerin tersine tutumlarim ve fikirlerini degi§tirmi§ olmalan ironik bir bÍ9Ímde ele alinmaktadir denilebilir.

Oyunun sonunda Yolland'a ne oldugu a9ikliga kavu§maz. Ka9inldi mi yoksa oldürüldü mü ya da kaybolmasimn arkasinda kim veya kimlerin oldugunu asía ogrenemeyiz. Dahasi, Yüzba§i Lancey'nin verdigi emirler ertesi gün uygulanacak mi, Maire ingilizce ogrenip Amerika'ya gidebilecek mi, Hugh bundan sonra nasil ya§ayacak gibi sorulann cevaplan da verilmez. Ancak, anla§ilan o ki kasabada en 90k sózü ge9en ki§i oían Hugh O'Donnell tarafmdan da kabul edildigi üzere ingilizce, irlanda dili üzerindeki etkisini arttirmi§ ve hatta onu yok olma a§amasina getirmi§tir. Zira oyunun sahnelendigi tarihte irlanda'da yaygin olarak konu§ulan dil írlandaca degil ingilizcedir ve írlandalilann 9ogu irlanda dilini bilmemektedir. Friel, oyunun sonunu a9ikliga kavu§turmami§ olabilir; fakat ele aldigi meselelerin altinda yatan asil mesaji vermekte ba§anli olmu§tur. irlanda dilinin yok olu§u üzerine tarihi bir olayi ele aldigi oyunda, 1980 yili irlanda'sinin durumuna i§ik tutmaktadir. Zira oyunda da anlatildigi üzere irlandalilar kendi dillerini korumakta ba§arili olamami§ ve ingilizcenin üstünlügünü kabul etmi§lerdir. Oyunun sahnelendigi yil irlandalilann konu§makta oldugu dil Ingilizcedir ve oyunun anla§ilabilir olmasi da metnin Ingilizce yazilmi§ olmasim gerektirmektedir. Translations'1 ta, anlatilan olaylann altinda yatan asil ironi de buradan kaynaklanmaktadir.

Okuyucular irlandali karakterlerin irlanda dilinde konu§tugunu farz ediyor olsa da oyunda, Latinee ve Yunanca alintilann di§inda, aslinda herkes ingilizce konu§maktadir. Zira 1833 yilinda ge9en olaylan anlatan oyunun sahnelendigi 1980 yilinda irlanda'da konu§ulan dil ingilizce olmuijtur bile. Dolayisiyla, ingiliz askerlerle irlandali koylülerin birbirleriyle anla§amamasi, ger9ekte irlandalilann kendi dilleriyle aralannda olu§an u9urumu yansitmakta,

trlandalilar kasabalilarla ileti§im giiflugu ya§ayan Ingilizlere giilerken de aslinda kendilerine giilmektedirler (Brairnigan-Corbett 2009: 83.

Oyunda Irlanda dilinin kullamlmiyor olu§u oyunun siyasi etkisi bakimindan da biiyiik onem ta§imaktadir (Pilkington 1990: 285). Nitekim Hugh'nun Owen'a soyledigine gore Ingilizce yer isimlerini kabullenmek yeterli degildir, onlan benimsemek ve hatta sahiplenmek gerekir ki bu sozler saldirgan bir milliyet9ilik duygusu ta§imaktan 90k Irlanda i9in yeni bir kiiltiirel geli§im ongormektedir. Ingilizcenin kabullenilmesi Irlanda milli kimliginin tamamen yok olup gitmesine mi yoksa bir yenilenmeye mi i§aret etmektedir (Pilkington 1990: 291)? Oyun bu sorunun cevabini vermeden sona erse de Friel'in bagimsizlik i9in miicadele edenleri kanli bir sava§in i9ine 9eken tutucu bir milliyet9iligi savunmadigi a9iktir. Bu sebeple Friel, Translations'ta "her ne kadar siyasi olarak taraf tutmakla suglanmig olsa da bu oyundaki amaci sdmurgele§tirme siirecinde modern Irlanda'nin durumunu ¡¡¡ekillendiren bir olayi sahneye ta§imakti" (Grene 2010: 106) denilebilir.

