EMiR TiMUR'UN TiRE'DE KALDIGI BALBINARI YAYLASI: TARiH VE TURiZiM
ACISINDAN ÖNEMi ibrahim §ahin
Prof. Dr., Ege Üni., Türk Dünyasi Ara§tirmalan Enstitüsü, Türk Dili ve Leh9eleri Anabilim Dali
Ba§kani
https://doi.org/10.5281/zenodo.11098801
Özet. Timur'un Anadolu Seferi'nde, izmir'in Tire ilgesinde kaldigi Balbinari Yaylasi 'nin yakin zaman önce tespit edilmi§ olmasi, tarih kitaplarinda yazmayan yeni bazi bilgileri ve sorunlar ortaya gikarmi§tir. Timur vakayinamelerinde anilmayan Balbinar yaylasi hakkindaki bilgilere, Evliya Qelebi'nin Seyahatname 'sinde gegen bazi kayitlardan hareketle ula§abilmekteyiz. Evliya Qelebiyaylada, Sultan Süleyman'in kaldigini ifade etse de elimizdeki verileryaylada, Timur'un kaldigini göstermektedir. Qelebi'nin bugün bile Timur'un hatiralariyla dolu olan yaylada Timur'un degil Kanuni'nin kaligini söylemesi, onun Osmanli hanedanligiyla olan yakin ili§kisine, seyahat masraflarinin Osmanli tarafindan kar§ilanmasina ve buna bagli olarak güzel hatiralar iginde Timur'u anmak istemeyipnden kaynaklandigi söylenebilir. Günümüzde üzerinde Büyükkemerdere köyünün bulundugu Balbinari Yaylasi'nda, Sultan Kizi adinda bir yatir bulunmaktadir ki, burada Timur'un kizinin yattigi söylenmektedir. Ayrica Timur'un ordusuyla namaz kildigi bir namazgäh ve ordunun bagi§ladigi e§yalarla kurulmu§ Sari Baba Tekkesi bulunmaktadir. Timur'un 40 gün civarinda kaldigi anla§ilan yaylada farkli alan uzmanlarinin yapacaklari bilimsel gali§malar, Özbekistan ve Türkiye ili§kilerine olumlu katilar saglama potansiyeli ta§imaktadir.
Anahtar Kelimeler: Timur, Evliya Qelebi Seyahatnamesi, Balbinari Yaylasi, Kanuni Sultan Süleyman, mikrotoponimi, yer tespiti.
Abstract. The recent discovery of Balbinari Plateau, where Timur stayed in the Tire district of Izmir during the Anatolian Campaign, has revealed some new information and problems that are not written in history books. We can access information about the Balbinar plateau, which is not mentioned in the Timur chronicles, based on some records in Evliya Qelebi's Seyahatname. Although Evliya Qelebi states that Sultan Süleyman stayed in the plateau, the data we have shows that Timur stayed in the plateau. It can be said that Qelebi's statement that Suleiman the Magnificent, not Timur, stayed in the plateau, which is full of Timur's memories even today, is due to his close relationship with the Ottoman dynasty, the fact that his travel expenses were covered by the Ottoman Empire and, accordingly, his unwillingness to commemorate Timur among the beautiful memories. Today, there is a tomb called Sultan Kizi on the Balbinari Plateau, where Büyükkemerdere village is located, and it is said that Timur's daughter lies here. There is also a prayer place where Timur prayed with his army and Sari Baba Lodge, which was built with items donated by the army. Scientific studies to be carried out by different field experts in the plateau, where Timur is understood to have stayed for around 40 days, have the potential to contribute positively to the relations between Uzbekistan and Turkey.
Keywords: Timur, Evliya Qelebi Travel Book, Balbinari Plateau, Kanuni Sultan Süleyman, microtoponymi, locating.
