Научная статья на тему 'Muhammed Mütevellî Eş-Şa’ravî’nin Bilimsel Tefsire Yaklaşımı'

Muhammed Mütevellî Eş-Şa’ravî’nin Bilimsel Tefsire Yaklaşımı Текст научной статьи по специальности «СМИ (медиа) и массовые коммуникации»

CC BY
49
17
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
Ключевые слова
Tefsi / Bilimsel Tefsir / Bilim / İʻcâz / eş-Şa’ravî / Tafsîr / Scientific Tafsîr / Science / I’jâz / eş-Şa’ravî

Аннотация научной статьи по СМИ (медиа) и массовым коммуникациям, автор научной работы — Abdurrahman Yapar

İnsanların dünya ve ahiret saadetlerini gaye edinen son ilahî kitap ve hitap olan Kur’ân, son derece veciz ve mu’ciz bir yapıya sahiptir. İ’cazı sadece dilsel bir mahiyet ve hüviyet taşımayan Kur’ân, her çağdaki insanların önünü ilmen, fikren aydınlatır ve kesinlik kazanmış olan bilimsel bilgiyle de terslik arz etmez. Başlangıçtan beri İslam âlimleri, böylesine üstün nitelik ve gayeye sahip olan bu kitabın eşsiz mana ve üslûbunu en iyi şekilde anlamak ve bunları insanların dikkat ve istifadelerine sunmak için ciddi bir gayret içerisine girmişlerdir. Bu çalışmalardan bir tanesi de dirayet tefsir çeşidi kapsamında kabul edilen ve Kur’ân’ın ı’’caz ve belagatinden sayılan bilimsel/fennî/ilmî tefsirdir. Biz bu makalemizde Mısırlı âlim olan Şa’ravî’nin “Kur’ân tefsiri konusunda aklıma gelenler, gönlüme inenler” ismini verdiği “havatirî havle’l-Kur’âni’l-Kerim” adlı tefsir çalışmasında ve Kur’ân’la ilgili diğer eserlerinde bilimsel tefsir yaklaşımını ortaya koymaya çalıştık. Şa’ravî, Kur’ân’ın her çağdaki insanlara vereceği bir mesajının olduğunu ve bunun da onun veciz ve mu’ciz olmasının bir sonucu olduğunu düşünmektedir. Mu’ciz olan Kur’ân’ın, kesinleşmiş bilimsel bilgilerle çelişmediğini, bilakis bilimsel bilgiyi teşvik ettiğini savunan Şa’ravî’nin, Kur’ân i’cazını tespit etmek ve onun kendi içerisinde bir bütünlüğe sahip olduğunu ispatlamak için bilimsel bilginin verilerini, kavramlarını ve modern dönemin dilini olabildiğince iyi kullandığı müşahede edilmektedir. Bununla birlikte Kur’ân’ın ve onun beyanı konumunda olan sünnetin ruhuna uygun bir yaklaşım tarzı esas alarak seviyeli bir bilimsel tefsir metodunu ortaya koymuştur.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.
iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.
i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.

The Scientific Approach of Muhammad Mutawalli Ash-Sha'rawi to Interpretation

The Qur'an, the last divine book and address that aims the happiness of people in this world and the hereafter, has an extremely concise and miraculous structure. The Qur'an, whose i'jaz is not only of a linguistic nature and identity, enlightens the way of people of all ages scientifically and intellectually and does not contradict with scientific knowledge that has gained certainty. Since the beginning, Islamic scholars have made a serious effort to understand the unique meaning and style of this book, which has such a superior quality and purpose, and to present it to people's attention and benefit. One of these studies is scientific/scientific/scientific tafsir, which is accepted within the scope of wisdom tafsir and considered as one of the Qur'an's jazz and rhetoric. In this article, we will discuss in the tafsir study called "Hawla'l-Kur'ânî'l-Karim", which is named as "What comes to my mind about the interpretation of the Qur'an, the ones that fall into my heart" by the Egyptian scholar Sha'rawi and other studies related to the Qur'an. We tried to reveal the scientific interpretation approach in his works. Sha'rawi thinks that the Qur'an has a message to give to people of all ages, and this is a result of its conciseness and miraculousness. Arguing that the Miraculous Qur'an does not contradict the finalized scientific knowledge, on the contrary, it encourages scientific knowledge, Sha'rawi used the data and concepts of scientific knowledge in order to determine the i'jaz of the Qur'an and to prove that it has a unity in itself. and it is observed that he used the language of the modern period as well as possible. However, she put forward a leveled scientific interpretation method based on an approach in accordance with the spirit of the Qur'an and the Sunnah, which is its declaration.

Текст научной работы на тему «Muhammed Mütevellî Eş-Şa’ravî’nin Bilimsel Tefsire Yaklaşımı»

The Journal of Academic Social Science Studies Yil: 16 - Sayi: 94 , s. 199-216, Bahar 2023

Muhammed Mûtevellî E§-§a'ravî'mn Bilimsel Tefsire Yakla§imi* **

Abdurrahman Yapar ORCID ID: https://orcid.org/0000-0002-6352-5619 Doktora Ögrencisi / Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tefsir Bilim Dali, Diyarbakir - TÜRKIYE

Makale Geçmiji

Geli§: 03.02.2023 Kabul: 22.03.2023 On-line Yayin: 30.03.2023

Anahtar Kelimeler

Tefsi Bilimsel Tefsir Bilim

I'câz eç-Ça'ravî

Ara§tirma Makalesi

* Bu makale, intihal.net tarafindan taranmi§tir. Bu makale, Creative Commons lisansi altindadir. Bu makale için etik kurul onayi gerekmemektedir.

Öz

insanlarin dünya ve ahiret saadetlerini gaye edinen son ilahi kitap ve hitap olan Kur'an, son derece veciz ve mu'ciz bir yapiya sahiptir. i'cazi sadece dilsel bir mahiyet ve hüviyet ta§imayan Kur'an, her gagdaki insanlarin önünü ilmen, fikren aydinlatir ve kesinlik kazanmi§ olan bilimsel bilgiyle de terslik arz etmez. Ba§langigtan beri islam alimleri, böylesine üstün nitelik ve gayeye sahip olan bu kitabin e§siz mana ve üslubunu en iyi §ekilde anlamak ve bunlari insanlarin dikkat ve istifadelerine sunmak igin ciddi bir gayret igerisine girmi§lerdir. Bu gali§malardan bir tanesi de dirayet tefsir ge§idi kapsaminda kabul edilen ve Kur'an'in i''caz ve belagatinden sayilan bilimsel/fenni/ilmi tefsirdir. Biz bu makalemizde Misirli alim olan §a'ravi'nin "Kur'an tefsiri konusunda aklima gelenler, gönlüme inenler" ismini verdigi "havatiri havle'l-Kur'ani'l-Kerim" adli tefsir gali§masinda ve Kur'an'la ilgili diger eserlerinde bilimsel tefsir yakla§imini ortaya koymaya gali§tik. §a'ravi, Kur'an'in her gagdaki insanlara verecegi bir mesajinin oldugunu ve bunun da onun veciz ve mu'ciz olmasinin bir sonucu oldugunu dü§ünmektedir. Mu'ciz olan Kur'an'in, kesinle§mi§ bilimsel bilgilerle geli§medigini, bilakis bilimsel bilgiyi te§vik ettigini savunan §a'ravi'nin, Kur'an i'cazini tespit etmek ve onun kendi igerisinde bir bütünlüge sahip oldugunu ispatlamak igin bilimsel bilginin verilerini, kavramlarini ve modern dönemin dilini olabildigince iyi kullandigi mü§ahede edilmektedir. Bununla birlikte Kur'an'in ve onun beyani konumunda olan sünnetin ruhuna uygun bir yakla§im tarzi esas alarak seviyeli bir bilimsel tefsir metodunu ortaya koymu§tur.

Bu makale "Muhammed el-Mûtevellî e§-§a'ravî Tefsiri'nde Kur'ân Münasebati" adli tezimizden üretilmi§tir.

DOI:

http://dx.doi.org/10.29228/JASSS.68162

Atif Bilgisi / Reference Information

Yapar, A. (2023). Muhammed Mûtevellî Eç-Ça'ravî'nin Bilimsel Tefsire Yaklaçimi. Jass Studies-The Journal of Academic Social Science Studies, 16(94), 199-216.

The Journal of Academic Social Science Studies Year: 16 - Number: 94 , p. 199-216, Spring 2023

The Scientific Approach of Muhammad Mutawalli Ash-Sha'rawi to Interpretation* **

Abdurrahman Yapar

PhD Student / Dicle University, Institute of Social Sciences, Department of Tafsir, Diyarbakir - TURKIYE

Artcile Histo

ry

Submitted: 03.02.2023 Accepted: 22.03.2023 Published Online: 30.03.2023

Keywords

Tafsîr Scientific Tafsîr Science I'jâz eç-Ça'ravî

Research Article

* This article was checked by Intihal.net. This article is under the Creative Commons license. Ethics committee approval is not required for this article.

** This article has been produced from our thesis named "The Relationship of the Qur'an in the Tafsir of Muhammad al-Mutevelli al-Sha'rawi".

DOI:

http://dx.doi.org/10.29228/JASSS.68162

Abstract

The Qur'an, the last divine book and address that aims the happiness of people in this world and the hereafter, has an extremely concise and miraculous structure. The Qur'an, whose i'jaz is not only of a linguistic nature and identity, enlightens the way of people of all ages scientifically and intellectually and does not contradict with scientific knowledge that has gained certainty. Since the beginning, Islamic scholars have made a serious effort to understand the unique meaning and style of this book, which has such a superior quality and purpose, and to present it to people's attention and benefit. One of these studies is scientific/scientific/scientific tafsir, which is accepted within the scope of wisdom tafsir and considered as one of the Qur'an's jazz and rhetoric. In this article, we will discuss in the tafsir study called "Hawla'l-Kur'ani'l-Karim", which is named as "What comes to my mind about the interpretation of the Qur'an, the ones that fall into my heart" by the Egyptian scholar Sha'rawi and other studies related to the Qur'an. We tried to reveal the scientific interpretation approach in his works. Sha'rawi thinks that the Qur'an has a message to give to people of all ages, and this is a result of its conciseness and miraculousness. Arguing that the Miraculous Qur'an does not contradict the finalized scientific knowledge, on the contrary, it encourages scientific knowledge, Sha'rawi used the data and concepts of scientific knowledge in order to determine the i'jaz of the Qur'an and to prove that it has a unity in itself. and it is observed that he used the language of the modern period as well as possible. However, she put forward a leveled scientific interpretation method based on an approach in accordance with the spirit of the Qur'an and the Sunnah, which is its declaration.

201

GIRI§

Rahmet kaynagi ve hidayet rehberi olan Kur'an-i Kerim, Yüce Allah'in e§siz kelami ve Hz. Muhammed'in peygamberliginin en büyük mu'cizesidir. Böylesine üstün özellik ve meziyetlere sahip olan Kur'an, her zaman ve mekandaki insanlarin kendisini kabul ettikleri takdirde onlarin manevi ve ilmi ihtiyag ve beklentilerini en üst seviyede kar§ilayacak mahiyet ve vaziyetedir. Nazil oldugu dönemde gerek mana ve muhtevasi ve gerekse de üslup ve belagati bakimindan akla aykiri olmayan Kur'an, bilim kitabi olmamasina ragmen sonradan ortaya gikan ilmi geli§melerle de bir zitlik olu§turmamaktadir.

insanlarin dünya ve ahiret saadetlerini amaglayan Kur'an-i Kerim, Hz. Peygamber'e nazil oldugu andan itibaren hifzedilmek ve yaziyla kayit altina alinmak suretiyle muhafaza edilmesinin yaninda, daha iyi anla§ilmasi ve akabinde hayata yansitilmasi igin ciddi bir emek ve enerji sarf edilmi§tir. Bu durum asr-i saadetten günümüze kadar devam edegelmi§tir. Bu baglamda islam alimleri, Kur'an'in mesajim daha iyi anlayip hayata uyarlamak igin onun derin manalarina, lafiz ve mana ili§kisine, nazim ve dizimine, insan ve kainatla olan ili§kisine önem verip bu hususta büyük bir gaba göstermi§lerdir.

Müslümanlar her gag ve cografyada hayat felsefelerinin §ekillendirmesinde ve ya§am düsturunda Kur'an'i esas kaynak almi§lardir. Yaratili§ hikmetinin bir gergegi olarak yeryüzünde birgok kavim, kendine özgü bir ya§ama bigimiyle birbirleriyle etkile§im halinde ya§amalari, bu durumu daha fazla önemli kilmi§tir (Yurt, 2019: 106). Bu kapsamda Müslüman alimleri, iginde ya§adiklari cografya ve §artlarda dini ve manevi ihtiyaglarini en üst seviyede kar§ilamak, her gagdaki bilimsel geli§melere uyum saglamak ve bu manada geri kalmamak igin Kur'an ve Sünnet merkezli bilgi üretmi§lerdir. Kur'an'i degi§en hayatin yeni ihtiyaglarini kar§ilamak, ortaya gikan yeni sorulari cevaplandirmak ve sorunlari gözmek igin, bulunduklari zamanin arag, gereg ve imkanlarini kullanarak dini davalarini dogru bir §ekilde sürdürmeye gali§mi§lardir.