SonU£

Sonug olarak, daha genel bir 9er9evede ve oyunun sahnelendigi donemde ozellikle Kuzey Irlanda'nin i9inde bulundugu durum a9isindan bakildiginda, Friel'in Translations'fa Irlandalilara eski degerlerini unutmadan yeni ko§ullara ayak uydurmanm onemini ve i9inde bulunduklari zamam ban§ i9inde ge9irebilmek i9in eskiye ait 9eki§meleri bir kenara birakmamn gerekliligini anlatmak istedigi soylenebilir. Yazarin bunu yaparken kullandigi yontem, yeniliklere a9ik olmayan ve kar§it goru§lere ho§goru ile yakla§amayan oyun ki§ilerinin oyunun ba§indaki ve sonundaki tutumlarinin tam tersi yonde gostermi§ oldugu degi§imin hicvedilmesidir.

Kisaca ozetlemek gerekirse, tarihi bir olayi guncel bir meseleye i§ik tutmak i9in kullanan Friel, Translations'1ta kiiltiirel kimligin en onemli temsilcisi ve ta§iyicisi olan dillerine sahip 9ikamayarak Ingilizlerin etkisi altina girmeyi kabul eden Irlandalilari ele§tirirken, sabit fikirlerinden taviz vermeyen oyun ki§ilerinin goru§lerinin ge9irdigi degi§imi ironik bir bi9imde ele almakta, ele§tirilerini de bu karakterlerin birbirleriyle konu§urken ba§vurduklari tersinlemeli soylemler, olumlu ve olumsuz nezaketsizlik stratejileri, ileti§imde i§birligine yana§mayarak konu§ma kurallanm ihlal etmeleri, kullandiklan emredici soz edimleri ve i9inde bulunduklan gii9 miicadelesi iizerinden gozler oniine sermektedir.

Etik Beyan

"Translations'ta. Dil ve Kiiltur A9isindan Eski-Yeni Qati§masina Bi9embilimsel Bir Yakla§im" adli 9ali§manin yazim siirecinde bilimsel, etik ve alinti kurallarina uyulmu§; ULAKBlM TR Dizin 2020 ol9iitlerine gore 9ali§mada etik kurul onayini gerektiren herhangi bir veri toplama ihtiyaci duyulmami§tir.

Kaynak^a

Aytiir, Unal (2005). "Humour & Satire in English Literature". Qankaya Universitesi Fen-Edebiyat Fakiiltesi Journal of Arts and Sciences, 3: 35-42. www.jas.cankaya.edu.tr/gecmisYayinlar/yayinlar/05may/04.pdf.

Bertha, Csilla (2006). "Brian Friel as Postcolonial Playwright". The Cambridge Companion to Brian Friel. ed. Anthony Roche. Cambridge: Cambridge UP. 154-165.

Brannigan, John & Corbett, Tony (2009). Translations: Advanced York Notes. Londra: York Press.

Buyukkantarcioglu, S. Nalan (2006). Toplumsal Gergeklik ve Dil. Istanbul: Multilingual Yabanci Dil Yayinlari.

Culpeper, Jonat^m (1998). "(Im)politeness in Dramatic Dialogue". Exploring the Language of Drama From text to Context. ed. Jonathan Culpeper, Mick Short & Peter Verdonk. Londra ve New York: Routledge. 83-95.

Culpeper, Jonathan & Short, Mick vd. (ed.). (1998). Exploring the Language of Drama From text to Context. Londra ve New York: Routledge.

Qakir, Abdulhamit (2014). Soylem Analizi: Ne Demek Istiyorsun? Konya: Palet Yayinlari.

Qelik, Yavuz. (2012). "John Millington Synge'in "Babayigit" Adli Oyununda Kendini Ger?ekle§tirme Araci Olarak Dil". Dil Ara§tirmalari, 11: 131-146.

Freud, Sigmund. (1963) Jokes and Their Relation to the Unconscious. New York: W.W. Norton & Company.