Giri§: Evliya £elebi, XVII. yüzyilda ya§ami§ (1611-1681), elli yili a§kin bir süreyle Bati Asya, Avrupa, Misir, Kafkaslar'da seyahat etmi§, bu seyahatlerinde gördüklerini, edindigi bilgileri 10 ciltlik Seyahatname isimli kitabinda toplami§ bilge bir yazardir. Türk tarihinin en büyük yazarlarindan biri, belki de birincisidir. Onun yazdiklarindan vakayinamelerde, tarih kitaplarinda
ge9meyen karanlikta kalmi§ pek 90k tarihi olay hakkinda bilgi edinebilmekteyiz. 1671 yilinda istanbul'dan 9iktigi Hac yolculugu sirasinda izmir'e de gelmi§; ayrintili bi9imde, kenti ve il9elerini kitabinda anlatmi§tir. £elebi'nin dogumun 400. yili dolayisiyla 2011 yilinda ba§ladigimiz ve 2013 yilinda tamamladigimiz "Kent ve Seyahat: Evliya Qelebi Gözüyle Izmir ve Qevresi" isimli proje 9er9evesinde, bu satirlarin yazari da Evliya £elebi'nin izmir il sinirlari i9inde kullandigi güzergahi ara§tirmi§ti. Bu ara§tirma sirasinda, seyyahin ge9tigi yollar üzerinde görüp kaydettigi, ancak ge9en yakla§ik 350 yillik süre9te 9e§itli sebeplerle (otoyollarin yapimi, degi§en hayat §artlari vs.) unutulan madi kültür unsurlarinin izi sürülmü§tü. Bu ara§tirmayi yaparken önce, Evliya £elebi'nin verdigi yön ve saat bilgilerinden hareketle muhtemel güzergah belirlenmi§; daha sonra bu güzergah üzerindeki köylere gidilerek, Evliya £elebi'nin yoldan ge9erken gördügü, Seyahatnmesine bazen a9ik ("Balbinari Yaylasi", "§ekerbinari", vb.) bazen de kapali olarak ("bir köy", "bir tekke", "bir dag", "bir dere", bir köprü", "bir yayla" vs.) andigi mekan isimleri köylülerin gününüzde kullandiklari mikrotoponimler arasinda aranmi§tir. "Silikyeradcil (mikrotoponimik) yöntem" adini verebilecegimiz bu yöntemle, E. £elebi'nin bizzat ge9tigi güzergahlar ve yol üzerinde seyyahin andigi, günümüze kadar ayakta kalabilmi§ pek 9ok maddi kültür unsurlari tespit edebilmi§tik. Ge9en 350 yillik süre9te yeri ve kendisi artik tamamen unutulmu§ olan ancak bu yöntemle tespit ettigimiz bu mekan isimlerinden biri de, £elebi'nin Aydindan Tire'ye giderken, Tire'ye ula§madan hemen önce daglarda (günümüzde Aydin daglari olarak bilinen) bahsettigi Balbinari yaylasidir. Evliya £elebi yaylayi 9ok sevmi§, böyle bir yaylanin Arap ve Acem diyarinda olmadigini, burada kendiliginden yeti§en kestane ve ceviz aga9lariyla; ulu 9inarlar, kavak, 9am ve salkim sögütlerle kapli oldugunu ifade eder. £elebi, yaylanin Tire halkinin hepsinin 9iktigi bir yayla konumunda oldugunu, yaylanin daglarinda, baglarinda insanlarin kulübeler kurarak sefa sürdügünü; hatta bir 9iraga ustalik payesi verileceginde, tüm esnaf yaylada oldugundan ustalik törenlerin tüm esnafin katilimlariyla bu yaylada yapildigini kaydetmi§ ve bir ulu 9inarin gövdesine, yaylanin güzelligine yönelik, seyahat notlari arasinda da kaydettigi, 16 beyitlik bir de §ehrengiz oymu§tur.