Müslüman alimlerin yaptiklari en önemli i§lerden bir tanesi "Kur'an'i, dünyada geli§en bilgi i§iginda yorumlama anlaminda kullanilan bilimsel tefsir gali§masidir. Bu makalemizde §a'ravi'nin bilimsel tefsir yakla§imini ana hatlariyla ortaya koyacagiz. Onun bu noktadaki yakla§imini iyi tespit edebilmemiz igin öncelikle bilimsel tefsirin mahiyet ve muhtevasi hakkinda bilgi vermemiz yerinde olacaktir. Bu nedenle bilimsel tefsirin tanimini, arti ve eksilerini öncelikle masaya yatirmamiz isabetli olacaktir.

1. BiLiMSEL TEFSiRiN MAHiYET VE MUHTEVASI

Fenni ve ilmi tefsir olarak da anilan bilimsel tefsir (Mertoglu, 2011: 292), Kur'an tefsirinde bilim kavramlari kullanilarak farkli ilmi ve felsefi görü§ ortaya koymaktir (Zehebi, ts.: 2/249). Yine insanin varlik ve evrenle olan münasebetlerini igeren ayetlerin, bilimin verileriyle agiklanmasini ve bilimsel geli§melerin bu ayetlerin daha iyi anla§ilmasinda veri olarak kullanilmasini ortaya koymaktadir. Bir ba§ka tarife göre bilimsel tefsir, "Kur'an'in pozitif ilimlerle olan ili§kisi ve yorumu, bilimin verileriyle ayetlerin mana ve muhtevasi arasindaki tenasübü ortaya koyan, anlama ve agiklamaya gali§an tefsir türüdür"(Yurt, 2019: 114). Buna yakin §u tarif de yapilmi§tir: "Bilimsel tefsir, müfessirin, Kur'an i'cazinin onun araciligiyla ke§fedilecegi ve bütün zaman ve mekanlar igin hidayet kaynagi olmasina delalet edecek bigimde Kur'an-i Kerim'de gegen ontolojik ayetler ile deneysel bilimin ke§ifleri arasindaki irtibati bulma gabasindan ibarettir"(Babai, 2014: 55). "Ayetlerin igerik ve hedeflerini bilimin bulu§ ve bulgulariyla ortaya koymak (Babai, 2014: 57), gözlem ve deneylerle ortaya konan bilgiler, vahye dayali bilgilerin agiklanmasinda kullanilmak"(Kirca, 1989: 196; Yurt, 2019: 134), gibi tarifler de yapilmi§tir.

ilmi tefsirin birbirlerine yakin farkli tanimlari yapildigi mü§ahede edilmektedir. Bunlarin ortak noktasi ise, insanlar igin hidayet kaynagi olan ve gaglara hitap etme vasfina sahip Kur'an'in e§siz özelliklerinin gelten ve geni§leyen bilgi, teknik ve teknolojik imkanlar dogrultusunda ortaya konulmasidir. Bir ba§ka ifadeyle naklin anla§ilmasina katki sunmak igin aklin verilerinden yararlanmak demektir.

Dirayet tefsir türü kapsaminda degerlendirilen bilimsel tefsir, islam'in akil ve bilim kar§iti olmadigini ortaya koyarak günümüzde ortaya atilan islam-bilim kar§iti yakla§imlari bertaraf etmek ve Kur'an'la bilimsel bilginin uyumunu gergekle§tirme gayesine matuf bir anlayi§in ürünü oldugu kabul edilmektedir (Mertoglu, 2011: 292). Bir ba§ka tabirle bilimsel tefsirin temel amaci, Kur'an'in mucize oldugunu

pozitif bilimler açisindan da ispatlamaktir (Gördük, 2014: 118).

Baçlangiçtan beri gayri nizami bir çekilde olsa da var olagelen bilimsel tefsirin temel kaynak ve referanslari bizzat Kur'ân'da bulunmaktadir. Kur'ân, kâinattaki birçok §eyi insanin dikkatine sunarak bunlar üzerinde tefekkür ve tedebbür etmesini ve ibret nazariyla bakmasini ve böylelikle hakikat, hidayet ve dogruluga ulaçmasini istemiçtir. Yine kâinatin bütünüyle Allah'in mülkiyetinde oldugu ve oradaki her §eyin, O'nun bilgisi ve izniyle oldugu bir gerçekliktir (Yunus 10/61; En'am 6/ 59; Nahl 16/ 89; Al-i imran 3/190; Al-i imran 3/191; Enfal 8/22). Bu çerçevede Kur'ân'in teçvik etmi§ oldugu bu dü§ünme faaliyetinin temelinde kâinatin yaratiliçi vardir. Bunun özünde de yaratilan §eyler üzerinde dü§ünme ve birtakim neticelere ulaçma bulunmaktadir (Yurt, 2019: 123). Bu bakimdan bilimsel tefsirin ortaya çikmasini saglayan unsurlar Kur'ân'da bulunmakta ve hadislerde de bunun cevazina iliçkin ibare ve ifadeler yer almaktadir (Tirmizî, Fedâilu'l-Kur'ân, 2002: 14; Yurt, 2019: 121-122).

Bilimsel tefsirin nüvelerinin sahabe döneminden itibaren atildigini dü§ünenler vardir. Bu görü§ü kabul edenlere göre bahse konu dönemde birtakim âyetlerde bilimsel tefsir sayilabilecek bazi örneklere rastlamak mümkündür. Zira o dönemde de Kur'ân'daki birtakim kevnî âyetlerle ilgili tefsir ve yorumlar yapilmiçtir. Yapilan bu tür tefsir ve yorumlar, bir bakima bilimsel tefsir sayilabilir. Özellikle ibn Abbas'in bazi âyetlerin tefsirinde ortaya koymu§ oldugu te'viller, bahse konu tefsirler kapsaminda degerlendirilmektedir (ibn Kesîr, 1999: 338)1 Yine bazi sahabilere nispet edilen "Kur'ân'da her §eyin bilgisinin bulundugu"na dair ifadeler de bu çerçevede degerlendirilebilir (Güllüce, 2012: 81; Yurt, 2019: 124).

Metot birligi nedeniyle bilimsel tefsir ile dirayet tefsiri ayni kategoride degerlendirenlere göre, bilimsel tefsir hareketi, dirayet tefsir çaliçmalariyla ba§lami§tir. Zira pozitif bilimlere içaret eden âyetleri tefsir etmek bir yönüyle içtihat yapmak olarak kabul edilmiçtir (Ate§, 2002: 118; Yurt, 2019: 124).

Kur'ân'da tabiat olaylarina deginen âyetlerin tabiat ilimleriyle baglanti kurularak tefsir edilmesi, ilk olarak Emevîler döneminde ortaya çiktigi belirtilmektedir.(Güllüce, 2012: 118) Emevîler zamaninda belirginleçen bu tefsir hareketi, Abbasiler döneminde bazi eserlerin Yunanca'dan tercüme edilerek islam dünyasina geçmesi ve akabinde de Müslümanlar arasinda yayginlik kazanmasiyla gerçekleçtigi dü§ünülmektedir (Demir, 2019: 62; Kirca, trs: 22-23; Yurt, 2019: 125). Bu tercüme faaliyetleri sonucunda, Müslümanlar arasinda ba§ gösteren yanli§ dü§ünce, anlayiç ve akimlara karçi, bir taraftan Islam'i savunma, diger taraftan da Kur'ân'daki kevnî ve ilmî âyetleri, dönemin ilmî dirayetiyle tefsir etme çaliçmalari baçlamiçtir (Kirca, trs: 22-23; Yurt, 2019: 125).

Daha sonra Imam el-Gazzâlî (ö. 505/111) ve Fahrettin er-Râzî (ö. 606/1209) Kur'ân'da bulunan kevnî/kozmolojik âyetleri, asrin ilmî anlayiç, yaklaçim ve dü§üncelerinden de yararlanarak "tefsir ilim hareketini" baçlatarak bu çaliçmanin öncülügünü yapmiç ve böylece tefsir ilmine önemli katkilar sunmuçlardir. Bu ilmî tefsir çaliçmalari, Gazzâlî ile kendini hissettirmiç ve Râzî ile de dönemin en verimli ve bütünlük arz eden seviyesine ulaçmiçtir (Kirca, trs: 23). Kendi zamanina kadar daginik bir çekilde gelen Kur'ân-pozitif ilimler iliçkisini ele alarak derleyip toplayan, ona yön verip çekillendiren ve böylelikle bilimsel tefsir anlayiçini ilk olarak sistemleçtiren Gazzâlî, yazdigi eserlerinde bu konuya geni§ bir çekilde yer vermiçtir. Bundan dolayi Gazzâlî, Kur'ân âyetlerinin ilimlerle iliçkilerini gösteren ilk Islam âlimi ve dü§ünürü olarak kabul edilmektedir (Demir, 2019: 63; Kirca, 1984: 40; Söyler, 2010: 5).

Gazzâlî ve Râzî'den sonra durgunlaçtigi belirtilen bilimsel tefsir çaliçmalari, 20. yüzyilin baçinda yeniden canlilik kazanmiçtir. Bu faaliyetlere canlilik kazandiran en önemli faktör, dinî anlayiç ve yaklaçimlarla birlikte ilmî ve sosyolojik olaylarin meydana getirdigi problemleri çözme dü§üncesi olmuçtur. Daha önce olmayan, ancak çagimizda ortaya çikan birçok olay ve bilimsel geliçme, Müslümanlari Kur'ân'i

202

i

Abdullah b. Abbas'in bu âyetin tefsirine iliçkin yorumu, ilmî tefsir olarak degerlendirilmiçtir: "Inkâr edenler, göklerle yer bitipk bir halde iken bizim, onlari birbirinden ayirdigimizi ve her canli qeyi sudan yarattigimizi görüp dü§ünmediler mi? "(Enbiya 21/30). Abdullah b. Abbas'in bu âyet ile ilgili yorumu §öyledir: Gök bitiçikti, yagmur yagdirmiyordu; yer de bitiçikti, bitki bitirmiyordu. Allah yeri yarattiginda gögü yagmurla, yeri de bitkileri bitirmesi suretiyle yardi (Ibn Kesîr, 1999, s. 338; Ate§, 2002/118-119).

203

anlama ve anlatma konusunda yönlendirici olmu§ ve böylelikle birgok ayet farkli agilardan ele alinmi§tir (Kirca, trs: 23; Yurt, 2019: 126). Özellikle islam alemi, Bati'nin siyasi, ekonomik ve teknik geli§me ve ilerlemesine ayak uyduramadigindan daha önceki üstünlügünü batiya kaptirmi§tir. Dahasi Bati tarafindan baski ve istilalara maruz kalmi§tir. Bundan dolayi igine dü§ülen gikmazdan gikmak igin bazi Müslüman alimlerin Kur'an'i bilimin verileri i§iginda tekrar tefsir etmek gerektigi dü§üncesini savunmu§lardir. Ayni zamanda mezkur bilim ve teknolojinin, aslinda Kur'an'da bulundugu fikri de bu konuda önemli bir etken olmu§tur (§im§ek, 1989: 203-204, 2013: 93; Yurt, 2019: 127).

20. Yüzyilin ba§larindan itibaren belli bir metot hüviyeti kazanan bilimsel tefsir, islam ulemasinin kendisine olumlu ve olumsuz yakla§malari bakimindan farkli kisimlara ayrilmi§tir. £ali§mamizin bundan sonraki satirlarinda bu hususu ele alacagiz.

Bilimsel tefsire kar§i gikanlarin bu noktada ortaya koymu§ olduklari bazi gerekgeleri mevcuttur. Bunlar, fenni ilimlerin temellerinin Kur'an'a dayandirildigi ve böylelikle bahse konu ilimlerin kutsandigi ve yanilmazligina inanildigina sebebiyet verildigi, bilimsel bilgi ve teorilerin degi§kenlik gösterdigi gergegiyle Kur'an'in sabitelerinin kiyaslanamayacagi, bilimsel bilgilerin Kur'an'in i'caz yapisina halel getirebilecegi (Günay, 2015: 244), Kur'an'in muhteva ve gayesinin di§inda ona ba§ka ilimler atfetmek ve degi§kenlik gösteren dil yapisi gibi gerekge ve argümanlar öne sürülmü§tür (Demir, 2019: 68; §atibi, 1997: 127-128).

ilmi tefsire kar§i gikanlarin ba§inda ismi gegen §atibi'nin (ö. 790/1388) özellikle bilimsel tefsir adina "yapilan a§iriliklari, gegmi§ ve gelecek bütün ilimlerin herhangi bir süzgegten gegirilmeksizin" Kur'an'a izafe edilmesine kar§i oldugu ifade edilmektedir. §atibi'ye göre ilmi tefsir ile ugra§anlarin büyük bir kismi, öncekilerin ve sonrakilerin ürünü olan tabiat, matematik, mantik, vb. ilimleri Kur'an'a izafe etmek suretiyle haddi a§mi§lardir (Demir, 2019: 68; §atibi, 1997: 127-128).