Friel, Brian. (2009). "Translations." Modern and Contemporary Irish Drama (A Norton Critical Edition). ed. John P. Harrington. New York: W.W. Norton & Company. 255-308.

Goffman, Erving (1959). The Presentation of Self in Everyday Life. New York: Doubleday.

Grene, Nicholas (2010). "Brian Friel". The Methuen Drama Guide to Contemporary Irish Playwrights. ed. Martin Middeke & Peter Paul Schnierer. Londra: Methuen Drama. 89111.

Grice, Herbert P. (1975). "Logic and Conversation". Syntax and Semantics: Speech Acts, Vol. 3. ed. Peter Cole & Jerry L. Morgan. San Diego & Londra: Academic Press. 41-58.

Herman, Vimala (1998). "Turn Management in Drama". Exploring the Language of Drama From text to Context. ed. Jonathan Culpeper, Mick Short & Peter Verdonk. Londra & New York: Routledge. 19-33.

Hyde, Douglas (1904). "The Necessity for De-^glicising Ireland". The Revival of Irish Literature: Addresses by Sr Charles Gavan Duffy, KCMG, Dr. George Sigerson, and Dr Douglas Hyde. Londra: T. Fisher Unwin. 117-161.

K1I19, Zulktif (2012). "Turk Edebiyatinda Birbirine Yakin U? Kelime: Hiciv, Medih Ve Hezel". Turkish Studies - International Periodical for The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, 7/3: 1741-1750.

Kiberd, Declan (1985). Inventing Ireland: The Literature of the Modern Nation. Londra: Vintage Books.

Knight, Charles (2004). The Literature of Satire. Cambridge: Cambridge UP.

Krause, David (1982). The Profane Book of Irish Comedy. Londra: Cornell UP.

Murray, Christopher (1997). Twentieth-Century Irish Drama: Mirror Up to Nation. New York: Syracuse University Press.

Nergaard, Nina & Busse, Beatrix vd. (2010). Key Terms in Stylistics. New York ve Londra: Continuum.

Özünlü, Ünsal (1999). Gülmecenin Dilleri. Ankara: Doruk Yayinlan.

Özünlü, Ünsal (2017). Ba§langigtan Bugüne Deyi§bilim: Uygulamalar, Incelemeler, Öneriler.

www.academia.edu/5748613/Ba%C5%9Flang%C4%B1%C3%A7tan_Bug%C3%BCne_ Deyi%C5%9Fbilim [20.02.2017].

Pearse, Patrick (2004, 20 Mart). An Irishman's Diary. The Irish Times. www.irishtimes.com/opinion/an-irishman-s-diary-1.1136289.

Pelletier, Martine (2006). "Translations and the Field Day Debate". The Cambridge Companion to Brian Friel. ed. Anthony Roche. Cambridge: Cambridge UP. 66-77.

Pilkington, Lionel (1990). "Language and Politics in Brian Friel's Translations". Irish University Review, 20 (2): 282-298.

Sayin, Gül§en (2009). Martin McDonagh Tiyatrosu. Ankara: Nobel Yayin Dagitim.

Simpson, Paul (1997). Language Through Literature: An Introduction. Londra ve New York: Routledge.

Smith, Bobby L. (1970). "O'Casey's Satiric Vision". James Joyce Quarterly, 8(1), O'Casey Sayisi: 13-28.

Sternlicht, Sanford (2010). Modern Irish Drama: W.B. Yeats to Marina Carr. New York: Syracuse UP.

Tuta§, Nazan (2008). Pinteresque Dialogues: A Stylistic Analysis. Ankara: Kül Sanat Yayincilik.

Ülsever, R. §eyda (1990). "Bi9embilim: Bir Uygulama". Dilbilim Arcu$tirmalari Dergisi, 1: 95-100.

Verdonk, Peter (2002). Stylistics. Oxford: Oxford UP.

Zeyrek, Deniz (2003). "Söylem ve Toplum". Söylem Üzerine. ed. Ahmet Kocaman. Ankara: ODTÜ Yayincilik. 27-47.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.