Seyyah yaylayla ilgili bazi tarihi bilgilere de yer vermi§tir ki, bizi burada asil ilgilendiren bu bilgilerdir. Bilgiler özetle §unlardir:
Yaylada Sultan Süleyman 'in yaptiklarina ili§kin verilen bilgiler: Rodos adasinin fethi sonrasinda Sultan Süleyman otagini bu yaylada kurmu§, 40 gün dinlenmi§, pinarlarindan su i9mi§, "Barekallah bal binari" dediginden yaylaya bu isim verilmi§tir. Sultan Süleyman yaylada suyunu i9tigi diger pinarlardan birine §ekerbiqari birine 'Aynü'l-Hayätbiqari ve bir digerine de Mürde-hayätbiqari isimlerini vermi§tir. Süleyman Han, yaylada bulundugu süre i9inde, yaylada kullani§li, kü^ük bir namazgäh ve cami, 9imenlikler, yemek pi§irilen yerler ve kö§e kö§e havuzlu §adirvanlar, kat kat setler, büyük ferah hamamlar yaptirmi§, ayrica pek 9ok sahan, tencere, bakir e§yalar vakfederek büyük bir tekke kurmu§tur (Seyahatname'den ögrendigimize göre £elebi yaylaya geldigi dönemde tekke, i9indeki dervi§leri ve bir9ok hücresiyle ayaktadir.). £elebi yine, Sultan Süleyman'in §ehrin ayan ve e§rafinin eline bir ferman verip her sene Nevruz-i Harezm^ahi'de §ehrin tüm ayaninin Balbinari'na gelerek ü9 ay 9adir kurmalarini, burada yiyip i9ip eglenmelerine yönelik yazili izin vermi§tir.
Evliya £elebi'nin bahsettigi, ancak sonraki dönemde unutulan Balbinari Yaylasini, bölgeye yaptigimiz alan gezileri ve mikrotoponimik ara§tirma yöntemi sayesinde tespit etmi§ ve proje 9iktilarinda yayinlami§tik. Ancak bu yayinda, E. £elebi'nin verdigi bilgilere uyarak (yayla sakinlerinin hafizasinda Sultan Süleymanla ilgili degil Timur ile ilgili hikayeler olmasina ragmen) yaylada kalan sultanin Kanuni Sultan Süleyman oldugunu yazmi§tik (§ahin 2013: 122-124).
Sonraki dönemlerde elde ettigimiz bilgiler içiginda yaptigimiz makale yayininda ise (Bkz. §ahin 2018), yayladaki sultanin Süleyman olmasinin mümkün olmadigini, E. Çelebi'nin Balbinari yaylasi özelinde verdigi tüm bilgilerin Timur ile örtü§tügü bilgisine yer vermi§tik.
Bahsi geçen iki yayinimizin tüm ayrintilarina burada yer verebilmemiz mümkün degilse de bizi bu sonuca götüren en önemli bulgulardan birkaçini burada ifade etmek yerinde olacaktir:
Evliya Çelebi Seyahatnamesinde geçen yer, yön, yön, saat bilgilerinden hareketle, Balbinari Yaylasi'nin merkezinin Büyükkemerdere köyü oldugu (E. Çelebi'nin haber verdigi namazgahi, tekkeyi, camiyi vs. tespit ederek) kanaatine ulaçip araçtirmalarimizi bu noktada yogunlaçtirdigimizda, ilginç bir çekilde, yöre halki arasinda Kanunî Sultan Süleyman'a iliçkin hiçbir rivayetin bulunmadigini oysa Timur'a iliçkin hikâyelerin canli çekilde yaçadigini fark ettik. Baçlangiçta, bu durumu Timur'un Ankara savaçi akabinde, izmir'in fethi öncesi ve sonrasinda bölgede (Mugla, Aydin, Tire, Selçuk) bulunmasina baglasak da, Çelebi'nin yaylada kaldigini haber verdigi Sultan Süleyman'a iliçkin hiçbir rivayetin olmayiçi izah edilebilir degildi. Zira, 1402'de bölgede bulunan Timur'a iliçkin rivayetlerin yaçadigi bir köyde, ondan 120 yil sonra, üstelik bizzat yaylaya "gelen" Kanuni Sultan Süleyman'a iliçkin rivayet bulunmamasini izah etmek g^tü.