Bilimsel tefsirin ele§tiri konusu olan bir diger hususu ise, onun muhtevasi hakkinda olanidir. Bahse konu hakkinda görü§ belirtenlere göre Kur'an'in bir ilimler kitabi olmadigi yönündedir. Ba§ka bir ifadeyle Kur'an, her konuda detayli bir bilgi kaynagi veya bir kavramlar sözlügü gibi de degildir. Muhtevasi dini ögreti üzerine olan Kur'an, ögüt vermeye yöneliktir (Eren, 2005: 564-565; Yurt, 2019: 129). Bir din öneren ve dini-ahlaki mesaj getiren Kur'an, insanin evren ile ilgili görü§leriyle degil, ya§amiyla ilgilenmektedir (Tiyek, 2016: 108-109; Yurt, 2019: 129). Bu gergevede Kur'an'in her §eyi igerdigi ve bunlarin bilimsel verilerle yorumlanabilecegi fikrine ilk sistemli ele§tiriyi yapan §atibi, birgok alim, öncekilere veya sonrakilere ait ilimleri Kur'an'a izafe ederek ölgüyü kagirdiklarini ifade etmi§tir. §atibi'yi bu dü§ünceye sevk eden temel etkenin, Kur'an'i lafiz ve manasiyla iyi bilen sahabe, tabiun ve tebeu't-tabiinden bu yönde herhangi bir bilginin gelmemesi dü§ünce ve yakla§imidir (Demir, 2019: 68).

Bilimsel tefsire yöneltilen bir diger ele§tiri de dilin yapisi, geli§imi ve degi§iminin dikkate alinmadan ayetlerin yorumlandigi hususundadir. Buna göre dogal olarak Arapga da diger dillerdeki gibi kelimeler, zamanin gegmesiyle mana kaymasi, geni§lemesi veya daralmasi gibi durumlara maruz kalmi§tir. Bu noktada ele§tiride bulunanlara göre Kur'an'in nazil oldugu sirada herhangi bir Arab'in anladigi mana kabul edilmelidir. Zira bu anlayi§a göre, lafiz ve ifadelerin, sonradan ortaya gikan anlamlara uygulanmak dogru degildir (Eren, 2005: 563-564). Bu kapsamda bilimsel tefsirin sistemli bir ele§tiri süzgecinden gegiren §atibi, temelde Kur'an'in ilk dönem Araplarin anladigi §ekilde anla§ilmasi gerektigini ve asil olanin da onlarin §ekillendirdigi yapi oldugunu belirtir (Demir, 2019: 68).

Bilimsel tefsire kar§i ortaya atilan görü§ ve yakla§imlari bu §ekilde serdettikten sonra §imdi de onu kabul edenlerin yakla§im tarzlarini ele almaya gali§acagiz.

Kainatin yaraticisi olan Yüce Allah, mülkünün manevi derinlikleri üzerinde dü§ünmeyi emrettigi gibi, maddi taraflari üzerinde de dü§ünülmesini istemi§tir. Bu hususu bizlere sunan ve vurgulayan pek gok bilimin kaynagi kabul edilen mucizevi özellikler ta§iyan, be§er üstü bir vasfa sahip olan Kur'an'dir (Yurt, 2019: 118-119). Yine Kur'an, bütün ilimlerin ara§tirilmasi ve ögrenilmesini te§vik eder (Eren, 2005: 566; Yurt, 2019: 135). Bunun yaninda Bati'da bilim ve teknolojide ya§anan ba§ döndürücü geli§melere islam Ummetinin ayak uyduramamasi nedeniyle geri kalmi§ligin kompleksine kapilmi§tir (§im§ek, 1989: 203-204; Temizkan, 2018: 16; Yurt, 2019: 127). i§te bahse konu tüm bu sebep ve geli§meler, Kur'an'in bilimin i§iginda tekrardan

yorumlanmayi gerekli kilma dü§üncesine yöneltmi§tir. Zira Müslümanlarin ilerlemesi ve geliçmesi, ancak tabiî ilimler sayesinde mümkün oldugu dü§ünülmektedir (Eren, 2005: 566; Yurt, 2019: 135). 20. Yüzyilda tabiî ilimlerin gözlem ve deney yöntemlerine dayanarak tabiatin oluçum ve içleyiçi hakkinda ortaya koydugu bazi bilgiler ile Kur'an'in tabiatin oluçumu ve i§leyi§ine dair verdigi bilgilerin uygunluk arz ettigi mü§ahede edilmesi de bu durumun ispati mahiyetindedir (Yurt, 2019: 117; Zaglûl Neccâr, 2005: 16).

ilmi ve dü§ünmeyi teçvik eden Kur'ân'in özellikle kevnî yapiya içaret eden bazi âyetlerin daha saglikli ve dogru bir çekilde anlaçilabilmesi için günümüzdeki bilimsel bilginin verilerinden yararlanmak dogru bir yaklaçim tarzi olarak degerlendirilebilir. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta, âyetlerin içerdigi gerçeklikleri bilimsel buluçlara baglamak degil, bilimsel buluçlari bu hakikatlere baglamaktir. Bu çerçevede müfessirin önemseyip dikkate almasi gerektigi önemli noktalardan bir tanesi de bilimsel verilerden yararlanmak ve bunlari Kur'ân'a baglamaktir. Zira yaçanan bir gerçekle Kur'ân'i açiklamak dogal bir yaklaçim oldugu gibi, Kur'ân'in daha iyi anlaçilmasina da katkisi olacaktir (Ate§, 2002: 1338-139; Yurt, 2019:131). Yine tefsir alanini, çaglara hitap eden kitabin güzelliklerini ve inceliklerini insanliga sunacak baçka ilimlere de açik tutmak ve daraltici bir yaklaçim sergilememek gerekir (Özel, 2013: 550; Yurt, 2019: 132). Bir de müfessirler, bazi ipuçlarindan hareketle kâinati ve varligi kavrama ve bu sayede âyetlerdeki mesajlari daha iyi anlamanin gayreti içerisine girmeli, bunu yaparken de yaçadiklari çagdaki bilgi birikiminden istifade etmelidirler. Zira ilim, sadece insanlarin maddi ihtiyaçlarini gidermede bir vasita degil, ayni zamanda kâinatin sirlarini ortaya çikaracak bir yoldur (Kaya, 2016:198; Yurt, 2019: 132-133).

Kur'ân'in meydan okumasi; nazmi, beyani, fesahati vb. edebî özellikleriyle sinirlandirmak dogru bir yaklaçim tarzi olamaz. Kiyamete kadar geçerli oldugu belirtilen mezkûr meydan okuma, haliyle gaybî ve tarihî hakikatler, insan ile ilgili bazi sakli gerçekler veya farkli alanlarda çaliçan uzmanlarin keçifleri ile devam etmesi beklenir. Mu'cize olan bu kitabin i'câzinin her çaga uygun bir tarzda olmasi imkân dâhilindedir. Çagimizin, bilim ve teknolojinin ba§ döndürücü geliçmelerine tanik olmasi sebebiyle, Kur'ân'in bilimsel yönden bir i'câza sahip olabilecegi akildan uzak tutulmamalidir (Temizkan, 2018: 136; Yurt, 2019: 136).

Bilimsel tefsir yapilirken bir sistem içerisinde dogru, saglam ve tutarli bir yönteme sadik kalinmalidir. Bu çerçevede Kur'ân'in zahir anlami bilimsel verilere aykiri dü§erse, Kur'ân'i onlara degil, onlari Kur'ân'a uyarlamaya çaliçmak gerekir. Yoksa sirf bilime uygun olsun diye âyeti o yönde yorumlamak dogru degildir( Karsli, 2012: 450; Yurt, 2019: 135). Zira bugünkü pozitif bilimin ulaçtigi seviyenin dahi tam anlamak ve tefsir etmek için yetersiz kaldigi birtakim âyetler mevcuttur. Geliçen bilimsel bilgiye paralel olarak mezkûr âyetlerin daha dogru anlaçilmasi ve yorumlanmasi, ihtimal dâhilinde gözükmektedir (Atay, 1979: 266; Yurt, 2019: 132). Onun için bilimsel tefsiri savunurken de tenkit ederken de makul bir yol takip etmek gerekir. Bunun için, lügat ve nahiv kaidelerine sadik kalarak ve zorlama yorumlara giriçmeden tefsir yapilmaya çaliçilmalidir. Ayrica kesinlik kazanmamiç olan teori ve nazariyelere itibar etmemek ve kesin oldugu bedaheten bilinen bilimsel verilerden yararlanmak gerekir (Turgay, 2002: 101; Yurt, 2019: 135).

Kur'ân ve sünnet öl^leri çerçevesinde kalarak Kur'ân'da içaret edilen bazi bilimsel konulari incelemek gayet dogaldir. Bu çekilde eger insanlarin imanlarinin kuvvetlenmesine katkisi olursa, esasinda maksat hâsil olmu§ demektir (Turgay, 2002: 101; Yurt, 2019: 135). Bu bakimdan Kur'ân'in temel esaslarinin merkeze alindigi ve bilimsel verilerin araç olarak kullanildigi bir tefsir, faydali neticelerin ortaya çikmasina vesile olacagi dü§ünülmektedir (Yurt, 2019: 115). Modern bilimin verileriyle Kur'ân'i anlamaya çaliçmak, dogru anlamaya katki saglayacagi gibi, Kur'ân'in î'câz yönleri de keçfedilecektir (Tiyek, 2016: 106). Dolayisiyla açiriya gidilmedigi sürece, rivayet ve dirayet gibi makul tefsir metotlarinin genel kabul gören temel kaideleriyle çeliçkiye dü§ülmedigi müddetçe bilimsel tefsir yaklaçim tarzinin faydali ve gerekli olacagi dü§ünülmektedir (Yurt, 2019: 118-119).

Bilimsel tefsirde; bilimsel bilgiyi, modernizmi veya diger çagdaç yöntemleri öne çikartarak Kur'ân'i ikinci plana atmak dogru degildir. Bununla birlikte her tefsir akiminda oldugu gibi, bilimsel tefsirde de bazi hatalarin yapilmiç olmasi normal karçilanmalidir. Yapilan hata din veya bilimden kaynaklanmiyor. Dolayisiyla hatayi dinde veya bilimde aramak yerine, insanda aramak daha dogru bir yaklaçim tarzidir

204

205

(Kirca, 1999: 85; Yurt, 2019: 137).

2. MUHAMMED MÛTEVELLÎ E§-§A'RAVÎ VE BÎLÎMSEL TEFSÎR 2. 1. §a'ravî'nin Kur'ân Tasavvuru

Hz. Peygamber''in fesahat ve belagatte zirvede oldugu bir topluma gönderildigini vurgulayan §a'ravî, onun en büyük mu'cizesinin Kur'ân oldugunu ifade etmiçtir. Hz. Peygamber''in, belagatte zirvede olan Kur'ân ile kendisine karçi çikanlara meydan okuyarak onlari aciz biraktigini söyleyen §a'ravî, fakat Kur'ân mucizesinin sadece belagatten ibaret olmadigini vurgulamiçtir (§a'ravî, çev. §im§ek 2017: 16). §a'ravî, "Kur'ân mu'cizesinin sadece belagatten ibaret olmadigini" çeklindeki ifadesinden, Kur'ân'in sadece ilk muhataplari olan Araplara degil, dünyadaki diger millet ve kavimlere hitabinin geçerli oldugunu ifade etmek istemiçtir. Zira Kur'ân, kâinat, insan vb. varliklarla ilgili incelik ve hikmetleri ortaya koymakta ve sonra ortaya çikan ilmî geliçmelerle de çeliçmemektedir.

"Kur'ân" kelimesinden okumak anlaçildigini ifade eden §a'ravî, jj 'in ij fiilin'den türedigini söylemi§tir. Ancak Kur'ân nazil olunca bahse konu ifade, Yüce Allah tarafindan vahyedilen ve kendisiyle meydan okunmasi kastedilen kelamin özel ismi olmuçtur. Dolayisiyla ljSii"okunur" fiili esas alindiginda "Kur'ân"; "yazilir" fiili alindiginda ise "Kitap" olur. §a'ravî'ye göre kiraat hifzi gerektirirken, yazma ise hifzi gerektirmez (§a'ravî, 1991: 1/14). Bu bakimdan "Kur'ân" ismi "Kitap" isminden daha genel oldugu sonucu çikmaktadir.

Kur'ân'i beçer ôlçûleriyle iyi tarif etmenin zorluguna içaret eden §a'ravî, onun baçlangiç sûresinin Fatiha ve sonuncusunun ise Nas oldugunu söyleyerek onu tanitmaya çaliçmiçtir (§a'ravî, 1991: 1/16). Yine âlimlerin, insanlara kolay gelsin diye Kur'ân'i, Allah'in Hz. Muhammed'e insanlara kendi kanununu beyan etmek için meydan okuyucu ve mu'cize olarak göndermi§ oldugu "Allah kelami" biçiminde tarif ederek kolay bir tarif yaptiklarini söylemi§tir (§a'ravî, 1991: 1/ 17).

Kur'ân'in kendisinden önceki ilahî kitaplarla temelde bir uyum içerisinde olmakla birlikte onlara ekleme ve çikarma yaptigini söyleyen §a'ravî, bu durumun onun ilahî kelam olmasinin bir kaniti oldugunu vurgulamiçtir. Yine §a'ravî, Tevrat, Zebur ve incil'in sadece ilahî direktifler taçidiklari halde, Kur'ân'in ilahî ilke ve prensipler taçimanin yaninda kendini ve Hz. Muhammed'in peygamberligini tasdik etmenin bir vasfi olarak mu'ciz oldugunu vurgulamiçtir (§a'ravî, 1991: 1/17).