Sultan Süleyman Han'in Rodos seferine iliçkin Ruzname, konunun aydinlatilmasinda anahtar rol oynamiçtir. Rodos seferi sirasinda Osmanli ordusu, 5 Haziran 1522 tarihinde denizden hareket ederken, Sultan'in kendisi 16 Haziran 1522'de karadan yola çikmiçtir. 2 Temmuz'da Kütahya'ya gelir; 4 Temmuz'da burada divani toplar. 15 Temmuz'da Aydin'i geçerek Menderes kenarina konar. Sava§ devam ederken sultan Mugla kasabasina, bir gün sonra da Bozdogan'a gelir ve 28 Temmuz'da Mermeros'a (Marmaris) ulaçir. Ertesi gün Rodos'a gitmek için gemiye biner 26 Aralik'ta kale teslim alinir. Sultan Süleyman'in istanbul'a dönü§ yolculugu ise kaleden 2 Ocak 1523'te Mermeros'a gelmesiyle baçlar. Oradan Mugla'ya geçer ve iki gün kaldiktan sonra, herhangi bir yerde durmaksizin (geldigi yoldan) §ubat ayi baçlarinda istanbul'a ulaçir (Erdogru 2004:55-71). Görüldügü gibi, Sultan Süleyman'in ne gidiç ne de dönü§ yolunda Tire'den geçmesi söz konusu degildir. Gerek bu durum ve gerekse yayla sakinlerinin anlatilarinda Timur ile ilgili rivayetlerin bulunmasi, dikkatlerimizi Timur'a çevirmemize yol açti.
Önemli Timur kaynaklarindan §erefüddin Ali Yezdî'de Timur'un Güzelhisar'dan (bugünkü Aydin) sonra Ayasli'ya (bugünkü Selçuk) geldigini, burada birkaç gün orada kaldiktan sonra Rum'un önemli çehirlerinden Tire'ye geldigini söylemesi (Yezdî 2013: 402) ve Nizameddin-i §amî'nin Timur'un Denizli'den ^ menzil ilerdeki Güzelhisar'a geldigini, birkaç gün orada kaldigini, o civardaki bir dagda bulunan 200 kadar Çitak'i kuçatip yok ettikten sonra Ayasuluk (Selçuk) yönünde hareket ederek Tire çehrine geldigini (§amî 1996:343) kaydetmiç olmalari Timur'un Tire'ye geldigini belgelemektedir. Timur'un Rum (Anadolu) seferi yillarinda Selçuk'ta (Ephesos'ta) dogmuç olan Mikhaèl Doukas da, Timur'un izmir fethi sonrasi iskit ülkesine dönü§te, ordusunu Selçuk'ta topladigini, burada 30 gün kaldigini ifade etmektedir (Doukas 2008: vii, 66). Kanaatimizce Doukas'in "burada" ifadesi bölge özelinde söylenmi§ olmalidir. Bu ^ kaynagin verdigi bilgiler Timur'un Tire'de kaldigini net olarak ortaya koymakla birlikte süresi net degildir. Timur'la ilgili kroniklerden hareketle Timur'un güzergähini araçtiran Ramazan Toprak, onun izmir'in fethi öncesinde, 28-31 Ekim tarihlerinde Güzelhisar (Aydin), 222 Kasim tarihlerinde Tire'de (Selçuk-Tire'de); izmir'in aliniçi sonrasi 21-26 Aralik tarihleri arsinda Ayasuluk'ta (Selçuk) bulundugunu hesaplamaktadir (Toprakli 2015: 187). Yezdî'nin Timur izmir'in fethine giderken ordunun agirliklarini Tire'de biraktigi yönündeki kaydini (Yezdî 2013: 402) esas aldigimizda, fetih sonrasinda Timur'un ordunun agirliklarini biraktigi Tire'ye
döndügü; tarih kitaplarinda izmir fethi sonrasinda Timur'un ordusunu topladigi ve ülkesine dönme hazirligi yaptigi yer olarak anilan "Sel9uk"un esasen bir yerle§im biriminden ziyade, buraya 90k yakin olan Tire'yi de i9ine alacak §ekilde bir bölge adi olarak kullanildigi sonucuna ula§abiliriz. Eldeki veriler Timur'un Aydin-Tire-Sel9uk civarinda 30-40 gün civarinda kaldigini göstermektedir ki, bu Evliya £elebi'nin Balbinari Yaylasi'na gelen sultanin 40 gün kaldigi yönündeki kaydini anla§ilir kilmaktadir.
Yayladaki sultanin Timur oldugunu belgeleyen ikinci önemli bilgi kanaatimizce Seyahatname'de ge9en "Her sene Nevruz-i Härezm^ähi'de cümle a'yän-i viläyet bu Balbinari'na gelüp üg ay hayme [vü] hargählariyla gelsinler ve hücrelerde meks edüp ay§ [ü] i§ret etsinler" (IX. Kitap: 82) ifadesidir. Zira, Osmanli hanedanindan bir padi§ahin Hazar ötesine ait bir bayramin kutlanmasini istemesi anla§ilir bir durum degildir. Oysa bu bilgi Timur 9er9evesinde dü§ünüldügünde, mesele anla§ilir häle gelmektedir. Zira bununla Timur, esasen kendi cografyasindaki Nevruzun kutlanmasini ferman buyurmu§tur. Nitekim, bugün Türkiye'de geleneksel olarak Nevruz kutlamalarinin 21 Mart tarihinde kutlandigi tek yer Tire'dir. Tire'deki Nevruz kutlamalarinin Timur'un §ehir halkina verdigi fermanla ili§kili oldugu bize göre a9iktir.
Bu bilgiler yayladaki sultanin Süleyman Han degil Timur oldugunu ortaya koyduguna göre Seyahatname'de Sultan Süleyman'a atfedilen tüm bilgileri Emir Timur özelinde degerlendirebiliriz:
Tekye-i Ali: Evliya £elebi'nin yaylada kalan sultanin yaptigi i§lerden bahsederken ".. ,ni9e sahan ve tancere ve bakir äväni e§yälar vakf edüp bir tekye-i all olur. Ve hälä tekyeni§ini ve müte'addid hücreleri vardir." kaydiyla bilgisini verdigi tekke bugün Sari Baba adiyla ayaktadir. Halk buraya yatir dese de, diger yatirlardan 9ok farklidir. Kendine ait yapilari, i9inde bulunan kap kacaklarla daha ziyade bir sosyal kurum görünümündedir. Büyükkemerdere köylülerinin verdigi bilgilere göre, burada 1985'e kadar düzenli olarak, 9ogunlukla sonbaharda, fakat daha eskilerde baharda 9evre köylerin de yardim ve katilimlariyla düzenlenen geleneksel mahya törenleri yapilmi§tir. Anilan tarihten itibaren bir süre Kutlu Dogum Haftasi adi altinda devam eden bu etkinlikler, 2018 yilinda (5 Mayis) gelenege uygun olarak yeniden "mahya" adi altinda yapilmi§tir.
Evliya £elebi'nin bahsettigi tekke oldugunu dü§ündügümüz; §imdilerde "Sari Baba Yatiri" olarak bilinen mekän
Ü? äb-i hayäti: E. £elebi yaylada kalan sultanin yaylada Ü9 hayat suyundan igip birine "§ekerbinari" birine "Aynü'l-hayät bunari" ve birine "Mürde-hayät binari" adini verdigini ifade etmektedir.
Türk9e yeradi verme gelenegine uymayan, üstelik Arap9a tamlama yapisindaki bu adlar haliyle bölgede yoktur. Ancak, E. £elebi'nin devrin dil zevkine uyarak zaman zaman Türk9e adlari
Arapça olarak kaydettigini bildigimizden (Ör. Ulu Cami > Cami-i Kebir; Kirklar Dagi > Cebel-i Erbain; vs.), Evliya'nin Arapça kaydettigi pinar isimlerini Tûrkçeye çevirerek o anlama karçilik gelebilecek isimlerle aradik. Yaptigimiz incelemeler soncunda, Çelebi'nin Aynü'l-Hayätbiqari olarak kaydettigi pinarin Büyükkemerdere köyündeki Gözkayapinari (zira Ar. ayn 'göz' demektir); Mürde-hayätbiqarinin ise, köye yakin bir yerde bulunan Canpinari/Cansuyu (Ar. mürde 'ölü', hayat 'can'; yani 'içildiginde ölüye can veren pinar') oldugu (Bu su Kûçûkkemerdere ve Büyükkemerdere köylerinin çebeke suyunu saglar.) kanaatine ulaçtik. §ekerbinari ise, Çukurköy sinirlarinda bulunan §ekeroluk olmalidir.