Kur'ân-i Kerim'in nazil oldugu sirada mu'cizeler taçidigini kabul eden §a'ravî, bu dönemdeki mu'cizelerin, Kur'ân'in Allah kelami oldugunun ispati ve Hz. Peygamber'in risaletinin dogrulugunun delili mesabesinde oldugunu dü§ünmektedir. Ona göre bu çerçevede en büyük mu'cize, Kur'ân'in Allah kelami olmasidir. Zira Kur'ân'in getirmiç oldugu hüküm ve hikmetler içerisinde Allah'tan insan nesli için sevimli ve çekici olan baçka bir tabirle insanin fitratina yakin ve yatkin olan vergiler/ilahî hidayet-hediyeler yer almaktadir (§a'ravî, 1991: 1/10). §a'ravî'ye göre Kur'ân, bizce bilinmeyen sadece insanin yaraticisi olan Yüce Allah tarafindan bilinen insan fitratinda sakli melekelere hitap etmektedir. Ona göre Kur'ân okundugu zaman bu sakli melekeler kabarmaktadir. Dolayisiyla gönüller yumuçamakta ve böylelikle iman yüreklere nüfuz etmi§ olmaktadir (§a'ravî, 1991: 1/10).

Kur'ân'in ta§imi§ oldugu inceliklerin, insan fitratina hitap edip onu etkisi altina aldigini dü§ünen §a'ravî, inkâr ehlinin herkesten çok bu durumdan korktugunu söyler. Bundan dolayi Kur'ân okuyuçunu her firsat ve vesileyle men etmeye, Kur'ân okuyanlara karçi her zaman dü§manlik etmeye çaliçmiçlardir. §a'ravî'ye göre inkâr ehlinin, Kur'ân'a karçi bu sert ve acimasiz karçitligi, onun Allah kelami olmasini ispatlar mahiyet ve vaziyettedir. §ayet Kur'ân, Allah kelami olmamiç olsaydi, kâfirler ona karçi bu kadar sert ve kati olmazlardir. §a'ravî bu duruma §u âyeti delil olarak getirmiçtir: "Inkâr edenler dediler ki: "Bu Kur'ân'i dinlemeyin. Baskin çikmak için o okunurken yaygara koparin" (Fussilet 41/26). Bundan anlaçiliyor ki inkâr ehli, sadece Kur'ân'in dinlenmesine karçi degildir. O okundugu sirada gürültü yaparak manasinin anlaçilmasinin önüne geçilmeyi de hedeflemiçlerdir. §a'ravî'ye göre onlari bu tür tavir ve davraniçlara sevk etmesinin temel sebebi, Kur'ân'in insan hayatina olan etkisi, insanin degiçim ve geliçim seyrine olan katkisindan ileri gelmektedir. Baçka bir ifadeyle Kur'ân'in, insanlari imana getirme tesirinden dolayi onlari

endiçelendirmekteydi. Aslinda sirf Kur'ân'in okunuçu dahi inkâr edenleri tesiri altinda birakmakta ve onlari hidayete sevk etmekteydi (§a'ravî, 1991: 1/ 10).

Kalbinden inat ve inkâr çiktiktan sonra insanin temiz bir kalp ile Kur'ân'i dinlediginde gönlüne imanin girebilecegini ifade eden §a'ravî, bu konuda Hz. Ömer'in müslüman olu§ kissasini örnek göstermi§tir. Ona göre Hz. Ömer, daha önce Kur'ân'i i§itmi§ olmasina ragmen iman etmemesinin nedeni, temiz ve yumuçak bir kalp ile bu dinlemenin olmamasindan ileri gelmektedir (§a'ravî, 1991:1/ 11). §a'ravî'ye göre Hz. Ömer'in yüreginin yumuçamasmin ilk hareket noktasi, müslüman olan kiz kardeçini dövdükten sonra, kardeçinin aci içerisinde göstermi§ oldugu azim, kararlilik ve duruçuydu. Bu durumdan etkilen Ömer, Kur'ân'dan okumaya baçlayinca müslüman olur (§a'ravî, 1991: 1/11). Baçka bir tabirle Kur'ân'i safi bir kalple okuyunca imana gelmemek için herhangi bir neden kalmamiç olur.

Kiçinin, temiz bir yürekle Kur'ân dinlediginde imana gelme ihtimali yüksek oldugunu dü§ünen §a'ravî, bunun gerçekleçmemesi için kâfirlerin (Mekke mü§riklerin), inkâr duygusunun kalpte sürekli canli kalmasini istediklerini ifade etmiçtir. Ancak bunu baçaramadiklarini/ aksine Kur'ân'a iliçkin meraklari kabardigindan birbirlerinden gizli bir biçimde Kur'ân okuyan Müslümanlari dinlemiçlerdir. Gizli bir çekilde dinledikleri Kur'ân hakikatini anlatmaktan kendilerini tutamamiçlardir. Bu kapsamda §öyle diyorlardi: "§üphesiz onda bir tatlilik, bir zarafet vardir. Üstünde bir bereket, altinda bir bolluk vardir. Muhakkak ki o üstündür, ona üstünlük saglanmaz." §a'ravî'ye göre inkâr ehlinin Kur'ân hakkindaki bu beyanlari, Kur'ân i'cazinin ilk içaretleri ve onun Allah kelami oldugunun bir göstergesi ve neticesidir (§a'ravî, 1991:1/ 11).

Hz. Peygamberin ashabi Kur'ân'in mana, muhteva ve üslubu konusunda tevkifî bir duru§ sergilediklerini söyleyen §a'ravî, özellikle bu durumun huruf-i mukataalarda daha bariz oldugu ifade etmektedir. Ona göre gerek mümin olsun ve gerekse kâfir olsun hiç kimse bu durumu gündeme alip sormamiçtir. Kâfirlerin Hz. Peygamber'e ve Kur'ân'a karçi en ufak bir delili kullanmaktan geri kalmak istemedikleri bir hengâmede bu durum, daha fazla dikkat çekmektedir. Özellikle onlarin gerçekten edebiyat ve belagat konusunda sivrilmiç olmalarina ragmen hiç kimsenin kalkip Hz. Peygamber'e "sen fil, ^ ve ile neyi kastediyorsun?" dememesi, Kur'ân'in i'caz ve üslubuna karçi yetersiz kaldiklarinin ve bunu kabul ettiklerinin alametidir (§a'ravî, 1991:1/11-12).

Hz. Peygamber dönemindeki inkârcilarm, sûrelerin baçindaki ifadeleri gündemlerine alip Hz. Peygamber'e karçi malzeme olarak kullanmamalarini §a§irtici bulan §a'ravî, bu durumun, onlarin Kur'ân'a inanmamalarina ragmen ondan etkilendiklerini gösterdigini dü§ünmektedir. Ona göre kâfir ve mü§riklerin bu durumu Kur'ân'i bertaraf etmek ve onda §üpheler oluçturmak için mücadele konusu yapmamalarinin temel nedeni, kendilerini hakli çikartacak herhangi bir delil ve malzemenin bulunamamasidir. §ayet kendilerini hakli çikartacak bir malzemeleri olmu§ olsaydi, bunu açik bir çekilde insanlara anlatirlardi (Ça'ravî, 1991: 1/12).

Kur'ân'in nazil oldugu ve ilk muhatap kitlesi olan Araplara Arap Dil ve Belagati ile meydan okudugunu ifade eden §a'ravî, evrensel bir hüviyete sahip bir dinin temel kaynagi olmasindan dolayi hitap ettigi Araplarin haricindeki diger milletlerin sivrildigi alanlarla da meydan okudugunu dü§ünmektedir. Dolayisiyla Kur'ân nazil oldugu sirada diger milletlere de meydan okudugunu belirten §a'ravî, bu duruma dönemin en büyük iki tane süper gücü kabul edilen Bizans (Rûm) ile iran (Farslar) arasinda gerçekleçen ve Kur'ân'in açik bir biçimde beyan ettigi savaçi göstermi§tir (§a'ravî, 1991:1/12).

ismi geçen sava§ ile o dönemdeki insanlarin dikkatlerini üzerine çeken Kur'ân'in, Hz. Peygamber'in degil, Allah kelaminin bir ispati oldugunu belirten §a'ravî, buna gerekçe ve delil olarak hiç kimsenin, Hz. Peygamber'den böyle bir talep ve beklentisinin olmadan gerçekleçmesi durumunu ileri sürmü§tür. Yine Hz. Peygamber'in de durup dururken yillar sonra gerçekleçecek olan bir olayi, insanlara anlatma niyet ve kaygisi da yoktu. Dolayisiyla Kur'ân'in mu'cizesi olan böylesine bir meseleyi, Araplarin diçindaki ba§ka millet ve kavimleri alakadar edecek çekilde ortaya koymu§ olmasi, onun mu'cizelik ve evrenselliginin bir kaniti ve göstergesidir (§a'ravî, 1991:1/13).

Kur'ân'in mana, muhteva, üslup, tertip ve belagat cihetiyle Allah kelaminin bir ispati ve Hz. Muhammed'in peygamberliginin bir delili oldugunu vurgulayan §a'ravî, Kur'ân hizmeti konusunda önemli

206

207

faaliyetlere imza atmi§tir. "Havatiri havle'l-Kur'ani'l-Kerim" adli tefsir gali§masi bu konuda öne gikmaktadir.

2. 2. §a'ravi'nin Bilimsel Tefsire Yakla§imi Kur'an'in kainatta gizli olan §eyleri bizlere agiklamak igin gelmedigini kabul eden §a'ravi, Kur'an'in sorumluluklara ili§kin hükümleri agik bir §ekilde beyan etmekle birlikte kainattaki gizli sir ve incelikleri agikga belirtmedigini dü§ünmektedir. Ona göre bunun sebebi, medeniyetlerin ilerlemesi ve be§er aklinin geli§me kaydetmesi vaktine birakmasindan kaynaklanmaktadir.(§a'ravi, 1991:1/ 9). Yani zaman ilerledikge insanlar, kainattaki birgok yeni §eyin farkina varmaktadirlar. Bu gergevede ilim ve teknoloji geli§tikge Kur'an'in farkli i'caz yönleri yeni fark edilmektedir. Zira Yüce Allah, Kitabinin birgok ayetinde kevni ayetlere i§aret etmektedir. §a'ravi'ye göre bu gergevedeki ayetlerin bize göstermi§ oldugu bilgilerin inceliklerine bilimsel bilgi her zaman ula§amaz (§a'ravi, 1991:1/10).

Kur'an'i bilimsel teorilerle irtibatlandirmanin kar§i kar§iya kalinan bir risk oldugunu ifade eden §a'ravi, özellikle bazi alimlerin Kur'an'in her konusunu bilimsel verilerle irtibatlandirmaya gali§tiklarini ve sonrasinda kimi zaman bazi bilimsel verilerin dogru gikmadigi meselesine dikkat gekmi§tir (§a' ravi, 1993: 1/85). Ayrica Kur'an'in bilim kitabi olmadigi gibi kendisini ispatlamak igin bilimsel bilgiye de ihtiyaci yoktur. Fakat Yüce Allah, Kur'an nuzulünden asirlar sonra bazi insanlarin gikip "iman gagi bitti, ilim dönemi ba§ladi" diyeceklerini bildiginden dolayi onlarin bu tarz dü§ünce ve anlayi§larina kar§i ve onlari aciz birakmak igin göndermi§ oldugu kitabini mu'cizelerle donattigini belirtmi§tir (§a'ravi, 1993: 1/85).

Bazi ilmi hakikatlere ve kevni olay/olgulara i§aret eden Kur'an'in bu mu'cizesinin her gagdaki insanlara hitap ettigini ve onlarin yaralarina merhem oldugunu kabul eden §a'ravi, ancak bununla beraber onun ta§idigi manalarin üstünde ve di§inda ba§ka mana vermenin ve zorlama yorum yapmanin yanli§ oldugunu ifade etmi§tir. Bu gergevede Kur'an'in mühendislik, astronomi, uzay bilimi vb. dünya ilimlerini bizlere bildirmek igin gelmedigini ifade eden §a'ravi, fakat seküler anlayi§m dine kar§i olan tezlerini gürütmek igin Kur'an'in bilime i§aret ettigi tarzda ve miktarda kullanmanin yerinde olacagini ifade etmi§tir (§a'ravi, 1993:1/85).

Hz. Peygamber'in, Kur'an'dan teklifi konulari (itikat, ibadet, muamelat vs.) tefsir ettigini söyleyen §a'ravi, bunlarin haricindeki meseleleri sonra gelecek olan nesillere biraktigini ifade etmi§tir. Zamanin gegmesiyle Yüce Allah, kullari igin yeryüzündeki ayetlerinin sir ve hikmetlerini agma firsatini vermi§tir. §a'ravi'ye göre Kur'an'in insana verecegi (kevni) §eyler, insan aklinin ürettigi ilmi geli§melere paralel bir §ekilde gergekle§mektedir. Bu durumu Kur'an'in, zaman ve mekanla sinirli olan kendisinden önceki ilahi kitaplarin aksine zaman ve mekanla sinirli olmamasina ve kiyamete kadar hükmü devam etmesine baglayan §a'ravi, böylelikle Kur'an'in sonra gelen her gagdaki nesiller igin veciz ve mu'ciz olma geregi ve gergekliginden ileri geldigini dü§ünmektedir (§a'ravi, 1991:1/ 12).