Namazgâh: E. Çelebi, "Ve bu mahalde Sûleymân-i [P 40b] zamân bir müfid[ü] muhtasar namâzgâh ve mihrâb [ü] minber" diyerek yaylada kalan sultanin bir Namazgah yaptirdigini ifade etmiçtir. Bugün namazgah olarak kullanilan bir yer yoktur. Mikrotoponimik yönetmle yaptigimiz araçtirmada, köylülerin köyün içinden akan dereye Namazladeresi dediklerini, bu derenin kenarindaki düzlük araziye de (çimdilerde bahçe) "Namazla" dediklerini ögrendik. Düzlügün, yani eskiden Namazgâh olarak kullanilan alanin kible ucunda, yakin bir zamana kadar mevcut olan, üzerinde ok içareti bulunan bir ta§in dikili oldugunu ögrendi. Kible ta§i oldugunu dü§ündügümüz bu ta§ kaybolmuçtur.
Mihrâb [ü] minber: E. Çelebi'nin verdigi bilgiler arasinda yayladaki sultanin bir "mihrâb ü minber" yaptirdigi da kayitlidir. Onun Tire'deki camileri anlattigi bölümde dile getirdigi; "... ve Balbinari câmi'i, Sûleymân Hân'in namâzgâh-misâl bir hayrâtidir kim bir safâgâh [u] çerâgâh yerdedir." (Dagli & Kahraman 2005: s. 84). ifadesi, §ehir merkezinde ikinci bir camiyi anlatmiyorsa yayladaki camiyi anlatiyor olmalidir. Yayla üzerindeki Büyükkemerdere köyünün yaçli ve ileri gelenlerinin verdigi bilgilere göre, Tire'nin yukarisinda daglarda bulunan köyler arasinda en eski cami, bu köydedir. 150 yil öncesine kadar basik (2 m. kadar), toprak tavanli bir yapi iken Hicrî 1336'da duvarlari yükseltilerek üstü, oluklu kiremit örtülü, ah§ap bir tavana kavu§turulmu§tur. O dönemde minare yoktur. Ancak cami duvarinin diçinda taçlarin üst üste konulmasiyla oluçturulan yüksekçe bir yer vardir. Minare eklenerek bugünkü görünümüne kavuçmasi, 1997-99 arasinda gerçekle§mi§tir.
Hammâmlar: E. Çeleb, sultanin yani Timur'un yaylada hamamlar da in§a ettirdigini "rûçenâ hammâmlar in§â edüp" kaydetmektedir. Yaylada günümüzde hamam yoksa da, K^ükkemerdere köyü sakinleri, yaptiklari arazi çaliçmalari sirasinda hamam kalintilarina, bol miktarda seramik parçalarina rast geldiklerini söylemi§lerdir. Bu durum Çelebi'nin yazdiklarini desteklemektedir.
Balbinari yaylasi, Tire-Aydin baglantisini saglayan kervan yolu üzerinde bulunan ikizdereçayi üzerine yaptirilan (belki de daha Timur tarafindan) kemerli ta§ köprülerden büyük kemerli olani Büyükkemerdere köyüne, k^ük kemerli köprü ise Küçükkemerdere köyüne ad kaynagi olmu§; böylece, yayla adi unutularak bu köy isimleri (Büyükkemerdere, K^ükkemerdere) kullanilir olmuçtur.
"Balbinari Yaylasi" adinin unutulmasina sebep olan ve Büyükkemerdere köyüne isim kaynakligi eden kemerli ta§ köprü. Kü9ükkemerdere köyüne adini veren diger köprü ise yikiktir.
Adlarini "Kervan Yolu" üzerindeki kemerli ta§ köprülerden alan bu köylerin bulundugu alanin al9ak kesimleri 700, yüksek yeleri yer yer 1000 m.'ye kadar ula§abilmektedir. Yazin en sicak mevsimlerde bile (vadinin etkisinden olsa gerek) §a§irtici bir serinlige sahiptir.