Kur'an'in hükmü kiyamete kadar gegerli oldugunu ifade eden §a'ravi, bunun igin Allah'in kanunu olan Kur'an'in gergekliginin bir ispati olarak mu'cizeyle desteklenmesi gerektigini söylemi§tir. Kur'an'in bu mu'cizesinin kendisinden önceki ilahi kitaplardan farkli oldugunu söyleyen §a'ravi, bunun evrensel bir hüviyet ve mahiyet kazandigini belirtmi§tir. islam'dan önceki ilahi kitaplarin beli zaman ve zeminde geldigini ve sahip olduklari mu'cizelerin de hissi/somut oldugunu vurgulayan §a'ravi, Kur'an'in ise kiyamete kadar hükmü baki olacagi gergeginden hareketle mu'cizesinin akli, sabit ve sürekli oldugu hakikatini ortaya koymu§tur (§a'ravi, 1991:1/ 17). Kur'an hükmünün kiyamete kadar baki olacagini vurgulayan §a'ravi, mu'cizesinin de kalici ve kapsayici olmasi sonucunu ortaya koydugunu ifade etmi§tir. Bu durumu temellendirmek igin de Fussilet Suresi'nin 53. ayetini getirmi§tir:

"Varligimizin delillerini, (kainattaki ugsuz bucaksiz) ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara gösterecegiz ki, o Kur'an'in gergek oldugu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her §eye §ähit olmasi yetmez mi?"

§a'ravi, Kur'an'in bu ayetle insanlara iki §ey verdigini ifade etmi§tir. Birincisi ufuktaki ayet ki bu kevni (kozmolojik) boyuttur. ikincisi ise insanin nefsiyle alakalidir ki bu da insan vücut yapisinin sirlariyla alakalidir. §a'ravi'ye göre bu ayetin ifadesinden Kur'an ayetleriyle kevni ayetlerin birbirleriyle bir uyum igerisinde oldugu sonucu gikmaktadir. Yani Yüce Allah; Kur'an'da kainatin hikmet, sir ve incelikleri ve insan vücut yapisinin olu§umuyla alakali bilgiler vermi§tir. Bu tür bilgilerden mümin olsun olmasin her kesin

istifade ettigini ifade etmiçtir (§a'ravî, 1991:1/18).

Yüce Allah'in kevnî âyetler vasitasiyla ayrica mümin kullarina ihsanda bulundugunu ifade eden §a'ravî, bu sayede tarihte Müslümanlarin ilimde ilerlediklerini vurgulamiçtir. Bu konuda Cabir b. Hayyan'in (ö. 200/815) kimya ilminin esaslarini ortaya koydugunu, ibni Sinan'in (ö. 428/1037) tip, astronomi ve matematigin temellerini attigini/ ibni Nefis'in (ö. 687/1288) vücut kan dolaçim sistemini ince bir ilimle ortaya koydugunu, ibni Heysem'in (ö. 432/1040) matematik, tabiat bilimleri ve tip konusunda öne çiktigi ve ilk olarak gözün yapisini ve çaliçma mekanizmasinin bilgisini Ebu'l-Kasim'in (274/887) yaptigini ve yine ameliyatta sivrildigini belirtmiçtir (§a'ravî, 1991:1/18).

Yüce Allah'in kevnî/kozmolojik yapiya içaret eden âyetler vasitasiyla sadece mümin kullarina degil, inanmayanlara da ihsan ve ikramda bulundugunu ifade eden §a'ravî, bu konuda örnek olarak Bati'daki ilmî geliçmeleri örnek göstermi§tir. Kur'ân, "o (Kur'ân)'nun gerçek oldugu onlara iyice belli olsun" (Fussilet 41/53) âyetinin gayri müslimlerin (inkârcilarin) gerçegi kabul ettikleri/edecekleri, Kur'ân'in hak oldugunu itiraf ve kabul ettikleri anlamina geldigini dü§ünen §a'ravî (§a'ravî, 1991: 1/18), bu durumu temellendirmek için son zamanlarda Kur'ân'in i'caz ilmi konferanslarinda birçok Batili gayri müslim bilim adaminin islam'i kabul ettiklerini göstermi§tir (§a'ravî, 1991:1/19).

Kur'ân'in tagyir ve tebdilden korundugunu ve kiyamete kadar okunuçuyla ibadet edilecek olan Allah kelami oldugunu ifade eden §a'ravî, müfessirlerin, degiçiklikten korunmuç olan Kur'ân'i bilimsel verilerle irtibatlandirirken dikkatli olmalari gerektigini ifade etmiçtir. Özellikle daha ispatlanmamiç bilimsel teori ve önermelere dikkat edilmelidir. Zira Kur'ân'i ispatlanmamiç modern bilimin verileriyle irtibatlandirmak büyük bir risk ve hatadir (§a'ravî, 1993: 1/86).

Oryantalistlerin, Kur'ân'in evren kanunlariyla çeliçtigi çeklindeki iddialarina karçilik veren §a'ravî, modern bilimin Kur'ân'in getirdigi hiçbir §eyin kozmolojik gerçekliklerle çeliçmedigini ispatladigini vurgulamiçtir. Kur'ân'in hiçbir ilkesinin evrenin kanunlari ve kâinatin yaratiliçiyla çeliçmedigini vurgulayan §a'ravî, insanlari bu tür dü§üncelere sevk eden esas meselenin Kur'ân'in yanliç ve eksik tefsir ve yorumlanmasindan ya da Kur'ân prensipleriyle daha kesinlik kazanmamiç bilimsel önermelerin karçilaçtirilmasindan ileri geldigini belirtmiçtir (§a'ravî, 1993: 1/87).

iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.

Kur'ân'i bilimsel bilgiyle ispatlamanin derdinde ve niyetinde olmadigina içaret eden §a'ravî, bilimsel bilginin Kur'ân âyetlerinden faydalanarak ispatlanmaya ihtiyaci oldugunu ifade etmiçtir. Kur'ân'in dünyadaki tüm bilgilerden daha dogru oldugunu belirten §a'ravî, buna dayanak olarak da bilimsel bilginin üreticileri/kâ§iflerinin beçer oldugunu, Kur'ân'in ise Yüce Allah'in sözü oldugunu göstermi§tir. Bu meyanda Kur'ân'i evrenin kanunlariyla ispatlamanin yanliç oldugunu belirten §a'ravî, kendisinin bilimle Kur'ân'in çeliçtigini iddia ve ifade eden kimselere ve kesimlere karçilik verdigini söylemi§tir (§a' ravî, 1993: 1/ 87).

Kur'ân i'cazinin sadece dil, edebiyat ve belagatle alakali olmadigini söyleyen §a'ravî, Kur'ân'in beçer aklinin idrak alanina giren her türlü ilim, sanat ve meslek alanlariyla alakali söze sahip oldugunu savunmaktadir. Kur'ân'i geregi gibi inceleyen her dü§ünür ve onun incelikleri üzerinde kafa yoran her bilgin, onda bir i'caz yönü bulmaktadir. Örnegin belagat çaliçan ki§i onda belagatin inceliklerini görür, tip alaninda uzmanlaçan kiçi de onda tibbin incelik ve özelliklerini bulurken, bitkilerle ilgili çaliçmalari olan ki§i de Kur'ân'da bu alanla ilgili i'cazlar bulur. Yine astronomiyle alakadar olanlar, bu alanla ilgili Kur'ân'da i'caz ve inceliklere rastlar. Bu çerçevede herkes kendi bilgi birikimi kadar ve uzmanlik alani kapsaminda Kur'ân'i anlamakta ve ondan istifade etmektedir (§a'ravî, 1991:1/106).

208

3. BÍLÍMSEL TEFSÍR ÖRNEKLERi

Kur'ân'in bilimsel gerçekliklere ters olmadigini savunan §a'ravî, kevnî içaret içeren (kozmolojik yapinin incelikleri) âyetleri tefsir ederken, içinde geçen anahtar sözcüklerin kavramsal analizini yapmaya çaliçir. Âyette zikredilen konunun modern bilimdeki i§leni§ çeklini ele alir. Modern bilimin verilerini sunarken güncel/modern kavram ve terimleri kullanir. Daha sonra tefsirini yaptigi âyetler ile bilim arasindaki alakayi ortaya koymaya çaliçir. §a'ravî'nin bu noktadaki temel gaye ve kaygisi, âyetlerin i'câz boyutunu açiga çikararak Kur'ân'in ilahî bir kitap oldugunu kanitlamak ve böylelikle günümüzde hakikat ve

209

anlam arayi§inda olan insanlarin dikkatlerini Kur'an'a gekmektir.

§a'ravi'nin eserlerinde bilimsel tefsir/i'caz gergevesinde degerlendirdigi ayetleri bazi hususlarda degerlendirmektedir. Onun eserlerinde tespit ettigimiz gökyüzü, yeryüzü, hayvanlar, bitkiler ve insanlar ba§liklar altinda makalenin sinirlari kapsaminda örneklerle konuyu izah etmeye gali§alim.

1. Gökyüzü

§a'ravi, gökyüzünün Yüce Allah'in e§siz bir yapida ve saglamlikta yarattigi (el-En'am 6/14; el-A'raf 7/54; el-Mülk 67/3) ve bu yaratmaya da hig kimseyi §ahit tutmadigi (el-Kehf 16/51) bir sanati olduguna dikkat gekmi§tir. Bunun igin kainatin ba§langicini Allah'tan ba§ka hig kimsenin bilemeyecegini kabul etmektedir. ilk yaratili§ ile ilgili bilimin sunabilecegi verilerin teoriden öteye gitmedigini dü§ünen §a'ravi, Kur'an'da ilk yaratili§a i§aret eden ayetlerden elde edilecek bilgilerle Bing-bang (büyük patlama) teorisi arasinda ili§ki kurulabilecegini ifade etmektedir. Bahsi gegen teorideki büyük patlamanin, evrenin, yaratili§in ba§langicinda biti§ik oldugu, daha sonra ise ayrildigina i§aret eden ayetteki (el-Enbiya, 21/30) anlama uygunluk te§kil ettigini savunan §a'ravi, önceki alimlerin bu bilginin künhüne varamadiklarini belirtmi§tir. Ona göre gagimizdaki bilim adamlarinin gök ve yerin önceden bir tek kütle halinde iken sonradan ikiye ayrildigini ispatladiklarini savunmu§tur (§a'ravi, 1991: 6/3529). Bu durumun Yüce Allah'in iradesiyle oldugunu vurgulayan §a'ravi, ayni zamanda higbir §eyin Allah'in gücünün kapsaminin di§inda kalmadiginin da bir delili ve sonucudur (§a'ravi, 1991: 6/3529).

Göklerin ve yerin yaratili§inin, insanin yaratili§indan daha büyük ve ince bir mesele olduguna dikkat geken §a'ravi, bu konuda §u ayeti delil olarak göstermi§tir: "Göklerin ve yerin yaratilmasi elbette ki insanlarin yaratilmasindan daha büyük bir olaydir, ama insanlarin gogu bunu bilmez." (el-Mu'min 40/57). Yüce Allah'in bu ayette yemin ifadesini kullanmi§ olmasi, durumun önemine dikkat gekmek igin oldugunu söyleyen §a'ravi, bu noktada ¿ji-jiJ Üj ¿L lÄUS »LiiJlj "gögü kudretimizle biz kurduk ve §üphesiz biz geni§letmekteyiz."( ez-Zariyat 51/47) ayetini de delil olarak kullanmi§tir. Ona göre bu ayette evrende birgok gök cismi, güne§ sistemindeki yildizlar ve bunlarin haricinde aklin alamadigi görünen ve görünmeyen gok sayida varlik mevcuttur. Bu §a§irtici geni§ligin Allah kudretinin bir tezahürü oldugunu belirtmi§tir (§a'ravi, 1991: 6/3528).

Evrenin nizam ve düzeninden sayilan güne§ ve ayin, iki hat üzerinde bir denge ve nizam igerisinde gali§tigini, gece ve gündüzün de bir sistem dogrultusunda hareket ettigini vurgulayan §a'ravi, bu duruma ili§kin §u ayeti göstermi§tir: "Ne güne§in aya yeti§ip gatmasi uygundur, ne de gece gündüzü gegebilir. Her biri bir yörüngede yüzüp gider" (Yasin 40/36). Güne§ ve ayin bir sistem dahilinde gali§tigi olayini bilimin sonradan tespit ettigini savunan §a'ravi, Kur'an'in bin dört yüz yil önce bunu bizlere haber verdigini belirtmi§tir. Yine ayette gegen "gece gündüzü gegemez" gecenin gündüzü gegememesi, ikisinin birlikte mevcut olduguna i§aret ettigini söylemi§tir. §a'ravi'ye göre bu durum, yerin küre bigiminde oldugunun bir delilidir (§a' ravi, 1991: 1/ 89-90).

Kur'an nazil oldugu esnada sahabenin, hayatlarinin tamamini islam nizami dogrultusunda §ekillendirme gayesi ve niyetinde olduklarinin bir tane i§areti de anlamadiklari veya merak ettikleri hususlarda sorular sorduklarina i§aret eden §a'ravi, söz konusu sorulardan bir tanesi de §u ayette gegen hilal ile ilgili oldugunu ifade etmi§tir: "Sana hilälleri soruyorlar. De ki: "Onlar insanlar ve hac igin vakit ölgüleridir" (Bakara 2/189).

§a'ravi bu ayetin tefsirini yaparken, gagimiz bilim insanlarinin ay ve güne§ hakkindaki görü§lerini §u §ekilde ortaya koymu§tur:

Qagda§ bilim adamlari; Güne§in, yer küreden bir milyon 250 bin daha fazla büyük oldugunu, ayin ise dünyadan daha kügük oldugunu; dünya, güne§ ile ay arasina girince güne§in kocaman büyüklügüne ragmen aydan biraz aydinlik kaptigini, dünyanin ayi yay gibi kapattigi kismi ise karanlik kaldigini söylemi§lerdir. Dünya, ay ile güne§ arasina girdiginde ayin aydinligini kesmesine sebep olmaktadir. Dünya kendisinden uzakla§tikga onun aydinliginin hacmi büyümektedir. Dünya kendisinden tamamiyla uzakla§inca, gökyüzünde tam olarak agiga gikmakta ve onun parlakligi tam olmaktadir. Dolayisiyla ayin büyüklügü ve kügüklügü kendisinin yer ile güne§ arasina girme durumuna bagli olarak degi§mektedir (§a'ravi, 1991: 2/ 808-809).

Görüldügü gibi §a'ravî; güne§, ay ve gece-gündüzün çaliçmalarindan bahsederken ve ilgili âyetleri tefsir ederken bilimsel kavramlari ve verileri kullanmiçtir.

§a'ravî'nin, bilimsel verilerle açiklamaya çaliçtigi Kur'ân'daki tabiat olaylardan bir tanesi de "yagmur"dur (el-Bakara 2/19). O, bu âyeti tefsir ederken, yagmurun olu§ biçimini anlatmaya çali§mi§tir. Yeryüzünün dörtte ûçûnûn su olmasi ve buharlaçmayla yagmurun oluçma sebep ve hikmetini anlatmiçtir. Bunun böyle olmasinin çok ince bir hesap ve planla oldugunu ifade etmiçtir. Ona göre yeryüzünün dörtte ûçûnûn su ile kapli olmasinin hikmet ve sirri, buharlaçmanin daha kolay olmasi ve dolayisiyla yagmurun daha dûzgûn yagmasi içindir. Su yûzeyi artikça buharlaçmanin daha iyi olabilecegini ifade etmiçtir. §ayet yeryûzûndeki su oraninin §u ankinden daha az olmu§ olsaydi, yagmurun oluçma durumu §u anki gibi olamazdi (§a'ravî, 1993: 1/ 177).

Yüce Allah'in; yagmur, ate§ ve onun i§ik ve isisi gibi maddi misalleri getirerek aklimizin idrak edemedigi görünmeyen çeyleri aklimizin anlayabilecegi seviyeye indirgedigini vurgulayan §a'ravî'nin (§a'ravî, 1993: 1/ 177), gökler, güne§, ay, yildizlar ve yagmurdan bahseden âyetleri tefsir ederken, bilimsel bilginin verilerini olabildigince iyi kullandigi ve bunlari kullanirken de Kur'ân'in i'cazini ve onun Allah kelami oldugunu ispatlamaya çaliçtigi görülmektedir.

2. Yeryüzü

Allah kelami olan Kur'ân'in mu'cizeligi belli bir süre ile sinirli degil, kiyamete kadar devam edecegini vurgulayan §a'ravî, Kur'ân nasil Allah kelami ise, kâinat da O'nun sanati oldugunu ifade etmiçtir. Bununla kâinat ile Kur'ân arasinda bir iliçki kurmaya çaliçtigi görülen §a'ravî, Kur'ân'in her çagdaki insanin sivrildikleri alanla ilgili i'cazi öne çiktigi söylemi§tir. §a'ravî, bu duruma örnek olarak 20. Yüzyilda ortaya çikan bilimsel bilginin ortaya koydugu hakikat ile Kur'ân'in §a§irtici bir i'cazla içaret ettigi gerçekliklerin örtü§tügü durumu göstermi§tir. indigi sirada akil ile çeliçmeyen Kur'ân'in bilimsel bilginin ilerlemesi ve Allah'in yeryüzündeki âyetlerinin zuhur etmesi gerçeklikleriyle çeliçmedigini belirten §a'ravî, bu durumun ancak Yüce Allah'in kudretiyle olabilecegini vurgulamiç ve bu hususta da " UljAi« ^jVIj "yeri yaydik" (Kaf 50/7) âyeti örnek olarak vermiçtir (§a'ravî, 1991: 1/ 13).

"Yeri yaydik" âyeti nazil oldugunda o günkü insan aklinin bunu bir sorun olarak görmedigini, bunu normal zahir manasinda anladiklarini açiklayan §a'ravî, zamanla bilimsel bilgide ilerleme kaydedilince ve insanlar uzaya gidip gerçekten dünya çeklinin küre biçiminde oldugunu gözleriyle mü§ahede edince, bu sefer sanki bilimle Kur'ân'in çeliçtigi fikri ortaya atildigini söyler. Böyle fikirler ortaya atanlarin eksik bir bilgiye sahip olduklarini ifade eden §a'ravî, Kur'ân "yerin yayilmiç" durumundan bahsedince genel ve mutlak ifade kullandigini, dolayisiyla düzlükten kasit küre olmamasi anlamina gelmedigini vurgulamiçtir (§a'ravî, 1991: 1/13). Kur'ân'in yeryüzü hakkinda kullandigi ifadenin, yerin küre çeklinde olmasini destekler mahiyette oldugunu dü§ünen §a'ravî, bu dü§ünce ve yaklaçimini teyit etmek için aklî ve tecmbî bilginin verilerini kullanmiçtir. Bu çerçevede ister Kuzey Kutbu'na, ister Güne Kutbu'na veya Ekvator'a gidilsin, her zaman yerin düz oldugu görülecektir. §a'ravî'ye göre bu durumda dünyanin küre çeklinde oldugu sonucu çikmakta ve dolayisiyla Kur'ân'in içaret ettigi §ey ile bilimsel bilginin ortaya koydugu sonucun örtü§tügünü belirtmiçtir (§a'ravî, 2017, s. 88; 1991: 1/13-14).

Zahir varlik ile Kur'ân arasinda bir çeliçkinin olmadigini vurgulayan §a'ravî, dünyanin yuvarlak oldugu bilimsel olarak tespit edildiginde bazi din adamlarinin Kur'ân'i yanliç yorumlamalarindan dolayi "yer, küre çeklindedir" diyen herkesi tekfir ettiklerini ifade etmiçtir. Esasinda yerin küre çeklinde olduguna dair çok sayida delilin Kur'ân'da bulundugunu beyan eden §a'ravî, ancak insanlarin bunlari yanliç ve eksik anladiklarindan dolayi sanki Kur'ân'in ilkeleriyle bilimin verilerinin çeliçtigi algisi ortaya çikmiç oldu (§a' ravî, 1993, s. 88). Hâlbuki Kur'ân, Ulin* ^jVIj "yeri yaydik" (Kaf 50/7) âyetinde iki kelimeyle yerin küre çeklinde oldugunu beyan etmiçtir. §a'ravî'ye göre bu âyetten Kur'ân'in i'cazi ortaya çikmaktadir. Zira Kur'ân'in nazil oldugu dönemdeki insanlar, bahse konu âyetin mana ve muhtevasini dogru anladiklari, söz konusu âyetin içerigi, sonraki ilmî geliçme ve ilerlemelerle çeliçir bir mahiyet de arz etmemektedir (§a' ravî, 1993, s. 88).

Dünyanin kendi etrafindaki dönü§ü ve daglarin bir hareket halindeki durumlarinin evrenin bir kanunu oldugunu ifade eden Sa'ravi, bunlara Yüce Allah'in Kur'an'in §u ayetinde i§aret ettigini söylemi§tir: "Daglari görür, onlarin durdugunu sanirsin; oysa bulutlar gibi hareket ederler" (en-Neml 27/88). Yüce Allah'in, be§er aklina rahmet ederek onlara birgok kevni olay ve olguyu gösterdigini belirten Sa'ravi, ayette dünyanin kendi etrafinda döndügü gibi daglarin da onun hareketine bagli bir §ekilde hareket ettigini belirtmi§tir. Bu durumun ayetin "bulutlar gibi hareket ederler" ibaresinden bulutlari hareket ettiren gücün rüzgar oldugu gibi daglari da hareket ettiren gücün de yerin hareketi oldugunu ifade etmi§tir (Sa'ravi,1993: 1/91).

Sani yüce olan Allah, kainati yaratirken, onda, insan bilmese de, insanin lehinde olan birgok sir sakladigina i§aret eden Sa'ravi, insani bu sirlara yönlendiren ve bu sirlara göre hareket eden yasalari ke§feden, insanin bilimsel hirslari oldugunu dü§ünür. Mesela evrende de mevcut olan yergekimi kanunu, negatif ve pozitif kanunu, güne§in isi, sicaklik ve i§ik kaynagi olmasi ve dünyanin küre §eklinde olmasi durumu, örnek olarak göstermek mümkündür (Sa'ravi, 1991: 7/ 3553) .

Yüce Allah'in yeryüzünü insanogluna amade kildigini, bütün varliklarin rizkini verdigini, insanin yerin nimetlerini önünde hazir bir §ekilde buldugunu vurgulayan Sa'ravi, (Sa'ravi, 1991d, s. 4162) Allah'in (cc) yarattigi yeryüzüne belli kanun, sistem ve nizam yerle§tirdigini vurgulami§tir. Yüce Allah'in yeryüzündeki düzenin sebeplere bagladigina i§aret eden Sa'ravi, bu kapsamda her kim olursa olsun olay ve olgularin sebeplerine sarilirsa gerek rizikta olsun ve gerekse hayatin diger alanlarindaki geli§melerde olsun ileri ve ba§arili olmayi hak edecegini ifade etmi§tir. inkarcilarin dünya i§lerinde ileri ve ba§arili olmalarini yadirgayanlarin, tabiattaki sebepler etkenini göz ardi ettiklerine i§aret eden Sa'ravi, Yüce Allah'in "Rububiyet" vasfiyla dünya i§lerini kuralina göre i§leyen herkese hakkini verecegini ve bu konuda onu ba§arili kilacagini görü§ünü ortaya koymu§tur (Sa'ravi, 1991: 10/5686).

3. Hayvanlar

Sa'ravi'nin bilimsel bilginin verileriyle agiklamaya gali§tigi bir ba§ka mesele de hayvanlardir. Bu ba§lik altinda makalemizin sinirlarini zorlamadan meseleyi bir örnekle anlatmaya gali§acagiz.

"Allah bir sivrisinegi, ondan daha da ötesi bir varligi örnek olarak vermekten qekinmez" (Bakara 2/26). Bu ayette "sivrisinek" ismi gegmektedir. Bu ayet inince inkarcilar hayrete dü§üp sorarlar. "Allah nigin fil gibi büyük ve aslan gibi güglü bir varligi degil de, olabildigince zayif ve gügsüz olan sivrisinegi misal olarak getirdi." Aslinda onlari bu dü§ünceye sevk eden temel sebep, onlarin sadece maddeye ve di§ görünü§e kapilmalari, hakikati göz ardi etmelerinden ileri gelmekteydi. Sivrisinek her ne kadar kügük olsa da aslinda hayat igin tüm gerekli organ ve unsurlara sahiptir. Bahsi gegen varligin cisminin kügüklügüne ragmen hayat igin gereken tüm organlara sahip olmasi, ondaki sanatin incelik ve büyüklügünü ortaya koymaktadir. Saat, radyo vb. araglar ilk icat edildiklerinde hacimleri bayagi büyüktü. Ama teknoloji, sanat, bilgi ve medeniyet geli§ince, daha kügük hacimli saat ve radyolar icat edilmeye ba§landi. Demek ki e§yanin kügük cisimli olmasi, onun sanatkarinin maharetinin eksikligine degil, onun sanatkarliginin büyüklügünü ve muazzam ustaligini ifade etmektedir (Sa'ravi, 1991: 1/ 211-212).

i§te Sa'ravi; inkarcilarin, gegen ayette ifadesi bulan meselenin altindaki sirri anlamadiklarini anlattiktan sonra meseleyi günümüz sanat, teknolojik ve bilim ürünü yeni icatlarla agiklamaya ve bu §ekilde Kur'an'in veciz ve mu'cizligini ispatlamaya gali§mi§tir. Ba§ka bir tabirle ayeti modern bilimin verileriyle agiklamaya gali§arak Kur'an'in bilimle gati§madigini oraya koymaya gali§mi§tir.

4. Bitkiler

"Her §ey Allah'i hamd ile tesbih eder"(isra 17/44) ayetinde belirtilen tesbihin her varligin kendi dilinde yaptigi tespih oldugunu belirten Sa'ravi, modern bilimin kainattaki her bir varligin lisani oldugunu ara§tirmalarinda ispatladigini ifade etmi§tir. Buna göre tesbih eden varliklarin mahiyet ve özellikleri dikkate alindiginda, burada mütekellimle muhatap arasinda mantiksal bir ileti§im ve anla§manin var oldugu sonucu giktigi ifade etmek mümkündür (Sa'ravi, 1991: 12/7252).