Balbinari Yaylasi'nin merkezi oldugunu dü§ündügümüz Büyükkemerdere köyü
Yaylada Timur ile ilgili Hikaye ve Rivayetler: Timur bir gün Saribaba'nin hemen a§agisindaki düzlükte bulunan Namazla'nin (Namazgahin) yaninda akan derenin öte yakasindaki (Aydin Tire kervan yolu buradan ge9mektedir.) evlerde ya§ayan ya§li bir kadindan yumurta ister. Kadin, "Yok!" der. Bunun üzerine Timur, "Sayiniz ü9 olsun da be§ olmasin!" diyerek beddua eder. Köylülerin söyledigine göre derenin öte yakasinda ya§ayan insanlarin sayisi hi9 9ogalmaz hep ayni kalir; biri dogsa biri ölürmü§. Köydeki bazi §ahislar, bu olayin Timur'un bu yayladan (yani §imdiki Büyükkemerdere köyü) Tire'ye giderken yol üzerinde bulunan Cambazli'da ya§andigini, farkli bir beddua naklederek anlatirlar.
Sultankizi (Yatiri): Köyde yatir olarak bilinen ü9 mekandan biri Sultankizi adini ta§imaktadir. Büyükkemerdere köylüleri, Sultankizi adli yerde bulunan mezarda Timur'un kizinin yattigini, bunu dedelerinden duyduklarini anlatmaktadirlar: Anlati §u §ekildedir: "Timur kendisinin istemedigi birine ka9an kizini yakalatarak öldürtmü§ ve sonrasinda bu mezara defnettirmi§tir." Köyüler eskiden burada ilkyazda veya son baharda mahyalar düzenlendigini anlatmaktadirlar.
Tarihi kaynaklar, Timur'un Anadolu seferi sirasinda, yaninda bir kizinin bulundugundan ve öldügünden bahsetmezler. Bununla birlikte Tarih-i Osman-i Encümeni Mecmuasi'nda H. 1330
yilinda yayinlanan yazisinda Hafiz Kadri, Bodrum Kalesi kar§isinda, Kizil Hisarli Mustafa Pa§a'nin yaptirdigi kü9ük bir cami duvarinda, üstü örtüyle kapli, cuma günleri namazdan önce a9ilarak okunan bir kitabeden söz etmekte ve makalesinde bu kitabeye yer vermektedir. 871 tarihini ta§iyan ve Arap9a olan kitabede, "§azmelik bint Muhammet Sultan bin Cihangir bin Emir Timur Küregen" ifadesi ge9mekte ve kitabede §azmelik'e dua edilmesi istenmektedir (Bkz. Hafiz Kadri 1330:127-128).
Sultankizi yatirinda defnedilen ki§i ile Timur'un kiz torunu oldugu anla§ilan §azmelik arasinda bir ilginin olup olmadigi noktasinda bir fikir beyan etmek bizim i9in zordur. Diger taraftan Sultankizi Yatiri'nda yapilacak bir arkeolojik 9ali§ma, burada yatan ki§inin kimligi ve zamani konusunda bazi ipu9lari ortaya koyabilir.
Sultan Kizi Yatir'inin bulundugu nokta ve buradaki ulu 9inar. Mezarin yakin zaman öncesine kadar bulundugu söylenmektedir.
Sonu?: Timur'un Ankara sava§i sonrasi izmir'in Tire il9esinde kaldigi bilmekteyse de, burasinin neresi oldugu unutulmu§tur. 1671 yilinda, Tire'ye gelen Evliya £elebi, Balbinari adinda bir yayladan bahsetmektedir. £elebi, yaylada Sultan Süleyman'in 40 gün kaldigini ve bir takim faaliyette bulundugunu söylemekteyse de, elde ettigim bilgi ve belgeler, yaylada kalan sultanin Emir Timur oldugunu göstermektedir. Elimizdeki verilere göre Emir Timur bu yaylada 1402 Ekim ayinin sonlari ve Kasim ayinda kalmi§tir. Yaylada Timur'un yaptirdigi bir namazgah, bir tekke bulunmaktadir. Timur'un ad verdigi Cansuyu, §ekerpinari, Gözpinari gibi pinar isimleri bulunmaktadir. Türkiye'de geleneksel olarak yalniz Tire'de kutlanan 21 Mart Nevruz törenleri de Timur'dan miras kalmi§tir.
Ayrica, Balbinari yaylasinin sakinleri arasinda anlatila gelen bir bilgi de, yaylada Timur'un kizina ait bir mezar oldugudur. Sultan Kizi olarak bilinen bu yer, halk arasinda yatira dönü§mü§tür. Daha eski dönemlerde mezar ta§larinin da bulundugu söylenmektedir. Yaylada farkli disiplin uzmanlariyla yapilacak ara§tirmalar, ilgin9 sonu9lar ortaya koyabilir ve yaylanin bu özelligi öne 9ikartilarak Turizm'e kazandirilabilir. Bu hem Timur ara§tirmalari hem de Türkiye ve Özbekistan ili§kilerine katki saglayacaktir.
REFERENCES
1. AKA, ismail (2000), Timur ve Devleti, TTK, Ankara.
2. AKA, ismail (1994), Timur'un Tire'ye Geli§i ile ilgili Bir Kitabe, Türk Kültüründe Tire, Ankara 1994, s.21-24.
3. DOUKAS, Mikhael (2008), Tarih (1326-1462) Anadolu ve Rumeli (Türk9e'ye 9eviren Bilge UMAR) Arkeoloji ve Sanat Yayinlari, istanbul.
4. ERDOGRU, Mehmet Akif (2004), Kanunî Sultan Süleyman'in Rodos Seferi Ruznamesi, Tarih incelemeleri Dergisi, C. XIX, S. 1, 55-71.
5. EVLiYA ÇELEBi, Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi Topkapi Sarayi Kütüphanesi Bagdat 306, Süleymaniye Kütüphanesi Pertev Pa§a, Süleymaniye Kütüphanesi Haci Be§ir Aga 452 Numarali Yazmalarin Mukayeseli Transkripsiyonu-Dizini. 9. Kitap, (Yay. Haz. Yücel Dagli-Seyit Ali Karaman-Robert Dankoff), istanbul: Yapi Kredi Yayinlari, 2005.
6. Hafiz Kadrî (H.1330), "§ahane Bir Fikra-yi Tarihiyye ve Edebiyye", Tarih-i Osman-i Encümeni, Beçinci Sene, Agustos, Nu. 27, s. 127-128.
7. PARLATIR, ismail (2014), Osmanli Türkçesi Sözlügü, Yargi Yayinevi, Ankara.
8. iBNi ARABÇAH (2012), Acâibu'l Makdûr (Bozkirdan Gelen Bela), (Arapçadan çeviren ve notlarla yayina hazirlayan Ahsen Batur), Selenge, istanbul.
9. Nizamiddin §AMÎ (1996), Zafername, "Özbekistan" neçriati, Taçkent.
10. §AHiN, ibrahim (2013), "Evliya Çelebi'nin izmir il Sinirlari içinde Kullandigi Güzergáh ve Seyahatnâme'de Buna Dair Sorunlar", Kent ve Seyyah: Evliya Çelebi'nin Gözüyle izmir ve Çevresi-III (Ed. Metin Ekici-Turan Gö^e), Ege Üniversitesi Yayinlari, izmir, s. 80-135.
11. §AHiN ibrahim (2018), Kayip "Balbinari Yaylasi"nin Yeri ve Yayladaki Sultanin Kimligi Meselesi: Kanunî mi, Timur mu?", Türk Bilig, 36 (2018), ss.36-80, 2018. Ankara/Türkiye.
12. §erefüddin Ali YEZDÎ (2013), Emîr Timur -Zafernâme- (Yay. Haz. Ahsen Batur), Selenge Yayinlari, istanbul.
13. TOPRAKLI, Ramazan (20015), "Göller Bölgesi'nin Tarihi Cografyasi: 1402 Ankara Sava§i Sonrasi Timur'un Yol Güzegähi", Cappadocia Journal Of History And Social Sciences, Sayi 4, s. 181-188.