Bitkilerin insanlar gibi duygulari oldugunu vurgulayan Sa'ravi, gagimizdaki bilim adamlarinin bunu tespit ve teyit ettiklerini belirtmi§tir. Örnegin bilim adamlari, bir bahgivanla yeti§tirmi§ oldugu bitkileri arasindaki ili§ki ve ileti§imi ortaya koymak igin yaptiklari ara§tirmada, bitkilerin sahibinin olumlu ve

olumsuz durumlarindan etkilendiklerini ortaya koymuçlardir. Dolayisiyla bilim; bitkilerin duygu sahibi olduklarini, duygusal durumlar yaçadiklarini ve kendileriyle ilgilenen ki§i için üzüldüklerini ortaya koymuçtur. §a'ravî, yine cansiz varliklarin da duygu sahibi olduklarini ve Yüce Allah'in "Onlar için ne gök agladi ne de yer"(ed-Duhan 44/29) âyetinde bunu bize haber verdigini ifade etmiçtir. §a'ravî'ye göre yer ve gökler evrenle bir uyum içerisinde olup Yüce Allah'in emri diçina çikmamaktadirlar. Bu bakimdan kötü insanlarin yok oluçlarina üzülmezler. inkârci, inkâriyla yerde bir taçkinlik yaptiginda haliyle onun yok oluçu, yeryüzü için sevindirici olur; üzüntü verici olmaz (§a'ravî, 1991: 12/7253).

Yer ve göklerin kâfirin dünyadan gitmelerine sevindiklerini vurgulayan §a'ravî, dolayisiyla müminin ölümüne üzüldüklerini belirtmiçtir. Bunu temellendirmek için de Hz. Ali'nin "mümin öldügü zaman iki tane yer onun için aglar, gökte namazinin yükseldigi yer ile namaz kildigi yer" sözünü ortaya koymuçtur (§a'ravî, 1991: 12/7253).

Kur'ân'in sahip oldugu bazi özellik ve göstermi§ oldugu kimi içaretlerle Yüce Allah'in kudretine çahitlik ettigini ve kendi konumunun önemini ortaya koyduguna içaret eden §a'ravî, "hasat ettiginiz ürünü ba§aginda iken birakin (böyle saklayin)" (Yûsuf 12/47) âyetin bu durumu teyit ettigini ifade etmiçtir. §a'ravî, bu âyete göre Yüce Allah'in, Hz. Yusuf'a iktisat ve ekonominin önemli inceliklerini ihsan ettigi gibi hayatin baçka alanlarina dair bilgiler de verdigini söylemi§tir. Özellikle "ürünün baçakta birakilmasi", meselesini modern bilimin bunun hakikatini ortaya koydugunu, bugdayin baçaginda birakilarak saklandiginda farkli haçerelerden korundugunu ortay koymuçtur (§a'ravî, 1991: 11/6977).

§a'ravî, ibrâhîm Sûresi 24. âyetinde geçen jj^S) "güzel agaç" ifadesinden kastin, bazi

müfessirlerin dedikleri gibi sadece elma agaci veya diger meyve agaçlari olmadigini belirtmiçtir. §a'ravî'ye göre kâinattaki agaç vasfina sahip tüm agaçlar faydalidir. Ebu Cehil karpuzu/aci elma/ aci hiyar/aci kavun bitkisi dahi birçok hastaligin tedavisinde kullanildigini ifade etmiçtir (§a'ravî, 1991: 12/ 7501).

§a'ravî, yine mezkûr âyetin tefsirinde, modern bilimin, tüm bitkilerin karbondioksit almak ve oksijen vermekle havayi temizledigini bilimciler tarafindan ispatlandigini ifade etmiçtir. Bitkilerin bu tarz görevlerini gün boyu yerine getirdigini vurgulayan §a'ravî, gündüz hareket ve enerji harcanmaya daha fazla ihtiyaç oldugu dü§ünce ve mantigiyla uyum saglanmaktadir. Geceleyin ise gündüzün tersine agaçlar oksijen alirken karbondioksit verir. Özellikle gündüzlerin evrendeki canlilarin daha fazla hareket yaptiklarindan enerji ve oksijene daha ziyade ihtiyaç duyduklari duruma uygun olmasi gerçekten dikkat çekicidir (§a'ravî, 1991f, s. 7501). §a'ravî'ye göre her bitki, Yüce Yaratici'nin kendisi için önceden belirledigi görevleri yerine getirdigini ifade etmiçtir (§a'ravî, 1991: 12/7502). Bu durum bitkilerin kâinattaki ilahî nizam ve düzen içerisinde kendilerine biçilen rolü çok muntazam ve muazzam bir çekilde icra ettikleri ortaya koymaktadir.

5. Insan

Yüce Allah'in A'raf Sûresinin 54. âyetinde göklerin ve yerin yaratiliçina iliçkin bilgi verdigini belirten §a'ravî, yeryüzünün insanogluna amade kildigini, insanin yerin nimetlerini önünde hazir bir çekilde buldugunu ifade etmiçtir. Yer, gök ve insanlarin yaratiliçlarmin modern bilimi meçgul ettigini belirten §a'ravî, modern bilim insanlarinin yer, gökler ve insanlarin yaratiliçina iliçkin gerçek di§i bazi bilgiler verdigini, bu çerçevede ilk yaratmaya §ahit olmadiklarini ve özellikle insanin maymundan türedigi dü§üncesinin temelsiz oldugunu belirtmiçtir (§a'ravî, 1991: 7/ 4162).

Yüce Allah'in, insana yeryüzünün efendisi gibi önemli bir konum verdigini belirten §a'ravî, bunun tüm canli ve cansiz varliklarin onun hizmetine verdigi anlamina geldigini ifade etmiçtir. §a'ravî'ye göre cansiz varliklar, bitkilere hizmet ederken, bu ikisinin hayvanlara hizmet ettigini, ifade edilen tüm bunlar ise insanin hizmeti için yaratildigini belirtmiçtir. Dolayisiyla insan, anilan tüm bu türlerin efendisidir (§a'ravî, 1991: 2/ 897).

Kur'ân hükmünün kiyamete kadar baki olacagini vurgulayan §a'ravî, bu durumun mu'cizesinin de kalici ve kapsayici olmasi sonucunu beraberinde getirdigini savunmuçtur. Bu durumu temellendirmek için de hem afaki (kozmoloji) ve hem de enfüsi (insan hayatinin incelikleri) gerçekliklerini içeren §u âyeti getirmiçtir:

Varligimizin delillerini, (kâinattaki uçsuz bucaksiz) ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara gösterecegiz ki, o

Kur'an'in gergek oldugu onlara iyice belli olsun. Rabbinin, her §eye §ahit olmasi yetmez mi? (el-Fussilet 41/53). Sa'ravi; Kur'an'in, bu ayetle insanlara kevni (kozmolojik) ve insan vücudunun olu§um sirlariyla alakali bilgi verdigini belirtmi§tir. Sa'ravi'ye göre bu ayetin ifadesinden Kur'an ayetleriyle kevni ayetlerin birbirleriyle bir uyum igerisinde oldugu sonucu gikmaktadir. Yani Yüce Allah, Kur'an'da kainatin hikmet, sir ve incelikleri ve insan vücut yapisinin olu§umuyla alakali bilgiler vermi§tir. Bu tür bilgilerden gerek mümin ve gerekse gayri müminlerin istifade etmeleri mümkündür (Sa'ravi, 1991: 1/18).

Sa'ravi'ye göre gergek anlamda Kur'an mu'cizesini tanimak igin "varligimizin delillerini...kendi nefislerinde onlara gösterecegiz ki, o Kur'an'in gergek oldugu onlara iyice belli olsun."(el- Fussilet 41/53) ayetinde i§aret edilen ceninin olu§um evreleri, insan vücudundaki sinir merkezi, kulak ve gözün olu§umuna ve daha ba§ka §eylere bakmak gerektigini ifade etmi§tir. Bu tür §eylerin ince ve hassas olmasindan ancak bunlari yaratanin gergek anlamda bahsedebilecegini vurgulayan Sa'ravi, bu tür konulari kendileri islam ve Kur'an'i kabul etmedikleri halde kendi alanlarinda uzmanla§an bilim adamlarinin beyanlariyla ispatlandigi söylemi§tir. Sa'ravi, Kur'an'in i§aret ettigi bu tip ilmi hakikatleri artik kimsenin inkar edemeyecegini, zira bunlar varligin bir sabitesi oldugunu belirtmi§tir (Sa'ravi, 1991: 1/19).

Kur'an, nazil oldugu sirada Arap olmayanlara kar§i meydan okumasinin kainat ve yaratili§ konularinda oldugunu belirten Sa'ravi, bu noktada göstermi§ oldugu delilerden bir tanesi de Nisa Suresinin 56. ayetidir: "§üphe yok ki, ayetlerimizi inkar edenleri gün gelecek bir ate§e sokacagiz; onlarin derileri pi§ip aci duymaz hale geldikge, derilerini ba§ka deriler ile degi§tiririz ki aciyi duysunlar. Allah daima üstündür ve hikmet sahibidir." Sa'ravi 'ye göre bu ayet nazil olunca insanlar, "deri yandikga tekrar yenilenir" §eklinde anlami§lardi. Ancak modern ilim, insan derisinin altinda dogrudan sinir merkezlerinin oldugunu ve deri yandiginda aci hissetme duyusunun kaybolacagi bilgisine ula§inca, durumun bundan farkli oldugu ortaya gikmi§ oldu. Bu durumun gagimizda tüm insanlar igin Kur'an'in yeni bir mucizesi oldugunu vurgulayan Sa'ravi, bu tip ilmi ilerlemenin Kur'an mu'cizesinin sürekli yenilenmesini ve kalici olmasini sagladigini kabul etmi§tir. Sa'ravi'ye göre bu tarz ilmi geli§meler, Kur'an'in Allah katindan ve O'nun kelami oldugunun yeni bir kanitidir (Sa'ravi, 1991: 1/19-20).

Kur'an'in, gaybi ve gelecekte bilimin ke§fedecegi bazi olay ve olgulari gündemine almasinin, onun Yüce Allah'in kelaminin bir ispati ve delili oldugunu söyleyen Sa'ravi, §ayet böyle olmami§ olsaydi, Hz. Peygamber bilmedigi mecra ve gaybi konu ve meselelere girmezdi. Zira bu tür hususlarda hig kimse, Hz. Peygamber'den bu tarz bir beklenti igerisinde olmami§tir.. Ayni zamanda Kur'an ilkelerinin ilmi geli§melere ters olmadigini vurgulayan Sa'ravi, aksine Kur'an'in gok önceden haber verdigi bazi gergeklikleri daha sonra bilimsel bilginin bunu ispat ve teyit ettigini ifade etmi§tir. Bu olaylardan bir tanesinin de cenin (insan türünün olu§um §ekli) meselesi oldugunu vurgulayan Sa'ravi, bu meseleyi detayli bir §ekilde ele alan §u ayeti göstermi§tir: "Andolsun, biz insani, gamurdan (süzülmü§) bir özden yarattik. Sonra onu az bir su (meni) halinde saglam bir karargaha (ana rahmine) yerle§tirdik. Sonra bu az suyu "alaka" haline getirdik. Alakayi da "mudga" yaptik. Bu "mudga"yi da kemiklere dönü§türdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bamba§ka bir yaratik olarak ortaya gikardik"(Mu'mmun 12,13,14/23). Sa'ravi'ye göre bu konuda bilimsel bilgi, Kur'an'in ifade ettigi tüm hakikatleri dogrulami§tir (Sa'ravi, 1993: 1/93).

Kur'an i'cazinin modern bilim tarafindan desteklendigine her firsatla i§aret eden Sa'ravi, Ashabu'l-Kehf'in uzun süre uykuda kaldiklari sirada "onlari saga ve sola geviriyorduk"(el-Kehf 18/18) ayetinde gegen meselenin arka planindaki hakikatin modern bilim tarafindan kanitlandigini ifade etmi§tir. Modern bilim bize kanitlami§tir ki, doktor uzun süre yatakta kalan bir ki§inin hastaligi igin endi§elendigi gibi, onun uzun süre yatakta kalmasindan kaynaklanacak olan vücut yaralarindan etkilenmesinden de korkar (Sa'ravi, 1991: 8/ 4865-4866). Yani "onlari saga ve sola geviriyorduk" olayin sir ve hikmeti, Ashabu'l-Kehf'in uzun süre uykuda kaldiklari halde bedenlerinin bozulmamasi igindir. ^agimizdaki bilimsel bilginin/tip biliminin de bu meseleyi kabul ettigi ortadadir. Bu da yine göstermektedir ki bilimsel bilgi Kur'an'in hakikatlerini ret degil, kabul ve tasdik etmektedir.

SONUÇ

Modern çagdaki tefsir hareketlerinden bir tanesi de bilimsel tefsirdir. Kur'ân'in modern bilimler lçiginda yorumlama esasina dayanan bilimsel tefsir, genel anlamda kabul gördügü gibi çeçitli eleçtirilerin de konusu olmuçtur. Bilimsel Tefsiri savunan ve bu kapsamda modern bilimle ilgili oldugunu kabul ettigi âyetleri tefsir eden müfessirlerden biri de §a'ravî'dir.

Kur'ân'in sürekli güncelligini korudugunu ve her asirdaki insanlarin bilgi seviyelerine göre hitap edip onlara yeni §eyler verdigini savunan §a'ravî, bu durumun Kur'ân i'cazinin bir gerçegi oldugunu vurgulamaktadir. Ona göre §ayet Kur'ân, insanlara vermek istedigi §eyi beli bir süreyle sinirlasaydi, sonra gelecek insanlara verecek bir §eyi kalmaz ve dogmatik bir yapi arz etmi§ olurdu ki bu da evrensel bir hüviyet ve mahiyet taçiyan bir kitabin çaniyla uyuçmazdi.

Kur'ân'in her zaman muhataplarina yeni bir çeyler verdigi dü§üncesini savunan "§a'ravî, bu dü§ünden hareketle yaptigi Kur'ân tefsiri için "havatirî" ismini kullanmiçtir. "Hz. Peygamberin Kur'ân'dan sadece teklifi konulari (itikat, ibadet, muamelat vb.) tefsir ettigi, bunlarin haricindeki meseleleri sonra gelecek olan nesillere biraktigi" çeklindeki ifadesi de bahse konu anlayiçin ürünüdür. §a'ravî'ye göre Kur'ân'in insana verecegi çeyler, insan aklinin ürettigi ilmî geliçmelere paralel bir çekilde gerçekleçmektedir. Kur'ân'in, zaman ve mekânla sinirli olmamasi ve kiyamete kadar hükmü devam etmesi, bunu gerektigini ifade eden §a'ravî, böylelikle Kur'ân'in sonra gelen her çagdaki nesiller için veciz ve mu'ciz olma özelligini muhafaza ederek her asirdaki insanlara yeni bir §eyler vermek için her zaman ve zemine göre kendi konumunu ve güncelligini muhafaza ettigini ifade etmiçtir. Bu baglamda tefsirinde âyetlerin içerdigi mana, hüküm, mesaj ve nükteleri daha iyi açikliga kavuçturmak için içinde yaçadigi çagin kavramlarini kullanmakta ve güncel konulari içlemektedir.

Kur'ân'in önemli bir mu'cizesinin de Kur'ân ile bilimsel hakikatlerin çeliçmemesi oldugunu vurgulayan §a'ravî, §ayet Kur'ân ile çeliçen bir tane bilimsel teori ortaya çikarsa, Kur'ân'in hak, bilimsel teorinin gerçek di§i olacagini ifade etmektedir. Kur'ân'in nazil oldugu dönemde kâinata içaret eden ifadelerinin akli meleke ve yeteneklerle bir uyum içerisinde oldugunu söyleyen §a'ravî, bilim ilerleyip insanlarin daha önce inanmadiklari bazi realitelere ulaçtigini dü§ünmektedir. Ona göre bu kapsamda Kur'ân, ciddi manada ilmî hakikatlerle bir uyum içerisinde olmuçtur.

Kur'ân'in tagyir ve tebdilden korundugunu ifade eden §a'ravî, müfessirlerin, degiçiklikten korunmuç olan Kur'ân'i bilimsel verilerle irtibatlandirirken dikkatli olmalari gerektigini ifade etmektedir. Özellikle daha ispatlanmamiç bilimsel teori ve önermelere dikkat edilmelidir. Zira Kur'ân, ispatlanmamiç modern bilimin verileriyle irtibatlandirmak büyük bir risk ve hatadir.

Kur'ân'i bilimsel teorilerle irtibatlandirmanin bir risk oldugunu ifade eden §a'ravî, özellikle bazi âlimlerin Kur'ân'in her konusunu bilimsel verilerle irtibatlandirmaya çaliçtiklarini ve sonrasinda kimi zaman bazi bilimsel verilerin dogru çikmadigi meselesine dikkat çekmektedir. Ayrica Kur'ân'in bilim kitabi olmadigi gibi kendisini ispatlamak için bilimsel bilgiye de ihtiyaci yoktur. Fakat Yüce Allah, Kur'ân nüzulünden asirlar sonra bazi insanlarin çikip "iman çagi bitti, ilim dönemi baçladi" diyeceklerini bildiginden dolayi onlarin bu tarz dü§ünce ve anlayiçlarina karçi kitabini mu'cizelerle donatmiçtir.

Kur'ân'i bilimsel bilgiyle ispatlamanin derdinde ve niyetinde olmadigina içaret eden §a'ravî, ancak bilimle Kur'ân'in çeliçtigini iddia eden kesimlere/oryantalistlere karçilik verdigini söylemektedir. Oryantalistlerin "evren kanunlariyla Kur'ân'in çeliçtigi" çeklindeki iddialarina karçilik veren §a'ravî, modern bilimin Kur'ân'in getirdigi hiçbir §eyin kozmolojik gerçekliklerle çeliçmedigini ispatladigini vurgulamaktadir. Kur'ân'in hiçbir ilkesinin evren kanunlari ve kâinatin yaratiliçiyla çeliçmedigini vurgulayan §a'ravî, insanlari bu tür dü§üncelere sevk eden esas meselenin, Kur'ân'in yanliç yorumlamalarindan ya da Kur'ân prensipleriyle daha kesinlik kazanmamiç bilimsel önermelerin karçilaçtirilmasindan kaynaklandigini belirtmektedir.

§a'ravî'ye göre Kur'ân i'cazi dil ve üslupla sinirli degildir. Beçer aklinin idrak alanina giren her türlü ilim, sanat ve meslek, Kur'ân'in alanina dâhildir. Kur'ân'i geregi gibi dü§ünen her dü§ünür ve onun incelikleri üzerinde kafa yoran her bilgin, onda bir i'caz yönü bulmaktadir. Bir ba§ka tabirle herkes kendi

bilgi birikimi kadar ve uzmanlik alani kapsaminda Kur'án'i anlamakta ve ondan istifade etmektedir.

§a'ravi, Kur'án'in Allah Kelami ve Hz. Peygamber'in, peygamberliginin ispati oldugunu kanitlamak igin ciddi bir gayret gostermekte, bu baglamda Kur'án'i tefsir ederken bilimsel bilginin verilerini ve gagin güncel kavramlarini iyi kullanmaktadir. Ancak bununla birlikte bilimsel verilerden yararlanirken her zaman seviyeli ve dengeli bir yontem kullandigi gorülmektedir. Ayni zamanda Kur'án'in bütünlügüne ve onun beyani konumunda olan Sünnet'in ruhuna uygun bir yaklagim sergiledigi mügahede edilmektedir.

215

"COPE-Dergi Editorleri igin Davranif Kurallari ve En iyi Uygulama ilkeleri" beyanlari:

Etik Kurul Belgesi: Bu galigma igin etik kurul onayi gerekmemektedir.

Cikar Catismasi Beyani: Bu makalenin aragtirmasi, yazarligi veya yayinlanmasiyla ilgili olarak yazarin potansiyel bir gikar gatigmasi yoktur.

Finansal Destek: Bu galigmanin aragtirma ve yazim agamasinda herhangi kigi/kurum veya kuruluglar tarafindan finansal destek alinmadigi bildirilmigtir.

Destek ve Tefekkür Beyani: -

Cifte Kor Hakem Degerlendirmesi: Dig-bagimsiz

Bu makale, Creative Commons Atif-GayriTicari 4.0 Uluslararasi Lisansi ile lisanslanmigtir.

The following statements are made in the framework of "COPE-Code of Conduct and Best Practices Guidelines for Journal Editors":

Ethics Committee Approval: Ethics committee approval is not required for this article.

Declaration of Conflicting Interests: No conflicts of interest were reported for this article.

Financial Support: It has been reported that this study did not receive financial support from any person/institution or organization during the research and writing phase.

Statement of Support and Acknowledgment: -

Double-Blind Peer Review: External-independent

This article is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.

KAYNAK^A

Atay, H. (1979). Modern ilim ve Kur'an-i Kerim iligkisinde Metod. Diyanet Dergisi, 18(5), 261-269. Ateg, A. (2002). Gegmigten Günümüze Bilimsel Tefsir Okulu. Din Bilimleri Akademik Ara§tirma Dergisi, 2(4), 117-141.

Babai, A. E. (2014). Bilimsel Tefsir Ekolü, Deliller ve Elegtiriler. Misbah (islami Dü§ünce ve Ara§tirma Dergisi), 0(9), 53-80.

Demir, (2019). Bilimsel Tefsirin Tarihi Arka Plani. (Ed. M. Dag). Din Bilim ili§kisi: Tefsir Sempozyumu

(23-24 Kasim 2018) Bildiriler iginde (s. 61-80). Erzurum: A.Ü. Yayinlari. Eren, C. (2005). Bilimsel Tefsir Metodolojisi, islami ilimlerde Metodoloji/Usül Mes'elesi-I. istanbul: Tartigmali ilmi ihtisas Toplantilari.

Gördük/ YE. (2014). Bilimsel Tefsir ve 20. Yüzyildaki Meghur Temsilcileri Perspektifinden Hasan B asri Çantay'in Açiklamali Meâli. Süleyman Demirel Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi 0(33)/ 181-214.

Güllüce/ V. (2012). íbn Rügd'ün Eserlerindeki Bilimsel Tefsir Örnekleri. Diyanet ilmî Dergisi, 48(3), 79-88.

Günay/ I. (2015). Mustafa Sabri Efendi'nin "Asr-i Hâzira Muvâfik Tûrkçe Tefsir" Yazilmasi Fikrine Kargi Görügleri. EKEVAkademi Dergisi, 0(62), 229-250.

íbn Kesîr. (1999). Tefsiru'l-Kur'âni'l-Azim. Darun Tayibetun li'n-Negri.

Karsli/ í. H. (2012). Bilimsel Tefsiri Üzerine Bazi Mülahazalar (2. baski). Ankara: Diyanet ilmî Dergisi (Kur'ân Özel Sayisi).

Kaya, M. (2016). Bilimsel Tefsir ve Degigim. Mütefekkir/ 3(5), Art. 5. https://doi.org/10.30523/mutefekkir. 245570

Kirca/ C. (ty). Kur'ân-i Kerîm'in Tefsiri ve ilimlerle Olan Münasebeti. islam Medeniyeti Mecmuasi/ 5(42), 1726.

Kirca/ C. (1984). Kur'ân ve Modern ilimler. Diyanet Dergisi, DÍB Yayinlari/ 20(2), 37-50.

Kirca/ C. (1989). ilmî Tefsîr Ekolünün Problemleri. Samsun: TDV/ OMÜ.

Kirca/ C. (1999). Kur'ân ve Tabiî Bilimler. Kur'ân Mesaji ilmî Aragtirmalar Dergisi/ 16,17,18.

Mertoglu, M. S. (2011). Tefsir. Diyanet islam Ansiklopedisi (Cilt: 40) içinde (s. 290-294). ístanbul: TDV Yay.

Özel/ R. O. (2013). Elmalili Hamdi Yazir'in Bilimsel Tefsir Anlayi§i, Osmanli Toplumunda Kur'ân Kültürü ve Tefsir Çali§malari-II. Ístanbul: ílim Yayma Vakfi/ Kur'ân ve Tefsir Akademisi.

Söyler/ A. (2010). Yüce Kur'ân'in Çagdag Tefsiri isimli Eserde Bilimsel Tefsir Anlayi§i, Basilmamig Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü/ Ístanbul.

Ça'ravî/ M. M. (2017). Kur'an Mucizesi (çev. S. Çimgek). ístanbul: Kitap Dünyasi Yayinlari.

Ça'ravî/ M. M. (1991). Tefsiru'g-§a'ravî. Misir: Ahbaru'l-Yevm,.

Ça'ravî/ M. M. (1993). Mu'cizetu'l-Kur'an. Misir: Ahbaru'l-Yevm.

Çatibî/ E. Í. (1997). El-Muvafakat (1. baski). Suudi Arabistan: Dâru íbn Affan,.

Çim§ek/ M. S. (1989). ilmî Tefsîr Üzerine. Günümüz Din Bilimleri Aragtirmalari ve Problemleri Sempozyumu, 199-204.

Çimgek/ M. S. (2013). Günümüz Tefsir Problemleri (11. baski). Konya: Kitap Dünyasi Yayinlari.

Temizkan, A. (2018). Bilimsel Tefsire Farkli Bir Yaklagim: Zaglûl Neccâr Örnegi. Çarkiyat/ 10(1), Art. 1. https://doi.org/10.26791/sarkiat.370603

Tiyek, F. (2016). Kur'ân'in Sabiteleri ve Tefsirin Yöntemi Çerçevesinde Bilimsel Tefsire Bakig (C. 3). V. Türkiye Lisansüstü Çaligmalari Kongresi - Bildiriler Kitabi.

iНе можете найти то, что вам нужно? Попробуйте сервис подбора литературы.

Turgay, N. (2002). ilmî Tefsir. Ankara: Diyanet ílmi Dergisi/ 38(1), 93-102.

Yurt, M. E. (2019). Bilimsel Tefsirin Mahiyeti Üzerine. Igdir: Igdir Üniv. Sosyal Bilimler Dergisi/ 17, 103142.

Neccâr, Z. (2005). Min âyâti'l-i'câzi'l-ilmîfi'l-Kur'âni'l-Kerîm. Beyrud: Daru'l_Maarif.

i Надоели баннеры? Вы всегда можете отключить рекламу.